25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Mersin'in Tersi DOĞRU bir belediyecilik karanyla araba trafıği- ne kapatılıp yayalara açılmış eski çarşının ortasın- da toplanmışlar, "Savaşa hayır!" diye bağınyorlar. Belki, Mersinli gençlerin yaptığını, o sırada, ülkenin başka yerlerinde de çok kişi yapmakta. Genç ihti- yar, kadın erkek, sağcı solcu, hemen herkes. Açık- ça belli ki, Türk halkı Bush'un Bağdat seferine ka- tılmak istemiyor. Hatta, bunun da ötesinde, ekonomiye büyük za- rar vereceği ve şimdiden vermeye başladığı bes- belli bir savaşın, katılmaya mecbur kalsak da, ka- tılmasakda, mutlakaönlenmesi için gereken herşe- yin yapılmasını bekliyor halk. Mersin, bir liman kenti. Hem de, Türkiye razı olur- sa, yabancı askerin ayak basacağı yerlerin başın- dageliyor. Nitekim, Mersinli gençler "Amerikanas- kerterini buraya sokmayız!" diye bağırmaktalar. Cumartesi günü, Sanayi ve Ticaret Odası'ndaki konferansta dinleyicilerden biri, 1960'lann gençlik eylemlerini anımsatarak "Dolmabahçe 'de denize atıl- mış yabancı denizciler"den söz ediyor. Mersin, Ikinci Dünya Savaşı'nda Refah vapuruy- laşehitlikyolculuğunaçıkanların kenti; Kıbnsçıkar- masında şehit tabutlannın ve yaralı gazilerin de dön- düğü yer. Orada yükselen "Hayır!" seslerinin bir başka ağırtığı var. Halk böyle düşünürken Türkiye'yi etkileyenler ve yönetenler ne yapıyor? Etkileyici medya, Amerikalı büyükelçinin tehdidi- ni başlığa çıkarmakta: "Savaşa katılış karannızda gecikirseniz, barış masasına da alınmazsınız; he- sabınızı buna göre yapın!" Sanki bir gasp eylemi hazırlanmakta ve haramilere katılmayanın sonuçta hava alacağı bildirilmektedir. Siyasiler, Türk askerinin Amerikalılardan önce Ku- zey Irak'a girmesi için sorumluluk yüklenmekten kaçınmaktalar. Oysa, hem oradan cephe açılması- nı hem de aşiret reislerinin devlet kurmasını önle- yecek tek çare bu. Aynca, Musul petrolünde kal- mış haklardan söz ediliyor; ama bunu herkesten ön- ce komşuyla konuşmak gerekirken herkesle görü- şülüyor, Bağdat hükümetiyle görüşen yok. Tersine, Türk diplomasisınin olmayacak bir denk- lemden yararlanmasını savunanlar çıkıyor: ABD'yle Irakta işbirliğine karşılık ABD'den Kıbns des- teği almak. Aynı ölçüde haklı olduğunuz iki konu arasında böy- le bir denklem kurmak ne ölçüde doğrudur? Türki- ye, Irak savaşına bulaşmamak ve hatta o savaşın olmaması için çalışmakta haklı olduğu gibi, Kıb- ns'taki büyük haksızlığın sona erdirilmesini iste- mekte de haklı. Rum tarafına verilen sinsi desteğin durdurulması, niçin Türkiye'nin saçma bir savaşa katılmasını gerektirsin ki? Zaten şu sırada Kıbrıs'ta da, Türkiye'de de dün- yanın en haksız uygulamasına, yani Kuzey Kıbns'ın hâlâ insafsız bir ulaşım, ticaret, kültür ve spor am- bargosu altında tutulmasına niçin topluca karşı çı- kılmadığını, büyük mitinglerin ve protestolann niçin asıl konuda yapılmadığını anlamak çok güç. Yoksa, kırk yıldır uygulandığı için kurbanları da mı alıştı buna? Batılıların Sonu Gelmeyen İstekleri Atatürk, kendisine özgü uzakgörürlüğü ile bizi zamanında uyarmış: Kıbns'ın yabancı ellere geçmesi halinde bizim Akdeniz'de soluk alamayacağımızı söylemiştir. SaCİt S O M E L EmekliElçi B asınımızın bir kıs- mının hâlâ "Kıb- ns'ı ver gitsin'' ha- vasında olduklan- nı üzülerek görüyo- ruz... Tutalım ki verdik; bu, Yu- nanistan'la huzurlu ilişkiler kur- mamız için yeterli olur mu? îrredentist Yunanistan'ın ana hedefı, atalan saydıklan îyon- yalılann ve Bızanslılann Ege'de- ki topraklannı ele geçirip Bi- zans'ı yeniden kurmaktır. Yu- nanlılar bu amaçlannı 1919'da gerçekleştirmek istemişler, fa- kat uğradıklan bozgun sonunda bunu savaşla başaramayacakla- nnı anladıîdan için, amaçlanna başka yollarla erişmeye karar vermişlerdir. Yunanistan'la ilişkiler konu- sunda uzmanlaşmış olan rah- metli arkadaşım Büyükelçi Tu- ran Tuluy bir gün şunlan söy- lemişti: " YunanMar daima, dostiukzi- yareti veya bir anlaşma imza- lanması gibi vesflelerle bizden 'dostiuk hatın için' küçük bir ödün istiyorlar. Biz de daima ve- riyoruz.. İnsan ancak Yunanis- tan'la ilişkiler dosyasınm geçnıi- şe ait sayfalaruu kanştırdığı za- man, bu ödûnlerin rasgele isten- mediğini, istenilen ödûnlerin bir zincirin halkasuu oluşturdukla- rmı ve zamanla ne büyük ödün- ler verdiğimizi anhyorT ("Bazı ödünler vererek Yunanistan'la anlaşabiliriz" diyen bugünkü yöneticilerimizin dikkatine su- nulur.) Yunanlılar îkinci Dünya Sa- vaşı sonunda Paris Anlaşma- sı'yla On tki Ada'yı aldılar. Alır almaz da, Lozan Antlaşması'nın hükümlerini çiğneyerek bura- lannı silahlandırdılar. Bu adalar- da kurduklan üslerden yararla- narak, Ege Denizi'nde dolaşan gemilerimizi, balıkçı tekneleri- mizi ve uçaklanmızı taciz et- meye başladılar. Ege Denizi'nde petrol aramamıza da karşı çık- tılar. Çünkü, adalan aldıklann- dan beri, Ege'yi bir Yunan iç denizi olarak görüyorlar. Yu- nanhlann tacizleri bugün de za- man zaman tekrarlanmaktadır. Eğer Yunanlılar, adalardan sonra ikinci "ara hedef" olarak gördükleri Kıbns 'ı da alırlarsa, Akdeniz'i de Ege gibi bir Yunan iç denizi olarak göreceklerin- den ve bu denizden yararlan- mamızı da engellemeye çalışa- caklannda hiç kuşku yoktur.. Çünkü Yunanlılann amacı, bi- zi Anadolu'dan önce, Anadolu sahillerini yalayan denizlerden atmaktır. Nihai amaç. Megalo Idea'yı gerçekleştirmektir. Ba- ba Papandreu'nun 1987 yılın- da, Türkiye sınınndaki Yunan as- kerlerine: "Kahraman Yunan askerleri, siz üstün ırksmız. 1920- 1922 olayian bir talihsizük ol- muştur. Yunan ırkının bir gün anavatanı olan Ege sahillerini kurtaracağuia olan inancun yi- tirmemesi gereküdir" diye hi- tap etmesi ve bu inancı içeren ki- taplar dağıtması, bunu açıkça göstermektedir. Atatürk, kendisine özgü uzak- görürlüğü ile bu duruma karşı bi- zi zamanında uyarmış: Kıbns'ın yabancı ellere geçmesi halinde bizim Akdeniz'de soluk alama- yacağımızı söylemiştir. Bu konuda Sayın Genelkur- may Başkanımız Hilmi Özkök de düşüncelerini belirtti. Aynı ti- tizlikle bu konuda dikkatli olma- mızı istedi. Kıbns'ı terk etme- nin ülkemiz için yaratacağı bu sakınca bir yana, bir de Kıbns Türklerinin durumu var. Bilin- diği gibi Kıbns Rumlannın düş- manlığı o kadar kuvvetli ki za- man zaman kendi bölgelerin- den KKTC topraklanna ateş et- mekten ya da sınır bölgesinde Türk bayrağı yakmaktan ken- dilerini alamıyorlar.. Birkaç yıl önce uzaktan ateş ederek bir erimizi yaralamışlar- dı. Annan planı kabul edilerek Türk yerleşim merkezleri Rum kantonlannın arasında bırakı- lırsa, büyük bir katliamın baş- layacağmdan hiç şüphe yoktur. Böyle bir katliama elbette izin verilemez. Ülkemizin Batılıların istekle- rine "artık dur" deme zamanı gelmiştir. Çünkü bu isteklerin so- nu gelmeyecektir. Kıbns'ın ar- kasrnda Ege sorunu, Heybeli- ada Ruhban Okulu'nun yeniden açıhnası sorunu. Amerika'nın istek ve baskısı ile Patrikhane'ye yeni bir kimlik kavuşturma ve orasını devlet içinde devlet yap- ma girişimleri yer alacaktır. Amaç Türklüğü Anadolu'dan silip Megalo Idea rüyasını ger- çekleştirmektir. Unutmayalım... Anadolu Bilgesiydi O... Mehmet BAŞARAN O tuz yıl önce bu- nediyor sonunda. Avru- gün yitirmiştik pa'yakorkusuzbaskısız, Sabahattin Eyu- boğlu'nu, Kurtuluş Sa- vaşı'nın, Anadolu devri- minin coşkusu, bilinciy- le yoğurulmuş bir kişi- lik... Avrupa'ya gönde- rilmiş ama, yüreği aklı. yeni Türkiye'nin kurul- masında... Sırtıyla taş ta- şımaya hazır, bu güzel yapıya. Hep Anadolu'dan bakıyor dünyaya. Röne- sans, reform, aydınlan- ma ekinini harman edi- yor kafasında. Montaig- hiçbir dogma'nın etki- sinde kalmadan düşün- meyi öğreten Montaig- ne... Biryandan duru ay- dınlık bir dille Deneme- ler'içevinyor... Biryan- dan da uyandıran, bilinç- lendiren, düşüncenin ana yollannı açan deneme- ler yazıyor kendisi de. Kendi gerçeklerimize sağlam basıyor ayağını.. dört elle sanlıyor Ana- dolu'ya. "Biz bu topraklan yo- ğurmuşuz, bu topraklar da bizi... Onun için en es- Idsinden en yeniye,ne var- sa yurdumuzda, öz mab- mızdır bizim. Halkmu- zın tarihi, Anadohı'nun tarihidir." (Bizim Ana- dolu). O Anadolu ki, dün- ya ekininin, sanatının, uygarlığının kaynağıdır. Yaratıcı, güçlü çağdaş bir toplum olabilmemiz için bir ekin, bir eğitim kiriz- ması gerçekleştirmeli, derinlerden atmalı özsu- yunu Cumhuriyet aydın- lanmacılığı... Milyonlarca Hazır Kart'lıya teşekkürün adı Yeni yılda, yeni kontorler! Kaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre kontörbizden. '4 yıllık 3 yıllık 2 yıllık 1 yıllık k * H jre üstû Hazır Kart'lıya Hazır Kart'lıya Hazır Kart'lıya Hazır Kart'lıya * •• •••"• I bizdenj Ayrıca konuştukça da kontörbizden. 200 - 499 500 - 999 1000'den kontör yûklersentz kontör yüklersenlz fada yûklefsenlz kontörl bizdenj Yeni dûzenlemelerle için kaydınızı yaptırmanız ve hattınıza aynı ay İçinde en az 200 kontör yuklemeniz yeterli. 30 Hazlran 2003 tarihlne kadar, yukJedignlz kontorierden kontör kazanabiiirsinfz. Kaydınızı 'nden, iardan, adresinden, ceple 'ten (arama başına 2 kontör), sablt telefonla 'dan yaptırabillrslniz. Hazır Kart abonelık sûrenız 1 Ocak 2003 tarihıne göre hesaplanır. Abonelik yılına bağlı kontörler sadece bir defa kazanılır. Kazandığınız kontörler bir sonrakı aydan itibaren eşit bölünerek 5 ayda hattınıza yüklenir. Şırket adına kayıtlı hatlar kampanyaya dahıl değildir. Şunları söylüyor "HaDc" adlı yazısında: "Gelin dostlar bir ola- hm diyordu Atatürk: Hep birden Türkh e halkı ola- hm.. bu yurdu bütün geç- mişi ve geleceğiyle, degV- şik, kanşık, karnıaşık, bü- tün insanlanyla benim- seyeiim, hor görülmüş ço- ğunluğumuzun adı, Türk adı hepimizin adı olsun; ayntak gavrüık, gavurluk Müslümanlık, Sünnilik Şiilik kalksın ortadan... Dilimiz, çoğunluğumu- zun diK olsun, tarihimiz topraklanmızdan çıkan en eski kahnalarrv la baş- lasın, coğrafvamızın st- nırlan >çni Türkhç'nin SK nnian olsun; >ıırdumuz- da vedünyada savaşa kar- şı banştan yana olalınT (Mavi ve Kara sf. 15, Çan Yaymlan) Önce Istanbul Üniver- sitesi 'nde öğretmen, kırk- lı yıllann başında, An- kara'da Milli Eğitim Ba- kanlığı Talim Terbiye Ku- rulu üyesi, Tercüme Bü- rosu Başkanı... Hasan ÂG Yücel'le ivme kazanan Cumhuriyet aydınlanma- cıhğının odağında... Ak kitaplar (klasikler) den- di mi, Eyuboğlu; Düşün- ce Eğitimi Yazın Eğiti- mi dendi mi, Eyuboğlu (Türkçe Metinler kitabı- nı hazırlayanlann başın- da). Cumhuriyet ekini- nin, sanatının ocağı gi- bidir evi de... Dönemin tüm önde gelen yazarla- n, ozanlan, düşünürleri çevresindedir. Bedrettin Tuncel, Ahmet Hamdi, Hikmet Birand, Orhan Veli, Oktay Rifat, MeHh Cevdetvb!.. Büyük eğitimci Ton- guç "Büyük dosfudur. Köy Enstitüleriyle, eği- tim kesiminde Kurtuluş Savaşı'nı sürdürmekte- dir Tonguç. Onun yaptı- ğı işi en iyi anlayanı, ya- şamının sonuna değin o savaşın sürdürümcüsü olacaktır Eyuboğlu da. Ankara onun için her gün biraz daha Hasanoğlan olmaktadır. Orada öğret- mendir ve o güne değin yaptığı işlerin en iyisini yaptığına inanmaktadır enstitü öğretmenliğiyle. Ikinci Dünya Savaşı'nuı en güç koşullan içinde, çağdaş bir yaşam birimi yaratılmaktadır. Destan- lık bir imecedir bu. Yazık ki karşı devrim başladığında (başlangıcı 1946, resmen başlangıcı 1950). Cumhuriyetin ka- zanımlan oy zanna sü- rülecek, Enstitüler bir kal- kışma bastınrcasına sön- dürülecektir. Enstitülerden, bakan- lıktan, başkentten ayn- hp yeniden Istanbul Üni- versitesi'ne Edebiyat Fa- kültesi'ne dönünce, kapa- tılamaz bir enstitüye dö- nüştürür yaşamını Eyu- boğlu. Bu kez, Maçka'da- ki evi yeni düşüncenin, sanatın, yarahcılığın oda- ğı olmuştur. Ekinimize, sanatımıza taze soluklar aldırmış, yeni kuşakla- rın yetişmesine büyük katkılar yapmıştır çok yönlü kişiliğiyle... Severek, paylaşarak, üreterek, yaşamı sanata dönüştürmek... Düşün- celerini, yazıyla, sözle, fotoğrafla dile getirdiğin- de u lnsanla dostça bir söyleşi kurmak, onunla bir gerçeği paylaşmak, doğru ve güzelde onu ey- leme itelemek anıacını güder EyuboghL" (A. Er- hat) Aramızdan aynhşrnın otuzuncu yılında (13 Ocak 1973) sevgili Sa- bahattin Eyuboğlu'na yü- rekler dolusu sevgiler, saygılar sunuyoruz... GÜMÜŞHANE ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2002-90 Da^cı: Yusuf Şanlı, Akhisar Köjâi, Gümüşhane Davalı: Kamile Şanlı, Mehmet ve Firdevs kızı, 1954 d.lu Dava: Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma Duruşma gün ve yeri: 21.2.2003 günü saat 9.10'da Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salo- nu Mahkememizin 2002 90 esas sayılı dosyasında da- vacı Yusuf Şanlı tarafindan davalı Kamile Şanlı aley- hine mahkememize şiddetli geçimsizlik nedeniyle bo- şanma davası açılmış olup. davalı Kamile Şanlı'nın adresi tüm araştırmalara ragmen tespit edilememiş ol- duğundan davahnın yukanda belırtilen duruşma gün ve saatinde hazır bulunmalan veya kendilerini bir ve- kille temsil ettirmeleri, aksi halde duruşmalara yoklu- ğunda devam edilip karar verileceğinin dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere 7201 S.K. 'nun 28. vd. mad- deleri gereğince adı geçene tebliğine, ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebligat yapılmış sayılacağı ilan olunur. 19.09.2002 Basın: 59826 BİRLEŞİK REHBERLER TURİZM Kurban Bayramı Kültür Gezileri 08-1? Şubat: -Endülüs'te Raks" İspama Sevılla. Granada. Mhambra. Cordöba. Medına Azahara, Toledo. Madrıd.. 08-14 Şubat: "Tarsus'tan Halep'e" Gazıantep. Halep. Stıht Sen Sımeon. Ebla. Alalah. \ntak>a, Harbıye. Seleuccıa de Pıena, Pa\ as, Bakras. Karatepe. \nazirba, Hıerapolıs Kastabala.\1ısıs. Kozan. Adaııa, Tarsus. 12-14 Şubat: İznik-Bursa-Trihe ıznık. Bursa. Cumahkızık. Mudan\a. Tnhe BRT-BtRLEŞlK REHBERLER Tl RİZM Tel: (212) 252 65 78-79-80 www.kulturgezileri.com 13 Ocak Pazartesi (Bugün) 30. Ölüm yıldönümünde SABAHATTİN EYUBOĞLU Konuşmacilar llhan Selçuk Cevat Çapan Mehmet Başaran Mustafa Eyüboğiu Mualla Eyuboğlu Şükran Kurdakul Şakir Eczacıbaşı Cengiz Bektaş Yaşar Kemal TURKIYE YAZARLAR SENDIKASI 18.00-19.30 Adres: istıklal Cad. Zambak Sok. 4/1 (Fransız Konsolosluğu yanı) Tel : (212) 252 38 81-(212)252 38 82 KOOP-C'DEN KULTUR ETKİNLİKLERİ SİNEMA GÜNLERİ Koop-C, ortaklarına bir kültür hizmeti olarak "Sinema Günleri" başlığı altında aşa- ğıdaki filmleri gösterime koymuştur. Film gösterimleri kooperatif ortakları için ücret- sizdir. Film Yönetmen Yeri Tarihi Saat Sıradan Faşizm Mihail ROOM Armada Hotel - Ahırkapı/Sultanahmet 14 Ocak 2003 Sah 19.00 Önemli Not: 1- Talebin yoğun olması durumunda "Sinema Günleri" yıl boyunca sürecek ve gerekirse ayda 1 film gösterimi sayısı "Yazarlaıia Buluşma" etkinlikleri de eklenerek iki ya da daha fazla olarak yeniden tasarlanacaktır. 2- 2003 yılı içinde Istanbul şehir içi gezileri, günübirlik Istanbul dışı gezileri, Istanbul dışı hafta sonu gezileri düzenlenecektir. Daha geniş bilgi için aşağıdaki telefonlardan Koop-C'yi arayabilirsiniz. (0212) 520 21 91-92 Faks: 520 50 23 ¥ Hikmet ÇETİNKAYA 1 KUBİLAY OLAYI ve TAPİKAT KAMPLARI *tüm G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı 0212-512 42 19 Faks: 512 11L 72 jM Mehmet FARAÇ KÖTÜLEP MAHALLESİ G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle