Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-EKM 20O3SALI CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR kulturfö cumhuriyet.com.tr 15
Ahnnet Mithat Efendi'nin 'Çengi'si yazıldığı tarihten 126 yıl sonra Naşit Özcan tarafindan sahneleniyor
Büyü, cinvebugün...
İlkçağ ınsanlannın mağara duvarla-
ına çızdlkleri bizon resimleriyle baş-
Lyan 3iiyü MÖ 3000 yılında Mısır ve
lâldede altın çağını yaşadı. Mezo-
ptarriva'da geliştı, Eski Yunan ve Ro-
na'daageçti, kuşaklan ve çağlan aşa-
nk dünyanın dört bir yanına dağıldı.
Gihûrnüzdeyse 'cahil' ya da 'ça-
nsiz »e foilinçsiz' insanlar ıçın hâlâ
'ıan sioıidi' olma özelliği taşıyor
'Eşintbiiyü yaptırmak isteyen bir
k»dıru hoca tecavüz etti' \eya 'ço-
cığu cin çarpfı' türünden haberlere
h:r güngazetelerde sık sık rastlıyoruz
m yaztkki.
Geleneksel Türk Tıyatrosu'nun ün-
li. Naşıî ailesinin üçüncü kuşak tem-
sıcisi Naşit Özcan Istanbul Büyük-
•şdıir Belediyesi Şehır Tiyatrolan'nın
ytni sezonunda yönetmen olarak ti-
yarose\erlerin karşısına çıkjyor. Öz-
<raı, Ahmet Mithat Efendi'nin, Ter-
cûnan-ı Hakikat gazetesınde 1877
yundatefrika edilen Çengi romanını
tijatroya aktardı. Romanın ılk bölü-
mindekı olaylar, 1884'te, yazan tara-
firdan miizıkli bır sahne yapıtı halıne
getinlerek 'Çengi Yahut Daniş Çele-
b i - Üç Perdelik Milii Oyun' adıyla
ya/ımlanmış ve o dönemde gördüğü
ilg nedeniyle yasaklanmıştı.
Hayal perdesinden tasvirler
Tanzımat dönemınin başlıca tem-
silcılen arasında yer alan Ahmet Mit-
hat Efendi'nin 'Çengi' (Selis Kitap-
lan - Şubat 2003) adlı romanı bu kez
Mustafa Miyasoğlu tarafindan, özü-
ne bağlı kalınarak aynı adla ıkı perde-
lik bır müzikli oyuna dönüştürüldü.
19. yüzyıl İstanbulu'nun eğlence
yaşamı. ışret âlemlen, mırasyedıler,
fettan kadmlar, büyücüler. romanın
baş kahramanJan: Ahmet Mithat
Efendı de bilgiç tavnyla bir öğretmen,
bir anlatıcı konumunda.
Karagöz, meddah ve ortaoyunu tek-
niklennı modernleştırerek günümüze
aktaran Ozcan, ızleyıcıyi dünün Is-
tanbul'u ıçinde aslında bugünün Is-
tanbulu'na götürüyor. Romanda anla-
tıcı rolünde olan Ahmet Mithat Efen-
di bu kez sıyahlara bürünmüş bır ka-
dın anlatıcı olarak çıkıyor karşımıza.
Naşıt Özcan "Hayal perdeleri
kurdum" dıyor ve başlıyor bu uzun
sürelı oyunu bir çırpıda anlatmaya:
"Uzun süre üstünde çalıştığım bir
oyun. Naşit Bey'in torunu olarak
böyie bir şey yapmayı görev bil-
dim. Bu oyunu da Naşitler'c adı-
yorum. Genelde ortaoyununun
belli kahplan vardır. Ben bu kalıp-
lara kendimce yenilikler getirdim.
Ahmet Mithat Efendi o döneme
göre çok aydın ve yerelliği se\en
bir kişilikti. Özellikle öngörüleri
çok güçlüydü. Ahmet Mithat
Efendi'yi Moliere'e benzetiyorum;
ikisini de amacı sarayda kalıp kra-
lına gereken dersi vermek olan ki-
şiler olarak tanımlıvorum."
19
oğlu Daniş Çelebi de bu ortamda bü-
yü, cin, peri ve şeytan sözcükleriyle
büyümüş.
'Müzikal bir kültürdûr'
Beşikte duymaya başladığı cin ve
peri öyküleri Daniş Çelebi'yi adeta
cinnet derecesinde çıldırtmış. Çele-
bi'nin deliliğiningünden güne artma-
sından korkan Saliha Molla oğluna i-
laç vermek yenne, Yenı Camı a\ lusu-
na gidip otuz paralık küçük bir bakır
lek Hanım'ın yaşadığı mutlu hayat.
Boş inançlar ve yanlış eğitimle büyü-
müş ınsanların kötü sonJannı vurgu-
larken günümüzün Türkiyesi'ne de
göndermeler yapıyor Özcan.
Örneğın, büyücü Saliha Molla
edindiği mal mülkle 'şimdiki Mer-
cedesli medyumlara nasıl da ben-
ziyor' değıl mı? Naşit Özcan, "Bu
oyunda kendime dışardan bak-
nıaya çabştım ve 'ışte bak bu' de-
\ yüzyıl İstanbulu'nun eğlence yaşamı, işret âlemleri, mirasyediler, fettan
kadınlar, büyücüler.. romanın baş kahramanlan; Ahmet Mithat Efendi de bilgiç
tavnyla bir öğretmen, bir anlatıcı konumunda. Karagöz, meddah ve ortaoyunu
tekniklerini modernleştirerek günümüze aktaran Ozcan, izleyiciyi dünün
Istanbul'u içinde aslında bugünün Istanbulu'na götürüyor.
Oyunu izledığınızde hayal perde-
sinden tasvın oyunlar görüyorsunuz.
Önde bir meddah ve ortaoyunu.
Oyuncular kendı tasvırlerini Karagöz
mısalı oynuyorlar arkada.
Kısaca yıllarca bizle bütünleşen or-
taoyunu ve Karagöz modern bır bı-
çemle günümüz tıyatroseverine sunu-
luyor. Anadolu kökenli Saliha Mol-
la büyü, efsun, tılsımlarla dargınlan
banştıran, kimi zaman da yuvaya ın-
cir diken bir kadın. Saliha Molla'nın
mühür üzenne bir Mühr-ü Süleyman
kazdırır...
Sonra olaylar daha da sarpa sarar;
öyle kı en sevdığı dadısını cınayete
kurban edecek kadar gözlen karanr
Çelebi'nın. Sözde 'peri' Çengi Süm-
bül'le Daniş Çelebi'nin yaşadığı ev-
lilik. Canberd Bey'in kızı Melek'e
besledığı sevgı, kaçınlışı, çalınan ziy-
net eşyalan ve yıllar sonra Çengi
Sümbül'ün aldığı değerli takılan ge-
ri vermesi, oğlu Cemal ıle gelıni Me-
dirtecek türden konuların altını
kalın bir pastelle çizmek yerine
daha esnek çalışmayı tercih et-
tim" diyor
Müzikal formu aılesinden dolayı
çok yakından bildiğini belirten Öz-
can, müzikalin bır kültür olduğunu ve
seyircinin potansiyeliyle paralel gitti-
ğıni, bu nedenle ülkemizde gelişme-
diğını söylüyor. Açık hava konserle-
nne gider gibi tiyatroya gidildiği tak-
dırde bu türün de gelışebileceğini söy-
leyen Özcan, bu işin mahyetli olduğu-
nu da ekliyor.
Ayşegül Devrim, Murat Taşkent.
Mevlüt Demiralay, Dinçer Çekmez,
Zafer Kırşan, Senan Kara, Cem
Uras, Oya Palay, Ergun Üğlü, Er-
nığrul PÖstoğlu, Çiğdem Gürel, Öz-
gür Kaymak, Ece Onur, Nur Saç-
büker, Kutay Kırşehirlioğlu, Elçin
Alnndağ ve Neslihan Öztürk'ten
oluşan oyuncu kadrosu bır müzikale
oranla çok geniş değil.
Otantik öğeler
Özcan kımi zaman kızlan erkek, ki-
mı zaman da bunun tam tersini yapı-
yor. Kısaca herkes bırbınnin yerine
geçerek görsel açıdan bır mınik beyaz
aldatma oyunu yapmış oluyor. Çengi
denince insamn aklına dansözler ge-
liyor diyen Naşit Özcan, bu oyunda
özellikle otantik öğelere yer verdiği-
nın altını çızıyor.
Her şeyı özgün bir biçımde yapma-
ya çabaladım dıyen Özcan'ın sahne
arkasındakı yardımcılannı da saya-
lım: Barış Dinçel (dekor), Ayşen Ak-
tengiz (kostüm tasanmı), Turgay No-
yan (müzık), Sibel Sönmez (koreog-
rafı) ve Özcan Çelik (ışık tasanmı).
(Oyun 12 Ekim de Gaziosmanpaşa
Sahnesi 'nde, 22-26 Ekim arasmday-
sa Kadıköv Haldun Dormen Sahne-
si 'nde izlenebilir. 0 212 240 77 20.)
En önemli yanlanndan biri Nâzım'ın şiirlerini en iyi yorumlayan aktör oluşuydu
Kerim Afşar'm ardmdanESİN AFŞAR ARAL
Türk tiyatrosu dev bir ısmı-
ni kaybetti. Kerim Afşar. O,
Muhsin Ertuğrul döneminde
yetişmiş, sanatından asla ödün
vermeyen, tiyatroya sonsuz
saygısı olan gerçek bir aktör,
saygın bir ınsandı. Çok disip-
lüîliydi.
Nişanlı olduğumuz dönem-
de aynı oyunda oynuyorduk.
Edmond Morris'in "Aşk
Acısı" isimlı oyununda. Bur-
sa Devlet Tıyatrosu'nda turne-
deydik. Ben sahnedeydim. Ke-
rim 'se o sırada makyaj odasın-
da imiş. O sırada, nasıl olduy-
sa dılim sürçtü, bır garip söz-
cük çıktı ağzımdan, kendimı
tutamayıp gülmeye başladım.
Odada bulunan dinleme aygı-
tından benım güldüğümü du-
yunca, fırtına gibi kulise gel-
miş. Öyle bir bakış baktı ki,
hemen toparlandım.
Bir başka oyun sırasında ate-
şim 39 dereceye çıktığı için
annem benı yollamak istemi-
yordu tiyatroya.. o akşam Ke-
rim geldi ve annemi ikna etti.
Ne olursa olsun perde kapan-
mazdı!
Usta Nâzım yorumcusu
Muhsin Ertuğrul, Kenm'in
oyunculuğuna çok değer verir-
dı. (O dönem DT Genel Mü-
dürüydü.) Ve bu yüzden de 35
yaşından önce evlenmesine
izin vermeyen bir sözleşme
yapmış onunla.
Bense piyanist olarak atan-
mıştım DT'ye Muhsin Bey
döneminde. Fakat Muhsin Ho-
ca tiyatrocu olmamı ıstıyordu.
Kendi yöntemiyle yaptığı sı-
nav sonucu beni DT'ye oyun-
cu olarak almıştı. Ve de söz ko-
nusu ben olunca Kerim Af-
şar'ın 30 yaşında evlenmesine
• Kerim Afşar, Muhsin Ertuğrul döneminde yetişmiş, sanatmdan
asla ödün vermeyen, tiyatroya sonsuz saygısı olan gerçek bir aktör,
saygın bir insandı. Çok disiplinliydi. "Eğer dünyaya ikinci kez gelecek
olursam, pilot ya da orkestra şefi olarak gelmek isterim" derdi, tiyatro
tutkusuna karşın. Kim bilir belki de bu isteği olur!
Hem canım. zaten gerçek sanatçılar ölmez ki!..
izin verdiği gibi, nikâh tanığı-
mız da olmuştu.
Kerim Afşar oyunculuğu-
nun yanı sıra şıır yorumlany-
la da gönüllerde taht kurmuş-
tu. En önemli yanlanndan bi-
ri de Nâzım şiirlerini en iyi yo-
rumlayan aktör oluşu idi.
Mustafa Kerim Atatfirk
Bir dönemde; Ankara'da
TRT radyolannda Atatürk'ün
nutkunu, bir yıla yakın bir sü-
re okumasıyla da ünlenmiş, ar-
kadaşlan arasında "Mustafa
Kerim Atatürk" diye anılır
olmuştu.
Şimdiki eşim Şener Aral'ı
benden önce, askerlik döne-
minden arkadaş olduklan ve
de aynı evı paylaştıklan rah-
metli Ali Özoğuz'un aracılı-
ğıyla tanımış ve de onunla
evlendiğimi duyunca "Ney-
se içim rahat etti, billur gi-
bi bir adamla evlenmiş" de-
miş dostlanna.
Uzun süredir karaciğe-
rinden rahatsız olan
Kerim 'ın sağlık ha-
berlerıni eşi Ley-
la'dan ve hastane-
den, Prof. Habe-
ral'danöğreniyor-
dum. Bır ıkı kez de
Ankara'da evleri-
ne ziyarete gitmiş-
tim. Bu arada bu ka-
dar özverıyle eşine
baktığı ıçm Ley-
la'yı kutlama-
mak olası de-
ğil. Kızım Pınar anlatmıştı.
Artık zor konuşur olduğu dö-
nemde, "Beni doğa bile iste-
miyor. Artık uğraşmayın be-
nimle, bırakın öleyim" de-
mış. Bugünlerde "Nâzım ve
Ritsos - Şiir ve Şarkılan"
konserlerimde, Kerenı Yü-
mazer'le seslendirdiğımiz
Yannis Ritsos'un şiirlerinden
birinde:
"Vakit geç
Ölüm geri çeviriyor beni
Hayat istemiyor
Ben şimdi nereye gidebili-
rim ki" şiiri nasıl da örtüşüyor
Kerim'in söyledikleriyle.
Kerim Afşar, "Eğer dünya-
ya ikinci kez gelecek olursam
pilot ya da orkestra şefi ola-
rak gelmek isterim" derdi, ti-
yatro tutkusuna karşın.
Kım bılir belki de bu isteği
olur! Hem canım, zaten ger-
çek sanatçılar ölmez ki!..
Nur içinde yatsın!
Türk tiyatrosunun ve hepi-
mizin başı sağolsun!
SERGİ31 EKİM 'E DEK İZLENİMDE
s
Melez
fotoğraflarKültür Servisi - Fotoğraf sanatçısı Orhan AJp-
türk'ün 'Öteki Deniz-ler' başlıklı fotoğraf sergisi
31 Ekim'e dek Fototrek Nikon Fotoğraf Galerisi'nde
izlenebilir. Sergide dijital çekilmiş siyah - beyaz çe-
kilip monokrom olarak renİdendirilmiş 20 adet fotoğ-
raf sergileniyor.
Alptürk sergisının temasını şu sözlerle açıklıyor:
"Öteki tamameu fethedildi mi? Yoksa yok mu edil-
di de küllerinden yeniden yaratılmaya çalışıldığı
bir çağ yaşıyoruz?.. Modern özne, kurgusunu kök-
ten öteki üzerinden değil de farklılık anlayışında
bir kendiye dönüştürme çabası içinde mi sabnıp
duruyor?..
Belki de ötekinin indirgenemez tekilliği gerçek-
ten baştan çıkarıcılığını yitirdi ve artık aşkın bir
özne üzerinden kendisini adeta klonla> ıp duruyo-
ruz... öteki ise küreselleşen dünyamızda melezleş-
miş, hemen yanı başımızda bir seyir haünde ....o
melez, biz melez..."
Çalışmaları siyah beyaz ağırhklı
Çalışmalannda siyah - beyaz fotoğraflara ağırlık ve-
ren sanatçı, kımi zaman siyah - beyaz çalışmalannı
monokrom ve bölgesel olarak renklenduiyor.
Fotoğrafı sanatsal anlatıda bir araç olarak kullanan
Alptürk, algıladığımız suıırlı nesnel gerçeküği kendi-
mize tek model veya sanatın nesnesi olarak görmenin
tek arayışımız ohnaması gerektiği kanısmda.
Yurtiçinde ve yurtdışında karma ve bireysel çeşitli
sergilere kahlan ve ödüller kazanan sanatçının 'Kırk
Öykü' (1990) adlı bır de albümü bulunuyor. 9 Eylül
Üniversitesi Fotoğraf Ana Sanat Dalı'nda görüntü fel-
sefesı üzenne dersler veren Alptürk, fotoğraf sanatı
üzerine yazılar yazıyor. 0 212 251 9014 - 251 83 74)
Öğretmenler durrmıyor
• Kültür Servisi - Istanbul Müzik
Öğretmenleri Çoksesli Korosu her pazar
10.30 - 14.00 saatleri arasında Kadıköy
Halk Eğitim Merkezi'nde çalışıyorlar.
Geçen yıl 'Istanbul Müzik Öğretmenleri
Çoksesli Korosu Güçlendirme ve Yaşatma
Derneği' olarak bir merkeze kavuşan
koro, 20 yıldır büyük bir disiplin ve özveri
ile çahşıyor. Istanbul Devlet Operası solist
sanatçısı Ahmet Öncül'ün şefliğinde
çalışan koro, müzik öğretmenlerinin
yanısıra değişik meslek ve yaştan
insanlardan oluşuyor. Dernek, destek ve
konser vermek için çeşitli sponsor ve
davetler bekliyor.
(ş Sanartan lalelere indipim
• Kültür Servisi - Iş Sanat, yeni sezona
1 Kasım'da şef Emil Tabakov'un
yönetimindeki Bilkent Senfoni
Orkestrası'nın konseriyle başlayacak.
Istanbul Dostlan Lale Kartı sahipleri,
geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Iş
Sanat etkinliklerini indirimli
izleyebilecek.
Türk-Japon KiMtir Merkezi
I Kültür Servisi - Japonya
Başkonsolosluğu ve Türk- Japon Dostluk
Derneği'nin işbirliğiyle bugün saat
19.00'da 'Türk - Japon Kültür
Merkezi'nin açılışı kapsamında 19. 00'da
bir koto konseri verilecek. Konserde
Yoshio Hiretsuka (koto & Shakuhachi
solo), Rieei Reimei, Yumiko Reimei'nin
(koto) yanı sıra Japon dansçılar
Sensui Nishikavva, Kousui Nishikavva ve
Chikusui Nishikawa'nın gösterisi
izlenebilir. Çin kökenli ve 13 telli bir çalgı
olan koto, Japonya'ya 1300 yıl önce
gelmiş ve değişimini Japonya'da
tamamlamıştır. Koto'nun gövdesi
Paulownia ahşabuıdan oluşturulup
fıldişinden köprüler ve garnitür ile
süslenir. Aslen teller ipekten yapıhrmış
fakat günümüzde sentetik ipler
kullanıhyor. (Şehzadebaşı Camii Yanı
Vefa Anadolu Lisesı karşısı -
Şehzadebaşı, Istanbul)
D üdüHerf' vertldi
• LONDRA (BBC) - Okur oylanyla
beürlenen 'Q Ödülleri' önceki gün
düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Radıohead, 'En iyi Sahne Performansf
ödülünü alsa da dergi tarafindan 'sefil'
olarak nitelendirildiği için törene katılmak
yerine yalnızca 'Radiohead Q ile
konuşmuyor' yazısını içeren sessiz bir
video kaydı gönderdi. Diğer adaylar
arasında, Red Hot Chili Peppers,
Foo Fighters ve Coldplay de vardı.
'Yaşam Boyu Başan' ödülü, Duran
Duran'uı olurken 'En iyi Çıkış Yapan
Topluluk' ödülü "The Thrills',
'En iyi Canlı Performans' ödülü
Robbie Williams, 'En iyi Albüm' ödülü
Think Tank'le Blur'ün oldu. 'Yaratcılık
Ödülü' ise The Cure'a verildi. Ödül, genç
müzik insanlan ve şarkı sözü yazarlanna
esin kaynağı olan çalışmalara imza atan
sanatçı ve topluluklara veriliyor.
Çeçen belgesellerine sansir
• MOSKOVA (ATP) - Rus insan haklan
savunuculan, Kremlin'i, Moskova'daki bir
sinemanın Çeçenistan hakkındaki
belgesellerin gösterildiği bir film
festivalini durdurmakla suçladı. , .
Festivali düzenleyenlerden Yuri
Samodrov, Moskova'nın merkezinde yer
alan Kinocetre Sineması'yla yaptığı
görüşmelerin salı gününe dek olumlu A"
geçtiğini ve festival gösterimlerinin orada
yapıhnasının onaylandıgını belirtti ve son
gelişmeler için şu açıklamayı yaptı:
"Bana göre sinema yöneticüeri FSP
baskısı altında bu karan aldı".
Festival, yapılan program dahilinde
Washington, New York ve Londra'da da
yapıldı. Festival, program uyannca
12'si Rus yapmıı olmak üzere 18 film yer
alıyor.
Yeni Bond CVve Owen
• Kültür Servisi - Sinema dünyasının en
ünlü ajanı 007 James Bond'u canlandıran
Pierce Brosnan gorevini 21. fıhni
'Everything or Nothing'de de rol aldıktan
sonra 'The Bourne Identity' ve
'Gosford Park' adlı fihnleriyle tanınan
39 yaşındaki Clive Owen'a devredeceğini
açıkladı. Ian Fleming'in yarattığı
dünyanın en ünlü ajanı James Bond,
beyazperdeye gözlerini 1962 yılında
'Dr. No' adh fihnle açtı. 007 Bond'u
sinemada Sean Connery, George Lazenby,
Roger Moore, Timothy Dalton ve
Pierce Brosnan canlandırdı. 'From Russia
With Love' ve 'World is not Enough' adlı
Türkiye'de çekilen fihnleri, en çok ünlü
oyuncu Sean Connery ile bütünleşti.
Pierce Brosnan, James Bond dizisinin,
'World is not Enough', 'Golden Eye',
'Die Another Day' ve 'Tomorrow Never
Dies' adlı filmlerinde oynamıştı.