03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2003 PAZARTESİ HABERLER 6. Cumhurbaşkam Korutürk anıldı • ANKARA (Cumhuriyet) - Türkiye Cumhuriveti'nin 6'ncı Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk. ölümünün 16'ncı yıldönümünde, Devlet Mezarlığı'nda düzenlenen törenJe anıldı. Korutürk'ün kabrine Cumhurbaşkanı adına Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Serimin, TSK adına Denız Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Üğur Yiğit'in çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Törene, Korutürk'ün eşi Emel Korutürk, kızı Ayşe Arzık ve oğlu Osman Korutürk ile De\ let Bakanı Beşir Atalay ve Ankara Valisi Yahya Gür de kahldı. İP'den hükümete ppotesto • İstanbul Haber Servisi -lşçıPartısı(lP),AKP hükümetinin Irak'a asker gönderme karannı ve yeni YÖK Yasa Tasansı'nı Galatasaray Postanesi önünde protesto etti. "Cumhunyet değil hükümet yıkılacak" yazılı dövizler taşıyan ve "Hükümet istifa. Tayyip Amerika'ya" sloganı atan yaklaşık 50 kişilik partili adına açıklama yapan tP Öncü Gençlık Genel Başkanı Tugay Şen, AKP hükümetinin ABD'nin hesabına çalıştığuu belirterek "Farklı kollardan milli devlete ve Cumhuriyete yönelik yıkıcı faaliyetlerini sürdürüyorlar" dedi. RTÜK'ten lisans devri olanağı • ANKARA (ANKA) - RTÜK'ün özel radyo ve televizyon kuruluşlannın uyması gerekli asgari idari ve mali şartlarla yayın alanı. yayın saat ve süreleri ile yayın lisansuun, yayın istasyonlannın ve şebekelerinin bir üçüncü kuruluşa devrine ilişkin usul ve esaslan belirleyen yönetmelik değişikliği yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğin "hisse ve tesislerin de\Tİ"ni öngören maddesinde yapılan değişiklikle. RTÜK'ün yayın lısansı verdiği bir kuruluşun bu lisansı, yayın istasyonlannı ve şebekelerini, Üst Kurul'un izniyle, mevzuatın aradığı şartlan taşıyan bir üçüncü kuruluşa devredebilmesi öngörüldü. Günay ve Keskin'in aralannda olduğu muhalifler kurultay için tüzük önerisi hazırladı CHP'de kongre hareketliliğiANKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet) - CHP'li muha- lifler, partının "yandaşhk ve dar grupçuluğun hüküm sûr- düğü sıradan bir siyaset tabe- lasına dönüştürüklüğünü" sa- vunarak demokratik bir tüzük yapılanması istediler. Cumhu- riyet Halk Partisi'nin muhale- fet ve iktidar bloklan dün Istan- bul'da ayn ayn yaptıklan top- lantılarla kurultaya dönük stra- teji belirlemeye çahştılar. Muhaliflerin önceki günkü toplantısına, CHP PM üyeleri Adnan Keslrîn, HaJuk Ozdal- ga, Erol Tuncer, Hidayet Uras, eski genel sekreter Ertuğrul Günay ve eski genel başkan CezmiKartay'ınyanı sıraba- zı kurultay delegeleri, il ve il- çe başkanlan katılırken, eski • Partinin sıradan bir siyaset tabelasına dönüştürüldüğünü savunan CHP'li muhalifler, Parti Meclisi üye sayısının azaltılması, adaylann belirlenmesinde önseçimin zorunlu olması ve Hazine yardımının en az yansının örgütlere verilmesini önerdiler. genel başkan Altan Öymen ve idare etmeye çalıştığı savunu- PM üyesi Aykut Oray da me- lan bildirgede şöyle denildi: saj gönderdi. Toplantıda kabul "Bu tabJonun sorumhısu par- edilen bildirgede, "CHP, ken- di üyesinin emeğini ve huku- kunu çiğneyen, üJkeye vaat et- ögi erdenıkri kendi içinde uy- gulamayan, yandaşüğuı \e dar grupçuluğun hüküm sürdüğü sıradan bir siyaset tabelasına dönüştürühnüştür" görüşü di- le getirildi. Tarihsel bir siyasal akımın ilke ve amaçlanndan kopan- larak kişi egemenlığine teslim edildiği, CHP'nin sorunlara çözümler üretmek yerine, du- rumu günübirlik politikalarla timizin bugünkü \önetimidir. Başta genel başkan olmak üze- reCHPGenelMerkezi'dir. Par- tinin anayasası olan tüzük rafa kaldınlmış, tek adanı anlayışı hâkinı küınmış, örgütler dış- lanmıştır. Mustafa Kemal, Cumhuriyeti, 'kimsesizlerin kimsesi' diye tanımlamıştı. Onun kurduğu CHP de, seçkin- leri değil; enıekçilerive ezümiş- leri kucaklayan bir parti olnıa- hdır." Bildirgede, tüzük değişikli- ği önerileri şöyle sıralandı: - PM üye sayısı azalhlmalı, PM seçiminde ayncalıklı yön- temler kaldınlmalı.. - Seçimlerde adaylar önse- çunle belirlenmelidır. - Tüzüğün 12. maddesine gö- re üye olanlann parti içi seçim- lerde oy kullanma hakkı diğer üye olanlar gibi 6 ay sonra baş- lamahdır. - Partinin aldığı Hazine yar- dımının en az yüzde 50'si ör- gütlere verilmeli. CHP'li eski il başkanlannın öncülüğündeki "Anadolu Ha- reketi" adlı muhalifgrup da, ku- rultayda CHP lideri Deniz Bay- kal'ın karşısına bir genel baş- kan adayı çıkarmak amacıyla dün bir araya geldi. Genel merkeze yakın grupla- nn Pendik'te düzenlediği toplan- tıda ise katılımcılar parti içi tar- tışmalann kamuoyu önünde ya- pılmaması ve basına sızmama- sı gerektiğini belirterek CHP'nin son redece başanlı bir muhale- fet yaptığını ifade ettiler. Parti içi muhalefeti oluştu- ran kanatlar ise Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde bir araya geldiler. Toplantıda kurultayın meşru olmadığının altı çizildi. Partide ideolojik kaymaya, sa- ğa sapmaya, hukuksuzluğa ve tek aday yönetimine karşı çı- kan CHP'liler, kongrenin, par- tinin özlemlerine ve tabanın du- yarlılıklanna yanıt vermekten uzak olduğunu vurguladılar. 12 PM üyesini seçecek Baykal kontenjanda ısrarlı • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun "antidemokratik" olduğu gerekçesiyle uyanda bulunduğu uygulamaya göre, Baykal'ın delegelere sunacağı 18 isim arasından seçilecek 12 kişi PM üyesi olacak. ANKARA (ANKA) - 30'uncu Olağan Kurul- tay'da Parti Meclisi (PM) üyeliği sayısım 80'e çı- karacak olan CHP'de, Genel Başkan Deniz Baykal, Yargıtay Cum- huriyet Başsavcılığı'nın uyansına karşın "Genel Başkan KontenjanT uy- gulamasında ısrar edi- yor. Kurultayın ilk günü gerçekleştirilecek tüzük değişikliği ile 72 olan PM üyeliği sayısım 80'e çıkarmaya hazırlanan CHP'de, 12 üye Bay- kal'ın kontenjanından Parti Meclisi'ne girecek. Yapılan tüzük değişik- liği ile ilk kez geçen ku- rultayda uygulamaya ko- nulan ve dönemin Yar- gıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Sabih Kanadoğ- lunun "antidemokra- tik" olduğu gerekçesiy- le uyanda bulunduğu uy- gulamaya göre, Bay- kaTın delegelere sunaca- ğı 18 isim arasından se- çilecek 12 kişi PM üye- si olacak. CHP'nin 23-24 Ekım tarihlerinde yapılacak kurultayı öncesinde Ke- mal Derviştartışması sü- rerken Baykal'ın kon- tenjanından PM'ye gi- recek olan isımler Der- viş'in başında bulundu- ğu Bilim, Yönetim, Kül- tür Platformuüyeleri ara- sından belirlenecek. Deniz Baykal'ın ye- niden genel başkanhğa seçilmesinin ardmdan kurulan CHP'nin Bilim, Yönetim, Kültür Plat- formu'nun geçen 3.5 yıl- lık sürenin ardından bu- gün sadece adı var. Bü- yük iddialarla kurulan Platform'da bugün bir sekreter ve danışman dı- şında kimse bulunmu- yor. 3 Kasım seçimleri öncesindeki süreçte pek çok konuda rapor hazır- layan platformun, se- çimde listeye alınmayan üyeleri partiye küstü ve Platform'dan aynldı. DELECE TEPKİSİNİ KONTENJANLA AŞMA PLANI cHPnm 23-24 Ekim ta- rihlerinde yapılacak kurultayı öncesinde Kemal Derviş tarüşması sürerken Deniz Baykal'ın kontenjanın- dan PM'ye girecek olan isimler Derviş'in başında bulunduğu Bilim, Yönetim, Kültür Platformu üyeleri ara- sından belirfcnecek. 30'uncu Olağan Kurultay'da Baykal, delegenin tepkisini çekebilecek isimleri 18 kişilik Bilim Platformu kontenjanmdan aday göstererek Parti Meclisi'ne sectirmeye çanşacak. SOSYALlST ÖNDERİN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ KiYilcımlı anıldı İstanbul Haber Servisi - Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden Hikmet Krvıkımh. ölümünün 32. yılında anıldı. Kıvılcımirnın ölüm yıldönümiü nedeniyle Devrimci Mücadele Dergisi tarafindan Kadırga Kültür Merkezi'nde bir toplantı gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve Enternasyonal Marşı'nın okunmasıyla başlayan anma toplantısında Devrimci Mücadele Dergisi adına konuşan Gürdal Çmgı, "Dünvayı kana bulayan emperyalist güçler karşısuıdaİd mücadele yohımuz uzun ve çetin. Ama biz hocanuz KrvücımlTnın bize bıraküğı teorik ve pratik bilgilerle ilertiyoruz" dedi. Makedonya Priştine'de 1902 yıhnda doğan Kmlcımh, Kurtuluş Savaşı'nda Köyceğiz Kuvayı Milliye Komutanlığı yaptı. Kurtuluş Savaşı'nın ardından Vefa Lisesi'ne yazılan Kıvılcımlı Haydarpaşa'daki İstanbul Tıp Fakültesi'nde askeri öğrenci olarak okudu. Türkiye Komünist Partisi'nde görev alan Kıvılcımlı, 1945'te Vatan Partisi'ni kurdu. 1960 yılında yayımlanan Sosyalist gazetesi ile Tarihsel Maddecilik Yayınlan'nın kurucusu olan KiMİcımlı, "Komünisttik" suçlamasıyla farklı dönemlerde uzun yıllar cezaevlerinde yattı. 12 Mart darbesinden sonra yeniden aranmaya başlanan Dr. Kıvılcımlı yurtdışına kaçtı. KıvücımlıllEkiml971'de tedavi gördüğü Belgrad Askeri Tıp Akademisi'nde yaşamını yitirdi. DÖRT YIL ÖNCE YlTlRDÎK Öngören için panel ANKARA (ANKA)- Türkiye'de ilk TV yayınlannı başlatan yayıncı^gazeteci Mahmut Tali Öngören, ölümünün 4. yıldönümünde ömür boyu emek verdiği kurum ve kuruluşlann hazırladığı etkinliklerle anılıyor. Ankara Üniversitesi Iletişim Fakültesi, Ankara Üniversitesi Iletişim Vakfi, IHD, Türkiye Insan Hakları Vakfi, Cumhuriyet gazetesi, Dünya Kitle tletişimi Araştırma Vakfi, TRT ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) düzenleyecekleri bir dizi etkinlikle 4 yıl önce yaşamını yitiren gazeteci- yayıncı Ongören'i anıyor. Mahmut Tali Öngören'in dostlan bugün saat 12.30'da Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki mezan başında bir araya gelecek. Öngören'in anısına aynca AÜ Ahmet Taner Kışlah Sanat Evi'nde saat 14.00'te panel düzenlenecek. AÜ tletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Çapn'nın yöneteceği panele gazeteci Varhk Ozmenek, ÇGD Başkanı Doç. Dr. Doğan Tıhç ve gazeteci Mete Çubukçu konuşmacı olarak kahlacak. Panelin ardından, yapım-yönenmini Seval BeyazıL Pmar Günal. Tuğba Karakaya ve Pınar Okan'ınüstlendiği ödüliü öğrenci fılmı "Çıkmaz'' gösterilecek. Türkiye'de31Ocakl968'de ilk televizyon yayınını başlatan ekibin başında yer alan, genç yayıncı kuşaklann yetişmesinde önemli görevler üstlenen Öngören, 13Ekiml999'dahayatını kaybetmişti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ankara, pazar günü kurultaylar kentiydi. KESK, Sürgün Kurultayı düzenlemişti. Kamu emekçileri her iktidar döneminde yaşadıklan sür- günü şimdi fazlasıyla AKP hükü- meti döneminde yaşıyorlardı. KESK yönetiminin 1990 ile 2003 yıllan ara- sında saptayabildiği sürgün sayısı 2124'tü. En fazla sürgüne sağlık ve eğitim emekçileri uğramıştı. KESK Genel Başkanı Sami Evren'le, sür- günlere engel olabilmek amacıyla neleryapılabileceğinikonuşuyoruz. Evren, Sürgün Kurultayı'nın bir ilk ol- duğunu söylüyor. Birde uygulanma- yan mahkeme kararlannı daha et- kin hale getirebilmek amacıyla ye- ni çözümler üretmek gerektiğini be- lirtiyor. Sürgün Kurultayı'ndan çıkıp AKP Kurultayı'nayöneldim. Yani sürgün- leri gerçekleştiren hükümetin oldu- ğu yere. Içeri girdiğimde Başbakan Tayyip Erdoğan konuşuyordu. Tay- yip Erdoğan, konuşmasının başın- da söylediği "Cumhuriyetimizin ku- Sürgün Kurultayı'ndan AKP Kurultayı'na rucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün milletimizin önüne koyduğu mu- asır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefine doğru yürürken, o değerier bizim en sağlam dayana- ğımız olacaktır" sözleriyle artık mer- kezde siyaset yapma niyetini orta- ya koyuyordu. Zaten Avrupa Birli- ği, Kıbrıs konularındaki çizgisi de geçmiş gelenekten oldukça farklı bir yerde durduklannı gösteriyor- du. "AKP takıyye mi yapıyor" soru- su kafaları sürekli meşgul eden bir soru. AKP'lilergeleneksel Milli Gö- rüş çizgisinden koparken REFAH- YOL deneyinden de dersler çıkar- mışlar ve "parlamenterrejimi" ken- dileri için bir garanti olarak görme- ye başlamışlardı. Avrupa Birliği'ni parlamenterrejimin birsığınağı ola- rak kabul ediyorlardı. Bu nedenle söyfedikleriyle kendi gelecekleri ara- sında artık bir bağ kurmaya başla- mışlardı. Biçim, yavaş yavaş içeri- ği de etkilemeye başlamıştı. • • • Bundan 3 yıl önce mayıs ayında yapılan Fazilet Partisi Kongresi'ni ay- nı yerde ASKİ Spor Salonu'nda iz- lemiştim. O kongrede genel başkan adaylan olarak Recai Kutan ve Ab- dullah Gül karşı karşıyaydılar. Tay- yip Erdoğan o dönemde yasaklıy- dı. Onun yerine Kutan'ın karşısına Gül çıkmıştı. Necmettin Erbakan'ın büyük ağırlığına rağmen Abdullah Gül çok az bir farkla genel başkan- lığı kaybetmişti. Ancak orada görü- nen tablo, artık Milli Görüş gelene- ğinin sonunun geldiği yönündeydi. 3 yıl sonra ASKİ salonuna geldi- ğimde görünen farklar nelerdi: Re- cep Tayyip Erdoğan "Milli Görüş gömleği"ri\ çıkardığını söylemişti. Giyim kuşam açısından baktığımız- da gerçekten gömlekler, elbiseler de- ğişmişti. 3 yıl önceki Fazilet Partisi Kongresi'ndeki delege ve katılımcı- lann manzarası tam anlamıyla taş- ralıydı. Sakallı, sanklı erkekler, çar- şaflı kadınlar önemli bir sayı oluş- turuyordu. Bu kez farklı bir görüntü öne çık- mıştı. Görevli gençler lacivert elbi- seleri, açık kahrevengi kravatlarıy- la modern bir görünüme bürünmüş- lerdi. Aslında bütün görevlilere böy- le bir tablo egemendi. Çarşaflı ve sa- nklı delege neredeyse hiç görme- dim. Türbanlı kadınlar da moda evinden çıkmış gibiydiler. Başı açık kadınlar da önemli bir orandaydı. Bu görüntü, aynı zamanda bir sı- nıfsal değişime mi işaret ediyordu? AKP, yoksullann ve çaresizlerin oyu- nu almıştı, ama bu kez sanki zen- ginler, partinin yeni çehresini oluş- turuyortardı. Geçmişte Anadolu es- nafına dayanan partinin omurgası artık yeni orta sınıfların eline mi ge- çiyordu? Tayyip Erdoğan, "Bizmer- kezdeyiz" derken bu görüntüyü mü ifade etmek istiyordu? AKP, diğer bütün partilerimiz gi- bi bir lider partisi. Kurultaya da bu egemendi. örneğin parti yönetimi için aday listelerini Tayyip Erdo- ğan'dan başka bir bilen yoktu. Kar- şılaştığımız il başkanlan bile liste açıklanıncaya kadaradaylardan ha- berdar değillerdi. Liste Tayyip Erdo- ğan'ın listesiydi ve kimsenin itiraz etmesi düşünülemezdi bile. • • • Ankara'daki üçüncü kongre MHP kongresiydi. Görünen o ki, Devlet Bahceli bu seçimi kazanacak. MHP, yeniden bir umut olabilir mi? Mu- hafazakâr oylara yeniden talip ola- bilir mi? Partinin böyle bir dinamizm taşıdığını söylemek çok zor. Ankara'da yeni bir şey var mı di- ye sorarsanız, bence yok. Ankara bildiğimiz Ankara. 2000'IJ YILLARDA ERDAL ATABEK Aileler Ne Yapabilir?.. Daha önce çıkan yazılanmız, "Freud'a Ne Yap- tık da Çocuklarımız Böyle Oldu", "Çocuk Ege- men Aile", "Çocuğumuzu Korumak" okuyucu- lanmızda ilgi uyandırdj. Bir anne, "Biz elimizden geleni yaptığımızı düşünüyoruz, elbette yanlış- larımız da olabilir ama çocuklanmızı bizyetiştir- miyoruz ki" diyor, "Arkadaşlar, televizyon, sine- ma, cep telefonlan gibi pek çok ıletişim yolu var, çocuklar aileden uzaklaştıkça bu etkiler de artı- yor, biz ne yapabiliriz?" Bir baba, "yazdıklannı- za katılıyorum, günümüzün ailelen böyle oldu da biz ne derece etkili olabiliyoruz" diye soru- yor. Bir arkadaşımız da "Bu konunun daha işlen- mesi gerektiğine" değindi. Bu görüşlerin hepsi de önemlidir, hepsi de gerçekleri dile getiriyor. Gelelim, "Aileler ne yapabilir" sorusunun ya- nıtına. Gerçekten de böyle hızlı iletişim çağında hertürlü olanağa sahip olan çocuklarımız aileden ne ölçüde etkileniyor? Hemen yanıtlayayım ki, çocuklarımız ailelerin- den sanıldığından çok daha fazla etkileniyor. Yal- nız küçük çocuklar değil, ergenler de, hatta da- ha sonra da çocuklarımız aile içinde dolaşan "ef- ki çevhmleri"nden çok etkileniyor. Bu "etki çev- rimleri", düşünsel planda da, duygusal alanda da, davranışsal örneklemde de çocuklanmızı etkile- mektedir. "Ne yapabiliriz ki" sorusunun kaygılarını, ça- resiz kalma korkularını aşarak yapabileceklerimi- zi paylaşırsak: 1. Bilgi eksiklerimizi giderebiliriz. Bilgi eksiklerimiz sandığımızdan çok daha önemlidir. 0-6 yaş arasının gelişim özelliklerini bilmek çok önemlidir ama bu konuda anne ba- balarımız çok eksiktir. özellikle bu dönemdeki gelişimin "kritik periyot"larına ilişkin bilgi eksik- liği, çocuğun güven, bağımsızlık, girişimcilik, ye- terlilik gibi özelliklerini etkilemektedir. Ergenlik dönemi, başlı başına önemli bir dönemdir. Bu konuda da yaygın bilgi eksiklikleri vardır. Işte bu bilgi eksiklikleri tamamlanmalıdır. 2. Çocuklanmızı "aşın koruyuculuk"tan vazgeç- memiz gerekir. Bu tutum ailenin (özellikle annelerin) kaygıla- rından kaynaklanır ve çocuğun gelişmesini en- geller. Çocuk, aşın korunmaya alıştığı zaman kar- şılaştığı her sorunun çözümü için kendisine bir koruyucu arar, böylece sürekli bir acz duygusu içinde yaşar, aynı zamanda da koruyucusuna bağımlılık geliştirir, kendi özgüven eksikliğinden de acı çeker. Çocuğu aşırı korumak yerine ona "kendisini korumayı" öğretelim. Bunu nasıl ya- pacağımız da gene bir eğitim konusudur. Yetiş- kin eğitiminin konusudur. 3. Duygusal eksikliklerimizi çocuklanmızla ta- mamlamaktan vazgeçelim. Anne babalann duygusal gereksinme eksikli- ği olduğu zaman bunu çocuklan ile "tamamla- maya çalışıriar". Bu durum hem çocuğa aşın bir yük oluşturur, hem de çocukla anne, çocukla ba- ba arasında yanlış bir bağlanma geliştirir. Ço- cuklannı duygusal açıdan paylaşan aileler bile var- dır. Bu da çocuklar arasında yanlış bir bölünme ve haksız bir yakınlık-uzaklık duygusu uyandınr. Duygusal eksiklik nerede ise orada tamamlanma- sı doğrudur. 4. Beklentilerini çocuğa yüklemekten vazgeç- mek gerekir. Her anne babanın çocukları ile ilgili beklentile- ri vardır. Elbette ki anne baba beklentileri olma- lıdır. Ancak bubeklentiler, anne babanın kendi bek- lentileri olmamalıdır. Bu beklentiler çocukla ilgili olmalı, ona iletilme- li, baskı oluşturmamalıdır. Doğru olan, çocukla- nn kendilerinden beklentileri olmasıdır. Eğer bir çocuğun kendisinden beklentileri yoksa ona ya- kınlannın "beklenti yüklemesi" olumlu birsonuç vermeyecektir. 5. Çocuklan karşılaştığı sorunlardan kaçınma- mak gerekir. Bu tutum bir ölçüde aşırı koruyuculuktan kay- naklanır ama onu aşan bir yanı vardır. Anne ba- balar çocuğun karşılaştığı sorunlarda çocuğun pa- yını göremez ya da görmek istemez ya da kabul etmezler, sorunlann kaynağını hep çocuklannın dışında arar, böyle gösterirler. Bu tutum hem ço- cuğun kendi yanlışlan ile karşılaşmasını önler hem de soruna kendi dışında suçlular bulmayı öğ- retir. Elbette ki, sorunlar sürüp gider, çocuk da kendi yanlışlannı göremeyen bilişsel bir körlen- me ile yaşamak zorunda kalır. Konuyu sürdüreceğiz. E-mail: erdalatak a superonline.com Faks:0 212-513 90 98 Bursa'da yakalandı Hizbullahyöneticisi Fidancı soı^uda Yurt Haberleri Ser- visi - Şeriatçı terör ör- gütü Hizbullah'm üst düzey yöneticilerinden olan ve şehit Emniyet Müdürü Gaffar Ok- kan'ın açıkladığı 26 ki- şilik tetikçi listesinde yer alan Mehmet Sait Fidancı Bursa'da yaka- landı. Diyarbakır, istanbul ve Gaziantep Emniyet müdürlüklerince ara- nan Fidancı, bölgedeki birçok cinayetten so- rumlu tutuluyor. Bursa Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Müca- dele Şube Müdürlüğü ekiplerinin uzun süre- li takibi sonucu 4 kişi- lik özel ekip tarafindan yolda yürürken gözal- tına alman Fidancı'nın üzerinden "Mehmet Çetinkaya" adına dü- zenlenmiş sahte kim- likçıktı. Sorgulanmak üzere Diyarbakır'a gönderilen Fidancı, Hizbullah tarafindan 24 Ocak200l'de şehit edilen Diyarbakır Em- niyet Müdürü Gaffar Okkan'ın açıkladığı 26 kişilik tetikçi listesinde yer ahyordu. 1969 Diyarbakır Sil- van doğumlu olan Fi- dancı, köy korucusu Şükrü Sezik, Mehmet Şah Şen, Mehmet Ça- ğap'ın öldürühnesı ey- lemlerine katıldı. Nisan200l'de Diyar- bakır'da yakalanan Ok- kan suikasti zanlılann- dan Mehmet Fidan- cı'nın amcasının oğlu olan Mehmet Sait Fi- dancı bölgedeki birçok cinayetten sorumlu tu- tuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle