23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JAYFA CUMHURİYET 14EKİM2003SALI SAGLIK Alzheimer'uı nedeni ve tedavisi hâlâ kesin olarak bilinmiyor, bilim adamlannın araştırmalan sürüyor Bilimin 'unutma'yla p rof. Benjamin Seltzer, Alzheimer'ın beyinde bulunan amiloid sıvısının anormal olarak birikmesinden kaynaklandığını söyledi. Bu sıvının birikmesiyle toksik etki meydana geldiğini belirten Seltzer, "Bu da hücreler arası bloka neden oluyor. Sinir hücreleri zarar görüyor ve hastalık ilerliyor" dedi. Bilim adamı hastalığın nedeninin kesin olarak belirlenemediğini de sözlerine ekledi. SAADETUSLU Yaşlılılda birlikte gelen hastalıklardan biri olan Alzheimer (alzaymır), tüm araştırmalara karşın hâlâ tedavi edilemiyor. Bilim dünyası, anormal olarak birikerek hastalığa neden olan amiloid sıvısını vücuttan uzaklaştırmak için araştırmalannı sürdürüyor. Pfizer flaç Fırması'nın Antalya'da düzenlediği konferansa katılmak üzere Türkiye'ye gelen Tulane Üniversitesi Davranışsal ve Geriyatrik Nöropsikiyatri Bölümü Yöneticisi Prof. Benjamin Seltzer, Alzheimer'ın normalde beyinde bulunan amiloid sıvısının anormal olarak birikmesinden kaynaklandığını söyledi. Bu sıvının birikmesiyle toksik etki meydana geldiğini belirten Seltzer, "Bu da hücreler arası bloka neden oluyor. Sinir hücreleri zarar görüyor ve hastalık ilerliyor" dedı. Hastalığın nedeninin kesin olarak belirlenemediğini de ifade eden Prof. Seltzer, Down sendromu, şiddetli travma, vasküler hastalıklann risk faktörü olduklannı söyledi. Bunun bir toplum sorunu olduğuna dikkat çeken Benjamin Seltzer, ABD'de 5 milyon Alzheimer'lı olduğunu, 10 yıl içinde bu rakamın 8 mılyona çıkmasının beklendiğini kaydetti. Gerileme mümkün değil Seltzer, halen piyasada bulunan ilaçlarla Alzheimer'ın gerilemesinin mümkün olmadığını belirterek geleceğe dönük çalışmalan şöyle anlattı: "Baa nörogörüntüleme teknikleri ile 60-70 yaş arası kişüerde 5-10 yıl içinde Alzheimer görülebilir diyoruz. Alzheimer'uı gelişmesi ile beyin hücrelerinde küçühne oluyor. Orta ve geç dönemde hastalığı bu şekilde görüntüleyebiliyoruz. Amiloid bir şekilde işareüenirse görüntüleme olabilir. Ama bu henüz yapılamıyor. Amiloidin azaltüması için aşı var. Ancak bunun yan etkileri çok fazla. Vlne enzimlerie amiloidi uzaklaştırmak için genetik mühendisliginin çalışmalan sürüyor. Halen tedavide kullanılan bazı ilaçlar var." Uzmanlar bol egzersizin yani sıra sebze, meyve ve az tuzlu yiyecekleri öneriyor Sağlıklı kalbinyolu dajnideden.. K ardiyoloji Kongresi'nde sağlıklı bir kalbe sahip olmak için yöneticilere görevler düştüğünün de altı çizildi. Bilim adamlan 'Yöneticiler, egzersizi önermeli, sağlıklı diyeti önermeli. Taze sebze ve meyve, tuzsuz yiyecek tüketimini önermeli ve tarım politikalannı da bu yönde geliştirmeli' dedi. GÜRSUKUNT ANTALYA - Dünya Kalp Federasyonu Başkanı Philip Poople, Türkiye'nin kalp sağlığı tablosunu, "Erkeklerde yaşam beklenn'si 67, kadınlarda ise 71 yaş. En büyük sağhk probienüniz, sigara, diyabet ve şişmankkla gelen kalp sorunlan" diye çizdi. Antalya Atlantis Otel'de düzenlenen 19. Ulusal Kardiyoloji Kongresi'ne katılan Poople, kalp sağlığının korunması konusunda, hekimler kadar, ülkeyi yönetenlerin de sorumluluk sahibi olduğunu belirtti. Poople "Yöneticiler, egzersizi önermeli, sağlıklı diyeti önermeli. Taze sebze ve meyve, tuzsuz yiyecek tüketimini önermeli ve tannı politikalannı da bu yönde getiştirmeli" dedi. Poople, buna örnek gösterilebilecek yöntemlerin de Pakistan ve Brezilya'da geliştiginı açıkladı. Kalp hastalıklannın ülkeler arasmda değişımler gösterdiğini de vurgulayan Poople, "Çin'de, yüksek kan basıncına baglı olarak, beyin kanamasının ortaya çıkması daha yüksekken Doğu Avnıpa'da, kalp krizi riski daha sık görüliiyor. Bu genetik bir sonuç degü. Daha çok toplumlann risk faktörierüıe bağhhklanyla ilgili bir dunım. Yağh yemek, sigara içimi gibi sosyal seçenekler, tamamen toplumlann tercihi" diye konuştu. Yilda aoo bin hasta Poople konuşmasında, kronik kalp yetersizliğinin, tüm dünyada önernli bir hastalık ve ölüm nedeni olduğunu da vurguladı. Avnıpa'da 10 milyona yakın kalp yetersizliğine rastlanırken ABD'de de yılda 400 bin hastaya tanı konulduğunu anlatan Poople, şöyle devam etti: "Tanı konulan hastalann yansı, 3-5 yıl içinde yaşama veda ediyor. Bu oran akciğer kanserinden kaybedilen hasta sayısına denk. A\rupa'da 15 ülkedeki 317 merkezde yürütülen Comet çahşması sonrasında. kalp yetersMği tedavisinde kullanılan ilaçlardan birinin. diğerine göre daha etkin olduğu ve hastalarda yüzde 17'Hk bir yarar sağladığını ortaya koydu" dedi. Şişmanlık kalp hastalıklannı tetikleyen en önemli etkenlerden biri. Nüfusun dörtte biri ÇACIN SALGINI: SİSMANLIK Türk Kardiyoloji Derneği Başka- nı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı üyesi Prof. ABOto, şişmanlığın ça- ğın salgını olduğunu belirtti. Tür- kiye de nüfusun dörtte birinin şiş- man olduğunu vurgulayan Oto, Türk kadınının kalp yetmezliği nedeniyle ölüm oranında Avnı- pa'da bırinci sırada olduğuna dikkat çektı. Antalya'daki 19. Ulusal Kar- diyoloji Kongresı'ne katılan Prof. Ali Oto, şişmanlığın, si- gara ve hıpertansiyonla birlik- te kalp hastalüdannın oluşma- sında önemli bir etken olduğu- nu vurgulayarak. "Türkiye'de her yıl 150-200 bin kişi kalp yetmez- hği nedeniyle yaşanunı kaybediyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde de bu ra- kanun 350 bine kadar çıkacağuu tah- min ediyoruz" dedi. Prof. Oto, Türkiye'de alt sosyo- ekonomik düzeyde yaşayanlarda, obe- zite riskinin daha yüksek olduğu- nu vurgularken, Türk kadını- nın kalp yetmezliği nedeniyle ölüm oranında Avrupa'da birin- ci, Türk erkeğinin ise beşinci sırada olduğunu açıkladı. Kalp hastalıklannın önlenmesi ko- nusunda kadınlara büyük gö- rev düştüğünü ifade eden Prof. Oto, "Kadmlarbeslenmeahş- kanhklaruun degiştirilmesi ve egzersiz ahşkanhğuun kazan- dınlması konusunda, evlerin- de yönlendirid bir görev üsden- meH" diye konuştu. Savaşlar sırasmda ortaya çıkan salgın hastalıklar mılyonlarca insanın ölümüne yol açtı BMiaç mikrop siiahtaıı beter T ÜBİTAK Yayınlan'ndan çıkan ve Jared Diamond adlı bilim adamının kaleme aldığı 'Tüfek, Mikrop ve Çelik' kitabında yer alan bilgilere göre mikroplar tarihi biçimlendirdi. Kitaba göre 2. Dünya Savaşı'na kadar savaşlardaki insan kaybının çoğuna, aldıkları yaratar değil, taşınanJbastalıklar yol açtı. tZMİR(AA)- TÜBÎTAKYa- yınlan"ndan çıkan ve dilimize "Tüfek, Mikrop ve Çelik" olarak çevrilen Jared Diamond adlı bi- lim adamının çalışmasından der- lenen bilgilere göre, insanlann ölüm nedenlerinin başında gelen hastalıklar, tarihi biçimlendirme- ye varan önemli rolleri üstlendi. 2. Dünya Savaşı'na kadar sa- vaşlardaki insan kaybının çoğuna, aldıklan yaralann değil, taşınan hastalıklann yol açtığı bildirildı. Mikroplann geçmişte oynadığı rolü gösteren en korkunç örne- ğin, KristofKolomb'un 1492 yol- culuğuyla başlayan Amerika kı- tasının fethi olduğu saptamasmı yapan Diamond'a göre, Avrupa- lılann tüfekleri ve kılıçlanyla ölen Amerikan yerlilennden çok daha fazlası, Avrasya mıkroplan yü- zünden yataklannda yaşamlannı kaybetti. Yeni Dünya'da, Kolomb'un ge- lışinden sonraki bir ya da iki yüz- yıl içinde yerlilerin nüfuslannda- ki azalma oranının yüzde 95' i bul- MİKRO ORGANİZMALARLA 'AHENKLİ 1 YASAM Ege Üniversitesi Enfeksiyon Hastahklan ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Oyesi Prof. Dr. Münir Büke, insanın, agız, burun, boğaz, deri, bağırsak gibi vücut boşluklannda birlikte yaşadıgı mikroplann bulunduğunu belirterek şunlan kaydetti: "Trflyonlarca vücut hücremizden bin misli fazla mikroorganizmayı vücudumuzda taşıyoruz. Bu mikroplarla vücudumuz, hassas ve ahenkli biçimde ortak bir yaşam sürdürüyor. Bu hassas denge mikrop lehine bozulacak olursa, çataşma başjıyor." Ancak mikroplann da kendi yaşamlannı tehdit eden ilaçlara karşı direnç mekanizmalan geliştirerek yeni genetik yapılar kazandıklannı bildıren Prof. Dr. Büke özellikle antibiyotiklerin dikkatli kullanılması gerektiğini söyledi. duğu tahmin edilirken Eski Dün- ya'dan gelen bir düzineden fazla önemli bulaşıcı hastalığa karşı ba- ğışıkhk ve genetik direnci bulun- mayan yerliler kıyıma uğradı. Crip2imilyonuöldürdü Özellikle tanmla birlikte, top- lumlara büyük felaketler yaşatan bulaşıcı hastalıklann gelişimi de başladı. Çağdaş tıbbın ortaya çı- kışından önce salgın hastalıklar çok daha korkutucu boyutlarda rakamlara ulaştı. İnsanlık tarihi- nin en büyük salgını, l. Dünya Savaşı sonunda çıkan ve 21 mil- yon kişinin kaybına yol açan grip virüsü oldu. Kara ölüm (hıyarcık- h veba) 1346-1352 tarihleri ara- sında Avrupa nüfusunun dörtte birinı yok etti. Uzmanlara göre, tıp, ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında mikrop- larla mücadelede antibiyotikler, antiviral ve kemotöropatikler gi- bi etkin maddeleri kullanmaya başlayabildi. DNA'nın keşfinin 50'nci yılı BERKELEY (AA) - Hücrede genetik kodlan banndıran DNA'nın keşfinin 50'nci yıldönümünde, insannı genetik şifresinin bütünüyle çözülmesi konusu tartışıldı. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde düzenlenen konferansta, Nobel ödüllü 5 bilim adamı da yer aldı. Nobel ödüllü bilim adamlan arasında bulunan James \\atson, konferansa cumartesi günü sunduğu raporda, DNA sarmalındaki yaklaşık 30 bin genetik kodun bütünüyle çözülmesini amaçlayan "Human Genome Project (HGP)" çalışmasının, kanser gibi tehlikeli hastalıklar için "çok yakmda tedavi unıudu getirmediğini'' savundu. SALI ORHAN BURSALI Darbe Yasası AKP Kongresi'nde Tayyip Erdoğan "gizli gün- demimiz yok" dedi. Ben de olmadığına inanıyo- rum. Ne yapmak istiyorlarca açıkça yapıyorlar za- ten. Erdoğan, parti vitrinini de değiştirdi. öyle anla- şılıyor ki, AKP'nın sırtındaki Milli Görüşçü gömlek- lerden biri daha çıkartıldı. Bu sevindirici bir gelişme tabii ki. Liderleri ve kadroları tarafından iğfal edilmiş, yolsuzluklann, vurgunlann batağına sokulmuş sağ ve merkez par- tilerin yerine, AKP kendini aday görüyor. Zaten seçmen de AKP'yi onların yerine aday gösterdi. "Onlar gibi olma!" mesajıyla birlikte... AKP "bu göreve" "büyüyebilecek" mi? Dış gö- rüntü ve nutuklardaki söylem, sanki o yönde bir gelişmeyi işaret ediyor. Ancak, laftan çok pratik herşeyin ebesidir. Uygulamalar, AKP'nin sırtında, çıkartılacak daha çok sayıda "Milli Görüşçü" veya dinci gömlek ol- duğunu gösteren işaretlerle dolu. AKP'nin, örneğin TÜBİTAK karmaşası ve komp- leksi, henüz Türkiye'yi bütünleştirecek, birleştire- cek, çağdaş kurumları içerik bakımından daha da zenginleştirecek bir bakıştan çoook uzak olduğunu gösteriyor. TÜBİTAK olayında, AKP'de henüz içselleşmiş bulunan dinsel dürtülerin itici güç veya rol oynadı- ğını görüyoruz. öyle, partinin kıyısında köşesinde değil, taa kal- binde. Yani Tayyip Bey'de! Şimdi bu ilginç göstergenin biraz aynntılannı ya- zacağım. • • • TÜBİTAK Bilim Kurulu'nun Başkan atama karan önüne geldiğinde, Başbakan'ın tepkisi "Bunu biz atamıyor muyuz?" biçiminde oldu. Sonra Bilim Ku- rulu'nun yasal davrandığı görüldü. O halde, yasada bir sorun vardı! Atamayı yapmadı! Derken, Bilim Kurulu'nda görevi biten 4 kişinin de yine yasa gereğince Bilim Kurulu'nca seçimleri yapıldı. Bunlar da, Cumhurbaşkanınca onanmak üzere Başbakan'a gönderildi. Tabii, bu atamalar da masa üzerinde kaldı. Recep Tayyip Bey, fıilen TÜBlTAK'ın çalışmasını askıya almaya başladı. Bilim Kurulu, Başbakan ile diyaloğa girmek için çabalayıp durdu, çünkü işler durmuştu.. Binbir zahmetle Başbakan'la yapılan görüşmede, Erdo- ğan, Bilim Kurulu'nun kendisine sormadan yaptığı seçimlerden rahatsızlığını dile getirdi. Oysa, yasa tam da Bilim Kurulu'nu siyasi atama- lardan kurtarmak amacıyla düzenlenmişti ve önce- ki hükümetler döneminde de çarklar böyle dön- müştü. Ancak Bilim Kurulu yine esnek davrandı, TÜBİ- TAK Başkanlığı için.üç yeni isim önerdi, Başbaka- nın başdanışmanı Ömer Dinçer'in yanıtı "bunla- nn hiç biri olmaz" oldu. Bilim Kurulu yine alttan aldı ve "TÜBlTAK'ın bi- Hmsel kriterterine uyacak adaylannız varsa görmek isteriz" oldu. Bilim Kurulu'na, iki Başkan adayı ve 12 kişilik bir Bilim kurulu listesi verildi. Hem başkan hem Bilim Kurulu'na bu isimlerden seçilecekti! Bilim Kurulu haysiyetli davrandı, bu öneriyi red- detti ve ipler koptu. Erdoğan da, tarihimize "bir defaya mahsus" olarak geçecek ucube bir yasa tasansını Meclis'e gönderdi. Recep Bey, TÜBlTAK'ta tam anlamıyla bir DAR- BE peşinde. Bu darbe yasa tasansından önce, Recep Bey'in TÜBlTAK'la ilgili kann ağnlarını sergilediği bazı tu- tumlarına yer vermek istiyorum: • TÜBlTAK'ın 40. Kuruluş Yıldönümü'ne zerre kadar ilgi göstermedi; • TÜBlTAK'ın ilk Türk gözlem uydusunun fırlatılı- şına katılmadı, bu önemli çalışmayı kutlamadı; • TÜBlTAK'tan, bilim politikaları konusunda bir britlng almayı reddetti.. Bir ilginç nokta daha: Bir süre önce Tayyip Beyin TÜBlTAK'ın Gebze'deki Marmara Araştırma Mer- kezi'ni ziyaret edeceği haberi yayıldı. Ancak MAM Başkanı Naci Görür'ün bundan hiç haberi yoktu. Araştınldı, Erdoğan'ın sadece Kriptoloji ve TÜSSİ- DE bölümüne gideceği öğrenildi, MAM'a "siz ra- hatsız olmayın" dendi. Neyse, bunun protokol bakımından çok ayıp ola- cağı anlatıldı da programlara MAM Başkanlığı da eklendi. Peki niye sadece Kriptoloji ve TÜSSİDE? Kripto- lojide Prof.önder Yetiş müdür. TÜSSlDE'de ise eşi Prof. Nüket Yetiş. Önder Yetiş'in bölümde "dinsel etkinlikleh" mi var? Söylendiğine göre epey.. Her Cuma günü 30- 40 araba geliyor ve bu bölümden camilere insan taşınıyoıi Toplu dini gösteri! Peki Tayyip Bey'in TÜBITAK'a Başkan adayları kimdi? Nüket Yetiş veya önder Yetiş! TÜBlTAK'a Başkan bulma hikayesi aslında 8 ay önceye gidiyor. Ta o zamanlar Abdullah Gül, İTÜ'lü dinibütün bir profesöre TÜBlTAK'a Başkan- lık öneriyordu! • • • Hikaye basit, hiç bir ilginç yönü yok. AKP'deki sıradanlığın resmi geçidi. Liyakat falan yok, tek kıstas onlardan, yani "dini kuvvetli" ve dinsel faaliyetlerde bulunuyor olması. Zaten başdanışman Ömer Dinçer, Bilim Kuru- lu'na TÜBİTAK için "aynı camiye giden cemaate benziyorsunuz" demiş. Bilimi, bilim cemaatini, dinsel ayetler-kişiler kata- rak soslayacaklar akıllannca! Gelelim DARBE YASASI'na! Gerekçeye bakar mısınız: Bilim Kurulu'nda "boşalan üyelikler sonu- cunda toplantı ve karar verme sayısına ulaşılama- ması nedeniyle... Bilim Kurulu'nca seçim imkanı bulunmadığından. Kurum Başkanı da bir defaya mahsus olmak üzere Başbakanın teklifı..." lyi mi! Yasa dışı davranarak, yasaya uymayarak atama işlemlerini durdur, sonra kurum çalışamıyor de ve darbe yasası hazıria! Şimdi, buna utanmazlı- ğın doruk noktası demek haksızlık mı! Erdoğan'ın tutumu sadece vitrinlik galiba.. YÖK, İHO ve TÜBİTAK, bu sacayağında müthiş dinsel bir bütünlük vaıi En hafifinden bir seçilmişler monarşisi ile karşı karşıyayız! Türkiye bunu kaldırabilir mı? obursalifa cumhuriyet.com.tr. Sahibinden Göztepe'de Bağdat Caddesi'ne 100 metre mesafede, 150 m2 bakurüı apartman dairesi hastahk nedeniyle acilen saülıktır. 150 milyar lira. Tel: 0 216 35510 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle