05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SVfFA CUMHURİYET 14 EKİM 2003 SAL 14 KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr Shakespeare'in ünlü güldürüsünde başrolleri Meltem Cumbul ve M. Ali Alabora paylaşıyor HırçınKız'apopüleryorumECEBAKTIAYA Birbınyle zıt iki kadın tipıyle karşılaşınz Shakespeare'in 'Hır- çın Kız'ında... FarkJı kişiliğe sa- hip ikı kız kardeş; hırçınlığıyla ün salmış büyük laz Katharina ve 3blasından önce evlenmesi mümkün olmayan Bianca. Oyu- nun dığer kahramanı ıse, Katha- rina'nın hırçınlığı yüzünden evlı- lik taleplerinin y o k olmaya yüz tuttuğu bir dönemde ortaya çı- kan, kendine has yöntemleriyle Katharina'yı 'ehfileştirmeji' ba- şaran sıra dışı d a m a t adayı Pet- ruchio... Kadm-erkek ilişkileri üzenne ku- rulu güldürüyü, Istanbul Büyük- şehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan KemaJ Kocatürk'ün yönetımiyle sahneye taşıyor. Kadm-erkek lllşkfsl üzerlne "Bir kaduıın nasıl «?v ciJIeştiğini görürüz 'Hırçın Kız'da. Erkek egemen toplumlara dönüp bako- ğımızda son derece gurur verid bir durunı olsa da, bu o feodal ya- pı içinde, o giinün Koşullarında mümkün. Ama bu postmodern dünya içinde, insaıun bu kadar yalnızlaştığL, 'birey "in bu denli öne çılap parçaJandığı bir toplum düzeneğinde bana boyle bir işle- yiş doğru ve doyurueu gelmedi Bunun bir yolu olmalıydı" diye- rek farklı bir yorumla yeniden okumuş oyunu Kocatürk. Kadın- erkek ilişkisinin temelindeki so- runa dönüp bakarak hikâyeyi ye- niden kurmuş. Birbirlerinin üze- rine kuracaklan iktidann peşine düşen kadın ve erkek böylece yenme-yenilme meselesini çözer Shakespeare 'in insana, insanın duygularına dair söylemleriyle 500yıldırgüncelliğini korumasının altında \yatan neden, insanın ortak duygulanndan yola çıkıyor olması Kemal Kocatürk 'e göre. O yüzden bu kadar uzun süredir yaşıyor ve ölmüyor... ve ortada tek birşey kalır; aşk... 'Hırçın Kız'ın diğer bir dikkat çeken tarafı Meltem Cumbul ve Mehmet Ali Alabora gibı popüler isimlerin oyunda yer alıyor olma- sı. "Şehir Tiyatrolan'nın değiş- meyen bir seyirci skalası var za- ten. Bu iki arkadaşıma dönüp baköğımda onlan başka popüler işlerde kullanmak mümkün. Ama onlann ikisi de Shakespeare oynuyorlar, önemli olan da bu bence." 'Shakespeare oyunculuğu' kavra- mına karşı çıkarken Kocatürk, Shakespeare'i güncel kılmak için bir döneme yaslamanın da yarar- sız olduğunun altını çiziyor. "Shakespeare'in dünvası. Shakes- peare oyunculuğu üzerine birta- kun tarbşmalar yapılıyor. Nedir Shakespeare oyunculuğu ya da Brecht oyunculuğu? Esld Yu- nan'dan beri var olan tek bir şey vardır; o da 'oyunculuk'.»" Bir yandan kadının toplumdakı yeri gibi dönemin sosyal belırsiz- likleri dile getirilirken, diğer yandan Shakespeare'i güncelleş- tiren, bize yakınlaştıran öğeler taşıyor oyun.. Kocatürk'ün 'lez- zet kadcı baharat'lan 'biz'den tatlar katarken, Shakespeare'in diline ve düşüncesine ihanet et- meden onu bize yakınlaştınyor. 'Kasvetll adam' imajından kurtutmak... "Shakespeare'i, belki de hayatuı- da hiç fiyatro seyretmemiş olan insanlara da o iezzeti tattırmanın gereldi olduğunu düşünüyorum. Biz bugünle bir paraleUik kurdu- ğumuz sürece Shakespeare 'kas- vetli adam' imajından da kurtul- muş olacak." insana, insanın duygularına dair söylemleriyle 500 yıllık güncelli- ğini korumasının altında yatan neden, insanın ortak duygulann- dan yola çıkıyor olması Koca- türk'e göre. O yüzden bu kadar uzun süredir yaşıyor ve ölmü- yor... Zeynep Avcı'nın çevırdigi 'Hır- çm Kız'da, Meltem Cumbul Mehmet Ali Alabora, Ali Berge, Emin And, Yavuz Şeker, Erkan Sever, Şev ket Avşar, Serhat On- bul, Cengiz Tangör, Uğur Arda Aydın, Turgut Arseven, Şenay Kösenı, FiBz Kutlar, Selçuk Yük- sel, Nagehan Erbaşı. Bergen Coş- kun, Cemal Ahhan Şener, Ersin Umulu ve Özgür Burak Önal rol alıyor. Dekor tasanmını Banş Dinçel'in, kostüm tasanmını Zu- hal Say'ın yaptığı oyunun ışık ta- sanmı Mehmet Topatan'a ait. (Muhsin Erruğrul Sahnesi: 0 212 240 7720) FUAR BAŞLIYOR Kaş, kitap şenliğiyle renklenecek Külrür Servisi - 3. Kaş Kitap Şenliği 14 Ekim'de Kaş Belediyesi Konferans Salonu'nda açılacak kitap standlan ve karikarür sergileriyle Kaşlı kitapseverlerle buluşacak. Açılış günü halk müziği sanatçısı Rahnıi Saltuk Antik Tiyatro'da bir resital verecek. Fuann teması bu yıl 'Siyasi, küftürel ve coğrafi yönleri ile Ortadoğu' olarak belırlendi. Ortadoğu ile ilgili etkinliklerin yanı sıra çeşitli konularda paneller, söyleşiler, konferanslar, şiir dınletileri, belgesel film ve saydam gösterileri, karikatür sergileri ve ımza günlerinin yer alacağı fuar 20 Ekim'e dek ücretsiz gezilebilecek. Başlangıçta köy okullannda eğitim gören çocukJann sanatçı ve yazarlarla buluşmasının amaçlandığı şenlikte ilk iki yılda 40 yazar. bilim adamı ve sanatçının çocuklar ve gençlerle buluşması sağlandı. Aynca bu okullarda eğitim gören çocuklann yararlanması için okul kütüphanelerine üç bine yakm kitap bağışlandı. Bu süreç içinde sanatçı ve yazarlarla buluşan çocuklann hazırladıklan öykü, şiir, kankarür ve resim gibi ürünlerin bir araya getirilmesiyle oluşan ve 'çocuk gözüyle dünyaya' bakış açısının sorgulandığı bir kitap şenlik sırasmda çocuklar tarafından büyüklere sunulacak. 3. Kaş Şenliği kapsamında Nihat Genç, Nuray Mert, Kutlu Esendemir, Gülten Dayıoğlu, Tuncay Akgün, Sunay Akın, Akgün Akova, Ahmet Telli, Prof. Dr. Çetin Yetkin, Doç. Dr. Emin Gürses, Tayfun AkgüL Cihan Demirci, Ferit Avcı, Semih Poroy, Sunder Erdogan, Vecihi Timuroğlu, Ahmet Günbaş, Gülsünı Akyüz, Ruşen Çalar'ın yanı sıra Müge İplikçi. Işd Özgentürk, Celal Ülgen, Nusret Gürgöz, Birnur Şener, Yıldız KaUouı ve Harice Boztepe Kaşlı ekurlarla buluşma olanağı bulacaklar. Genç fotoğrrafçuun objektifinden en sevdikleri mekanlaroa Faruk Akbaş,Lakpar Ayten, tzzet Keribarve Ara Güler(soldan sağa) Ö. Serkan Bakır'ın ilk kişisel sergisihin konusu fotoğraf ustalannın doğal halleri Şimdi onlar objektifin karşısındaNENAÇALİDİS GençfotoğrafçıÖmerSerkan Ba- kır. Türk fotoğrafinın 60 ustasının en doğal hallerini uzun soluklu pro- jesi 'Türkiye'de fotoğrafçı olmak' başlığı altında fotoğrafladı. 17 Ekim'e kadar Beyoğlu'ndaki fotoğ- rafevinde görülebilecek olan sergi- de çoğu zaman gazete ve dergiler- degörüp içimızi titreten fotoğrafla- nn asıl yaratıcılan çıkıyor karşımı- za. Hem de en doğal halleriyle... 27 yaşındaki fotoğrafçı, fotoğraf makinesiyle çocukken 'oyuncakni- yetine' tanışmış. O gün bugün de 'ovııncağını' elinden hiç bırakma- mış. 'Fotoğrafçılar için ne vapabiü- rim' sorusundan yola çıkan Bakır, projesini şu sözlerle anlatıyor "Cum- hurivettarihimizden gunümüze ka- dar baknğunızda, Türldve'de sine- macılar. \önermenler. ov uncular fo- toğraflannuş ama,fotoğrafçılariçin böjie bir şey yapılmadı. Fotoğrafçı- lar hep geriplana itiliyor. Başlangıç- ta bu bir eksiklik olarak görünse de fotoğrafçılan fotoğraflamanın zor olduğunu gördüm. Biraz abarhcam amaböviebirçalışmaiçincesaretedfl- memiş ya da zor oiduğu için kimse uğraşmak istememiş olabilir. Ama- cını Türkfotoğrafçılannı tamtmak" 2001 yılında bu tasan üzenne ça- hşmaya başlayan Bakır, ilk aşama- da bu alanda hâlâ etkin biçimde ça- lışan fotoğrafçılan objektifinin karşısına aldı. Bu uzun soluklu ça- lışmanm geri kalan 40 karesini Türk fotoğrafinın genç isimleri doldura- cak. Bakır "Türkiye'defotoğrafçı ol- mak" sergisini ilerki tarihlerde în- gilızce ve Türkçe olmak üzere iki dil- de albümleştirmek istiyor. Fotoğraf İçin farklı bîr göz Fotoğraf alanında özellikle bilgi açısından zorluk çekildiğini belirten genç fotoğrafçının amacı bu albüme kendi çektiği portrelenn yanı sıra ustalann yaşam öykülerini ve ya- pıtlanndan oluşan bir seçkiyi koy- mak. Bakır, projesini hayata geçirir- se bu alanda yapılan en kapsamh başvuru kaynağına da imza atmış olacak. Dünya arenasına bakıldığında 20 "ABD'de pek çok resim galerisi, fo- toğrafgalerisine dönüşrürüldü. Fo- toğraf oranın ulusal milli sanad ol- muş durumda. Türkiye'de böyle bir şe> yok. Clkemizde fotoğraf hak et- tiğideğeribulamıyor''dedi. "Fotoğ- rafçılanfotoğraflamanınzorolduğu- nu,onlarlaçabşokçaanladım" diyen Bakır, onlan kendilerini en rahat hissettikleri yerlerde fotoğraflamış. Mesela Coşkun Aral'ı Ortaköyde, Erdal YaacTyı Tarlabaşı'nda, Fa- ruk Akbaş'ı Fethiye'de. "30-40 yıl fotoğraf makinesinin arkasında olan o insanlara diyorsu- nuz ki objektifin önüne geç veen do- • Ömer Serkan Bakır, Türk Fotoğrafinın 60 ustasının en doğal halleriyle en sevdikleri yerlerde fotoğrafladı. Ve ortaya siyah- beyaz portrelerden oluşan 'Türkiye'de fotoğrafçı olmak' sergisi çıktı. yıl öncesine göre çok iyı bir 'fotoğ- raf veren Türk fotoğrafı kendi ül- kesinde biraz ikinci plana atıhyor. Ömer Serkan Bakır'a göre bunun nedeni; insanlarda hâlâ iyi fotoğra- fı, iyi makinenin çektiği düşüncesi- nin yaygın olmasında yatıyor. Böy- le bir düşüncenin yanlış olduğunun altını çizen Bakır, "Fotoğraf için farkbbirgözgerekiyor''diyor "Bir ressam sergi açdğmda vapıtiannı sa- Dp para kazanabilivor. ama fotoğ- rafçıiçin avTiı şev geçerti değiL İnsan- lar fotoğraf satın ahp evierine koy- muyor" diye konuşan genç sanatçı, ğal halinkpoz ver, bunuyapmakçok zor" diyor genç sanatçı ve ekliyor: "En rahatAra Güler ve İsa Çelik'le çahşûm." Türkiye'de fotoğrafçı olmak Sabit KaJfagiJ, İhas Göçmen v e Faruk Akbaş'la yaptığı çekimleri bazen tekrarlama gereği duymuş. İnsanlan rahatlatmak gerektığini be- lirten Bakır. çekim aşamalannı fark- lı zaman dilimlerinde gerçekleştır- miş. Onlarla kimi zaman kahvaltı yapmış, kimi zaman da birlikte fo- toğraf çekimine gitmiş. Kısaca ön- ce onlarla yaşamı paylaşmış... 3u uzun ve keyifli yolculuğun sonun- da Bakır, onlann en doğal hallerini objektifineyansıttığı kanısında. Ser- gisinin başlığını oluşturan 'Türld- ye'de fotoğrafçı otaıak nedir' soru- suna şöyle cevap veriyor: "Türki- ye'defotoğrafçı oîmanınçok zor yan- İan var. tki vıl önce İran'a bir çekim için gitmiştim. Söylenenlerle orada gördüklerinizin birbirini tutmadığj- nı görüyorsunuz. Fotoğrafçekerken hiçbir zorlukla karşılaşmadım. Bu- gün fstiklal Caddesi'ne çılap en ba- sirinden bir sünitçivi fotoğraflamak isterseniz binbir zorlukla karşılaşa- caksuuz. tüksorulan soru" Sen gaze- teci misin?" olur. İnsanlar tedirgin oluyor." Tümüyle zamana bağlı ne- denler yüzünden kısa sürecek olan bu sergi önümüzdeki günlerde An- kara ve Izmir'de açılacak. 2004 yı- lında ise gene İstanbullu sanatse- verlerle buluşacak. İstanbul Üniversitesı'nde Kont- rol Sistemleri Teknolojisi Bölümü'nü biriren Balor daha sonra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül- tesi Fotoğraf Bölümü'nü bitirmiş. O günlerde 'Fotoğraf' dergisiyle başlayan bağını bugün hâlâ avııı der- gınin habersorumlusu olarak sürdü- rüyor. Türkiyede ilk kez \ayımla- nan ilk dijital fotoğraf dergisi olan Photo Digital'in de yayın yönetme- ni. Ömer Serkan Bakır"ın bugüne ka- dar 'Vapurda', 'Su ÜstündeYaşam', 'Doğu'nun Kararan Yıldızı: İranve AngkorTapmaklan' isımlı dıa gös- terileri izleyicilerle buluşru. 1AZIODASI SELİM ÎLERİ Park Otel'deki Yalnız Adam(1) Yahya Kemal herkes için, kendisini hiç okuma- mış olanlar için bile 'istanbul şairi'd\r, Istanbul'un şiirini yazmıştır. Şair, İstanbul üzerine düşüncesini dile getirdiği ese- ri Aziz Istanbul'da, Bizans'ın başkentinden yola çı- kar ve zaman içinde ilerler. Bu eserde tarihi İstan- bul konuşur. İstanbul, fethedildiği günlerde, "çokharap"birşe- hirdir. 1204'te Latinlerce zaptedilmiş kent hınçla ya- kılrriîş, yıkılm/ştır. Bu olaydan iki yüz kırk dokuz yıl sonra Istanbul'a giren Türkler hepi topu bir viraneyle yüz yüze gelir- ler. Yahya Kemal tasvir ediyor: "Yanmış ve yıkılmış semtler devletin ve halkın fakirliğiyüzünden öyle hâl'ı(sahipsiz) bırakılmışlar- dı. Soyulmuş kiliseler çıplak bir halde bulunuyor- lardı. Hatta yeni cülus eden kayseıierin, yahutyeni se- çilen patriklerin şerefineAyasofya 'da yapılan ayin- lerde mantolan ve taçları mücevherden görünmez olması Bizans ananesince zaruri imiş, haJbuki ha- zinelertamtakırkaldığından bu manto ve taçlara çar- şıdan toplatılmış harcıâlem sahte mücevherier ta- kılırmış. Işte, Türklerin zaptettiği payitaht bu haldeydi." Yahya Kemal, Osmanlı Imparatorluğu boyunca, Istanbul'un milli hayatı yansıtacak, yaratıcı güçle kay- naşmış bir şehre dönüştüğü kanısındadır. Osmanlı türkleri, kenti sur içine hapsetmek ye- rine, geniş bir çerçeveye açmışlardır. Sözgelimi Bo- ğaziçi, ikı yakada, köy köy, Kavaklar'dan Marma- ra'ya kadar yalı mimarisiyle bezenmiştir. Boğaziçı'nin ilk duraklanndan Üsküdar, Bizans'ta sınırlı bir kasabayken, cam\\en ve saraylanyla İstan- bul yakasının bir benzeri olup çıkmıştır. Mucizenin başlıca temsilcisi Mimar Sinan'dır. "Millimimahnin feyezan (taşkınlık) halinde bulun- duğu o asırda Sinan'ın uzun sürmüş olan ömrüne sığmayacak kadar eseri görülüyor. Yalnız İstanbul'u, her tarafından, selatin camile- n, vezircamileri, mescüler, medreseler, türbeler, ima- retler, darüşşifa/ar, kervansaraylar, hanlar, hamam- lar, sebiller, mekteplerie donatmıştı; yaptığı saray- lann adedi ise kırk iki idi." Istanbul'da milli mimarinin bayındırdurumu, Yah- ya Kemal'in saptayımına göre, on sekizinci yüzyı- lın ikinci yansında son bulur. O dönemden sonra "üs- lup şuursuzluğu" başlayacak ve hüküm sürecekt/r. Şair, Kapalıçarşı girişinde bugün bizi hâlâ etkile- yen Nuruosmaniye Camii için, "üslupta milli şuur- suzluğun" bir örneği der. Bununla birlikte birtakım son panltılarda söz ko- nusudur: "Rokoko üslup denilince inkıraz (çöküş) zevki deyip, kötü görmek de yanlıştır. Bu her millet için zevkin mukadder bir merhalesidir. Rokoko üslup müstakil bir çığırdır denilebilir. Türkrokokosu da la- tifeserler vermiştir." Türk rokokosunun incelikli eserlerini Yahya Kemal anmamış. Yine Aziz İstanbul'dan izsürersek, İstanbul'u yer- yüzünün benzersiz kentlerinden yapan özelliği, semtlerinin kendine özgü güzelliği ve birbirinden bütün bütüne farklılığıdır. Yahya Kemal bu özeltik üzerinde ısrarla durmuş- tur. Semtten semte bütün peyzajın değiştiği kanı- sındadır. Sözgelimi Boğaziçi, her köyünde ayn bir peyzaja bürünür; bir köyden ötekine adeta her şey değişmiştır. Yine Moda, Erenköyü, birbirine yakın bu semtler- de hep yeni yeni dünyalar karşımıza çıkar. Istanbul'u özelliksizleştirecek tehlikelerin başında 'birömeklik' gelmektedir. Takvimde İz Bırakan: "Deniz, belli belirsiz çalkantılı, küçük dalgalar kumlu kıyıyı dövüyorlar." Italo Calvino, Palomar, Rekin Teksoy'un çevirisi, Yapı Kredi Yayınlan, 2003. BUGÜN • BABYLONda'B.AkbankCazFestivah' kapsamında 21.00 de 'Bireli Lagrene Gjpsy Project' konseri . (0 212 292 73 68) M NARDtS JAZZCLUB'da21 30daGenco An&Önder Focan konsen. (0 212 244 63 27) M YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER SALO>fU'nda 18.30'da Gül Pulhan, Zevnep Ahunbajın katılacağı "Bosna'da Savaş Hasariarı ve KültüreÎMirasuı Korunması' konulu salı toplantısı. (0 212 252 47 00) FİLMEKİMİ • EMEKSİNEMASI'nda 11.00'de 'Kısmetse', 13.30'da 'Hiç Korkmuyorum', 16.00 da 'AfıIH Defikaıüı', 19.00'da 'KırıkKanatiar', 21.30da Güneşli Pazartesiler' filmlerinin gösterimi. (0 212 334 0 y 00) İSTANBUL KİTAP FUARI EXPOASALQ\U 13.00-14.00 'Osmanhİnsanı'. Konuşmacı: Vehbi Vakkasoğlu. Düzenleyen. Nesil. 14.15-15.15 'Öğrenme Gücü'. Konuşmacı: NadirÇomak Düzenleyen: Nesil. 1530-16J0 'Kendini Tanıma veGeliştirme Bümci'. Konuşmacı: Dr. Zülfikâr Özkan. Düzenleyen: Havat 16.45-1830 'Dost Can Deniz'le Yaşam Koçluğu' Düzenleyen: Kişisel Getişim Dergisi. 18.45-20.00 'Aşk Sensin'. Konuşmacı: Güler Kazmacı. Dözenleyen: Otopsi EXPOB SALOMJ 14.00-15.00 'Bertrand Russefl'uı Evlilik ve Ahlak Adb Khabı Çerçevesinde İslamda CinseDik'. Konuşmacı: Prof. Dr. Faruk Beşer. Düzenleyen: Bilge. 15.15-16.15 -Kitab-ı Mukaddes Günütnüze Nasıl Llaştı?'. Konuşmacı: Behnan Konutgan. Düzenleyen: Kitab-ı Mukaddes 16J0-17J0 'Aile tçinde Çocuğun Eğitimi". Konuşmacı. Tuncel Altmköprü. Düzenleyen. Hayat. 17.45-19.00 'Edebiyatta 90 Kuşağı ve Edebiyat Dergileri'. Konuşmacılar: Biinyamin Yıbnaz, İsmail Kıhçaslan, YiısufÖzkan Özburun, Hüseyin Akın. Düzenleyen: Birun. (0 212 663 09 45)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle