Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-L-
SATA CUMHURİYET 30 KASIM 2003 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
ARADABİR
ŞÛKRÜ UYGUNER
2103 Türkiyesi'nin
Gırumı Sezer...
Lkemizde2003 yılında, sosyal, siyasal ve ekonc-
mikalanlarda hükümet tarafindan çeşitli değişim
gaystleri görülmüştür. Bu gayretler çoğu kez 80 yıl-
faık Cumhuriyet ve laiklik ka^anımlannı geriye gö-
rürecek biçimde gerçekleştirilmek istenilmiştir. Cum-
hurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer Cum-
huryet ve kazanımlanna; t ü m dinlere eşit mesa-
fedc duran laiklik ilkesine sahip çıkarak toplumun
büyjk gururu ve Anayasamızın baş savunucusu
olrruştur ve bulunduğu makamın gereğini yeri-
ne getirmiştir. Cumhurıyetimizın 80. yılı kutlamaka-
bul öreniyte ilgılı Sayın Cumhurbaşkanımız haksız-
ca ypratılmak istendi. Konu, kamusal alanda 'tür-
ban'takılmasıdır. Bu konuda oiayı sadece türban di-
ye çprmek bütünü kavramadan ayrıntıya bakmak
derrBktir. Olay dinsel inanç v e göstergelerin kamu-
sal aanda yer alıp almayacağıdır. Çünkü bu konuda
verikrı birödün (taviz) öbürierinin de getirilmesine ne-
den slacaktır. Temel konu dinsel simge ve inanç-
lariakamu düzeninin bozulamayacağıdır. örneğin:
1-Söz konusu kabul törenine herhangi bir vatan-
daş gidebilir mi? Gidemez. öyteyse, giden kişilerin
resrri bir statüleri vardır ve resmi statüleri olduğuna
görelaiklik ilkesine göre dinsel göstergeler kullana-
rnazlar, yani kamusal alanda kadınlar türban takamaz-
lar, efkekler sank, cüppe vs. giyinemezler. Aynca bu
kamusal davette kot pantolon, spor giysiler vb. giyi-
lemez.
2- Kabul töreni esnasında bir davetli namaz saati
geldiği içtn töreni terk edebilir mi? Edemez.
3- Okullarda oruç saati geldiği için dersler tatil edi-
lebilir mi? Edilemez.
4- Okullar ve resmi dairelerde cuma namazı saatin-
de izn verilebilir mi? Verilemez.
5- Okullarda bir öğretmen dinsel semboller kulla-
narak (türban, sank, sakal, peçe, vb.) derse girebilir
mi? Giremez... Fransa'da isviçre'de de öğretmenle-
rin dinsel semboller taşımaları küçük yaşta çocukla-
nn eğitiminde tarafsızlık ilkesini yok edeceği için ya-
saklanmıştır.
6- Devlet memuıiarı rutin tatil zamanı olan yaz
mevsimi yerine hac zamanında izin alarak hacca gi-
debilirier mi? Gidemezler.
7- Laiklik tüm dinlere eşit mesafede durmak ilke-
sidir. örneğin Aleviler, Hıristiyanlardevletten Müslü-
manlara sağlanan maddi desteği görüyoriar mı? ör-
neğin Hınstiyan vatandaşlarımız yılbaşı öncesi yor-
tu günlerinde tatil yapabiliyoriar mı? Museviler de
aynı şekilde kutsal günlerinde tatil yapabiliyoriar mı?
Yapamıyoriar. Ülkemizde sadece Müslümanlara ba-
zı dinsel haklar (camiler, ezan okunması, bayram ta-
tilleri, Diyanet kanalıyla maddi kaynaklar vb.) tanın-
makta, diğer dinler yok sayılmaktadır. öbür dinterin
de göz önünde bulundurulması gerekir.
8- Ateist vatandaşlar acaba bazı dinsel uygulama-
lardan dolayı baskı hissediyorlar mı?
9- Sayın Zekeriya Beyaz, Sayın Hüseyin Hate-
mi, Sayın Yaşar Nuri Öztürk gibi din bilginleri tara-
fmdan Kuran'da kadınlann saçlannın ya da başlan-
nın örtünmesi ile ikjili bir "Ayet" bulunmadığı bildiril-
mektedir. Kuran'da net olarak belirtilmemiş bir ko-
nuda bazı hanımlann dinsel inancı gereği olduğu id-
diasıyla takmak istedikleri türbanın keyfi ya da gele-
neksel bir uygulama olduğu görülmektedir. Keyfi ya
da geleneksel bir uygulamayı kamu düzeninin önü-
ne çıkarmak ıstemek, kamu düzenini bozmakla
eşdeğer degil midir?
10- Türban dayatmacılan acaba Nobel ödüllü Iran-
lı kadın hukukçu Şirin Ebadi'nin ülkesinde zorunlu
olarak türban takmasını, öbür ülkelerde başını açma-
sını neden görmezden gelmektedirler?
Kısacası, dinsel inançlar bir bütündür, ya hepsi ka-
musal alana girer ya da hiçbiri. Sadece bir dinsel inan-
cı almak, filin sadece ayaklannı görmeye benzer. Bu
nedenle Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet
Sezer filin tamamını görerek kamusal alanda dinsel
inançlara yer olmadığının altını çizerek laiklik ilkesi-
nin gelecekte çeşitli aşındınlmaJanna karşı net tavn-
nı koymuştur.
"Dün dündür, bugün bugündür." "Anayasa bir
defa delinmekle birşey olmaz" diyen geçmiş dönem
cumhurbaşkanlanna önemli bir fark atarak tam bir
"DevletAdamı" olduğunu göstermiştir. Ülkemiz 2003
Türkiye'sinin büyük "DevletAdamı" ilegururduymak-
tadır.
Yeşil Bir Kuş Olup...
Şunu iyi bilmemiz gerekir ki kadına karşı güven
duymayan, onu güçsüz, aşağı gören, onu sürekli denetim
altında tutmaya çalışan, kendi dürtüselliğinin
sonımluluğunu da kadına yükleyen erkeğin temel sorunu
kendi özgüven duygusunun eksik oluşudur.
Prof. Dr. M. Orhan ÖZTÜRK
K
ızılcahamam'ın bir
köyünden, 50-55 yaş-
lannda bir kan-koca,
Hacettepe Hastane-
. si'ndeld odamın ka-
pısında duruyorlardı. Köyünde
imamlık yapan koca, eşini muaye-
ne için getirmişti. Her ikisine açık-
lama yaparak önce odaya hastayı
aldım. Yahuzca adını söyleyebüen
AyşeHanım'a değişik yoîlardan so-
rular sordum, susarak bekledim,
onubırtürlükonuşturamadım. Hiç-
bir yanıt alamayınca kocasını da
odaya çağırdım. Ona, eşinin hiçbir
şey anlatmadıgım söyleyince. "Efen-
dftn, bir haftadır bana yeşfl bir kuş
olup uçup gkkcektim, sen beni ön-
ledin deyip dunıyor" dedi. Ben bir
yandan kocanm anlattıklannı din-
lerken, bir yandan da Ayşe Hanım'ı
izliyordum. Koca, bir an duraklayın-
ca, Ayşe Hanım birden ona kin, nef-
ret dolu bir bakış firlatarak. vurgu-
layıcı bir ses tonu ile. "Senicehen-
nem zebanisi, e\1endiğimiz günden
beri bir gün olsun beni hoşnut eden
bir çift söz söyledin mi, bir hareke-
tin oldu mu?" dedi ve bana döne-
rek anlatmaya başladı: "Namaza
durmuştum, bir şeyler gördüm. ben
yeşil bir kuş ohıp uçup gidecektim.
Tam o sırada fkocasını göstererek)
aha bu. öteden bağmh, kan tnakas
nerde drve. o sırada gördüğüm şey
gözümden sitindi. namazun bozul-
du, yeşfl bir kuş ohıp uçup gideme-
dnn."
Bunca yıldır çok hasta gördüm,
çok öykü dinledim. Anadolu kadı-
mnın çilesini, çaresizliğini, seçe-
neksizliğini bu denli açık, bu denli
çarpıcı anlatan bu öykü gibisinı duy-
madım. Ayşe Hanım, bize içınde
bulunduğu seçeneksiz ortamda er-
keğin anlayışsızlığı, duyarsızlığı
karşısında tek çözümün ancak bır
düşlem dünyasında olabileceğını
anlabyordu.
Anadolu toplumu, kadın- erkek
eşitsızliğıni, kadına karşı erkeğin
duyarsızhğını, kadının yalnızlığını
gösteren sayısız yaşamöyküsü ile
doludur. Bir ortaçağ toplumunu ay-
dınlanmış topluma dönüştürmek
için köklü önlemleri büyük bir yü-
reklilikle ortaya koyan Atatürkdev-
rimleri, en başta kadının toplum-
daki yerini yüceltmeyi amaçlamış-
h. Kentleşmiş toplumun kimi kesim-
lerinde bu amaç önemli oranda ger-
çekleşmiştir. Ancak, genelde, uygar-
lığın en temel koşullanndan olan
kadın-erkek eşitliği ve kadına tanı-
nan yer, önem bakımından bu top-
lumun daha çok yol alması gerek-
mektedir.
Son günlerin siyasal çekişmele-
ri arasında butoplumda kadın-erkek
eşitsizhğini en belirgin biçimde tür-
ban konusu sımgeleştıriyor. Türba-
nın toplumda bu denli ağırhk kazan-
ması dennde kadma, bilinçh ya da
bilinçdışı yaygın bir bakışın, bir tu-
tumun süregeldığını gösteriyor.
Demokrası, özgürlük, insan hak-
lan gibi söylemlerle bu bakışın, bu
rutumun üstü örtülü kalmaktadır.
Bır başka deyişle türbanın somut
yapısı kadınlan örtmek için kulla-
mlırken, türbanın simgeleşmiş \a-
pısı da erkeklerin kadına bakışının
ve tutumunun üstünü örtmektedır.
Böylece, örtünme konusunun ger-
çek psikolojik anlamı, daha doğru-
su erkeği ve kadını ile temelde na-
sıl bir insan anlayışının egemen ol-
duğu konusu incelenememektedir.
Kadının örtünme gereksinimi ya
da zorianösı dinsel bir inanca bağ-
lı olsa bile, örtünmeyi zorunlu kı-
lan bu inancın altında yatan bilinç-
dışı tinsel süreçleri tanımaya çalış-
makta yarar görüyorum. Bunlan ta-
nıyabilirsek, insana bakışımızın te-
mel niteliğini bir oranda anlayabı-
üriz. Ruhbilim, ruhhekimliği, nıh-
çözümleme (psikanaliz) insanın dav-
ranışlannı, bu davTanışlann altında
yatan güdüleri, korkulan, çatışma-
lan incelemeye çalışır. tslambilim-
cileri arasında kadının örtünme zo-
runluluğu kimilerince tartışmah bir
konu olsa bile. kadmın örtünmesi ge-
leneksel inançlı ve dinci kesimler-
de önemli bir deger taşımakta, uy-
gulanmaktadır. Son 20-30 ynlda bu
uygulamanın siyasal bir anlam da
yüklenmesi yapacağımız çözümle-
meyi (tahlil) değiştirmez. Islam ta-
rihçileri örtünmenın ortaya çıkışı-
nı, gerekçelerinı inceleyebilirler.
Ben konuya yalnızca bilinçdışı psi-
kolojisi açısından bakmak isterim.
BDinçdışı açıdan-
Yalın dille konu şudur: Kadın, er-
keklerin karşısında örtünmelıdir.
Neden? Çünkü kadın saçlannı, boy-
nunu, derisini açık tutarsa onu gö-
ren erkeğin cınsel dürtülerini uya-
rabilir, erkeği baştan çıkarabilir. Er-
kek ona cinsel duygularla bakarsa
ortaya gözle yapılan cinsel ilişki
(göz zinası) söz konusu olabilir. Ko-
nuya böyle baknğımızda, kadının ör-
tünmesi hem erkeği, hem kadını ko-
ruyor. Nasıl? Kadının kendisini baş-
tan çıkancı olmaktan, dolayısıyla
da baştan çıkanlmaktan, erkeği de
baştan çıkmaktan, baştan çıkancı
olmaktan koruyor.
Böyle bir korumaya ve korun-
maya gereksinim olduğunda insa-
na temel bir bakışın anlamı ortaya
çıtayor: Kadın ve erkek, birbirleri-
ni görünce baştan çıkmaya, baştan
çıkarmaya eğilimlidir, haardır. Ya-
ni, hem erkek hem kadın kendi cin-
sel dürtülerini denetim altındatuta-
maz, dürtülerinin egemenliğıne ken-
dini kapnnr. Insanoğlu özünde dür-
tüsel eğihmlerini frenleyebilmede
güçsüz bir varhkûr. Ancak kutsal bir
inancın gücü ve kadının örtünmesi
ile bu dürtüsel eğilimler frenlene-
bilir.
tşte bu noktada bu bakış biçımi
çağdaş ruhbilimdeki benlik özerk-
hği, durtülerin ertelenebilmesi, in-
sanın u>oım yetılerinın gelişmesi,
yüceleştırme (sublimatıon) gibi kav-
ramlara ters düşmektedir. İnsan ge-
liştıkçe, olgunlaşnkça hem çe\Teden
hem ıç dürtülennden göreceh bir
özerklik kazanır; hem çe\Tesine
uyum. hem kendi iç dürtülerini bek-
letebüme, erteleyebilme, onlann
sağladığı enerji ile topluma yararlı
yaratıcı etkinlikler sunabilme (jii-
celeştirme) yetilerinı geliştirir. Ör-
tünme yasasını zorlayan bir ınanç,
insanın bu tür bir değişim, bu tür bır
gelişim yapabileceğinı kabul etmi-
yor. Diyor kı, insan kendi ıç dürtü-
lenne ve çevredekı uyaranlara kar-
şı özünde zayıftır; çevTedekı uj'aran-
lara ve iç gereksinimlerine boyun eğ-
mek zorundadn-. Bu nedenle de dı-
şardan dinsel bir uygulama ile de-
netim zorunludur. Aslında bütün
dinlerin ortaya çıkışında böyle te-
mel bir insan anlayışının yeri olsa
gerekür.
Eğer konu cinsel dürtülerle bağ-
lanüh ise erkek neden örtünmüyor
sorusu akla gelmelidir. Erkek ör-
tünsün \c kadın baştan çıkmamak
için onu göremesin! Bunu böyle or-
taya koyduğumuzda, örtünmeyi ka-
dının üzenne yüklemek kaduıa ba-
kışın özünü yansıtıyor. O da kadı-
nın temelde daha güçsüz, dürtüle-
rine daha kolayca kapılabilu- olma-
sıdır. Bu denetim her şeyden önce
kadına uygulanmalıdır, çünkü dür-
tülerine egemen olamayıp baştan
çıkabilen ve baştan çıkancı olabi-
lecek nesnekadındır. Bu noktadaka-
dına karşı erkeğin kuşkucu, güven-
meyen, paranoyak Içskanç tutumu
açıkça belli olmaktadrr.
Şunu iyi bümemız gerekir ki ka-
dma karşı güven duymayan, onu
güçsüz, aşağı gören, onu sürekli de-
netim altında tutmaya çahşan, ken-
di dürtüselliğinın sonımluluğunu
da kadına yükleyen erkeğin temel
sorunu kendi özgüven duygusunun
eksik oluşudur. Erkekteki bu öz-
güven eksikliğinın kökenleri başka
bır vazının konusu olabilir.
TRT'ye Genel Müdür Ataması..
Kenan DEĞER TRTAntalya Emekliler Derneği Başkam
Mayıs 1964 tarihinde bilmek için gayret gösteril- Radyo,Televizyonkuruluş-
1TRT' nin kuruluşundan
bu yana ilk kez altı yıl
süreyle Genel Müdürlük ya-
pan ve görevden istifa ede-
rek aynlan basanlı idareci
Yücel Yener' in yerine halen
bir genel müdür atanamadı.
Neden?
tki nedeni var:
llki;
TRT Genel Müdürlügu'ne
"siyasal yandaş" seçilmesi
gayreti. Bu her dönem böy-
le olmuştur.
TRT ilk yasası ile tam an-
lamı ile "otoman", yani
Özerk bir kuruluş idi.
Siyasi iradenin Mechs'ten
çıkarttığı ilk yasadaki
"özerMgi''. yine siyasi ira-
de bir türlü sindirememişti;
mutlaka TRT"yi bir uçtan
kendi kumandası altına ala-
di. tkinci değişiklikle "ta-
rafsızhk" ilkesinin yasaya
konma çabası gösterilmiş-
tır.
Bu anlayışa göre bir dev-
let kuruluşu olan TRT'nin
de, yönetimine ve yayınla-
nna Hükümetçe egemen
olunmah idi. Oysa TRT ya-
sası, anayasada yer alan hü-
kümlere göre oluşturulmuş
ve mutlaka yansız. tarafsız,
Özerk alması yönündedir.
Bunun aksine yönelmek;
siyasal geçmişimızde aynı
konuda bir dönemde söy-
lendiği gibi. "Ana>3sayıbir
defa debek" ne olur, "tavn-
nın versiyonııdıır"... Anaya-
sayı ikincı defa delsek ne
olur yaklaşımıdır.
tkincisi;
Bilindiği gibi Türkiye'de
lanna. yaym yapmalanna
izin veren yine anayasal ta-
rafsız birkuruluş olan RTÜK
vardır.
RTÜK, yayına izin verdi-
ği Radyo ve Televizyonlann
denetimini de yapar. Kapa-
tımıaya kadar varan cezalar
verir. Görünüşte RTÜK hü-
kümetten emır almaz taraf-
sız çalışır gibi ise de; işte
TRT Genel Müdürü aday se-
çiminde hükümetin istediği
doğrultuda işlem yapılacak-
tır.
Bu nasıl oluyor...
11 kişilık RTÜK üyele-
rinden yedisi; dördü hükü-
met olan siyasi parti, ya da
partüerin,üçü de Muhalefet
partilerinin önerdiği kişiler-
den oluşuyor. Toplam yan-
dan fazla olan bu kişilerin,
kendilerini atayan siyasile-
rin istekleri doğrultusunda
oylannı kullanmalan nere-
deyse olağan gibi gelmiyor
mu'
1
Bugünkü yasalar ve siste-
me göre TRT Genel Müdü-
rü seçimindeki yöntem de
şudur:
TRT Genel Müdürlüp
için ilan veriliyor (Hiçbir va-
sıf ve özellik belirtilmeden).
Başvunı süresi bitimin-
den hemen nerede ise bir
gün sonra üç aday beUrlene-
biliyor. Son başvurular 114
idi. Üst Kurul bir günde bu
kişileri nasıl inceleyebiliyor
ve de değerlendirebiliyor?
Kuruma müstahdem alırken
bile mülakat yapıhnaktadır.
RTL'K, serbest başvurular
içinden, başvunı son günün-
den bir gün sonraüç aday be-
lirliyor.
Bu adaylar hükümete su-
razarlama. reklam ve medya dünyasının calışanları ıçın meslekı eâıtım programı hazırladık
IAA ile Okulda Hir ö'un admı verdığimiz bu programda. en taze pazarlama sje reklam konularını
paylaşalım istedık. Kontenjanımız sınırlı olduğundan basvurularınızı oncelık sırasına<jorekabul
edeceğiz. Yapacağınız tek şey. aşağıdaki numaralardan bır günlük ünıversite kaydınızı yaptırarak
derse yetismek.
ile Okulda Bir &ün I \ I
73 Arahk 2003 Cumarfesi
9:00-10:00 Kay/f
f . D e r s 10.00- 11:15
"Tam yol ileri: fA.arkefler arası
rekabette kurumsal iletişim."
Nurdan Tümbek I tAefro Group
ZDers 11M5- 13:00
"Sen kimin için çahşıyorsun?:
İletişim tasarlama sanatı"
Vincent Houvard I Yorum Pufc//cs
l.Vers 1H:00- 15:15
"Önüm - arkam, sağım - solum sobe:
Heden diliyle iletişim"
Ercan Kaşıkçı I Unilever
H. Vers 15V5 - 11:00
"Uzun ince bir yoldayım: Klasik
pazarlamadan ilişkisel pazarlamaya
geçisin öyküsü"
Elif Oür I VirectCom
Başvurular \f\f\ Turkıye Bölumu Sekreter/ığı
Tel 0 2/Z 325 37 && - 90 Faks 0 2/2 325 37 91
Cektronık-posta: laaturkeychapasuperonlinecom
Bj !İan Currhur/yet ûazetest nın katkılartyla s>zlere uh
n Aralık 200Î. Cumarfesi
ITÛ Yabancı Vıller Yufcsek Okulu - Maçka
(Esh /v\aden Fakultesı)
nuluyor. Hükümet de bu üç
aday arasından birini seçe-
rek Cumhurbaşkanı'na
tt
Onay"a sunuyor ve TRT
Genel Müdürü atanıyor.
İşte; yasal yanlışlıklar ve
yetersizlikler burada bas.li-
yor:
1- RTÜK'e neden TRT
Genel Müdürlüğü için üç
aday seçme görevi verilmiş?
RTÜK'ün izin verdiği diğer
televizyonlann genel mü-
dürlüklerini seçme gibi bir
işlevi varmı? Yok...
2- TRT yasası Tarafsız ve
Özerk olduğuna göre,
RTÜK'ün adaylan, neden
hükümete gönderilerek si-
yasal bir seçme yetkisi kul-
landmlıyor. Siyasi bir yapı
olan hükümetin de TRT Ge-
nel Müdürü adaylanndan bi-
rini seçme yöntemi de Ana-
yasa'ya aykındır. TRT yasa-
sı, bu kurumu tamamen si-
yaset dışı tutmuştur. Bu iş-
lev RTÜK"ten kaldınlmalı.
3- Mademki hükümet üç
adaydan birini kendisi be-
lirliyor ve Cumhurbaşka-
nı'na "onaylaüyor'', bir si-
yasi dönemde yine bir siya-
si yetküinin söylediği gibi
"Cumhurbaşkanlığı Çan-
kaya Noterliği'' midir?
Olması gereken
Ülkemizde, Anayasal Ku-
ruluşlanmızın başındaki ki-
şileri, kurumlann kendile-
rini seçip. birden fazla ada-
yı. seçeneğini kullanmak ve
atanmak üzere doğrudan
Cumhurbaşkanı'na sunul-
makta ve tam tarafsız bir
makam olan Cumhurbaşka-
nma gerekli atama yapıl-
maktadır. Rektörler ve yar-
gı başkanlan gibi.
Bu uygulama TRT için de
geçerli olmah, bugünkü yön-
temle herkesin başvurması
degil, TRT'vi TRT'ciler yö-
netmelı. Adaylık için vasıf-
lar behrlenip (en az 10 yıl ya-
yuıcı ve en az 10 yıl idare-
cilik yapmış olmak gibi)
TRT Kurumu çalışanlanna
duyurulur. Bu başvurular
Kunım personeline oj'lama
yapılır. Sonuçta en çok oy
alan 3 kişi doğrudan Cum-
hurbaşkanı'na sunulur ve
seçme işi Cumhurbaşka-
nı'nca yapılu-. Siyasi ikti-
darcadeğil...
Sistemin düzehnesi için
TRT yasası RTÜK yasası ve
ilgili yönetmeliklerin değiş-
tirilmesi gerekir. Yoksa TRT
adaylannı RTÜK'ün eski
yönetim kurulu mu, yeni yö-
netim kurulu mu seçsin gi-
bi kısır bir döngüde kalma-
malı.
PENCERE
Bayramın Sonu
Bugün pazar...
Dokuz günlük bayramın son günü...
Bu yıl öyle bir ramazan ve de bayram geçirdik ki
evlere şenlik!.. Cümleten oruç, niyet, iftar, sahur,
namaz, niyaz, dua, çalgı, çengi üzerine içtenlikten
çok propaganda ve gösterişe kayan televizyon
programlanna kapılmış gidiyorduk ki yüce Tann
hepimizi uyarmak mı istedi?..
Sen misin Müslümanlığını pazarlamaya kalkı-
şan...
Müslümanın da Müslümanı var..
Kim o?..
Ladin mı?..
Hizbullah mı?..
Kaide mi?..
•
Oysa biz Türkler, Osmanlı -ki dinci devletti- dö-
neminde bile dini diyaneti bu çapta öne çıkanp si-
yasetin aşağılık şamatasında zavallı halka pazar-
lamamıştık...
Bektaşi mizahı, Osmanh'da öne çıkmış Türk nük-
tedanlığının laik esprisidir...
Islamda özgürlük marifetidir.
•
Bektaşiye sormuşlar:
- Ezan okundu mu erenler?..
- Bilmem...
- Nasıl bilmezsin?..
- Namazda gönlüm yok ki kulağım ezanda ol-
sun...
•
Bektaşi yaramazlık yapan oğlunu kovalıyormuş,
çocuk camiye dalmış...
Bektaşi kafasını kapıdan uzatıp seslenmiş:
- Ulan, gel bakayım, vallahi dövmeyeceğim, gel
de bu yaştan sonra beni camiye sokma!..
•
Bektaşinin ramazanda oruç vakti pideyi kokla-
dığını gören ham sofu:
- Bana bak, demiş, orucun sakatlandı...
Baba Erenler:
- Ben, demiş, onu her ramazanda sakatlanm, er-
tesi yıl yine gelir...
•
Bektaşi bir göz gecekondusunda ramazan gü-
nü peynir ekmeğini yerken ham sofu öfkelenmiş:
- Senin eve ramazan girmedi mi?..
Bektaşi altında kalır mı:
- Konaklar, villalar dururken, mübarek bizim gi-
bi fukaranın hanesine uğrar mt!..
•
Bektaşiye hanımı demiş ki:
- A efendi, her gece meyhaneye gitmene gerek
var mı, ben sana evde sofra hazırlayayım..
Bektaşi:
- Hanım, onun da zamanı var, hele bir ramazan
gelsin...
•
Ülkemizin mizah edebiyatında Alevi -Bektaşi gö-
reneği din diyanet üzerine bu kadar özgürieşmiş-
se, toplumun hoşgörüsü de o ölçüde gelişmiş de-
mektir.
Peki, Türkiye'de gericilik akımları neden bugün-
kü gibi yoğunlaştı?..
Bugünkü siyasal Islam, dini dinden çıkanp, si-
yasette iktidann ideolojisi yapmak isteyenlerin ara-
cıdır; ama, bu yolun ne uman vardır, ne de gele-
ceği...
Bir kez Islamı siyaset aracı gibi kullanmaya baş-
ladın mı beterin de beteri ortaya çıkar...
Bayram öncesi yaşananlar cümleye ders ola!..
Müslümanın da Müslümanı var...
En doğrusu, kutsal Islamı aşağılık koltuk hırsına
kurban etmeden layık olduğu saygıyla gönüllerde
korumaktır.
\hmet Çplik'in htısrel ve srıda şürlerini
bir aruytı topladığı ilk hitabı...
garipsiyorum
çıktı!.. tüm kitapçılarda
^ekokitaplığı 0 2 ( 2 5 İ S 0 3 0 ?
TIYATRO SeyirDefteri (Julia)
F fi / \ ikı kadın. . oiağanustu b'rsevgı 'aşızmınseyırdeften
> ^ iazan-i|iH\tteB: Nesrin Katanlaaa
Her Cuma-Cumartesı. 20.00 Her Pazar, 18:30
Tıyatro Pera: Sıraselvnler No:70
Gişe Tel: 0212 245 44 60
Tickrtturk: 0216 572 20 03 / tickemirk.com
Af'iSVİÇRE HASTANESİ te.yaamtü"
Z>era/e/ ue öaylıÂ lYe S'üzef.'...
FAZLA KİLOLARINIZ İÇİN
KİLO KONTROL
MERKEZİ
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İSTANBUL
Tel: (0212) 212 07 07 (pbx)
Faks: (0212) 212 6fi 35
Internet http://www.tkv.org.tr
_ J , . e-mail: gen.sekreteretkv.org.tr
T\-RKKALP\^FI koordinatorthkv.org.tr
-r-