Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SVfFA CUMHURİYET 14 EKİM 2003 SAL
14 KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr
Shakespeare'in ünlü güldürüsünde başrolleri Meltem Cumbul ve M. Ali Alabora paylaşıyor
HırçınKız'apopüleryorumECEBAKTIAYA
Birbınyle zıt iki kadın tipıyle
karşılaşınz Shakespeare'in 'Hır-
çın Kız'ında... FarkJı kişiliğe sa-
hip ikı kız kardeş; hırçınlığıyla
ün salmış büyük laz Katharina
ve 3blasından önce evlenmesi
mümkün olmayan Bianca. Oyu-
nun dığer kahramanı ıse, Katha-
rina'nın hırçınlığı yüzünden evlı-
lik taleplerinin y o k olmaya yüz
tuttuğu bir dönemde ortaya çı-
kan, kendine has yöntemleriyle
Katharina'yı 'ehfileştirmeji' ba-
şaran sıra dışı d a m a t adayı Pet-
ruchio...
Kadm-erkek ilişkileri üzenne ku-
rulu güldürüyü, Istanbul Büyük-
şehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan
KemaJ Kocatürk'ün yönetımiyle
sahneye taşıyor.
Kadm-erkek lllşkfsl
üzerlne
"Bir kaduıın nasıl «?v ciJIeştiğini
görürüz 'Hırçın Kız'da. Erkek
egemen toplumlara dönüp bako-
ğımızda son derece gurur verid
bir durunı olsa da, bu o feodal ya-
pı içinde, o giinün Koşullarında
mümkün. Ama bu postmodern
dünya içinde, insaıun bu kadar
yalnızlaştığL, 'birey "in bu denli
öne çılap parçaJandığı bir toplum
düzeneğinde bana boyle bir işle-
yiş doğru ve doyurueu gelmedi
Bunun bir yolu olmalıydı" diye-
rek farklı bir yorumla yeniden
okumuş oyunu Kocatürk. Kadın-
erkek ilişkisinin temelindeki so-
runa dönüp bakarak hikâyeyi ye-
niden kurmuş. Birbirlerinin üze-
rine kuracaklan iktidann peşine
düşen kadın ve erkek böylece
yenme-yenilme meselesini çözer
Shakespeare 'in insana, insanın duygularına dair
söylemleriyle 500yıldırgüncelliğini korumasının altında
\yatan neden, insanın ortak duygulanndan yola çıkıyor olması
Kemal Kocatürk 'e göre. O yüzden bu kadar uzun süredir
yaşıyor ve ölmüyor...
ve ortada tek birşey kalır; aşk...
'Hırçın Kız'ın diğer bir dikkat
çeken tarafı Meltem Cumbul ve
Mehmet Ali Alabora gibı popüler
isimlerin oyunda yer alıyor olma-
sı. "Şehir Tiyatrolan'nın değiş-
meyen bir seyirci skalası var za-
ten. Bu iki arkadaşıma dönüp
baköğımda onlan başka popüler
işlerde kullanmak mümkün.
Ama onlann ikisi de Shakespeare
oynuyorlar, önemli olan da bu
bence."
'Shakespeare oyunculuğu' kavra-
mına karşı çıkarken Kocatürk,
Shakespeare'i güncel kılmak için
bir döneme yaslamanın da yarar-
sız olduğunun altını çiziyor.
"Shakespeare'in dünvası. Shakes-
peare oyunculuğu üzerine birta-
kun tarbşmalar yapılıyor. Nedir
Shakespeare oyunculuğu ya da
Brecht oyunculuğu? Esld Yu-
nan'dan beri var olan tek bir şey
vardır; o da 'oyunculuk'.»"
Bir yandan kadının toplumdakı
yeri gibi dönemin sosyal belırsiz-
likleri dile getirilirken, diğer
yandan Shakespeare'i güncelleş-
tiren, bize yakınlaştıran öğeler
taşıyor oyun.. Kocatürk'ün 'lez-
zet kadcı baharat'lan 'biz'den
tatlar katarken, Shakespeare'in
diline ve düşüncesine ihanet et-
meden onu bize yakınlaştınyor.
'Kasvetll adam' imajından
kurtutmak...
"Shakespeare'i, belki de hayatuı-
da hiç fiyatro seyretmemiş olan
insanlara da o iezzeti tattırmanın
gereldi olduğunu düşünüyorum.
Biz bugünle bir paraleUik kurdu-
ğumuz sürece Shakespeare 'kas-
vetli adam' imajından da kurtul-
muş olacak."
insana, insanın duygularına dair
söylemleriyle 500 yıllık güncelli-
ğini korumasının altında yatan
neden, insanın ortak duygulann-
dan yola çıkıyor olması Koca-
türk'e göre. O yüzden bu kadar
uzun süredir yaşıyor ve ölmü-
yor...
Zeynep Avcı'nın çevırdigi 'Hır-
çm Kız'da, Meltem Cumbul
Mehmet Ali Alabora, Ali Berge,
Emin And, Yavuz Şeker, Erkan
Sever, Şev ket Avşar, Serhat On-
bul, Cengiz Tangör, Uğur Arda
Aydın, Turgut Arseven, Şenay
Kösenı, FiBz Kutlar, Selçuk Yük-
sel, Nagehan Erbaşı. Bergen Coş-
kun, Cemal Ahhan Şener, Ersin
Umulu ve Özgür Burak Önal rol
alıyor. Dekor tasanmını Banş
Dinçel'in, kostüm tasanmını Zu-
hal Say'ın yaptığı oyunun ışık ta-
sanmı Mehmet Topatan'a ait.
(Muhsin Erruğrul Sahnesi: 0 212
240 7720)
FUAR BAŞLIYOR
Kaş, kitap
şenliğiyle
renklenecek
Külrür Servisi - 3. Kaş Kitap Şenliği
14 Ekim'de Kaş Belediyesi
Konferans Salonu'nda açılacak
kitap standlan ve karikarür
sergileriyle Kaşlı kitapseverlerle
buluşacak. Açılış günü halk müziği
sanatçısı Rahnıi Saltuk Antik
Tiyatro'da bir resital verecek.
Fuann teması bu yıl 'Siyasi,
küftürel ve coğrafi yönleri
ile Ortadoğu' olarak belırlendi.
Ortadoğu ile ilgili etkinliklerin
yanı sıra çeşitli konularda
paneller, söyleşiler, konferanslar,
şiir dınletileri, belgesel film ve
saydam gösterileri, karikatür
sergileri ve ımza günlerinin yer
alacağı fuar 20 Ekim'e dek ücretsiz
gezilebilecek.
Başlangıçta köy okullannda
eğitim gören çocukJann sanatçı
ve yazarlarla buluşmasının
amaçlandığı şenlikte ilk iki yılda
40 yazar. bilim adamı ve
sanatçının çocuklar ve gençlerle
buluşması sağlandı.
Aynca bu okullarda eğitim
gören çocuklann yararlanması için
okul kütüphanelerine üç bine
yakm kitap bağışlandı.
Bu süreç içinde sanatçı ve
yazarlarla buluşan çocuklann
hazırladıklan öykü, şiir, kankarür
ve resim gibi ürünlerin bir araya
getirilmesiyle oluşan ve 'çocuk
gözüyle dünyaya' bakış açısının
sorgulandığı bir kitap şenlik
sırasmda çocuklar tarafından
büyüklere sunulacak.
3. Kaş Şenliği kapsamında
Nihat Genç, Nuray Mert, Kutlu
Esendemir, Gülten Dayıoğlu,
Tuncay Akgün, Sunay Akın,
Akgün Akova, Ahmet Telli, Prof.
Dr. Çetin Yetkin, Doç. Dr. Emin
Gürses, Tayfun AkgüL Cihan
Demirci, Ferit Avcı, Semih Poroy,
Sunder Erdogan, Vecihi Timuroğlu,
Ahmet Günbaş, Gülsünı Akyüz,
Ruşen Çalar'ın yanı sıra Müge
İplikçi. Işd Özgentürk, Celal Ülgen,
Nusret Gürgöz, Birnur Şener, Yıldız
KaUouı ve Harice Boztepe Kaşlı
ekurlarla buluşma olanağı
bulacaklar.
Genç fotoğrrafçuun objektifinden en sevdikleri mekanlaroa Faruk Akbaş,Lakpar Ayten, tzzet Keribarve Ara Güler(soldan sağa)
Ö. Serkan Bakır'ın ilk kişisel sergisihin konusu fotoğraf ustalannın doğal halleri
Şimdi onlar objektifin karşısındaNENAÇALİDİS
GençfotoğrafçıÖmerSerkan Ba-
kır. Türk fotoğrafinın 60 ustasının
en doğal hallerini uzun soluklu pro-
jesi 'Türkiye'de fotoğrafçı olmak'
başlığı altında fotoğrafladı. 17
Ekim'e kadar Beyoğlu'ndaki fotoğ-
rafevinde görülebilecek olan sergi-
de çoğu zaman gazete ve dergiler-
degörüp içimızi titreten fotoğrafla-
nn asıl yaratıcılan çıkıyor karşımı-
za. Hem de en doğal halleriyle...
27 yaşındaki fotoğrafçı, fotoğraf
makinesiyle çocukken 'oyuncakni-
yetine' tanışmış. O gün bugün de
'ovııncağını' elinden hiç bırakma-
mış. 'Fotoğrafçılar için ne vapabiü-
rim' sorusundan yola çıkan Bakır,
projesini şu sözlerle anlatıyor "Cum-
hurivettarihimizden gunümüze ka-
dar baknğunızda, Türldve'de sine-
macılar. \önermenler. ov uncular fo-
toğraflannuş ama,fotoğrafçılariçin
böjie bir şey yapılmadı. Fotoğrafçı-
lar hep geriplana itiliyor. Başlangıç-
ta bu bir eksiklik olarak görünse de
fotoğrafçılan fotoğraflamanın zor
olduğunu gördüm. Biraz abarhcam
amaböviebirçalışmaiçincesaretedfl-
memiş ya da zor oiduğu için kimse
uğraşmak istememiş olabilir. Ama-
cını Türkfotoğrafçılannı tamtmak"
2001 yılında bu tasan üzenne ça-
hşmaya başlayan Bakır, ilk aşama-
da bu alanda hâlâ etkin biçimde ça-
lışan fotoğrafçılan objektifinin
karşısına aldı. Bu uzun soluklu ça-
lışmanm geri kalan 40 karesini Türk
fotoğrafinın genç isimleri doldura-
cak. Bakır "Türkiye'defotoğrafçı ol-
mak" sergisini ilerki tarihlerde în-
gilızce ve Türkçe olmak üzere iki dil-
de albümleştirmek istiyor.
Fotoğraf İçin farklı bîr göz
Fotoğraf alanında özellikle bilgi
açısından zorluk çekildiğini belirten
genç fotoğrafçının amacı bu albüme
kendi çektiği portrelenn yanı sıra
ustalann yaşam öykülerini ve ya-
pıtlanndan oluşan bir seçkiyi koy-
mak. Bakır, projesini hayata geçirir-
se bu alanda yapılan en kapsamh
başvuru kaynağına da imza atmış
olacak.
Dünya arenasına bakıldığında 20
"ABD'de pek çok resim galerisi, fo-
toğrafgalerisine dönüşrürüldü. Fo-
toğraf oranın ulusal milli sanad ol-
muş durumda. Türkiye'de böyle bir
şe> yok. Clkemizde fotoğraf hak et-
tiğideğeribulamıyor''dedi. "Fotoğ-
rafçılanfotoğraflamanınzorolduğu-
nu,onlarlaçabşokçaanladım" diyen
Bakır, onlan kendilerini en rahat
hissettikleri yerlerde fotoğraflamış.
Mesela Coşkun Aral'ı Ortaköyde,
Erdal YaacTyı Tarlabaşı'nda, Fa-
ruk Akbaş'ı Fethiye'de.
"30-40 yıl fotoğraf makinesinin
arkasında olan o insanlara diyorsu-
nuz ki objektifin önüne geç veen do-
• Ömer Serkan Bakır, Türk
Fotoğrafinın 60 ustasının en doğal
halleriyle en sevdikleri yerlerde
fotoğrafladı. Ve ortaya siyah-
beyaz portrelerden oluşan
'Türkiye'de fotoğrafçı olmak'
sergisi çıktı.
yıl öncesine göre çok iyı bir 'fotoğ-
raf veren Türk fotoğrafı kendi ül-
kesinde biraz ikinci plana atıhyor.
Ömer Serkan Bakır'a göre bunun
nedeni; insanlarda hâlâ iyi fotoğra-
fı, iyi makinenin çektiği düşüncesi-
nin yaygın olmasında yatıyor. Böy-
le bir düşüncenin yanlış olduğunun
altını çizen Bakır, "Fotoğraf için
farkbbirgözgerekiyor''diyor "Bir
ressam sergi açdğmda vapıtiannı sa-
Dp para kazanabilivor. ama fotoğ-
rafçıiçin avTiı şev geçerti değiL İnsan-
lar fotoğraf satın ahp evierine koy-
muyor" diye konuşan genç sanatçı,
ğal halinkpoz ver, bunuyapmakçok
zor" diyor genç sanatçı ve ekliyor:
"En rahatAra Güler ve İsa Çelik'le
çahşûm."
Türkiye'de fotoğrafçı olmak
Sabit KaJfagiJ, İhas Göçmen v e
Faruk Akbaş'la yaptığı çekimleri
bazen tekrarlama gereği duymuş.
İnsanlan rahatlatmak gerektığini be-
lirten Bakır. çekim aşamalannı fark-
lı zaman dilimlerinde gerçekleştır-
miş. Onlarla kimi zaman kahvaltı
yapmış, kimi zaman da birlikte fo-
toğraf çekimine gitmiş. Kısaca ön-
ce onlarla yaşamı paylaşmış... 3u
uzun ve keyifli yolculuğun sonun-
da Bakır, onlann en doğal hallerini
objektifineyansıttığı kanısında. Ser-
gisinin başlığını oluşturan 'Türld-
ye'de fotoğrafçı otaıak nedir' soru-
suna şöyle cevap veriyor: "Türki-
ye'defotoğrafçı oîmanınçok zor yan-
İan var. tki vıl önce İran'a bir çekim
için gitmiştim. Söylenenlerle orada
gördüklerinizin birbirini tutmadığj-
nı görüyorsunuz. Fotoğrafçekerken
hiçbir zorlukla karşılaşmadım. Bu-
gün fstiklal Caddesi'ne çılap en ba-
sirinden bir sünitçivi fotoğraflamak
isterseniz binbir zorlukla karşılaşa-
caksuuz. tüksorulan soru" Sen gaze-
teci misin?" olur. İnsanlar tedirgin
oluyor." Tümüyle zamana bağlı ne-
denler yüzünden kısa sürecek olan
bu sergi önümüzdeki günlerde An-
kara ve Izmir'de açılacak. 2004 yı-
lında ise gene İstanbullu sanatse-
verlerle buluşacak.
İstanbul Üniversitesı'nde Kont-
rol Sistemleri Teknolojisi Bölümü'nü
biriren Balor daha sonra Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi Fotoğraf Bölümü'nü bitirmiş.
O günlerde 'Fotoğraf' dergisiyle
başlayan bağını bugün hâlâ avııı der-
gınin habersorumlusu olarak sürdü-
rüyor. Türkiyede ilk kez \ayımla-
nan ilk dijital fotoğraf dergisi olan
Photo Digital'in de yayın yönetme-
ni. Ömer Serkan Bakır"ın bugüne ka-
dar 'Vapurda', 'Su ÜstündeYaşam',
'Doğu'nun Kararan Yıldızı: İranve
AngkorTapmaklan' isımlı dıa gös-
terileri izleyicilerle buluşru.
1AZIODASI
SELİM ÎLERİ
Park Otel'deki Yalnız
Adam(1)
Yahya Kemal herkes için, kendisini hiç okuma-
mış olanlar için bile 'istanbul şairi'd\r, Istanbul'un
şiirini yazmıştır.
Şair, İstanbul üzerine düşüncesini dile getirdiği ese-
ri Aziz Istanbul'da, Bizans'ın başkentinden yola çı-
kar ve zaman içinde ilerler. Bu eserde tarihi İstan-
bul konuşur.
İstanbul, fethedildiği günlerde, "çokharap"birşe-
hirdir. 1204'te Latinlerce zaptedilmiş kent hınçla ya-
kılrriîş, yıkılm/ştır.
Bu olaydan iki yüz kırk dokuz yıl sonra Istanbul'a
giren Türkler hepi topu bir viraneyle yüz yüze gelir-
ler. Yahya Kemal tasvir ediyor:
"Yanmış ve yıkılmış semtler devletin ve halkın
fakirliğiyüzünden öyle hâl'ı(sahipsiz) bırakılmışlar-
dı. Soyulmuş kiliseler çıplak bir halde bulunuyor-
lardı.
Hatta yeni cülus eden kayseıierin, yahutyeni se-
çilen patriklerin şerefineAyasofya 'da yapılan ayin-
lerde mantolan ve taçları mücevherden görünmez
olması Bizans ananesince zaruri imiş, haJbuki ha-
zinelertamtakırkaldığından bu manto ve taçlara çar-
şıdan toplatılmış harcıâlem sahte mücevherier ta-
kılırmış.
Işte, Türklerin zaptettiği payitaht bu haldeydi."
Yahya Kemal, Osmanlı Imparatorluğu boyunca,
Istanbul'un milli hayatı yansıtacak, yaratıcı güçle kay-
naşmış bir şehre dönüştüğü kanısındadır.
Osmanlı türkleri, kenti sur içine hapsetmek ye-
rine, geniş bir çerçeveye açmışlardır. Sözgelimi Bo-
ğaziçi, ikı yakada, köy köy, Kavaklar'dan Marma-
ra'ya kadar yalı mimarisiyle bezenmiştir.
Boğaziçı'nin ilk duraklanndan Üsküdar, Bizans'ta
sınırlı bir kasabayken, cam\\en ve saraylanyla İstan-
bul yakasının bir benzeri olup çıkmıştır.
Mucizenin başlıca temsilcisi Mimar Sinan'dır.
"Millimimahnin feyezan (taşkınlık) halinde bulun-
duğu o asırda Sinan'ın uzun sürmüş olan ömrüne
sığmayacak kadar eseri görülüyor.
Yalnız İstanbul'u, her tarafından, selatin camile-
n, vezircamileri, mescüler, medreseler, türbeler, ima-
retler, darüşşifa/ar, kervansaraylar, hanlar, hamam-
lar, sebiller, mekteplerie donatmıştı; yaptığı saray-
lann adedi ise kırk iki idi."
Istanbul'da milli mimarinin bayındırdurumu, Yah-
ya Kemal'in saptayımına göre, on sekizinci yüzyı-
lın ikinci yansında son bulur. O dönemden sonra "üs-
lup şuursuzluğu" başlayacak ve hüküm sürecekt/r.
Şair, Kapalıçarşı girişinde bugün bizi hâlâ etkile-
yen Nuruosmaniye Camii için, "üslupta milli şuur-
suzluğun" bir örneği der.
Bununla birlikte birtakım son panltılarda söz ko-
nusudur:
"Rokoko üslup denilince inkıraz (çöküş) zevki
deyip, kötü görmek de yanlıştır. Bu her millet için
zevkin mukadder bir merhalesidir. Rokoko üslup
müstakil bir çığırdır denilebilir. Türkrokokosu da la-
tifeserler vermiştir."
Türk rokokosunun incelikli eserlerini Yahya Kemal
anmamış.
Yine Aziz İstanbul'dan izsürersek, İstanbul'u yer-
yüzünün benzersiz kentlerinden yapan özelliği,
semtlerinin kendine özgü güzelliği ve birbirinden
bütün bütüne farklılığıdır.
Yahya Kemal bu özeltik üzerinde ısrarla durmuş-
tur. Semtten semte bütün peyzajın değiştiği kanı-
sındadır. Sözgelimi Boğaziçi, her köyünde ayn bir
peyzaja bürünür; bir köyden ötekine adeta her şey
değişmiştır.
Yine Moda, Erenköyü, birbirine yakın bu semtler-
de hep yeni yeni dünyalar karşımıza çıkar. Istanbul'u
özelliksizleştirecek tehlikelerin başında 'birömeklik'
gelmektedir.
Takvimde İz Bırakan:
"Deniz, belli belirsiz çalkantılı, küçük dalgalar
kumlu kıyıyı dövüyorlar." Italo Calvino, Palomar,
Rekin Teksoy'un çevirisi, Yapı Kredi Yayınlan, 2003.
BUGÜN
• BABYLONda'B.AkbankCazFestivah'
kapsamında 21.00 de 'Bireli Lagrene Gjpsy
Project' konseri . (0 212 292 73 68)
M NARDtS JAZZCLUB'da21 30daGenco
An&Önder Focan konsen. (0 212 244 63 27)
M YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER
SALO>fU'nda 18.30'da Gül Pulhan, Zevnep
Ahunbajın katılacağı "Bosna'da Savaş
Hasariarı ve KültüreÎMirasuı Korunması'
konulu salı toplantısı. (0 212 252 47 00)
FİLMEKİMİ
• EMEKSİNEMASI'nda 11.00'de 'Kısmetse',
13.30'da 'Hiç Korkmuyorum', 16.00 da 'AfıIH
Defikaıüı', 19.00'da 'KırıkKanatiar', 21.30da
Güneşli Pazartesiler' filmlerinin gösterimi.
(0 212 334 0
y
00)
İSTANBUL KİTAP FUARI
EXPOASALQ\U
13.00-14.00 'Osmanhİnsanı'. Konuşmacı: Vehbi
Vakkasoğlu. Düzenleyen. Nesil. 14.15-15.15
'Öğrenme Gücü'. Konuşmacı: NadirÇomak
Düzenleyen: Nesil. 1530-16J0 'Kendini Tanıma
veGeliştirme Bümci'. Konuşmacı: Dr. Zülfikâr
Özkan. Düzenleyen: Havat 16.45-1830 'Dost
Can Deniz'le Yaşam Koçluğu' Düzenleyen:
Kişisel Getişim Dergisi. 18.45-20.00 'Aşk Sensin'.
Konuşmacı: Güler Kazmacı. Dözenleyen:
Otopsi
EXPOB SALOMJ
14.00-15.00 'Bertrand Russefl'uı Evlilik ve
Ahlak Adb Khabı Çerçevesinde İslamda
CinseDik'. Konuşmacı: Prof. Dr. Faruk Beşer.
Düzenleyen: Bilge. 15.15-16.15 -Kitab-ı
Mukaddes Günütnüze Nasıl Llaştı?'.
Konuşmacı: Behnan Konutgan. Düzenleyen:
Kitab-ı Mukaddes 16J0-17J0 'Aile tçinde
Çocuğun Eğitimi". Konuşmacı. Tuncel
Altmköprü. Düzenleyen. Hayat. 17.45-19.00
'Edebiyatta 90 Kuşağı ve Edebiyat Dergileri'.
Konuşmacılar: Biinyamin Yıbnaz, İsmail
Kıhçaslan, YiısufÖzkan Özburun, Hüseyin
Akın. Düzenleyen: Birun. (0 212 663 09 45)