03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA DUNYA ÇOCUKLAR GUNU Onlenebilir hastalıklara günde 3 bin 500 kurban verilirken, savaşlann en büyük mağduru da onlar Yann değil,bugün çocukEYLEMÜÇOK Bugünün sevimlı varlıklan, yannın dünyaya yön verecek bireylen, toplum- lann geleceği, dünyanın unutulmuş yü- züçocuklar... "6 Ekim Dünva Çocuklar Gii- k nü"nde hatırlanmayı beldeyen, 2 l5 milyar 850 milyon çocuktan 600 T milyonu yoksulluk sının altında ya- şıyor, 5 yaşın altındaki 200 milyon çocuk ise mutlak yoksulluk düze- yinde mücadele veriyor. Kapitaliz- min çocuk yüzü ıse gelişmekte olan ülkelerde çalışan çocuklarla çı- kıyor karşımıza... Yaşlan 5 ile 14 arasında olan 252 milyon çocuk işçi yanında, yaşlan 5 ile 11 arasında 50- 60 milyon çocuk da tehlikeli koşullar- da çalışıyor. Yüzde 61 'le Asya, çalışan • "Dünya Çocuklar Günü"nde hatırlanmayı bekleyen 2 milyar 850 milyon çocuktan 600 milyonu yoksulluk smın altında yaşıyor; 5 yaşm altındaki 200 milyon çocuk ise mutlak yoksulluk düzeyinde mücadele veriyor. çocuk nüfusu açısından ilk sırada yer alırken yüzde 32 ile Afrika 2., yüzde 7'yle Latin Amerika ve Karayibler son sırayı alıyor. Yılda 2 milyon çocuk ise seks pazanna sürülüyor. 130 milyon çocuk okula gitmhor Çocuk Vakfi tarafindan hazırlanan ve 50'den fazla kaynağın kullanıldığı "Hak- lan AhnmışÇocuk" raporuna göre, 130 milyon çocuk okuma yazma bilmeden ye- ni bin yıla adımını atarken okula gitme- yen çocuk nüfusunun yüzde 60'ını kız çocuklan oluşturuyor. Uluslararası Ça- lışma Örgütü'nün (ILO) tahmınlerine göre, çalışan 252 milyon çocuk eğitim- den sınırlı olarak yararlamyor. Her gün 30 bin 500 çocuk ise önlene- bilirhastalıklarnedeniyleölüyor. Rapo- ra göre, 20. yüzyıhn en güçlü olgulann- dan biri olan küreselleşme sonucu yok- sulluk daha yaygın hale gelirken HTV<AIDS salgınının durdurulması içın gereken kampanyalann yapılmaması ne- deniyle her ay 250 bin çocuk ve genç bu ölümcül virüsü kapıyor. Dünyada yoksulluk içınde yaşayan ço- cuk sayısının 10 yıl öncesine göre daha fazla olduğu belirlenirken, savaşlardan da en çok etkilenen kesim çocuklar olu- yor. Son 10 yılda savaşlarda ölen çocuk sayısı 2 milyon 325 bini bulurken 7-14 yaşlan arasında 300 bin çocuk aktif ola- rak savaş ve silahJı çatışmalara katılıyor. Kolay hedef Çocuk Vakfi Başkanı MustafaRuhiŞi- rin, tarihin hiçbir dönemınde çocuk so- rununun bu kadarkuşatıcı boyutlara ulaş- madığını belirterek bugün dünyada ço- cuk merkezli bir krizin yaşandığını, an- cak buna uygun bir politika üretileme- diğini ifade etti. Şirin, "YoksuDuğun,eği- timsizliğin, açüğın. şidderin. savaşlann, her türiü ihmalin ve isn'smann tükettiği çocukkarşjsmda biitün insanhkçocuk öde- vine yönelmedikçe çocuğu kolay hedef olmaktan kurtaramavız" dedi. Kaçınlan kurbanlar Seks lıızaklanııa cükkat! • Çocuk ticaretinden sağlanan kazanç, silah ve uyuşturucu kaçakçılığıyla yanşırken, kaçınlan çocuklann önemli bir bölümü 'seks pazan'na sürülüyor. tstanbul Haber Servisi - Çocuk ticaretinın sağladığı kazanç, sılah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile yanşıyor. Yılda 2.5 mılyona yakın insan kaçınhyor. Erkek çocuklannın kaçınldığı da bilinmekle birlikte kaçınlanlann yaklaşık yansının kız çocuklan olduğu tahmin ediliyor. Çocuk Vakfı'nca hazırlanan rapora göre, kesin rakamlar bilinmemekle birlikte yaklaşık 2 milyon çocuk seks pazanna sürülüyor. Çocuklann bir mal gibi alınıp satıldığı gerçeği bir yana, çocuk ticaretinin, sağladığı kazanç açısından silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile yanştığı ifade ediliyor. Çocuk kaçırma büyük ve organize gruplar tarafindan gerçekleştirilirken çocuk kaçıranlar arasında polislerin de yer aldığı gruplar bulunuyor. Kaçınlan çocuklar uyuşturucu dağıtıcısı, ev hizmetçisL'kölesi, ucuz işçi ya da seks kölesi olarak çalıştınlıyor. Bu çocuklara yardım etmek isteyenler ise tehditlerle karşılaşıyor. Kaçınlan çocuklann çoğu seks için pazarlanırken bazılan aileleri tarafindan zorlanıyor. Çocuk seks pazanndaki sayının artmasındaki en önemli sebep fflV AIDS korkusu. Kendisine AIDS bulaşmasından korkan pek çok insan "bakire'lerle ilişkiye girerek korunulacağına inanıyor. Yaşlan 8-15 arası değişen çocuklar "Büyükler çocuklann haklannı ezmesûı r dedi (Fotoğraf: ESRA AÇIKGÖZ) Çocuk Haklan Buluşması'nda taleplerini dile getirdiler Haklarııııı istiyoıiuıı Eğitim Servisi - "Çocuklara kötü davranjlmasın", "Büyüklerçocuklannhaklannıezmesin", "Bütünço- cuklaryemekyiyip,okulagftsm", "Çocuklaröhnesm"... Yaşlan 8-15 arasındaki 40 çocuk, Çocuk Vakfi'nın dü- zenlediği "İstanbuJ'da Çocuk Haklan Buluşması" toplantısında isteklerini belirttiler. _ _ ^ _ ^ _ _ Toplantıda konuşan Vakıf Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, anayasada çocuk- larla ilgili sadece üç madde bulundu- ğuna dıkkat çekerek "Biz,anayasamız da çocuklarla sözieşmeyapsm istiyoruz. Bu nedenle38akademisyen,bir yıl bo- yunca, 9-18 yaş grubundaki 180 çocu- ğun görüşlerini dikkatealarak 'anaya- sa için çocuk maddesi taslak önerisi' hazırladık. Bu taslağı. bugünden itibaren Cumhıır- başkanı, TBMM Başkanı. Başbakan, Anayasa Ko- misyonu Başkanı'na yollamaya başladık" dedi. Şirin, anayasada yer almasını istedikleri maddeyi ise şöyle açıkladı: "Çocuk, önce çocuk olma hakkına sa- hip, toplumun üyesi, güvencesi ve geleceğidir. Devlet çocuklann hayata iyi bir başlangıç yapabibneleri için haklannı bilen ve kuDanan kuşaklan yeşitirmekle yü- kümlüdür. Doğan her çocuğun yaşaması, isrismardan korunmasL, Idşiliğini gelişürmesi, esenliği için aileyi _ ^ ^ _ _ ^ ^ ^ _ _ güçlendirici maddi ve nıanevi ge- Bşim imkânı ve ortanu devlet ta- rafindan sağlamr. Çocuğun me- deni, sosyaL kültürel ve ekono- mik biitün çağdaş imkânlardan eşitve hiçbiraynmcıhk gözetme- den yararlanması için bütün en- gelkrin kaldınlması devlerin gö- revidir. Devlet,yapacağıdüzenle- melerde çocuğun görüşünün ahn- ması ile çocuğun yüksek yararuıın hayata geçirilme- sini gözetir ve güvence altına ahr. Devlet, çocuklan ü- gilendiren her tüıiü yasa ve mevzuat değişiklikkrini yaparve bu değişikliklerden olabilecekboşluklan, ço- cuğun lehine olacak şekilde yonımlar ve uygular." • Çocuk Vakfi Başkanı Şirin, anayasada çocuklarla ilgili sadece üç madde olduğuna dikkat çekerek hazırladıkları çocuk maddesi taslağım vetkililere yolladıklarını söyledi. Lise öğrencileri Ecstasy kııllanııııı yaygmlaşıyor • Dokuz kentte yaklaşık 12 bin lise ikinci sınıf öğrencisi arasında yapılan araştırma Ecstasy deneme yaşınm 13 olduğunu ortaya koydu. İSTANBUL(ANKA)- Ecstasy'nin gençler arasındaki kullanımı gıderek yaygmlaşıyor. Yapılan bir araşhrmada, orta- öğretimde okuyan öğrencılerin yüzde 2.5'inin yaşam boyu en az bir kez Ecstasy kullandığını ortaya koydu. Araştırmada, Ecstasy kullanımının yüzde 9.1 ile en sık özel okullardaki öğrenciler arasında olduğu belirlendi. Aralannda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi'nden Doç. Dr. Kultegin Ögel, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Ayşegül Çorapçıoğlu, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Yard. Doç. Şenel Tot, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Orhan Doğan'ın bulunduğu bir grup doktor, Türkiye'de orta -öğretim gençliği arasında Ecstasy kul- lanımı yaygınlığını ortaya çıkaran bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırma kapsamında Adana, Diyarbakır, Eskişehir, Mersin, Istanbul, Izmir, Kocaeli, Sıvas, Trabzon illerinde 11 bin 911 lise 2. sınıf öğrencisine anket uygulandı. Ankete yanıt verenlerin yüzde 2.5'i, yaşam boyu en az bir kez Ecstasy kullandığını belirtti. Erkeklerin yüzde 4.1 'i, yaşamlannda en az bir kez Ecstasy kullandığını bildirirken bu oran kızlarda yüzde 0.8 olarak görüldü. Ankette Ecstasy deneme yaşı ortalamasının ise 13.4 olduğu ortaya çıktı. ENTERNET /MEHMET SUCU [email protected] Türk medyası yabancı uz- manlann ekonomi hakkında- ki görüşlerini kullanmayı çok sever. Bunlardan birisi de Ge- orge Soros. Bu zatı muhteremin özel- likle para piyasaları hakkında söyledi- ği hemen her şey Türk medyası tara- findan kutsal sözlermiş gibi değerien- dirilir ve manşetlere çekilir. Kendileri- ne yatırımcı adını veren ve para piya- salannda yaşamlarını sürdürenler de Soros'un konuşmalannda verdiği işa- retlerle çok fazla gayret sarfetmeden para kazanmaya çalışır. Türkiye'ye gelen Soros, Açık Toplum başlıklı bir söyleşıye de katılmıştı. Pa- ra sihirbazı olarak da anılan Soros, ABD dış politikası, uluslararası finans piyasaları ve küreselleşme hakkında dinleyicilerin sorularını yanıtlamıştı. Vurguncu 1930 yılında Macaristan'da doğan So- ros, 1956 yılında ABD'ye taşındı ve kurduğu uluslararası yatınm fonundan büyük bir servet kazandı. Gazetelerimiz ve televizyonlarımız George Soros'tan bahsederken adının başına ünlü spekülatör tanımını yer- leştirir. Böylece onlann gözünde So- ros bir kez daha saygınlık kazanır. Ama anlaşılan o, kimse merak edip bu Fran- sızca sözcüğün karşılığını tam olarak araştırmamış. Çünkü araştırılmış olsa para piyasalarının peygamberi sayı- lan Soros'un adının başındaki spekü- latör tanımının hiç de sanıldığı gibi ma- tah bir şey olmadığı görülecektir. Türk Dil Kurumu'nun internet- teki sitesinde yer alan söz- lükte spekülatör yazdığı- nız zaman bu kelimenin karşılığı olan vurguncu sözcüğü ile karşılaşıyorsunuz.. spekülasyon diye yazdığınız zaman ise karşınızaşu açık- lamalar geliyor. 1. Kurgu, 2. lleridemeydanagelebilecekfiyat dalgalanmalarından yararlanarak ka- zanç sağlama, 3. (ticaret, ekonomi) Vurgun, vur- gunculuk, ihtikâr. Amacımız kimseyi suçlamak değil. Fakat bu karşılıklan gördükten sonra da şu soru akla geliyor: Bugüne dek paranın peygamberi Soros'un kartvi- zitine ünlü spekülatör yazan medya- mız şimdi Soros'a ne diyecek? Bu köşede zaman lllfOlll otîlffltloiii söylemenize zaman Ujlll I GtlHCllöl I neden olabilir. yayımladığımız internette e-posta olarak 3. Çok iyi şarkı söylediğinizi dolaşan şakalara bir örnek de bu hafta posta kutumuza düştü: Rivayet bu ya.. Giderek artan "ürûn sorumluluğu" bilinci ve üretici firmalara karşı açılan davalar nedeniyle Türk Tekel'i de rakı şişesinin üzerine uyarıcı etiketler yapıştırmayı kabul etmiş... Düşünülen etiketler ise şunlarmış: 1. Insanların sizinle birlikteyken çok eğlendiğini düşünmenize yol açabilir. 2. Arkadaşlarınıza "onları çok sevdiğinizi" defalarca (ve defalarca) düşünmenize yol açabilir. 4. Sizi herkesten daha güçlü, daha akıllı olduğunuz hayaliyle buluşturur, ertesi sabah hayal ktrıklığı yaratabilir. 5. Görünmez adam olabileceğinize inanmanızı sağlayabilir. 6. Eski sevgililerinizin sizden gelecek telefonun hayaliyle yanıp tutuştuğunu, sabahın saat dördünde ve dört gözle telefon başında nöbet tuttuklarını düşünmenize yol açabilir. 7. Içtikçe daha yakışıklı ve daha güzel olduğunuzu düşünmenize yol açabilir. Salata isimleri Milletvekillerimiz karar vermiş ve Rus salata- sının adını Amerikan salatası olarak değiştirmiş. Bu çok eski anlaşmazlığın nereden kaynaklan- dığını 15.07.2001 tarihinde Hasan Puluraçıkla- mıştı. Anımsamakta yarar var: "Zaman zaman, yaşadığımız bir dönemi an- latırken "Bin yılın Rus salatasına, Amerikan sa- latası" denildiği günler deriz. Bu, o dönemin simgesidir. "Rus demek, komünist demektir, komünist demek Rus demektir" korkusu, Pasaj'daki gar- son Yorgo'yu "Çek bir Amerikan!" diye bağırt- mıştır. Elbette "Bundan böyle Rus salatasına Amerikan salatası denilecektir" diye yazılı bir buyruk yoktur ama, estirilen baskı havası bunu yapmıştır." Anlaşılan o ki bugünlerde Meclis'teki ABD hay- ranlığı Demokrat Parti'nin baskı dönemlerinde- kini aratmayacak boyutta. İngîlizlep korkuyor Ingiltere'de yapılan araştırma, halkın hâlâ e-posta, internet, bilgisayar kullanımından çekindiğini, halkın yansından fazlasının teknolojinin bu son nimetlerini kullanırken ürkek olduğunu ortaya çıkardı. BBC'nin haberine göre Ulusal Bilgisayar Günü'nde yayımlanan araştırmada, Ingiliz hükümetinin 2005'e kadar "herkesi online yapma" projesine rağmen, çok kişi halen bilgisayarlar hakkında bilgi sahibi olmanın önemli olmadığı görüşünü taşıyor. Yaklaşık 2 bin yetişkin üzerinde yapılan ankette, halkın yüzde 42'sinin bilgisayar kullanımı konusunda yeterli olmadığı, kullananlann yüzde 80'ininse bu yeni teknolojinin tüm potansiyelini değerlendirmediği ve daha fazlasını öğrenmek istemediği saptandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim GazeteÜlke sorunlanna ilişkin raporianyla, araştrmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haber- lenyle sıvıl toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.511 08 75 DUZYAZI ORHAN BİRGİT Empiniz OIUP!.. Yüksek Seçim Kurulu'nun, DEHAP'lı yönetici- lerin 3 Kasım seçimlerine fesat karıştırmış olma- lan ile ilgili ret kararından sonra "Cumhuriyet" dı- şındaki hemen tüm gazetelerin birbirine yakın başlıklarının ana fikri, "tartışma bitmiştir" man- şetinde özetleniyordu! YSK, biryargı organı ise ve üstelik bu idari yar- gı organının kararlarının temyiz edileceği birbaş- ka mahkeme de yoksa, tartışma niçin bitsin? Tam aksine, yıllar sonra bile üzerinde konuşula- cak, kiminin hararetle savunduğu, kiminin eleş- tirdiği bir hüküm olarak, cumartesi günü 1 'e kar- şı 6 oy ile alınmış olan bu karar, elbette tartışıl- malıdır. Hukuk fakülte(eri kürsülerinde, bilimsel seminer- lerde ve gazete sütunlarında, daha kurul toplan- madan kimi kulağı delik gazetecilerin, 2'ye karşı 5 gibi sonuca çok yaklaşan tahminlerini nasıl tut- turduklarından yola çıkarak Tufan Algan ve ar- kadaşlannın verdikleri ret karan için kendi görüş ve düşüncelerini hiç değilse gelecek kuşaklara bı- rakacak bir hareket için düğmeye basılmalıdır. Alınan karardan öyîesine mutlu olan çevrelerin "tartışma bitmiştir" çağrısına "emriniz olur" di- yeceklerin çoğunlukta olmadığı anlatılmalıdır. 23 Nisan 1920'de toplanmış olan TBMM'nin, o günden bu yana yaptığı kimi sonucu daha san- dıklar kurulmadan belli, kimisi ikinci seçmenli, kimi ise açık oy, gizli tasnifli seçimlerle bezenmiş bir zincirin son halkası için siyasetin hukuka ter- cih edilip edilmeyişi araştırılmalıdır. Dikkat ederseniz, tartışma çağnsının içine, 3 Ka- sım 2002 tarihinin asli öğesi olması gereken si- yasal partilerin adını bile yazmıyorum. Çünkü, şayet Yüksek Seçim Kurulu, cumarte- si günkü karannda seçimler için, tam kanunsuz- luk içinde olduğu anlaşılmıştır, türünden bir gö- rüş üstünde fikir birliği yaparak TBMM'yi gere- ken işlemleri başlatmaya davet etmiş olsaydı; bu erken bir genel seçim demekti. Erken genel seçim ise bundan önce de yazdı- ğım gibi, mangalda kül bırakmayan AKP için de GHP için de, bir korku filmi sonrasının kâbusu an- lamına geliyordu. Ya da yine YSK, sorunu esas- tan ele almaya karar verseydi ve DEHAP'ın yüz- de 10'luk ülke barajını aşamadığı için, seçim böl- gelerinde kazandığı ama TBMM'ye göndereme- diği 64 kişinin yerini alan 42'si AKP'Iİ, 22'si CHP'li milletvekillerinin mazbatalarını geçersiz saysay- dı? Ankara kulislerinde konuşulanlar Bu olasılığın bile, iktidar ve anamuhalefet par- tilerimizin yöneticilerinin YSK üyelerine nasıl bir çember uyguladığı, Ankara kulislerinde konuşul- muyor mu? O kulislerin birbirini izleyen nabız yoklamalan ile bir yargı organının vereceği karar, daha kurul halinde toplanmadan o kulislerden, medya köşelerine bir eksik, iki fazla gibi bir loto sonucu ile aktarılmadı mı? Hem Sayın Erdoğan ve arkadaşlan, hem de Sayın Baykal ve öteki CHP'lilerin hiçbir heyecan duymadan tam birsoğukkanlılık ile, sonucu bek- lemelerindeki giz, elbette sadece kendilerine bes- ledikleri güven duygularında saklı değil. İki par- timiz de 3 Kasım'dan bu yana sürdürdükleri mut- lu kader yolculuğunun gelecek genel seçimlere kadar sürmesinden fazlasıyla memnun olmalıdır. Peki ama ya DYP? DYP kendisi ile bire bir iliş- kili olan bir sonuç beklentisini, böylesine sessiz ya da sıradan birkaç demeç ile mi yanıtlamalıy- dı? Sayın Ağar'ın , YSK'nin vereceği karar önce- si izlediği politika, elbette bir yüksek yargı orga- nını, dingin bir sonuca ulaşması açısından rahat bırakmak olarak değerlendirilebilir. Ancak, parti- nin Yüksek Seçim Kurulu'na yaptığı başvurunun bile kamuoyuna bir belge-metin olarak açıklan- mayışından başlayarak daha sonraki sessiz tep- ki -Sayın Mehmet AN Bayar'ın adet yerini bul- suncu demeci dışında- doğrusu bu partinin ge- leneğine ters düşmektedir. Bayar'ın babası rahmetli Nuri Bayar'ın Beşik- taş llçe Başkanlığı'nı, Büyükbabası Kemal Ay- gün'ün Istanbul ll Başkanlığı'nı yaptığı Demok- rat Parti öyle bir ret karan ile karşılaşsaydı aca- ba ne yapardı? Bence, DYP'nin Genel Başkan Yardımcısı bunu bilenlerden sormalıdır. Ya öteki partilerimiz? Anavatan Partisi'nin ge- nel başkanı, kazara DYP'liler parlamentoya hem de önemli bir grup kurmakla kalmayacak, nitelik açısından da ağır toplar sokacak düşüncesiyle, niçin daha baştan olumsuz bir tutum sergiledi? Ve şayet, Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladı- ğı sonuç üstünde tam anlamı ile konuşmak, da- hası düğmeye basabilmek için gerekçeli kararın açıklanması beklenilmiyorsa, DSP'si, YTP'si, SHP'si, DCP'si ve ÖDP'si ile öteki sol partiler ne- den görüşlerini söylemiyorlar ve niçin sokağa in- mek için bu olayı bir fırsat olarak görmüyorlar? Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(ae-kolay.net Bu yaz da tatil burnunuzdan geldi; En iyisi abone olun... c yann
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle