Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ BASIN
İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK
70u \nmıj\ ti (rift
.. KdUMM
, HiZım
fcMctoN&Aİ^HATlADl,
tVrcfi, pMö... flAUAN^
ÜÜK OKIE KES.FETTİĞi
JDÜRIJSÎ
T A B İ A T L I
ÎSTAN'3'Jl
2FEMDİ5İ
AZDÜLCAlN'BAZr'
HARİKUIÂD2
MILI
EtHDSN"
- . ~ ı-
Huntington'a göre, ABD 50-60 ülkede faaliyet gösteren terör örgütüne destek verenleri yanma çekmeli
El Kaideyalnızbırakılmalı
QHaftahk Dıe Zeıt gazetesinın genel yayın yö-
netmeni JosefJoffenin sorulannı yanıtlayan Sa-
muel Huntington, 50-60 ülkede faaliyet gösteren
El Kaide örgütünün Müslüman dünyada yalnız
bırakılması gerektiğini savunuyor.
Die Zeit: Sız, özellikle îslamın Batılı düşünce-
lere yöneltk düşmanlığı üzerine yazılar yazdınız.
Bıreycihk, liberahzm, anayasacıhk, insan hakla-
n, topluluklann ve cinsiyetlerin eşitliği, demok-
rasi gibi değerler.
Huntington: Çeşitli akımlar ve gruplaşmalar
arasındakı farkı görmeliyiz. Elbette, bütün bu
Batılı değerleri paylaşan Müslümanlar var. An-
cak bunlar hemen her yerde azınlıktalar, çok güç-
lü değiller.
Yani egemenlik biçimlerinin bir çarpışması nıı
söz konusu?
Soru şu: Neden Arabistan'da demokrası yok.
Belki neden, kültürel bir neden. Ama Islamı bir
bütün olarak görelim. Türkiye bir tür demokra-
sidir. Bangladeş'te demokratik bir hükümet var.
Pakistan"da da bir zamanlar vardı. Ben böyle bir
îslamın demokratik olmadığına inanmam.
Yani sadece Arap İslamı mı?
Doğnı olan orada, Lübnan dışında, demokra-
sinin olmadığıdır. Lübnan'da çoğunluk Hıristi-
yan'dı. Ama çoğunluk oranlan değişmeye baş-
İadığında iç savaş patladı. Yine de 40 îslam ül-
kesı arasında büyük farklar egemendir.
- "İslamj-Konfiiçvüsçü rabıta" üzerine yazdı-
nız. Çin ve Kuzey Kore'den Yakındogu'ya akan
silahlara bakıyoruz... Bu. kültür mü, reel poliri-
ka mı? Temelde yatan, ortak çıkarlardır. Kültür-
ler çok farklı.
Yani çıkar, kültürden daha ağu* basıyor.
Çıkarlar, ortak bir karşıta, ABD'ye işaret edi-
yor. Belki de bir bütün olarak Batı'ya. Güç poli-
tikası hiç bitmez. Ancak bu, her şeyi açıklaya-
masalar bile, kültür ve din sayesinde güçlendiri-
lir. Türkiye ile tsrail ittifakına bir bakın.
Kükürİerin kendiiçindekiçaöşmalar.bazen.kül-
türierarasında olandan daha serttir. Irak,İranve
Kuveyt'e saldırnuştL Öte yandan Tûrkrve, Hıris-
tiyan AB'ye girmek için çaba harcıyor.
Kuşkusuz İslamın kendı ıçinde ciddi anlaş-
mazlıklar var. kitabımda da vurgulamışhm. Ama
Türkıye'ye gelince. bu ülke 20 yıldan beri AB'ye
üye olmaya çalışıyor, ama hep de kuyruğun so-
nunda kalıyor. Polonya, Çek Cumhuriyeti, Eston-
ya, Litvanya öne çıkacak, Türkiye değil, çünkü
AB, Türkiye'nin bu kulübe ait olduğuna inanmı-
)or. Hem de kültürel gerekçelerle...
ncelikle El Kaide gibi bir örgüHin bağlı olduğn uygarhğa dahil olan
grııplardan aldığı desteğjn önüne geçmek şarî. Eğer bunlar, bu gruplar ve
devletler, yani çatışmanın tamflanndan birine bağlıysa, bir tırmanma tehdidiyle
karşı karşıyayızdır. El Kaide, Müslüman dünyadayalnız bımkılmahdır. Bu da
çokzor, çünkü 50-60 ülkede etkinlikte bulunuyor. Bunları kendi tamfimıza
çekmekzorundayız. 11 Eylülden sonra birsorun var: ABD 'nin hi dostu
olmayan bu ülkeler, Rusya, Çir, hatta İran, nasıl kazanılabilir?
Peki.bu,adlan"-Lstan"ilebitenOzbekistan,Ka-
zakistan vs. gibi ülkelerin. Mısır, Cezayir veya
Irak ile ortak yanı nedir?
Hepsı Müslümandır ve hepsinde köktendinci
hareketler var. Ve aşın otoriter rejimler. Eski Sov-
yet rejiminde en ilginç olan, demokrarikleşme ve
ekonomik reformların net bir biçimde kültürel sı-
nırlar boyunca yürümesidir. Vaktiyle Batı'ya ya-
ni Orta Avrupa'ya dahil olan ülkeler, büyük iler-
lemeler kaydediyor. Bulgaristan, Belarus, Rus-
ya ve Ukrayna gibi Ortodoks kültürler arkadan
kör-topal yetişmeye çalışıyor ve Müslüman Ar-
navutluk veya Orta Asya'nın "-istan"lı ülkeleri,
çok çok gerilerde.
Ortak kültüre rağmen Baü'nın kendi içinde
uygarbkla ilintili kınlma çizgileri bulunmuyor
Önce kültür ve yapı, yani küresel gücün yapı-
sı arasına bir fark koymamız gerek. Soğuk Sa-
vaş'ta iki süper güç vardı. Şimdi tek bir süper güç
var ve 6 kadar da bölgesel güç. Bunlarla süper
güç arasında doğal bir çatışma potansiyeh mey-
dana geliyor. Neden? Çünkü Amerika'nın, dün-
yanın her yerinde çıkarlan var. Bu yüzden her ye-
re kanşıyor, bir şeylerin akışını etkilemek ıçin.
Öte yandan bölgesel güçler de -AB, Rusya, Çin,
Hindistan, îran, Brezilya- şeyleri. kendı bölgele-
rinde ve kendı anlamlannda yönlendirmeye ça-
lışıyor. Bu da gerilımler yaratıyor.
AB ve ABD kültür ortakları
Yani yapu kültürden daha ağır basıyor?
Tümüyle değil. ABD ve AB, ortak bir Batılı
kültürü paylaşıyor, bunun sonucu olarak kültü-
rün mantığı, gücün mantığına karşı çalışıyor.
Kültürel bağlantının bir duygusal beraberlik ve
Amerika'yla özdeşlik dalgasına neden olduğu
11 Eylül'ü alahm. Avrupalılar, kendilerini ortak
bir Batılı kültürün üyeleri olarak görürdü.
Ama şimdi yine gücün mantığı kendisini ka-
bul ettıriyor, eskı farklıhklarla beraber. Avrupa-
lılar Irak'la savaşa sokulmak istemiyor, aynca
terörle savaşa yönelik eleştirinin sesi yükseliyor.
Şu da eklenebilir ki, ekonomik ve ekolojik açı-
dan tartışmalı sorunlar gündeme giriyor. Güçler
çatışmasının ikınci bir görünümü daha var. tkin-
cil güçler de yani bölgedeki esas gücün belirle-
yemediği güçler, doğal ortak olarak ABD'ye yas-
lanıyor...
îngiltere gibu
ABD'ye kültürel olarak en yakın duran. tngil-
tere'dir. Polonya, Ukrayna ve Özbekistan Ame-
rikan dostu olacaklar, çünkü yeniden Rusya'nın
tahakkümü altına girmek ıstemiyorlar.
Kültürlersavaşındainsan nasılmücadeieeder?
Ve kime karşı?
Bu senaryoya bağlı. El Kaide çok yeni bir şey.
Başkan George Bush terorizme karşı bir savaş-
tan söz ediyor. PoHtik açıdan yararlı bir kavram,
çünkü tüm dünya terorizme karşı. Analitik ola-
rak ise sorunluve tartışmalı, çünkü bu alana çe-
şitli savaşlar giriyor. Ruslar, Çinliler, Hintliler,
İsrailliler, bütün hepsi düşmanlannı terörist ola-
rak tanımlıyor. Bu da bir yol, ama işin özünde
hepsi bölgesel çatışmalardır. El Kaıde'nin
ABD'ye ve Batılı uygarlığına savaşı bir başka
sayfamn konusudur, çünkü burada söz konusu
olan bölgesel savaşlar değil...
Bu bir ırygaruklar savaşı mı?
Elbette kı öyledir.
Böyle bir savaş nasıl yapıhr?
Öncelikle El Kaide gibi bir örgütün bağlı ol-
duğu uygarlığa dahil olan gruplardan aldığı
desteğin önüne geçmek şart. Eğer bunlar, bu
gruplar ve devletler yani, çatışmanın taraflann-
dan birine bağlıysa, bir tırmanma tehdidiyle
karşı karşıyayızdır. Tıpkı, Belgrad'uı Bosna ve
Kosova'daki Sırplan askeri olarak destekledi-
ği Sırbistan'da olduğu gibi. Sonuçta, El Kaide,
Müslüman dünyada yalnız bırakılmalıdır. Bu da
çok zor, çünkü El Kaide 50-60 ülkede etkinlik-
te bulunuyor. Bu ülkeleri kendi tarafımıza çek-
mek zorundayız. Ancak Bush yönetiminin 11
Eylül'den sonra bir sorunu var: Bütün bu böl-
gesel güçler, ABD'nin hiç de iyi dostu olma-
yan bu ülkeler, Rusya, Çin, hatta iran, nasıl
kazanılabilir?
El Kaide yeniden vuracak mı?
Deneyeceği kesin.
Aaronovitch, Irak'a düzenlenecek operasyonım şart olduğuna inanmak için gerekçe istiyor
Saldım için somut neden gösterin
THE INDEPENDENT
DAVTD AARONO\TTCH
Bush ve ChurchiB adlannın birlikte amhna-
sı tngiltere'dekı mizah ustalanna eğlenme fır-
satı v erdi bu hafta. ABD SavTinma Bakanı Do-
naklRumsfeW in ıki lider arasında şahsi bir kar-
şüaştırma yapmamış ohnası kimseyi ilgilendir-
miyordu. Âslında Rumsfeld'in Kaliforniya'da
Pendleton Karargâhı'nda 3 bin deniz subayı-
na yaptığı konuşmada söyledikleri, tngiliz po-
litikacının, Hitler'in Almanlar konusundaki
savaş öncesinde yaptığı uyanlann tekrarlanışı
niteliğindeydi. Churchill'in çok geç olana ka-
dar kimsenin kulak asmadığı uyanlanmn tek-
rarlanışı.Rumsfeld'in konuşmasım şöyle özet-
leyebilirız:
"İttifak sahibi olmak, doğnı karan almak ve
doğnı şeyi yapmaktan daha az önemlidir,yapı-
lan şeyde tek başına bik olunsa. Doğnı yolda
olan liderlik destekçi ve arkasmdan gelenleri bu-
lur."
Rumsfeld'in gerçekte söylemek istediği ne
olursa olsun konuşmasının yarattığı etki çok fark-
lı oldu.
Bush'un, John Hopkins Üniversitesi'nden
EBot A. Cohen'ın kaleme aldığı yeni kitabı
• Önce gerekçe gösterin. Müdahale edilmezse ortaya çıkacak tablonun,
operasyon düzenlendiği takdirde doğacak sonuçlardan daha kötü olduğuna beni
inandmn. Sonuçta kucağımda ölen çocuklar olacaksa. operasyonu
düzenlememenin daha kötü olduğuna beni inandırmahstnız.
"Supreme ConHnand"ı okumuş olduğunu açık-
laması çokaz kişinin içini rahatlatabilir. Kıtap-
ta savaşın generallere bırakılması gereken çok
önemli bir iş olduğu savımuluyor. Cohen, te-
zini ortaya koyarken dört siyasi lideri -Abra-
hamlJncoln. 1. Dünya Savaşı sırasındaki Fran-
sa lideri Ctemenceau. tsrailli Da\id Ben-Guri-
on ve Churchill- örnek olarak kullanıyor. Co-
hen, "Savaşı generaDere bırakmak yerine ken-
dileri kanşülar, Vietnam konusunda işi asker-
lere bırakmalan gerekirdi'' görüşünü sa\nnu-
yor.
Başkan Bush'un tatilde bu kitabı yaruna ala-
rak okuduğunun açıklanması Amerikan halkının
Irak ile savaş konusunda gün geçtikçe artan pe-
simizm ve karşı çılaşını, -ki bu Cumhuriyetçi Par-
ti'nin bazı kilit ısimlerinin de destek verdiği gö-
rüş- bastırmayı hedefliyordu.
Hitler, askerlerin pesimizmine fazla saygı
gösteren bir kişilik değildi. Hitler. askerleri
1938yılındaÇekoslovakya'da, Îngıliz-Fransız
zaferiyle sonuçlanacak savaşın çıkacağına da-
ir tahminde bulunduklarında askerleri hiçe say-
dı. Ancak, bu deneyiminden ders almayarak
1942 yılında Stalingrad'dan geri çekilmeyi red-
dettı. Ve böylece hem 6. Ordu'yu hem de 2. Dün-
ya Savaşı'nı kaybetti.
Aslolan bir şey var ki bir savaşa başladığı-
nızda, bittiğinde hangi savaşın parçası olaca-
ğını bilemiyorsunuz. Çekoslovakya'ya mütte-
fik kuv^etler halinde müdahale edilseydi bel-
ki şu anda 1938-1939'da yapılan Orta Avrupa
Savaşı'ndan bahsediyor olacaktık.
Tabii şahinlen cesaretlendiren biraz da ya-
kın geçmiş. Fıkirleri, en azından kendi kafala-
nnda, muhalefet edenlerin banz hatalan yüzün-
den güçlendi.
Bundan sonra düzenlenecek savaş karşıtı
protesto gösterisine katıhp katümayacağımı
soran bir e-posta aldım. Saddam, Birleşmiş
Milletler silah denetçıkrinı şart koşmadan ge-
ri kabul ederse o zaman katılınm. Savaş kar-
şıtı hareket neden bunun için çalışmıyor?
Savaşagelince... Bana önce gerekçe gösterin.
Nedeniniz. gerekçeniz olduğunu söylemekle ol-
maz, ne olduğunu söyleyin. Müdahale edılme-
diği takdirde ortaya çıkacak tablonun, operas-
yon düzenlendiği takdirde doğacak sonuçlar-
dan daha kötü olduğuna beni inandmn. Sonuç-
ta kucağımda ölen çocuklar olacaksa operasyo-
nu düzenlememe gerekçesınin daha kötü oldu-
ğuna beni inandmn.
Sahinlerîn vöntemi farklı
Ancak bu şahinlerin uyguladığı yöntem de-
ğil. Onlar şüpheci olanlan körü körüne savaşı
desteklemeye çalışıyorlar. Bu yöntemle dün-
yanın dört bir yanındaki birçok kişiyi, sonucu
ve nedeni ne olursa olsun çatışmaya karar ver-
diklerı konusunda ikna ettiler. Bu felaket bir du-
rum.
Pentagon'un Savunma Politikası Kurulu'nun
danışmanlanndan Kenneth Adelmanın mik-
rofonun karşısma her geçişinde, ne kötü bir
görüntü olduğunu Washington DC'de biliyor-
lar mıdu- acaba?
Adelman, dünyayı yoluna sokmak için 5
aşamalı bir planı savunuyor:
1- Hemen bir savaşa girişmek, 2- Irak'ta
demokratik bir rejim, 3- İran'da büyük bir
devrim, 4- Mısır ve Suudi Arabistan'da ra-
dikal değişiklikler, 5- Ortadoğu'da bir ba-
rış anlaşması.
Irak meselesı hiçbir şeye kanşmayan ancak
yollanna çıkan herşeyi ezip geçen hayvanlar-
la dolu karanlık bir ormana benziyor.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Yoruma Açık Bir Yan
Seçimler yaklaştıkça hem birleşme-katılma de-
dıkoduları hem de oylann paylaşımına yönelik ka-
muoyu (?) yoklamalan gündeme geliyor. Transfer-
lerle birlikte propaganda süreci de giderek yogun-
laşıyor.
Dikkat çeken yakınmalardan biri ise toplam nü-
tus içindeki oranlanna karşın parti listelerinde yer
alacak kadın aday sayısının azlığı. Kadın aday gös-
terilse bile seçilecek sıralara konulmamalan da ya-
kınmalann başka bir aynntısı.
Yani kadın vekil de pek aklımıza yatmamış. Yurt-
taşlar Yasası'nı 1926'da kabul edip kısa bir süre
önce de bütününü zemin ve zamana uygun duru-
ma getırme gerekçesıyle degiştirdik ama, anlaşı-
lan kafamızı değiştirmeyi başaramadık.
Işte sizlere, siyaset alanında uygulamada kaldı-
ğını söylemek pek de yanlış olmayan Mecelle (Me-
celle-i Ahkâm-ı Adliyye) maddeleri.
• • •
Madde 902 - Bir dağ, üzerindeki bahçe ile be-
raber alt tarafındaki diğer bir bahçe üzerine yıkılıp
düşmek gibi, kasrtlı olmadan bir kimsenin mülkü
elinden çıksa, kıymeti az olan fazla olana tabi olur.
Yani kıymeti fazla olanın sahıbı, kıymeti az olana
tazminat vererek o yeri sahiplenir.
Mesela dağ yıkılmazdan önce üst tarafındaki
bahçenin kıymeti beş yüz ve alt tarafındaki bah-
çenin kıymeti bin kuruş olsa, ikincisinin sahibi beş
yüz kuruşu evvelkinin sahibine ödeyerek oraya sa-
hip olur; nitekim bir kimsenin elindeki elli kuruşluk
incisi düşüp de başkasının beş kuruş kıymetli ta-
vuğu onu yutsa inci sahibi beş kuruş verip tavuğu
alır.
• • •
Madde 974 - Küçüğün velisi evvela babası, ikin-
ci olarak babası ölmüşse seçılmiş vasisi yani ba-
basının yaşarken seçtiği ve atadığı vasi, üçüncü ola-
rak seçilmiş vasi vefat ederse, onun yaşarken ta-
yin eylediği vasi, dördüncu olarak bilinen atalan,
yani kıiçüğün babasının babası, yahut babasının
babasının babası. beşınci olarak bu atalann hayat-
talarken seçip atamış oldukları vasi, altıncı olarak
atalann vasisinin atadığı vasi, yedinci olarak hâkim
yahut atanmış vasisi yeni hâkimin atadığı vasidır.
Madde 916 - Bir küçük çocuk diğerinin malını
kullanılmaz hale getirse, kendı malından tazminat
ödemesi lazım gelir; malı yoksa zenginleşmesi
beklenir, velisine tazmin ettirilmez.
• • •
Madde 1301 - Bir kimse su kenannda balık av-
lamak için bir yer hazıriadığında oraya birçok ba-
lık gelip de su azalarak ol balıklar avlamaya çalış-
madan tutulabilir olsa, ol balıklar ol kimsenin olur.
Amma ol yerde suyun çokluğundan dolayı ba-
lıkların tutulması için avlanmak gerekse, ol balık-
lar ol kimsenin olmayıp, başka birisi onları avlarsa
kendi malı sayılır.
Madde 1302 - Bir kimsenin evine bir av girip de
avı tutmak için kapısını kapayıverse ona malik olur.
Amma kapısını kapatarak elde etmeden önce ona
malik olamayıp diğer kimse ol avı tutuverse ona ma-
lik olur.
Madde 1305 - Bir kimsenin bahçesinde yer tu-
tan arılann yaptığı bal, ol bahçenin yararlarından
sayılarak ol kimsenin malıdır. Başka kimse yarar-
lanamaz. Yalnız devlet hazınesine vergisini verme-
si lazım gelir.
•••
Madde 1701 - Dostun dosta şahitliği geçerlidir.
Fakat aralarındakı dostluk, bırbırlerinin malların-
dan yararlanma derecesine varırsa ol halde birınin
diğeri lehine şahitliği geçerii olmaz.
[email protected].
Muhtaran davası
çığır açabilir
Mahkeme,
Pakistan'da,
Mervala'daki tecavüz
çetesinin üyelerini
ölüm cezasma
çarptırarak dünyaya
bir mesaj verdr.
Pakistan Devleti'ni
zalimliklerini
kullanarak
zedelemeye çahşan
karanlık güçler
olabilir, ancak onlan
durdurmaya hazır
olanlar da var.
Pakistan'daki hukuki
merciler, ne yaptığını
bilmeyen bir grup
haydut çetesinin,
itibaruıı kaybetmiş
törelerini korumak
amacıyla tecavüz
ettiği masum bir
kadma yaptıklarvm
cezalandırarak, dünya
kamuoyunun gözünde
ülkenin ulusal
onurunu biraz olsun
temize çıkarmak
istedi. Mervala'da
bağımsız olarak
atanan jüri üyelerinin
Mai Muhtaran adlı
kadın lehine aldığı bu
karar onurlu bir
davranıştı.
Muhtaran'ın tek
günahı, erkek
kardeşinin
kendisinden daha
yüksek sosyal smıfa
mensup bir kadınla
yasak ilişki içinde
olmasıydı. Kadmın
mensup olduğu,
onuru incinmiş olan
bu "aşirefin
namusunu
temizlemek için bir
plan hazırlanmış,
Mastoi aşiretinden
seçilen adamlarca
Muhtaran kirletilerek
ödeşme yoluna
gidilmişti.Bölgenin
feodal oligarşik yapısı
ve polis buna onay
vermişti. Muhtaran
davasına adı kanşan
altı kişinin idama
mahkûm edilmesinin,
gelecekte bu tür çirkin
olaylann önünü kesip
kesmeyeceği ülkenin
feodal yapısını ne
kadar sarstığına bağlı.
Muhtaran ve aüesinin
Mastoilerden ölüm
tehdidi alması feodal
yerleşim
birimlerindeki
"patronlann"
yaptıklarınm
yanlışlığrnı henüz
kabul etmediklerini
gösteriyor. Aile için
polis koruması
gerekirken, feodal
düzenin yıkılması için
hükümetin toprak
reformu, eğitim,
hukukun
üstünlüğünün
sağlanması gibi
konulardaki çabasının
artması şart. Bu
reformlar yapıhnadan
ülkenin ileriye gitmesi
zor. Muhtaran davası
bu reformlann
önünde bir dönüm
noktası olabilir.
Frontier Post
gazetesi-Pakistan