Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5AYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2003 SALI
14 J v U l j l . U i \ kulturfacumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRUIN
MtalardanyaşayanefsaneteDoç. Dr. Zühre İndirkaş ın yazdığı ve Can
Cöknü'ın gravürlerıyle eşlık ettiği 'Türk Mi-
toslan ve Anadolu Efsaneleri'nin a Sürümleri'
adh kitap henüz Türkiye'de basılamadı ama
Zürih'te Spur Verlag tarafindan yayımlandı.
('Dk Alttürkischen Mythen in Mitteİasien und
Ihr Weherieben in AnatoHen") Kitabı Alman-
caya çeviren Turgut Vogt bu yayınevini Avru-
p>a çapında kültür mırasımızı tanıtmak ve ko-
rumak amacıyla 1989'da kurmuş.
Türk mitoslannın az büinmesinın etkenler-
den biri olarak Orta Asya'nın yazılı olmayan
göçer tarihine ilişkin bilgilerin dağınık, kay-
naklann çeşitli olmasını gösteren ddirkaş ve
Göknil bu çahşmayla ilgili olarak şöyle diyor-
lar: "Kültürel mirasımızı dahaiyi tanıyabOrnek
için yapöğımız araştırmalann sonuçlannı biri-
mizsözcüklerle anlaurken diğerimiz de çizgikr-
k görselleştirerek buçataşmayıhaarladık... İçin-
de bulunduklan tarih ve kültür ortanu eşbgin-
de Türk ve Anadolu mitoslannm izini sürdük.
Amacımız görselleşmemiş olmalan nedeniyle
akdlarda pek yer etmemiş, Türklerin Orta As-
ya'dan Anadolu'ya ve günümüze dek kurgula-
dıklan mitoslar ve efsaneieri bir araya getirmek
ve okuyucuyla paylaşmak." Tiyatro bağlamın-
da da zengın kaynaklar ıçerdiği kuşkusuz bu
kıtabın.
Ana Tanrıçalar ve Kybele
Zühre tndirkaş, 'Ana Tannçalar. Kybele ve
ÇağdaşTürkResmindekitzdüşümleri' adh kı-
tabında da yıne Anadolu uygarhklannda Ana
Tannça ve bu bağlamda öne çıkan Kybele inan-
cının tarih öncesi dönemlerden başlayarak sa-
natsal boyuta geçışindekı süreci ele ahyor. Ana
Tannça'nın, taş çağından başlayarak hem im-
gesel hem de ka\Tamsal boyutuyla irdelenme-
si yine tiyatro araştırmalan için bir ateşleyici
sanki. Kitabın ikınci bölümünde ise günümüz
Türk ressamlannın örnekleri sunuluyor. îndir-
kaş "bu çahşmanın asü amacı sanatçdann ya-
pıtianm resim diBaçısından değeriendirmekten
öte, Anadolu" da yaşamış çeşitli kültürlerin çağ-
daşreamsanaânûzdakivansımalannıorta^akoy-
makür" diyor.
PeterHaB'ın 'ExposedBytheMasks' CMask-
lariaAçıklanan') adh kıtabında santık Yunan sah-
nesine ilişkin olarak, düşüncedeki sınırsız öz-
gürlüğe biçimle, çizgiyle ulaşıldığını vurgula-
yan sözleri geliyor aklıma... Sanatın her alanın-
da olduğu gibi, tiyatroda da arayışlar, yorum-
lar, sorgulayışlar ve tabii ki yarahşlar için zen-
gin bir kaynak ülkelerin kültürel miraslan.
Semlha Berksoy serglsl
Semiha Berksoy'un sınır tanımayan duygu
ve düşünce dünyası onun güçlü sesinde, sözün-
de, fırçasında, kaleminde daha da özgürleşı-
yor. tş Sanat Kibele Galerisi'nde açılan Semi-
ha Berksoy Retrospektif Sergisi, sanatçının du-
yarlı, sağlam, mücadelecı ve pişmanlıklara hıç
yer vermeyen dünyasım yansıtıyor. Zenginlik-
lerle, sevgiyle. tutkuyla, acıyla. aşkla, inatla
arklı tarihsel dönemlerle kurulacak ilişkiler, kültürel mirasa
sahip çıkmanın önemini vurgularken düşünceyi, demokrasi
bilincini ve yaratıcıhğı zorlayacaktır.
olu dolu bir hayat... O kadarşey var kisesiyle, sözüyle,
çizgisiyle, renkleriyle anlattığı ve anlatacağı... Biryaşayan
tarih Semiha Berksov.
dolu ve de her an volkan gibi patlamaya hazır
bir dünya bu. Çok yönlü sanatçı kimliğıyle
cumhuriyet dönemi çağdaş Türk kadınının ön-
de gelen temsilcilerinden biri. Yaşam tutkusu.
yaratıcı kimlığiyle bir 'ateşkuşu' Semiha Berk-
soy.
"Opera müzikti dramdır ve oynanması la-
zandû"" dıyen Semiha Berksoy, sergısınden kı-
sa bir süre önce küratör Harald Szeemann'ın da-
veti üzerine Viyana'ya gitti ve orada bu sözle-
rini doğrulayanbirperformans sundu; Riehard
Straussun 'Salome' operasından bir bölüm.
Bu performansta (Kibele Sanat Galerisi'nde
ızlenebılir) sesı, oyunculuğu ve kendi çizımle-
riyle oluşturduğu çarşaf dekoruyla yine dıkkat-
len üzerine topladı. Bonn Müzesı küratörü Prof.
Dieter Rontemn sergi kataloğunda belirttiği
gibi Berksoy, hangi alanda olursa olsun, "son
derece kişiseL son derece kendisi ve özneL orta-
ya manüklı bir gözün kavrayamayacağı gfiçler
ve enerjiler'" yayan bİT sanatçı. Sahneye çıktv-
ğı ya da resımlenyle var olduğu yerde "...Se-
yircininve eleştirtnenin oturduğu koituktan sah-
neyi algüayışı artık elle tutulabilir dummlar de-
ğO, hele düşünmeye ahshğı düzen sistemleri hiç
değü. çünkü arük Semiha Berksoy'un patlama
gücti her şeyi değiştirmekte."
Bu yazıyı okurken Haldun Tanerın sözleri
gelıyor aklıma "Semiha Berksoy sahneye çıkü-
ğı anda deprem olur."
Semiha Berksoy'un retrospektif sergisini ya-
nı sıra, evinin en mukaddes köşesini oluşturan
ve Robert VMlson'dan Dieter Ronte'ye, Harald
Szeeman'a, Rosa Martinez'e her görenin bü-
yülendiği özel odası da Lüksemburg'da Mille-
nıum Sergısi'nde yer aldıktan, Bonn Müzesi ve
Viyana'da Kunst Müzesi'nde sergilendikten
sonra Türkiye'ye döndü ve tabiı ki bürokrasi ve
adam sende'cilik engehne takıldı. Kültür Ba-
kanlığı Yıldız Sarayı'ndakı Tiyatro Müzesi'nde
bir yer temin edemedi. Oda, iki yıl kadar bir de-
poda bekledi! Ama, ne kadar güzel ki, 2003 yı-
İında rektörün girişünleriyle Mimar Sinan Üni-
versitesi Resim ve Heykel Müzesi'nin daimi ko-
leksiyonuna dahil edildi "'Semiha Berksoy'un
Odasf ve ziyarete açıldı.
§u günlerde, Semiha Berksoy yaşam ener-
jisini, yaratma gücünü yıtirmemış dinamik bir
sanatçı olarak sergilerine uğruyor, ziyaretçiler-
le buluşuyor. yeni projeleri üzerine konuşuyor
% e "sanat her zaman doğruyu gosterir" diyor.
Cumhuriyetin 80. yılında oyunyazarlığımız (1)
DoğaçlamadanyazaraTUNCER CÜCENOĞLU
Bir ülkede gerçek anlamda ve
yeterli sayıda oyun yazan yoksa,
o ülkenin ulusal tiyatrosunun var-
lığından söz edilemez. Çünkü her
ülkenin ulusal tiyatrosu, o ülkenin
kültürünün bir ürünü olarak orta-
ya çıkan oyun yazarlannca oluş-
turulur. Bu Rusya'da da böyle ol-
muştur. İngıltere, Fransa ve Al-
manya'da da... Eğer Gogol, Ost-
rovski,Çehov'olmasaydı ulusal bir
Rus Tiyatrosu. Shakespeare,Pin-
ter,\Veskerolmasaydı ulusalbir în-
giliz Tiyatrosu ya da Lorca olma-
saydı ulusal bir tspanyol Tiyatro-
su"ndan söz etmek olası mıydı?
Temel öğe güldürü
Türklerin Anadolu'ya gelip yer-
leşmeleri, hepinizin bildiği gibi
1071 yılında gerçeklesmiştir. Ana-
dolutopraklanna gelen atalanmı-
zı tiyatro bağlamında; hem kendi
atalan, hem Anadolu uygarlığıru
oluşturan çeşitli halklar ve hem
de Islam dünyası etkilemıştir.
Işte bugünlerde var olan ve ge-
lişimini sürdürmekte olan tiyat-
romuz, hem Doğu, hem de Batı et-
kilerıni içeren ve bunun sentezini
de sağlam örneklerle vermeyi ba-
şarabilen bir tıyatrodur. Türklerin
atalannın Şaman törenlerinden se-
yırlik köy oyunlanna, köy kukla-
sından taziyeye, kentsel kesimde
ise bir çeşit halk tiyatrosu diyebi-
leceğimiz ortaoyunu, meddah.
kukla ve Karagöz"e uzanan bir
çizgi izlenmektedir tıyaromuzun
gelişiminde. Geleneksel Türk Ti-
1860'da Gedikpaşa Tıyatmsııaçılmış, 1868'de Güllü
Agop 'un önderliğinde buyapıda kurulan Osmanh
Tıyatmsıı Türkyazarlanmn oyunlanm sergilemeye
başlamıştır. Yazılan ilk Türkoyunu olan Şinasi 'nin
Şair Evlenmesi ise Türk oyunyazariığının
baslangıa kabul edüir.
yatrosu'nun temel özelliklerinK
yazıh bir metne değıl, doğaçla-
maya dayanması. sahne gerektir-
memesı, şarkı, dans. söz ve taklit
unsurlanmn vazgeçilmez öğeler
olarak belirmesi, Batüı
u
kapah
biçim" yerine "açık biçim"i seç-
mesı.
u
güldürü'"nün esas alınma-
sı, kişilenn "karakter1
" düzeyin-
de değil "'tip" düzeyınde ışlenme-
si, sergüemelerin sürekli değil,
bayram. düğün, sünnet gıbı top-
lumsal olaylarda gerçekleştınlme-
si olarak belirleyebiliriz.
Yukarda sıralamaya çahştığımu
temel özelliklenn tam tersıni uy-
gulamakta olan Batı Tiyatrosu,
Tanzımat'ın ilanıyia bırlikte ülke-
mızde geçerlı olmaya başlamıştır.
Bize göre en önemh katkı yazıh
metne geçilmekle olmuş, yabancı
yazarlann çe\iri ve uyarlamalan-
nın etkısiyleTürkyazarlan da oyun
yazmaya başlamışîardır. Böylece
dünya tiyatrosu açısından çok geç
de olsa. dram geleneği ülkemizde
de başlatılmıştır.
İlk TürK oyunları
1923 yılında Cumhuriyet ilan
edilinceye kadar bu bağlamda
önemli adımlar atılmıştır. Şöyle
ki, îstanbul'da 1860yılında Gedik-
paşa Tiyatrosu binası kunılmuş,
1868 yılındaGüDüAgop'un önder-
liğinde Osmanh Tiyatrosu bu ya-
pıda etkınliklerıne başlamış ve
Türk yazarlanmn oyunlanmn
Türkçe olarak sergılenmesine baş-
lanmıştır. Yazılan ilk Türk oyunu
olan Şinasinin Şair E\1enmesi ise
Türk oyaın yazariığının başlangı-
cı kabul edilır... Ozellıkle Namık
Kemal ve uyarlamalanyla Ahmet
VefıkPaşa yazar olarak öne fırla-
mayı başarmışlardır bu dönemde.
Topluluğu oluşturan Ermeni oyun-
cular yanında Müslüman Türk
oyunculannın yetişmesi de gene bu
aşamada gerçeklesmiştir.
1923 yılında Cumhuriyet'in ila-
nından sonra ilk beş yılda Türk
Tiyatrosu:"Baühyazarlann oyun-
lanndan yaprian uyariamalann.
tiyatro tekniğinin uzağında ve al-
tmdatelif oyunlann,bilinçlese-
çiunemiş çevirilerin işgaüne uğra-
mış bir tiyatro yapma çabası..."
olarak özetlenebilır.
SÜRİCİK
Dört yeni oyunun yer
akhğı kitapta.
oyunlann temasım
Anadolu tarihi,
mitolojisi ve arkeolojisi
oluşturuyor.
Savaş Aykılıç'ın
toplu oyunları
yayımlandı
Kültür Servisi -
Devlet Tiyatrosu
sanatçısı, Tiyatro
Yazarlan Derneği
Genel Sekreteri ve
oyun yazan Savaş
Aykılıç'rn Toplu
6>nnlan 2 kitabı
Mitos Boyut Yayınevi
tarafindan basıldı.
Dört yeni oyunun yer
aldığı kitapta,
oyunlann temasını
Anadolu tarihi.
mitolojisi ve
arkeolojisi
oluşturuyor.
Aykılıç'ın kıtabında
yer alan 'Kral Karun'
adh oyun da
zenginlik ve mutluluk
arasındaki ilişkiyi
işlıyor. Bu tarihsel
oyunda Solon,
Salome, Orakly ve
Gyges gibi mitolojik
figürler yer alıyor.
Kitapta yer alan bir
diğer oyun ise'Troya
Geçilmez'; geçen
sezon kısa bir süre
Muammer Karacada
da sahnelenen oyun
Homeros'un
'tlyada'sı ile
günümüz olaylan
arasında paralellik
kuran bir yapıt. Hiciv
ustası şair Nefi, W.
Muradve Kösem
Sultan arasındaki
iktidar, dostluk. aşk
üçgenıni konu alan
4
BirKalem,B»rKıhç,
Bir de Kalp' adlı
oyun aynı zamanda
sanatçı - iktidar
çatışmasının trajik
boyutlannı da
ırdeliyor.
Kitabı oluşturan
'Ksantos Trajedisi'
Lıkya başkentinin
tarihinde iki defa
yaşadığı bir trajediyi
konu alıyor. Anadolu
insanının bağımsızlık
tutkusunun
kökenlennı araştıran
bu kısa oyun. antik
oyun kalıbında
yazılmış.
YAZI ODASI
SELtM tLERİ
0 Mor Salkımlar (3)
Ayasofya'da, Fatih Valide Camii'nde, Sinekli
Bakkal Mescidi'nde okuyan Rabia, Sinekli Bak-
kal romanının hafız kızı, o ses, o duyumsayış, Pe-
regrini'ye büyüleyici gelecektir.
Peregrini adına konuşan, bir bakıma Halide
Edibdir. Müslüman îstanbul'da doğupbüyümüş,
Mevlevi büyükannesinin huzur derslerini sezmiş,
Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde okumuş, Do-
ğu'yla Batı arasında yorucu bir iç geziye çıkmış in-
sanın konuşması...
Katı, kuralcı din yerine, dınin esnek, güzelduyu-
sal, geniş perspektifli, hoşgörülü yanını dile getir-
mek çabası. Romancının hatıriadığı Istanbul, di-
nin esinlendirmesiyle sanat şaheserleri yaratabil-
miştir.
Halide Edib bir başka noktaya dikkat çeker: Bu
şaheserler, Batı'daki gibi, anlı sanlı, büyük sanat-
çılann elinden çıkma değildir. Tersine, basit bir ma-
nalle dekorunda, sanat sanki kendiliğinden belir-
mektedir.
Uzakta hep o ince beyaz mınare. Yalnız o kadar
mı? Çardağından morsalkım sarkıtan mahalle sa-
kinleri, hayatı adeta sanat eseri kılmayaçalışmak-
tadır.
Gelgelelim, Istanbul'daki başkalaşımı izlemek
ve dile getirmek de Halide Edib'in sayifalanna yan-
sır. Romancı, kentin yeni ve tuhaf bir çehre edin-
diğınin bilincindedir.
Mor Salkımlı Ev'le Sinekli Bakkal'da şiddet de-
recesine varan yurtsama, Istanbul'un çarpık bir mi-
mariye sürüklenişiyle, yerini acıya bırakır.
Mev'ut Hüküm (1918) Fatih'i anlatır. Fatih, Sü-
leymaniye, Aksaray romancının îstanbul'da göz-
de semtleridir. Ama yazar 1939 tarihli Tatarcık'ta
sanki Istanbul'dan biraz kopmak istercesine, Bo-
ğaz'ın uzak bir köyüne, Poyrazköy'e açılmtştır.
Sinekli Bakkal'dan yaklaşık otuz yıl sonra kale-
me getirilmış Akıle Hanım Sokağı, geçmiş güzel
Istanbul'u boşyere arayıştır. Halide Edib, hâlâ, Si-
nekli Bakkal'dakı gibi konuşmak ıster. Laleli ve
çevresini uzun uzadıya tasvir etmekte, dünkü Is-
tanbul'u arayıp durmaktadır.
Fakat Laleli ve çevresi sönüp gitmiştir. Bu ilginç
romanın Istanbul'u, çoktan beri, Amerikan moda-
lannın, Amerikanlaşmanın tutsağı olup çıkmıştır.
Romancı, ileri yaştayken yazdığı Hayat Parça-
lan'ndaTopağacı'ndan söz açar. Hayat Parçalan
dağınık bir romandır. Bununla birlikte yazann, o gün-
lerin gözde semti Topağacı'na hayretle bakakalı-
şı yabana atılamaz.
Boyuna, kibrit kutusunu andınr apartmanlar ya-
pılmakta, yeni zenginler sözüm ona modern gö-
rünümlü bu semte üşüşmekte, kentin mimarisin-
de yeni bir dönem başlamaktadır.
Halide Edib yeni mimari anlayışı ürkütücü bulur.
Dev kibrit kutusu kılıklı apartman Istanbul'a özgü
dünyayı yok ettiğinden, şehrin insanı da değişmek-
te, ne idüğü belirsiz bir ortam yaratmaktadır.
Dahası, Istanbul, ıç göçlerie baş edememekte,
hızla taşralaşmaktadır. Akıle Hanım Sokağı'ndaki
"Cıbıl Gız", taşra kökenli insanın îstanbul'da na-
sıl yoldan çıktığına atıfta bulunur.
Romancıyagelince, hayli yaşlanmıştır. Belleği bu-
lanıktır. Handan'ın kalp ağnsını bir daha yazmadı-
ğı gibi. Sinekli Bakkal'daki Istanbul masalına da
bir daha geri dönmez.
Azap Kapısı isimli son bir roman yazmak istedi-
ği biliniyor. Kımbilir rüyalannda belki hâlâ Mevlevi
büyükanneyi. onun kırmızı yastığını, gaz sandık-
lanndaki yemyeşilfeslegenleri, toprak saksılarda-
ki keskin kokulu karanfilleri, hiç unutamadığı mor
salkımlan görüyordu.
Kim bilir belki hâlâ Rabia'yı Ayasofya'da dinle-
mek isteyen Peregrini'yi, Doğu-Batı sentezini dü-
şünüyor, düşlüyordu. Belki Azap Kapısı bütün bun-
lann romanıydı...
Öneriler:
Tiyatro/Tarlakuşuydu, Juliette; Ephraim Kic-
hon; Tiyatro Kedi Kitap/Zaman Satan Dükkân;
Fıstık Ahmet Tannverdi; Literatür Yayıncılık.
BUGÜN
• OPERET SAHNESİ'nde De>1et Opera \*
Balesi Genel Müdüıiüğü'nün 13.00te k
Okul
MatinesT adlı dans gösterisi ve 20.00"de İlhan
Özsoy'u anma konseri. (0 312 324 22 11)
• BABYLON'da 21 30da Muvaffak 'Maffy'
Falay'ın konseri. (0 212 292 73 68)
• AKBANK KtîLTÜR MERKEZİ'nde
17.00'de 'Jack Shepherd ile Shakespeare v«
O\Tinculuk' konulu atölye çalışması. 18.30'da
Firdevs Savilan' ın '!Semrut Dağı Tanrüan'
konulu saydam göstensi. (0 212 252 35 00)
• YAPIKREDİ KÜLTÜR MERKEZİ'nde
18.30'da Gül Pulhanın yöneteceği. Murat
Cano, CMuş Ank'rn konuşmacı olarak
katılacaklan 'Geçmiş ile Bugün Arasında:
Hasankeyf ve Diğerleri"
1
konulu Salı Toplanüsı.
10 212 252 47 00)
•TAREK Z,\FER TLTNAYA'da 19.00'da
Korhan Gümüş'ün düzenlediği. Ahmet
Madenin 'TarUıte Istanbul Avnıpa tBşkBeri-
Tarihte Galata' konulu söyleşisi.
(0 212 293 12 70)
• NÂZBlKÜLTÜREVt'nde 19.00 da 'Ülkeve
Özgürlük' filminin gösterimı. (0 212 245 04 81)
• MtGROS SANATOLİA SAHNESt'nde 'H.
Ankara Tiyatro Festivali' kapsamında 20.00'de
BGST-Trv^fro Boğaziçi' nin
k
Pilav dan Dönenin
KaşığıKıirüsın' adh oyunu. (0 312 541 66 66)
• ALMANKtLTÜRMERKEZİ nde 'GençHk
Fllmleri' kapsamında 19.00'da 'Okul' filminin
gösterimi. (0 212 249 20 09)
• BİLGİ ÜNt\TRSrTESİ DOLAPDERE
KAMPUSU'nda 'ts\eç
Sinemasından/Sinemamtan Başyapıüarmdan'
kapsamında 14.00'te 'Yol', 16.30 ve 21.30'da
'BirEvliBktenManzaralar', 19.00'da 'Gflüap'
fıhnlerinin gösterimı. (0 212 293 50 10)
• ANKARA SANAT TÎYATROSU'nda '8.
Ankara Tiyatro Festivali' kapsamında 20.00'de
Pernik Dram Tiyatrosu'nun 'Rita'nın EğhimF
adh oyunu. (0 3~12 417 76 7
6)
• ÇANKAYA BELEDtYESİ ÇAĞDAŞ
SANATLAR MERKEZtnde '8. Ankara Tîyatro
Festivali' kapsamında 20.00'de Güzerjiırt
Belediyesi Şehir Tıyatrosunun 'Dedemin
Paracddan' adlı oyunu. (0 312 468 21 05)