11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL2002CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DtZt Oğlunun katillerini bulmak için çırpınan Ahmet Baran Tuna: Türkiye'de adalet olduğuna inanmıyorum Bilerekplanlayaraköldürdüler Işfeencede ÖLÜM Faruk Tuna olayı Sevim ERTEMLJR 2 1 ıma, 22yıl sonra birpolise daha 4yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verilmesini "Yıllar önce 'Geç kalmtş adaletleyerinegetirilmemiş adalet anısındafark yoktur' demiştim. Artık yerine getirilmemiş bir adalet vardır. Yusuf Tokur u idam etsek ne olur h bugün, o dönemkipolislerin hepsi emekli oldu, belki bazılan öldü " sözleriyleyonmluyor. Işkenceyle öldûriilen oğlunun katillerini ortaya çı- karabılmek içın çalmadık kapı bırakmayan Ahmet Baran Tuna. "Türkrve'de adalet olmadığına inaıuvo- rum" dıyor ve ardından da ekliyor: "Faruk Tuna ob- yı teammüden işlenmiş bir cinayettir-" Gencecik oğlu öldürüldüğünde o 46 yaşında. GE- NOTO'da müdürmüş. Faruk Tuna'nın işkenceyle öl- dürülmesiyle Tuna ailesınin tüm hayatı değişmış. Tu- na, ailesiyle birlikte yaşadıklannı şöyle anlatıyor: "Kr andaen yakm akrabalannuzbfleçevremizden YokoMu.İşinwsonveriktL 12 Eyiül'e kadarpatronum bütün baskılara dayandı. 12 Eytül'den sonra'Bu ada- mı çahştınrsan şırketını kapatınz' dedikr. Işime son \«ridLEşinnkşybetn^u1şJkimizbozuldu<hergünağ- laya ağbya sonunda beyin kanamasmdan öMü. E\imi satüm. geçinebflmek İÇULJ 1 Ama o her şeyi göze almış. oğlunun katillerini or- taya çıkarabılmek içın ölümü bde... Avukat Ergin Cinmeti: Ornek bir dava Ergin Cinmen (solda). Baba Ahmet Baran Tuna ve anne Emine Tuna bir dunışmada. Faruk Tuna davası Türk yargı sısteminin işkence davalanna bakışının tipik bir örneğidir. Özellıkle devletin idari kademeleri tam 22 yıl boyunca işkencecileri saklamak için olağanüstü bir gayret göstermişlerdir. Türkiye'de işkenceyle mücadele etmek isteyen her kademedeki bürokrata bu dosyanın incelenmesini özellikle tavsıye ediyorum. Faruk Tuna'nın öldürülmesınden sonra başlatılan hazırlık soruşturması belki de hukuk tarihimizin en uzun hazırlık soruşturmalanndan biri olmuştur. Hazırlık soruşturmasının, 8 yıl gibı uzun bir sürede o da yanm yamalak yapılmasının tek nedeni emniyet müdürlerinın, emniyet bırinci şube müdürlennin soruşturmayı akamete uğratmak için gösterdikleri olağanüstü ve hukuk tanımaz gayretleridir. Emniyet müdürleri, yanıbaşlannda ölümle sonuçlanan ışkenceye karşı umursamaz tavırlanyla yetinmemişler, ışkenceyi ve öldürme olayını örtbas etmek için söz konusu işkence timini dağıtmışlar (Sinan Yalçın'ın 16.3.1988 günlü ıfadesi), maktulün sorgusunu kimin yaptığını savcılann tüm uğraşlanna rağmen söylememişler, maktulü öldürenlerin birlikte gözaltuıa alındığı arkadaşının ifadesini alanlar olduğu ortaya çıktığında ise bu kez ifadenin altındaki imzalann kime ait olduğunu bibnediklerini söylemişlerdir. Bununla da kalmamışlar, sorgulayan 867 kod No'lu ekibin hangi polis memurlanndan teşekkül ettiğini bılmediklerini söyleyebilmişlerdir. Adaletin yenni bulması için önüne çıkanlan zorluk- lardan, kapanan kapılardan. tehditlerden yılmamış, mücadele etmiş. Ancak tüm bu mücadelelenn sonun- da bugün arnk adalete olan inancı tamamen yok ol- muş. Biraz kederlı. biraz bıkkın, "Yıkhrmak için her yolabaşvurukhT dıyorve ardındanda ekliyor "Eğer benim gObi, oğhımun cenazesini almak için gtttiğinıde morgda gördûğüm 25 gencin aiksinden 10'u da öfö- müne mücadeleyi göze abaydı Türkiye'de belki bir şeyler değişirdL Ama maalesef okmadı~" Gözleri dolu dolu o günleri ammsıyor: "2 Ağustos günü mayosunu ve pJaj havtusunu akh 'Kilyos'a de- nıze gidıyorum 1 diyerek çıkn. Beşiktaş'ta vasıta bek- lerken pankart asnta ofayı oluyor. Onlan da abyorlar. Diğerleri Beşiktaş Karakoiu'nda kakyor, benim çocu- ğu 1. Şube'ye götürüyorlar. Oğleden sonra olay oluy or. akşam üzeri saat 4 gîbi Ford minibüs geku, arkasında askeri bir araç. Sıkryö- netim dönemL Binanın etrafinı sardılar, kaçış nokta- lannı tuttular. Ne oluyor diye düşünürken arabadan birim çocuğu indirdüer. İterekçocuğu içeri akfaiar.Evi aradüar. 10 gün önce Kemal Türkler'in cenazesi var- dLOnon aftşkri masanın üzerindeydi. Suç unsuru ola- rakonlanakhlar. Beşiktaş EmniyıetAmirnği'ndenge- tiyorianh. Onbr gidikten sonra ben de karakola git- tim." 1. Şube'ye gönderdik' dediier. 'Yann gel dedffler' Orayagittim.Onlar dabana'Yann gel, görüşemez- sın' dedfler. Evegektim. Endişeli birgecenin ardından sabah tekrar kalküm 1. Şube'ye gittun. 8-10 kişi orda duruyordu. Oğhımu sordum. Birisi "Faruk Tunanın babası geldı' diyeiçeriye seslendL O anda oradaki her- kes ortadan kayboktu. Bunun üzerine ben içeri kori- dora gnthn. 'Kİmse yok mu' dedim. Nöbetçi rnüdür geML 'Oğlun mıde kanaması geçirdi, hastaneye sevk ettıkdedL Oğhım tekvandocuydu, midesine tekme atardm. o öyle çahşma yapanh, mide kanaması geçiımesi müm- kfln değjktL Hangi hastaneye gittiğini bibnediğini söy- ledL Süayönetim dönemi olduğu için hemen Gümüş- suyundaki Askeri Hastane'ye gitnm. Orada yokru. Haj darpaşaAskeriHastanesi'negfttim. Oradada yok- tu. Osıradabireryamma geldL'Sabah 6'ya doğru bir araba geldı. Dr. Yüzbaşı ıle konuşrular. O baktı, bu öl- müş dedı ve hastaneye almadı" dedL Bunun üzerine tekrar 1. Şube'ye gektim. Avazun çıknğı kadar bağıra- rak oğhıma ne yapoklannı sordum. Bekçi olduğunu sandıgun biri geML Haydarpaşa Numune Hastane- si'nde olduğunu söyiedL Hastaneyegfttim. HayataDö- nüş Servisi'nde suni teneffüs cihazına bağJamışlardL 2 pofis başındabekttyordu.künseyiyanınasokmuyorlar- ÛL Ben de camdan gördüm, uzaktan. Servis şefıne git- tim. Bana. 'Beyfendi bu çocuk ölü. Beyin tamamıyla Sinan Yalçın: Yıllar sonra Faruk Tuna'yı öldürenin polis memuru Halis Yelmen olduğunu öne sürdü Kaymhklan adamlar cînayeti işleyenler • "Ben olsam katilleri 10 dakikada bulurum, yemin ediyorum 10 dakikada bulurum... 1. Şube'de kim teslim aldı? Püf noktası budur. Necdet Göksel mahkemeye gelip, Faruk'u kime teslim ettiğini açıklayacak. Her şey şubede olmuş ama onlann nezaretinde olmuş." llk davadan 5 yıl 4 ay ağır hapis cezası alan, kendi kendisini ihbaretmesine rağmen tutuklanmayan, ancak avukat Ergin Cin- men'in yasal takibi sonucu 26 Kasım 1998'de cezaevine konulan ve 11 ay 20 gün hapis yatan Sinan Yalçın, yargılaması bo- yunca ve daha sonra bir gazeteye yaptığı açıklamada, Faruk Tuna'nın "ne dirisini nedeöJüsünügördüğünü 1 söyledı. Olaydan tam 21 yıl sonra ıse Faruk Tuna'yı öldüren polis memurunun HaBs Yeonen olduğunu ıleri sürdü. Yalçın'a göre, Yelmen tabanca- sının kabzasıyla 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Tuna'nın başına vurmuştu. Yalçın, 6 Ağustos 2000 tarihinde ilk kez Yeni Binyıl gazetesine yaptığı açıklama- da, olayın suçlulannın on yıllarboyunca or- taya çıkanlmaması karşısında "Ne demek bir davanın 20 jil sûrmesL Devlet bu kadar mı aciz? 20senedebir cinayetiçözeme>ecek kadar savcı mı yok, hâkirn mi yok? Nedir bu yahu" dıyerek tepbsuu dıle getıriyor- du. Suçsuzluğunu duruşmalardan, yazdığı dilekçelere kadar her platformda dile geti- ren polis memuru üginç açıklamalannı şöy- le sürdürüyordu: "TCdevietigöçtüvsealacakNecdet'i(ekip şefi) hem ifadesini alacak hem de hastane- ye sevk ediyorsan kimhı öldürdüğünü biü- yorsun, söyleyeceksin dryecek. Bu de>1etbu kadar mı aciz? Bir komiserin ifadesini ala- mryor. Beni nasıl ahyor? Ara bakanm Nec- det GökseTi,bulabiÛrmisin? Bulamazsm." Gerek duruşmalarda gerekse daha son- ra itiraz içın Adalet Bakanlığı'na, ilgili kuruluşlara yazdığı dilekçelerde, Tuna'nın gözaltında kaldığı gece ısrarla izinli oldu- ğunu vurgulayan Yalçın, hakkındaki kara- n mahkemenin gerekli belgeleri incele- meden verdiğinı ıleri sürdü. Görev nöbet ve izin çizelgelerini mahkemenin ıncele- mediğine dikkat çeken Yalçın, olaydan bir gün sonra işe gıttiğınde, şeflen Necdet Göksel'in gözaltındaki kızın ifadesini al- masını söylediğini, bunun üzenne Seba- hattin Tür, YusufTokur ve Hüseyin Gör'le birlikte bu kızın ifadesini aldıklannı belirt- tı. Faruk Tuna'yı ise hiç görmedığıni, ifa- desini almadıgını, onunla gözaltuıa alınan kızm ifadesinin altında ımzası olduğunu belirtti. Faruk'un öldüğünü bırlcaç gün son- ra duyduğunu ıleri süren Yalçın, o gün ızinlı olmasına rağmen o gün çalışıyor- muş gibı kendisi hakkında dava açıldığı- m ve yargılandığını belirtti. 867 No'lu ekip şefınin dışında yedi kişı olduklannı, ekibin Necdet Göksel, Yusuf Tokur, Hüseyin Gör, Mustafa Yüdmm, Ha- lis Yelmen. Tahsin Yıknz, Akm Kalkan ve kendisinden oluştuğunu söyledi. Ara sıra boşluk doldurmak içın şube müdürünün koruması olan Kurtuhış Savaş Köksal ın kendilerine katıldığını belirtti. Mehmet Ağar'ın ismini vermesi konu- sunda u Belki de beni harcamak, birileriru korumak için v'aprraşnr'' yorumunu yaptı. Çözfllmcyecek şey yok Çok zor bir davaymışçasrna hazırlık so- nışturması 8 yıl süren, 22 yıl içerisinde açı- lan iki ayn davada, ilgili olduğu gerekçe- siyle iki polise ceza verilen Tuna olayında "çözühneyecek bir şey yok asunda" Sinan Yalçın'a göre: "Ekibin amiri Necdet Göksel almış, üst aramasmı yapnuş, belki e\ine de gidip ara- ırıa>^kaülrruşar.NecdetMahpsormuyorlar. Bu dava>i benim üstüme yıkıyorlar. Bu da- vayı bir günde de çözebiBrün. Ama kayır- dıklan adamlar, cinayeti işleyen adanüar. Çünkü daha başka pisülderi de var. Ben olsam katilleri 10 dakikada bulu- rum,\tsrıinediyDnımlOa^kQadabulururn_ 1. Şube'de kim teslim aldı? Püf noktası bu- dur. Necdet Göksel mahkemeye getip, Fa- ruk'u kime teslim ettiğini açıklayacak. Her şey şubede otanuş ama onlann nezaretinde olmuş." 1992 yılında mahkûmiyeti kesinleşrikten sonra Cağaloğlu Yokuşu'nda Kurtuluş Sa- vaş Köksal'la karşılaştığını belırten Yal- çın, Yeni Binyıl gazetesine yaptığı açıkla- mada şunlan anlattı: "Şube MüdürümüzGünay Sever'in ko- rumahğmı ve şoförlüğünü yapardı.zaman zaman da bize yardım ederdi. Her tarafa girip çıkabilen biriydL Olaydan sonra da- ğünuştık. O arada görüşmenıiştik. Duru- İTÜ öğrencisi Faruk Tuna'yı işkence sonucu ökJürmekk suçlanan polis memuru Sinan Yalçm dunışmada. mu anlatnm, o da bana olayın ashnı anlat- tı. "O olay bizim serserirun ışl o serseri yap- tı bunu' dedi. 'Kim' drve sordum. 'Halis Yelmen o gece kafasına vurdu' dedi 'Biz yetişemedik, yetişseydım engel olabilir- dik, Faruk'u o gece öldüren Halis Yel- men" dir, dedL Kafasına süahın kabzasıyla \ıırduğunu görmüş» O gece sorgulayan ekipte, Mustafa Yıldırım, Hüseyin Gör ve Necdet Göksel olabilir. Necdet Göksel ifa- desini aldığnu söylüyor. \\ısufTokur kesin- likle yoktu. Mahkemede de söyledim ama beni kimse dinlemedi ki Kayıüara her şe- yi geçmiyoıiar." Bu gehşmeler sırasında Halis Yelmen'i aradığını, ancak bulamadığını belirten Yal- çın, sözlerini şöyle sürdürdü. "Biz onu 2 sene adlhedearadık. O hapis- teymiş. Bir kere izini bulabildim. Dokuz bu- çıik yıl sonra, hapishaneden çıkmış, Hilton Oteti'nin kumarhane müdüriüğünü yapı- yormuş. Ben onu 2 sene hapishanede ara- dım. Adalet Bakanhğı iki kişiyi öldürmek- ten hapishanede yatan adanıı bulanııyor. Bu nasılTürkiye, Sağmalcdar"da yatan ada- rru bulamrv or." Yalçın daha da ileriye gidiyor. "Bu ola- ym çete işi olduğunu ve olayı üzerinize yık- nklannı söylemiştiniz'' sorusuna şu yanıtı veriyor' "Ö\1e. Vbksa bu iş ni>e orta\^ çıkmasın? Eğerbu adamlarbu iş kaza sonucu oldu de- seydi bu iş bitecek, ben ceza almay^caknm. Çünkü ben orada yoktum. Bir adam ahn- dığmda ekibin şef yardımcısı olarak ilk ön- ce benim haberim ohnası gerekhordu. On- dan sonra benim Necdet'e iletmem gere- kirdi Nedenbenim haberim obnadı? Benim kafamı ençokmeşgul eden\ebir türlü açık- laynmadığîm şey şudur. Nrye benim habe- rim olmuyor da benim üstümdeki adam il- gfleniyor? Bunlar en kilit sorular. Sonra da ertesi gün herkes dağıldı gnU Neden dağıl- dı?" Necdet Göksel'in Tuna'yı hastane>e sevk ettiğine dikkat çeken Yalçın, sözlerini şöy- le sürdürdü: " Sen amirokan,bu çocuğa kim\ıırdu de- meznüsin?Niyebana sabahgelip Sinan sen mi \oirdun' diye sormuyor. Bana, bir laz var, onun ifadesini al diyor. Ahyorum. Im- zamı da atryorum. Arkasmdan da bu kızın arkadaşı konıada diyorlar. Tepkimi \erdim. Dedim ki bunu kim \apüysa cezasuu çeke- cek. Ben şahidim, canh şahidim dedim. Bü- tün şubebfliyor bu sözümü. Bağırarak söy- ledim. O günden sonraNecdet'i görmedim. Bu olayın ortaya çıkması için tek tanık benim orada. Ben yardım edeceğim ld, bunu ya- pan adam ortaya çıksuı. Ben Faruk'un ifa- desini aknadım. O çocuğu görmedim. Ben görmediysem bu adamlar buradaydL Bu adamlar biliyordu o çocuğu öldürenleri _ Göre\ ILstesi ortada yok. Uçtu diyonar. Bomba patladL O gün için görev Hstesi ve- remejiz diyorlar. (Seneler sonra oldu). Ama görev listesinin olması lazun. Bu listeleri biz 16 nüsha hazırlavıp valilikten jandarmaya kadar her yere dağıtıyorduk. Benim orada olmadığım befli olacak da onun için görev tistesi yoktur. O gece kimin orda olduğu da tabii beUi olacak. Ben zaten söylüyonım. Mustafa \ ıldınm. Halis Yelmen oradaydL Necdet o geceki nöbetçi ekibi bilivor zaten." durmuş. Bıze baskı yaptılar, sunı tenefiüs cihazma bağlayalım diye. bağladım' dedLGazeteyebuolayyan- stvinca Orhan Apaydın beni aradı,yanına çağmh.Git- tim. 64avukatavekâlet\«rdim. Dahasonramorgagh- taı.25tanea^TuyastacesetvardLHepsiniüstüsteat- nuşlanh. Oğhımun cesedinibulabflmem 20-25dakika sürdü. Tek tek onlan kakhnp kenara akük, incetedik. Yüzü simsh-ahû beyin kanamasmdan. Ayağmdaki bir yazKİan tanıdık. Cenazeyi Feriköv Mezarkğı'na götü- riirken de köytü lahğma girnuş bir sürü polis peşmü- zetakudL" \'e o günden inbaren mücadeleye başlamış. "Baş- vurmadık kapı bırakmadım, ama tam 8 yıl dava açıl- madL Tehdhkr akhm, beni öldürmey? çahşolar" di- yor ve şunlan anlanyor: "Cumhurbaşkâm'ndan Ge- neUaırmav'a, Milfi SavunmaBakanı'na kadarherke- seditekçefcryazdm.HattaTurgut Özal'ayazdığon di- tekçe yüzünden gözahma ahndnn: Siz tşfediğiniz dna- j'tti örtbas etmek istiyorsu- nuz, fakat öyk bir haîe geti- receğim kibütün dünya du- yacak. Bu dilekçeyı verdiği- min ertesi sabahı poKs beni aldı. Defalarca evden ahn- dnn. Bir kere poSs arabası beni ezmeye kalkn. Bir ke- re, 1. Şube'ye götürüktüm, büyük kadife kaph bir oda- ya beni aldıiar, içeri iri yan birshilgelip,tabancasmıçı- kanh. mermi sürdü ve ka- famadayadL Ulan köpek' dedim 'Ben çocuğumun öldügü gün öl- düm. Sen beni bır daha öl- düremezsin...' 'Allah bela- nı versin' dedifiriadıodadan gkn. OtarihkrdeSYNTKo- mutanhgı'nagittim.Görüş- rüğümKorgeneraLadliTıp raponınun gehnediğini, bu nedenk dava açamadıkla- nnı söyiedL Ben de cebim- dençıkarçraporuv'erdim. Baktı 'Bu fotokopi' dedL Ben de 'Ash olmayanın fo- tokopısı olamaz" dedim.Ba- na bağmh,kos du." Tum gı- rışimlerime karşın ancak 8 yılda soruşturmanın tamam- lanabıldığını, olayın faili ol- mayan polislerin isimleri verılerek resmen savcılar- la, mahkemelerle alay edil- diğıni behrten Tuna, 22 yıl sonra bıı polise daha 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası ve- rilmesini *Yılarönce(1985) "Geç kalmış adaletle yerine getirilmemiş adalet arasın- da fark yoktur' denüştim. Arüky'ermegeurUmemiş bir adalet vanhr. Yusuf To- kur'u idam etsek ne olur ki bugün, o dönemki polisle- rin hepsi emekli oktu, befld bazılanökhV sözleriyle yo- rumluyor. îlk açılan davadayargıla- nan polis Sinan Yalçın'ın ceza aldıktan sonra Halis Yekten adlı bırpolisın ismi- ni verAğtnı behrten Tuna, bu polisle ilgili hıçbır şey ya- pılmadığını vurguluyor ve "O pohsin şimdi Kıbns'ta birkumarhanedegörevtiol- duğu söyleniyor" diyor.Ya- şadıklannı hiç unutmadığı- nı belırtiyor Baran Tuna... "Hiç akhmdan çıkmryor ld oğhımun öfömü." Blttl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle