Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KASIM 2003 CUMARTESİ CUMHJRfYET SAYFA
17
Müsteşara sorular
Başbakantık Müsteşa-
n Ömer Dinçer, Kamu
Yönetimi Temel Kanunu
Tasansı'nın içeriğini açık-
larken bir ömek verdi:
"Adalet Bakanlığı'na
800 trilyonlck, Köy Hiz-
metleri Genel Müdüriü-
ğü'ne (KHGM) ise 1kat-
rilyon 400 trilyon liralık
bütçe ayınyonız. KHGM
bütçesinin yüzde 85'ini
çalışanlara veriyorvz. Bu
bir yolsuziuktur!" Ana-
dolu'nun dört bucağına
köy yolu gibi, gölet gibi
hizmetleri götüren bin-
lerce çalışana ödenen
maaşlan "yoisuzluk" di-
ye niteleyen ömer Din-
çer, çok değil, birkaç yıl
öncesinedeğin Istanbul
Belediyesi'nin hem Kar-
tal Halk Ekmek Şirke-
ti'nde, hem Beton Ele-
manlan Şirketi'nde, hem
Bakım Ulaşım Şirke-
ti'nde, hem Gaz Dağrtım
Şirketi'nde, hem Ulaşım
Şirketi'nde, hem Kültür
ve Sanat Ürünleri Şirke-
ti'nde, hem Spor Etkin-
likleri Işletmesi Şirke-
ti'nde, hem de Istanbul
Dünya Ticaret Merkezi
Şirketi'nde yönetim ku-
rulu üyeliği yapmıştır.
Aynı ömer Dinçer, bu-
gün hem Başbakanlık
Müsteşartığı'ndan maaş
almakta hem de THY Yö-
netim Kurulu üyeliği yap-
maktadır.
Yanıtlanması gereken
sorular şunlardır: Din-
çer'in mantığından ha-
reket edersek, kendisinin
gerek Istanbul Belediye-
si "S/7"lerinden, hem
Başbakanlık Müsteşar-
lığı'ndan, hem de
THY'den almış olduğu,
almaya devam ettiği ma-
aşlar ne anlama gelir?
Eğer aldığı maaşlar,
KHGM çalışanlarınınki
gibi "yolsuzluk"sa, teftiş
kurulları da kaldınlaca-
ğına göre, ömer Dinçer
kendisi için muhakkik ta-
yin etmeyi düşünüyor
mu?
IŞIK KANSU
Reforma katkıda bulunan sivil toplum örgütleri
Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer'in de-
yimiyle AKP'nin "orijinal" Kamu Yönetimi Temel
Kanunu Tasansı, merkezi idarenin yetkilerini ye-
rele, yerele devredilen hizmetleri de "sivil toplu-
ma ve özel sektöre" bırakıyor.
Sivil toplum deyince, demokratik kitle örgüt-
lerini, dernekleri, odalan, sendikalan filan anla-
mayın sakın. Sivil toptumdan ne anlayacağımız,
tasannın ilk sayfalannda dile getirilmiş zaten. Ta-
sannın hazırlanmasına katkıda bulunanlar ara-
sında sayılan "sivil toplum" örgütleri şöyle:
"TOBB, TÜSİAD, TESEV..."
Bilindiğı üzere, TOBB ile TÜSİAD Türkiye'nin
en büyiik iki büyük sermaye örgütüdür.
Gelelim TESEV'e... Açık adı Türkiye Ekonomik
ve Sosyal Etüdler Vakfı olan TESEV'in Başkanı
Alarko grubunun sahıbı Ishak AJaton. Yönetim
kurulu ise şu isimlerden oluşuyor
"Asaf Savaş Akat (Bilgı Universitesi öğretim
üyesi, TÜSİAD üyesi), Vural Akışık (Türk-Ame-
rikan Iş Konseyi Başkanı), Selim Alguadiş (ışa-
damı), Erdoğan Alkin (iktısat profesörü, TÜSİ-
AD danışmanı), Ahmet Demirelj Bülent Ecza-
cıbaşı (eski TÜSİAD Başkanı), Ustûn Ergüder
(Sabancı Universitesi Istanbul Politikalar Mer-
kezi Direktörû), Osman Kavala (Kavala grubu-
nun sahibi), Hüsamettin Kavi (Istanbul Sanayi
Odası Meclis Başkanı), Ümmühan Koldaş,
Oğuz Özerden (Bilgi Universitesi kurucusu),
Ergun Özsunay (Istanbul Hukuk Fakültesı öğ-
retim üyesi), Can Paker (işadamı, TÜSİAD üye-
si, eski TESEVBaşkanı), Mete Sayıcı (işadamı)."
TESEVin yönetiminde yer alan 4 isim, Can Pa-
ker, Clstün Ergüder, Osman Kavala ve Oğuz özer-
den aynı zamanda dünyaca ünlü para speküla-
törü George Soros'un kurduğu "Soros Açık
Toplum Vato7"nınTürkiye'deki ırtibat bürosu olan
"Açık Toplum Enstitüsü"r\un de yönetim kuru-
lu üyeteri. TESEVin "kurumsal kalkınması'm da
desteklemiş olan Soros Vakfı'na bağlı Türki-
ye'deki "Açık Toplum Enstitüsü "nün üzerinde ça-
lıştığıkonularınbaşında"s/yas;reform"geliyor...
Bu bağlantılar, ömer Dinçer'in taslağı kadar
"orijinal" geldi bıze doğrusu...
Açıklama
Köşemizde, Sayıştay
Başkanı Mehmet Da-
mar'ın "Kamusalalan fa-
lan tanımam" demesi
üzerine, şu anda Milli Sa-
vunma Bakanı olan Vec-
di Gönül'ün Sayıştay
Başkanlığı sürecinin din-
sel inançları nedeniyle
"gümüş yüzük" takanla-
nn kadrolaştığı birdönem
olduğunu belirterek "Ka-
musal alan tanımayan ka-
mu görevlilerinin çoğun-
luğu da o dönemin ürün-
leridir" görüşüne yer ver-
miştik.
Vecdi Gönül aradı,
"Mehmet Damarbenden
önce Sayıştay üyesi ol-
muştur. Benim Sayıştay
Başkanı olduğum süre
zarfında hiçbir üye tayin
edilmemiştir" dedi.
Yazar-yayincı llhan Erdost'un,
12 Eylül'ün en karanlık dönemin-
de, Mamak Cezaevi'nde dövüle-
rek öldürüldüğü gündü, dün.
Erdost'un gömütü önünde ko-
nuşanlar arasında Halit Çelenk
de vardı. "81 yılı geride btraktı-
ğım yaşamımda güzel gûnlerim
de oldu, bana çok acı veren gün-
/erimde'diyebaşladısöze.Ögü-
nü, llhan Erdost'un öldürüldüğü
günü anlattı:
"Programlanan, önceden ta-
sartanan ve tüm hazırtıklanyapı-
lan bir senaryo sonunda katledi-
len sevgili llhan Erdost'un, Ma-
mak Askeri Cezaevî'nde vahşiya-
ne işkencelerte öldürüldüğünü
Çelenk'in anlatımıyla o gün
gösteren, kanlar içindeki palto-
sunun ve ancak bir teki buluna-
bilen pabucunun nöbetçi subay
tarafından karakolun pencere-
sinden önüme serilerekbana ve-
rildiği gûn...
Dûğmeleri işkence esnasında
kopmuş, kanlı palto bana ve ba-
na eşlikeden Vahap Erdoğdu'ya
her şeyi anlatıyordu. Bu palto,
vahşetin, barbariığın ve planın
canavaıiığının canh tanığıydı. O
anda sevgili llhan'm ve yaşam
arkadaşı Gül'ün sayısız fotoğraf-
lan, anılan gözlerimde canlandı.
Bunlann kiminde, sahibi olduğu
Onur Yayınlan'nda eiinde kalemi,
ağzında sigarası, masasının ba-
ştnda kitaplarüzerinde çalışıyor...
Kimilerinde evimizin bir köşesin-
de Deniz, Hüseyin ve Yusuf'un
savunma hazıriıklannda yardım-
cı oluyor... Kimilerinde hapse ab-
lan ağabeyi Muzaffer Erdost'un
gereksinimierini karşılamak için
cezaevinin giriş kuyruğunda sı-
rabekliyor, kimikezbirmitingde
kız arkadaşlannı polis saldınsın-
dan kurtarıp saklıyor...
Kemer'de Ali Alpazar'/n pan-
siyon olarak kullandığı evinîn bah-
çesinde Rana Erdost Muzaffer
Erdost, Serpil Güvenç, Metin
Demirtaş, eşi Gül Erdost ve Şe-
kibe Çetenk7/7 de bulunduğu
yemeklerde llhangülüyor, Gül'le
birlikte türkü söylüyor, masayı
şenlendiriyor...
llhan, sevgili Gül ile evlenirken
bana nikâh tanığı olma onurunu
verme inceliğini gösteriyor. Bu-
nu bana söylerken kara bıyıkla-
nnın altında sessizce gülûmsü-
yor."
Halit Çelenk, bir an soluklandı
ve dedi ki:
"Faşizmin en büyük özelliği
zindan, işkence ve öldürümdûr."
Burgazadamızın Ormanı
Yandı Bitti Kül Oldu
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakı turk.net
PERtHAN ERGUN
Ada Dostlan Dernegı Başkanı
Yedi düvelin çağlarca gönül
koyduğu güzel Istanbulumu-
zun emperyalistlerin işgalınden
kurtulduğu gün olan 6 Ekim,
çocukluğumdan beri beni hep
heyecanlandırmış, Ata'mızın
"Geldikleri gibi giderier" de-
diği düşman güçlerinin Dolma-
bahçe önlerindeki gemilerini
kovma kararlılığının da guru-
runu yaşayageldiğim gün ol-
muştur.
Bu yılın 6 Ekim'\ ise sevgili
Burgazada'nın 4-5 saat içinde
gözlerimizin önünde yanıp kül
olmasının ölümcül acılanna ne-
den oldu.
Prens Adalan'nın en seçkin
çiçeklerine, yeşiline, en büyük
ormanına sahip olan Burgaza-
da'nın bu dramına üst makam-
lann eşi az bulunan Marma-
ra'nın incilerini gözardı etmesi
baş etmendir.
Seksenlı yıllarda Adalanmı-
zın sorunlannı dile getirmeye
ça'ıştığımız yayın organımız ye-
şil başhklı ÇEVREMİZ aylık ye-
rel gazetemizle dertleri ortaya
koymaya başlamıştık. Bu ya-
yınlaria 1984 yılında Adalan 1.
derecede SİT kapsamı içine al-
dırdık. SİT yasalarının koruyu-
cüuğuna karşın yüksek rant
getirisi olan, anakaraya en ya-
kın dinlence yerinin korunma-
sında çok büyük ve ürkütücü
ergelleri de yaşadık. Yılmadık..
hep koruma ve kollama ama-
cnı sürdürdük. 1989 Martı'nda
Isanbul gönüllüsü, hizmetleri
ve anısı önünde saygıyla eğil-
dijim Sayın Çelik Gülersoy
başkanlığında Ada Dostlan Der-
neği'ni oluşturarak çalışmala-
nnızı güçlendirdik.
Adaların tarihsel yapısı ya-
nnda çevre ve seçkin doğası-
nn, ormanlannın, denizinin ti-
tbikle korunup geliştirilmesini
anaçladık. Yetkili makamları
ve devlet erkini bu korumada
ysnımıza almakta zortandıksa
dı savaşımımızı hep sürdür-
dJk.
Yerel yönetime lller Banka-
s nın sürekli oturan 17 bin nü-
fısa göre verdiği bütçe, istenen
iyleştirmelerde hep yetersiz
kılmıştır. Çünkü yaz aylannda
ourma nüfusu 100 bin, piknik-
çerin geldiği günlerde de 200
bne ulaşan kalabalığa bu büt-
çsyle hizmet verilemeyeceği
a:ıkça bilinirken Adalar hep
cıemsenmeyip gözardı edil-
rnştir ve edilmektedir. Örne-
ğn; Türkiye Denizcilik Işletme-
fei'nin bu yılki kış vapur tarife-
sAdalılar için tam bir işkence
L/gulaması olmuştur.
Bu koşullardaki Adalann baş
srunu da sık sık metan tutuş-
rasıyla yangınlara neden olan
onan içindeki çöplüklerdir.
Izun uğraşılanmızla Büyüka-
Q ile Terk-i Dünya Manastı-
rnın yanındaki Heybeliada
çöplükleri 2001 yılında yerel
yönetimce işlevden kaldınlmış.
Burgazada'yla Kınalıada'nınki
de bu yıla ertelenmişti. Neya-
zık ki Burgazada yangını buna
bir ay kala çıktı.
6 Ekim günü yangın faciası-
na, soğutma eksikliği yanında
mevsim normallerinin üstünde
bir sıcaklıkla gün ortasında şid-
detini arttıran lodos fırtınası da
neden oldu. Buna Itfaiyenin
yangın söndürme teçhizatı ile
personel eksikliği de eklendi.
12.30'a doğru çöplük duvarı-
nın dış kısmındaki molozdan
başlayan yangını görüp ihbar
eden Adalıya itfaiye görevlisi-
nin "Amaan.. bu çöplükle uğ-
raşmaktan bıktık, şoförûmüz
yeni, arazözanzalı, neyapalım"
cevabından bir saat sonra du-
man ve alevier 5-10 yerden ah-
tapotun kollan gibi ormanı sar-
dı. Bir de derneğimizın 1996
Temmuzu'nda Adahların ime-
cesiyle aldığı motopomptan da
faydalanılamadı. Motopompu
Adanın Isa Tepesi'ndeki ma-
nastıra yerieştirip o civardaki
sarnıçlardan yangında ilk yar-
dımda kullanılması için adalar
itfaiyesine vermiştik. Onu da
itfaiye, aşağrya arazöze su pom-
palamak için almış. Işte bu ve
birçok neden.. sorumsuzluk,
özensizlik, değerleri koruma-
dan yoksunluk bizlere bu faci-
ayı yaşattı. Tek tesellim ateş
topu gibi 200-300 metre uza-
ğa fırlayan kozalaklardan biri-
nin de Sart Faik Müze Evi'nin
önündeki palmiyeyi tutuştur-
masının evin bekçisi tarafın-
dan hemen söndürülmüş ol-
ması. Aksi halde müze de Sa-
tt'in hayallerinin esin kaynak-
ları gibi yanacaktı. Bu örnek
aracılığıyla Yapı-Kredi Kültür'ü
de tekrar uyarmak istiyorum.
Geçen yılın sonundan beri Sa-
it Faik'in telif haklanyla evinin
bakımının sorumluluğu bu ku-
ruma verilmiş bulunuyor. özen
göstermelerini ve çalışma ama-
cıyla evden götürdükleri arşi-
vin de iadesini dernek sorum-
luluğuyla istiyoruz.
Ormanımızı yeniden yeşertip
onarmak için Omnan Bakanlı-
ğı görevlilerinin yoğun, yoru-
cu, özenli saha çalışmalan ve
ağaç dikimine de destek olma
karanndayız. Bunun için kısa va-
dede Adaların bitki özelliğini
taşıyan gelişmiş (1 -2 metre)
çam fidanlan, uzun süre için-
de de su pompalan, söndürme-
de kullanılacak su sarnıçlan ve
kuyularıyla, vanalan oluştura-
bilmemiz için çevre ve doğase-
verterin bağışlanna gereksini-
mimiz vardır. Fidan bağışı (bu
olmuyorsa) ve onları alabilme-
miz için derneğimizin Beyoğlu
1011 Iş Bankası Şubesi'ndeki
1494022 no'lu hesabına nakit
yatınlabilir. 100 binin üstünde-
ki ağaçlandırma için bu deste-
ğe büyük gereksinimimiz var-
dır.
KİRALIK DAİRE
Sahibinden Kızıltoprak'ta
3 + 1 doğalgazlı masrafsız.
Tel: 0 216 337 81 41
Cep: 0 542 241 79 61
ÇtZGİLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com
X
r
H A R B t SEMİH POROY semihporoyp yahoo.com
HAYAT EPİK TÎYATROSU MVSTAFA BÎLGL
TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 8 Kasun ianc.munitaz-arikan.com
UMMLER'İN ORTAYA ÇIKIŞL
19Z3'TE BU 6£C£,ALMAUYA'M, NAZİLER'/N ONOB
GBLEN ÜPERLERİNDEN SIRİ OİAH MEIHRICH ~
HİMMLER İLK KEZ TARİH SAHNESİNE ÇlKri.
ADOLF HİTLER, NASYONAL SOSYAÜST fH&Tİ'Yİ £lh~
GEÇMİŞİNİN ÜÇÛNCÛ YIUNDA, BAVYEgA'PA BİR
BASKIN DÜ2£NL£MİfTl. AMACI, BYALET YÖMETİÇİ-
LERİfJİ, TOPLANPItUARt BİRAHANEÖE ELE GEÇİRİP
YÖNETİMİ SAĞiAMAKTf. BUNUN İÇİN YEUİ KURULAA
YARI ASKERi'SA"BiRLİKL£IS.iHDeN YAGARLAMOZDU.
HİMMLBR De BUNlAf? AJZASINDAYOt VE O 6BCEKİ
BASK/MPA YER AUX. "BİKAHANE SASK/Nl" TU-
TUKEVİNOE SONUÇLANACAKTI AA4A,UİMMLER,
LİPERİNIN PIKKAriN/ ÇBKBOEKTt. BU HASJA
OJULU AOMA, *6EpXPO"(GİZlJ POÜS)
U LİPERLK/NE AMYPI..
GÖRÜŞ
Prof. Dr. ZEKİ ARİKAN
Cumhupiyet Yürüyüşü
Cumhurıyetin 75. yılını kutlama etkınlikleri önce-
sinde, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman
Demirel. Tarih Vakfı temsilcılerini Çankaya Köş-
kü'nde kabul etti. Söyleşi tam ikı saat sürdü. Sayın
Cumhurbaşkanının yakındığı nokta şuydu: Cum-
huriyet Bayramı kutlamalannda devlet vardı, fakat
halk yoktu. Peki halkın bu kutlamalara katılımı na-
sıl sağlanacaktı? Sorun nasıl aşılmalıydı? Sorun iki
saat boyuncatartışıldı, çeşitlı önenlergetirildi. Vak-
fın, çeşitli kuruluşlann çabalarıyla o yıl halk, geniş
ölçüde kutlamalarda, cadde ve sokaklarda yerini al-
dı. Istanbul'da görkemli yürüyüşleryapıldı. Izmir'de
körfezin iki yakasında, bir yandan Fahrettin Altay Mey-
danı'nda, öte yandan Karşıyaka'dan başlayan bü-
yük yürüyüş, Cumhuriyet Alanı'nda noktalandı. O
günden beri halk, Cumhuriyet Bayramı kutlamala-
nnda en geniş ölçüde yerini almaktadır.
Şimdi Cumhuriyetin 80. yılını algılıyoruz. Türki-
ye'nin bütün kurum ve kuruluşları, sivil toplum ör-
gütleri, ünıversiteler vb. Cumhuriyetin 80. yılını kut-
lamanın coşkusunu yaşıyor. Bu bağlamda üniver-
siteler 25 Ekim'de Atatürkçü Düşünce Demeği'nin
de çabalanyla, Ankara'da Tandoğan'dan başlayıp
Anıtkabir'euzanacakbiryürüyüşdüzenlediler. Böy-
le bir yürüyüşe katılmak için duyuru yapıldı. Ama ne
katılanların sırtı sıvazlandı, ne de katılmayanlara si-
tem edildi. Isteyen katıldı, istemeyen katılmadı. Yal-
nız ulaşım kolaylığı sağlandı, o kadar.
25 Ekim sabahı, Beşevler'den yürüyerek Tando-
ğan'ageldiğimizde meydan yükünü almak üzerey-
di. Burada birtakım gençlerin ellerinde "Ordu Gö-
reve" yazılı pankartlar taşıdığı görüldü. Bu gençler
yürüyüşü düzenleyenler tarafından hemen uyanldı.
Pankartlar kayboldu. Anıtkabir'e girişte Türk bay-
rağı dışında hiçbir flama, işaret ve pankartın içeri-
ye sokulmasına izin verilmedi. Tandoğan Meyda-
nı'ndan en az 40-50 bin kişilik bir kitle -sayılar iste-
nildiği kadar küçültülsün- dalga halinde Anıtkabir'e
aktı. Yürüyüş Tandoğan Meydanı'ndaki konuşma-
laria sona erdi.
Şimdi bu çirkın pankart olayı bahane edilerek tan-
zim atışına başlandığını ve hedefin de üniversiteler
olduğunu üzülerek görüyoruz. Bir yandan yürüyü-
şün sayısal varlığı olabildiğınce azaltılmaya çalışılı-
yor. öte yandan da üniversiteler askeri bir darbeye
davetiye çıkarmakla suçlandınlmak isteniyor. Ajan
provokatör kılıklı yüzsüzler, demokrasiyi ancak ken-
di düzenlerini kurmak için bir araç olarak görenler,
kimı kaşarlanmış köşe yazarlanna kadar herkes ağız
birliği etmişçesine bu görkemli yürüyüşü gönnez-
likten gelerek öküzün altında buzağı anyorlar. Yü-
rüyüşün bambaşka bir amaçla yapıldığı izlenimi
uyandınma gayretkeşliği içine girmış bulunuyorlar.
Savcılar göreve çağrılıyor, hemen soruşturma açıl-
ması isteniyor. Elbette soruşturma açılmalı. Bu çir-
kın provokasyonun failleri yakalanmalı ve teşhir edil-
meli. Ama bu olay bahane edilerek hiç kimse, bu
yürüyüşe katılan üniversite mensuplannı orduya da-
vetiye çıkarmakla suçlamasın.
BULMACA SEDAT YAŞAYA\
SOLDAN SAĞA:
1/ Karagöz
oyunundaki
kambur cüce-
ninadı.2/Yu-
nan abecesin-
de bir harf...
Bir şeye ina- 5
narak bağla-
nış. 3/ Anka-
ra'nın bir ilçe-
si... Halk di-
linde "sessiz, 9
yavaş" anla-
mında kullanılan bir
sözcük. 4/Türk mü-
ziğinde bir makam.
5/ Eski Mısır'da gü- 3
neştannsi.Eskiden 4
öğrencilere beğenil-
diğini göstermek 6
üzere verilen ve de- 7
rece bildiren belge. 8
6/Öbür dünyada ve- 9
rilecek olan ceza...
Şaşma bildiren bir ünlem. 7/Çevresinde hendek-
ler bulunan küçük kale... Bir asitle birleşince bir
tuz oluştnran madde. 8/Eski dilde bayram... " —
Berkes": tktisat tarihçimiz. 9/Bir organımız... Do-
ğu Anadolu'da bir göl.
\TKARTOAN AŞAGIY\:
1/ Sevimsiz, budala ve bücür erkek. 2/ tspanya'da
Bask bölgesinin bağımsızlığı için savaşım veren
gizli örgüt... Ağızda güç eriyen bir cins şeker. 3/
Yavru, çocuk... "Sözün — ile düşürgil" (Yunus Em-
re). 4/Gaziantep'inbirilçesi. 5/Radyum elemen-
tinin simgesi..." Bravo" anlamında kullanılan ün-
lem. 6/Çok çirkin ve sakil... Birinden birinin ola-
cağı sanılan iki iş için kullanılan bağlaç. 7/Türk
müziğinde bir makam... Temel, esas. 8/îlkel ben-
lik..." — Akıncıoğlu": Şairimiz. 9/Yabancı... " -
- Alet": Aziz Nesin'in öykü kitabı.
PENİZ SOM
Sarı Zaman
Bu kıtapta tanıdık
isimlerin bildik kelinKİer
karşısında akıllanna
gelen ilk düşünceleri
bulacaksınız. Bazen
şaşıracak bazen
alkışlayacaksınız. Geriye
dönüp bakmak adettir.
Bu kitapla hem geriye
dönüp bakacak hem de
geride durup bugünû
seyredeceksiniz. Ve
bugünden yarına siz de
tarihe not düşeceksiniz.
Günizi Va\ ıncılık
Tel: 0.212. 512 42 19 Faks: 0.212*512 11 72