02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr 15 Aydın, bilim adamı, araştırmacı ve dilci Agâh Sırn Levend 25 yıldır aramızda değil Türkdiline sevdalıydıKONUREKTOP Agâh Sım Levend,çalışmalannı üniversite dı- şında gerçekleştirmiş büyük bir bilim adamıy- dı. Genel yazmanı olduğu Türk Dil Kurumu'nu uluslararası Türk dili ve edebiyatı araştırmala- nnınsaygın bır ocağı durumuna getirmişti. Onuüıuversiteöğrencisiolduğumsırada, 1957 yılındaki Türk Dili Kurultayı'nda tanıdım. Ci- han Sokak'takı eski, sevimlı kurum binasmda- kı odasındaydık. Oraya hocalanm Mecdut Man- suroğlu ve JanosEckmannTa bırlıkte gitmiştik. Belleten'e vereceğı incelemeyı zamanında gön- deremeyen Mansuroğlıfna tatlı-sert çıkışıyor- du. Belleten'in kısa sürede Türk dili ve edebi- yatı araştırmalannın aranan bir organı olması- nı sağlamıştı. Orada kendisinin de önemli ince- lemeleri birbirini izlemekteydı. Mansuroğlu özür dilemeye çahşırken Agâh Sır- n Bey. eleştırisini. kendısinden beklenen bir ya- zıyıgeciktirmişolanEckmann'ayöneltti. Titiz- liği, çalışkanlığıyla tanınan Macar hoca için, "Onu da kendinize benzetâniz!" deyiverdi... Sessiz, çekingen bir insan olan Mansuroğlu, üniversitedeki çalışmalannınyoğunluğunu, ve- rilen zamanın kısalığını anlatıyordu. Agâh Sır- n Bey, odasındaki fiş dolabının önüne giderek kutulardan bır ıkısını dışanya doğru çekti. "Za- nıan hepimiz için kısa. Ama bakın burada40 yıl boyunea toplanmısfişlerimvar. Bunlan kulla- narak sizin kısa dediğiniz sürede ben üç inceie- me birden hazırladım" dedi. Dolabında 5.000 divan ozanının, 10.000 ya- pıtın fişi bulunuyordu. Bunlara kaynaklan ta- rayarak, kitaplıklarda çalışarak derlediği, süre- li yayınlardan, kitaplardan çıkardığı bibliyograf- ya fişleri de eklenmiştı... Yeni Gün muhabiri Üniversiteye başladığında Konya'dakı "Baba- bk" gazetesinde yayımlanmış yazılan vardı. Bi- rinci Dünya Savaşı patlayınca cepheye koştu. Mü- tareke'de Istanbul'a dönerek öğrenimini tamam- ladı. Yunus Nadi, "Yeni Gün"ü yenıden çıkarma- ya başladığında gazetenin muhabirleri arasın- daydı. Izmir'in ışgalini kınayan ünlü Sultanah- met mıtingıni izleyerek gördüklerinı, dinledik- lerini kalemiyle dünyaya duyurdu. • Agâh Sırn Levend, edebiyatımızın değerlerine kol kanat geren, o değerleri gün ışığına çıkaran bir araştırmacı; Cumhuriyet ilkelerine yürekten bağlı bir aydındı. Bu yıkılış döneminın gözlemlerini "Aalar" romanında anlattı. İstiklal Lisesi müdürü Özel İstiklal Lisesi'nin müdürü olarak ömek bir eğitımcı kımliği sergiledi. Bu lisede bir "öğ- renci akadenüsi". kültür-sanat etkinliklerinde bulunuyordu. Bır basımevi vardı. Toplumcu- gerçekçi edebiyatımızın öncülerinden SadriEr- tem'in ıkı yapıhyla Levend'in "Edebiyat Tari- hi Dersleri-Tanzinıata Kadar", burada basıl- mıştı. Kısa sürede iki yeni cilt daha eklenen bu ede- biyat tarihi, bugün lise düzeyini çok aşan bir kay- nak niteliğindedir. Eminönü Halkevı Başkanı olduğunda halke- vinın yayın organı "Yeni Türk" dergisini çıka- ran Levend'in, Aydın milletveküi olduğu dönem- de "DivanEdebiyatr kıtabı, Niğde Halkevi'nce yayımlandı. Böylece tek parti dönemi, bu kita- bı kendi kültür anlayışı içinde değerlendirmiş oluyordu. Bu durum da o dönemi, geçmişin de- ğerlerine sırt çevırmış sayan görüşün yanlışlı- ğım gösteriyordu. Levend' in kitabı Dıvan edebiyatını kavramak için gerekli bilgileri verir. Kavranması güç "maz- mun"lan açıklar. Türk Dil Kurumu genel yazmanı 195O'de yönetime gelen DP, devlet örgütüne sahip çıkamadığı gibı sanat-düşünce dünyası üzerinde de etkin olamamıştı. Buna karşın Cum- huriyet aydınlanmasını "tutan-tutmayan dev- rimler" diye parçalara ayırma, halkın sözde be- nimsemediği yenileşme hareketlerini baltala- ma yolunu tutmuştu. Türkçeleştırilmış anayasadan 1924 Anaya- sa'sına dönüldüğü dönemde Agâh Sırn Levend, Türk Dil Kurumu'nun genel yazmanıydı. Yönetiminde Nurullah Ataç, ÖmerAsım Ak- soy gibi devrimci yazarların görev aldığı kuru- mun çatısı altında Cumhunyet bilim ve edebi- yat dünyasının öncü adlan toplanmıştı. Kurumun Türk Dili" dergisi aydınlanma devrimi kapsamında dil yenileşmesini savunur- ken genel yazmanın uzmanlık alanı olan edebi- yat tarihi araştırmalanna da geniş yer veriyor- du. DP yönetiminin fetih yürüyüşüyle, mehter ta- kımıyla kutlamaya gınştiği "tstanbuTun ahıu- şının500.yüdönümü"ne en önemli katkı, "Türk Dih'"nin geniş oylumlu özel sayısıyla verilmiş- ti. A.S. Levend'in çabasıyla gerçekleşen "Bd- leten" ciltleri, birbınnı izleyen bilimsel kurul- taylar, döneme damgasını vurdu. Genel yazma- nın "Şehrengizler, Gazavatnameler, Leyla ile Mecnun mesnevilerL."ne ilışkin kitaplan ve- rimli çahşmalannın ancak küçük bır bÖlümünü oluşturur. Yanm yüzyılı aşan çahşmalannın bir ürünü olacak büyük oylumlu "TürkEdebiyan TarihTnin 1973'te ilk cildi yayımlandı. 1978'de 84 yaşın- dayken ölümü, bu tasansının tamamlanmasını engelledi. Agâh Sırn Levend, edebiyatımızın değerleri- ne kol kanat geren, o değerleri gün ışığına çı- karan bir araştırmacı; Cumhuriyet ilkelerine yü- rekten bağlı bir aydındı. Gürhan Uçkan'm 'Görüntüler ve Yansımalar' sergisi Ankara'da Stockholm 'üfotoğraflamak CANGAZALCI ANKARA - Gazetemiz Stockholm Temsilcisı Gür- han l'çkanın Stockholm'de çektiği fotoğraflardan olu- şan "Görüntükr ve Çağnşımlar" başlıkh sergisi ya- nn açılıyor. Sergide, fotoğraflann Lçkanda uyandır- dığı "edebi çağnşımlar" yer alacak. Gürhan Uçkan, ikinci fotoğraf sergisi için, "Benim memkkerim olan Ankara'yla, çocuklanmm doğduğu, ekmek paramı ka- zandığun Stockholm'ü buluşturmak istedim" diyor. Uçkan. Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 24 Kasım'a ka- dar görülebilecek sergiyle ilgili sorulanmızı yanıtladr. - Fotoğraf sergisi açma fıkri nasıl doğdu? - 1997 de Stockholm'de, ortasında yapayahıız bronz bir köpek heykelinin bulunduğu parkta dolaşıyordum. Onu görünce, Attilâ tlhan'ın "Üç tenha Köpek" şiiri- ni düşündüm. Fotoğraflanmm sergilenmesi fikri o za- man doğdu... 2001 'de de ilk sergi Ankara'da açılmış- tı. Bu ikinci olacak... - Sergide yahuca Stockholm fotoğraflan mı olacak? - Evet. Sergi dört bölümden oluşuyor. Birincısı, şeh- rin güney mahallesinde çekilenler. O fotoğraflann al- tında bohem yazarlardan ahntılar olacak. Bir diğeri, dip- lomatlarm oturduğu yerde çekilenler. Orası yeşılliğıy- le ve kanal bolluğuyla tanınır. Üçüncüsü Stockholm'ün hemen dışuıda bir gölde çekilenler. Son bölüm de "es- ki Stockhotan" fotoğraflan. - Fotoğraflann ahında bu görüntülerin sizde uyandır- dığı çağnşnnlar olacak. Bunu biraz açar mısınız? - Çağnşımlardan kastım edebi çağnşımlar. Metinler- de fotoğrafa ilişkin bilgiler yok. Türkiye'den ve İs- veç'ten edebiyatçılann metinlerinden alıntılar var. O fotoğrafın bende uyandırdığı düşünceler var. Tabii, ser- giyi gezenlerde farklı düşünceler oluşacak. Yazılar kü- çük olduğu için resme bakanlar merak edip okursa fo- toğraflann bendeki yansımalannı da öğrenecek... Ör- neğin bir barda yaüıız oturan bir adam dikkatimi çek- ti. Bann arkasında aynalar olduğu ve rahatsız etmemek için flaş kullanmadım. Orada, Demir Özlünün "ttha- ka'ya Yolculuk" romanından bir bölüm aklıma geldi; sergide o yapıttan bir alıntı yer ahyor. - Her fotoğrafın altında olacak mı edebi ahnülar? - 48 fotoğraf var. Ama 49 metin var. 49. merin be- 'BirZamanlar Türkiye' 1824'te, Osmanh tmparatorhığunun başkenti tstanbul'u ve çevresini resmeden Lovvenhielm'in, bu kentte yabancı bir diplomat olarak geçirdigi üç yıhn resimlerle öyküsünü anlaovor. Uçkan'm Stockhohnfotoğraflandörtbölümden oluşuyor. nim "Son Söz" adlı bir şiirim. Bir nevi sergiyi gezen- lere bir teşekkür; bir sürpriz... - Sergi yeri olarak Ankara'yı seçmenizin özel bir ne- deni var mı? - Evet. Benim memleketim olan Ankara'yla, çocuk- lanmın doğduğu, ekmek paramı kazandığın Stock- holm'ü buluşturmak istedim. Çankaya Belediyesi'nin katkılan ve Isveç Büyükelçiliği ile Istanbul Başkonso- losluğunun destekleri sayesinde bu sergi gerçekleşti. TÜRKÎYE FELSEFE KURUMU'NUN DÜZENLEDİĞ1 ETKlNLtK 14-15 KASM'DA Macit Gökberk anısınafelsefe semineri Kültür Servisi - Türkiye Felsefe Kurumu'nun 2003 yüı Istanbul semi- neri 14-15 Kasım günleri Beyoğlu Tünel Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde yapılacak. 10. yıldönü- münde felsefeci profesör Madt Gök- berk anısına düzenlenen seminerin ana konusu felsefe tarihi ve sorunla- n. Kurum Başkanı loanna Kuçura- di'nin cuma günü saat 9.30'da açılış konuşmasını yapacağı seminerler sü- resince felsefeciler bıldırilerini su- nacaklar. İlk gün BetülÇotuksöken 'Bir Söy- lem Olarak Felsefe Tarihi 1 . Abdullah Kaygı 'Felsefe Tarihi ve Felsefe 1 , Zey- nep Davran 'Felsefe Tarihi-Febefe- nin Tarihi', Arslan Kavnardağ' Tür- kiye'de FeLsefe Tarihleri: 1901-2002', Mustafa Günay 'Febefe Tarihi Öğre- timinde Amaç ve Yöntem Sorunu" ve Sevgi lyi' nin 'Felsefe Tarihi ve Fel- sefe Tarihi Öğretimi Üzerine1 konu- lu bildirileri yer alacak. 'Febefe Tarihive Sorunlan' başlık- lı seminerin son günündeki oturu- munda ise TaşkmerKetenci'Descar- tes ve Locke: FeJsefede tki Akü An- layışı', Halil Turan 'Febefede Tarihi Yadsunakve TariheTutkunluk". Ka- an H. Ökten 'Felsefede Mathesis So- runu: Heidegger'in Aristoteles Oku- ması' konulu bildirilerini sunacaklar. Kitap, 19. yy'a masalsı bir yolculuk tadında Osmanh 'yla üç yıhn öyküsü Kültür Servisi- 1820'lerde görevlı olarak bulunduğu Istanbul ve çevresinin 200"e yakın resmini yapan Isveçli diplomat Carl Gustaf Lowenhiehn'in eserleri 'Bir Zamanlar Türkiye, Bir tsveç FJçisinin 1820'lerdeki Türkiye Dosj-ası' adlı kitapta toplandı. AstraZeneca ilaç fırmasının sponsorluğunda hazırlanan ve Yapı Kredi Yayınlan tarafından basılan kitap, 31 Ekim'de tsveç Konsolosluğu'nda verilen bir resepsiyonla tanıtıldı. Kitap, 1824'te, Osmanlı împaratorluğu başkenti olan Istanbul 'u ve çevresıni resmeden Lowenhielm'in, bu kentte yabancı bir diplomat olarak geçirdigi üç yılın öyküsünü resimlerle anlatıyor. Osmanlı Imparatorluğu'nun anıtlan ve mimari anlayışıyla ilgili ipuçlan veren kitapta yer alan resimlerinde, Lovvenbielm'in suluboya tekniğini kullanması, topografık konulan seçmiş olması ve dönemin genel özelliğine uygun olarak belgesel ve gerçekçi tarzda çalışmış olması dikkat çekiyor. Resimlerinde Istanbul'un çeşitlı semtlerinin yanı sıra Bursa, Ege ve Çanakkale bölgelerinden görünümler de yer alıyor. 19. yüzyılın Osmanlı Imparatorluğu'nu bir yabancının gözünden izleme olanağı sunan kitap, tarihe ilk elden tanıkhk etmenin yanı sıra dönemin sanat geleneğıni de gözler önüne seriyor. 'Bir Zamanlar Türkiye, Bir İsveç Elçisinin 1820'lerdeki Türkiye Dosyası'nda, Lowenhiehn'in bir asker, diplomat ve sanatçı olarak portresıni çizen açılış yazısını, eski Isveç Başkonsolosu Sture TheoKn kaleme almış. içinde 106 resim bulunan kitaptaki diğer iki yazı ise Merit Laine ve kitabı yayına hazırlayan Engin Yenal'a ait. 1790'dadoğanCarl Gustaf Lowenhielm, 19 yaşında orduya yazıldı. 22 yaşında ilk diplomatik görevi olan St. Petersburg askeri ataşeliğine getirildi. Istanbul'da Isveç elçiliği ve Yakın Doğu Başkonsolosluğu yaptı. Viyana'dakı görevinden sonra kariyerini ülkesinde sürdürdü. 1858'de Lang'da ölen Lowenhielm'in Türkiye dışında Avusturya- Macaristan, Ba\7era ve Danimarka'yı da resmettiği 16 albüm şeklindeki çalışmalan, halen Uppsala Üniversitesi,'nde bulunuyor. (0 212 3İ9 83 83) Bienalde son bir hatta • Kültür Servisi - 8. Uluslararası Istanbul Bienali'nın sona ermesine bir hafta kala Ayasofya Müzesi, Antrepo No 4, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi ve Yerebatan Sarnıcı ana mekânlannda sürüyor. 16 Kasım'a dek sürecek olan Bienal'in dış basındaki yankılan devam ediyor. Ünlü Alman gazetesi Die Zeit'ta çıkan yazıda, Istanbul Bienali'nin Venedik Bienali kadar önemli olduğu vurgulandı. Berliner Zeirung gazetesi kültür şefi Sabine Vogel ise Uluslararası Istanbul Bienali'ni '"çağdaş sanat alamnda Venedik ve Sao Paulo bienallerinden sonra en tanınmış üçüncü bienal" olarak göriirken tstanbul Bienali'nin "küresel sanatı dünyanın en olağan, en basit şeyi gibi gösterdiği" yorumuna yer verdi. Italya'nın önemli gazetelerinden II Manifesto, "Müze yıldızlan değil, daha çok saha dışı sanatçılar, yüreğe işleyen eserleriyle 8. Uluslararası Istanbul Bienali'nde buluşuyor. Ve burada, Doğu ile Bah'nın kesiştiği yerde, dünyanın sanatsal coğrafyası yeniden tanımlanıyor'" yorumunu yaptı. üana Bir Şeyhter Okıyor' • Kültür Servisi - Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği ve başrollerini Demet Akbağ, Altan Erkekli ve BKM Oyunculan'nın paylaştığı 'Bana Bir Şeyhler Oluyor' 13 ve 14 Kasım tarihleri arasuıda saat 21.00'de Maltepe Yayla Sanat Merkezi'nde sahnelenecek. (0 212 327 9618) Istanbul'da ud geceteri • Kültür Servisi - Fransız Kültür Merkezi'nde 12-15 Kasım tanhleri arasuıda ud geceleri düzenleniyor. 12 Kasım Çarşamba günü saat 20.00'de Eric Bellocq, vereceğı resitalde Rönesans parçalanndan oluşan bir seçki sunacak. 13 Kasım Perşembe günü saat 20.00'de Taksim Sahnesi'nde yapılacak gösteride, hokkabaz Vincent de Lavenire'in dairesel bir alanın içinde yapacağı göz doldunıcu ve büyüleyici hareketleri, Eric Bellocq'un (lavtacı) vurduğu ritimle toplann hareketi ve ikilinin sahne üzerinde yer değiştirmeleriyle şaşuiıcı bir diyalog gelişecek. 14 Kasım Cuma günü 20.00'de Fransız Kültür Merkezi'nde Arap dünyasında udun tartışmasız ustası olarak görülen Said Chraibi'nin konseri izlenebüir. Ulkemizin ud alanında önemli isimlerinden biri olan Necati Çelik ise 15 Kasım Cumartesi günü saat 20.00'de Fransız Kültür Merkezi'nde sevenleriyle buluşacak. Yeni gerilimde yıldız geçicM • Kühür Servisi - Yapunım, Hollywood'un ünlü aktörü George Clooney'nin sahibi olduğu yapım şırketi Section Eight'in üstlendiği ve şu anda tskoçya'da çekimleri devam eden 'The Jacket' adlı gerilimde, pek çok ünlü oyuncu rol alıyor. Keıra Knıghtley, Adrien Brody, Jennifer Jason Leigh, Kelly Lynch, Daniel Craig ve Kris Kristofferson gibi ünlü oyunculann yer aldığı film, hafızasını kaybetmiş bir Körfez Savaşı gazisinin psıkolojik teda\i sürecinden geçtikten sonra geleceği görme yetisı kazanması üzerine kurulu. Film gösterime girdikten sonra tskoçya'ya turist akımı ohnası bekleniyor. Rm ÇelftitotHcâyderrne ödü • STRASBOURG (AA) - Yönetmen Reis Çelik'in Abnan-Türk ortak yapmıı olan 'Inat Hikâyeleri' adlı belgeseli, Fransa'nın Strasbourg kenrinde 'Alsace-Europe' ödülı aldı. Avrupa Sineması Destek Fonu (Euroimages) Türkiye temsilcisi Faruk Günaltay, AFP'ye yaptığı açıklamada, buz turmuş Çıldn- Gölü'nde çekilen belgesel fUmin dün 3850 Euro tutanndaki ödüle değer görüldüğünü belirterek "Başlıktaki inat, bu bölgede yaşayan bütün halklann kendilerine has bölgesel özelliklerini korumaktaki inattır" dedi. Alsace bölgesinin desteğiyle 3-9 Kasım arasında düzenlenen 6. belgesel film haftasında ikincilik ödülü Danimarkalı yönetmen Anders Ostergaard'uı Fransız-Belçika yapunı 'Tintin ve Ben' belgeseline verildi. Türkiye'de yapılan ilk Nâzım Hikmet belgeseli olan, 'Nâzım Hikmet Ziyaretçin Var'a imza atan Çelik, 12 belgesel ve ilk uzun metrajlı filmi 'Işıklar Sönmesin'i, Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın hayahnı sinemaya aktardığı 'Hoşçakal Yann' adlı projesini 1998'de hayata geçirdi. Yönetmen Reis Çelik, son filmi 'Inat Hikâyeleri'nin en ilginç bölümlerinden olan düğün sahnesini, buz tutmuş Çıldır Gölü'nün üzerinde çekti. Başrolünü Tuncel Kurtiz'in oynadığı filmde diğer karakterleri, yöredeki insanlar canlandırdı. • Kühür Servisi - Genel sanat yönetmenliğini Arda Aydoğan'uı yaptığı CRR Dans Tiyatrosu, 'Şikago Dans Festivali/Dance Chicago 2003'e davet edildi. Topluluktan Nurhan Nebioğlu ve Tan Temel, etkinlik kapsanunda 30 Kasım günü iki kez sahneye çıkacaİdar ve 'Çehne' adlı yeni gösterilerinden bir bölüm sunacaklar. Topluluk, bu gösteriyle 2004 Ocak ayında seyirci karşısına çıkacak. Fe^tivale, topluluk yönetmeni Geyvan. McMillan ve Arda Aydoğan da kânlacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle