07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2003 CUh 4 HABERLER DUNY4DA BUGÜN ALt SİRMEN Kıbrıs'takiYanlışHesap Karadağ'dan Döndii 29 Ocak günü, Frenkler'in Montonegro dedik- leri, Osmanlı'nın eski vilayeti Karadağ'ın pariamen- tosunda tarihi bir oylama yapıldı ve YugosJav Fe- derasyonu resmen bitti. Iki gün boyunca süren görüşmelerin ardından oylamaya katılan 62 milletvekilinin 35'inin oyla- nyla, artık Yugoslav Federasyonu resmen tarihe kanşmakta ve bir konfederasyon şeklinde Kara- dağ, Yugoslavya'nın ortağı olarak (partnership)Av- rupa'ye katılmaya hazırlanmaktadır. Bilindiği gibi, diğer federe devletlerin aynlma- sından sonra eski Yugoslavya'dan geriye birtek Sırbistan ve bir de Karadağ kalmış bulunmaktay- dı. Karadağ, iki yılı aşkın süredir, artık Sırbistan ile birlikte, Yugoslav Federasyonu'nu oluşturmak is- temediğini, konfederal bir yapryı yeğlediğini, bu çözüme ulaşılamaması halinde, bağımsızlığını iian edeceğini açıklamıştı. Karadağ'ın 1991 yılında, Yugoslavya'nın dağıl- ma süreci başladığında, Sırbistan ile birlikte, Yu- goslav Federasyonu içinde kaJma karannı verdi- ğini de belirtmek gerek. önceki gün vanlan yeni çözüm büyük tartışma- lardan sonra kabul edilmiştir. Nitekim, bağımsızlıktan yana olan Karadağ Başbakanı Dragan Curoviç, vanlan çözümün kimseyi tam olarak tatmin etmediğini, ama geniş bir uzlaşmanın ürünü olduğunu açıklamıştır. • • • 15. yüzyıldan bu yana yanm yüzyıl kadar ba- ğımsız yaşamış olan 13 milyon metrekare yüzöl- çümü ve 550 bin nüfusu olan bu ülkenin federas- yondan çekilme nedeni, dağılma süreci içinde yaşanan olaylann, artık Yugoslavya'da eski fede- ral modelin yaşayamayacağını göstermiş olma- sıdır. Turizm zengini olan bu küçük ülkenin aldığı bu karar, çok önemli bir gerçeği gözler önüne seri- yor. Ikinci Dünya Savaşı ertesinde, Ttto'nun nice öz- veriyle ve büyük özenle hazırladığı model çöker- ken, benzerlerinin de yaşama şansı olmadığını gös- termiştir. Birbirieriyle bir arada yaşama isteğini geJiştire- memiştopluluklara, yukandan ya da dışandan ya- pılan baskılar bir sonuç vermemektedir. Hatta bu toplulukJar, köklü bir ortak geçmişe sahip olsalar ve yanm yüzyıla yalon bir süre bir arada, önemli bir çatışma olmadan yaşayıp, bir federasyonun kurumlannı yaşama geçirseler bile... Yugoslavya'da yaşananlann bu gerçeği bütün dünyaya anlatması gerekirken, ne yazık ki, olaya müdahil olmuş olanlardahi gerekli dersi çıkarma- dılar veya çıkarmamakta direndiler. Bu gerçeklerin ışığı altında, AB'nin ve Batı'nın, Kıbns'ı Doğu Akdeniz'de Yugoslavya'nın, tam değilse bile yakın benzeri bir çıban başı haline ge- tirmekte direnmelerindeki nedeni anlamak ve bu- nu iyi niyetli birgirişim olarak nitelemek çok güç- tür. • • • Şu gerçeği artık görmemiz gerekiyor. Kıbns'ta 1974 harekâtı olmasaydı, tıpkı öncesinde oldu- ğu gibi, Yugoslavya'dakine benzer olaylann ya- şanılması kaçınılmazdı. Evet Kıbns'ta bir çözüm bulmak gerekir. Ama bu çözümün söz konusu sakıncalan giderecek ni- telikte olması şarttır. Kıbns sorununun bütün evrelerini görevi dola- yısıyla yakından izteyip özümsemiş bulunan, CHP Istanbul Milletvekili Emekli Büyükelçi Onur Öy- men'in de belirttiği gibi, Rum kesiminde beş yıl süreyle Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş oJan Rollandis bile Türkler ile Rumlann birden bi- r arada yaşamalannı öngören çözümlerin, ölüm- lere yol açacak kadar vahim olaylara neden ola- bileceğini söylemiştir. Bu gerçeği AB'ye ve taraflara sunduğu plan as- lında Ingilizler tarafından hazırlanmış olan BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a açıklamakta ol- dukça zorlanıyoruz. Ama bu noktada direnmek şarttır ve ancak o sayede bir sonuç elde etmek mümkündür. Gel gör ki, Türkiye ve Denktaş bunlarla boğuşur- ken, karşımıza umulmadık yeni bir iç etken çıktı. Bu, Kasımpaşa kabadayısı biçemi ilesiyaset ya- pan ve demeç veren, şu anda da hiçbir resmi sı- fatı olmadığı halde, Denktaş'aTV. ve gazeteler aracılığıyla savaş açan Recep Tayyip Erdo- ğan'dır. Acaba Kıbns'taki yanlış hesabın Karadağ'dan bir kez döndüğünü, şu Kasımpaşalı Tayyip Bey'e nasıl anlatmalı? Biz dışardaki karşıtlarla başa çıkanz, ama ken- disine laf anlatmanın deveye hendek atlatmak- tan daha zor olduğu Recep Tayyip faktörünü na- sıl aşacağız? Ne dersiniz?.. NAZIM KÜLTÜR EVlN'NDE TÖREN TKP, Mustafa SuphVyi andı İstanbuJ Haber Ser- vesi - Türkiye Komü- nist Partisi (TKP) kuru- cularından Mustafa Suphi ve 14 Mmerkez Kkomite üyesi arkada- şı, 82. ölüm yıldönüm- lerinde anıldı. istiklalCaddesi'nde- ki Nâzım Kültür Evi'- nde düzenlenen anma töreninde konuşan TKP MYK üyesi HaJuk Yurtsever, Türkiye'de TKP'nin ve komünist hareketin tarihçesini an- lattı. Yunanistan ve Fransa'daki komünist hareketlerin gelişimin- den örnekler veren Yurtsever, "Türkiye'de komünisthareket, 1973 atüunmdan sonra güç- lü, sınıf içinden gelen bir hareket oisa da 12 Eylül 1980 darbesine karşı hiçbirdireniş gös- teremedi Böylece ko- münist hareketleringe- leceğini de sekteye uğ- ratn. Türkiye'de buyüz- den komünisthareket- ler başarıü olamadı" diye konuştu. Orman Mühendisleri Odası Başkanı 'satma planına' karşı çıktığı için Ankara'dan uzaklaştınld OKTAYEKtVCt Ülkemizin doğasını ve çevre de- ğerlerini korumak için en ön saflar- da görev yapan Orman Mühendisle- ri Odas! 'nın Genel Başkanı Saüh Sön- mezışık, Orman Bakanlığı'ndaki ye- ni siyasal yönetimin "ormanlann sa- nhnasT hazırlığını eleştiren açıklama- larda bulundu... Aradından ise Anka- ra'dan en uzak görev yeri olarak Sa- nkamışa gönderildi... Sönmezışık'ın ormanlann özelleşti- rilmesi girişimlerine karşı çıktığı gö- rüşleri "Ormanlarda Akfirat Yasas" başlıklı yazımızda da yeralmış; Orman Mühendisleri Odası adına belirttiği kaygılan arasında, bu girişimin "yasa- • Orman Bakanlığı'nda müşavir olan, Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Saüh Sönmezışık'la geçenlerde konuşmuş ve ormanlann satışını eleştiren görüşlerine de Cumhuriyet'te yer vermiştik... Bunu adeta "suç" sayan Orman Bakanlığı yönetimi, Ankara'dan en uzak yer olan Sarıkamış'a gönderdi... dışı işgalcileri ödüllendirme n sonucu- nu yaratacağını da dile getirmişti... (Cumhuriyet-22 Ocak 2003) Önce şunu vurgulayalım ki yıllardır umursamadığımız yanlışlardan bin de kimi eleştiri konulannı "soruralula- nn" adıyla değil, "kurumlann" kim- liğiyle dile getirmek... Nitekim, şu son "ormanlann isgalcilere pazarianma- sı"yla igili haberler de genellikle "Or- man BakanlığTnınisteğP şeklinde ya- zılıyor... Oysa bu, bakanlığın hem ana- yasal ve yasal görevi hem de kurum ta- rihini yaratan çok sayıda "isimsiz or- mancının" özveriyle yarattıklan "ku- rumsalgeleneğm" tam tersi... "Bakan- hk" aslında *e öteden beri ormanJan yağmaJatmak için değil, korumak ve geliştirmek için var... Bu geleneğe ay- kın karar ve uygulamalann sorumlu- su da yine "bakanlık kurumu" değil, bu köklü devlet örgütünü "yöneten" Id- mi siyasal kadrolar... Nitekim, amaç veniyetleriyle Orman Bakanlığı'mn varlık nedenine aykın düşen bu tür siyasiler yeniden kuruma egemen olmuşlar ki, tuttular Orman Mühendisi Sönmezışık'ı merkezdeki görevinden uzaklaştınp Sarıkamış'a gönderdiler... Yıllardır ormanlan ko- rumak için Sankamış'tan Kaz Dağı 'na kadarülkenin tüm dagJanndakoşturan gerçek bir orman emektannı, "Bakan- Uktaki siyasflerin yeni yasa haTirhgnıı ekştirdiği jçnT görevinden ve Oda Baş- kanJığı için bulunması gereken Anka- ra'dan uzaklaştırmak, nasıl bir "insan haklan anlayışının" ürünüdür; yanıt bekliyoruz... Ustelik siyasiler bu uy- gulamayı, hükümetin "adalet ve d< mokrasi haftasT saydığı günlerde yap tılar... Ne var ki hem Sönmezışık v onungibi dahanice orman severorman cılar eskiden de varlardı, bundan son ra da var olacaklar... Ancak, şu siyasa yöneticiler nasıl olsa bir gün gidecek ler ve hatta tümüyle unutulacaJdar... Bakalım, Sönmezışık'ın babasınıı malı olmayan ormanlann korunma- smdakı bu *tehikei'' tutuma karşı ka- muoyu ve duyarlı çevreler ne yapacak- lar. Sönmezışık Sankamış'ta, ülkenin en temiz havalı bir yöresinde belki "sağhklT bir yaşam da geçirecek ama orman yağmacılan da bakanlıktaki yasa hazırlıklannda "dikensiz gül bah- çeâ" içinde çalışmış olacaklar... İĞNELf FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN AKP HÜKÜMETt DÖRT KOLDAN ÇALIŞIYOR Irticayı 'devlete sokma' arayışı L1 Tünlı İJ g , - tlıiMMrıitl ** ***"* I...J. l i n mmCmSF MFMP HHHM üfK Durııkan yılın bürokratı seçildi AKP'ntaBricengnıekluiMBlaılPOiaşaaptom Tasfîye eğitimde sorun yaratacak OKTAYAPAYDIN Bahçelievler iJçesinde 5 yıldan bu yana kayma- kamlık görevini sürdüren AbduDah Durukan, yap- öğı başanlı çalışmalarne- deniyleTürk tda- redlerDemeğita- rafindanheryılVi- MHüsekinOğutcaı adına düzenlenen "Başan ÖdüJü" yanşmasında Tür- kiye'de H YıimBu- rokratı" seçildi. Durukan, bu seçi- min kendisi için büyük bir onurolduğunu belirterek, "bçemde yönetimi, ben dep bizorjinli hale getir- dim. Bu ödüMe, kayma- kamhğBndairemüdürteri- nin, bdediye başkanınm vejimetiminuı katkts ben- den faziadır. Ortak hiz- metanlay^ıyia,devletoia- nakbnnı bfle kuDanma- dan^izdeserieryaprfabi- leceğmi gösterdik" dedi. Durukan, görev süresin- ce ilçeye 23 ilköğretim okulu kazandırdığını, okullann hayırseveryurt- taşlar tarafından yaptınl- dığını, hilyonlarca üralık harcamayla kalı- cıeserlermeyda- na getirildiğini anlattı. Durukan, şöyle dedi: "Bi- zim insanımızın efiaçıkür.Yeterld verdiği parsnın A. Durukan rebflsjn." Bahçelievler ilçesine 3.5 triryon liraya modern bir öğretmen evi kazan- dıran, İstanbuJ'da kap- j kaçlara karşı yine ilk kez J motosikletli polis uygu- lamasmı başlatan, 6 sağ- lık ocağını hizmete açan Abdullah Durukan, kent- teki ilk Kaymakamhk Konutu'nudagerçekleş- , tırdiğini bıldırdi. ] MAHMUTGÜRER ANKARA - AKP hü- kümetinin, "61 yaş üze- rindekileri tasfiye" düzen- lemesiyle, Milli Eğitim Bakanlığı'nınkilitnokta- lannda bulunan birçoküst düzey bürokrat emekli edilebıle- cek. Tasfîye ka- ranylabirhktete- mel eğitimin esaslannı belir- leyen Talim ve Terbiye Kurulu • 61yaş östündeü memurlan emekfye ayamapianaun gerçekleşmea durumunda, MEB'inkilh y Başkanlığı ve Ilkögretim Genel Müdürlüğü de bo- şalacak. Hükümetin tasarrufadı . alönda yaşama geçirmeyi J_plan]adığı "61yaşüzeriıı- dekikre zonınlu emekü- Hk" yasa tasansı MEB'- in işleyişini de etkileye- cek. Bakanlık bürokrada- nndan Idari ve Mali Iş- lemlerden sorumlu Müs- 1 leşar Yardımcısı Necdrt imve Terbiye Kurulu Başkanı Nurettin Başer, îlköğretim Genel Müdürü ZekiBflginİnan- h, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitirni Genel MüdürüAy- dın Özyar, Eğitim Tekno- lojileri Genel Müdürü Ru- hi Esirgen, Eği- tim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanı Yurdanur AnV oglu, Mesleki ve Teknik Araşör- ma Geliştirme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeri, yandaşlannı devlet kadrolanna taşırken "irticai faaüyet- lere kanşanlan" da kamuda istihdam etmek için her yolu deniyor. Başbakan Abduliah Gül, 28 Şubat sürecinin ar- dından memur aluııı ve atanmasmda daha sıkı uygulanan "emnijet,!VÖTve Başbakanhk Takip Kurulu'ndan (BTK)gden raporiar" zincirini larmak istiyor. Gül'ün bu çerçevede ilk ola- rak kamuya atanacak personel ile il- gili MÎT'e "istihbari bilgi topbnma- ması vçgönderilmemesi" taliman ver- diği ortaya çıktı. MtT'in istihbari rapor göndermesi- nin önüne geçmek isteyen hükümet, diğer yandan da Cumhurbaşkanı'nın üçlü atamalardaki yet- kisine son vermeye ha- zırlanıyor. Hükümet, bu çahşmalanyla "irticai soruşturmalara uğramış AKP kadrolannı" dev- letin üst düzeyine taşı- yabilmek için mevcut engelleri ortadan kaldır- mayı hedefliyor. AKP iktidan, kendi kadrola- nnı devletin en önemli kurumlannm başına ge- çirebihnek için dört kol- dan çalışmalar yürütü- yor. Hükümetin "dev- letteirticaikadrobşma- ya" ilişkin önemli giri- şimleri şöyle: İrtlcacı rektör Cül'dentallmat Valiler karamamesi Köşk'ten dönen AKP, Sezer'in ikinci vetosunu önlemek üzere hazırladığı yeni ve 38 valinin atanmasına ilişkin karamame için nabız yokhıyor. Başbakan Gül ise, MlT'e gönderdiği yazıda "istihbari bilgilerin gönderilmemesini, sadece adli makamlara intikal eden eylemlerin bildirilmesini" istedi. yolunun açıhnasını isteyen Başbakan Gül ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 7 subayın ahlmasına ilişkin kararlara muhalefet şerhi koydu. Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral HDmi Özkök, bu tavn "irticanm cesaretlen- dn-3mesi'' olarak değerlendirerek hü- kümete sert tepki gösterdi. Atamalara kö$k frenl. Hükü- met, atamalarda da Çankaya Köşkü ile karşı karşıya kaldı. "BTK, emniyet ve MfT" raporlanna ilişkin bilgilenn ata- ma kararnamesine eklenmesini isteyen Sezer, çok sayıda atamayı da geri çe- virdi. Sezer, haklanndaki istihbarat ra- porlanm da dikkate alarak aralannda valiler de olmak üzere çok sayıda ata- makararnamesini iadeetti. îçişleri Ba- kanı Abdülkadir Aksu, bunun üzerine 38 vali atanmasına ilişkin yeni karamame hazırladı. Atama yerine göreviendirme ş Dairesi Başkanı Necmet- tin Yeşilmen, Bütçe Da- iresi Başkanı Ömer Öz- demir ile Ögretmene Hiz- met ve Sosyal Işler Daire- si Başkanı Fuat Kesldnti yaş haddinden emekJiye aynlacak. Milli Eğitim Ba- kanı Erkan Mumcu'nun, tasaruıın yasalaşması du- rumunda sadece Atlıoğ- lu'nu 65 yaşına kadargö- revde tutacağı belirtüiyor. OİdU: AKP hükümeri, "irti- cai" kadrolaşmanın ilk sinyalini, he- nüz hükümet kurulmadan verdi. Baş- bakan Gül'ün, Köşk'e sunduğu Ba- kanlar Kurulu listesinde YÖK'ün *ir- ticai ve tarikat etkinliklerine kaöldığı, tran rejimi vanbsı okluğu" gerekçe- siyle Kınkkale Üniversitesi Rektörlü- ğü'nden aldığı Prof. BeşirAtalay, Mil- li Eğitim Bakanı olarak yer aldı. Cum- hurbaşkanı AhmetNecdetSezer'in iti- razı üzerine Atalay, Devlet Bakanlığı'na kaydınldı. Ancak Gül, Atalay'ı kamu- da yeniden yapılanmaya ilişkin ko- misyondan Irak Zirvesi'ne kadar tüm toplantılara dahil ettı. Türbanlıya af glrlşlml: AKP hükümeti, güvenoyu aünasmın ardm- dan türban nedeniyle üniversiteden aO- lan öğrenci ve öğretim üyelerine de AB'ye uyum yasalan adı altında af getirmek istedi. Hükümet, üniversite rektörleriyle karşı karşıya kaluıca ge- ri adım atmak zorunda kaldı. YAS'3 jertl: 26 Aralık'taki YAŞ toplantısında YAŞ kararlanna yargı Öctidann, kadrolannı atamak için izlediği yöntemler ile ileriye dö- nük önlemleri şöyle: • Hükümet, kararna- meleri Cumhurbaşka- m 'ndan dönen bürokrat- lan göreviendirme yo- luyla devlet kadrolanna taşıyor. Daha önce 28 Şubat sürecinde irticai soruşturmalan geciktir- mekle suçlanan eski Gü- müşhane Valisi Mustafa Çetin, görev- iendirme yolu ile Başbakanlık Müste- şar Yardımcılığı'na getirildi. • Kamu Yönetimi Reformu ile Cumhurbaşkanı'run üçlü atamalarda- ki yetkisine son verilmesi sağlanırken görevden alınanlann da Danıştay ka- ranyla geri dönmesi engellenerek, hü- kümetin istediği atamayı yapabilme- si amaçlanıyor. •Başbakan Gül, MTT'e gönderdi- ği yazıda "soyut duyumlara davab is- tihbari bilgilerin gönderümemesini, sadece adn' makamlara intikal eden eyfemlerin bidirflmesmi" isterien "de- vam eden soruşturmalann da Başba- kanhk'a sözhı olarak aktaruması" ta- lebinde bulundu. Başbakanlık ise yaptığı yarlı açık- Iamada, MlT'e gönderilen bt yazıyı dogrulaidı. Ancak bunun MTT ile bir restleşme ohnadığı savunulan /a^ıda, "mahkemekaraıianna dayaroıarvun, belgesi ofanaun, sa- i bOridece soyut kküaian içeren bıgOerin gönderümesinin" istendiği beirtildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Yunanistan Dışişleri Bakanı Papartd- reu'nun Kıbns konusunda söyledikleri il- gi çekici: "Hem Türkiye hem de Yunanis- tan olarakgeçmişteikiülke de hatakryap- tı. Artık Kıbns'ıserbest bırakalım. Kıbns- lı Türkler ve Rumlar kendi kaderierini ta- yin etsinler." Papandreu'nun bu söyledik- lerini Türkiye'deki sosyalistler ve Aeriti- ler 1974'ten bu yana, hep savunmadılar mı? Kıbns sorunu nedeniyle Türkiye'cle "Ya Taksim Ya ölüm" mitingleri yap/lırken bi- le sosyalistler, ilericiler, demokratlar hep iki toplumun barış içinde yaşamasını, kendi kaderierini tayin etmelerini savun- dular. Fakat her iki tarafın aşın milliyetçi- leri, arkalanna Türkiye ve Yunanistan'ın desteğini alarak Kıbns'taki banş yanlısı Türkleri ve Rumlan susturdular. Her ikı' ta- rafa da şahinler egemen oldu. İki taraflı gerginliğin tırmandınlması 1974teTürkiye'nin müdahalesiyle yeni bir noktaya geldi. İki taraf birbirinden kopuk şekilde yaşamaya başladı. Ancak, Türk- ler de Rumlar da bu aynlıktan memnun olmadılar. Türklerin huzursuzluğunun te- me\ nedeni bağımsız birekonomi ve ba- Kıbns Konusuna Sakin Yaklaşmak... ğımstz bir siyaset yaratamamalanydı. Kıb- ns Türk kesimi tamamen Türkiye'ye ba- ğımlı halegeldi. Kıbnslı RumJar, dünya ça- pında bir tecrit siyasetini başardılar. Kıb- ns Türk kesimini kimse tanımadı, bu ise K/bns Türk/erinin Türkiye'ye olan bağım- lılığını arttırdı. Kıbnslı Rumlar ekonomik olarak zen- ginleştikce, Kıbns'ın Türk kesimine kap- tırdıMan topraklan içlerine sindiremediler, adadaki Türk ordusunun varlığını sürek- li uluslararası platformlarda kullandılar. Denktaş ve Klerides'in birbirini destek- leyen çizgisinin aal amaa, statükoyu ya- ni bölünmüşlüğü korumaktj. Ancak, Kıb- ns'taki iki halk hep çözüm istedi. Bu yüz- den çeşttli çözüm formülleri gündeme geldi. Tün<iye'nin AB'ye aday üyeliği, Kıb- ns'ın AB'ye katılma noktasına gelmesı çözüm ihtiyacını zorlamaya başladı. Tam bu sırada şimdi daha iyi anlaşılıyor ki, Türkiye ve Denktaş'ın aralannda anlaş- malanyfa, Kıbns Rum kesiminin AB'ye girmesine bağlı olarak KKTC de Türkiye'ye bağlanacaktı. Erdal Şafak'ın Sabah ga- zetesindeki dünkü yazısında dikkat çek- tıği KKTC Meclisi'rtde geçen günlerde alınan karar bu entegrasyonu ifade edi- yordu. Şafak'ın ifadesıne göre eğer KKTC Meclisi'nde onaylanan "entegrasyon ka- ran" TBMM'de de kabul edilirse birlik ve banşgorüşmelerinın biranlamı kalmaya- cak. Çünkü bu karar KKTC'nin AB'ye gir- mesinı Türkiye'nin girmesi sürecine ba- ğımlı hale getiriyor. Bunun ne anlama gel- diğini herkes yorumlayabilır. Şu gerçeği kabuı edelim, Türkiye'de AB'ye girmek yanlısı olmayan kesimler, Kıbns konusunda da uzlaşmadan yana değiller. Denktaş'ın çevresindeki danış- manlara, Kıbns konusundaki şahinlere bakın, onlann hepsinm en sertAB karşrt- lan olduklannı görürsünüz. Onlar kendi- lenne göre bir stratejı kurdular ve Kıbns yoluyla Türkiye'ninAB'yeyönel'tşinin önü- nü kesmek istiyorlar. Bu konuda olduk- ça güçlü bircephe yarattıklan da ortada. • • • Işte size bir ömek, Kıbns konusunda en şahin siyasetlerin savunucusu bir si- yasi topluluk Denktaş'a destek amacty- la bir miting düzenledi. Her siyasi toplu- luğun çeşitli siyasi sorunlarda görüşleri- ni dile getirmesı onlann en temel hakkı. Fakat üniyersitelere ne buyrulur. örneğin Istanbul Üniversitesi. Bir üniversitenin senatosu, bir siyasi akımın toplantsına ka- tılmak amacıyla karar alabilir mi? Çünkü üniversite birdüşünce üretim merkezidir. Crada Kıbns dahil birçokkonuda farklı dü- şünecek bilim insanlan olacaktır. Bir üni- versite senatosu sızce şöyle bir karar ala- bilirmi: "Istanbul Üniversitesi Senatosu, 29.01.2003 tarihlıolağanüstü toplantısın- da ulusal davamız olan Kıbns konusun- da ortaya çıkan 'ver kurtul' anlayışına karşı Türk ulusunun gerçek duygu ve düşûncelerinigöstermekamacıyla si- vil toplum örgütlerince düzenlenen 'Kıb- ns Davasında Denktaş'a Destek Mftingi'ne katılmaya oy biriiğiyle karar verilniştir." Bu karar metni bütün fakülte teKan- lıklanna RektörYardımosı Taylan\#cka- yan tarafından yollanmıştır. Dekaılar da fakülte çalışanlannı bu mitingeçafrmış- tır. Kemal Aiemdaroğlu, böylebiımitin- ge yurttaş olarak katılabilir. Baska ırtrver- srteyöneticileridekat/labilirler. Fa*«t Cini- versitede bir miting içinresmiseftrtDer- lik yapmaya haklan yoktur. Bu ünı&rsi- teyi tamamen kendi görüşleri dojn_»ltu- sundadavranmayazoriamakanlamna ee- lir ve bu da ancak totaliter ülkeler6ö^:gü birdurumdur. Kıbns konusu olsurl>saş- ka konular olsun, her şey sonund. **A/a- tana ihanet" tartışmaJanna gelip dastnı- yor. Halbukibu konulardaha sakınwma- kul bir ortam içinde konuşulama m ı ? ömeğin Banş Girişimi bu konudaKıbs *"ta- kı muhalefet ve iktidar partlennin ıcfaer- lerinin katılacağı bir forum düzenl-di- 2 Şubat Pazargünü saat 13.00'te BilçLI ni- versitesı'nin Dolapdere Kampusu' *^aki bu toplantıyı izlemek darıa yarartı crr* sz mı, Kıbns'ta Kıbnslılann nedüşündcJle- rini öğrenmek ve onlann çözümünsa»y- gı göstermek daha doğru değil mi'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle