23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 27 EKİM 2003 PAZARTESİ HABERLER 80. yıl etkinJikleri çerçevesinde Izmir'de on binler 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganıyla yürüdü Cumhuriyete bağlılıkmesajıİZJVltKKCumhuıt.et E g e Bü- rosu)- Cunnhunyet Bzyrajmı coş- kusı» fiim yurtta öldığu .gibi \z- mir'de de sürüyor. Irnir Valili- ği'nin öncörüğünde şrç ekleşti- rilen "8O.V*ılCumhuri>e*Yürt- yüşü "nde o n bınJerceIzmirli bir arayageldi. KaJabalıkdtle, Cum- huriyet kazanımlanıa t>ağlılık- lannı gösterirken sıi sık; "Tür- kiye laiktir laik kalaak" sloga- nını attı. 29 Ekim <rumhjriyet Efcayramı kutlamalarrna günlerâıcesinden başlayan Izanir, dûn, son yıllann en büyük kbtlesel gösterisime sah- ne oldu. BımJerce yurttaş, sabah saatlerinde- kentın merkcezinde toplandı. Güınleröncegndten bay- • Izmir Valisi Göksu, on binlerce yurttaşın Cumhuriyete bağlılığını gösterdiğini belirterek "Tüm Izmirliler, Cumhuriyete sadakatle sahip çıkacağırnızı haykırdık" dedi. raklar ve Atatüık posterleriyle süslenen sokakJar, "Türkiye la- iktir, laik kalacak" sloganıyla yankılandı. Kalabalık grup, hep bir ağızdan "10. Yıl Marşı"nı okuyarak başladığı yürüyüşünü yaklaşık 2 saat sürdürdü. Izmir Valiliği 'nin öncülüğün- de düzenlenen 80. Yıl Cumhu- riyet Yürüşüyü'nde, kentteki si- vil toplum kuruluşlan, meslek odalan, üniversiteler, Ege Ordu Komutanlığı mensuplan ve her yaştan yurttaş bir araya geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Emin Abcı ve Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ülkü Bsvındır'ın öncülüğünde her iki ünh ersitenin öğretim üye- leri ve çaiışanlan kortejın en ka- labalık gnıplan olarak dikkat çektiler. Lozan Alanı'nda buluşan ka- labalık grup buradan Şair Eşref Bulvan üzerinden Alsancak Li- manı'na, ardından da Kordon gü- zergâhından Cumhuriyet Ala- nı'na ulaştı. Askerlerin ünifor- ma, ünrversite mensuplanrun aka- demikgiysı, muharip gazilerin şe- refmadaryalan. öğrencilerin okul giysileriyle yer aldığı etkinlikte yurttaşlar da Türk bayrağı ve Atatürk posterleriyle hazır bu- lundu. Yürüyüşe CHP, SHP ve Genç Parti örgiitleri de katıldı. Yürüyüş sırasında kalabalık kitlenin önünde IzmirValisi Yu- sufZiva Göksu, IzmirBüyükşe- hir Belediye Başkanı Ahmet Pi- riştina. Ege Ordu Komutanı Or- general Hurşit Tolon, Dokuz Ey- lül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ülkü Bayındır, Izmir Yüksek Teknoloji Ensti- tüsü Rektörü Prof. Dr. SemraÜl- kü yer aldı. tzmir Valisi Göksu, dün kent- te yüz bin kişinin bir araya gele- rek Cumhuriyete bağlılığını gös- terdiğini söyleyerek "Tüm h- ınirliler, Cumhuriyete sadakatle sahip çıkacağımızı haykmük" dedi. Cumhuriyet Alanı'nda son bu- lan yürüyüşün ardından Ege Or- du Garnizon Komutanlığı Sen- foni Orkestrası ve Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvan Or- kestrası konser verdi. IzmirDev- let Opera ve Balesi sanatçılan- nın da yer aldığı konser geç sa- atlere kadar sürdü. Üçgöl Havzası Belediyeleri 40 gün 40 gece kutlatna • Üçgöl Havzası Belediyeler Birliği vc Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, 68'liler BRirliği Vakfı ve Türkiye Yazarlar Sendıkası'nın da destek vereceği etkinliklerde "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlannın haklanna sahip çıkma eylemini yapmaya çalışacaklannı" söyledi. tstanbul Haber Servisi - Cumhuriyetin 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle Istan- bul'da konser, tiyatro.fi l m gösterimi, fo- toğraf sergisi gibietkınliklerdüzenlendi. fstanbul BtüyükşehirBelediyesi'nindü- zenlediği efckinlıkler kapsamında Cemal Reşit Rey lConser Salonu'nda bu akşam saat 20.00'de "Türk Caz Yıkhzlan Kon- seri" düzenlenecek. Ayrıca 27-28 Ekim ve 1 ICasım tarihinde Taksim Aruh yanı, Kadıköy Iskele Meydanı v e Bakırköy Öz- gürlükMeydanı'ndasaat 19.00'daSenfo- ni Orkestrası konser \erecek. Kadıköy Belediyesı tarafindan 10.00- 18.00 arası KASDAV Feneryolu Gönül- lüleri evinde "Evimizdeki Atatürk ve Cunaburiyet'' adlı fotograf sergisi açıla- cak. Tarihi Moda tskelesi *nde, bugün sa- at I4.00'te Prof. Dr. Coşknn Özdemir, "Cumhuriyet ve Atatürk tUieleri" konu- lu konuşma yapacak. Aycfanlar konuşuyor Kadın Araştırmalan Derrıeği tarafin- dan düzenlenen "Cumhurfyet'in 80. Yı- taıda Cumhuriyet'inAydmlan Konuşuyor* toplantısında Istanbul ICadın Kuruluşlan Birliği Başkanı Nazan.Moroğhı, Istanbul Üniversitesi Kadın Sorurüan Araşurma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nec- la Arat ve Prof. Dr.Erol Manisab birer konuşma yapacak. Toplantıda 4 yıl önce katledilen gazetemiz yazarlaruıdan Ahmet TanerKtştab'nın Cumhuriyetin 75. yılı ne- deniyle yaptığı bir konuşma da görüntü- sü eşliğinde sunulacak. Üçgöl Havzası Belediyeler Birliği, Curnhuriyetin 80. yılında 40 gün 40 ge- ce eğlence düzenleyeceklerini duyurdu. Üçgöl Havzası Belediyeler Birliği ve Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, 68'liler Birliği Vakfı ve Türki- ye Yazarlar Sendikasf nın da kendileri- ne destek verecekierini belirtti. Çapan, Tatilya eğlence merkezinin de indirim- li bilet fiyatlanyla yardımcj olacağını anlatarak "Burada40gün boyuncaTür- Idye Cumhuriyeti yurttaşlan ile yurttaş- lann kendiyaşam tarzlanna, kendi yurt- taşlık haklanna sahip çıkma eylemini yapmaya çalışacağızr ' dedi. Izmir Cumhuriyet Alam'ndaki etkinlikler kapsamında Sertab Erener de bir konser verdi. Zonguldakve Gaziantep'te de Cumhuriyet'e Yürüyüş eiJrînJikleri düzenlenirken vntaha'da "80. Yü Haİk Koşusu" yapddı. (Fotograflar. ALİ AYAROĞLU/ AA) Aydınlık yüzler Cumhuriyet yurttaşı olmanın bilinciyle yürüdü Sessizliğin büyük sesi SERDARK1ZIK İZMİR - Cumhuriyet Yürüyüşü'nde aydınlık yüzünü bir kez daha sergiledi Izmir. Yollara düşen on binler, Cumhuriyete sahip çıktıklannı gösterdiler... Ege'nin incisi tarihi bir güne daha tamklık etti. Cumhuriyete yönelik tehditlerin tırmandığı bir dönemde, Cumhuriyet yurttaşı olmanın bilinci öne çıkıyordu yürüyüşün başladığı Lozan Alanı'nda. Öğretmendiler, asker, memur, esnaf, işçi, işveren, öğrenci, öğretim üyesi, yaşh, genç, çocuktular. Başı açık, yüzleri aydınlıktı kadınlann; varoşlardan gelenleri de vardı; eşarplıydı kimileri, türbanlı değil. Cumhuriyet devrimlerinin kazanımlanyla kendilerini yoksulluğa mahkûm eden iktidarlara inat, Izmir'in güneşli bir gününde saçlannı rüzgârlara savurdular. Üniformalı askerler, eşleri ve çocuklanyla el ele halkın arasında yürüyorlardı. Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyeleri çaiışanlan, büyük bir katılımla yer ahnıştı yürüyüş kolunda, Ege Üniversitesi de öyle... Çoğunlukla sessizdi yürüyenler ama sessizliğin büyük sesıni yansıtıyorlardı sanki. Bir kararlılık, bir tepkiselliğin dışa vurumuydu sessizliğin adresi. Patlamaya hazır bir volkandan yüksehneye başlayan haberci dumanlar gibi... Salt bu iktidara tepki göstermek değil, yönetenlerin uzun yıllar törpüledikleri, erittikleri Cumhuriyet devrimlerini sahiplenmekti sessizliğin adresi... Gericilik ve türbarun üniversiteleri, milli eğitimi, diğer birçok kurumu kuşatmasına; Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne bile sızma çabasına; ülkeyi daha da bağımJılaştınp halkı yoksullaştırmasına; Cumhuriyetin kalan kazanımlannı yok etme direncine bir öfkeydi sessizliğin sesi... Bundan ötürü belki salt 10. Yıl Marşı'nı söylediler zaman zaman. Köhnediklerinden, eskiyle avunduklanndan değil, yaklaşık 50 yıllık karşıdevrim sürecinden ötürü benzerinin yapılamamasındandı o marş... Dün devrimci bir gündü Izmir'de... ETKÎNLIKLER Tum yurtta coşku sürüyor WırtHaberleriServi- si-Cumhuriyet'in 80. yıl kutlamalan yurt gene- linde coşkuyla devam ediyor. Şanlıurfa'da. valilik tarafindan "Cumhuri- yet'in 80'nci Yıb" nede- niyle düzenlenen yürü- yüş Balıkhgöl'den baş- İadı. Şanlıurfa Valisi Şükrü Kocatepe, Bele- diye Başkanı Ahmet Babcıvan, Cumhuriyet Başsavcısı Hahık Kır- ca, daire müdürleri ve yurttaşlann katıldığı yü- rüyüş valilik önünde son buldu. Öğrenciler Ata- türk Anıtı'na çelenk bı- raktıktan sonra yürüyü- şe kahlan 21 bin kişi, bir ağızdan Istiklal Mar- şı'nı söyledi. Suruç ilçesindeki yü- rüyüşte, vatandaşlara üzerinde 80'inci yıl lo- gosu bulunan rışörtler dağıtıldı. Emniyet Mü- dürlüğü önünde başla- yan yürüyüş, kayma- kamlıktaki Atatürk Aru- tı'na çelenk konulma- sıyla son buldu. Töre- ne katılanlara meyve suyu ve çikolata ikram edildi. Antalya Muratpaşa Belediyesi 'nce Curnhu- riyet'in 80. yıldönümü dolayısıyla"8aYılHalk Koşusu" yapıldı. Bar- baros Çay Bahçesi önünden başlayan ko- şuya çoğunluğunu öğ- rencilerin oluşturduğu yaklaşık 250 kişi katıl- dı. Muratpaşa Beledi- yesi SporKompleksi'ne kadar olan 2 kilometre- lik parkurda gerçekleş- tirilen koşuyu tamamla- yan herkese sertifika verildi. Zonguldak'taki Uzun Mehmet Anıtı 'ndan başlayan "Cumhuri- yet'eYürü\'üş''e ise yak- laşık 5 bin kişi katıldı. Atatürk Anıtı önünden son bulan yanşın ardın- dan Vali Yavuz Erkmen "Bu yüriijüşe kanlma- mız o kadar önemü de- ği. Cumhuriyet'eyürü- yüşeyürekten kaülmak gereidyor. \akaya Ata- türk rozetitakarak Ata- türk'çü olunmaz. Önemh' olan O'nun bi- ze bıraknğı flkeleri ha- yatageçirmektir" dedi. Hatay'ın Kınkhan il- çesinde, Cumhuriyetin kuruluşunun 80. yılı JcutlamaJan kapsamın- da düzenlenen konser öncesinde havai fişek atışlarında görevli belediye işçisi ağır yaralandı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Büyük Iskender'in neden öldüğü hâlâ araştınlmaya ve tartışılmaya devam ediycx. Şimdi küçük ve sevimli bir ülke olan veşiddet eylemleriyle başaçıkma- ya çaltşan Makedonya'nın 2300 yıl ön- ce dC nyayı fethedecek bir komutan ya- ratmış ofması da işin bir başka ilginç bo-^ yutu. Valerio Massimo Manfredi, "eü- yûk Fs*ender" (Can Yayınlan) adİTûzun biyografik kitabında Iskender'in ateşle- nerek öldüğünü, yatakta ise ölüm ön- cesi 12 gün geçirdiğini anlatır. Iskender, ölüm iirıden kısa süre önce yakın siları arkadaşı, sevgilisi general Efestione'nin ölürrkiyle yıkılmıştı. Tarihçilere göre; Efestione'nin ölümü, Iskender'in ölü- münür de başlangtcı olmuştu. Manfredi, Büyük Iskender'in sevgili- si Efestione'nin ölümü üzerine yaşadı- ğı burdımı şöyle aktanr 'Iskender gün- lerboyvncahuzursuzcakıvrandı. Son- ra an&ztn heyecanla ayağa fıriadı ve en yakın arkadaşına dünyada görûlmüş en bCyvk cenaze töreniniyapmaya ka- Büyük Iskender'in Ölümü rar verdi. Siva'daki Amon orkaline bir heyetgöndererekEfestione'yebirkah- raman gibi kunbanlar vermenin doğnj olup olmayacağını danıştı, ardından ordusuna Babil'e doğru hareket emri verdi. Arkadaşının mumyalanmış bede- ninin cenaze töreni, bu kentte yapıla- caktı." Makedonyalı Büyük Iskender, bundan sonra kendisini daha fazla içkiye verdi. Sonra bir gün ateşlenerek yatağa düş- tü, bir daha kalkamadı veökjü. ölüm ne- deni hiçbir zaman tam olarak anlaşıla- madı. Ingilizlerin ünlü emekli Scotland Yard dedektifi John Grieve, birfilm şir- ketinin önerisiyle Büyük IskenderNn ne- den öldüğünü yeniden araştırmaya baş- ladi. Bu araştınna "The Mytmious ofAle- xanderthe Great.. Revealed" adıyla 22 Ekim Çarşamba günü Ingiltere'de Be- şinci Kanal'da yayımlandı. Grieve bu araştırmasında ne gibi bul- gulara ulaşmıştı. Grieve, önce Isken- der'in hangi nedenlerden öteceğini sap- tamış ve bunu konunun uzmanı bilim in- sanlanna danışmıştı. örneğin o sırada Ortadoğu'da çok yaygın bulunan sttma- dan ölmüş olabilir miydi? Bulaşıcı has- talık uzmanı Dr. John Marr şunlan söy- lüyor O yıllarda bölgede sıtna çok yay- gındı. Çok yüksek ateşle hastanın hüc- releri parazitler tarafindan yok ediliyor, beyin, kalp, karaciğer ve akciğerin gü- cü zayrflıyor ve idrar siyarilaşıyor. Marr "Idrann siyaha dönüştüğüne dair bir kayıtyok" diyor. Araştırmacılar tifonun belirtisi olan kırmızı lekelerden söz edil- mediği için bu ihtimali de gerçekçi say- mıyortar. Bir başka ihtimal ise, havada birbiri- ni gagalayan kuzgunlann Iskender'in ayaklannın dibine düşerek ölmesine yol açan hastalık. Batı Nil virüsü adı verilen bu virüsten de ölenler çok. Dr. Marr, 32 yaşında ölen ve oldukça sağlam bir bünyeye sahip olan Iskender'in böyle bir virüsten ölmesini mümkün görmüyor. Dedektif Grieve karariı bir şekilde so- ruşturmasını sürdürüyor. Mutlaka bir neden, arayıp farklı bir cevap bulmaya çalışryor. Sonunda Efestione'nin ölü- müyle daha çok içki içen Iskender'in, kuvvetten düştüğünü ve bu nedenle de daha önce kullandığı ve kendisine kuv- vet veren zehirli bir bitkiyi ölümünün gerçek nedeni olarak öne sürüyor. Iç- kiden zayıf düşen Iskender, bir sonra- ki savaş için kendisini güçlendirmeye çalışırken, sabırsızlığı nedeniyle biraz daha fazla doz almayı istiyor. Böylece sonu geliyor. Çöpleme otu denilen bu otun imparatorun ölümüne neden oldu- ğu Grieve'nin varsayımı. Sonuç olarak dedektif John Grieve, Büyük Isken- der'in bir cinayete kurban gittiği veya hastalanarak öldüğü yönündeki tezle- re inanmıyor. Sunday Times'ın geçen haftaki sayı- sında yayımlanan haberi aktaran Radi- kal Cumartesi ekinde Grieve'in görüş- leri şöyle özetleniyor "Iskender'degöz- lenen semptomlar, 12günlükölümsü- reci, ilaç dolabında bulunan çöpleme otu, iyileştirici vezehirleyicidozarasın- daki bıçak sırtı aynm, hepsi, ama hep- sizehiriemeyeişanetetmektedir. Cina- yetfalanyoktur." Bundan 2300 yıl önce ölmüş bir in- sanın ölüm nedenini şimdi ortaya çıka- rabilmek kolay mı? Henüz çok yeni ölümleri çözemeyen insanlık, tarihin de- rinliklerinde kalmış olanlan nasıl çöze- bilir ki! Grieve'inki de bir varsayım. Ma- kedonyalı kralın yaşamını yeniden de- şerek bir TV programı hazıriamak ihti- yacı da bu araştırmayı tetiklemiş. lyi de olmuş. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Cumhuriyet Kimliği... 2003 yılının 29 Ekimi'ne iki gün kala 'Cumhuri- yet Kimliği' konusunu yazmak, doğrusu aklımdan geçmemişti. 21. yüzyılın başlannda biz biyotekno- lojinin geleceğini, telekomünikasyon alanında da- ha neler bekleneceğini, insanın bu yeni gelişme- ler karşısındaki yeni konumunu tartışmalı idik. In- san genetiğinin gizleri bir bir çözülürken, insanı daha iyi anlamanın yolları da açılıyordu. Ama bizim gündemimizde bunlar yer alamıyor. Bizim gündemimiz iç çekişmelerimizle, iç çelişki- lerimizle dolup taşıyor. Tesettürlü hanımlann du- rumu, imam hatip okullarını bitirenlerin üniversi- telere girmeleri, din kökenli siyasal iktidann top- lumsal yaşam alanlannı kendi ideolojisine göre ye- niden düzenlemek istemesinin yarattığı tartışma- lar, 2003 yılının gündemini oluşturuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 80. yılını bu gündemle kutlamaya hazırlanıyoruz. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan da, illerde 80. Yıl Kutlamalan'nın hal- kın katılımının sağlanacağı 'yen/7' etkinliklerle ya- pılmasını istiyor. Bu 'yeni!' etkinlikler arasında "bu- zağı yanşması, meyve suyu dağıtımı, bedava kan- şekeri ölçümü, bedava tansiyon ölçümü, soğan yanşması, 'Kim 1 milyar ister?' yanşması, beda- va kan ve idrar tahlili" gibi yenilikler var. (Radikal gazetesi, 25.10.2003). Bu gibi etkinliklerle, 'halkın katılımı sağlanan Cumhuriyet Bayramı kutlamala- n'yapılmak isteniyor. Panayırşenliklerineçevrile- cek bayram kutlamalan ile de olayın özünden na- sıl saptırılmak istendiği ortaya çıkıyor. Türkiye, 'Cumhuriyet kimliği'nden 'Islami ce- maat kimliği'ne çevrilmek isteniyor. Ortaya çıkan çalışmalann bütünündeki niyet ve kasrt düşünül- düğünde açıkça belli olan budur. Cumhuriyet'in 80. yılında açıkça görülmesi ge- reken durum budur. Bu çıplak gerçeğin içinde Avrupa Topluluğu yan- daşlığı da bu amacın gerçekleşmesine engel olan Kemalizmin tasfiyesi ve ordunun ülkenin gelece- ği üzerinde söz hakkı bile bulunmamasının sağ- lanması için kullanılıyor. O Kemalizm ki, Türkiye'nin 1923 yılında başla- yan 'uygar dünyaya katılma' yolculuğunun temel eksenidir. Kemalizm olmasa idi Türkiye bugün, ötekilergibi bir Ortadoğu-Asya ülkesi olarak kala- caktı. Bugün de ülkenin uygar geleceğinin tek gü- vencesi Kemalizmdir. Kemalizm, çağdaş olmak- tır, akılcı olmaktır, çağın değişimine, doğru değer- lerle katılmayı amaçlamaktadır. Ordu ise, elbette kendi görev alanı dışında kalan konulara müdaha- le etmemelidir, ancak ülkenin durumuna ve gele- ceğine ilişkin kaygılarını dile getirmek de görevle- ri arasındadır. Bu görev, ülkenin özelliğinden kay- naklanmaktadır, doğru ve meşru bir görevdir. Türkiye'nin tartışılması gereken konulan 'Kema- lizm ve ordunun görev alanı' değil, ülkenin Cum- huriyet kimliği ekseninden Islami cemaat kimliği- ne kaydınlmasıdır. Avrupa Topluluğu'nun da üze- rinde durması gereken konu budur. Eğer Türkiye'de böyle bir kayma gerçekleştiri- lecek olursa, Avrupa böyle bir cemaati ortaklığına nasıl alabilecektir? Bugünden 'Avrupanın Hıristi- yan kimliği' konusu ana metinlere konulmak iste- nirken 'laik Türkiye' kimliğinden 7s/am/ cemaat Türkiye 'sine kayan bir topluluğu Avrupa Birliği na- sıl kabul edecektir? Görünen odur ki, AKP iktidan ternel stratejisin- den hiçbir sapma olmaksızın hedeflerine adım adım yaklaşan bir taktikler dizisi izlemektedır. Bu taktikler kimi zaman durmak, kimi zaman geri adım atma olmakta ama hiçbir zaman temel strateji unu- tulmamaktadır. Genel stratejilerini de buna uygun taktiklerini de büyük bir başan ile sürdürmektedir- ler. Karşılannda gerçekten de muhalefet yoktur. CHP, siyasal iktidara böyle bir tanı koymamak- ta direnmektedir. CHP, Meclis içinde cılız bir mu- halefet yapmakta, toplumdaki 'siyasal travma"yı tem- sil edememektedir. Başka bir muhalefetin olması da beklenemez. Asıl muhalefeti 'parlamento dışı güçler' yap- maktadır, bunlar da 'sivil toplum kuruluşlan'dır. Sendikalar, meslek kuruluşlan, bu gidişe karşı çı- kan dernekler 'parlamento dışı muhalefeti' oluş- turmaktadır. AKP, elindeki bütün güçlere karşın 'Cumhuriyet kimliği'riı değiştirecek güce sahip değildir. •Cum- huriyet güçleri' her zaman böyle bir kastı gerçek- leştirmenin önüne çıkacak büyük bir güçtürve öy- le de olacaktır. Durum budur, taraflar bunlardır, çatışma bura- dadır. Tarih, 29 Ekim 2003. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. e-mail: erdalatak(â superonline.com Fax: 0 212 513 90 98 Doç. Dr. Kemal An 'Atatürk biyografisinde yetersiz kaldık' İZMİR(AA)-Dokuz Eylül ÜniversitesifDEÜ) Atatürk îlkeleri ve Inkı- lap Tarihi Enstitüsü Mü- dür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Kemal An, Türkiye Cumhuriyeti'nin lcuru- cusu, Ulu ÖnderAtatürk ile ilgili biyografî ç a hş- malanmn, yabancı ya- zarlarca daha iyi yapıldı- ğını söyledi. "O'nu tanıma>ohnıda vaptıklanmız ne kadar yeterfi" sorusuyla buko- nuda bir tartışma başla- tan Yrd. Doç. Dr. An şunlan söyledi: "Baüülkelerindekişj- ler ve kurumlar. büyük tarihsel Idşüiklerinitanı- ma yolunda. önenüi bi- linısel çalışmalar yap- makta, bu çabşmalann köndebrvografîlerönenı- li bir yer tutmaktadır. Atatürk'ü çoksevdiğimi- zi söylediğimiz Türki- yeVfc,oncaaraşorma ens- titüleri,üniversiteler,der- neklergibi kurumlar oi- masuıa karşın dört başı mamur bir Atatürk bi- yografisi bile yazdama- nuştır. Ludwig, Lord Kinros, Mango, Mac Fie ve Villalta gibi yabana yazarlar,Atatürk'ün ha- yatını bizden dahahi an- latmışlardnf Bunun büyük bir ek- siklik olduğunu dile ge- tiren An, Türk kültür dünyasının, bu konuda "sınıfta kaJdığuıı vundu. sa-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle