07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2003 CUMA HABERLER Sezer'den 'bilgi edinmeye' onay • ANKARA (Camhuriyet) - Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer. Bügi Edinme Hakkı Yasası^nı onayladı. Yasaya göre. Yiiksek Askeri Şûra, Cumhurba$kanhğı ve Hâkimler Savcilar Yüksek Kunılu kararlan ıle ılgılı bıl- gi edinme hakkına bazı sınır- lamalar genriliyor. îstihbarat kuruluşlannda istenecek bil- gilere de "Kişindn çalışma hayaü veya mesleki onurımu etkileyecİc nitelüte olması" . koşulu getınldı. Yasaya göre, kuruluşlar, istisnalar dışmda- kı her tûrlü bilgi ^eya belge- yi baş\-uranlara 15 gün için- de sağlamak zorunda olacak. Kara için Çiçek'e mektup • ANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) - Dünyada basın öz- gürlüğü için mücadele eden Sınır Tanunayan Gazeteciler Örgütü (RSF), yann ceza- evine gırecek ga-zetecı Sinan Kara ıçın Adalet Bakaru Ce- mil Çiçek'e mektup gönder- di. RSF, Adalet Bakanlı- ğı'ndan Kara'nın dosyasının yeniden incelenrnesini istedi. RSF Genel Sekreten Robert Menard, Avrupa Birliği'nın Türkıye ile ilgilı tlerleme Raporu'nu hazırladığı gün- lerde. bır gazeteciye yeniden ağır bir ceza veri lmesinın sü- rece zarar vereceğini belirtti. Kaynakları pornocu' • ANKARA (Cnmhumet Bürosu)- ABD'rıin Ankara Büyükelçiliği, binlerce Iraklı kadının işgalci ABD asker- lerinin tecavüzüne uğradığı- ru yazan Yeni Şafak gazete- sini •pornocu' ve güvenilir olmayan haber kaynaklan kullanmakla suçladı. ABD Büyükelçiliği 'nden yapılan açıklamada. "Bu akıl almaz boyutlardakı ıddiaya daya- naİc gösterilen Amerikan kaynağı, internetteki por- nografik sıteleri ve erotik içeriklı televizyon program- lan ile tanınan bir kişidir. Güvenilmez bir kaynak ol- duğu apaçık belli olan bir is- me dayandınlan gerçekdışı iddialann ciddi bir gazetenin başsayfasında adeta gerçek- miş gibi yer bulmasını. sorumsuzluk olarak addet- mekteviz'denildi. KISA... KISA... • Ankara Büyükşehir Be- lediye Başkanı Melih Gök- çek, Kızılay'daki yeni yaya trafiği düzenlemesi konu- sunda cumartesi günü ya- pılacak halkoylamasında kullanılmak üzere Yüksek Seçım Kurulu (YSK.) Baş- kanı Tufan Algan'dan se- çimboyası istedi. • Adryaman Cumhurhet Başsavcısı Mehmet \iirtse- ven, E-Tipi Kapab Ceza- evi'nde teror örgütü Hizbul- lah üyesi Veysi Ulsev'in re- sim sergisini açü. Sergiııiıı açıhşında konuşan Başsavcı Yurtseven, hedeflerinin deği- şik sosyal ve kültürel etkin- Hklerle cezaevlerini birer eğitim yuvası haJine getir- mek olduğunu söykdL I Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), Türki- ye aleyhine açılan 14 ayn davada. 'adil yargilanma hakkının ihlal edildiğY gö- rüşüne vardı. Başvunılardan biri için 3 bin Euro maddi tazminat karan veren AİHM, diğer 13 başvuru- nun sahipleri için tazminata gerek duymadı. • Batmanın HADEPli es- ki Belediye Başkanı Avukat Abduüah Akın, Ankara'da tutuklandı. Akuvın 1 Eylül 2000 tarihinde Doğubeya- zrt'ta yaptğı bir konuşma nedeniyle hakkında Agn 1. Asli>"e Ceza Mahkeme- si'ncc gıyabi rutuklama ka- ran bulunuyordu. • Sermaye Piyasası Kuru- lu (SPK), Ihlas Fınans Ku- rumu AŞ'nin yöneticileri Ahmet Mücahıt Ören, Ay- han Apak ve Ali Tubay Gölbaşı hakkında işlem ya- pılmak üzere Cumhunyet Savcıhğı'na su$ duyuru- sunda bulunacak. Anayasa hukukçusu Prof. Kaboğlu, 'psikolojik harekât' genelgesini değerlendirdi: ' 12EylüPün uzantisı'• İnsan Haklan Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, yurttaşlar arasında aynmcılık yaratacağını söylediği genelgenin, hükümetin "tutarlılık ve samimiyet sorununu" ortaya çıkardığmı söyledi. ANKARA (CumhuriyetBü- rosu)-Başbakanlık tnsan Hak- lan Danışma Kurulu Başkanı Prof Dr. İbrahim Kaboğju,"psi- kolojik harekât" görevinın va- lilere devredilmesini öngören genelgenin, hükümetin "tutar- hhk ve samimiyet sorununu" ortaya çıkardığına dikkat çek- ti. Kaboğlu, bu durumun top- lumsal banş açısından da sakın- calı olduğunu belirterek "İn- sanlan kökenlerine, düşünce- lerine, din ve inançlanna göre birtakım aynmcı işlemler so- nucunu doğurabileeek" dedi. Genelgenin, uyum yasalannı uygulamaya koyma hedefiyle hazırlanan yönetmelik ve genel- gelere ters düştüğüne işaret eden Kaboğlu, "12 EylüJ hukuku- nun uzantısı olarak kabul edil- meli" dedi. Prof. Dr. Kaboğlu, Içişleri Bakanlığı'nın psikolojik hare- RadîkalMGK'n n ış'nı artık 81 valılık yırutecpk l Her ile psikolojikI harekât merkezi Balbay'ın bu 'bomba'sına lafımız yok... | 'Valüerin psikolojik harekâU f yankı uyandırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhuriyet'in, AKP hükümetinin MGK'nin eleştirilmesine neden olan psikolojik harekâttan vazgeçmediği ve bu görevi Içişleri Bakanlığı genelgesiyle valilere devrettiğine ilişkin haberi basında da yankı uyandırdı. Radikal gazetesi, Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay'ın imzasını taşıyan haberi, gazetemizı kaynak göstererek "Her ile psikolojik harekât merkezi'7 manşetiyle okurlanna duyurdu. Yeni Şafak gazetesi, basın eleştirilerinin yer aldığı "Kronik Medya" koşesınde "Balbay'ınbu bombasuıa lanmızyok" yorumuna yer verdi. Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay'ın okurlara duyurduğu, AKP hükümetinin MGK bünyesindeyken eleştirdiği psikolojik harekâtı terk etmeyerek bu görevi 81 il valiliğine de\retmesine ilişkin habere diğer basın organlannda da yer buldu. kât görevini valiliklerin yürü- teceğine ilişkin genelgenin hem anayasal hem de yasal açıdan kabul edilemez olduğıınu vur- guladı. 'Yargısız infaz olur^ Özgürlükler açısuıdan bu dü- zenlemenin yapılamayacağına işaret eden Kaboğlu, sivillerin de çok kolay olarak "\argiaz in- faz anlanuna gelen" tanımla- malar yapabildikkrini söyledi. MGK'nin psikoloj ik harekâ- ta ilişkin yönetmeliğinin, 12 Eylül koşullannda yürürlüğe konulduğunu anımsatan Kaboğlu, "20 yüsonra anayasa değiştirilmişken, özgürlükler ba- kunmdan açılım sağlanmışken, uyum paketleri ardı arkasına yiirürtüğekonurken,böylebB'ge- nelge, ne anayasanuz ne de hak veözgürhıklerdüzenibakınun- dan, iç banş açısından anlaşıla- bilir bir durum degudir" dedi. Samimiyet sonınu Avrupa Birliği'nden söz edi- lirken ve bu yönde adımlar atı- lırken bu genelgeninin iktidann "tutarhhk ve samimiyet soru- nunu" ortaya çıkardığına işa- ret eden Prof. Kaboğlu, şunla- n söyledi: "Bunun yanı sıra psikolojik harekât gibi hukuk devteti ile bağdaşmayan, açık tophım ku- rah>1a bağdaşma>^n birtakun de\imlerin kulIanılnıasL mülki idare amirlerini bu çerçevede yetkilendirmckdoğrusu ABvo- hındaki tutarhhk sorunu yanın- da, Türkhı'nin geküği aşama iti- banyla da kabuledilebihr değü- dir. Sadeceözgüriükler açısından değil, toplumsal banş açısından da insanlan kökenlerine, dü- şüncelerine. din ve inançlanna göre birtakun aynmeı işlemler sonucunu doğurabilecek. Dev- let yaklaşık 3 >ıl önce illerde in- san haklan kuruUan oluştur- du. Vali yardımcısı başkanhk yapıyor. Şimdi bir başka vali yardımcısı ise insan haklannı ihlal eder konumda görevüstien- miş oldu. İki \ali yardımcısının üstîendikleri görevler birbiriy- le çehşmektedir. Hangi görevi ciddiyetle yürütmeleri gerekir ki burada da tutarhhk bulunma- dığı açıkça görülmektedir." Kaboğlu, bu tür belgelerin yürürlüğe konulması ve yürür- lükte tutulmasının, uyum ya- salannı uygulamaya koyma he- definde hazırlanan yönetmeiik ve genelgelere ters düştüğünü vurgulayarak "12 E>lül huku- kunun uzantısı olarak kabul editoıefi" dedi. Emniyetten uyari: PKK/KADEK eylem hazırhğındaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - PKK'KADEK'in, "Vbl Haritası'' adııu verdiği üç aşamalı bir plan hazırladığı, bu plan doğrultusunda emniyet kuvvetleri başta olmak üzere kamu kurumlanna yönelik eylemlere girişmeye hazırlandığı belirlendi. KADEK'in Kürt sorununun çözüJmesi için "Yol Haritası'' adı altında hazırladığı üç aşamalı planın son aşamasına göre, Abdullah Öcalan'a siyaset yolunun açılması. Emniyet isrihbarat birimJerinin belirlemelerine göre plana göre, birinci aşamada sözde tek taraflı ateşkes iki taraflı hale getirilecek, ikincı aşamada "Kürt künliğT anayasal güvenceye kavuşturulacak. Orgüt, nihai olarak ise ^genel a P sonrası terörist başı Abdullah Ocalan ile örgütün üst düzey mensuplaruun "siyasi yaşama dahil edjbnesnıi'' hedeflıyor. Planın birinci aşamasının sağlanması için, örgütün Jegal ve iUegal uzanölan katılımıyla "shil itaatsiztik" tarzı eylemlerin bulunduğu "Banş İçin Demokratik Çözüm" kampanyasının başlatılacağı bildirildi. Belırlemelere göre, örgüt bu kapsamda "misükme eyiemleri 1 ' adı verilen, şehir merkezlerinde emniyet güçleri başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlanna ait binalara, araçlara, askeri şahıslara, bürokratlara, işadamlanna ve parti binalanna yönelik saldınlar planiıyor.' Emniyet Genel Müdürlüğü il emniyet müdürlüklerine bir genelge göndererek, önJemJerin arttınlmasuu, detayh istihbarat çalışması yapılmasını istedi. Oğrencilerden tezkere protestosu Türldye Komünist Partih' üniversite öğ- rencilertlrak'aaskergönderihnesiyieil- gfli tezkereyi Beyazrt Me>danı'nda pro- testo ettl "işgaK EngeUeyeceğiz'' yuoh pankart taşıyan öğrenciler, "Katil ABD, işbirlikçi AKP", "Bu ülke, bu halk saü- lıkdeğil" ve "Bu memleketten Irak'a as- ker gjtnıez" sloganlaruu ato. Silaha kar- şı kalem ve kitapjannı havaya kaldıran öğrenciler, üzerinde "Tezkere" yazıh bü" dövizi >akü. TKP, 26 Ekim Pazar günü Ankara Sıhhiye Meydam'nda "Irakh Kardeşlerine Kurşun Sıkma" mitingi gerçekleştirecek. (SERKAN YILDIZ) Öğretim üyelerinin Bakan Unahtan 'a Baltalimanı tepkisi dinmiyor: Emlakçi gibi davranıyor ANKARA / İSTANBUL (Cumhu- riyet) - Tüm Öğretim Üyeleri Derne- ği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoglu. satılması plan- lanan Baltalimanı tesislerinin Türki- ye'deki tüm üniversitelerin tesisi ol- duğunu belirtirken, Maliye Bakanı KemalUnalatan'ı "emlakçi" anlayı- şıyla da\Tanmakla suçladı. îstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemda- roğhı da tarihi tesisin ekonomiye na- sıl kazandınlacağını merak ettiğini belirterek iktidann son günlerde eko- nomiyi üniversitelenn bazı mekânla- nnın üzerinden düzeltme girişimleri içerisinde bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Hatipoglu yaptığı yazıh açıklamada, Baltalimanı tesislerini satmak isteyen Unakıtan' ın kamu ya- rannı gözetmediğini kaydetti."Una- kıtan'm, kendisini emlakçi gibi göriip her gördüğü taşmmazı babadan kal- ma mal gibi satmaya kaUaşmasmı çok tehhkeli bir gidiş olarak görüyoruz" diye konuşan Hatipoglu, üniversite- nin 70 yıllık tesislerinin emlakçi gö- züyle geri alınıp satılmaya kalkışılma- sını "cahiffiğin, kjndarlığın en yüksek noktasına erişmesi" olarak değerlen- dirdi. 1Ü Işletme Fakültesi tarafından dü- zenlenen 7. Ulusal Finans Sempozyu- mu'nun açılışında konuşan tÜ Rek- törü Kemal Alemdaroğlu da " Tarihi mekan yerK veya yabancı birilerine birtakım amaçlar doğrultusunda he- diye mi edilecektir? Ihısal ekonomi bir BaitaJimanı tesisi ik 2-3 binav la nasü kurtanlacakür?" dedi. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Aydm Doğan, medya kuruluşlannm 'taarruz birliği' gibi kullanıldığını söyledi 'Türkmedyası çamur içinde'EkonomiServisi-Medya grup- lan arasında uzun süreden beri süregelen karşılıklı atışmalar ve suçlamalann son günlerde daha da şiddetlenmesi üzerine Doğan Holding Yönetim Kurulu Başka- nı Aydın Doğan bir basın top- lanrısı düzenleyerek sorulara yanıt verdi. Bir- kaç gazetecinin röpor- taj talebini, sayının art- ması üzerine basın toplantısına dönüştür- me karan aldıklannı açıklayan Doğan, bu- gün Türk medyası- nın boğazına kadar çamura bulaştığını söyledi. Sabahgazetesinin protesto ederek ka- tılmadığı ve 2 saat süren toplantıyı yak- laşık 60 gazeteci izle- dı. Basın toplantısına Yö- netim Kurulu Başkanve- killeri VuralAkışık ve Im- re Barmanbek ile birlikte karılan Ay- dın Doğan şunlan söyledi: "Türk med- yaa okadarkötübir pisBkicindeki sıç- ratüklan çamur beni de kirletmeye başladL EUerindeki med>a kunıluşla- ruıı taarruz birliği olarak kuDamyor- lar. Doieti soy-anlar, kazanç kapısıola- rak görenlerle medviajı halk için, top- hım için kullananlann birbirinden ay- rüması gerekhor. Türkije'de kirahk dmkh" sorulannj özetle şöyle yamt- ladı: "AKmhisse,PetrolOfisistratejik önem taşıdığu özeuikle de askerin ib- nyaçlan sorunsuz karşılansuı diye ko- nulan bir madde. Aııcak Özelleştirme- den birkaç a\ sonra POAŞ bümean- debu amaçla faatiyet gösterenAntad- h birim POAŞ'tan aynlarak Sana\i Bakanlıgı'na geçtiği için alnn hissenin anlamı kalmanuşoldu. Aynca özeOeş- • "Medya o kadar kötü bir pislik icindeki sıçrattıklan çamur beni de kirletmeye başladı" diyen Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, devleti kazanç kapısı olarak görenlerle medyayı toplum için kullananlann birbirinden ayırt edilinesi gerektiğini söyledi. gazeteci var. Hortumcu gruplann bün- yesindekigazetecilerin haksızçamur at- malan bunun »östergesi değil mi?" Doğan, "Medyadaki bu çürümüş- lüğe sizin katkımz ounadı mı" sorusu- na "Hayır ohnadı" yanıtını verdi. Doğan, "Iş-Doğan birleşmesinin da- ha önce kâr eden POAŞ'ı zarara uğ- ratoğı doğru mu, altn hisse neden kal- tirmede bu ilk uygulama da degiL Da- ha önce Milli SaMinmaıun taşımacı- hk işlerini yapan Deniz Naklijat'ta da daha sonra benzer nedenle aİûn hisse si tamamenyasaL Befld 3-4 yıl vergi ödemeyeceğiz ama sonra çokdaha faz- la ödeyeceğiz. Bizyasadan istifade ede- rek birieştik. Tabö birleştirecektik, be- ceremeyip baüracak mrvdık >anL" "Şartnamede borc erteleme dive bir hüküm yoktu. Siz. îstanbul Yaklaşı- mı'ndan yaraıiananlan hortumcular dhe suçlarken şimdi aynısınıyapnrn'or musunuz" sorusuna Doğan, yeni çı- kan bir yasayla borçlann ertelenme- sine ilişkin hakkın ÖYK'ye verildiği- ni belirtti. Doğan. Özelleştirme İdaresi'ni de "kusurhı mal satmakla" suçladı.Do- ğan'ın verdiği bilgilere göre POAŞ'ın Haydarpaşa'da bulunan benzin istas- yonlannın da kendilerine satılmış ol- masına karşın daha sonra Hazine'ye aıt olduğu öğremhniş. Doğan, aynca sağlam denilen ambarlann da çürük çıktığmı savundu. BDDK'nin hazır- ladığı taslakta medya patronlannın banka sahibi olamayacağı hükmüne ilişkin olarak da Doğan, böyle bir ya- sanın çıkması halinde yasaya uyacak- lannı söyledi.Doğan Grubu'nun AKP ile ilişkilerine dair sorular üzerine Do- ğan, siyasetı yönlendirmediklerini ifa- de ederek "İayyip Bey gibi ülkevi iyi vöneten herkesle aram Kidir'' dedi. Cumhuriyet'i Savunurken... İlk karşılaşmamız, Strasbourg'da olmuştu. Strasbourg Türk Etütleri Enstitüsü, 1993'te, Nâ- zım Hikmet'in ölümünün 30. yılı vesilesiyle, ulusla- rarası bir kollok düzenlemişti. Çağnlanlar arasında, bir de büyük şairi yakından tanımış oianlar vardı; on- larda, anılarını anlatacaktı. Rusya'dan Radi Fiş da- vet edilirken, Paris'ten de o çağrılmıştı. Geldi ve anılarını anlattı. Ağırbaşlı, duyarlıklı ve etkileyici sesiyle... Karşılıklı konuşmalaroldu; hemen herkes Nâzım'la ilgilı, merak ettiği bir konuyu bir de ondan dinlemek istiyordu. Salona o sırada egemen manevî havayı an- latmak imkânsız. Birikinci karşılaşmamız, benimyurdagelıp gitme- ye başladığım 1999 Kasımfnda oldu. Karşılıklı ve de- rin bir sohbeti, bir kez de o vesileyle koyulaştırmış- tık. Onu izleyen tarihlerde, selam yollardık birbirimi- ze. Foça'ya yerleşmişti; aramızdan ayrılışı da orada oldu. Bilineni tekrariamanın bir anlamı yok: Sanat tari- himizde özgün, apayrı bir yeri vardır Avni Arbaş'ın. Aynca, yakından bildiği, görüp tanıdığı birgerçekli- ğin anısına gönülden bağlıydı. "Avni'nin Atlan"r\da fazladan bir şey vardır ki, sıradan bır sanatsal yoru- mu aşar. Çağına duyarlı bir sanatçıydı. Nur içinde yatsın! • 21 Ekim'de de Ahmet Taner Kışlalı'yı andık. Vakitsiz aramızdan koparılıp alınan aydınlardan biri de o. Suçu: Cumhuriyeti savunmak! Acıdırsöylemesi: Konu, burayagelip varmıştır Bir yarım yüzyılı aşkındır kemirilen, ama yine de tüketi- lemeyen Devrim, savunmadadır. Saflarından kur- banlar vere vere, mücadelesinı sürdürüyor, sürdü- recek... Kimlere karşı mı? Çağın dışında kalanlara, yurtseverlikten nasibi ol- mayanlara, işbirlikçilere, yobazlara, gericılere, dönek- lere karşı. Bunlar her zaman vardı. Bugün daha da örgütlü ve safları sıktır. Gün, onların günü, devran onlanndır. Ama kavga da bitmedi, bitmeyecek... • 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu vesi- lesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'e karşı, bılinçli vegerici kampanyayı izliyorolmalısınız. Cumhuriye- ti savunmada neredeyse tek kale haline gelmiş Sa- yın Sezer'e karşı, birkaç dürüst kalem bir yana, bir salya-köpük saldın söz konusu günlerdir. Akıllan sıra, bir "mağduriyet" havası da yaratmak çabasındalar. Cumhurbaşkanı, bır ilke adına hareket ediyor; bu- na bakarak, yanlışı onda arayacak yerde, "Acaba ters- lik bizde mi" diye, insan bır dönüp bakar kendine de- ğil mi? Ama nerede o feraset, idrak, izan? Başta AKP kanadı ve yalakaları, gözleri dönmüş halde. Ancak, kavga kızıştıkça, "muhafazakârdemokra- si" diye allanıp pullanmış ve halka yutturulmak is- tenen nesnenın cilası da kazınıp duruyor. Türker Al- kan'ın, 22 Ekim günlü Radikal'de, köşe yazısının bir yerindeki tanımlaması doğrusu dört dörtlüktür. Şöyle diyordu sayın yazar: "Bu, 'muhafazakâr de- mokrasi' çok özgün bir hareket. Hiçbirşeye benze- miyor. Dincilik, liberalizm, muhafazakârtık, demok- ratlık, takiyecilik, Özalcılık, Erdoğancılık... Hepsin- den kazana bir tutam atmışlar, hafifateşte uzun bir süre kaynatıp mesir macunu gibi bir şeyyapmışlar. Tadından yenmiyor." Buyurun, bu işte, "muhafazakâr demokrasi"niz ve partisi! Konu, bir ucuylatürbana gelıp dayanıyor. Bu çev- reler, gazete falan da okumadıklanndan, dünyada olup biteni de izlemezler. Ama artık mutlaka izlemeliler. Gazeteler yazıyor Fransa'da Cumhurbaşkanı Jac- ques Chirac, "Laiklik tartışma konusu olamaz, ge- rekirseyasa çıkannz"^deyiptavnnı netleştirmiş. Baş- bakan Raffarin'in dediği de şu: "Laiklik dinlere na- sıl saygı gösteriyorsa dinler de laikliğe saygı gös- termelü". Birkaç ay önce, Içişleri Bakanı, daha sert konuşmuştu: "Yasa, herkes için aynı ve tektir. Fran- sa 'da cumhuriyetçi (laik) değerlere aykın bir Islami- yet olamaz!" Cumhuriyetin savunması, ağır ama derinden na- sıl bir kararlılık içinde gelişiyor, görüyorsunuz değil mi? • Konunun devamını, yann açılacak TÜYAP îstan- bul Kitap Fuan'nda sürdürürüz. Orada buluşmak üzere... Dış temsilcilikler kapatılmayacak Sezer'e kamu yönetimibrifingi EBRU TOKTAR ANKARA- Hükü- met, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı tas- lağına son şeklini ver- di. Genelkurmay Baş- kanlığı 'nın uyansı üze- rine bu kurumun yasa- nın kapsamından çıka- nldığı taslakta, Dış Ti- caret Müsteşarlığı'nın yurtdışı teşkilatının ka- patılmasından da vaz- geçildi. Başbakan Yar- dımcısı MehmetAMŞa- hin ile Başbakanlık Müsteşan Omer Din- çer, tasan hakkında bil- gi vermek üzere Çanka- ya Köşkü'nden bugün için randevu aldı. Başbakanlık Müste- şan Dinçer tarafından hazırlanan Kamu Yö- netimi Temel Yasa Ta- sansı son şeklini aldı. Tasarının en çok tartı- şılan ve dış temsilcilik- lerin kapatılmasını dü- zenleyen 23. maddesi değiştirildi. Tasanda, Dış Ticaret Müsteşar- lığı da TlKA ve Dışiş- leri Bakanlığı gibi, yurtdışı temsilcilikleri kapatılmayacak istis- nai kurumlarkapsamı- na alındı. Şahin, tasarının amaçlannı, neden ha- zırlandığmı, yasalaşır- sa kamu yönetiminde ne gibi değişiklikler ola- cağını Sezer'e anlat- mak ve görüşlerine almak istediklerini kay- detti. Şahin, pazartesi günü yapılacak Bakarüar Ku- rulu'nda bakanlann im- zalarının tamamlan- masını beklediklerini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle