28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2003 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE stanbul PB 13 Sinop PB 15 Adana B 22 Edıme PB 14 Samsun PB 14 Mersin B 22 Kocaeli PB 14 Trabzon PB 14 Dıyarbakır B ganakkale B 14 Gıresun PB 14 Şanlıurfa B brnır PB 17 Ankara B 12 Mardin Manisa PB 15 Eskişehir B 13 Siirt Aydın PB 19 Konya B 14 Hakkâri Dentzlı PB 18 Sıvas B 10 Van Zonguldak PB 14 Antalya PB 21 Kars Yurdun kuzey ve ba- tı kesımlen parçalı bulut- lu dığer yerler az bulut- lu ve açık geçecek Mar- mara run aoğusu ıle yur- aun ıç ve doğu kesımle- nnde sabah saatlennde yer yer sıs gorulecek, hava sıcaklığı artmaya aevam edecek Ruzgâr kuzey ve bato kesımler- oen hafıf ara sıra orta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K Y Y Y Y Y Y 3 5 9 10 10 8 9 7 Münıh Beriin Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y Y Y PB PB Y PB î 7 17 6 11 12 19 17 6 Zürih Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahire Şam PB PB K Y PB Y PB A PB 1 9 -3 6 11 7 -2 25 22 Açık Parçalı bulutlu ^ ÇoK bulutİL • Yagmuriu 3 Kartı C ^ J ) Sulu kar , Gok gürjttülü Destekçiler aranıyor Hücre çöktil mü, aycıktcı mı? MEHMET FARAÇ Sinagoglara yönelik intihar eylemini gerçekleştiren teröristier hangi ulustan ve kaç kişilik bir hücreden oluşuyor? Bu sorunun yanıtı gelecek açısından önemlı ipuçlan içeriyor. Militanlar 1986'daki eylemde olduğu gibi, dışandan gelen Araplar ise polisin yapabileceği fazla bir şey yok. Teröristier içerden destek aldıy- sa bu durum eylenüerin sürebileceği en- dişesini taşıyor. Polis, "Arkası var mı" sorusuna yanıt bulabilmek için dinci te- rör örgütlerinin eylem hazırlığındaki aşamalannı irdeliyor. Militanlar kaç ki- şiydi, lojistik destek veren grup kirnler- den, kaç kişiden oluşuyordu, gizlendik- leri hücre neredeydi, patlayıcılan nasıl elde etmişlerdi? Kanlı sinagog eylemlerinin an az 4 ay öncesinden planlandığı düşünülüyor. Po- lise göre bunun daha öncesi de var. Yani hücre oluşturma dönemi... Militanlar dı- şandan mı geldi? Bu konudaki kuşkular El Kaide'yle bağlantıh Ensar El ts- lam'ın yuvalandığı Kuzey Irak üzerinde yoğunlaşıyor. Militanlar bu kaynaktan beslendiyse içteki bazı örgütler lojistik destek açısından önem kazanıyor. Bura- da karşımıza, halen tonlarca cephanesı- nin kayıp oldugu düşünülen Hızbullah çıkıyor. 17 Ocak 2000 operasyonunun ardından örgütün çok sayıda militanınm Kuzey Irak'a kaçtığı biliniyor. Militanla- nn, Ârap ve Kürt Islamcı gruplarla işbir- liğinde oldugu göz ardı edilmiyor. Hlzbuliah adı ötıe çıtcıyor Bu saptamalan güçlendirecek somut ve- riler de sıralanıyor. En önemlisi, 1992'deki sinagog saldınsında Hizbullah adı öne çıkıyor. Diyarbakır'da Hizbullah ana davasında yargılanan tlımciler kana- dının milıtanlanndan Musa Özer, Bat- man'daki bazı cinayetlerle ilgili olarak kendini şöyle savunuyor: "Ben o zaman sinagog bombalanması eylemi nedeniyle Bayrampaşa Ceza- evi'nde yatıyordum." Polis, Türkiye'deki dinci örgütlerin ey- lemlerini ve dış bağlantılannı didik di- dik ediyor. Dışandan gelen militanlann lojistik destek almadan, alan ve hedef is- rihbaratı yapamayacağını daha da önem- lisi, bir mahalleyi sarsacak boyutlardaki patlayıcılan ve kamyonetleri kolayca el- de edemeyeceğini biliyor. İntihar eylem- cilerinin destek alabileceği, Hizbullah gibi örgütlerin yuvalandığı, Fatih, Bağ- cılar, Esenler, Sultanbeyli gibi bölgeler- deki hücreleri bulmaya çalışılıyor. îstih- barat birimleri, böylesine organize ey- lemlerle ilgili hazırhklan yapan terörist- lerin, Hizbullah'ın "loş uylaısu" diye tanımladığı hücre yöntemini kullandığı- nı tahmin ediyor. îstanbul'daki üniversi- telerde okuyan Arap kökenlilerin kim- likleri üzerinde derin bir inceleme yürü- tülürken dikkatler Diyarbakır, Batrnan ve Bingöl gibi kentlerdeki hücrelere ve fırari Hizbullah tetikçileri ile destekçile- ri üzerinde yoğunlaşıyor. Teröristlerin kullandığı kimliğin sahibi olan Bingöllü Metin Ekinci, geçmişi, ve bağlantılan açısından sorgulamyor. Ekinci'nin, Hiz- bullah destekçisi olan Bingöl'ün Dodan bölgesinden olması kafalan kurcahyor. Polis zor dunımda falıyor Şeriatçı gruplann, Yahudüeri hedef alan eylemler yaparak yeniden güçlenmeye çahşabileceği göz ardı edilmiyor. Bu gruplann örgütlenme ve eylem çabalan sırasında tam gizliliğin esas alındığı bir hiyerarşiyle yapılanması polisi zor du- rumda bırakıyor. Sinagog eylemleriyle ilgili daha önceden alınan istihbaratlann da bu nedenle sonuçlandınlamadığı vur- gularuyor. Üst düzey bir güvenlik yetki- lisinin şu sözleri dikkat çekiyor: "Olay dış kökenli bir intihar eylemi. Saldın iç destek aiınmadan yapılmış- sa ki bu çok zayıf bir ihtimal, dosya 1996'daki gibi intihar eylemcileriyle birlikte kapanır. İç desteğini çözebilir- sek üikenin gelecekteki huzuru açısın- dan önemli bir çalışma yapılır." Istanbul polisi, Güneydoğu'da Hizbullah üzerine çahşmış uzmanlann desteğiyle ipucu bulmaya çahşıyor. tstanbul'da da- ha kaç seyyar bomba dolaşıyor?.. Mili- tanlar kaç Israil ve ABD hedefî için plan yapıyor?.. Hücre çöktü mü ayakta mı?.. Polis bu sorulara yanıt bulduğunda başta Istanbul olmak üzere büyük kentler rahat nefes alabilecek. Sinagoglara yapılan kanlı saldın istihbarat alanındaki eksikliği ortaya çıkardı Türkiye'nin 11 EylüFüHATİCETUNCER MUSTAFA ÇAK3R ANKARA/ıSTANBUL - Gala- tasaray Ünıversitesi Uluslararası îlişkiler Bölümü öğretim üyelerin- den Doç. Dr. Beril Dedeoğlu, sina- goglara yapılan bombalı saldınlan "Türkiye'nin 11 EylüTü" olarak değerlendirerek "Kıbns politika- sını bile etkiler" yorumunu yaptı. Yurt Partisı Genel Başkanı ve eski tçişleri Bakanı Sadettin Tantan, saldınya karşı önlem alınamaması- ru "istihbarat eksikliğine" bağla- dı. Tantan, "Saldın gösterdi ki ko- runaklı da olsa, güvenlik tedbir- leri de olsa önceden haber alama- dığımız zaman durdurabilme şansınız yok" dedi. Tantan, Türki- ye'nin Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi'ni yeniden yazması, tehdit algılamalann yeniden belirlenmesı, mal ve para hareketlerini de yakın- dan izlemesı gerektiğini vurguladı. tstanbul'daki saldınlarla ilgili olarak gazetemize değerlendirme- lerde bulunan Tantan, gerekli de- ğerlendirme yapılmadan eylemle ıl- gih olarak herhangi bir örgüt ısmı- nin söylenemeyeceğini kaydetti. Saldınnın uzun sürelı bir çalışma- nın ürünü olduğuna işaret eden Tan- tan, "O zaman Türkiye'de birta- kım eksiklikler var" dedı. 11 Ey- lül saldınsırun ardından dünyada te- rör anlayışının değıştiğıne ancak Türkiye'de hıçbir değışıklik olma- dığına dikkat çeken Tantan, aksine Türkiye'de terörle Mücadele Yasa- sı'nın içinin boşaltıldığını söyledi. 'Aymazlıfc yapıldı' Türkiye'nin terör örgûtlerinin geçiş noktasında olduğunu vurgu- layan Tantan, "Türkiye yaygın ha- ber alabilme ağı noktasında ne hukuki anlamda bir düzenleme ne de kurumsal anlamda bir dü- zenleme yaptı. Ulusal Güvenlik Srrateji Belgesi şu anda ne oldu bilmiyoruz? Türkiye'nin şu an- daki tehdit algılamasının ne ol- duğunu bilmiyoruz?" diye konuş- ru. Tantan, Türkiye'nin 30 yıldır te- rörle mücadele yürüttüğünü, ancak bu mücadeleyı hep bürokratık dü- zeyde düşündüğünü söyledi. Tantan şunlan söyledi: "Bura- daki terör olayından kim istifade edebilir? Türkiye'nin burada be- ceriksizliği var, aymazlığı var. Çünkü daha 20 gün önce gazete- ler Türkiye'de 3 bin ajan dolaşı- yor diye haberler verdiler. tstih- barat sadece bunun 10-15'ini sı- nır dışı ettigini söylemişti. Peki bu kadar ajan Türkiye'de neden ge- ziyor, ne işi var? Buna karşı hiç- bir önlem yok. Önceden bilgiye ulaşabilme noktasındaki örgüt- lenme ve kurumsal düzeydeki eksiklik bu olayda karşımıza çık- tı. Bir ülke güvenli olmazsa geli- şemez. Onun için Güvenlik Stra- tejisi Belgesi yeniden yazılmalı." Doç. Dr. Dedeoğlu ise eylemin yapılış biçiminin ve hedefinin Isla- mi radıkal bir örgütü adres göster- dığini ifade ederek "Ancak kayna- ğı bilinemez. Eylem böyle bir ör- güte ihale edilmiş olabilir. Sonuç- lan açısından değerlendirmek gerekir." Saldınnın çok açık bir mesajı olduğunu vurgulayan Dede- oğlu, "Dünyada hangi gruplann bu tip eylemleri yaprığı beÜi. An- tisemitik hareketler yalmzca Or- tadoğu'yla sınırlı değil. Avru- pa'da da yükselen bir eğilim" de- di. Sinogoglara saldınlann "Türki- ye'de radikal tslami gruplar var ki onlardan destek alarak böyle eylemler yapıyörlar" düşüncesini oluşturacağını vurgulayan Dedeoğ- lu şöyle devam etti: "Eylemle, Türkiye tslamcı terör örgütlerini 'denetleyemıyor'a işaret edih'yor. Bununla mücadele için ilk olarak tsrail'le işbirliği yapması gereki- yor. 'Nerede mücadele edilecek' denildiğinde bu yer Irak da ola- bilir." Dedeoğlu, saldınnınTürkiye'nin 11 Eylül'ü olarak değerlendirebili- neceğini ve birçok sıyasi kınhna- ya neden olacabilecegini söyledi. 'El Kaide üstlendi' iddiası Ingiltere'deyayımlanan Kuds ElArabi gazetesinin genelyayın yönetmeni Atvan örgütün gönderdiği elektronikposta mesajıyla saldınlan üstlendiğini açıkladı Haber Merkezi - Îstanbul'daki Neve Şalom ve Beth Israel sinagog- lanna düzenlenen ve 23 kişinin ölü- müyle sonuçlanan intihar saldınla- nnı, El Kaide'nin üstlendiği ileri süriildü. Londra'da Arapça yayım- lanan Kuds El Arabi gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülbari At- van, El Kaide'ye bağlı, Ebu Hafiz El Masri Tugaylan'nın kendilerine gönderdiği bir e-posta mesajıyla saldınlann sorumluluğunu üstlen- diğini açıkladı. Atvan, örgütün sal- dınya gerekçe olarak Israil Gizli Servısı (MOSSAD) ajanlanmn si- nagoglarda çalışma yapmasını gös- terdiğini belirtirken örgütün saldı- nlann süreceği uyansında bulun- duğunu bildirildi. Îstanbul'daki iki sinagoga yöne- lik intihar saldınlannı El Kaide'ye bağlı Ebu Hafiz El Masri Tugayla- n adlı örgütün üstlendiği ileri sürül- dü. Örgütün, Londra'da yayımla- nan Kuds El Arabi gazetesine gör- derdiği bir e-posta mesajıyla saldı- nlan üstlendiği bildirilirken gaze- te kendilerine ulaşan mesajı bugün- kü sayısında yayımlayacağını du- yurdu.Gazetenin açıklamasının ar- dından El Cezire televizyonunun sorulannı yanıtlayan Kuds El Ara- bi'nın genel yayın yönetmeni At- van, Ebu Hafiz El Masri Tugayla- n'nı "intihar komandolan biri- mi" şeklinde niteledi. Atvan ken- dilerine ulaşan bildiride, "5 MOS- SAD ajanının sinagoglarda çaüş- tığını ortaya çıkardığımız için bu operasyonları yapmaya karar verdik" denildiğini açıkladı. AP'ye de ulaşan bildiri metnin- de taleplerin de yer aldığı, ABD'nin Guantanamo üssünde tuttuğu terör zanlılannın serbest buakıknasmın Yıl: 6 Eylül 1986. Yer: Neve Şalom Sinagogu. Ölü sayısı: 23.17 yıl önce de saldırının ardındaki güçlerin bulunacağı söylenmişti. (Fotoğraf: CUMHURİYET ARŞİVİ) Aynı senaryo, aynı tarüşma tstanbul Haber Senisi - Istanbul'da önceki gün sinagoglara yapılan terörist saldınlardan sonra em- niyet birimlerinin açıklamalan, siyasi yonımlar, 17 yıl önceki Neve Şalom Sinagogu'na yapılan silahlı baskın sonrasındakilerle benzerlik gösteriyor. Em- niyet güçleri olaydan hemen sonra "Ortadoğulu" bazı şüphelileri gözaltına alıyor ve bu kişiler daha sonra serbest bırakılıyor. Bazı tetkikçiler yakalansa bile olaylann arkasında hangi uluslarararası güç, devlet, gizli örgüt, istihbarat servisinin oldugu açı- ğa çıkmıyor. 17 yıl önceki saldında tetikçiler ölme- sine ve MOSSAD'dan, FKÖ'ye kadar pek çok isim geçmesine karşın olaylann arkasındaki güç ortaya çıkanlamadı. Istanbul polisi, intihar saldınsında parçalanarak ölen iki teröristi bulmak için özel ihtisas ekipleri oluşturmuştu. Polis, saldında ölen 2 teröristin robot resimlerini çizerek basına dağıtmış ve görgü tanık- lan aramaya başlamıştı. "fstanbul'da yaşayan Yahudi bir işadamının FKÖ üyesi oldugu sanılan oğlu" ile ilgili araştırma yapılmış, "Ortadoğulu gibi görünen" pek çok kişi gözaltına alınmıştı. istendiği belirtildi. Istanbul saldın- lannm gerçekleştiği tarihi taşıyan bildiride, ABD'nin "tslamiyet ve Müslümanlara karşı savaşını durdurması gerektiği" iddiası da yeraldı. Bildiride, "Terorizmle sa- vaş adı altında bulunduğunuz Müslüman topraklardan, Ku- düs'ten, Keşmir'den çekilin" de- nildi.Bildiride, bu talepler yerine getirilmediği sürece, "tiranların başkenti ABD'de" de bombalı otomobillerin boy göstereceği öne süriildü. Bildiride, bir süre önce Su- udi Arabistan'ın başkenti Riyad'da yabancı diplomatik temsilcilikle- rin yakırunda düzenlenen bomba- lı intihar saldınlan da üstlenilerek saldırının, "sitede, CIA için çalı- şan tercümanlar yaşadığı için" yapıldığı belirtildi. ABD Başkanı George Bush'a yönelik tehdidin de yer aldığı bil- diride, "suçlu Bush'a, onun Arap olan ve olmayan izleyicilerine, özellikle tngiltere, ttaiya, Avust- ralya ve Japonya'ya, ölüm araç- larının (bomba yüklü araçlar) Bağdat, Riyad, tstanbul, Cerba, ÎSasıriye ve Cakarta'da durma- yacağını bildiriyoruz.Yeni saldı- rılar geliyor. Dünya Yahudileri, Müslümanlann topraklannı iş- gal etme düşüncelerinden ötürü üzülecekler" denildi. AP ajansı, bu bildirinin gerçek- ten îstanbul'daki saldınnın ardında bulunan kişilere mi ait olduğunun bağımsız bir kaynaktan teyit edil- mesinin mümkün olmadığına dik- kat çekti. Saldın>q üstlenen grup, ağustos aymda Bağdat'ta BM mer- kezine düzenlenen bombalı sal- dınnm da sorumluluğunu üstlen- mişti. Bu saldınnın ardından açık- lama yapan Amerikalı yetkililer, böyle bir grubun var olup ol- madığımn veya El Kaide'ye bağlı olup olmadığının teyit edile- meyeceğini belirtmişlerdi. İııtilıar saldırısı olasıhğı güçlendi Istanbul Haber Servisi - Beyoğ- lu Neve Şalom ve Şişlı Beth Israel sinagoglannı hedef alan intihar sal- dınlannın El Kaide üyesi Arap te- röristlerce gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Cesetleri bulunan 2 terö- ristin eşkâllerinin belirlendiği, bomba uzmanlannın da havaya uçurulan kamyonetlerin içinde pat- layıcı düzenek parçalan bulduğu öne süriildü. İntihar saldınlannda ise sahte plakalı kırmızı ve beyaz renkli Isuzu marka 2 kamyonet kul- lanıldığı belirlendi. Osmanbey ve Kuledibi'ni savaş alanına çeviren patlayıcılann 400 'er kiloluk amon- yum sülfat, nitrat ve sıkıştınhruş akaryakıt kanşımından oluşturulan el yapımı ve tahrip gücü yüksek bombalar oldugu tespit edildi. Sal- dınlann ardından şüpheli buluna- rak gözaltına alınan türbanlı bir ka- dının da aralannda bulunduğu 4 ki- şi serbest bırakıldı. intihar saldın- lannda kullanılan araçlardan biri- nin adına kayıtlı oldugu belırtilen Metin Ekinci, dün Hizbullah bağ- lantılan kuşkusuyla gözaltına alm- dı. Uluslarası terör örgütü El Ka- ide'nin intihar saldınlannı gerçek- leştirdiği konusunda birçok ipucu elde eden güvenlik güçleri. bu olu- şuma yardım ve yataklık eden yer- li şeriatçı örgüt ve üyelerinin peşi- ne düştü. Kriminal Polis Laboratuvan'nda delillerin incelenmesi sonucu, her iki sinagoga yönelik intihar saldı- nlannda kullanılan bombalann, büyük bidonlar içine yerleştirildiği, bidonlann çuvallara sanlarak kam- yonetlere konulduğu ve deterjan paketleriyle de kamufle edildiği or- taya çıktı. Foto Film Şube Müdür- lüğü'nde incelenen güvenlik kame- rası görüntülerinde, Beth tsrael Si- nagogu'na yönelik bombalı saldın- da beyaz renkli Isuzu marka 34 UHK 68 plakalı bir kamyonet. Ne- ve Şalom Sinagogu'na gerçekleşti- rilen saldında ise kırmızı renkli yi- ne İsuzu marka 34 BZR 98 kamyo- netin kullanıldığı anlaşıldı. Uzman ekipler, kamyonetlerin plakalannın sahte olduğunu tespit ederken mo- tor ve şasi numaralan üzerindeki incelemeler sürüyor. Adli Tıp Kurumu'na kaldınlan 40 torba ceset parçası üzerinde ya- pılan incelemelerde ise ten yapısı itibariyle Arap kökenli oldugu sa- nılan parçalanmış 2 erkek cesedin- den binnin yüzünden alınan deri dokusu ile bombanm patladığı kamyonetin direksiyonunda bulu- nan deri dokusunun aym kişiye ait oldugu tespit edildi. Eklncl gözartmda Şişli'deki saldında kullanıldığı savlanan 34 UHK 68 plakalı kam- yonetin sahibi olarak görülen ve kimliğini çaldrrdığını beyan eden Bingöllü depremzede Metin Ekin- ci, dün akşam saatlennde "Hizbul- lah bağlantısı kuşkusuyla" gözal- tına alındı.Ekinci'nin admın 17 O- cak 2000'de Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinin ardından yurt ge- nelinde Hizbullah'a yönelik ger- çekleştirilen operasyonlarda da gündeme geldiği, ancak hakkında hiçbir işlem yapılmadığı öğrenildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ğan'ın adada yaptığı şu değerlendirme, hüküme- tin de artık ayağının yere bastığını gösteriyor: "Bugün Kıbns 'ta her açıdan eşit, dini ve dili ay- n iki halk, iki ayn demokratik düzen ve iki ayn dev- let vardır. Kıbns'ta çözüm çabalan bu gerçeğe da- yanmalıdır." Işte bu kadar! Erdoğan'ın gerek KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la gerekse siyasi parti liderleriyle görüş- melerinde de benzer değerlendirmeler yaptığı, muhalefet liderlerinin yüzünün asıklığından anla- şılıyor! Artık AKP hükümeti açısından "verkurtul" yok, "Denktaş'a destek ver kurtul" var! Hükümet şu karara varmış görünüyor: - Kıbns'ta bir çözüm olacaksa; bu, Denktaş'ı göz ardı ederek yapılamaz. Mevcut muhalefet li- derleri sağlıklı bir çözüm sürecini götürecek ye- teıiilikte değil! Ayrıntılar bir yana, Ankara ile Lefkoşa'nın ortak arayış içinde olması olumlu bir adım. Zira AKP hü- kümetinin AB'ye başka, KKTC'ye başka şeyler söylemesi herşeyden önce KKTC halkı açısından endişe verici bir durumdu... Yazi aramızda, Erdo- ğan Lefkoşa'da iyi konuştu ama, başka bir baş- kentte başka türlü konuşur mu diye içimizde bir şüphe de yok değil! 15 Kasım'dan bir gün önce adaya giden Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil Ibrahim Fır- tna da "ver kurtul politikasının kabul edilemeye- ceğini" net tümcelerle vurgulamış, bir anlamda kutlamalann hemen arrfesinde fırtına öncesi ses- sizliği bozmuştu! CHP'nin de Genel Başkan Deniz Baykal ve güçlü bir takımla adada yer alması, sözünü etti- ğimiz genel bütünlüğün güzel bir örneğiydi. KKTC'deki "KKTC'ye muhalefet" partilerinde de hissedilir biryaklaşım değişikliği var. Eskiden, konu Türkiye olunca ellerine oklava alırlardı, şim- di baklava alıyorlar... Tabii baklavayı da bakla-va diye yazmak gere- kiyor! Zira ağızlarındaki baklada değişen bir şey yok. Çözüm için Yunanistan'a giden bu partilerin liderieri, oradan Türkiye'ye yönelik eleştiriler gön- derirlerdi. "Türkiye bize kanşmasın, çözüm çok daha kolay olur, çözümü Kıbnslılar sağlayacak" derlerdi. Şimdi onun yerini şu değerlendirme al- mış: "14 Aralık seçimleriyle Türkiye'nin de önünü açacağız!" Türkiye'nin bir yerierini açmaya niyetlendikleri belli de... Seçimden sonra... KKTC'deki genel seçimlere 27 gün kaldı. Bütün dünyadan gelen nakarat şu: "Türkiye seçimlere kanşmasın!" Ancak adadan gelen haberler, seçimlere başta Ingiltere ve ABD olmak üzere herkesin kanştığını gösteriyor. Son örnek, Kıbns'taki Ingiliz Dikelya Üs Komutanı Kernel Grossvv'rtrTin üssün hemen ya- nındaki Beyarmudu Belediye Başkanı Hüseyin Beyar'a verdiğı gözdağı... Grossvvith, Beyar'ı ma- kamına çağınp uyarıyor: "Eğer seçimleri Annan planını savunan partiler kazanamazsa üsten eskisi gibiyararianamazsınız!" Grossvvith, üssüne vazife olmayan işlere öteden beri kanşıyordu ama, demek ki bu kadar açık ya- pabilecek konuma geldi... Benzer durum Amerikan diplomatlan için de geçerli. Arkadaşlar, şehir merkezlerinde kalabalı- ğa karışıp siyaset yapıyordu, aldıran olmuyordu. Şimdi köylere gitmeye başladılar. Tek konu şu: "Annan planı sizin lehinizedir. Seçimlerde bu planın parçası olacak partilere oy ven'n..." Son sözümüzü söyleyelim... Denktaş'ın, KKTC'deki tüm siyasi partilerin ve Türkiye'nin 14 Aralık seçimlerinden çok bu se- çimler sonrasına hazırlanmast gerekiyor... Karşı taraf hazır! ankcum(5 ktv.ttnet.net.tr CUMHURBAŞKANI SEZER 'Bağnaüık insanlığı tehdit ediyor' ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kül- tür Örgütü'nün (UNESCO) kuruluşu- nun 58. yıldönümü ne- deniyle yayımladığı mesajda, "terorizm, yabancı düşmanlığı, ırkçıhk ve bağnazhk" gibi küresel sorunlann insanlık değerini tehdit ettigini belirtti. Sezer, dün yayımla- dığı mesajda. Türki- ye'nin de kurucu üye- leri arasmda bulundu- ğu UNESCO'nun eği- tim, bilim, kültür ve iletişim alanlanndaki uluslararası ilişkileri geliştirerek 1945 yılın- dan beri dünya banşı- na ve insanlığın ilerle- mesine olumlu katkı- larda bulunduğunu be- lirtti. Sezer, ırk, cinsi- yet, dil, din ve kültür aynmcılığı, hoşgörü- süzlük ve bilgisizlikle savaşım alanlannda in- sanlık tarafından elde edilen başanlarda UNESCO'nun belirle- yici katkılan olduğunu vurguladı. Sezer, "Türkiye, insanlık değerlerini tehdit e- den ırkçıhk, yabancı düşmanlığı, bağnaz- lık ve terorizm gibi küresel sorunlar kar- şısında, UNES- CO'nun çabalarının daha da önem kazan- dığını düşünmekte ve bu anıaçla örgüt tara- fından sürdürülen et- kinlikleri destekle- mektedir" dedi. UNESCO'nun 1995 yıhnda 55. kuruluş gü- nünün "Uluslararası Hoşgörii Günü" ola- rak kutlanmasını ka- rarlaştırdığını ve bu amaçla da bir bildiri yayımladığını anımsa- tan Sezer, "Günü- müzde uluslararası ilişkilerde yaşanan gelişmeler, hoşgörü- nün önemini yinele- yen niteliktedir" gö- rüşünü kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle