25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA l l j J v U I ı \_JIVJJ. ekonomi(g cumhuriyet.com.tr 13 Çinsarmısağı işpoptada • KAYSERİ(AA)- Çin'den ithal edilen sarmısak işportaya düştü. Sarmısağın kilosu 5 milyon liradan 2 milyon liraya geriledi. Son 20 günde yaşanan hızlı fıyat düşüşüne, piyasada ihtiyacın üzerinde sarmısak bulunması ve hava sıcakhğının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin neden olduğu bildirildi. Ihracat sanal âlemde • ANKARA (AA)- Ihracat yapan bütün firmalann ihtiyaç duyduklan tüm bilgileri bulabiiecekleri www. ihracatdunyasi.com, yayın hayatına başladı. Söz konusu sitede ihracatla ilgili haberler, gerekli tüm resmi ve özel bilgilerle yetkin makalelere ulaşabilmenin mümkün olduğu bildirildi. Sitede KOBİ'lere özel olarak hazırlanmış olan bir köşe de bulunacak. Küta'yaotel kompleksi • HAVANA(AA)- Ekonomik durgunluktan kurtulmada turizme bel bağlayan Küba'nın Devlet Başkanı Fidel Castro, ülkenin en büyük otel kompleksini törenle açtı. HotelPlaya Pesquero kompleksinin inşasının tamamı Küba sermayesiyle 100 milyon dolara malolup, Fransız firması Bouygues'in teknik yardımlanyla Kübalı işçilerce 22 ayda tamamlandı. revaçta • ÎSTANBUL(AA)- îstanbul Borsası'nın özelleştirilmesi öncesi şirketleşmesi amacıyla çalışmalar sürerken bu konuda dünyada başanlı ömekler bulunuyor. Dünya borsalannda 1990 larda çalışmalan sonucunda, 17 borsa, kâr amaçlı şirketler haline dönüştürülerek özelleştirildi. Stockholm Borsası bu yönde değişim geçiren ilk borsa oldu. fonu ine'yekaynak • ANKARA (ANKA)- tşsizleri desteklemek için oluşturulan işsizlik sigortası kapsamında, üd buçuk yıldır tahsil edilen primler, yüksek borçlanma gereksinimi içindeki Hazine için hazır kaynak oldu. işsizlik Sigortası Fonu'nun 2002 sonu itibanyla 5 katrilyon lirayı aşan birikirnlerinin 4.2 katrilyonluk bölümünün Hazine'nin ihalelerde ihraç ettiği iç borçlanma senetlerine yatınldığı belirlendi. Akapyakrtta hile iddiası • tSKENDERUN (Cumhuriyet) - Hatay'da akaryakıt istasyonlannın yüzde 4.7 civannda kâr marjı ile aldıklan ürünleri, kamu ihalelerinde yüzde 7-18'e varan indirimle satmalan tepkilere yol açtı. Iskenderun Petrolcüler Derneği Başkanı Garip Şandır, 'Yüzde 3-4'ün üzerindeki her indirim kuşkulu. Ham petrol zift ve fuel-oil'le de kanştınlarak, kalorifer yakıtı olarak satışa sunulabiliyor' dedi. Uluslararası Şeffaflık Kurumu, 2003 yılı 'Dünya Yolsuzluk Raporu'nu yayımladı %lsuzluğa karşıbilgiEkonomi Servisi- Uluslarara- sı Şeffaflık Kurumu'nun 2003 raporunda dünya çapındald yolsuzluklann, dev şirketler ve politikacılann önderliğinde art- tığı açıklandı. Uluslararası Şef- faflık Kurumu (Transparency International (TI) tarafmdan dün Berlin'de açıklanan rapora göre, muhasebe ve rüşvet skan- dallanyla çalkalanan dünya ça- pındaki şirketler ve politikacı- lann kamuoyundaki güvenilir- likleri önemli ölçüde zedelen- miş durumda. "Şirketkayıtian- nın tırtulması ve kontrolü için kurallann yeniden düzenlen- mesigerektiğHri" vurgulayan TI Başkanı Peter Eigen, "rüşvet- le" mücadele edebilmek için • Uluslararası Şeffaflık Kurumu Başkanı Eigen, kamuoyunun güvenini tekrar kazanabilmek için "bilgiye erişimi kolaylaştırarak şeffaflığı arttirmanın" en önemli silah olduğunu da vurguladı. "rüşvet verenlere hapis cezası verilmesinur tek yaptınm ola- cağını kaydetti. Kamuoyunun güvenini tekrar kazanabilmek için "bügiye erişimi kolayiaşo- rarak şeffaflığı arrarmanın" en önemli sılah olduğunu da vur- gulayan Eigen, adalethizmetle- rine aynlan bütçelerin de arttı- nlmasının önemine değindi. Ei- gen, değişik ülkelerde "kanun- suz yoDardan" elde edilen ser- vetlerin aktanldığı, Liechtens- tein, Londra, New York ve Zü- rih'teki bankalan da uyararak bu bankalara transfer edilen fonlann geldikleri ülkelerin hü- kümetlerine iadesini istedi. Eigen, "Uhıslararası suçhra karjı savaş" açan Italya Başba- karu Berhısconi'yi de uyardı. Birçok yolsuzluk ve hatalı mu- hasebe uygulamalan yapmakla suçlanan Berlusconi'nin ulusla- rarası suçlara karşı başlattığı sa- vaşı, yargıçlara yönelik bir sava- şa dönüştürdüğünü iddia etti. Ülkesinde yargıçlara rüşvet tek- lif etmekle suçlanan Berlusconi, 2001 'de hatalı muhasebe kayıt- lannı suç unsuru olmaktan çıka- ran yasayı kabul ederek, kara para aklama davalannda yargıç- lara ciddi engeller çıkarmıştı. TI raporunun Türkiye bölü- münde IMF'den alman 16.3 milyar dolarlık kredinin şartla- nn arasında bulunan yeni kamu ihale yasasının yeni hükümet tarafmdan kulak ardı edildiği belirtiliyor. Raporda aynca, ka- mudan ihale alan Türk müteah- hitlerinin 2001 yılı Dünya Ban- kası raporunda yazılı olduğu gi- bi kazandıklan ihale bedelinin yüzde l'i ile 15'i arasında de- ğişen oranlarda bir miktan kampanya katlası adı altında si- yasi partilere bağışlamak zo- runda olduğunu belirtiyor. Bağımsız sosyal bilimciler: Türldye böyle kalkuuııaz Ekonomi Servisi - Hükümetüı açıkladığı Acil Eylem Planı'mn IMF ve Dünya Bankası'nın güdümünde sürdürülen ekonomi politikalannın Türkiye'nın dışa bağımlılığını arttıncı, dış şokJara dayanıksız, taşeronlaştınlmış bir ekonomi yaratma projesinin devamı niteliğinde olduğunu belirten bağımsız sosyal bilimciler, uyanlarda bulundu. Bağımsız Iktısatçılar Grubu, "2003 Başında Türkiye Ekonomisi ve AKP'nin Hükümet Programı Üzerine Değeriendirmeler" raporunda, hükümetin önerilerinin Türkiye'nin problemlerinin hiçbiri için çözüm olamayacağı belirtüerek "Türkiye toplumunun bunalımını çözecek değiL, olsa olsa bu bunalımın derinleşmesine katkı sağlayacak nitelikte olacakür" denildi. Hükümetin özelleştırmedeki tutumunun "bakkala borcunu ödemek için evden eşya satan aile reislerinin da\Tanış kalıplanna" benzetildıği raporda, Türkiye'de para ve maliye politikalanna ek olarak reel sektörün canlanması için gerekli olarak öngördüğü "üretim, yaürun, ihracat ve istihdam" programını makro ekonomik düzeyde yönlendirebilecek hiçbir kurum bulunmadığının altı çizildi. Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele dışında herhangi bir iktisat politikası hedefini açıkça reddettiği vurgulanan raporda, AKP'nin seçim propagandası boyunca kucaklamaya çalıştığı anti-IMF ve anti- neoliberal tepkiyi icraatımn ilk günlerinden itibaren terk ettiği vurgulandı. Raporun sonuç bölümünde şu tespite yer verildi: "Incdememiz göstermiştir ki, AKP neotiberal piyasa ortodoksluğuna tam olarak uyum gösteren bir sermaye partisidir ve ülkemizin kaynaklanm, serbest piyasa ekonomisi söyleminin ardına sığmarak uluslararası finans sennayesinin ve tekelci çokuluslu şirketlerin emrine sunmayı amaçlanıaktadır. Türkiye'nin, IMF ve ABD güdümündeki bu tür plan ve programlaria kendisine bir gelecek oluşturmasuun mümkün olmadığını kamuoyuna bir kez daha haariatmayı borç bujyoruz." Rahmi koç'un ardından Demir Sabancı ve Halis Toprak,AKP Genel Merkezi'nde Erdoğan'la görüştü. (AA) İşadamlanndan Tayyip Erdoğan'a ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç'un ardından Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi Demir Sabancı ve Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Halis Toprak da AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etti.Tayyip Erdoğan, dün AKP Genel Merkezi'nde kendisini ziyaret eden Demir Sabancı ve Halis Toprak ile ayn ayn görüştü. Iki görüşme de basına kapalı olarak gerçekleştirildi. Demir Sabancı, yarım saat süren görüşmenin. ardından gazetecilerin sorulan üzenne Erdoğan'a nezaket ziyaretinde bulunduğunu belirterek, "Ben de Davos heyetindeyim. Seyahat öncesi fikir ahşverişinde buhınduk" dedi. Bankasma el konulan Toprak Holding'in sahibi Halis Toprak ise, kuruluş sürecinden beri AKP'yi desteklemişti. Toprak, 3 Kasım seçim sürecinde de Diyarbaku" ziyaretlerinde AKP'ye oy istemişti. Tüzmen,şimdi de Suriye y yegidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Dış Ticaretten sorumJu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Irak'tan sonra Suriye'ye çıkarma yapmaya hazuianıyor. Tüzmen'in gezisi, 31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan konuyla ilgili yaptlan açıklamada, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ve Dış Ticaret Müsteşan Tttncer Kayalar'ın işadamlanyla birlikte Suriye'ye gideceği belirtüdi. Ticari ilişkileri geliştirme ve Suriye'deki iş olanaklannı araştırma amaçlı olacağı belirtilen geziye TOBB ve TÜSİAD üyesi birçok ışadamının katılması bekleniyor. Yap-işlet-devret projeleriyle elektrik üreten şirketler kamuoyunun yanıltıldığını savundu: Devlet bize doğalgazı palıalıya saüyor Ekonomi Servisi - Kamuoyunda Yap- işlet- devret (YÎD) modeli ile üretilen enerjinin pahah olduğuna ilişkin tar- tışmalara açıklık getirildi. Söz konusu santrallarda üretilen elektriğin neye gö- re pahalı olduğu ve fiyatının ne kadar yüksek olduğunun göz ardı edildiğini belirten yetkililer, yapılan tartışmalar- da hiçbir zaman yetkili kurumlann bu konuda bilgi vermediğini dile getirdi. Doğa Enerji yetkilileri konuyla ilgi- li şu bilgileri verdi: Yüzde 25 'inin özkaynaklardan, yüz- de 75'inin uluslararası kredi yoluyla proje finansmanının sağlanması, tesi- sin kurulacağı arsanın kamulaştınlma- sı ve kamulaştırma bedel ve masrafla- nnın tamamının üretim şirketi tarafın- dan karşılanarak mülkiyetinin Hazine adına tescil edilmesi, mevzuatın gerek- tirdiği izin ve onaylann almması, pro- jesinin hazırlanması, yabancı finans kuruluşlannm istediği uluslararası standartta işletme şirketinin temini, ya- bancı kuruluşlann istediği uluslarara- sı standartta tesisın anahtar teslim ın- şasını üstlenecek firmanın temini ko- şullannı sağlayarak yapılacak tesisin yirmi yıl sonra çalışır vaziyette ve be- delsiz olarak devlete devredilmesi işi- dir. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, te- sislerin garantileri, alınan kredilerin geri ödenmesi, finans kuruluşlan tara- fmdan istenen şartlar ise şöyle: Toptan satm ahnayı taahhüt eden TE- TAŞ satm aldığı enerjinin bedelini toplayıp 60 gün sonra şirketlere ödemezse, Hazi- ne, 20 gün sonra TETAŞ'ınbupa- rayı ödeyip öde- yemeyeceğini in- celeyerek ödeyeme- yeceğini karar verdiği durumda sonraki 60 gün- de özel sektörden satm al- dığı ve bedelini vatandaş- tan topladığı enerji bedeli- ni TC Hazinesi, özel sektöre öder. Hazine de bu garantiyi mevcut YlD-Yİ-tHD şirketlere veriyor. Aynca TETAŞ'da yabancı sermaye ve ulusla- rarası kredi kuruluşlannm da isteğiyle enerjiyi satm abna taahhüdü veriyor. Bu taahhütname de mevcut şirketlere verilmiş durumda. YtD'lerde enerjinin maliyetinin yaklaşık yüzde 70'inin üre- tim aşamasında kullanılan yakıt bede- linden oluştuğunu behrten Doğa Enerj yetkihleri şunlan söyledi: "Yakıtolarak kullanılan doğalgazm temin edildiği BOTAŞ'm doğalgazı yurtdışmdan pa- hah sann alması ve üzerine diger mafi- yetler ve kânnı da ilave ederek, şu anda bu behrtilenfîyatmkat kat üstünde bir fiyaüa \İD şirketterine satnıası enerji üretim mahyetlerini artürnıaktadır. Bu kapsamdaşavetfiyatiarkkhaedil- diği gjbi yüksekse gaz fiyatiannda saglanacak indirim ve hiJeştirme- lerieenerjiüretim maliyetinin ve dolayısıylafi>aünın indiril- mesi mümkün olacak- nr." \ YİD modeli ile ha- \ yata geçirilen tesis- lerin mülkiyetmin devlete ait oldu- ğunu belirten yetkililer, ancak çok bü- yük miktardaki yatırım maliyetlerinin yüzde 25 'ini şırketlerin kendi öz serma- yelerinden karşıladığını vurguladı. Ya- tuım maliyetinin yüzde 75'ini oluştu- ran bölümün ise uluslararası kredi ku- ruluşlanndan uzun vadede geri ödenen kredi yoluyla sağlandığını anımsatan yetkılilere göre, tesisin kurulacağı arsa- nın tüm kamulaştırma bedel ve mas- raflan da YÎD şirketlerince ödeniyor. Yetkililer, "Dolayısıyla mülkrveti devle- te ait ve devlete devredilecek tesislerin kuruhnası için kuDandan öz sermaye, kredi faiz ve matiyetleri de bir üretim maüyeti olarakdikkate ahnmakzorun- dadu". Bu maüyeder zamanla ortadan kalküğından, YİD modeli ile üretilen enerjinin üretim maüyeti ve fiyaa da yıl- lar içinde kredi ve faizi geri ödedikçe asağıya düşmekte, >apılan yaDrumn dı- şa bağınılılığı azaunaktadır" dediler. Yetkililer, "YİD projelerine satüan pahahgazdan dolayı, şirkederin kamu- o\u önünde yüksekelektrik fiyan ile ta- niDhnasmı kabul etmhoruz" açıklama- sını yaptı. lŞÇ3]NINE\TtENINDEN ŞÜKRAN SONER Bu Ne Perhiz?.. Bölgedeki 5 ülkenin Dışişleri Bakanları'nın bugün Istanbul'da yapacaklan toplantı, Türkiye'nin banş girişiminin bir ürünü. Alanın uzmanı Şükrü Sina Gürel dünkü Cumhuriyet'teki yazısında, "Banş ça- balan nafile olmasın" başlığı ile uyarıda bulunuyor. Birkaç hariciyeci ve deneyimli bilim insanının yo- rumlannı üst üste dinledikten sonra kafamdaki so- ru işaretleri arttı. AKP Hükümeti'nin, güvenmesem de son günlerde en azından savaş girişimine karşı ağıriaştıncı politika izlediği görüntüsü vardı. ABD is- temlerine, Türkiye'ye biçilen role AKP hükümetinden gelen direncin savaşın başlatılabilmesi sürecini bile ertelettiği yorumlan vardı. Ne yazık ki AKP iktidan bi- le olsa, sonuna kadar desteklenebilecek banştan yana girişimler umudunu yıkan, AKP'nin ne yapmak istediği ile de ilgili, yeniden ciddi bir kaygıya kapıl- mayı gerekli kılacak önemli gelişmeler de var.. Çok uzun bir zamandan beri kamuoyuna yansı- yan kimi bilgi ve tartışmalardan biri de ABD'nin Tür- kiye'ye yerleştirmek istediği asker sayısı ile ilgili. Ta- bii ki isteyen ve olabildiğince çok sayıda asker yer- leştirmeyi hedefleyen ABD tarafı. Türkiye'nin bu is- teme yanıt vermekte zorlandığı, en azından sayıyı düşürmeye çalıştığı da sızan haberlerin bütünün- den ortaya çıkıyor. lyi de başta Dışişleri Bakanı, AKP hükümet yetki- lilerinin ağzından da onaylanan bu pazarlık neyin nesi? Biz kamuoyu olarak yeterince bilgi sahibi de- ğiliz. Ancak uzmanlar söyleyince öğreniyoruz. Mec- lis'in onayı olmadan Türkiye'ye bir tek yabancı as- kerin bile sokulması olanağı yokmuş. Meclis karan olmadan belki olabiliriik koşullan için ön hazıriık ya- pılabilirmiş ama asla pazarlık yapılamazmış. NATO bağlamında, oradan bir kararla yabancı asker sokul- ması çözüm arayışı var ya? Teknik olabiliriiği olsa da hükümetler bu gibi durumlarda bugüne kadar hep Meclis'ten karar almak gereğini duymuşlar. AKP neden Meclis'e gitmekten kaçıyor? Birola- sılık, kendi milletvekillerinden bile istediği onayı ala- bileceğinden güvenli değil. Diğer olasılık, aslında AKP Hükümeti olarak ABD'nin askerierinin Türki- ye'ye yerfeştirilmesine onay veren olmak görüntü- sünden, sorumluluğundan kaçmak istiyor. Ama besbelli ABD'nin gazabından korkulduğu için, hükümet olarak kamuoyu önünde sorumluluk almadan iş çözülmeye çalışılıyor. Meclis karan ol- madan kaç askerin geleceğine ilişkin pazarlık ya- pılması gibi daha büyük bir yanlış işe koşuluyor. Kimsenin "Hükümet pazarlık yapmıyor" diyecek hali de yok aslında. Çünkü, boşuna sızmayacak çok sayıda ABD ve Türkiye kaynaklı haberin yanın- da doğrudan hükümetin en sorumlu kişilerinin açık- lamalan içinde var olan bir konu bu. Bir yandan Ortadoğu'daki girişimlerinizle, Baş- bakan Gül ve Erdoğan'ın dış gezileri ile, barıştan yana çözüm arayışında öncü görüntüsü içinde ola- caksınız. Erdoğan en son parti grubunda yaptığı sert konuşmadaki gibi, savaş karşıtı öncü rolde oy- nayacak. Diğer yandan ABD'nin Kuzey'den asker- leri ile Irak'a girmesini sağiayacak, işini kolaylaştı- racak karann siyasi sorumluluğunu, öncülüğünü kimselere göstermeden üstleneceksiniz. Hem de hükümete art olmayan bir yetkiyi bir biçimde kulla- narak, Meclis yetkisini aşarak. "Ne bu perhiz, ne bu lahana turşusu?" sorusu- na nispet, savaşa karşı ya da ABD'nin yanında ol- mak kararlannın birini, artısı-eksisi ile vermekten de daha kötü, siyaset, devlet ciddiyeti ile bağdaşma- yan bir durum bu. Türkiye'nin cumhuriyet, devlet geleneği olan savaş karşıtı çizgisini koruyamama- sı bir yana, ne Isa'ya ne Musa'ya yaranılmayacak birzikzak, ilkesizlik bu. AKP Hükümeti'nin deneyimsizliği, iki başlılığı ile hoş görülecek, düzeltilmesi sabırla beklenecek bir tablo hiç değil. Ekonomik kararlarda zikzaklar, ge- ri dönüşlerin de tahribatı büyük. Ama dış polrtika- da, hele Kıbns ve Irak'ta her gün yaşanan zikzak- lar, her yana birden oynayarak daha uyanık, daha kazançlı çıkmaya çalışmalar, ilkel bir siyaset, çıkar anlayışını, köylü kurnazlığını devlet politikasına oturtmaya kalkışmalar, ülke çıkariannda dönüşü olmayan zararlar veriyor. AKP'nin izlediği dış politika çizgisini, zikzaklan- nı, Inönü'nün Türkiye'yi dünya savaşı dışında tu- tan dengeler politikası yada ABD'nin güvenilirmüt- tefiki olma rolü ile savaşın dışında kalma çabası ola- rak çizilebilecek geleneksel devlet politikası ile ka- rıştırmak, yanılgılann en büyüğü olur. soner(« cumhuriyet.com.tr Varil fiyatı 35 doları aştı Petrol fiyatlan hızla artıyor NEW YORK (AA) - Uluslararası borsalarda, petrol fiyatlan yükseldi. Yükselmeye neden ola- rak, olası Irak savaşı ne- deniyle birçok yaünmcı- nın alıma yönehnesi gösterilirken New York Borsası'nda Batı Teksas türü petrolün şubat ayı vadeli varil fiyatı bir ara 35 dolann üstüne çıka- rak 35.20 dolara kadar yükseldi. Daha sonra ge- rileyen petrol fiyatı 30 Kasım 2000 tarihınden bu yana en yüksek fîyat olan 34.61 dolardan gü- nü kapattı. Londra da da Kuzey Denizi brent türü petrolün mart ayı vadeli varil fiyatı 9 cent artarak 30.74 dolara çıktı. Bu arada Petrol flıraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Venezüella'da 51 günden bu yana devam eden petrol tankerlerinin sürücülerinin grevi sona erdi. L £KDNOMİ 1873: Hasköy Tersanesi'nde ilk grev yapıtdı. 1946: Toprak mahsulleri vergisi kaldınldı. 1968: Istanbul Boğaz Köprüsü projesinin Fre- man Fox adındaki btr Ingiliz firması tarafmdan yapılacağı açıklandı. 1970: Çimento ve yan sanayii ürünleri içiı 'Çimbol' adında halka açık 20 milyon l«a sermayeJi bir holding kuruldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle