06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER ŞU GÜNLERDE yeniden ağır- lık kazanan ve önümüzdeki ay- larüa daha da kazanacak olan __ Kıbns "sonın "unu doğru tartı- şabilmek için önemli birtakım saptamalann da doğru yapılma- sı gerekiyor. Bu olmazsa, çözüm için Tür- kiye ve KKTC ıçinde yapılacak degeriendırmelerde de yanılma ola- sılığı artar. Ustelik, sonradan telâfi edileme- yecek yanılmalar olur bunlar. I" Ik saptama şu olmalıdır: 1963 ıle 1974 arasındakı olaylara dünya- - nın ve özellıkle Batı dünyasının "bi- gâne" kalışı unutulamaz. Bir devle- tin, hem de kendi vatandaşları olan iki etnık topluluğun nzasıyla kurulmuş birdevletin, resmen Türkleri "yoket- me"ye karar vermesi, seyircı kalına- bilecek birolay olmamalıydı. Muse- vi soykırımını yaşamış bir Batı dün- yasının Kıbns'taki Akntas Planı'na büyük tepki göstermesi beklenirdi. Oysa Birleşmiş Mılletler'in ve hele Batılı devletlerin sergiledikleridflvra- nışlar asla bir büyük tepkı ölçüsün- de olmamıştır. Buna karşıiık, o zamana kadar ya- pılanlara ek olarak adayı Yunanıs- AÇI MUMTAZ SOYSAL Saptamalar tan'a bağiamak için girişilen Samson darbesi üzerine Türkiye'nin kuvvet kullanışı sonrasında yaşananlar, ay- nı Batı dünyasında süreklı tepkı uyan- dırdı: Anlaşmaya yanaşmayıp soykı- rımı sürdüren Rum yönetimine kar- şı yapılan "ikinci harekâf'ta, iki yö- netimin nzasıyla gerçekleştırilen nü- fus mübadelesinde ve karşı tarafın uzlaşmazlığı yüzünden bir türlü bit- meyen görüşmelerde sorumluluk Ba- tı dünyasınca hep Türk tarafına yük- lenmiş. öbür taraf melek sayılmıştır. Buradaki önyargıyı ve çarpık ba- kışı gözardı ederek başkalarının de- ğeriendirmeleriyle çözüm arayışlan- ha eğılmek mutlaka yanıltıcı olacak- tır. Doğru yapılması gereken ikıncı saptama, devletter- üstü yargı or- ganlannın tutumuna ılışkın: Kuzey Kıbrıs'a uygulanan ınsafsız ambar- go konusunda Avrupa Topluluk- ları'nın Lüksemburg Mahkeme- _ sı ile dolaşım ve mal mülk dava- lanndaAvrupa Konseyı'nin Stras- burg Mahkemesı, bu çeşıt yargı mercilerinden beklenmeyecek bir yanlılık göstermişler, Güven- lik Konseyı'nin "siyasal" kararla- rınadayanarak KKTC'nin variığı- nı "hukuken"yok saymışlardır, Bu tutum, Türkiye'nin ve Türk ta- rafının uluslararası hukuka güvenıni derinden sarsmış, o mercılerde hak arama ısteğini ve umudunu da yok etmiştir. U" çüncü saptama, Türk halkınca Avrupa Birtiğı'ne üyelik konusun- da beslenen isteğin Batı dünyasın- ca Kıbns "sorun"unu tek yanlı çöz- mek için bir kaldıraç, neredeyse bir şantaj konusu yapılmasıdır. Gerçek- lenn yok sayılmasına ve hatta Rum- lann üyelik başvurusunda hukukun çiğnenmesine kadar varan bu tu- tum, çözüm arayışlannasağlıklı yak- laşmayı engellemekte, bu arayışlar için karşı tarafça yapılması gereken- lerin süreklı gözardı edilmesine yol aç- maktadır. Çözüm isteyenler, ıçte ve dışta, bunlan bılerek konuşmalıdırlar. Söylem Değil, Eylem Gerek... SabriKVKT Hukukçu "Benim stze mane\i mirasım aJol ve bfliındir. Stze hiçbir dogmayı miras bı- rakmryoruın" demıştı Atatürk. Bugün iktidardakı AKP'liler bumırastan hıç pay almamışlar. Bunlar "yaşamda en gerçek yolgöstericibflinr yerine dinı kabul et- mış görünüyorlar. Büimden zıyade dın egitimine önem veriyorlar. Belü bir ıde- al adına egıum yapılan imam hanp okul- lannı yaygınlaştınyor ve buradan çı- kanlara üniversitenin her dalına kolay- hkla girme hakkı tanımak istıyorlar. Millı Eğıtim Bakanbğı ve Adalet Ba- kanhğı'nda binlerce kadro eksikliği var- ken Diyanet'e 15 bin yeni kadro tahsis ettıler. "Kadro aknk amma, tayin yap- mayacağız'' demelen bir uyutmadır. Bu kadrolar mutlaka kendi yandaşlany- la doldurulacakûr. Dev let memuru ol- duktan sonra da karşılıkh muvafakatla, Içişleri, Adalet Milli Eğitım gibi çeşit- li bakanlıklara geçinleceklerdır. Devlet Bakanı M. Aü Şahin "Bu kadrolar as- hnda rejimin teminatMÜr'' demıştır. Bu iktidara göre rejimin teminatı, bilım adamlan değil, din adamlandır. On bin fakır çocuğu seçıp kendi düşüncelenne yakın özel okullarda okutmak ısteme- leri de belli düşünce ve amaçlannı ger- çekleştirecekbirginşundir. "Bizneferan- 9 tslam olan bir düşünceyi temsil edno- ruz" diyenler ıktıdar olduğu dönemde elbet düşüncelennı hayata geçırmek ıs- teyeceklerdir. Bunlar Refah Partisrnden koptu. Refah Partisi Anayasa Mahkeme- si'nce kapaülınca, parti yöneticıleri ka- rara karşı Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi'ne başvurdu. Mahkeme baş\-u- ruyu reddetti. AİHM, karannda "Re- fah Partisi'nin kimi Kder ve irveJerinin bazı e\1etn ve konuşmalannın uzun va- dede şeriata dayah bir rejim kurmayı beddkdiği- vurgulanmıştır. Refah Par- nsi'nden ayrılanlann kurduğu AKP'nin uygulamalan, bunlann da ayru hedefe yönelık olduğunu göstermektedir. • Arkası Sa. 8, Sü. 8'de Herkesın zevkleri farklı, ihtiyaçları farklı, hayallen farklı.. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle her bir müşterimize sadece onlara uygun hizmetlersunuyoruz. PENCERE Vaziyet ve Manzara-i Umumiye... Ülkemiz 'da demokrasi'ye geçtiğinde Adnan Bey Başbakan olunca ilk iş olarak ne yaptı?.. Türkçe 'Anayasa'yı beğenmedi; 'Teşkilâtı Esa- siye Kanunu'na çevirdi.. Türkçe ezanı Arapçaya dönüştürdü.. Sonra ne oldu?.. Anadolu'da ağa ile imam bir olup öğretmene köy meydanında dayak attılar. Necip Fazıl'a gün doğdu; Saidi Nursi tarikat şeyhlığınin tadını çıkarmaya başladı.. Adnan Bey de laikliğin suyunu çıkarmak yolun- dadincileri Demokrat Parti'nin şemsıyesi altına al- dı. • Türkiye'de ne hatın sayılır bir sanayileşme ger- çekleşmışti, ne de okuma-yazma seferberiiğinin so- nuçlan derlenmişti... Adnan Bey'den sonra Süleyman Bey, Süleyman Bey'den sonra Turgırt Bey'in şemsiyesi altında dincilik palazlanıyor; imam okullanylatarikatlarço- ğaldıkçaçoğalıyor; Islamcı sermayegüçleniyordu... Sonunda dıncı dedi ki: "- Ben merkez sağın şemsiyesi altında yaşamak zorunda değilim, eşrefsaati geldi..." Necmettin Hoca Başbakan oldu!.. Ama 28 Şubat'ın sillesini yedi. • Hacısı, hocası, tarikat şeyhi ile dincı politikacı otu- rup külahlannı önlerine koydular... Bıri dedi ki: - Bu böyle olmayacak, biz yine merkez sağla iş- birtiğıne girişelim... AKP böyle kuruldu... Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Parti- si'nde dincıler merkez sağın şemsiyesi altında idi- ler; bu kez ış tersıne döndü... AKP'de merkez sağcılar dincilerin şemsiyesi al- tında sözüm ona politika yapıyorlar... Yaşanan gerçek, bir dönüşümü vurguluyor; bu kez dincilik merkez sağı güdümü attına aldı... Eskiden altta kalan bu kez üste geçti. • Nasıl birTürkiye'deyaşıyoruzşimdi?.. Eski mer- kez sağ çökmüş, yolsuzlukiara dolanmış, hesap ver- mek korkusunda... Ya sol?.. Dünyada sağ-sol çelişkisi içerik değiştirdiğin- den bizim sol ne yapacağını bilemiyor... Solda kafalar kanşık.. Dıncı ile merkez sağın bir partide birleşmesine karşın sol bölük pörçük.. Sol; sosyal demokrat olsun, demokratik sol ol- sun, bunlann solundakı sol olsun, birleşmenin 'S'sinden habersız, bilinçsiz, sorumsuz; kişisel çı- karcıhğın pusulasını kullanan şaşkınlartopluluğu... Bırakın iktidarı bir yana, güçlü bir muhalefet ya- ratmakta bile yetersız sol... • Dinciler bu ortamda siyasal iktidar koltuğuna yerleşmişler... Merkez sağı peşlerine takmışlar... Bizim Türkiye'de hükümet, devletin iş hayatın- daki gücünü istediği gibi kullandığından sermaye ve medya piyasasındaki patronlartirtirtitriyorlar... Gazeteler beyaz teslim bayraklan gibi dalgala- nıyor... Vaziyet ve manzara-i umumiye budur. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ KASIM 2003 AYI ETKİNÜKLERİ (1) Etkınlığuı turû Tarih Yer Konu Konuşmacı Kitapimzası Söyleşi . 15 Kasım 2003 Sut: 16.00 : Cnmhnriyet Kitap Kulübö tsriklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğhı/tSTANBUL : DÜNYAOA DEĞER KAYMASI ve GENÇLIK Dr. Erdal ATABEK Dr.ErdalATABEK Etkinlikler KOOP-C tarafından düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Mehmet Farac KOTULER MAHALLESİ "Kan\\ topraklarda bir ürfa dtestam..." Tüm kitapçılarda Glinizi Vayıncılıh 0.2125121172
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle