Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9EYLÜL2002PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER [email protected] 11
ABD Başkanı ve Blair'in sunduğu nükleer tesislerle ilgili raporun çarpıtıldığı bildirildi
Bush'unIrakkanıtıfos çıkü
ALPERBALLI
^ Bush ve Blair, kanıt olarak Atom Enerjisi
Ajansı'nın raporunu sundu. Ancak bir Beyaz Saray
yetkilisi, NBC televizyonuna konuşarak rapordaki
bilgilerin eski olduğunu, "ABD'nin kendi
sonuçlannı çıkardığını" söyledi.
önce yaptığı açıklamada, BM'ye
bağlı Uluslararası Atom Enerjisi
Ajansı (AIEA) tarafindan dağıtı-
lan uydu fotoğraflannda Irak'ta-
ki nükleer tesislerde açıklanama-
yan inşaatlar saptandığına ilişkdn
rapora atıfta bulundu. George
Bush, "Irakfiderinekarşı hareke-
te geçmek için başka ne tür kam-
ta gereksinim duyulduğunu bü-
mediğini'' söyledi.
\/ Camp David'de Bush'la görüşen Blair, Irak
operasyonu için uluslararası destek arayacaklannı
ancak bunun sağlanamaması durumunda
Washington ve Londra'nın tek başlanna harekete
geçebileceğini belirtti.
Blair'le Bush ortak hareket edecek- (REUTERS)
VVASHEVGTON- ABD Baş-
kanı George Bush ve İngiltere
Başbakanı Tony Blair önceki ak-
şam Camp David'deki Başkanlık
konutunda yaptıklan görüşmede,
Irak"a karşı uluslararası destek
arama karan aldı.
Bush ve Blair'in Irak'a karşı
kanıt olarak sunduklan raporda-
ki bilgileriyse çarptırdıklan orta-
ya çıktı.
Blair ve Bush'un yaptığı "sa-
vaş zirvesmde" Irak"a operasyon
konusu masaya yatınldı. îki müt-
tefık. en geniş uluslararası deste-
ği arayacaklannı bildirirken Bla-
ir, gerekirse Londra ve Washing-
ton' ın tek başına hareket edebile-
ceğini de söyledi. Bush da Irak'a
karşı ellerinde yeterli kanıt oldu-
ğunu öne sürdü.
Bush, görüşmelere geçmeden
Bulgulan sapürdılar
Blair de raporu okuduğunu, ha-
reketsizlik pohtikasının kabul ede-
bilecekleri bır politıka olmadığı-
nı belirtti. Ancak, Blairve Bush'un
atıfia bulunduklan AIEA rapo-
rundaki bulgulan sapnrdıklan or-
taya çıktı. 1998 tarihli raporda yer
alan Irak'uı 6 ile 24 ay arasında-
ki bir dönemde nûkleer silah üre-
tim kapasitesine ulaşabileceğine
ilişkindeğerlendirmenin 1991 ön-
cesine ait olduğu belirtildi. Kör-
fez Savaşı sürecinde ve ardından
ülkeye giden BM silah denetçile-
rinin çalışmalan sırasında silah
tesisleri ve malzemeler imha edil-
di. Denetçilerin hazırladığı ve li-
derlerin anfta bulunduğu raporda,
"Eldeki güveniür bOgilere göre,
AIEA'nın Irak'uı nükleer silah
üretim hedefine ulaşağma, Bağdat
yönetnninin elinde nükleer silah
öretebflecek fiziksei olanağın bu-
lunduğuna ya da bu maddeleri
gizlice ele geçirdiğine ifişldn bir
beürti bulunmadığr kaydedildı.
Amerikan NBC televizyonuna
konuşan bir Beyaz Saray yetkili-
si, raporun Bush'un öne sürdüğü
savlan içermediğini doğrularken
"ABD yönetiminin raporu temel
alarak kendi sonuçlannı çıkardı-
ğını'' söyledi. AIEA sözcülerin-
ABD Dışişleri Bakanı Powell'dan Başkan George Bush'a örtülü mesaj:
Onleyîci vuruşu ciddiye alDış Haberler Servisi - A B D Baş-
kanı George Bush ile İngiltere Baş-
bakanı Tony Blair' ın yaptıldan görüş-
menin ardından Blair. "uluslararası
destek sağlama konusunda kararh"
olduklannı vurgularken A B D Dışiş-
leri Bakanı CoBn Powell, bir ülkenin
düşmanına karşı "önleyici vuruş"a
ancak başka bir çare kalmadığında ve
uluslararası yükümlülüklerini de "çok
açık bir şeküde kavrayarak'* başvur-
raası gerektiğini söyledi. Povvell, The
New York Times gazetesinde yayrnı-
lanan söyleşisinde, daha önce Bush
ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney
tarafindan dillendirilen ve "düşma-
nı o henüz sakbnnadan önce vurma-
yı" ifade eden "önleyid vunış"un bir
devlet başkanı ya da liderin elinde
tuttuğu bir seçenek olabileceğini, an-
cak buna kolayca başvurulmasunn
doğru olmadığını belirtti.
Powell, BBC televizyonunun Bre-
akfast with Frost (Frost ile Kahvaltı)
programına yaptığı açıklamada da
Irak'taki Saddam Hüseyin rejımını
devirmek konusunda Bush'un henüz
bir karar vermediğini ve "askeri, si-
yasi, diptomatik" tüm seçenekleri de-
ğerlendirdiğini vurguladı.
BBC, Powell ile yapılan görüşme-
den önce Powell'uı konuşma metni-
ni yayımladı. Bush'un danışmanlan-
nın her birinin çok çeşitli görüşleri-
nin bulunduğunu belirten Povvell, da-
nışmanlar ve kendisüıin değişik yol-
larla birbirleriyle iletişim kurdukla-
ruıı kaydetti.
'Masayı yumruklamıyonız'
Kendisi de dahil olmak üzere ABD
yönetimindeki yetkililerin "masaya
yumnıklarmı vurmadan" konulan
aynntılı ve açık bir şekilde tartıştık-
laruıı ifade etti.
Saddam Hüseyin'in nükleer silah-
lan elde etmek konusunda kararlı ol-
duğunu belirten Povvell, ancak, ABD
yönetiminin Irak'uı bu amaca ne ka-
dar yaklaştığuu bilmediğini kaydet-
ti. Powell, Saddam Hüseyin'in
1991 'deki Körfez Savaşı'na göre as-
keri açıdan çok daha zayıf olduğunu
da kaydetti.
Ortadoğu'daki duruma da değinen
Povvell, ABD'nin Yaser Arafat'ı Fi-
listin halkının meşru lideri olarak ta-
rudığını,
u
ancak FUistintikrin kendi-
lerine yeni bir üder bunnalaruu arzu
ettiklerini" kaydetti.
PARİS-BERLtN
eyl
Tekyanlı
]
eme
karşıyız
Dış Haberler Servisi -
Camp David'de bir araya
gelen ABD Başkanı Ge-
orge Bush ve İngiltere
Başbakanı Tony Blair,
"Irak'a gerekirse yalnız
girme" karan alırken
Fransa ve Ahnanya, sal-
dınya karşı tutumlannı,
oluşturduklan ortak cep-
heyle güçlendirdi.
Almanya Başbakanı
Gerhard Schröder ile
Fransa Cumhurbaşkanı
Jacques Chirac.
ABD'nin, Irak'a yönelik
tek yanlı bir askeri hare-
kâtına karşı olduklannı
yinelerken liderler arasın-
da BM karan konusunda
görüş aynlığı yaşandı.
Almanya'nın Hanno-
\er kentinde önceki gün
Chirac'la görüşen Schrö-
der, "4 konu ûzerindeke-
sn bir anlaşma sağladık:
ABD'nintekyanhharekâ-
tma karşı olmak, BM Gü-
\BnHk Konseyi'nin kara-
n, BM silah denetçileri-
nin Irak'a koşulsuz dönü-
şü ve Irak konusundaki
bedefkrin değişmemesi"
ûedi. Chirac da Fran-
sa'nın, tek taraflı bir çö-
ziime kesinlikle karşı ol-
duğunu yineleyerek
•Iriık, denetçilerin koşul-
saı dönmesine izin ver-
mdidir'' dedi.
Öte yandan iki lider,
Bîl'nin askeri bir ope-
aiyona izin vermesi du-
nınundaki nihai konum-
laı konusunda farklı gö-
liderbildirdi. Chirac, ül-
te-rinin resmi bir tavır al-
naian önce BM Güven-
Lk Konseyi'nin karannı
şetleyeceğini kaydeder-
ıeı Schröder, BM karan
ilnsa bile harekâta kesin
olırak destek vermeye-
;ederini belirtti.
den Mark Gvvozdecky de NBC
muhabirine yaptığı açıklamada.
Bush ve Blair'i yalanladı. Gvvoz-
decky, kuşku uyandıracak hiçbir
bina ya da uydu fotoğrafı olma-
dığuıı belirtti. Sözcü, "nükleer te-
sislerde yeni inşaatlar'' olarak ta-
nımlanan fotoğrafın ticari bır uy-
du kanahndan ahndığıru ve görün-
tüdeki yapınuı hiçbir önemı olma-
yan sıradan bir bina olduğunu
kaydetti.
'Saddam herkesin sonınu'
Blair, görüşme öncesi gazete-
cilere yaptığı açıklamada. ABD
ve Ingiltere'nin Irak lideri Saddam
Hüseyin'e karşı uluslararası bir
ittifak oluşturmayı istediklerinı
ancak bunun sağlanamaması du-
rumunda "Londra ve NVashing-
ton'ın gerekirse kendi başlanna
Irak'a guTeceğmi" vurguladı. Bla-
ir, "Bu bütün uluslarara-
sı tophımu ilgilendiren bir
sorundur" dıye konuştu.
Bush da, ABD'nin Sad-
dam'ın iktidardan uzak-
laştınlması konusundaki
politikasının halen dev
r
am
ettiğini belirterek "Buııu
sağlamanın çokçeşitliyol-
lan var" dedi. tid liderin
görüşmesi 3 saat sürdü.
Once baş başa gerçekleşen
toplanhya daha sonra iki
liderin yakın yardımcıla-
n da kahldı.
Blair, görüşmenin ar-
dından ülkesine hareket
etmeden önce Andrevvs
Hava Üssü'nde yaptığı
açıklamada, Saddam Hü-
seyin'in oluşturduğu "ger-
çektehdSt" karşısuıda ken-
disüıin ve Bush'un "aynı
kararhhğı" paylaştığını
beluierek "Aynıtablfli,kit-
)e imha silahlan karşısın-
da aynı azmi ve uluslara-
rası destek bulmaarzusu-
nupaylaşıyoruz*
1
dedi. tn-
giltere Başbakanı, Irak re-
jiminin uzun süredir kitle
imha silahı stokladığuıı ve
nükleer silah elde etmeye
çalışhğuıı söyledi.
Blair, "Tehdit gerçek
bir tehdit Hem de sadece
bölgeiçin değü,bütün ulus-
lararası topluluk için»"
dedi. Blair, bunun kanıt-
lannı bırkaç hafta sonra
açıklayacaklannı kaydet-
ti. Başbakan Blair, "In-
sanlar, busoruna makulve
ölçülü bir tarzda yaklaşa-
cağnnızdan enün olabüir-
ler" dedi.
Şimdi okullu olduk
Bağdat'tald El Kudüs okulunda Iraklı çocuklar derslere
başladı. Yeni öğrenim vılının başlamasıyla birlikte dün okul sı-
ralarmı dolduran Iraklı çocuklann her şeye karşuı sevinçli ol-
duklan görülüyordu. Ders kitapları ve defter kapakların-
da bol miktarda Saddam Hüsevin fotoğrafı bulunan çocuk-
lar, ABD Başkanı George Bush'un dünyanın en körü ada-
mı ilan ettiği Irak lideri hakkmda daha farkh düşüncelere sahip.
(Fotoğraf: REUTERS)
Eski denetçi Ritter, Bağdat'ın yaninda
Dış Haberler Servisi - Birleş-
miş Milletler'in (BM) eski silah
denetçisi Scott Ritter. ABD'nin
Irak'a saldınsını önleme çabala-
n çerçevesinde başkent Bağdat'a
giderek parlamentoda konuştu.
Bağdat'ın kitle imha silahlan
geliştirdiği iddialannı reddeden
Ritter, Irak'ta yeni bir denetim
mekanizması oluşturulmasını
önerdi. Ritter, meclis üyelenne
hitaben yaptığı konuşmada, ye-
ni mekanizmamn "dürüst Idşi-
lerden" oluşmasını istedi Öner-
diği mekanizmamn. müfettişle-
rin "koşulsuz dönüşünü" öngör-
düğünü belirten Ritter, yeni me-
kanizmayla Bağdat yönetimi-
nin, denetimin sadece silahsız-
lanmayla ilgili olacağına, ülke-
nin egemenlik ve ulusal güven-
lik sorunlanna ilişkin olmaya-
cağına inanacağuu söyledi.
Eski denetçi Ritter, "Uzman-
larla Irak arasmda güveni sağla-
v acak bir mekanizmaya ihtiyaç
var. Bu yapüabüirse Irak onlann
çahşmasuıa köstek ohnaz, denet-
çiler de silahsızlanma çahşmala-
nndan başka şeyieügflenmez" dı-
ye konuştu. Konuyla ilgili fark-
lı ülkelerden birçok yetkiliyle
görüştüğunü kaydeden Ritter, bu
yetkililerin Irak'la birlikte çalış-
ma konusunda istekli olduklan-
m belirtti. CNN televizyonuna,
geziyi kendi inisiyatifi doğrul-
tusunda gerçekleştirdiğini belir-
ten eski denetçi, "Buraya, ülke-
sinin izlediği yol konusunda kav -
gı duyan bir ABD vatandaşı ola-
rak gekhm.Gerçekte yaşanıbna-
ması gereken bir savaşı önleyebi-
lecekolajlanbaşlatmakiçingel-
dim" dedi. Eski Amerikan deniz
subayı Ritter, 1998'deki Ameri-
kan-lngiliz bombardnnanlaruıı
"büyükhata" olarak nitelendir-
miş ve BM özel denetim heye-
tinden (UNSCOM) istifa etmiş-
ti. ABD'yi, BM denetçilerini
Irak'ta ajan olarak kullanmakla
suçlayan Ritter. Bağdat yöneti-
minin 1991'deki Körfez Sava-
şınuı ardmdan silahsızlandığı-
nı öne sürüyor.
BICAKSIRTI
EROL MANİSALI
Halk-Elit Çatışması
Azgelişmiş ülkenin 'e//f/'genellikle ülkesinin hal-
kı ile banşık değildir. Buna karşılık mesela Batı Av-
rupa'da elit, halk ile bütünleşmiştir.
Batı'da son 50 yıla baktığımız zaman orta sınıf
genişlemiş ve güçlenmiştir. Aradaki uçurum azal-
tılabilmiştir. Buna karşılık azgelişmiş ülkelerde (ve
Türkiye'de) elit ile halkın arasının açıldığını görü-
yoruz.
Batı kapitalizminde halk-elityakınlaşmasını han-
gı öğeler sağlamıştır?
Avrupa'da olsun, Amerika'da olsun bu bölgele-
re, "dışardan içeriye net gelir transferleri vardır";
Batı kapitalizminin "dışardan kazançları vardır, ka-
pitalizm bu kazançlarla refahını yükseltmektedir.'
Halk ve elit, Batı kapitalizminin dışardan sağla-
dığı kazançları paylaşırlar. Yüksek teknoloji ürün-
lerinin gelirleri çiftçiye gider, sosyal hizmetlere gi-
der. Philip Morris sigara ihraç eder, gelirinden ver-
gi öder. Bu vergiden devlet Virginıa tütün üretici-
sine mali destek (sübvansiyon) verir. ABD'de tan-
ma, yıllık 29 milyar dolar doğrudan destek (hibe)
vardır.
Batı kapitalizmi kendi dışındaki dünya üstünlü-
ğu sonucu sağladığı iktisadı yaran patronu, mü-
hendisı, ışçisi, çiftçısi ile paylaşır. Avrupa'da bu
paylaşma daha iyidır. Devlet milli gelirin yüzde 45
- 47'sini vergi ve kamu gelırı olarak toplar ve yeni-
den dağıtır. îşsizlik sıgortasından tanma desteğe,
öğrenciye burstan sağlık hizmetine kadar "sosyal
devlet" politikası uygular.
Batı kapitalizminin temelinde, dünya üzerinde-
kı egemenliğin sağladığı iktisadi yararlar (veya sö-
mürü) esastır. Bu nedenle, Virginia'daki tütün üre-
ticisinin gelirinin artması için bizim tütün üreticisi-
nin daha az tütün üretmesı zorunludur. Sistem,
"bu dengesizllk" üzerine kurulmuştur. Tütünü, ça-
yı, pamuğu, şekeri, otomobili, inşaat malzemesi-
nı, aklımıza gelen her şeyı düşünebiliriz...
Azgelişmiş ülkedeki 'çatışma'...
Azgelişmiş ulkenın eliti ise giderek kendi halkın-
dan uzaklaşmaktadır. Hele Soğuk Savaş'tan son-
ra bu iş daha da keskinleşmiştir. Neden?
Çünkü azgelişmiş ülkenin eliti, "Batı kapitalizmi-
ne doğrudan doğruya bağımlı hale gelmektedir.
Sermaye çevreleri, büyük şirketler, aydınlar (!) öğ-
retim üyeleri, Batı kapitalizminin denetimi altına gir-
mektedirler.
Dolayısıyla kendi halklanndan, kendi toplumla-
nndan kopmaktadırlar.
- llk kopmalar iktisadı çevrelerde olmaktadır. Ba-
zen yabancı sermaye bu kopmanın altyapısını ha-
zırlar. Bazen de yerli şirketler, çokuluslu şırketler-
le öyle anlaşmalar yapartar kı kendilerıni ve eko-
nomilerini tek taraflı bağlarlar.
Içerde daha az tütün, pamuk, şeker, sigara, pey-
nir, tabak, mobilya üretilir: buna karşılık, ıthalat ar-
tar. Garip bir bıçimde, "yeni sistem, üretimin ika-
mesi sonucunu hazıhar." Çünkü ÇUŞ bu tek ta-
raflı yapılanmayı sağlar. Küreselleşme bu yapdan-
mayı öngörür.
- Siyasiler ve bürokrasi de sermaye çevreterinin
paralelinde, Batı kapitalizmine ve onlann ÇUŞ'ine
"bağlanmaya" başlar. örnek mi? Türkiye en gü-
zeli; siyasiler dışardan icazet alıyortar, Ankara'da-
kı büyükelçilerden icazet aiıyorlar: Petrol şirketle-
rinden, ÇUŞ'den, uluslararası büyük sermaye spe-
külatörlerinden destek istiyorlar: Medya Brüksel'e
adres gösteriliyor.
Yani Türk haikını ezmek isteyen çevrelerle yakın
işbirliği içinde oluyorlar. En masum ve diplomatik
ifadesi hemalde böyle yapılabilir.
- Işler böyle olunca da, "azgelişmiş ülkenin eli-
ti sermaye, sanat ve kültür çevreleri olarak kendi
halkı ile çatışan bir noktaya gelmektedir. Bazen ya-
bancı mal satartar. bazen kültür emperyalizminin
sinsi bir aracısı oluhar.. bazen de Müslüman ma-
hallesinde salyangoz satarlar...
Yeni dönemin temel sorunu, Batı kapitalizmi ile
bu duvarların dışındaki büyük dünya nüfusu ara-
sındaki dengesızliktir: Küreselleşme, azgelişmiş
ülkeelitini Batı kapitalizminin yanınaçeken ve onu
kendi halkına karşı olmaya zortayan bır düzen kur-
maya çalışıyor.
Turkiye, hedefteki seçilmiş ülkelerin başında ge-
liyor...
OBSERVER GAZETEStNtN İDDİASI:
ABD Körfez'e askeri
yığınak yapıyor
Dış Haberler Servisi - îngiltere 'de ya-
yımlanan The Observer gazetesi.
ABD'nin bir yandan jetleriyle Bas-
ra'daki bazı füze üslerine saldınrken
diğer yandan da Körfez'e askeri yığı-
nak yaptığını öne sürdü. Binlerce as-
kerin Körfez'e doğru ha-
reket halinde olduğunu ve
aynı anda da bölgeye ton-
larca cephane yığıldığuıı
öne süren gazete, "ABD
Başkanı George Bush ve
İngiltere Başbakanı Tony
Blair'in, henüz hiçbir ka-
rar abnmadığınaflişkinsöz-
lerine rağmen, ABD'nin
geçen haftadan itibaren
Körfez'e askeriyığmakbaş-
latüğuia dair güçlü kamt-
lar var" dıye yazdı.
Bölgeye ulaşan ilk as-
keri varlığın 2 bin 500 as-
kerlik bölümünün Ür-
dün'de konuşlanduıldığuu
öne süren gazete, ekim ayı
ortalanna doğru da Kali-
forniya'dan hareket ede-
cek 20 bin kişilik bir gü-
cün bölgeye ulaşacağını
savundu. Observer'ın bir
diğer iddiası da Türkiye'de-
ki Incirlik Üssü'ne ilişkin
oldu. Gazete, ABD ve In-
giliz özel birimlerinin In-
cirlik yakınındaki askeri üste konuşlan-
maya başladıklanna ilişkin ısrarlı rapor-
lann varlığına dikkati çekerken "Bu
güçlerin çoktan Kuzev Irak'a bir aske-
ri köprii kurmava başladıklan betirti-
Kyor" diye yazdı.
Tahran'dan Washingtona suçlama
Terörisüeri bize
karşı kışkırtıyor
Dış Haberler Servisi - îran Dışişleri Bakanı
Kemal Harrazi, ABD'nin Tahran yönetimine
karşı terörist ve eşkıya gruplan örgütlediğine
ilişkin ellerinde belge olduğunu söyledi.
iRNA'mn haberine göre, Harrazi dün
düzenlediği basuı toplantısında, "Washington
yönetiminin tran'a karşı terörist gruplan
desteklediğini, avnı zamanda Tahran yönetimini
EI Kaide örgütüne yardım etmekle suçladığuu"
belirtti. Harrazi. "Tahran yönetiminin
Afganistan'daki gergüüiğin azaİmasında olumlu
rol oynanıasına rağmen ABD'nin tran'ı şer
eksenine katmasuun üzücü olduğunu" kaydetti.
Tahran yönetiminin Afganistan'da terörle
mücadelede üzerine düşen görevi yaptığuıı ve El
Kaide'ye üye olduğundan şüphelenilen kişileri
ülkelerine teslim ettiklerini söyleyen Harrazi,
"Bugün bir kez daha tekrarhyonız, bu örgüde
ilgili künin elinde bilgi varsa bize getirsin, biz
henıen harekete geçeceğiz'' diye konuştu.