Katalog

2SKİM 20O4 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 ESektronik poste denizsom©cumrHjriyetcom.tr Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Kıbnslı Rumlar, Yeni Nazi örgütü kurmuş... "AB'veairdikleribetnr letekçiler ıs rseMeral: "Dune kadar | \ . , ^ Meral: "Dune kadar fc'ye uyum rffsatalarıyla orduyu MJef tahtasına Kyanlan ABD hesabına hl<'a gitmek için, 'skerin moralini bzmayalım, biıiik calım, Irak'tan tabutlar onecek lafı etmeyelim, e büyük asker bizim aker, bizim asker , slciırana gününii £ff? gsterir' diyor... (M§ Bnlar, çıkarlan ^ P uruna bulduklan hr eli ve eteği öperier." larıştırıcı Gksel Kaya: "Büyük Isender Hindistan'a glerken yolu üzerinde b kaleyi ele geçirir ve krnutanından birinden kJeyi alınmaz drumuna getirmesini iser. Hindistan dmüşünde Iskender b e kaleyi alamaz... AID de Iran'da mllalan öyie gtçlendirdi ki, Iran'ı kday kolay d«ğiştiremeyecek! Facat şu ABD, geçekten tuhaf ülke. Anp devletlerine denokrasi getireceğini styiüyon Türkrye'de şeiatı destekltyori Yartığı ortalığı kaiştırarak insanlan biıöirine düşürmek." ısacıkbirfilm... Gelinlıkgibi beyazlar giyinmiş bir genç kız... Çıplak ayak... Yerdeki keskin taşların ve kuaı yapraklann üzerine basarak yürüyor... Fonda Afrika'dan bir müzik... In- san sesi, sanki bir ağıt yakıyor... Genç kız, ağaçların arasından geçip birsu kenarına geliyor... Kıyıda durup suya bakıyor; yürüyüp suya giriyor... Genç kızın elınde bir şey var... Beze sarılı bir şey... Bezi açıyor; demir bir çubuk... Çubuğun ucu kıvrık... Genç kız suyun içinde; su kırmızı kesiyor... Genç kız, elinde çubuk, elbisesi kanlı, karnını tutu- yor; ekranda "Bosna savaşında tecavüze uğrayan genç kızlar bebeklerini bu çubukla düşürdüler" yazı- yor. Film bitiyor. Istanbul'da Kadıköy Belediyesi Aile Danışma Mer- kezi'nde Işıl Özgentürk'ün kurduğu bir film atölyesi var... Seyredenin yüzüne bir tokat gibı inen bu film, bu atölyede çekilmiş... Atölyede bu filmden başka 16 film Film dahayapılmış... Işıl, "Herkes film yapabilir" diyor. Atölyedeki bir yıllık eğitim sonunda, üniversite öğ- rencisınden ev kadınına; her yaş grubundan herkes "savaş ve terör karşıtı" kısa film yapmış: Işıl Türkfiliz, Sakine Çil, Mualla Yazar, Zeynep Özlü, Dilek Yılmaz, Caner Yalçın, Müberra Sokul- lu, Sibel Özman, Canan Öner, Kadir Başarslan, Sevgim Artıok, Nurgül Odabaş, Emrah Şeran, Cumhur Demirtoka, Nurcan Elver, llknur Levent. Filmler, AntalyaAltın Portakal Film Festivali'ndeözel bir gösterimde seyirci ile buluşmuş; alkış almış... Işıl, "Herkes film yapabilir" diyor... Atölyede Nâzım Hikmet'e armağan olarak 33 kısa film senaryosu yazılmış: Haluk Holago, Aygün Coşar, Ayşegül Serinkaya, Bilge Özkoray, Candaş llkan, Caner Yalçın, Derya Denizer, Dudu Soyyiğrt, Emrah Şeren, Gülen Ergin, Gülseren Esen King, Gülseren Yağız, Handan Cey- han, llknur Levent, Kader Hasdoğan, Kerem Sa- vaş, Mehmetcan Serinkaya, Meray Öz, Mualla Ba- kırburç, Mualla Yazar, Neslihan Ağaoğlu, Nevin Er- alp, Nevzat Cumhur, Nurcan Elver, Nurgül Oda- baş, Serap Salkök, Seyhan Bolkal, Sibel Özman, Sultan Akkaya, Şener Yücel, Ülkü Somer Türüdü, Yeşim Hamzalar, Zeynep Özlü. Işıl, "Herkes film yapabilir" diyor... Kadıköy Aile Da- nışma Merkezi bünyesinde kurulan film atölyesini de yaşamı daha verimli kılmayı ve insanın kendi yetenek- lerini keşfetmesini sağlayan, Köy Enstitüleri ile Halkev- leri gibi çok özel bir eğitim kurumu olarak niteliyor. Işıl'ın atölyesindeçalışmalardevam ediyor; Kadıköy'de isteyen herkes film yapıyor. SESSlZSEDASIZ(f) İncinmeleri kuma, iyilikleri kayaya yazın! Çölde yolculuk yapan iki arkadaşın öyküsünü Ayşegül Tokatlı gönderdi: Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar ve biri ötekine bir tokat atar. Tokat yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar: "Bugün en iyi arkadaşım bana bir tokat attı." Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler. Tokat yiyen yıkanırken batağa saplanır ve bogulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtanlır. Bogulmak üzere olan kurtulup derin bir nefes aldıktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır: "Bugün en iyi arkadaşım benim hayatımı kurtardı." En iyi arkadaşım tartışma sırasında tokatlayan ve sonra hayatını kurtaran kişi sorar: "Senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdın ama şimdi kayaya kazıyorsun, neden?"Arkadaşı şöyle yanıt verir: "Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgân estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize iyi bir şey yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgâr yok etmesin.." Kıssadan hisse: "Incinmelerinizi kuma, gördüğünüz iyilikleri kayalara kazımayı öğrenin." Turizm, Doğu Karadeniz'in de Geleceği mi Olacak? Ş A B A > ALİYAŞAROĞLL* Eğer, birbölgenin çok boyut- lu fotoğrafı çekildiğinde; yeşilin her tonuyla derelerinde zıpla- yan alabalıklarıyla, şifalı kaplıca sulan/la, binlerce yükseklikteki serin /aylalanyla, krater gölle- riyle, tarihi taş konaklarıyla, geçmış uygarlıklardan gelen kemer köprüleriyle, dantel gibi örülmjş ve örtünmüş çay bitki- si bahçeleriyle insanı büyüleyen bir görüntü gözünüzün önüne gelirse, o bölgeyi nasıl unutur- sunuz? "Bulutların Ülkesi" diye ni- telendırilen Doğu Karadeniz, tu- rizm çeşitlendirmelerine açık ve tatil turizmi açısından büyük potansiyele sahip bir bölgedir. özellikle 50 yıldan buyanadün- ya turizmindeki hareketlilik önemli bir gelişim seyretmek- tedir. Bu gelişimin yol haritası gi- derek uzayacaktır. Şimdiden yaşanan teknolojik patlamayla gelişen dünyaturizm hareketle- ri, bizim gibi gelişmekte olan ül- keler için bir umut kapısı olmuş- tur. Bilim adamlannın öngörüsü ile yeryüzü sıcaklıklannın fazla- sıyla artacağından ve bu du- rumda güney sahillerimizden beklenen turizm gelirlerimiz ba- kımından olası olumsuzluklar şimdiden dikkate alınmalıdır. Söylemek istediğim; turizmin kalbi olan güney sahillerimizi ve turizm klasiği Antalya'yı sıcak- lık ve betonlaşma vurabilir. Çünkü, bölgede doğayı güzel- leştirici değerleri yağmalayıp betonlaşmada ölçüyü kaçırdık ve yeşil dokuyu azalttık. Artık çağımız insanının tatilde sade- ce güneş, deniz ve kumun öte- sinde her geçen gün doğaya daha yakın yaşamanın özlemin- de olduğunu da dikkate alarak Doğu Karadeniz'de turizmi ge- liştirmenin planlı ve programlı yol haritasının çizilmesine ön- celik verilmelidir. Doğu Karadeniz'in doğaya veyeşiletutkun insanlannın du- rak yeri olması için bölge halkı ve sektör temsilcileri el ele ver- melidir. Her nedense Doğu Karade- niz'i, "dünyaekonomikvesiya- sal coğrafyası üzerinde çok bü- yük önemi olan Avrasya bölge- si içinde" olduğunu görme- mezlikten gelmişizdir. Halbuki birçok bakımdan bölgenin 310 milyon insanının büyük bölümünün bize yakınlı- ğı vardır. Bu durum, Türk turiz- mi ve özellikle Doğu Karadeniz Bölgemiz için önemi yadsına- maz bir gelir kapısı konumun- dadır. Türkiye, Doğu Karade- niz'de turizmi geliştirmek ve bir tatil ve iş merkezi olmanın cazi- besini yaratmak amacıyla 24.5 milyon kilometrekarelik bir ala- na yayılmış olan bu bölgeye ya- kınlığı nedeniyle gereken yapıl- malıdır. • Yapılması gerekenlerin ba- şında; bölgenin kalkındınlması çin turizme öncü rol verilmeli- dir. * Turizm olanakları bir plan ve program dahılinde ele alına- rak, Doğu Karadeniz'de turiz- min gelişmesi için seçenekler ortaya konulmalıdır. • Doğal, tarihi ve kültürel zen- ginlikleriyle ve özellikle ekotu- rizmin envanterini çıkarıp böl- genin master planı hazırlanma- lıdır. Böylece, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyeli ve olumlu imajı iç ve dış paza- ra açılmalıdır. • Son yıllarda bölgede ön plana çıkan yayla ve dağ turiz- mine mutlak bir yön verilmelidir. • Ekoturizm yönünden Doğu Karadeniz'in en zengin bölge olduğu yöre halkına anlatılmalı ve dışa dönük tanıtımına önem verilmelidir. Bir bölgenin ve yö- renin tanıtımını yapan ya da azaltan ana öğe, o bölgede ve yörede yaşayanlar olduğu unu- tulmamalıdır. • Ekoturizmin gelişmesinde ve tanıtımında bölge insanlan arasından çıkan rehberin öne- mi mutlak dikkate alınmalı ve Türkiye'nin en büyük doğal ok- sijen üretim fabrikasının Doğu Karadeniz Bölgesi'nde olduğu her koşulda vurgulanmalıdır. Böylece doğanın olağanüstü eli açık davrandığı bir bölge olan Doğu Karadeniz, özel iklim ko- şullanyla turistlerin gözdesi ol- maya aday bir bölge haline ge- tirilmelidir. • Yeraltı ve yeryüzü sulannda görülen sürekli azalma ve kir- lenmenin yaşandığı bir dünya- da, Doğu Karadeniz'in mevcut temiz ve bol su kaynaklanna sa- hip çıkarak korunmalıdır. • Doğu Karadeniz halkı ya- bancı turistlerin beklentileri ve onlara nasıl davranacaklan ko- nusunda bitinçlendirilmelidir. • Pansiyonculuk ve küçük butik otel ve motel işletmeleri konusunda bilinç geliştirilmeli ve programlar hazırlanmalıdır. • Dengeli bir çevrenin koru- namaması halinde insan sağlı- ğı ve varlığının sürmesinin mümkün olmadığı yerel halka anlatılmalıdır. Bölge halkı çevre- sel gelişmenin turizme hayat veren dinamiklerin başında gel- diği konusunda aydınlatılmalı- dır. • Çimento ve betondan uzak, yaylalara özgü ağaç ağırlıklı mi- mari özellikler taşıyan turistik konaklama evlerinin kazandınl- masına ağırlık verilmelidir. Yerel yönetimlerin ve özel sektörün öncülüğünde Samsun ve Art- vin'i içine alacak geniş çaplı "Bölgesel Turizm ve Çevre Konseyi" oluşturulmalıdır. • Bölgenin gençlerini meslek sahibi yapma amacına yönelik kaliteli eğitim verecek turizm ve otelcilik okulları faaliyete geçi- rilmelidir. Sonuç olarak; Doğu Karade- niz öyle bir tatil bölgesi haline gelsin ki gelen turistler, uykuyu unutup dağlanmızı, yaylalarımı- zı ve doğal güzelliklerimizi gör- meyi, gezmeyı ve eğlenmeyi yeğlesinler. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak o turk.net ÇÎZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci n mynet.com BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇİ bulutbebek <ı hotmail.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGÎK .CHP E-PARTI ÇAUCSMASI BAŞLATfMŞ L AfAA BİZ SOt KALACAZ EEE..EE MİZ BLOK OLSUN EEE... E SÖSTERIP SA& VUÜACAZ EE TARİHTE BUGÜN MIMTAZARIKA\ 24Ekim ıcıcıc.mumtaz-arikan.com * ÎTÜ Vakfı Turizm Eğitimi Bölüm Sorumlusu , OTUZ YIL SAMŞLARf SONÜ BUGÜN, Aı/ISufA'OA Sü&MEKre OtAN onz YIL. SAVAÇLA& SOKJA £IBJ>. f£ 16 'OE g 3O YtL. SAMÇLAe/} ACUrSGt. /SOAA4 /M- KA- V£ SUAJA KAEŞI ÇlfCAAAS/YlA Ş 6/OE- fZBK POLJTfK A/LAAJ/f OÖHÜOMIJÇ, <AA/A BUIANAM ALMANVA'YI', /A/G>L7&/e£/SP/4MyA fJoeXAA/DA ALMAN SAVAÇ, KurSAL PASLAMAÇ LARCA /MG4AJ, İ-IKTAN /Cr/eiC HASTH - ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Avni'nin Atları Resim deyince Avni Arbaş'a döner yüreğim. Onun çiziminde başka bir gizem var, özünü, özgürlüğünü güzel yansıtıyor fırçası. Mutluyum, dostluğunu da hissettim. Yüzyılın yarısına ulaştı biıiikteliğimiz. Pa- ris'e ilk gidişimde tanıdım onu. Hrfzı Topuz ve Abi- din Dino'yla birlikte. Mutlu ve mutsuz olaylarla geçti uzun yıllar. llginç anılanmız var. Ankara'da ilk sergisinde dönemin cum- hurbaşkanının eşi Emel Korutürk de vardı. Eski bir dost olarak selamladı, kucakladı Avni Arbaş'ı. O dost- luk da ölüme dek sürdü. ölüm haberinin acısını da paylaştık sayın Emel Korutürk ile. Başka bir Emel de eski Paris Sefiremiz, Büyükel- çi Hamit Batu'nun eşi. Yıllar geçiyor, dostlar azalı- yor ama Avni için ağlayanlar az değil. ölüm acısını da kaç kuşak bir arada yaşadı. Son kez Foça'da gördüm onu, hasta yatağında, dostlar giderek azalıyor ama Avni'yi sevenler, tanıyan- lar, sevgiyle, saygıyla selamlayanlar çoğalıyor gide- rek. ölüm çok acı elbet ama böylesine güzel dost- luklan yaşamak da güzel bir olay. Dünyadaki yerini, yöntemini daha iyi hissediyor insan. • • • Ben de yıllar boyunca Avni'nin dost fırçasıyla umut- landım, mutlandım, dahası renklendim. Küçük birtu- valde dünyanın en güzel çiçeklerini üretir, o çiçekler de solmazlığın güzelliğini duyurur bize, fırçanın gize- mini. Son sergilerinde uçsuz bucaksız denizler var, maviler, morlar. Derken Mustafa Kemalin kalpaklı portresi. Nâzım Hikmet'ın dizelennden bir selam gi- bi. Sonra atlar var, biri de karşımda, "Avni'nin atla- n", Nâzım'ın dizelerinden bir selam gibi. Okurken gü- zel dünyalara ulaşıyor insan, gözleri açılıyor, var ol- manın gizemini hissediyor. Tesettür resimleri, kara- basan tablolar yok artık, birden siliniyor, aydınlık bir . dünyaya açılıyor gözler. Nâzım Hikmet ile kucaklaşı- yor atlar. Yeni bir dünyaya açılmanın umuduyla gü- lümsüyor. 1958'de sesleniyor büyük ozan. Bu atlar Avni'nin atlan Kuvayi Milliye atlan Kara yamacı altında ak sağn dolgun Titrer burun kanatları Bu atlar Avni'nin atlan Kuvayi Milliye gelecek yine Şahin atlar aşarak yeli Çiğneyecek gavuru da Aznavuru da Kuvayi Milliye gelecek yine Hem bu sefer ayyıldızlı bayrağıyla Bu atlar Avni'nin atlan Kuvayi Milliye atlan Titrer burun kanatlan Bana Avni'nin atlanna binmek nasip olmasa ge- rek Ama Mehmet binecek Gelecek düşmanla topuz topuza Gülüm Kuvayi Milliye atlan Gözüm Kuvayi Milliye atlan Memleketi satanlan bağlasınlar kuyruğunuza Bu dizelere başka ne eklenebilir. "~t B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 1 2 3 5 1 2 3 PİAİN A T E N E D Aİsh MİM 4 A şT Y İÂ 5 6 7 8 SOUHNSAGA: 1/ Istanbul'da yayımlannuş bir mizah der- gisi... Borudan kol almakta kullanılan bağ- lantı parçası 2/ Sahip... Raflan olan kapaksız ve taşınır do- lap. 3/ Bir al- maşık akım sistemmi. tek yönlü akıma dönüştü- ren elektrik çeviricisi. 4/Bunama. Taburdan bü\ük tugaydan küçük askeri bırlik. 5/ Bir vi- dada iki diş arasında kalan çukur bölüm... Bir çeşit >aımurtalı süt 6 tathsı.6/"CemalReşit —": Bestecimiz... Uğ- 8 raş. II Selam ya da te- 9 şekkür için eğilerek ya da dizleri kırarak yapılan hareket. 8/Gelenek... Asalak bir böcek. 9/ İtalya'nın orta kesiminde bir bölge. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ insan resmi... Sergen. 2/ Güçlü ve beyaz bir ışık ve- rerek yanan hidrokarbonlu gaz. 3/ "Ey benim — me- mesinde cüceler emziren acayıp memleketim" (B R. Eyuboğlu)... Sanivede birjullük iş yapan bir motorun güç birimi. 4/ Açımlama, yorumlama... ABD'de, bo- şanmanın kolay oluşuyla ünlü kent. 5/Tanntanımaz... Büyük ve derin karavana. 6/ Boş, anlamsız söz. II Et suyunun dondurulmasıyla hazırlanan saydam pelte... ABD profesyonel basketbol liginin kısa yazılışı. 8/Bir cins antibiyotik. 9/Koca... "Ne şair — döker ne âşık ağlarTarihe kanştı eski sevdalar" (F. N. Çamlıbel)... Uzaklık işareti. rW" Cumhuriye( ı * . kitap kulübü tMZAGÜNÜ TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZİ 25 Ekim Cumartesi (Yarın) 1ERDAL İNÖNÜ Saat: 16:00-18:00 Tüvap Fuar ve '<ongre Merkezi BEVLİKDÜZÜ/İST.