12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9EYLÜL2002PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞHABERLER [email protected] 11 ABD Başkanı ve Blair'in sunduğu nükleer tesislerle ilgili raporun çarpıtıldığı bildirildi Bush'unIrakkanıtıfos çıkü ALPERBALLI ^ Bush ve Blair, kanıt olarak Atom Enerjisi Ajansı'nın raporunu sundu. Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, NBC televizyonuna konuşarak rapordaki bilgilerin eski olduğunu, "ABD'nin kendi sonuçlannı çıkardığını" söyledi. önce yaptığı açıklamada, BM'ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (AIEA) tarafindan dağıtı- lan uydu fotoğraflannda Irak'ta- ki nükleer tesislerde açıklanama- yan inşaatlar saptandığına ilişkdn rapora atıfta bulundu. George Bush, "Irakfiderinekarşı hareke- te geçmek için başka ne tür kam- ta gereksinim duyulduğunu bü- mediğini'' söyledi. \/ Camp David'de Bush'la görüşen Blair, Irak operasyonu için uluslararası destek arayacaklannı ancak bunun sağlanamaması durumunda Washington ve Londra'nın tek başlanna harekete geçebileceğini belirtti. Blair'le Bush ortak hareket edecek- (REUTERS) VVASHEVGTON- ABD Baş- kanı George Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair önceki ak- şam Camp David'deki Başkanlık konutunda yaptıklan görüşmede, Irak"a karşı uluslararası destek arama karan aldı. Bush ve Blair'in Irak'a karşı kanıt olarak sunduklan raporda- ki bilgileriyse çarptırdıklan orta- ya çıktı. Blair ve Bush'un yaptığı "sa- vaş zirvesmde" Irak"a operasyon konusu masaya yatınldı. îki müt- tefık. en geniş uluslararası deste- ği arayacaklannı bildirirken Bla- ir, gerekirse Londra ve Washing- ton' ın tek başına hareket edebile- ceğini de söyledi. Bush da Irak'a karşı ellerinde yeterli kanıt oldu- ğunu öne sürdü. Bush, görüşmelere geçmeden Bulgulan sapürdılar Blair de raporu okuduğunu, ha- reketsizlik pohtikasının kabul ede- bilecekleri bır politıka olmadığı- nı belirtti. Ancak, Blairve Bush'un atıfia bulunduklan AIEA rapo- rundaki bulgulan sapnrdıklan or- taya çıktı. 1998 tarihli raporda yer alan Irak'uı 6 ile 24 ay arasında- ki bir dönemde nûkleer silah üre- tim kapasitesine ulaşabileceğine ilişkindeğerlendirmenin 1991 ön- cesine ait olduğu belirtildi. Kör- fez Savaşı sürecinde ve ardından ülkeye giden BM silah denetçile- rinin çalışmalan sırasında silah tesisleri ve malzemeler imha edil- di. Denetçilerin hazırladığı ve li- derlerin anfta bulunduğu raporda, "Eldeki güveniür bOgilere göre, AIEA'nın Irak'uı nükleer silah üretim hedefine ulaşağma, Bağdat yönetnninin elinde nükleer silah öretebflecek fiziksei olanağın bu- lunduğuna ya da bu maddeleri gizlice ele geçirdiğine ifişldn bir beürti bulunmadığr kaydedildı. Amerikan NBC televizyonuna konuşan bir Beyaz Saray yetkili- si, raporun Bush'un öne sürdüğü savlan içermediğini doğrularken "ABD yönetiminin raporu temel alarak kendi sonuçlannı çıkardı- ğını'' söyledi. AIEA sözcülerin- ABD Dışişleri Bakanı Powell'dan Başkan George Bush'a örtülü mesaj: Onleyîci vuruşu ciddiye alDış Haberler Servisi - A B D Baş- kanı George Bush ile İngiltere Baş- bakanı Tony Blair' ın yaptıldan görüş- menin ardından Blair. "uluslararası destek sağlama konusunda kararh" olduklannı vurgularken A B D Dışiş- leri Bakanı CoBn Powell, bir ülkenin düşmanına karşı "önleyici vuruş"a ancak başka bir çare kalmadığında ve uluslararası yükümlülüklerini de "çok açık bir şeküde kavrayarak'* başvur- raası gerektiğini söyledi. Povvell, The New York Times gazetesinde yayrnı- lanan söyleşisinde, daha önce Bush ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney tarafindan dillendirilen ve "düşma- nı o henüz sakbnnadan önce vurma- yı" ifade eden "önleyid vunış"un bir devlet başkanı ya da liderin elinde tuttuğu bir seçenek olabileceğini, an- cak buna kolayca başvurulmasunn doğru olmadığını belirtti. Powell, BBC televizyonunun Bre- akfast with Frost (Frost ile Kahvaltı) programına yaptığı açıklamada da Irak'taki Saddam Hüseyin rejımını devirmek konusunda Bush'un henüz bir karar vermediğini ve "askeri, si- yasi, diptomatik" tüm seçenekleri de- ğerlendirdiğini vurguladı. BBC, Powell ile yapılan görüşme- den önce Powell'uı konuşma metni- ni yayımladı. Bush'un danışmanlan- nın her birinin çok çeşitli görüşleri- nin bulunduğunu belirten Povvell, da- nışmanlar ve kendisüıin değişik yol- larla birbirleriyle iletişim kurdukla- ruıı kaydetti. 'Masayı yumruklamıyonız' Kendisi de dahil olmak üzere ABD yönetimindeki yetkililerin "masaya yumnıklarmı vurmadan" konulan aynntılı ve açık bir şekilde tartıştık- laruıı ifade etti. Saddam Hüseyin'in nükleer silah- lan elde etmek konusunda kararlı ol- duğunu belirten Povvell, ancak, ABD yönetiminin Irak'uı bu amaca ne ka- dar yaklaştığuu bilmediğini kaydet- ti. Powell, Saddam Hüseyin'in 1991 'deki Körfez Savaşı'na göre as- keri açıdan çok daha zayıf olduğunu da kaydetti. Ortadoğu'daki duruma da değinen Povvell, ABD'nin Yaser Arafat'ı Fi- listin halkının meşru lideri olarak ta- rudığını, u ancak FUistintikrin kendi- lerine yeni bir üder bunnalaruu arzu ettiklerini" kaydetti. PARİS-BERLtN eyl Tekyanlı ] eme karşıyız Dış Haberler Servisi - Camp David'de bir araya gelen ABD Başkanı Ge- orge Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, "Irak'a gerekirse yalnız girme" karan alırken Fransa ve Ahnanya, sal- dınya karşı tutumlannı, oluşturduklan ortak cep- heyle güçlendirdi. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac. ABD'nin, Irak'a yönelik tek yanlı bir askeri hare- kâtına karşı olduklannı yinelerken liderler arasın- da BM karan konusunda görüş aynlığı yaşandı. Almanya'nın Hanno- \er kentinde önceki gün Chirac'la görüşen Schrö- der, "4 konu ûzerindeke- sn bir anlaşma sağladık: ABD'nintekyanhharekâ- tma karşı olmak, BM Gü- \BnHk Konseyi'nin kara- n, BM silah denetçileri- nin Irak'a koşulsuz dönü- şü ve Irak konusundaki bedefkrin değişmemesi" ûedi. Chirac da Fran- sa'nın, tek taraflı bir çö- ziime kesinlikle karşı ol- duğunu yineleyerek •Iriık, denetçilerin koşul- saı dönmesine izin ver- mdidir'' dedi. Öte yandan iki lider, Bîl'nin askeri bir ope- aiyona izin vermesi du- nınundaki nihai konum- laı konusunda farklı gö- liderbildirdi. Chirac, ül- te-rinin resmi bir tavır al- naian önce BM Güven- Lk Konseyi'nin karannı şetleyeceğini kaydeder- ıeı Schröder, BM karan ilnsa bile harekâta kesin olırak destek vermeye- ;ederini belirtti. den Mark Gvvozdecky de NBC muhabirine yaptığı açıklamada. Bush ve Blair'i yalanladı. Gvvoz- decky, kuşku uyandıracak hiçbir bina ya da uydu fotoğrafı olma- dığuıı belirtti. Sözcü, "nükleer te- sislerde yeni inşaatlar'' olarak ta- nımlanan fotoğrafın ticari bır uy- du kanahndan ahndığıru ve görün- tüdeki yapınuı hiçbir önemı olma- yan sıradan bir bina olduğunu kaydetti. 'Saddam herkesin sonınu' Blair, görüşme öncesi gazete- cilere yaptığı açıklamada. ABD ve Ingiltere'nin Irak lideri Saddam Hüseyin'e karşı uluslararası bir ittifak oluşturmayı istediklerinı ancak bunun sağlanamaması du- rumunda "Londra ve NVashing- ton'ın gerekirse kendi başlanna Irak'a guTeceğmi" vurguladı. Bla- ir, "Bu bütün uluslarara- sı tophımu ilgilendiren bir sorundur" dıye konuştu. Bush da, ABD'nin Sad- dam'ın iktidardan uzak- laştınlması konusundaki politikasının halen dev r am ettiğini belirterek "Buııu sağlamanın çokçeşitliyol- lan var" dedi. tid liderin görüşmesi 3 saat sürdü. Once baş başa gerçekleşen toplanhya daha sonra iki liderin yakın yardımcıla- n da kahldı. Blair, görüşmenin ar- dından ülkesine hareket etmeden önce Andrevvs Hava Üssü'nde yaptığı açıklamada, Saddam Hü- seyin'in oluşturduğu "ger- çektehdSt" karşısuıda ken- disüıin ve Bush'un "aynı kararhhğı" paylaştığını beluierek "Aynıtablfli,kit- )e imha silahlan karşısın- da aynı azmi ve uluslara- rası destek bulmaarzusu- nupaylaşıyoruz* 1 dedi. tn- giltere Başbakanı, Irak re- jiminin uzun süredir kitle imha silahı stokladığuıı ve nükleer silah elde etmeye çalışhğuıı söyledi. Blair, "Tehdit gerçek bir tehdit Hem de sadece bölgeiçin değü,bütün ulus- lararası topluluk için»" dedi. Blair, bunun kanıt- lannı bırkaç hafta sonra açıklayacaklannı kaydet- ti. Başbakan Blair, "In- sanlar, busoruna makulve ölçülü bir tarzda yaklaşa- cağnnızdan enün olabüir- ler" dedi. Şimdi okullu olduk Bağdat'tald El Kudüs okulunda Iraklı çocuklar derslere başladı. Yeni öğrenim vılının başlamasıyla birlikte dün okul sı- ralarmı dolduran Iraklı çocuklann her şeye karşuı sevinçli ol- duklan görülüyordu. Ders kitapları ve defter kapakların- da bol miktarda Saddam Hüsevin fotoğrafı bulunan çocuk- lar, ABD Başkanı George Bush'un dünyanın en körü ada- mı ilan ettiği Irak lideri hakkmda daha farkh düşüncelere sahip. (Fotoğraf: REUTERS) Eski denetçi Ritter, Bağdat'ın yaninda Dış Haberler Servisi - Birleş- miş Milletler'in (BM) eski silah denetçisi Scott Ritter. ABD'nin Irak'a saldınsını önleme çabala- n çerçevesinde başkent Bağdat'a giderek parlamentoda konuştu. Bağdat'ın kitle imha silahlan geliştirdiği iddialannı reddeden Ritter, Irak'ta yeni bir denetim mekanizması oluşturulmasını önerdi. Ritter, meclis üyelenne hitaben yaptığı konuşmada, ye- ni mekanizmamn "dürüst Idşi- lerden" oluşmasını istedi Öner- diği mekanizmamn. müfettişle- rin "koşulsuz dönüşünü" öngör- düğünü belirten Ritter, yeni me- kanizmayla Bağdat yönetimi- nin, denetimin sadece silahsız- lanmayla ilgili olacağına, ülke- nin egemenlik ve ulusal güven- lik sorunlanna ilişkin olmaya- cağına inanacağuu söyledi. Eski denetçi Ritter, "Uzman- larla Irak arasmda güveni sağla- v acak bir mekanizmaya ihtiyaç var. Bu yapüabüirse Irak onlann çahşmasuıa köstek ohnaz, denet- çiler de silahsızlanma çahşmala- nndan başka şeyieügflenmez" dı- ye konuştu. Konuyla ilgili fark- lı ülkelerden birçok yetkiliyle görüştüğunü kaydeden Ritter, bu yetkililerin Irak'la birlikte çalış- ma konusunda istekli olduklan- m belirtti. CNN televizyonuna, geziyi kendi inisiyatifi doğrul- tusunda gerçekleştirdiğini belir- ten eski denetçi, "Buraya, ülke- sinin izlediği yol konusunda kav - gı duyan bir ABD vatandaşı ola- rak gekhm.Gerçekte yaşanıbna- ması gereken bir savaşı önleyebi- lecekolajlanbaşlatmakiçingel- dim" dedi. Eski Amerikan deniz subayı Ritter, 1998'deki Ameri- kan-lngiliz bombardnnanlaruıı "büyükhata" olarak nitelendir- miş ve BM özel denetim heye- tinden (UNSCOM) istifa etmiş- ti. ABD'yi, BM denetçilerini Irak'ta ajan olarak kullanmakla suçlayan Ritter. Bağdat yöneti- minin 1991'deki Körfez Sava- şınuı ardmdan silahsızlandığı- nı öne sürüyor. BICAKSIRTI EROL MANİSALI Halk-Elit Çatışması Azgelişmiş ülkenin 'e//f/'genellikle ülkesinin hal- kı ile banşık değildir. Buna karşılık mesela Batı Av- rupa'da elit, halk ile bütünleşmiştir. Batı'da son 50 yıla baktığımız zaman orta sınıf genişlemiş ve güçlenmiştir. Aradaki uçurum azal- tılabilmiştir. Buna karşılık azgelişmiş ülkelerde (ve Türkiye'de) elit ile halkın arasının açıldığını görü- yoruz. Batı kapitalizminde halk-elityakınlaşmasını han- gı öğeler sağlamıştır? Avrupa'da olsun, Amerika'da olsun bu bölgele- re, "dışardan içeriye net gelir transferleri vardır"; Batı kapitalizminin "dışardan kazançları vardır, ka- pitalizm bu kazançlarla refahını yükseltmektedir.' Halk ve elit, Batı kapitalizminin dışardan sağla- dığı kazançları paylaşırlar. Yüksek teknoloji ürün- lerinin gelirleri çiftçiye gider, sosyal hizmetlere gi- der. Philip Morris sigara ihraç eder, gelirinden ver- gi öder. Bu vergiden devlet Virginıa tütün üretici- sine mali destek (sübvansiyon) verir. ABD'de tan- ma, yıllık 29 milyar dolar doğrudan destek (hibe) vardır. Batı kapitalizmi kendi dışındaki dünya üstünlü- ğu sonucu sağladığı iktisadı yaran patronu, mü- hendisı, ışçisi, çiftçısi ile paylaşır. Avrupa'da bu paylaşma daha iyidır. Devlet milli gelirin yüzde 45 - 47'sini vergi ve kamu gelırı olarak toplar ve yeni- den dağıtır. îşsizlik sıgortasından tanma desteğe, öğrenciye burstan sağlık hizmetine kadar "sosyal devlet" politikası uygular. Batı kapitalizminin temelinde, dünya üzerinde- kı egemenliğin sağladığı iktisadi yararlar (veya sö- mürü) esastır. Bu nedenle, Virginia'daki tütün üre- ticisinin gelirinin artması için bizim tütün üreticisi- nin daha az tütün üretmesı zorunludur. Sistem, "bu dengesizllk" üzerine kurulmuştur. Tütünü, ça- yı, pamuğu, şekeri, otomobili, inşaat malzemesi- nı, aklımıza gelen her şeyı düşünebiliriz... Azgelişmiş ülkedeki 'çatışma'... Azgelişmiş ulkenın eliti ise giderek kendi halkın- dan uzaklaşmaktadır. Hele Soğuk Savaş'tan son- ra bu iş daha da keskinleşmiştir. Neden? Çünkü azgelişmiş ülkenin eliti, "Batı kapitalizmi- ne doğrudan doğruya bağımlı hale gelmektedir. Sermaye çevreleri, büyük şirketler, aydınlar (!) öğ- retim üyeleri, Batı kapitalizminin denetimi altına gir- mektedirler. Dolayısıyla kendi halklanndan, kendi toplumla- nndan kopmaktadırlar. - llk kopmalar iktisadı çevrelerde olmaktadır. Ba- zen yabancı sermaye bu kopmanın altyapısını ha- zırlar. Bazen de yerli şirketler, çokuluslu şırketler- le öyle anlaşmalar yapartar kı kendilerıni ve eko- nomilerini tek taraflı bağlarlar. Içerde daha az tütün, pamuk, şeker, sigara, pey- nir, tabak, mobilya üretilir: buna karşılık, ıthalat ar- tar. Garip bir bıçimde, "yeni sistem, üretimin ika- mesi sonucunu hazıhar." Çünkü ÇUŞ bu tek ta- raflı yapılanmayı sağlar. Küreselleşme bu yapdan- mayı öngörür. - Siyasiler ve bürokrasi de sermaye çevreterinin paralelinde, Batı kapitalizmine ve onlann ÇUŞ'ine "bağlanmaya" başlar. örnek mi? Türkiye en gü- zeli; siyasiler dışardan icazet alıyortar, Ankara'da- kı büyükelçilerden icazet aiıyorlar: Petrol şirketle- rinden, ÇUŞ'den, uluslararası büyük sermaye spe- külatörlerinden destek istiyorlar: Medya Brüksel'e adres gösteriliyor. Yani Türk haikını ezmek isteyen çevrelerle yakın işbirliği içinde oluyorlar. En masum ve diplomatik ifadesi hemalde böyle yapılabilir. - Işler böyle olunca da, "azgelişmiş ülkenin eli- ti sermaye, sanat ve kültür çevreleri olarak kendi halkı ile çatışan bir noktaya gelmektedir. Bazen ya- bancı mal satartar. bazen kültür emperyalizminin sinsi bir aracısı oluhar.. bazen de Müslüman ma- hallesinde salyangoz satarlar... Yeni dönemin temel sorunu, Batı kapitalizmi ile bu duvarların dışındaki büyük dünya nüfusu ara- sındaki dengesızliktir: Küreselleşme, azgelişmiş ülkeelitini Batı kapitalizminin yanınaçeken ve onu kendi halkına karşı olmaya zortayan bır düzen kur- maya çalışıyor. Turkiye, hedefteki seçilmiş ülkelerin başında ge- liyor... OBSERVER GAZETEStNtN İDDİASI: ABD Körfez'e askeri yığınak yapıyor Dış Haberler Servisi - îngiltere 'de ya- yımlanan The Observer gazetesi. ABD'nin bir yandan jetleriyle Bas- ra'daki bazı füze üslerine saldınrken diğer yandan da Körfez'e askeri yığı- nak yaptığını öne sürdü. Binlerce as- kerin Körfez'e doğru ha- reket halinde olduğunu ve aynı anda da bölgeye ton- larca cephane yığıldığuıı öne süren gazete, "ABD Başkanı George Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, henüz hiçbir ka- rar abnmadığınaflişkinsöz- lerine rağmen, ABD'nin geçen haftadan itibaren Körfez'e askeriyığmakbaş- latüğuia dair güçlü kamt- lar var" dıye yazdı. Bölgeye ulaşan ilk as- keri varlığın 2 bin 500 as- kerlik bölümünün Ür- dün'de konuşlanduıldığuu öne süren gazete, ekim ayı ortalanna doğru da Kali- forniya'dan hareket ede- cek 20 bin kişilik bir gü- cün bölgeye ulaşacağını savundu. Observer'ın bir diğer iddiası da Türkiye'de- ki Incirlik Üssü'ne ilişkin oldu. Gazete, ABD ve In- giliz özel birimlerinin In- cirlik yakınındaki askeri üste konuşlan- maya başladıklanna ilişkin ısrarlı rapor- lann varlığına dikkati çekerken "Bu güçlerin çoktan Kuzev Irak'a bir aske- ri köprii kurmava başladıklan betirti- Kyor" diye yazdı. Tahran'dan Washingtona suçlama Terörisüeri bize karşı kışkırtıyor Dış Haberler Servisi - îran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi, ABD'nin Tahran yönetimine karşı terörist ve eşkıya gruplan örgütlediğine ilişkin ellerinde belge olduğunu söyledi. iRNA'mn haberine göre, Harrazi dün düzenlediği basuı toplantısında, "Washington yönetiminin tran'a karşı terörist gruplan desteklediğini, avnı zamanda Tahran yönetimini EI Kaide örgütüne yardım etmekle suçladığuu" belirtti. Harrazi. "Tahran yönetiminin Afganistan'daki gergüüiğin azaİmasında olumlu rol oynanıasına rağmen ABD'nin tran'ı şer eksenine katmasuun üzücü olduğunu" kaydetti. Tahran yönetiminin Afganistan'da terörle mücadelede üzerine düşen görevi yaptığuıı ve El Kaide'ye üye olduğundan şüphelenilen kişileri ülkelerine teslim ettiklerini söyleyen Harrazi, "Bugün bir kez daha tekrarhyonız, bu örgüde ilgili künin elinde bilgi varsa bize getirsin, biz henıen harekete geçeceğiz'' diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle