22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VÂKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmenı: Yıldız # Yazuşlen Müdürü: SaKm AlpasJan#Sorumlu Müdür Mehmet Sucu • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İbrahim Istıhbarat Cengiz Y ıldırım # Ekonomı Öz- lem \ üzak 9 Kultur Egemen Berköz # Spor Abdülkadir V ücelman 9 Makaleler Sami Ka- raören # Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Bıl- gı-Belge Edibe Buğra 9 Y urt Haberlerı Meh- met Faraç 9 -\\rupa Temsılcısı Güra> Öz Ya\inKunılu ÜhanSelçuk(Baş- \nkaraTerrbileiM MustafaBalba> \utuABul\an\o 125,Kat'4. Muessese Mudünı kan).EmreKongar(Danışman), Bakanlıklar Tel 41 ^>5020("hatı Faks 4195O2'#tzmırTem>ılcısı Erol Erkut 9 Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKıak-H Zı\aBK 1352 S 2 3 Tel 4411220 FaU 4418^45 ka\a, Şükran Soner, İbrahim #AdanaTemsılcısıÇetin \ iğenoğlu, lnonuCd 119S \o 1 l.Tel Yıldız, Orhan Bursalı. Musta- 36? 12 11 Faks 363 12 15 iıntalva Temsılcısı \hmet Oruçoğlu fa Balbaj, Hakan Kara. Cumhunvet Cad 80 5 Tel 0242 248005" Fa\ 24305ı» Bılgı I^lem \hmet Korulsan 9 Sa- i!} Fazilet Kuza • OnelMudur CanÇagdaş 0 Genei Muduf^nj ( Satış) Tula> MattııDölen • \ludur \rd iFuıans \e Operas\onı Erhan Özdemir • Pazarlama Dı- rektorüTüla>TosuaTel 0212 3543300 Faks 0212 "54 32 9^ Vi>ımla>»n: \enı Gun Haber \janMBaiin ve ^t aMncılık \ 5 Turkocagı Catl *9 41 Cağaloehı '-T'Mlstanbul Pk Z¥> - btdecı *44'5 Ist Tei" 10 212)512 0^05 OOhatl Faks (0212ı5P 85 "5 B»skı: VieıiezGd2ete Dera Basm \ avıncılık San. veTıc \S BartarosBuhan No !25 Beşıkaş - Ist G*nd Dağınm: BBD Medez 13EK.İM20O3 Imsak5 38 Güneş " 06 Oğlc 12 58 Ikındı 16.03 Akşam 18 37 Yatsı 19.57 t . Paris'te John GaUîano şovu Haber Merkezi - tngiliz modacı John Galliano ha>Tanlannı yine şaşırtmadı. Ingiliz tasaruncı Paris moda haftasında sergilediği 2004 ilkbahar - yaz kreasyonuyla hem alkış aldı * hem ilgi topladı. Korseli ve dekolte kıyafetleriyle olduğu kadar ilginç makyaj tarzıyla da Paris podyumunda firtma estiren Galliano, tasanmlannda her zamankı gibi dişiliği ön plana çıkardı. (REUTERS) İstanbullular 19 Ekim'e kadar fotoğrafa doyacak Saydam' Haber Merkezi - 8. Saydam Günlen önceki gün başladı. 19 Ekim'e kadar sürecek olan saydam günlennın bu yılki konuk ülkesi Iran. îranlı fotoğrafçılan Istanbullu sanatseverlerle buluşturan saydam günlerinin bir bölümü de Irak'a adandı. Saydam günlerinin en dikkat çekıci bölümlennden biri de Fotoğrafçı Çocuklar Atölye Çalışmalan'nın göstenleri olacak. 8. Saydam Günlen, Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu'nda önceki akşam Hüsnü Atasoy'un "Köpek Gözler" adlı açılış gösterisiyle başladı. Gecede 2003 yılı Saydam Göstensı Bursu'nu kazanan Zeynep Esmez'in "Herkes Biraz Şizofrendir" adlı gösterisi de ızlendı Konuk ülkeler Festıvalin saygı bölümünde cumartesı günü kısa süre önce yaşamını yıtiren Emirhan Durmuş \ e Uğur Uluocak ile ölümünün onuncu yılında Gökhan-Evren Yalta gösterilerle anıldı. Konuk ülke bölümünde ise tranlı fotoğrafçılar Reza Hemmati Rad, Saber Anvari, Nader Samavati: tran'ın günlük yaşamnıdan modasına, coğrafyasından kültürel izlenne değin genış bir yelpazede yapılmış çalışmalanyla fotoğrafseverlerle buluştu. Festivalde bir bölüm de işgal altmdakı Irak'a adandı. Savaş rüzgârlanrun esmeye başladığı kış aylanndan bugüne Irak'taki durum Türk fotoğrafçılanmn bakışıyla perdeye yansıdı. Nader Samavati Reklam' Saydam günlerinin en dikkat çekicı bölümlennden bıri de Fotoğrafçı Çocuklar Atölyeleri'ne aynldı. 17 Ağustos depremı sonrası Dayanışma Gönüllülen Derneğı'nce başlatılarak Fotoğraf Vakfı Gınşımfnce sürdürülen Hacı Süleymanbey, Aksu Köylen ıle lzmit-Şırintepe ıle Dıyarbakır'dakı Fotoğrafçı Çocuklar Atölyelen'nde üretilen fotoğraflar bugün ÎFSAK salonunda göstenlecek. Elmadag Çocuk Tutukevi, Kasımpaşa Çocuk Yuvası ve Sokak Çocuklan atölyeleri çalışmalan çarşamba. Azız Nesin Vakfı ve Türkıye Eğıtım Gönüllülen Vakfı atölyelennde gerçekleştırilen çalışmalar da cuma günü İFSAK"ta sunulacak. Yann ıse saat 19.00"da Fotoğrafçı Çocuklar Atölyelen Özel Bölümü izlenebilir. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN ABD Öncülüğünde, 'Gerilemek'L 'Strasti Mordasti'yi, hatırlayan kaldı mı? Maksim Gorkiy'in, dokunaklı bir hikâyesidir; 4O'lı yıllann sonlarına doğru, Türkçe'ye çevril- mişti: Kendisine iyilik edilen, son derece çir- kin ve yoksul birfahişe, manevi borcunu öde- mekiçin, iyıliğiyapanerkeğe, bedelsizyatma- yı önerir; o esnada ne der bilir misiniz, insanın tüylerini ürperten şu sözlen:"-... Istersen, yii- zümü örterim!" O yıllar, ne de olsa çocuk sayılırız; sadece fahişenin 'mangalyürekli' bir kadın olduğunu düşünebılmiştim; birdetabii Maksim Gorkiy'in. ne çetin bir insan sarrafı olduğunu! Sorunun, son derece kapsamlı, bir 'medeniyet' sorunu diye alınması gerektığini, çok sonra anladım: 'Aydınlanma'nın getirdiği 'hümanisttavır', yalnız Güzel Sanatlar'da değil; bilim vefel- sefe dahil, biitün üst/yapı müesseselerin- de ciddi bir yükseliş sağlamış, önemli bir aşama kaydetmişti: 'Insanlık durumu'nu hiç unutmamak! Cahıl ve görgüsüz Uzak/ Bat'nın, (ABD anlayınız) Post/Modernizm'i, işte bunu kabul edemiyor Ne Güzel Sanatlar'da, ne Bilim ve Felsefe'de, ne de Media'da! XXI. yy. başlan- gıcında, insanlığın, ABD öncülüğünde gerıle- mesi bundan! O durumu yakalayıp ölümsüz kılmak... 'Teber Çelik'in Kansı'nı okumuş muydu- nuz? '40 Karanlığı'nda, Gün dergisinde ya- yımlanmıştı; okuyalı, handiyse 60 yıl olmuş, onu kafamda hâlâ dün okumuşum gıbi, canlı tu- tan nedır? Ya da Erich-Maria Remarque'ın 'Insanlan Seveceksin' başlıklı romanından, şu anda bile ezberımden yazacağım, o satır- lar?"... Steiner, üç gün sonra hududu geç- ti. Havada tebeşir gibi bir ay vardı. Steiner gerçi tahammüllü bir insandı, fakat bütün vücudu tere batmış bir halde, hududu ge- çer geçmez; geriye dönüp, yüksek sesle, üç kere kansının ismini tekrarladı..." Peki, ya Rrfat llgaz'ın Alişim'i? O şiirdeki, insanın içini adeta oyan, mütebessim beşerî- lik? "... kasnağından fıriayan kayışa/ kap- tırdın mı kolunu alişim?/ daha dün öğle paydosundan önce/ zileli'nin gitti ayakla- rı/ yazıldı onun da raporu/ ihmal'den!.." Modernizm, sanatta, ilimde, fende, media'da, 'insanlık dramı'nın bu yüceltcı tespitine, And- re Malraux'nun o çok ünlü romanına, koydu- öu adı takmıştı: "La Condition Humaine/ ınasnlık Durumu". Ister estetik olsun, ıster bı- lımsel, beşeri çaba ancak o 'durumu' yakala- yıp ölümsüz kılabılirse makbuldür; aksi halde, çekıver kuyruğunu!.. 'İnsanlık durumu'na bir adbulmak!.. Bilim adamıtespitıni, mensup olduğu ilım dı- 'sıplinınin; sanatçı, estetiğin kuralları ıçin- de yapmaktadır; gazeteci -isterse görsel ol- sun- mantık kategorileri içinde kalır ama, ne dedikodu zevzekliğine düşer, ne de 'mazba- ta' yavanlığına! Muhâbir, şimşek gibi çakan 'in- sanlık durumu'nu, olanca çıplaklığıyla habe- rine 'yerieştirmek'; röportajcı önüneçıkan her beklenmedik yeniliği, beşeri ve sosyal düzey- dedeğerlendirip, röportajına 'yed/mie/c'zorun- dadır. Sayfa sekreterinin, başlık 'açarken' görevi, mahalle kansı gibi yılışmak yafıut külhanbeyi olmak mıdır; yoksa haberdeki 'insanlık duru- mu'na bir ad bulmak, bir isim koymak mı? Unutulmayan gazetecilerin, ikinci türden oldu- ğunu söylemeye, bilmem lüzum var mı? Nereden nereye? Alain Delon'un bir Fran- sız dergisinde, yazısına rastladım; sinemadan yakınıyor: Nerede imiş o eski filmler? Acaba 'yıldız' olduğu, binlerce kişiyi karanlık salon- lara doldurduğu, 'o eski iyi zamanlar'ın nos- taljisıni mi yaşıyor? llk anda öyle sanılsa da, okudukça durum farklı; aslında, bir süredir be- nım de size aktarmaya çabaladığım, bir 'ek- sıkliğin' altını çizdiği anlaşılıyor; müzik nasıl melodiyi kaybetti, tempoya yozlaştıysa; ede- bıyat nasıl 'insanlık durumu 'nu unuttu, laf ka- labalığına dönüştüyse; sinema da öyle, bilgi- sayar hılelı özel efekt kataloğuna benzıyor İn- sanın, insanlık için yarattığı her şey, insan- lığını kaybediyor. Neden? Hayvanlardan ne farkımız kalır? Yakın/Batı (AB) 'Rasyonalizm'dir, yani 'A/(//c///fc'!Âdemoğlu, hemcınslennı hür ve eşit kabul ederek, Modernizm'e yani Hüma- nizm çağına girmişti; bunun tabii sonucu, Sos- yal Darvvinizm'in, yani güçlünün egemen ol- ması ve kalmasının, ciddi şekilde eleştirilme- sı; eleştırilmek de laf mı, ona karşı çıkılması ol- du. Halklar özgürlüğü ve eşitliği ciddtye al- dılar ve alıyoriar; bunun sonucu, a/ demok- rasi, b/ demokrasi'nin toplumsallaşması, c/ sosyalizm, d/ sosyalizm'in özgürteşme- si'dir, yani güçlünün değil, haklının ege- men olması! 'Sistem'in katlanamadığı, işte budur! Yer- yüzünde, Aydınlanma'nın getirdiği ne varsa, tü kaka sayıp; Modernizm'i ve onun, sosyal ve beşeri kavramlarını, ortadan kaldırmak is- tıyor; aslında bilımsel ve estetik düzeyde, ın- sanları kör ve sağır edecek; öylesine ki, onu o kadar ürküten 'insanlık durumu'nu fark bi- le edemeyeceksın! İyi de o zaman, hayvanlardan ne farkımız kalır? e-mail:tilahan ' isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212/26019 88 T a t s ı z t a t i l l e r e , p a h a l ı t a t i l l e r e , t a t i l s i z g e ç e n y ı l l a r a s o n ! Kalacağınız yer : "tatile abone" dostlarımızın kalacakları Otel Yuceien Gokova Körfezı'nde denızle iç ıçe... Naıl Çakırhan'ın Ağahan Mımarlık Ödülü'nö aldığı Akyaka yöresinde.. , Türk mımarısiyle Avrupa konforunun bîrbileşımi.... Kalacağınız oöa 3 kişiiik, klımalt, banyolu, balkonlu, tetev'zyor VQ ~ ^ ( minibariı...Aynca, ote'/r r est özeikumsalı, yüzme navjziarı, çocvk' - •-••' öahçesı... Fitness center Jahjzi sauna... Masa tems; sc * <- ~o olana^a';- ... Hec&Bfcin içıf! Tatile abone olun!.... 10 ay ödeyin, 10 yıl tatil yapın.... Bir hafta, iki hafta... Bir ay, iki ay... Ne kadar isterseniz... temmuzda ya da mayısta... Ya da ekimde, hatta şubarta... Ne zaman isterseniz... _ (-- Nerede mir Gökova — AJc\ - aka'da, ''* Yuceien Otel'de... C : ';: .', Artık 10 yıl abone olacağınız süre boyunca, tatilıniz guvence altında... Artık tatile gidememek diye bir sorununuz olmayacak... Dilediğinız kadar 'tatile abone' olduktan ve 10 ayda ödedikten sonra, her yıl elinizi kolunuzu sallayarak gidip tatilinizi yapacaksınız. (Hem de kolayca anlaşıp dost olacağınız Cumhuriyet okurlanyla birlikte...) Ne kadar mı ödeyeceksiniz? 'tatile abone' olmadığınız zaman ödeyeceğinizin çok altında. (Doğal olarak, fiyatlar temmuzdan şubata doğru kademeli olarak düşüyor.) Lütfen, daha ayrıntılı bilgi almak, 'tatile abone' olmanın size sağlayacağı pek çok avantajı ve inanmakta güçlük çekeceğiniz fiyatlan öğrenmek için bizı arayın. Dilerseniz avantajlara birkaç örnek verelim: 1. Başka bir devre-tatil sısteminde olmayan bir avantaj: Kahvaltı fiyatların içinde. 2. Dilediğinizde tam pansiyon kalma seçeneği: Bu durumda, kişi başına (yaz ya da kış, fark etmez) öğle ve akşam yemekleri için günde çok düşük ve abonelik süreniz bo}oınca değişme\ecek bir ücret ödeyeceksiniz. 3. Diyenm, şubat ayında bir hafta tatile abone oldunuz, ama temmuzda tatil yapmak istediniz. Yer olduğu taktirde, aradaki fi)r at farkını (yalnızca o yıl için) ode\ erek yapabihrsiniz. 4. Ya da tatile aboneliğiniz temmuz aunda ve şubatla değıştirmek istiyorsunuz.Yine yer \-arsa değiştirebilir ve bir hafta yerine daha uzun süre tatil yapabilirsiniz. 5. Yalnızca Yuceien Otel'de bulabileceğinız bir avantaj: Dilerseniz, tam donanımlı Yuceien Hastanesi'nde size özel fiyatlarla çekap olanağı Dikkat Yapacağınız 'tatile abonelik' sozleşmesi Tuketiciyt Koruma Yasası ve 2003 Hazıran ayında çıkartlan Devre Tatil Yonetmenlığine uygundur. YAPI-C "Tatile abone eder" İstanbul Merkez: Türkocağı Cad. Basın Sarayı No: 1 Kat : 4 (Gazeteciler Cemiyeti ustu) Cağaloğlu-İstanbul Tel: (0212) 520 21 91-92, (0212) 522 49 26 Faks:(0212)520 50 23 (Cumhuriyet Gazetesı) (0212)512 05 05/550-561 \wv\v.yapic.com.tr YAPI-C Bir Cumhuriyet Vakfı Kuruluşudur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle