Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 E~YLÜL 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK
İ SÎAN33
E?3SDÎ3Î
AEDÜLCANBAZ.'
15
HA31KLİÂL2
Promosyon harcamalarının reçetelere yansıması hem hastayı hem de eczacıyı zor durumda bırakıyor
îlaçyurttaşıhastaediyor• Ilaçta promosyonun önüne geçilmesi için öncelikle
doktorlann özlük haklannın arttmlması gerektiği bildiriliyor.
Ilaç firmalannm, ekonomik sıkıntı içindeki doktora cazip
tekliflerle yaklaşması, etik dışı bulunuyor. Bu durum,
"reçetedeki rüşvet" diye niteleniyor.
OZANYAYMAN
İZMİR - Türkiye'de genel
sağlık giderlerinin yüzde 40'ı
ilaca harcanıyor. Buna karşın
Türkiye, Avrupa ülkeleri için-
de ilacın en az tüketildiği ül-
ke. Türkiye'de yılda kişi başı-
na yapılan sağlık harcaması
159, ilaç harcamalan ise 50
Euro. Sağlık harcamalannda
AB ortalaması kişi başına 2
bin 140 Euro. Türk ınsanının
doktora gitme ahşkanhğının
olmamasının ilaç tüketimini
alt seviyelerde tuttuğu belirti-
liyor.
Sağlık sektörünün en önem-
li sorunlardan birisi olan *flaç"
tartışma konusu olmayı sür-
düyor. Sektörün tüm kesimle-
ri, ilaç üreticisi firmalann
amansızrekabetini eleştiriyor
ve yetkililerin duruma müda-
hale etmesini istiyor. "İlaçta
promosyon" harcatnalannm
reçetelere yansıdığı ve hasta-
lann mağdurbırakıldıklan bil-
diriliyor.
Ilaçta promosyonun önüne
geçilmesi için öncelikle dok-
torlann özlük haklannın arttı-
nlması gerektiği bildiriliyor.
îlaç firmalannın, ekonomik
sıkıntı içindeki doktora cazip
tekliflerle yaklaşması, etik dı-
şı bulunuyor. Bu durum. ''re-
çetedeki rüşvet" diye niteleni-
yor.
Ilaç üreticisi firmalann de-
netim altına ahnması ve he-
kimlerle ilişkilerine belirli me-
safe koyması, ilaç sektörün-
deki şaibeleri ortadan kaldı-
racak unsur olarak ortaya çı-
kıyor.
Meslek etiğine bağlı dok-
torlar, bir hekimin istemesi ha-
linde ilaçfirmalannınpromos-
yonlanyla çok rahat yaşaya-
bileceğini bildiriyorlar.
Türkiye'de ilaç piyasasırun
yılık cirosu 5 milyar dolar. Re-
çetelerdeki ilaç parasının yüz-
de 80'ini, yani yaklaşık 4 mil-
yar dolanru devlet karşılıyor.
Bu kadar büyük rantı olan bir
sektörde yaşanan olumsuzluk-
ların giderilmesinde, hasta hak-
lanna duyarlı doktorlar ve ec-
zacılar güçlük çekiyor.
Türkiye'de 22 bin eczane
bulunuyor. Uluslararası stan-
dartlarda her 3 bin kişiye bir
eczane düşüyor. Bu oran Tür-
kiye için ideal sayı. Ancak,
Türkiye'de sosyal güvenlik
şemsiyesinin yurttaşlan kap-
sayamaması, bu normu geçer-
siz kılıyor.
tstihdam fazlası eczacı oldu-
ğu, hemen tüm kesimler tara-
fından dile getiriliyor. Mevcut
10 eczacıhk fakültesinden yıl-
da 900"e yakın öğrencinin me-
zun olduğu ve tamamına ya-
kınının eczane açtığı bildirili-
yor.
Eczacıhk fakültelerine öğ-
renci alımmın dondurulması-
nı savunan çe\Teler, Yunanis-
tan örneğini veriyorlar. Yuna-
nistan'ın istihdarn fazlası ec-
zacılann önüne geçmek için.
eczacılık fakültelerine 5 yıl sü-
reyle öğrenci alımmı durdur-
duğu belirtilerek, benzer uygu-
lamanın Türkiye'de de olma-
sını istiyorlar.
Fakültelerden mezun olan
eczacılann. dıplomalannı el-
lerine alır almaz eczane açma-
sı da başka bir eleştin konusu.
Bu konuda 2-3 yıl staj zorun-
luluğu getirilmesi isteniyor.Ay-
nca satın alınan eczacılık dip-
lomalan da ilaç sektörününbir
başka sorunu.
Ozellikle doğu illennde, ec-
zacı diplomalanna milyarlar
ödeni-
yor ve
eczacı kal-
falanyla ecza-
neler işletiliyor.
Türkiye'de eczane raflann-
da 6-7 bin kalem arasında ilaç
bulunuyor. AB ülkelerinde bu
orarun 16-17 bin arasında.
Patent yasasımn çıkmasının
ardından, Türkiye pisasasına da
15 bin civannda ilacın girece-
ği vurgulanıyor. Yurtiçinde bu-
lunamayan ilaçlar için hasta,
Türk Eczacılar Birliği'nebaş-
vuruyor ve istenen ilaç, birlik
rafuıdan yurtdışından getirti-
liyor. Bu durum, mevcut sı-
kınhlan bir parça gideriyor.
Türkiye'de en fazla satılan ilk
10 ilaç pazar payının yüzde
40'ını oluşturuyor. Romatizma
hastalığına karşı geliştirilen
ilaçlar ilk sırada.
2002 yıh nın ocak-temmuz
arasındaki istatistiklerine gö-
re
en
fazla sa-
tılan ilk 10
ilaç ve pazar
paylan şu şekil-
de:
"Antiromatizmal
ilaçlar7.47", "Pfenisüin türe-
vi ilaçlar 638". "Sefalosporin
grubu ilaçlar (antibiyotikkr)
5.46", "Antidepresanlar4.36",
"Makroht grubu ilaçlar (anti-
biyotikler) 331", "Antiülser
grubu ilaçlar 3.10", "Kolesto-
roldüşüriicü ilaçlar3.0", "Ba-
at ağn kesiciler 2.27", "Kalp
ilaçlannm bir bölümü 2.05",
"ACE inhibitörleri (tansiyon
Yabancı fîrmalar
jıyatı arttırıyor
Sağlık harcamalarının
yüzde 40'ının ilaca
yönelik olduğunu
belirten Izmir Tabip
Odası Yönetim Kurulu
Oyesi Mustafa
Vatansever, Avrupa
ülkeleri içinde, genel
sağlık harcamalannda
yüzde olarak ilaca en
fazla paranın Türkiye'de
ödendiğini söylüyor.
Türkiye'de, ilaç
satışlannda, son 10 yılda
birim kutuda yüzde
63'lükbirartış
kaydedildiğini, bu oranın
dolar bazında yüzde 127
olarak gekçekleştiğini
söyleyen Vatansever,
ilacın yüzde 81' inin
Türkiye'de üretildiğini,
geriye kalan kısmının da
yurtdışından almdığını
belirtiyor. Türkiye'de
geçen yılki verilere göre
196 ilaç firması
bulunuyor. Bunlann 2
tanesi kamusal. Birisi
orduya, diğeri de SSK'ye
ait. 196 firmanın ilk
10'u, piyasanın yüzde
67'sine hâkim. Ardından
gelen 10 firma da yüzde
18'ini yönlendiriyor.
Yani ilk 20 firma, ılaç
sektörünün yüzde 85'ini
elinde tutuyor. Fiyatlann
yüksek olmasında
yabancı firmalann etken
olduğunu söyleyen
Vatansever, "Aynı ilaç
SSK'ye 10 TUye,
eczaneye40TL'ye
saübyor. Toplu ahmlarda
belli bir fark olabilir ama
bu kadar değjL
Fiyatiandırmada ciddi
farklar var. Bu duruma
bakanhkveSSK
müdahale etmefi" diye
konuştu.
Sayılkan: Doğu'da diplomalar büyük paralar karşılığı satılıyor
Eczacdık sadece ticaret değildir
Izmir Eczacı Odası Genel
Sekreteri Tuncay Sayılkan,
"tlaçla ilgili her konuda. haDo-
nuzınve meslcğimizin haklan-
nı savunuyoruz" diyerek, ec-
zacılığm salt ticari bir faaliyet
olarak görülmesinden duyduk-
lan sıkıntıyı dile getirdi. Sayıl-
kan, ilaç sektöründe yılda dö-
nen paranın 5 milyar dolar ol-
duğunu ve bunun 4 milyar do-
lannın devlet tarafından karşı-
landığmı belirterek "Bu kadar
büyük rann olan bir sektörde,
ilaç tüketimi söz konusu oldu-
ğunda hastahaklarmı eczacıla-
nn tek başına savunması çok
güç" dedi.
Sayılkan'a göre Türkiye ge-
nelindeki 22 bin eczane yeter-
li bir rakam. 3 bin kişiye bir
eczane düşmesı de uygun bir
standart. Ancak sorun sosyal
güvenlik şemsiyesinin yeter-
sizliği. Türkiye'de ilacın neden
pahalı satıldığına gelince:
"Piyasadaki ilaçlann yüzde
4O'ı hhaL Bu da maliyeti artn-
nyor. Reçetedeki ilaçlann 4'te
birinin ithal edilmesL pahahb-
ğm nedeni. Her ay yeni ücret-
lendirme olmasu dövizdeki ar-
nşda önemHetken. Dövizm yük-
selmesidoğrudanilaç fiyatian-
nayansıyor. Sonuçtafatıirahas-
taya ve eczacrya çıkıyor. Tür-
kiye'de 6-7 bin kalem ilaç sa-
nbyor. Avrupa ülkelerinde 17
bin kalem ilaç eczanelerde
bulunuyor. Aradaki
fark,patent süre-
cininta-
mam-
lan-
ma-
masından kaynakla-
nıyor. Patent Yasasrnuı ardın-
dan Türkiye'deki ilaç sayısı iki
katına çıkar. Avrupa'da satılan
ilaçlannbazüarnufîrmalarTür-
kive'ye sokrnuyor. Bunun ne-
deni de yertileri hemen yapıb-
+r
yor. 2 yıla kadar patent yasası
çıkar ve Türkiy e'deki ilaç sayı-
sı 15 bin kalemi buhır."
Sayılkan, Türkiye'de olmayan
ve yurtdışında satılan ilaçlara
ihtiyacı olan hastanın Türk Ec-
zacılar
* Birli-
ği'ne
başvur-
dugunu
ve birlik ta-
rafından ilacın
temin edildiğini
vurguladı. Aynca
eczanelerin dışında
ilaç satımının ke-
sınlikle yasaklanması
gerektiğini belirten Sayılkan.
bu konuda denetimlerin yeni
yeni başladığına da dikkat çek-
tı. Bir başka sorun da diploma-
lann satılması. Sayılkan. ozel-
likle doğu illerinde eczacı dip-
lomasının büyük paralar karşı-
lığı satıldığına dikkat çekerek,
bu konuda Sağlık Bakanlığı'nı
göreve çağırdı. tlaç fiyatlan-
nın yüksek olmasının diğer ne-
deninin ilaç firmalan arasın-
daki rekabet olduğunu bildiren
Sayılkan, şöyle devam etti:
"Üretici firmalar amansız
bir yanşta. Bu da ne yazık ki
daha fazla ilaç satma pahası-
na. Yani daha fazla kâr için.
Firmalar, doktorlardan, kendi-
lerine ait ilaçlan satmalannı
istiyorlar ve bu aşamada pro-
mosyonfleldşiselilişküer orta-
yaçıkryor. Biz,promosyonunta-
nıünı şeklinde olmasını istiyo-
ruz. İlaç firmalannmyapokla-
n promosyon harcamalarının
tamamryla ilacın fry atma yan-
sıması gözlerden kaçıyor. Bu
da hastanın cebinden çıkıyor.
Ilaçta promosyon kesinlikle
kakunlmalL Sadece Uacın etki-
sini anlatan düzenlemeler ya-
pılmah. Bunlann dışında baş-
ka bir uygulama ounamah."
Doğan Demir.
Yasal
boşluk
var
Hasta Haklan Platfor-
mu Başkanı Dr. Doğan
Demir, Dünya Tabipler
Birliği'nin 1981 yılında,
Hasta Haklan Bildirgesi
yayımladığını belirterek,
hastaya ilacın verilmesi-
nin temel sağlık hizmet-
leri arasında yer aldığını
söyledi. Demir şöyle de-
vam etti:
-Hastaya Baciailgitiay-
dmlatıcı bilgi verilmeli.
Tüm hastalaraeşitve ula-
şüabflir hizmet verihnelL
Türkiye'de bu durum ne-
redeyse yok. Hekimler ve
hastalann nasü bir yasal
çerçevede yapüaşmış ol-
masını anlatan yasa yok.
Sadece iyi niyete dayah
etikönermelervar. Yapö-
nmı olan yasalarçıkartd-
mah ve burada ilaç üreö-
mivetüketinünintüma$a-
malanna ciddi kurallar
getirilmefi."
Hastalann ulaşamadık-
lan ve alamadıklan ilaç-
lann mutlaka ihtiyacı olan
kişiye sağlanması gerek-
tiğini söyleyen Demir,
"Bunun için sosyalgüven-
Bky elpazesiningenişletil-
mesi ve eksiksiz uygulan-
masıgerekir"dedi.
Prof. Erciyas
Eczacı
sayısı
fazla
Eczacı sayısının fazla-
lığının temel nedeni çok
sayıda fakülte olması. De-
ğişik üniversitelerde sayı-
lan 10'aulaşanfakültele-
reyenilerinin de eklenme-
si söz konusu. Birçok özel
vakıf üniversitesi eczacı-
lık fakültesi açılması için
girişimlerde bulunuyor.
Mersin'de açılan fakülte
henüz mezun vermeden,
bir yenisi olan Malatya
Inönü Üniversitesi'ne bu
yıl ilk kez öğrenci alına-
cak. Kayseri'de de eczacı-
lık fakültesi açılması için
çalışmalar sürüyor.
Bu tutumun yanlış ol-
duğunu söyleyen Ege
Üniversitesi EczacıhkFa-
kültesi Dekanı Prof. Dr.
Erçin Erciyas, milletve-
killerinin oy kaygısıyla
eczacılık fakültesi sözü
vermelerinin yanhşlığı-
na dikkat çekti. Yunanis-
tan'ın ihtiyaç fazlası ec-
zacı yetişmesi üzerine,
eczacıhk fakültelerine 5
yıl süreyle öğrenci alımı-
nı durdurduğuna dikkat
çeken Erciyas, "Buuygu-
lama Türkiye'de de baş-
lamah" dedi.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Karanlık Odadaki
Kara Kedi...
Tannya ştıkür seçimi de Nasrettin Hoca'nın kar hel-
vasına döndürmeyi başardık.
Seçim karanna oy veren siyasal partilerden hiçbiri
yaptığını beğenmiyor. Kimisi liderterinin aday olama-
yacağını anlayınca, kimisi de yüzde 10 barajını aşma
tehlikesiyle karşı karşıya kaldığırıı görünce usul usul
yan çiziyor.
Başa güreşenlerden yalnızca Cumhuriyet Halk Par-
tisi (CHP) seçimi bütün benüğiyte savunuyor. Nedeni
basit. O, içeri girmenin tek seçeneği olarak seçimi
görürken, diğerteri dişanda kalmanın, en azından sa-
hıp oldukları ceylan denli kottuklann azalmasının te-
dirginlığini yaşıyorlar.
Anayasave yasalardaki sınırlamalar yüzünden aday-
lıklan. bu yazının yazıldığı saatlerde tehlikede olanla-
nn yandaşlan ile "hık" deyicilen yeni senaryolar ya-
ratma girişimlerini sürdürüyortar.
Kuralları olmayan bir demokrasi (nasıi oiacaksa)
peşinde oltnanın ülkeye sağlayacağı faydalan anlat-
maktan bıkmış olmalılar ki yeni bir iddiaya sanldılar.
"Yargı siyasailaştı."
iddia yeni, ama kahramanlar aynı. Erbakan Hoca
ile Erdoğan. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı'nın "Du-
rvmlan onlannkine benzeyen yaklaşık 50 aday var"
demesıne karşın onlaria kımse ilgılenmiyor.
Çünkü izienme oranlan düşük. Medyanın nezdin-
de kıymeti harbiyeleri yok.
Medyanın kimi organlanna bakarsanız sanırsınız ki
Erbakan Hoca ile Erdoğan aday olursaTürkiye demok-
rat bir ülke olarak çağdaş dünyadaki yerini alıverecek.
"Yargı siyasailaştı" iddiasının gündeme getirilme-
sinin ardında şu ıstek yer alıyor: "Yargı yasaları uygu-
lamasın!" Hatta görünüşten anlaşıldığına göre daha
da ileri gidenler var. Onlar da "Başkalanna uygulasın
ama bizimkilere uygulamasın".
Sen tut, "Anayasa ve Siyasal Partıler Yasası değiş-
meden, yüzde 10 bara/ı düşürülmeden seçim olma-
sın" diye diye dillerinde tüy bıtenleri dinleme, sonra
da kalk sorumluluğu yargıya yıkmaya kalk.
Konfüçyüs ne güzel söylemış:
"En zor şey karanlık bir odada bir kara kediyi bul-
maktır. Ozellikle de odada kedı yoksa."
• • •
Telefonda çocuğu kanserli annenin yakınmasını din-
lerken çocukluğum aklıma geldi.
Tıbbın bugüne göre belki de birkaç yüzyıllık geride
olduğunun iddia edilebileceğı günler.
Adlan bugün bılinebilen kimi hastalıklann da var ol-
duğu, amatanılamave lyileştirmeçabalannınağırak-
sak sürdürülebildiğı dönem.
Kimi yaşhlar. korktuklan hastalıklann adını anmama-
nın, o hastalıklara yakalanmamanın koşullan arasın-
da olduğuna ınanır gıbiydiler.
Bir tanıdıklannın hastalığını anlatmak zorunda kal-
dıklannda, bazı organlannı işaretle göstermek aşa-
masında lafa "Taş ölçeyim" diye başlamak âdet ol-
muştu.
Genel konuşmalarda ise hastahklan söytemeden
önce "Evierden ırak" demek sanki birdil persengiy-
di.
lyileşmesi zor olan kimi hastaliklan belirtmek içtn özel
deyimler benimsenmişti.
"Selamün kavlen o/muş" dendiğinde, söz konusu
kişiye felç geldiğinı anlamanız gerekirdı. Belki de in-
menin "an çarpması" diye nitelendirildıği dönemler-
den kalan bir alışkanlıktı. O nedenle bir Kuran ayeti-
nin iki kelımesiyle anlatılması bundan kaynaklanıyor-
du.
Adının anılmasından çekınilen bir başka hastalık
ise kanserdi. Yerine "menhus (uğursuz) hastalık",
"amansız hastalık" deyimlen yeğlenirdi.
Bugün tıp ilerledi ve gelişti. Yeni yöntemler ve te-
davi yollan bulundu.
lletişim organlan, ozellikle kansertedavisindeki ye-
nilikleri duyurarak, hastalarla yakınlanna müjde ver-
mek için neredeyse yarışa girdiler. Arada ipin ucu ka-
çınlıp kocakan ilaçlan da özendirilse bile genelde mo-
ral aşılama açısından olumlu bir yaklaşım sergilenir ol-
du.
Ama bir şey değişmedi. Kanser hastalığının eski ta-
nımları unutuldu ama yenıleri bulmakta gecikmedik:
"ölümcül hastalık."
Iştetelefondaki hanımefendi bundan yakınmıştı. Kı-
zı, göğüs kanseri tedavisi göruyordu. Ancak girdiği bu-
nalımı da aşabilmek için bir psıkiyatrdan da yardım al-
ması gerekmışti. O da surüyordu. Hanımefendı, "Eve
gazetesokmaktan, televizyonaçmaktankorkaroldum'
dedikten sonra, "Kanser denildikten sonra ölümcül
hastalık sıfatını eklemek bir zonjnluluk mu" sorusu-
nu yöneltti. "Hayır" dedim.
Dedim ama, benim "hayır" demem yeterli değildi.
Meslektaşlanma iletip uygulamada katkı sağlamala-
nnı istemem gerektiğini düşündüm.
• • •
"Pastırmayaz/'nagüvenerek birsüre izninizi diliyorum.
oerinc@cumhuriyet.com.tr.
Dersler ücretsiz verilecek
Belve
Okulu
tstanbul Haber Servi-
si- Bel ve boyun hasta-
lıklan konusunda yurt-
taşlan bilinçlendirmeyi
amaçlayan "Bel-Boyun
Okulu" açıldı. Interna-
tional Hospital tarafın-
dan açılan okulda ders-
ler ücretsiz olarak veri-
lecek. 30kişilik 7 sınıfin
olduğu okulda, Fizik Te-
davi ve Rehabilitasyon
Cnitesi Sorumlusu Uzm.
Dr. Demet Parlar yöne-
timinde bilgiler veriliyor.
Katılımcılara aynca,
dersle ilgili kitapçıklar
da dağıtılacak. Aralık so-
nunu kadar devam ede-
cek olan dersler 15 gün-
de bir, 16.00-17.30 saat-
leri arasında yapıhyor.
Talep yoğunluğu nede-
Boyun
açıldı
niyle 2003 yılında da bu
eğitime devam edilmesi
bekleniyor.
Bel-BoyunOkulu'nda
verilen derslerin konu
başlıklan ise şöyle sıra-
lanıyor:
-Düzenli egzersiz ve
sporun yararlan
-Aşın kilonun yarata-
bileceği sorunlar
-Sigara kulanmanın za-
ralan
-Aşın alkol kullannm-
nın zararlan
-İşyerinde veya evde
çalışırken dikkat edilme-
si gereken noktalar. Bu
yıl için kayıtlann bitti-
ğini belirten International
Hospital yetkihleri, gele-
cekyılın kayıtlanrun de-
vam ettiğini bildirdiler.