Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL2002CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DtZt
Oğlunun katillerini bulmak için çırpınan Ahmet Baran Tuna: Türkiye'de adalet olduğuna inanmıyorum
Bilerekplanlayaraköldürdüler
Işfeencede ÖLÜM
Faruk Tuna olayı
Sevim ERTEMLJR 2
1 ıma, 22yıl sonra birpolise daha 4yıl 5 ay
10 gün hapis cezası verilmesini "Yıllar önce
'Geç kalmtş adaletleyerinegetirilmemiş
adalet anısındafark yoktur' demiştim. Artık
yerine getirilmemiş bir adalet vardır. Yusuf
Tokur u idam etsek ne olur h bugün, o
dönemkipolislerin hepsi emekli oldu, belki
bazılan öldü " sözleriyleyonmluyor.
Işkenceyle öldûriilen oğlunun katillerini ortaya çı-
karabılmek içın çalmadık kapı bırakmayan Ahmet
Baran Tuna. "Türkrve'de adalet olmadığına inaıuvo-
rum" dıyor ve ardından da ekliyor: "Faruk Tuna ob-
yı teammüden işlenmiş bir cinayettir-"
Gencecik oğlu öldürüldüğünde o 46 yaşında. GE-
NOTO'da müdürmüş. Faruk Tuna'nın işkenceyle öl-
dürülmesiyle Tuna ailesınin tüm hayatı değişmış. Tu-
na, ailesiyle birlikte yaşadıklannı şöyle anlatıyor:
"Kr andaen yakm akrabalannuzbfleçevremizden
YokoMu.İşinwsonveriktL 12 Eyiül'e kadarpatronum
bütün baskılara dayandı. 12 Eytül'den sonra'Bu ada-
mı çahştınrsan şırketını kapatınz' dedikr. Işime son
\«ridLEşinnkşybetn^u1şJkimizbozuldu<hergünağ-
laya ağbya sonunda beyin kanamasmdan öMü. E\imi
satüm. geçinebflmek İÇULJ
1
Ama o her şeyi göze almış. oğlunun katillerini or-
taya çıkarabılmek içın ölümü bde...
Avukat Ergin Cinmeti:
Ornek bir dava
Ergin Cinmen (solda). Baba Ahmet Baran Tuna ve anne Emine Tuna bir dunışmada.
Faruk Tuna davası Türk yargı
sısteminin işkence davalanna
bakışının tipik bir örneğidir.
Özellıkle devletin idari
kademeleri tam 22 yıl boyunca
işkencecileri saklamak için
olağanüstü bir gayret
göstermişlerdir. Türkiye'de
işkenceyle mücadele etmek
isteyen her kademedeki bürokrata
bu dosyanın incelenmesini
özellikle tavsıye ediyorum.
Faruk Tuna'nın öldürülmesınden
sonra başlatılan hazırlık
soruşturması belki de hukuk
tarihimizin en uzun hazırlık
soruşturmalanndan biri olmuştur.
Hazırlık soruşturmasının, 8 yıl
gibı uzun bir sürede o da yanm
yamalak yapılmasının tek nedeni
emniyet müdürlerinın, emniyet
bırinci şube müdürlennin
soruşturmayı akamete uğratmak
için gösterdikleri olağanüstü ve
hukuk tanımaz gayretleridir.
Emniyet müdürleri,
yanıbaşlannda ölümle sonuçlanan
ışkenceye karşı umursamaz
tavırlanyla yetinmemişler,
ışkenceyi ve öldürme olayını
örtbas etmek için söz konusu
işkence timini dağıtmışlar (Sinan
Yalçın'ın 16.3.1988 günlü
ıfadesi), maktulün sorgusunu
kimin yaptığını savcılann tüm
uğraşlanna rağmen
söylememişler, maktulü
öldürenlerin birlikte gözaltuıa
alındığı arkadaşının ifadesini
alanlar olduğu ortaya çıktığında
ise bu kez ifadenin altındaki
imzalann kime ait olduğunu
bibnediklerini söylemişlerdir.
Bununla da kalmamışlar,
sorgulayan 867 kod No'lu ekibin
hangi polis memurlanndan
teşekkül ettiğini bılmediklerini
söyleyebilmişlerdir.
Adaletin yenni bulması için önüne çıkanlan zorluk-
lardan, kapanan kapılardan. tehditlerden yılmamış,
mücadele etmiş. Ancak tüm bu mücadelelenn sonun-
da bugün arnk adalete olan inancı tamamen yok ol-
muş. Biraz kederlı. biraz bıkkın, "Yıkhrmak için her
yolabaşvurukhT dıyorve ardındanda ekliyor "Eğer
benim gObi, oğhımun cenazesini almak için gtttiğinıde
morgda gördûğüm 25 gencin aiksinden 10'u da öfö-
müne mücadeleyi göze abaydı Türkiye'de belki bir
şeyler değişirdL Ama maalesef okmadı~"
Gözleri dolu dolu o günleri ammsıyor: "2 Ağustos
günü mayosunu ve pJaj havtusunu akh 'Kilyos'a de-
nıze gidıyorum
1
diyerek çıkn. Beşiktaş'ta vasıta bek-
lerken pankart asnta ofayı oluyor. Onlan da abyorlar.
Diğerleri Beşiktaş Karakoiu'nda kakyor, benim çocu-
ğu 1. Şube'ye götürüyorlar.
Oğleden sonra olay oluy or. akşam üzeri saat 4 gîbi
Ford minibüs geku, arkasında askeri bir araç. Sıkryö-
netim dönemL Binanın etrafinı sardılar, kaçış nokta-
lannı tuttular. Ne oluyor diye düşünürken arabadan
birim çocuğu indirdüer. İterekçocuğu içeri akfaiar.Evi
aradüar. 10 gün önce Kemal Türkler'in cenazesi var-
dLOnon aftşkri masanın üzerindeydi. Suç unsuru ola-
rakonlanakhlar. Beşiktaş EmniyıetAmirnği'ndenge-
tiyorianh. Onbr gidikten sonra ben de karakola git-
tim." 1. Şube'ye gönderdik' dediier.
'Yann gel dedffler'
Orayagittim.Onlar dabana'Yann gel, görüşemez-
sın' dedfler. Evegektim. Endişeli birgecenin ardından
sabah tekrar kalküm 1. Şube'ye gittun. 8-10 kişi orda
duruyordu. Oğhımu sordum. Birisi "Faruk Tunanın
babası geldı' diyeiçeriye seslendL O anda oradaki her-
kes ortadan kayboktu. Bunun üzerine ben içeri kori-
dora gnthn. 'Kİmse yok mu' dedim. Nöbetçi rnüdür
geML 'Oğlun mıde kanaması geçirdi, hastaneye sevk
ettıkdedL
Oğhım tekvandocuydu, midesine tekme atardm. o
öyle çahşma yapanh, mide kanaması geçiımesi müm-
kfln değjktL Hangi hastaneye gittiğini bibnediğini söy-
ledL Süayönetim dönemi olduğu için hemen Gümüş-
suyundaki Askeri Hastane'ye gitnm. Orada yokru.
Haj darpaşaAskeriHastanesi'negfttim. Oradada yok-
tu. Osıradabireryamma geldL'Sabah 6'ya doğru bir
araba geldı. Dr. Yüzbaşı ıle konuşrular. O baktı, bu öl-
müş dedı ve hastaneye almadı" dedL Bunun üzerine
tekrar 1. Şube'ye gektim. Avazun çıknğı kadar bağıra-
rak oğhıma ne yapoklannı sordum. Bekçi olduğunu
sandıgun biri geML Haydarpaşa Numune Hastane-
si'nde olduğunu söyiedL Hastaneyegfttim. HayataDö-
nüş Servisi'nde suni teneffüs cihazına bağJamışlardL 2
pofis başındabekttyordu.künseyiyanınasokmuyorlar-
ÛL Ben de camdan gördüm, uzaktan. Servis şefıne git-
tim. Bana. 'Beyfendi bu çocuk ölü. Beyin tamamıyla
Sinan Yalçın: Yıllar sonra Faruk Tuna'yı öldürenin polis memuru Halis Yelmen olduğunu öne sürdü
Kaymhklan adamlar cînayeti işleyenler
• "Ben olsam katilleri 10 dakikada bulurum, yemin ediyorum
10 dakikada bulurum... 1. Şube'de kim teslim aldı? Püf noktası
budur. Necdet Göksel mahkemeye gelip, Faruk'u kime teslim
ettiğini açıklayacak. Her şey şubede olmuş ama onlann
nezaretinde olmuş."
llk davadan 5 yıl 4 ay ağır hapis cezası
alan, kendi kendisini ihbaretmesine rağmen
tutuklanmayan, ancak avukat Ergin Cin-
men'in yasal takibi sonucu 26 Kasım
1998'de cezaevine konulan ve 11 ay 20 gün
hapis yatan Sinan Yalçın, yargılaması bo-
yunca ve daha sonra bir gazeteye yaptığı
açıklamada, Faruk Tuna'nın "ne dirisini
nedeöJüsünügördüğünü
1
söyledı. Olaydan
tam 21 yıl sonra ıse Faruk Tuna'yı öldüren
polis memurunun HaBs Yeonen olduğunu
ıleri sürdü. Yalçın'a göre, Yelmen tabanca-
sının kabzasıyla 20 yaşındaki üniversite
öğrencisi Tuna'nın başına vurmuştu.
Yalçın, 6 Ağustos 2000 tarihinde ilk kez
Yeni Binyıl gazetesine yaptığı açıklama-
da, olayın suçlulannın on yıllarboyunca or-
taya çıkanlmaması karşısında "Ne demek
bir davanın 20 jil sûrmesL Devlet bu kadar
mı aciz? 20senedebir cinayetiçözeme>ecek
kadar savcı mı yok, hâkirn mi yok? Nedir
bu yahu" dıyerek tepbsuu dıle getıriyor-
du. Suçsuzluğunu duruşmalardan, yazdığı
dilekçelere kadar her platformda dile geti-
ren polis memuru üginç açıklamalannı şöy-
le sürdürüyordu:
"TCdevietigöçtüvsealacakNecdet'i(ekip
şefi) hem ifadesini alacak hem de hastane-
ye sevk ediyorsan kimhı öldürdüğünü biü-
yorsun, söyleyeceksin dryecek. Bu de>1etbu
kadar mı aciz? Bir komiserin ifadesini ala-
mryor. Beni nasıl ahyor? Ara bakanm Nec-
det GökseTi,bulabiÛrmisin? Bulamazsm."
Gerek duruşmalarda gerekse daha son-
ra itiraz içın Adalet Bakanlığı'na, ilgili
kuruluşlara yazdığı dilekçelerde, Tuna'nın
gözaltında kaldığı gece ısrarla izinli oldu-
ğunu vurgulayan Yalçın, hakkındaki kara-
n mahkemenin gerekli belgeleri incele-
meden verdiğinı ıleri sürdü. Görev nöbet
ve izin çizelgelerini mahkemenin ıncele-
mediğine dikkat çeken Yalçın, olaydan bir
gün sonra işe gıttiğınde, şeflen Necdet
Göksel'in gözaltındaki kızın ifadesini al-
masını söylediğini, bunun üzenne Seba-
hattin Tür, YusufTokur ve Hüseyin Gör'le
birlikte bu kızın ifadesini aldıklannı belirt-
tı. Faruk Tuna'yı ise hiç görmedığıni, ifa-
desini almadıgını, onunla gözaltuıa alınan
kızm ifadesinin altında ımzası olduğunu
belirtti. Faruk'un öldüğünü bırlcaç gün son-
ra duyduğunu ıleri süren Yalçın, o gün
ızinlı olmasına rağmen o gün çalışıyor-
muş gibı kendisi hakkında dava açıldığı-
m ve yargılandığını belirtti.
867 No'lu ekip şefınin dışında yedi kişı
olduklannı, ekibin Necdet Göksel, Yusuf
Tokur, Hüseyin Gör, Mustafa Yüdmm, Ha-
lis Yelmen. Tahsin Yıknz, Akm Kalkan ve
kendisinden oluştuğunu söyledi. Ara sıra
boşluk doldurmak içın şube müdürünün
koruması olan Kurtuhış Savaş Köksal ın
kendilerine katıldığını belirtti.
Mehmet Ağar'ın ismini vermesi konu-
sunda u
Belki de beni harcamak, birileriru
korumak için v'aprraşnr'' yorumunu yaptı.
Çözfllmcyecek şey yok
Çok zor bir davaymışçasrna hazırlık so-
nışturması 8 yıl süren, 22 yıl içerisinde açı-
lan iki ayn davada, ilgili olduğu gerekçe-
siyle iki polise ceza verilen Tuna olayında
"çözühneyecek bir şey yok asunda" Sinan
Yalçın'a göre:
"Ekibin amiri Necdet Göksel almış, üst
aramasmı yapnuş, belki e\ine de gidip ara-
ırıa>^kaülrruşar.NecdetMahpsormuyorlar.
Bu dava>i benim üstüme yıkıyorlar. Bu da-
vayı bir günde de çözebiBrün. Ama kayır-
dıklan adamlar, cinayeti işleyen adanüar.
Çünkü daha başka pisülderi de var.
Ben olsam katilleri 10 dakikada bulu-
rum,\tsrıinediyDnımlOa^kQadabulururn_
1. Şube'de kim teslim aldı? Püf noktası bu-
dur. Necdet Göksel mahkemeye getip, Fa-
ruk'u kime teslim ettiğini açıklayacak. Her
şey şubede otanuş ama onlann nezaretinde
olmuş."
1992 yılında mahkûmiyeti kesinleşrikten
sonra Cağaloğlu Yokuşu'nda Kurtuluş Sa-
vaş Köksal'la karşılaştığını belırten Yal-
çın, Yeni Binyıl gazetesine yaptığı açıkla-
mada şunlan anlattı:
"Şube MüdürümüzGünay Sever'in ko-
rumahğmı ve şoförlüğünü yapardı.zaman
zaman da bize yardım ederdi. Her tarafa
girip çıkabilen biriydL Olaydan sonra da-
ğünuştık. O arada görüşmenıiştik. Duru-
İTÜ öğrencisi Faruk Tuna'yı işkence sonucu ökJürmekk suçlanan polis memuru Sinan Yalçm dunışmada.
mu anlatnm, o da bana olayın ashnı anlat-
tı. "O olay bizim serserirun ışl o serseri yap-
tı bunu' dedi. 'Kim' drve sordum. 'Halis
Yelmen o gece kafasına vurdu' dedi 'Biz
yetişemedik, yetişseydım engel olabilir-
dik, Faruk'u o gece öldüren Halis Yel-
men" dir, dedL Kafasına süahın kabzasıyla
\ıırduğunu görmüş» O gece sorgulayan
ekipte, Mustafa Yıldırım, Hüseyin Gör ve
Necdet Göksel olabilir. Necdet Göksel ifa-
desini aldığnu söylüyor. \\ısufTokur kesin-
likle yoktu. Mahkemede de söyledim ama
beni kimse dinlemedi ki Kayıüara her şe-
yi geçmiyoıiar."
Bu gehşmeler sırasında Halis Yelmen'i
aradığını, ancak bulamadığını belirten Yal-
çın, sözlerini şöyle sürdürdü.
"Biz onu 2 sene adlhedearadık. O hapis-
teymiş. Bir kere izini bulabildim. Dokuz bu-
çıik yıl sonra, hapishaneden çıkmış, Hilton
Oteti'nin kumarhane müdüriüğünü yapı-
yormuş. Ben onu 2 sene hapishanede ara-
dım. Adalet Bakanhğı iki kişiyi öldürmek-
ten hapishanede yatan adanıı bulanııyor.
Bu nasılTürkiye, Sağmalcdar"da yatan ada-
rru bulamrv or."
Yalçın daha da ileriye gidiyor. "Bu ola-
ym çete işi olduğunu ve olayı üzerinize yık-
nklannı söylemiştiniz'' sorusuna şu yanıtı
veriyor'
"Ö\1e. Vbksa bu iş ni>e orta\^ çıkmasın?
Eğerbu adamlarbu iş kaza sonucu oldu de-
seydi bu iş bitecek, ben ceza almay^caknm.
Çünkü ben orada yoktum. Bir adam ahn-
dığmda ekibin şef yardımcısı olarak ilk ön-
ce benim haberim ohnası gerekhordu. On-
dan sonra benim Necdet'e iletmem gere-
kirdi Nedenbenim haberim obnadı? Benim
kafamı ençokmeşgul eden\ebir türlü açık-
laynmadığîm şey şudur. Nrye benim habe-
rim olmuyor da benim üstümdeki adam il-
gfleniyor? Bunlar en kilit sorular. Sonra da
ertesi gün herkes dağıldı gnU Neden dağıl-
dı?"
Necdet Göksel'in Tuna'yı hastane>e sevk
ettiğine dikkat çeken Yalçın, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
" Sen amirokan,bu çocuğa kim\ıırdu de-
meznüsin?Niyebana sabahgelip Sinan sen
mi \oirdun' diye sormuyor. Bana, bir laz
var, onun ifadesini al diyor. Ahyorum. Im-
zamı da atryorum. Arkasmdan da bu kızın
arkadaşı konıada diyorlar. Tepkimi \erdim.
Dedim ki bunu kim \apüysa cezasuu çeke-
cek. Ben şahidim, canh şahidim dedim. Bü-
tün şubebfliyor bu sözümü. Bağırarak söy-
ledim.
O günden sonraNecdet'i görmedim. Bu
olayın ortaya çıkması için tek tanık benim
orada. Ben yardım edeceğim ld, bunu ya-
pan adam ortaya çıksuı. Ben Faruk'un ifa-
desini aknadım. O çocuğu görmedim. Ben
görmediysem bu adamlar buradaydL Bu
adamlar biliyordu o çocuğu öldürenleri
_ Göre\ ILstesi ortada yok. Uçtu diyonar.
Bomba patladL O gün için görev Hstesi ve-
remejiz diyorlar. (Seneler sonra oldu). Ama
görev listesinin olması lazun. Bu listeleri biz
16 nüsha hazırlavıp valilikten jandarmaya
kadar her yere dağıtıyorduk. Benim orada
olmadığım befli olacak da onun için görev
tistesi yoktur. O gece kimin orda olduğu da
tabii beUi olacak. Ben zaten söylüyonım.
Mustafa \ ıldınm. Halis Yelmen oradaydL
Necdet o geceki nöbetçi ekibi bilivor zaten."
durmuş. Bıze baskı yaptılar, sunı tenefiüs cihazma
bağlayalım diye. bağladım' dedLGazeteyebuolayyan-
stvinca Orhan Apaydın beni aradı,yanına çağmh.Git-
tim. 64avukatavekâlet\«rdim. Dahasonramorgagh-
taı.25tanea^TuyastacesetvardLHepsiniüstüsteat-
nuşlanh. Oğhımun cesedinibulabflmem 20-25dakika
sürdü. Tek tek onlan kakhnp kenara akük, incetedik.
Yüzü simsh-ahû beyin kanamasmdan. Ayağmdaki bir
yazKİan tanıdık. Cenazeyi Feriköv Mezarkğı'na götü-
riirken de köytü lahğma girnuş bir sürü polis peşmü-
zetakudL"
\'e o günden inbaren mücadeleye başlamış. "Baş-
vurmadık kapı bırakmadım, ama tam 8 yıl dava açıl-
madL Tehdhkr akhm, beni öldürmey? çahşolar" di-
yor ve şunlan anlanyor: "Cumhurbaşkâm'ndan Ge-
neUaırmav'a, Milfi SavunmaBakanı'na kadarherke-
seditekçefcryazdm.HattaTurgut Özal'ayazdığon di-
tekçe yüzünden gözahma ahndnn: Siz tşfediğiniz dna-
j'tti örtbas etmek istiyorsu-
nuz, fakat öyk bir haîe geti-
receğim kibütün dünya du-
yacak. Bu dilekçeyı verdiği-
min ertesi sabahı poKs beni
aldı. Defalarca evden ahn-
dnn. Bir kere poSs arabası
beni ezmeye kalkn. Bir ke-
re, 1. Şube'ye götürüktüm,
büyük kadife kaph bir oda-
ya beni aldıiar, içeri iri yan
birshilgelip,tabancasmıçı-
kanh. mermi sürdü ve ka-
famadayadL
Ulan köpek' dedim 'Ben
çocuğumun öldügü gün öl-
düm. Sen beni bır daha öl-
düremezsin...' 'Allah bela-
nı versin' dedifiriadıodadan
gkn. OtarihkrdeSYNTKo-
mutanhgı'nagittim.Görüş-
rüğümKorgeneraLadliTıp
raponınun gehnediğini, bu
nedenk dava açamadıkla-
nnı söyiedL Ben de cebim-
dençıkarçraporuv'erdim.
Baktı 'Bu fotokopi' dedL
Ben de 'Ash olmayanın fo-
tokopısı olamaz" dedim.Ba-
na bağmh,kos du." Tum gı-
rışimlerime karşın ancak 8
yılda soruşturmanın tamam-
lanabıldığını, olayın faili ol-
mayan polislerin isimleri
verılerek resmen savcılar-
la, mahkemelerle alay edil-
diğıni behrten Tuna, 22 yıl
sonra bıı polise daha 4 yıl 5
ay 10 gün hapis cezası ve-
rilmesini *Yılarönce(1985)
"Geç kalmış adaletle yerine
getirilmemiş adalet arasın-
da fark yoktur' denüştim.
Arüky'ermegeurUmemiş
bir adalet vanhr. Yusuf To-
kur'u idam etsek ne olur ki
bugün, o dönemki polisle-
rin hepsi emekli oktu, befld
bazılanökhV sözleriyle yo-
rumluyor.
îlk açılan davadayargıla-
nan polis Sinan Yalçın'ın
ceza aldıktan sonra Halis
Yekten adlı bırpolisın ismi-
ni verAğtnı behrten Tuna, bu
polisle ilgili hıçbır şey ya-
pılmadığını vurguluyor ve
"O pohsin şimdi Kıbns'ta
birkumarhanedegörevtiol-
duğu söyleniyor" diyor.Ya-
şadıklannı hiç unutmadığı-
nı belırtiyor Baran Tuna...
"Hiç akhmdan çıkmryor ld
oğhımun öfömü."
Blttl