Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2003 PAZARTESİ
HABERLER
'ABD PKK'ye
para verdi'
• ANKARA(ANKA)-
Işçi Partisi (ÎP) Genel
Başkanı Doğu Perinçek,
27 Aralık'ta ABD'nin
terör örgütü PKK'ye 125
milyon dolar verdiğini öne
sürdü. Perinçek, parti
genel merkezinde
düzenlediği basın
toplantısında ıddıasına
kaynak olarak Rus
kaynaklannı ve
Yugoslavya eski
Genelkurmay Başkanı ve
Sırbistan Sosyalist Parti
lideri Pavkoviç'i gösterdi.
Perinçek, "ABD, Irak
savaşında Kuzey Irak
örgütlerine verilmek üzere
örtülü Ödenek'ten ayırdığı
500 milyon dolarlık
kaynağın 125 milyon 335
bin dolannı PKK'ye verdi.
CIA'nın, PKK'ye para
transferi 27 Aralık 2002
tarihinde gerçekleşti.
Paranın 200 milyon dolan
Barzani'nin örgütü olan
KDP'ye, 175 milyon
dolan da Talabani'nin
örgütü olan KYB'ye
verildi" dedi.
Bcrem Acuner'e
son görev
• A N K A R A ( A N K A ) -
Milli Birlik Komitesi
üyesi emekli Kurmay
Albay Ekrem Acuner
toprağa verildi. Cuma
günü yaşama veda eden
Acuner için ilk tören
ihtilalin ardından tabii
senatör olarak görev
yapuğı TBMM'de
düzenlendi. Acuner daha
sonra Kocatepe Camiı'nde
kılınan cenaze namazının
ardından Cebeci
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Kocatepe
Camii'ndeki cenaze
törenine Acuner'in
ailesinin yam sıra Suphi
Karaman gibi Milli
Birlik Komitesi üyeleri,
subay ve astsubaylar ile
Cumhuriyetçi Demokrasi
Partisi Genel Başkanı
Yekta Güngör
Özden de katıldı.
MHP Afyon
toplantısı
• AFYON (AA)-MHP
Genel Başkanı Devlet
Bahçeli, partisinin MYK
ve 21. Dönem
Milletvekilleri
Toplantısı'nda adaylığının
gündeme gelip gelmediği
sorusu üzerine, "Bizde
öyle sorunlar konuşulmaz"
karşılığını verdi. Bahçeli,
"MHP yoluna devam
edecektir. Çok büyük bir
güçkazandığı
inancındayım" dedi.
ÖZÜP
Yazanmız Orhan
Bursalı'nın 5 Ocak 2003
pazar günkü yazısmda
metroloji (ö)çübilim)
sözcüğü meteoroloji olarak
çıkmıştır. Özür dılenz.
Düzeltme Servisi
ANAP Genel Başkanhğı'na aday olan Özdemir, eleştirilerini ve hedeflerini anlattı
ÖzalruhucanlandınlacakSERTAÇ EŞ
ANKARA - ANAP' ın haf-
ta sonunda yapılacak olan
olağanüstü kongresinde genel
başkanlık yanşına katılan AH
Tahp Özdemir, Türkiye'deki
küçülmenin ANAP' m küçül-
mesiyle koşut olduğunu be-
lirterek partinin kendisini ye-
niden tanımlaması gerektiği-
ni söyledi. Turgut Özal'ın
başlattıgı dönüşümü sürdür-
meyi hedeflediğini belirten
Özdemir, "ANAP'ınkurum-
sal kimligini yeniden ihya et-
meyi planbyoruz" diye ko-
nuştu.
ANAP'ın olağanüstü kong-
resinde genel başkanlığa aday
olan özdemir, partiye yöne-
lik eleştirilerini ve hedefleri-
ni gazetemize anlattı. Siyaset-
teki hedefinin Türkiye'de
Özal ile başlayan dönüşüm
programının devammı sağla-
mak olduğunu anlatan özde-
mir, "Buna siyasi hedefim de-
İLÇE BA5KANLARINDAN LÜTFULLAH KAYALARA DESTEK
tstanbul Haber Servisi - ANAP' ın tstan-
bul'daki 20 ilçe merkezinin başkanı, ANAP
Istanbul II Merkezi'nde düzenlenen basın
toplantısında, partinin 3. olağanüstü bü-
yük kongresinde genel başkan adaylann-
dan Lütfullah Kayalar'ı desteklediklerini
açıkladı. ANAP'ın 3. olağanüstü büyük
kongresinin 11-12 Ocak tarihlerinde ger-
çekleştirileceğinin anımsatıldığı açıklama-
da şöyle denıldi: "Bu kongre, Türkiyemiz
ve onon büyük gdeceginin miman ANAP
için önemlidir. Türk insanının özlemi, bu
kongrede ANAP'm güçlü blr kadro ve isa-
betUbir genelbaşkan seçimiylemümkün ola-
cakür. Bu noktadan hareketle, aşağıda ad-
lan ve imzalan bulunan biz tstanbul ilçe
başkanlan, halkiH»*'" ve teşkUaünuznı da
büyükçoğunluğununortakisteği, genel baş-
kan adayımız olarak her yönüyle mükem-
mel bir lider olan Sayın LütfuUah Kayalar'ı
gönülden destekkdiğimizi basuumız aracı-
bğıyia Türk kamuoyuna beyan ederiz."
mek eksik olur. Bu benim si-
yasiihtirasım. Biz ÖzalTa bir-
Hkte, koskoca bir ülkeyi top-
yekûn dönüştürmenin, miDe-
tin makûs talihini yenmenin
siyasi hazzmı yaşadık. Bu he-
yecanı ben biKrim" değerlen-
dirrnesini yaptı.
Özdemir, ANAP'ın parti
içi önceliklerine ilişkin yeni-
den yapılanmanın şart oldu-
ğunu söyledi.
özdemir, "Bircümleylesöy-
kyeyim, ANAP kendini yeni-
den tanımlamak ve yeniden
üretmekzomndadır. ANAP'm
siyasal çizgisinde kmlma baş-
ladığı tarihten beri, hem par-
ti küçüldü hem Türldye kü-
çüldü. Neşteriburaya vuıma-
dığınız zaman geiipgklenterin
fazla bir önemi ohnayacak ve
partinin kaderi değişmeye-
cektir" dedi.
ANAP'm kendi çıtasmı yi-
ne kendisinin düşürdüğünü
belirten Ali Talip özdemir,
yeniden yapılanma kapsa-
mında birbiriyle uyumlu ye-
ni bir kadro oluşturacaklan-
nı söyledi. Türkiye'nin yeni
hedeflere ihtiyacı olduğunu
belirten Özdemir, "Türld-
ye'ye bakarak partinizi di-
zayn edersiniz. Ulke ihtrvaç-
lanndan bağunsız bir siyasi
öncetiğnüzolamaz" diye ko-
nuştu.
ANAP'ın giderek marjinal-
leştiğini, bu nedenle başan-
sız sonucun kaçınılmaz ola-
rak yaşandığını dile getiren
özdemir, "Kimseyisuçiamak
istenüyonun ama bu süreci
doğru okumak laznn. Objek-
tifdavranışlann yerini kişisel
tutumlar aku. Bu ise yetişmiş
insan potansiyelimizi, ki bu
potansiyel başka partideyok-
tur, aül bırakn" değerlendir-
mesini yaptı. Son dönemde
partide kaliteye tahammül-
süzlüğün egemen olduğunu
belirten özdemir şöyle ko-
nuştu:
"Hedefyeni bir program, bu
programa uygun kadrolar ve
siyaset üretme mekanizmala-
nyla bir bütünlük teşkfl eden
ANAP. ANAP'm kurumsal
kûnUğini yeniden ihya erme-
>i hedefByoruz. ANAP ken-
dine benzedikçe sorunlann
hepsini aşanz."
Tarım arazisi yol oldu
Çiftçiler
AÎHM
yolunda
• Tanm topraklan çevre yolu
güzergâhında olduğu için istimlak
edilen Barakfaki ve Narlıdereli
köylüler, belirlenen rayiç
bedellerinin düşük olduğunu
savunarak Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'ne başvurdu.
BURSA (Cumhuriyet) - Bursa
Çevreyolu'nun geçtiği güzergâhtaki
tanm topraklannı yitiren ve açtıklan
bedel arttınm davasını kaybeden 12
çiftçi Avrupa insan Haklan
Mahkemesi'ne (AlHM) başvurdu.
Barakfaki ve Narlıdere köylerinde
oturan AH Sakin, Nihat Gökgöz, Nuri
Yavuz, Ceynep Çah, Mehmet Yaldı,
Memduh Alüok, Yaşar Halil Kalpan,
Osman Çerin, Ahmet Şahin, Yüksel
Demirpençe, Müşerref Dede ve Mehmet
Alp'in kamulaştırma ücretlerine irirazını
Kestel'deki yerel mahkeme reddetti.
Yargıtay'ın da karan onayladığını
anlatan çiftçiler, Avrupa İnsan Haklan
Sözleşmesi'nin 35, 45, 47. maddelerinin
ihlal edildiğini savundular. Çiftçiler
adına AtHM'ye başvuran Bursa
Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan
Büenser'in başhukuk danışmanı ve
meclis üyesi avukat Mustafa GüJeç ile
Serhan Dede, davanın Bursa'da bu
alandaki ilk başvuru olduğunu
belirttiler. Yerel mahkemenin, tanm
müdürlüklerinin uygun gördüğü
rakamlar üzerinden bedel ödenmesini
kararlaştırdığmı, bunun da adil
yargılamaya gölge düşürdüğünü öne
süren avukatlar şunlan söylediler:
"Gayrimenkulü kamulaşüran da
bedenni tespit eden de Türkiye
Cumhuriyeti'dir. Yargı, bağınısız ve
tarafsız olarak görev yapmamaktadır.
Yargının bu uygulaması da adil
yarguama ilkesinin açık ihlafidir"
Avukatlar, AİHM'den dosya başma
5 bin dolar talep ederken. konuyla
ilgili dava açmak için 60 kişinin daha
bekJediği belirtildi.
'"Yeter artık, evlatlanmız ölmesin'
Tütuklu ve Hükümlö Afleieri Yardımlaşma
J
* Derneği (TAYAD) üyesi 2 kişi, F tipi
cezaevlerindeki tecrit uygulamalannın sona
erdirilmesi ve ölümlerin durdurulması istemiyk
Gaziosmanpaşa Gazi Mahallesi'ndeki bir evde
süresiz açhk grevine başladı. Eylem sırasında
Küçükarmutlu'da hayatmı kaybeden Osman
Osmanağaoğlu'nun ağabe>i Feridun
Osmanağaoglu, "Tecride karşı sürdürükn ölüm
orucu eylemi 810. gününe girdi ve bugüne dek 103
can aldı. Bu kadar biHm adanu, ayduı, sanatçnun
bulunduğu, kendine demokraüm diyenlerin, zulme
karşı olduğunu söyleyenlerin yaşadığı bir ülkede ne
yazık ki ölümler durdurulsun dfye açhk grevine
yarrvoruz" dedi Ölüm orucu 8. ekibinde yer alan
Nihat Palabıyık'uı annesi Emine Palabıyık ise
oğhınun 8.5 avdır aç olduğunu betirterek şunlan
söyledi: "Ben örgütten, poh'tikadan anlamam. Ben
bir anayun ve oğlumun her gün ya\^ş yavaş
erimesine dayanamıyonım. Yeter artık evlatianmız
ölmesin" dedL Basın açıklaması, "HaDaz, hakhyız
kazanacağız" ve "Analann öfkesi katiDeri
boğacak" şeklinde aülan sloganlaruı ardından
sona enfi. (Fotoğraf: ALPER TURGUT)
Edirne cezaevindeki kütüphanede 1 yılda 2 bin 290 kitap okundu
F tipındeki hükümlüler w
kitap kurdu'
EDtRNE (AA) - Edirne F Tipi
Cezaevi Müdürü Emrullah
Turan, cezaevinde kalan 170
hükümlünün, 1 yılda 2 bin 290
kitap okuduğunu bildirdi.
Turan, her türlü donanıma sahip
olan cezaevi kütüphanesine
mahkûmlann ilgi gösterdiğini
belirterek şunlan söyledi:
" Kütüphanede her türlü
kitabımız var. Günlük 5 gazete
sürekli geüyor. Haftanuı 5 iş
gününde dileyen hükümlüler,
istedikleri kitabı alarak
okuyabih'yoıiar. Ancak en çok
tercih ettikleri türün başuıda
romanlar gehyor. Cezaevinde
kalan 170 hükümlü, bir yılda 2
bin 290 adet kitap okudu. Ayda
20-25 kitap okuyan mahkûm var."
Müdür Turan, kütüphanedeki
kitap çeşidini arttırmak için
çeşitli kurumlarla yaptıklan
yazışmalar sonucu Türk Tarih
Kurumu'ndan ve TÜBlTAK'tan
çeşitli yaymlar geldiğini bildirdi.
Turan, Türk Dil Kurumu'nun ise
bu isteklerine cevap vermediğini
belirtti. Mahkûmlann
psikolojilerine de önem
verdiklerini anlatan Turan,
cezaevi psikoloğunun
saptamasına göre, mahkûmlarda
en çok görülen psikolojik
rahatsızlık türünün depresyon
olduğunu söyledi. Hükümlülerin
kitap okumalannın psikolojilerine
de katkı sağlayacağına
inandığını dile getirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.com
Özgür basınımız, SKK ve Bağ-Kur
emeklilerine yapılan zamlara kızdı.
Milyonlarca insan ayda 150-250 mil-
yon lira emekli maaşı alıyor. SSK ve
Bağ-Kur emeklilerinin toplam sayıs 4.5
milyon. Hükümet, yerinde bir kararla
bu ınsanlann maaşlanna 75 ile 100 mil-
yon lira arasında zam yaptı. Bunu du-
yan basınımız ise isyanlarda: "Nere-
den bulacaksın bu parayı" diye hü-
kümete veryansın ediyor.
Bir gazete bu haberi "Allah Kerim
Zammı" başlığıyla veriyor. Bu yeni
zammın bütçeye 3 katrilyon yük ge-
tirdiğinden soz ediliyor. Hükümet de
bu eleştirilere, yeni vergi gelirleriyle
ve kamu masraflannı kısarak çözüm
bulacağı cevabını veriyor. Gazeteci
ikna olmuyor, "Gösterbakalım nere-
den bulacaksın?"
• • •
Bu yazılan yazan, bu karikatürleri çı-
zen, bu manşetlen hazırlayan meslek-
taşlarımın, acaba sigorta hastanele-
Yoksul Yerde mi Sürünsün?
rine yolları hiç düştü mü? Devletin
memuru, polısi, askeri, milletvekilı ilaç
kuyruklannda beklemezken gitsinler
bu hastanelerin eczanelerindeki kuy-
ruklan görsünler. Hastane kapılannda
saatlerce, günlerce bekleyen yurttaş-
lar bu ülkenin yurttaşlan değil mi? On-
lar bu devlete vergi vermiyorlar mı?
Yoksulluk edebıyatı yapılmasından
hoşlananlardan değilim. Fakat ülke-
nin kaynaklan devlet eliyle har vurup
harman savrulurken sesini çıkarma-
yanlar, şimdi yoksula yapılan 75 mil-
yon zamma gözlerini dikmiş durum-
dalar. Devlet, sadece daha önce prim
ödeyen yurttaşın maaşına zam yapı-
yor. Yanı aldığını geri veriyor. Devlet bu
paraları nereden alıyor ki!
Ayrıca şu gerçeği görmemiz gere-
kıyor: Bu kadar yoksulluğa mahkûm
edilmiş birtopluluğun birşeyleryapa-
bilmesı de mümkün değil. Ayda 150
milyon liraya mahkûm olan mityonlar-
ca emeklinin ruh halinı, toplumsal du-
rumunu birdüşünün. Oniar çocukla-
rını nasıl okutacaklar? Bu ülkede eği-
tim alamayanlar yoksul kesimler. Eğer
alt kesimlerin gelirdüzeyi yükselmez-
se o ülkede ne eğitimli insan sayısı ar-
tar ne de toplumun psikolojisi nor-
male döner.
Bir çizer arkadaşımız, bir gazete-
de "Emeklinin parası nasıl ödene-
cek?" başlıklı karikatüründe Başba-
kan Abdullah Gül'ü yün eğirip iplik
yapan çobana benzeterek eğleniyor.
Onun bu parayı toplayamayacağını
söylüyor. Insanın zaman zaman isyan
edesi geliyor. Bu ülke kaynakları na-
sıl kullanılıyor? Lojman tartışması ye-
ni ortayaçıktı. Başta tasarruf merak-
lısı basınımız olmak üzere bütün bü-
rokrasi ayağa kalktı. "Vay efendim,
siz güvenlik güçlerimizi ortada mı bı-
rakacaksınız?" Dünyanın neresinde
bu kadar çok devlet lojmanı var? Bu-
nu bir tartışalım, bunun getirdiği yü-
kü hafifletmek için ne yapacağız onu
konuşalım.
öğretmen eksiği binlerte ifade edi-
liyor. Yıllık bütçenin önemli bir kısmı
ise Emniyet Genel Müdüriüğü'ne, Mil-
li Savunma Bakanlığf na ve Jandar-
ma Genel Komutanlığı'na aynlıyor. Al-
manya ve Fransa gibi bizimle benzer
nüfusa sahip ülkelerın asker sayısı
200 bınler civarında, Türkiye'nin as-
ker sayısı 800 bin. Teknolojinin bu ka-
dar geliştiği bir dönemde, 80 milyon
nüfuslu Almanya'nın üç katından faz-
la askerimiz var.
•••
Basının, emeklılere verilen zammın
peşıne düşmesini ve bu konuda hü-
kümeti sıkıştırmaya çalışmasını anla-
mam, açıklamam mümkün değil. Pa-
ralan sürekli birileri alıp batırsın mı? Pa-
ralar hep onlara gitsin, halk daha da
mı yoksullaşsın? Aynca yoksula giden
para ekonomiye geri döner. Çünkü
zaten aldığını hemen harcamak zorun-
da. Yurtdışına kaçıracak değil ya? Ek-
meğe verecek, ilaca verecek...
Gazetelere bu manşetleri atanlar,
ayda kaç para ile geçınıyorlar aca-
ba? Yoksulun 75 milyonundan eko-
nomik tasarruf mu olur? Ekonomik
tasarruf olacaksa tartışacak o kadar
çok şey var ki! Ama bunları dile getir-
mek için de yere sağlam basmak ve
kimseye bağımlı olmamak gerekir.
Hükümetin yaptığı en olumlu işi
eleştirmek de ancak bizim "özgür
medyamız''a yakışır...
2000'Iİ Y1LLARDA
ERDAL ATABEK
Hepimiz Çocukluktan
Geldik...
Cumhuriyet gazetemizin yeni yıl ekindeki yazılan
okurken dikkatimi çekti. Yazarlarımızın çocukluk anı-
lan zamanın dönemecinde yeniden canlanmış.
llhan Selçuk, "Adana'da ortaokul öğrencisi iken
saat kulesindeki saatin akrep ile yelkovanına bakar,
saatin nasıl ilerlediğini" aniamaya çalışırmış. Yazı-
smda zamanla ilgili değişimleri irdelerken bu anıyı
hepimizi düşündüren bir yerde değerlendirmiş. Aynı
merakı, gördüğüm meydan saatlerinde duymuş bi-
risi olarak bu gözlem çok hoşuma gitti.
Hikmet Çetinkaya, "Çocukluk düşlerimle oyala-
nınm, her yeni yıl geldiğinde" diyor.
"Bir taşra kasabasının yalnızlığı içinde gezinirim.
Tren saatlerine bakarım.
Lapa lapa karyağıyordur dışanda...
Odanın içinde odun sobası, pencerenin kıyıcığın-
da o yüksekçe sedir...
Ben penceredeyimdir.
Kimseleryoktur..."
Ama küçük Hikmet'in öyle garip garip bakındığını
sanmayın. Arkadaşı Ali'yi görür birden ve pırrr. An-
nesini dinlemez, tepinir ve sarılıp sarmalanıp yallah
sokağa. Karların içine.
Mustafa Balbay, kendi çocukluğunu değil de dün-
yanın çocukluğunu anımsatıyor.
"Insanlık acaba bin yıl önce nasıldı, bin yıl sonra
nasıl olacak? Iki bin yılın ortasında, bugün nasıl bir
dünyada yaşıyoruz? Anadolu topraklanndan başla-
mak gerekirse, 11. yüzyılla başlayıp 12., 13.yüzyıla
uzanan süreçten daha insanca biryaşam sürdüğü-
müzü söyleyebiliyormuyuz?" diye kendine de, bize
de soruyor.
Mustafa Balbay'ayanıt Isveç'ten mi geliyor? Isveç'in
tanınmış gazetelerınden Aftonbladet, "yılın kadını
olarak Fadime Şahindal'/ seçiyor". Fadime, bir Türk
kızı. Ailesinin eviendirmek istediği amca oğiuyla ev-
lenmek istemiyor. Bir Isveçliyi seviyor, ancak bu sev-
gili bir trafik kazasında ölüyor. Isveç'te artık ailesiyle
yaşamayan Fadime, gördüğü sosyal hizmetler eğiti-
mi içinde yapacağı tez için Kenya'ya gitmek üzere
iken vedalaşmaya gittiği annesinin evine gelen ba-
bası tarafından tabanca ile vurularak öldürülüyor. 21
Ocak 2002 günü öldüğünde Fadime henüz 26 yaşın-
da idi. Baba, namusunu kurtardığını ve pişman olma-
dığını söylüyor.
Acaba bizde "yılın kadını" olarak kim seçildi? Ben
bilmiyorum.
Oral Çalışlar da Tarsus'a, çocukluğuna, ortaokul
öğrencisi olduğu dönemlere gitmiş, Kenan Usta'sı-
nı anıyor. "Kenan Usta, futbol meraklısıydı. Henüz or-
taokul öğrencisiyken, bizleri bir takım kurmak ama-
cıyla çalıştırırdı. Kenan Usta, yoksuldu, tekgözlü ça-
murdan birevde kalırdı." Tam bir futbol amatörü, ya-
şama erken gelenlerden. Bu arada Oral Çalışlar'ın Tar-
sus Idman Yurdu'nda profesyonel olarak futbol oy-
nadığını öğreniyoruz.
Tanıdığım, birlikte çalıştığım arkadaşlarımızın ço-
cukluk yıllarını merak etmeye başladım. Nasıl bir ço-
cukluk geçirmiştik? Nelerle karşılaşmış, neleryapmış-
tık?
Tohumdan meyveye giden yol nelerle bezenmiş-
ti? Hangi destekler, hangi engeller? Nelerle sevinmiş,
nelere üzülmüştük? Kendimize nasıl yol açmıştık? Çok
ilgi.çekici serüvenler.
Özgen Acar, "Çocukluğumun karabasanlannı yi-
ne görmeye başladım" diyor. Babasının eve aldığı bir
yığın gazetenin yanı sıra mizah dergileri de aldığını
anlatıyor özgen Acar. Karikatür ustalarının çizdiği
miğferli, zırhlı, adaleli 'Mars 'ın nasıl da savaşı simge-
lediğini anlatıyor. Mars, bu Romalı savaş tannsı öz-
gen Acar'ın bilincine "zalim, kötü adam" olarak yer-
leşmiş, banş olunca "Mars öldü demek ki" diye se-
viniyor. Bugünün yeni 'Mars 'ınagüzel bir gönderme.
Hepimiz çocukluklanmızdan geldik.
Çocukluğumuz, bizi biçimlendiren, bizi yetiştiren,
bize iyiyi kötüyü öğreten süreç.
Ben de bir anımla sevgili yazarlarımıza katılayım.
Annem, ara sıra bana terbiye edici bir masal anla-
tırdı, "TopalPiliç" masalını.
"Birtopalpiliç varmış, annesiyle kardeşleriyle bir-
likteyaşarmış. (Yani topal pilicin yaşamı da bize ben-
zenmiş). "Topal piliç ormana gitmek istermiş ama
annesi izin vermezmiş" (Her gün gözünü açar aç-
maz sokağa fırlamak isteyen bana örtülü bir ders ve-
riliyor). "Ama bir gün topal piliç evden kaçmış, or-
manda gezmeye başlamış. Ormanda gezen avcılar
topal pilici görmüşler, ateş etmişler, topal piliç vu-
rulmuş, sonra da onu pişirip masaya koymuşlar, ra-
kılarını açıp yemişler." (Anneciğim öylece anne sözü
dinlemeyen çocukların başına neler gelebıleceğini
öğrenmemi isterdi). Ama benim masaldan aldığım ke-
yif avcıların pilici vurup da keyifle oturdukları içki ma-
sası olurdu. Anneme masalı yineletip anlattınr, son-
da sofrayı nasıl kurduklarını, açılan rakıyı sorardım.
Sonunda annem topal piliç masalını anlatmayı kes-
ti, istediğim zaman da hiç oralı olmadı. Demek ki ma-
sallar da insanına göre değişik anlamlar taşıyor.
Hepinizin yeni yılı istediğiniz bir yıl olsun.
e-mail: erdalatak <J superonline.com
faks:0212-513 90 98
Atamınkurtardığıesir1
Atatürk'e minnetini
soyadı yaptı
CEMtLCtĞERtVl
SAMSUN-Samsunlu
Haldun Atamınkurtar-
dığıesir'in soyadı hem
anlamı hem de 20 harf-
lik uzunluğu ile dikkat
çekiyor. Soyadınm tari-
hi, Kurtuluş Savaşf na
dayanıyor.
Samsun Toprak Mah-
sulleri Ofisi Bölge Mü-
dürlüğü'nde çahşan Hal-
dun Atamınkurtardığı-
esir, soyadını Kurtuluş
Savaşf nda Kütahya-Es-
kişehir cephesinde sava-
şan ve esir düşen dedesi
Hamdi Bey'den aldığını
söyledi. Dedesini Sakar-
ya Savaşı'nın ardından
ulu önder Atatürk'ün
kurtardığını anlatan Ata-
mınkurtardığıesir, "So-
yadı Kanunu çıkOğı za-
man da bu anlamlı so> a-
dını ahnışız" dedi.
Soyadıyla gurur duy-
duğunu ancak resmi iş-
lemler sırasında büyük
zorluklar çektigini anla-
tan Atamınkurtardığıesir,
Türkiye'de bu soyadını
sadece kendi ailesinin ta-
şıdığını söyledi. İlköğ-
retim 4. sınıfta okuyan
oğlu Kağan ve 3. sınıf-
taki kızı Ash'nın da so-
yadlan nedeniyle büyük
zorluklaria karşılaşhkla-
nnı belinen Atamınkur-
tardığıesir, ilginç soyad-
lannı rehberde gören ba-
zı kişilerin telefon açarak
soyadlannın anlamını
sorduğunu ifade ettı.