25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM2003SALI CUMHURİYET SAYFA Aydınlar, düşünceleri nedeniyle cezaevinde olanlann serbest bırakılmalan için 'protesto orucu' tutuyor 'Böyleyaşamakistemiyoruz' Cumhurbaşkanı Hatetni MollaRejimi Sallanıyor1 Ipek Çalışlar ve Oral Çalışlar T ahran"a inmemızden bir gün önce, Cum- hurbaşkanı Hatemi'nin kardeşinin lideri olduğu mecliste çoğunluğu oluşturan Cep- rıeyi Müşareketi trani tslami Partisi'nin genel merkezınde. bir grup aydın protesto orucu tutmuştu. Düşuncelen nedeniyle cezaevinde tutulan 20'sı ga- zeteci 50 aydının serbest bırakılması amacıyla rutulan orucun pazartesi günleri tekrar edileceği iöylendi. Oruç, Şıi geleneğinde özel biranlam ifa- i e ediyor. Bu direnişin de böyle bir geleneği için- i e banndırdığı. bu oruca katılanlarca belirtildi. "lk kez tutulan pazartesi orucuna Meclis'teki 50 -nilletvekilı de katılmıştı. Sonraki orucun ise ran' ın 15 büyük kentınde her pazartesi yapılma- /a. devam edeceği açıklandı. Iran'da 'mofla reji- mi'ne karşı bir direnişin olduğunu biliyorduk. İ>zellikle haziran ayındaki öğrenci gösterileri, oplumdaki direnişin çok büyük boyutlarda oldu- |unu gösteriyordu. Ancak, Iran'a geldıkten son- 3, bu direnişin çapının umduğumuzdan da faz- la olduğunu gördük. Hlcap'a tepkl Görüştüğümüz bütün ay- dınlar, kararh ve açık bir şe- kilde direniş yanlısı olduk- lanru belirtmek konusunda en küçük bir tereddüt gös- termiyorlardı. Molla Reji- mi "ne karşı toplumsal tep- ki, aydınlar ve öğrencilerle smırlı değildi. Sıradan yurt- taşlar da tepkilenni korku- suzca düe getiriyoriar, fotoğ- raflannın çekilmesine, isim- lerinin yayımlanmasına iti- raz etmiyorlardı. 14 Yaan adımı.arukyeter, biz böyle bir rejim alünda yaşamak istemiyoruz" dıyorlardı. Direnişin önemli unsurlanndan birisi de kadınlardı. Rejim en fazla kadınJara kısıtlama- lar getirdiği için kadınlar daha açık sözlü ve tep- kıseldiler. "Hicap" adı venlen örtünme kuralı, ka- dınlann en fazla istemedikleri bir talimat haline gelmişti. tran'da direniş çok çeşitli biçimlerde \e çok değişik eğilimleri içinde banndırıyordu. Direnişin kitlesel olarak ortaya çıkışı 1997 seçim- leriyle başlamıştı. Hatemi'nin cumhurbaşkanlı- ğı adaylığıyla başlayan kamplaşma o günden bugüne çeşitlilik kazanarak sürüyordu. Bu dire- nişin en etkilı isimleri, düne kadar bu rejimin mi- lıtanlığını yapanlardı. 1 9 9 7 : Reformcu Hatemi cumhurbaskanı Iran'da muhalefet hareketinin geçmişi epeyce eskilere dayanıyordu. Muhalefetin örgütlü şekil- Tahran Üniversitesi'nin bahçesinde kılınan geleneksel cuma namazmda önemli olaylardaD sonra 500 binkişinin kaükhğı zamanlar obnuş. Namazm lolınacağı saatte ünhersiteye açıian bütün yollar trafîğe kapanıyor. Çoğunhığu okuuardan ve devlet dairelerinden otobüskrie toplanan kalabalık, konuşma aralarmda 'slogan bakanı'nın ateşlemesiyle slogan aüyor. Rejim muhaliflerinin gitmediği cuma namazına katılım giderek düşüyor Okulbahçesinde 'devletnamazı' Iran gezimizin ilginç bölümlerinden bi- risi de "cuma namazTydı. Iranlılar cu- ma namazına devlet namazı adını veri- yorlar. Bu namaz Tahran Ünrversıtesi'nin bah- çesinde kılınan geleneksel bir namaz. Bu na- mazın Şah'a karşı mücadele içinde de önem- li bir yeri olduğunu biliyoruz. Şah'ın yıkılma- sından sonra ilk kez cuma namazı bir ayetul- lah taraiindan kıldınldığında bir milyon kişi ka- tılmıştı. Önemli olaylardan sonra zaman zaman 500 bin kişinin katıldığı namazlar kılınmış. Gelenekler... Cuma namazına muhalifler katılmıyorlar. Bu nedenle namaza katılım giderek düşüyor. Hazreti Muhammed'ın de yaşadığı dönemde cumalan halkı bir yere toplayıp siyasi ve dini konularda görüşlerinı açıkladığını belirten tranlılar, ayetullahların da aynı geleneği sür- dürmek istedikJerini anlatıyorlar. Grubumuzdaki bazı arkadaşlann cuma na- mazına gitmek istedikJerini söylemeleri üze- rine bizler de bu namazı ızlemek istediğimizi belirttik. Mehmet Bekaroğtu, Yddız Kavuncu, Nihat Genç ve gruptaki bazı isimler namaza katılacakJardı, bizler de basına aynlan yerler- den namazı izleyebilecektik. Tahran Univer- • Cuma namazında Hz. Muhammed dönemindeki geleneği sürdürmek isteyen ayetullahlar, topluluğa siyasi ve dini konularda görüşlerini açıkhyorlar. sitesi'nin kapısına geldiğimizdekı gruptaki ka- dınlarla erkekleri ayırdılar. Bizım Türk olduğumuzu anlayan Azeri bir güvenlik görevlisi yanımıza yaklaştı ve "Ya- şasuı Azerbaycan" diyerek bize seslendi. Bu- nu duyan tranlılar ona gülümseyerek karşılık verdiler. Çok dikkatli elektronik aramalardan sonra bir platförmun üstüne çıktık. Kürsüde Ha- maney adına konuşma yetkisi olan dört ayetuîlah'tan birisi olan Kaşani konuşu- yordu. Uyuyan güzel.... Namazın kılınacağı saatte, Tahran Ürüversitesi 'ne açıian bütün yollar tra- fiğekapatılmıştı. Kaşani'nin karşısın- da toplam 15 bin kişilik cansız bir ka- labalık duruyordu. Birçoğu okullardan ve devlet dairelerinden otobüslerle top- lanmış bir kalabalık olduğu için eski mi- litan havadan eser kalmamıştı. Kaşani ölgün bir üslupla konuşuyordu. Iranlılar ona "uyuyan güzeT dıyorlardı. Arada bir slo- gan attırmak için araya gıren bir kişi daha var- dı kürsünün yanında, onun adını da "slogan ba- kanı" koymuşlardı. Cuma namazındaki görüntü, tran'da gördü- ğümüzhavaya çok uygundu. Molla rejimi, cu- ma namazında da hızla enerji yitiriyordu. KADINLARIN CUMA'SI Gevşek eşarba çengelli iğne... I çeri girerken tepeden tırnağa kapandığımıza emin olmak istediler. Dışişleri Bakanlığı'mn kadın memuru Manejeh Cafernejad, çarşaf kaymasın diye boynumuzdan çengelli iğne ile iğneledi. Namaz kılan kadınlann arasında savruk bir eşarp yüzünden kötü bir muameleye uğrayalım istemiyorlardı. Kadınlar kısmında kılınan namazda beş yüz kadar çoluklu çocuklu kadın vardı. Kullanılan çarşaflann kimi siyah beyaz çiçekli kimi de tamamen siyahtı. Arada tek tük gözcülük yapan ve ayakta namaz kılan kadınlar dikkati çekiyordu. Daha önce cuma namazı sırasında bombalı saldınlar olduğu için tetikteydiler. Kadınlar vaazı dikkatle dinlediler. Ama namaz sırasında pek de coşkulu değillerdi. Toplu namazı kılarlarken büyük bir ahenk içinde yatıp kalkıyorlardı. Aralannda dolaşıp fotoğraf çektiğimiz için sinirlenen de olmadı. Konuştuğumuz birkaç kadın namaza katılanlann sayısının eskisine oranla düştüğünü düşünüyordu. Namaz biter bitmez herkes hızla dağıldı. Görevliler yere serdikleri halılan tek tek kıvınp bahçede sabit duran çelik dolaplara kaldırdılar. de ilk ortaya çıkması 23 Mayıs 1997 yılındald cum- hurbaşkanlığı seçimleriydi. Mollalann adayı Na- ükNuri'ye karşı aday olan Hatemi. önceleri Mol- la rejiminin önemli isimlennden birisiydi. tran'da yaptığımız görüşmeler sırasında bu tabloya sık sık rastladık. Rejimin şu anda etkili ve önde gelen mu- haliflerinin çoğu eskı Humeynı militanlanydılar. Hatemi 1982-1992 yıllan arasında on yıl boyun- ca kültür ve irşad bakanlığı yapmıştı. Hatemi 1992 yılında şahinlerden aynldı. Sertlik yanlıla- n onun kültürel alanda liberal olduğunu söyledi- ler ve tran İslam Cumhuriyetı'nde ilk ıstifa eden bakan oldu. Hatemi istifa edince. dönemin cum- hurbaşkanı Rafsancani, onu kültür danışmanlığı- na atadı. Hamaney faktörü Dini lider Hamaney 1996 yılında Hatemi'yi Kül- tür Devrimi Yüksek Konseyi'ne atadı. Sertlik yanhlannın bastırmalanna karşın Hatemi aday oldu ve Mayıs 1997'de yüzde 69.63 oyla cumhur- başkanlığına seçildi. Hatemi'nin seçilmesi reformyanlılannca sevinç- le karşılandı. Hatemi, cumhurbaşkanlığına 18 parti, grup ve derneğın desteğiyle seçildi. ilk dönemde sertlik yanJılan mecliste çoğunluğu ellennde tutuyorlardı. 2000 yılındaki genel seçim- lerde meclis çoğunluğu reform yanlılannın eline geçti. 290 üyelı parlamentoda reformcular 189 san- dalye kazanırken muhafazakârlann sandalye sayısı 54'te kaldı. Dini azınlıkJann 5 temsilcısi de par- lamentoya girdi. Cumhurbaşkanlığını ve meclisin çoğunluğunu kazanmak iktidan ele geçirmek için yetmedi. Hamaney ve mollalann kendi aralanndan seçerek oluşturduklan dini nitelikteki seçimle gelmeyen kurumlar, son kararları ellennde tutacak yetkilere sahiptiler. Meclisin çıkardığı, demokrasiyi, özgür- lükleri geliştirmeyi amaçlayan tüm kanunlar mol- lalann elindeki onay kurumlannca veto edıldi. YARIN: İKTİDARIN YÜZDE 30U REFORMCULARIN Makyajlı, saçlan yan açık genç kadınlar, kentin en şık caddesinde piyasa yaparlarken daha gidecekleri çok yol olduğunun da bilincindeler 6 Yanm eşarph' kacbrdarın ülkesi Iran'm en gözdegazetderinden Şark'ın Tür- kiye sorumlusu Nefise Kuhnavard, İranü kâdının önce evin içinde, sonra da siyaset alamnda eşitlik istediğini söylüyor. K entin en şık caddesi olan Veli Asır. sağ- lı sollu dükkânlanyla Bağdat Caddesi 'nı andıran uzun bir piyasa caddesi. Veli Asır'da ikili üçlü gruplar halinde kadınlann gez- diğini gördük. Sayılan erkeklerden daha fazlay- dı. Türbanlı değillerdi, cesurca saçlannı göste- ren yanm eşarplar takmışlardı. Gözleri makyaj- lı, dudaklan rujluydu. Pantolon üzeri giyilmiş dizden aşağı iki yanı yırtmaçlı tuniklerine rağ- men düzgün vücutlan kendini belli ediyordu. Ama kırmızı, yeşil, mavi değil: beyaz, gri. bej, kahverengi giyinmişti çoğu. Şah zamamnda bu caddede mini etekli kızlardan geçilmezmiş. Bu- rada örtünme kalmamış derken birkaç gün için- de bu kılık kıyafetin işyeri ve okullar için yeter- li olmadığını öğrendik. Hicap kamusal alanlar- da daha fazla örtünmeyi gerektiriyormuş. Oku- la ve resmi daireye gidenler için kurallann da- ha ağır olduğu anlaşıldı. Lokanta ve kafe bulmak güç Sağlı sollu mağazalarla uzayıp giden bu cad- dede ne yazık ki oturup dinlenecek bir kahve ya da pastaneye rastlayamadık. Tahran'da tran'ın genelinden farklı olarak, çayhane geleneği yok- muş. Lokantalan da bilenler seçebiliyor. Çünkü hep kaldınm seviyesinin altına kurulmuşlar. Ço- ğunun adı da Farsça yazılı olduğu için hah işte burası lokanta demek öyle kolay olmuyor. Kafe diye bir şey ise pek yoktu. 30 kilometre uzunluğundaki Veli AsırCadde- si'ni yatay olarak kesen sokaklardan fırlayan motosikletliler piyasa yapanlara dehşet saçıyor- du. Yanm saat geçmedi ki içimizden biri moto- sikletli kapkaççının kurbanı oldu. tran'da halıcılar dışında hiçbiryerde kredi kar- tı geçmiyor. En akıllıcası havaalanında para boz- durmak. Şehirde, dolar dışındaki paralara para gö- züyle bakmayan bankalardan ancak bazılan pa- ra bozuyordu. Mesai saatleri ve tatil günleri bı- zimkınden farklı olduğu için bankalar sık sık ka- pandığmdan para bozdurmak bir bilmeceye dö- nüşebiliyordu. Neyse ki sokak ve banka adlan, kapı numaralan ve karayolu tabelalannda mut- laka tngilizceleri yazılı. Bilboard'larda ise sa- bun. cep telefonu, YATAŞ, konserve, saç bakım ve gece kremi, erkekparfümlen, kalem, TEFAL çeşitleri, makarna, deterjan ilanlan göze çarpı- yordu. tran'ın Telsim ve Turkcell ıle anlaşması • Tahran'ın en şık caddesi Veli Asır'da şık kadınlar rahatsız edilmeden dolaşabiliyorlar. Pantalon üzerine giyilmiş, dizden aşağı iki yanı yırtmaçlı tunikleriyle 'piyasa yapan' kadınlann sayısı erkeklerden fiızla. olmadığı için cep telefonunuzu kullanamıyorsu- nuz. Kartlı telefona ulaşabilirseniz şehir içi ko- nuşmalar parasız. Ancak cep telefonu sahibi ol- mak 1000 dolara patlıyormuş. Ortalama yıllık ge- lirin 1000 dolar olduğu.birülke için çok çok pa- halı. ' " Su kadınlar da olmasa leri memuru, "Bizim çok sayıda kadın müietve- Idümizvar" dedi. Kendisine sadece 14 kadın par- lamenterleri olduğunu hatırlatınca, "Ama70kol- tuldanvarmış. gibidavTanı\tırlar" diye yanıt verdi gülümseyerek. Bir kadın gazetecl 270 kişilik tran Parlamentosu'nda 14 kadın milletvekili var. Son yerel seçimde çok ciddi bir kadın aday patlaması yaşanmış ama sonuçlara yan- sıyamamış. Kadın parlamenterlerin çok faal ol- duğunu sık sık duyduk Hatta Medeniyetler Ara- sı Diyalog Merkezi'nde verilen davette bir dışiş- Nefîse Kuhnavard Azeri Türklerinden, şu an- da tran'ın en gözde gazetesi olan Şark'ın Türki- ye sorumlusu. Onu da aynı davette tanıdık. Haf- tada iki gün köşe yazıyormuş. Kırmızı eşarplı gü- zel ve genç bir kadın. Bizi geç bulduğu için çok üzgündü. AbduDah Gül tran'a gittiğinde onunla röportaj yapmış. Milliyet'te manşetten yayım- lanmış. AhmetKaya'nın şiirlerini (şarkı sözleri- ni) Farsçaya çe\'irmeye çalıştığını söyledi. Kadm haklan konusundaki sorulan CNN Türk kame- •nasiönünde yanıtlarken "Siz nasılordu konusun- da her şeyi s<)\le>enü>orsanız. kadın konusu da bfainı için öyle" diyerek durumu özetleyiverdi. " Nefise, îranlı kadının önce e\in içinde eşitlik istediğini söyledi. Sonra da siyaset alanında... "Kocsmn izniobnadan kadının >apamadığı birsü- ri şcy var. Başta seyahat ve boşanma. Boşandık- tan sotıra da çocukkr erkeğe verilhor. Erkek ço- cuklar ikL lazkr da yedi yasma kadar annede ka- labühor.Shasette eşitlik isthoruz. Kadınlarbakan olamıyorlar. Hatemi'nin bir müşa\iri var ama o kadar. Işyeıierinde tranlı kadının yüksefanesi çok zor. Sonunda ona Sen kadınsın" denivor" diye- rek aklına gelen eşitsizliklen bir çırpıda sıraladı. YARIN: BİR İRANLI KADININ EVİNDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle