10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2002 PAZARTESİ HABERLER Aday listelerini bugün görüşmeye başlayacak olan YSK, kararrnı çarşamba gününe yetiştirmeye çalışıyor Erdoğan'ınzorhaftasıMUSTAFA ÇAKIR ANKARA - AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın durumlan bu hafta net- lik kazanacak. Yüksek Seçim Kuru- lu'nun (YSK), Erdoğan'ın durumuy- la ilgili olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun temyiz başvurusunu göriişecek olan Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin karan- nı bekleyeceği belirtıldi. YSK'nin bugün yayınlayacağı ge- çici aday listesinde AKP Genel Baş- kanı Erdoğan, kapatılan RP'nin Ge- nel Başkanı Necmettin Erbakan, es- ki HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak ile eski İHD Genel Başkanı Akm BirdaTın da isimleri yer alacak. • Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Kanadoğlu'nun, Diyarbakır 3 No'lu DGM'nin kararmın usul yönünden bozulmasına ilişkin istemini bugün incelemeye başlıyor. Diyarbakır DGM Başsavcısı Ertürk de, itiraz başvurusunu görüşen Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin usul hatası yaptığını belirtti. Erdoğan ve Erbakan'ın durumunu bugün görüşmeye başlayacak olan YSK. bu hafta içinde karannı net- leştirecek. YSK Başkanı Tufan Al- gan, aday lıstelerindeki eksiklikle- rin siyasi partilertarafından tamam- landığını belirterek, "Eğer bu ek- siklikkr giderilmişse, pazartesi, sa- h, çarşamba günleri adaylar üzerin- deki seçilebilme durumlannı incele- yeceğiz. Çarşamba günü size bir açık- lama yapmaya çahşağiz" dedi. Bu arada YSK'nin, Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Kanadoğlu'nun Di- yarbakır 3 No'lu DGM'nin karann usul yönünden bozulmasına ilişkin istemini değerlendirecek olan Yar- gıtay 8. Ceza Dairesi'nin karannı bekleyeceği öğrenildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu'nun ihbaryazılannı "iti- raz" olarak kabul eden YSK, karar sürecinde bunu da değerlendirecek. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Sabih Kanadoğlu'nun, Diyarbakır 3 No'lu DGM'nin karannın usul yönünden bozulmasına ilişkin temyiz başvuru- sunu bugün görüşmeye başlayacak. Dairenin, itirazı kabul etmesi duru- munda Erdogan'ın adli sicil kaydı- nın silinmesine ilişkin istemi, Di- yarbakır 3 No'lu DGM'de yeniden görüşülecek. DGM'nin Erdogan'ın aleyhinde karar vermesi durumun- da ise adli sicil kaydı değişecek. Di- yarbakır 3 No'lu DGM'den Erdo- ğan aleyhine bir karar çıkması du- rumunda YSK, Erdoğan TBMM'ye girmiş olsa bile millerv ekilliği maz- batasını iptal edebilecek. Diyarbakır DGM Başsavcısı Şa- ban Ertürk, Diyarbakır 3 No'lu DGM'nin karanna karşı yapılan iti- raz başvurusunu görüşen Diyarba- kır 4 No'lu DGM'nin usul hatası yapmış olabileceğini söyledi. Er- türk. "Bizde usul hatası yapmayan mahkeme var mı ki? Her zaman ya- pdmıyor bunlar ama, sonuç olarak herkes bir şekilde hata yapıyor. Ha- tasız kul olmaz. Yanhş hesap Bağ- dat'tan döner. Olmavacak bir şey de- ğU" dedı. Ertürk. mahkemenin uygulama- sına ilişkin kendilerinin ek bir ince- leme yapmasına gerek olmadığını, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ka- nadoğlu'nun zaten temyiz başvuru- sunda bulunduğunu bildırdi. DIŞtŞLERl BAKANI GÜREL: KADEKterör listesine alınsın NEW YORK (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şflkrü Sina Gürel, Cumartesi günü New York'ta bira- raya geldiği Belçika Dı- şişleri Bakanı LouisMic- hel'den, Sabancı cinaye- ti faili Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesini iste- di. "Türkiye'de idam ce- zasının kaldırıldığını" anımsatan Bakan Gürel, Michel'e, "Erdal'm ia- desinin önünde artik her- hangi bir engel kalmadt- ğrnT iletti. Michel'in bu- na karşılık "ülkesinin iç hukukundan kavnakla- nan bazı güçlükler bu- lunduğunu ve bunlann aşılmasına çahşüdığuu" söylediği ifade edildi. Diplomatik kaynaklar, Belçikalı bakanın, Feh- riye Erdal'ın iadesi ko- nusunda takvim verme- diğini belirttiler. Bakan Gürel aynca, isim değiştirerek Kadek adını alan terör örgütü PKK'nın AB'nin "yasak- hörgüöer" listesine alın- ması konusundaki Anka- ra'nın talebini bir kez da- ha Belçikalı bakana ilet- ti. Gürel, Türkiye'nin bu konuda ısrarlı olduğunu da ifade ettı. ANAP'Ll AHMET OZAL: Derviş babamdan iş istemişti ARİFASLAN BATMAN - Malatya ANAP Milletvekili Ah- met Özal, babası, Cum- hurbaşkanı Turgut Ozai'ın ölümünün şüp- helı olduğunu belirterek "Otaym adııüaabnası için Mectis'e venhğimiz araş- tuma önergesi tozlu raf- brda unutulmayayiiz tut- tu"dedi. Turgut Özal Bulva- n'nda yaklaşık 2 bin ki- şiye hitap eden Özal, ba- basının vasiyeti üzerine ANAP'a katıldığmı söy- ledi. Özal, "Bu ülkeye rahmetü babamın bitire- mediklerini yapmaya ta- Hbim" diye konuştu. Önceki gece de Kanal 72 TV'ye konuk olan Özal, babasının ölümü- nün şüpheli olduğunu sa- vundu. 1998'de babası- nın ölümüyle ilgili katıl- dığı bir televizyon prog- ramından sonra kimliği- ni açıklamayan birinin telefon ettiğini anlatan Özal, babasının ölü- münün aydınlatılması için TBMM'ye araştır- ma önergesi verdigini be- lirten Özal, "Ama maaJe- sef bu önerge de, TBMM'nin tozhı rafla- rmdaunutubnayayiiz tut- tu. Biz bu işin peşin bı- rakmayacağız. Babamın ölümü ergeç aydınlana- cak" diye konuştu. Kemal Derviş'e gön- derme yapan Özal, "Ba- bam 1984 yıhnda siyase- te aüJdı. O dönemlerde Uiuslararası Para Fo- nu'nda çalışan Kemal Derviş'i, merhum babam- la tamşantam. Türkiye'de etkili bir görev isthordu. Babam onunla görüştük- ten sonra, 'Bunun bize hiç faydası olmaz' dedi. Bu cevheri neden 20 yü sonra Bülent Ecevit keş- fetti" dedi. DYP lideri Çiller ile DTP ve ATP'nin eski genel başkanlan birlik mesajı verdi Çilkr, milletvekili genel seçimi için DYPfleişbirhgi karanalarak partisinden aday olan DTP ve ATP'nin eski genel başkanlan Mehmet Ali Bayar ve Tuğnıl Türkeş ile Celal Bayar Köşkü'nün bahçesinde bir arayageldi. Aıııaç seçim sonrası bütiinleşmeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller, ulusun önüne, deği- şime hazır, demokrasiyi özüm- semiş yepyeni güç birliği ile çıktıklannı belirterek "Şimdi milletten sandıkta birieşme is- tiyoruz" dedi. Çiller, milletvekili genel se- çimi için DYP ile işbirliği ka- ran alarak partisinden aday olan DTP ve ATP'nin eski genel baş- kanlan Mehmet AH Bayar ve Tuğnıl Türkeş ile Celal Bayar Köşkü'nün bahçesinde "Sağ- da Birlik Mesajı" verdi. Tören- de konuşan DYP tstanbul Mil- letvekili Aydm Menderes. "Me- saj nüOetunize ulaşacakor. Yol belti olmuştur. Adres DYP'dir" dedi. Tuğnıl Türkeş, bütünleşme- nin birinci işaretini verdikleri- ni belirterek merkez sağ seç- meninbunu çok iyi anlaması ge- rektiğini söyledi. Mehmet Ali Bayar da 3 par- tinin işbirliğini, "yepyeni bir başlangıç, yepyeni bir yol" diye değerlendirdi. Bayar, ülkenin yeni bir maceraya, denemeye, yanılmaya zamanı ve taham- mülü olmadığını anlatttı. Tansu Çiller de ulusun "par- çalanmış merkez sağuı bütün- leştirilmesi" yönünde bir isteği olduğunu belirterek bunun üze- rine bu davanın temsilcilerine ellerini uzattıklarını ve bu işbir- liğinin oluşturulduğunu anlat- tı. Ulustan da "sandıkta büieş- me" isteyen Çiller, "Bunun için bir hak kazandığımızı düşünü- yoruz" diye konuştu. İstanbul II Başkanı Cemal Canpolat görevden alınarak yerine Şinasi Öktem atandı CHP'de muhalefeti silme operasyonu BARIŞDOSTER CHP Genel Merkezi'nin, istanbul II Baş- kanı Cemal Canpolat'ı görevden alarak, ye- rine eski Cmraniye Belediye Başkanı Şi- nasi Öktem'i atadığı öğrenildi. Canpolat, CHP yönetiminin, kongrelerde kazanan parti içi muhalifleri, intikam alırcasına silmeye çalıştığını söyledi. CHP'de, bir süredir istan- bul'a yeni bir yönetim atana- cağı konuşuknaktaydı. CHP Merkez Yönetim Kurulu Üye- si, Kadın Kollan Genel Başka- nı ve İstanbul 1. bölge 4. sıra adayı Gül- dalOkuducu'nun ağabeyi olan Şinasi Ök- tem'in adı bu görev için geçmekteydi. Görevden alınan tl Başkanı Canpolat, par- ti yönetiminin geçmişte görülmemiş bi- çimde, oldu bittiyle örgütü kenara ittiğini. tek seçici mantığıyla atama yaptığını söy- ledi. Önceki parlamentoyu 5 liderin atadı- ğını defalarca vurgulayan parti merkezinin. aynı yöntemi uyguladığına dikkat çeken Canpolat, "Atamalar için örgütlere görüş soruhnadL İstanbul ve Ankara dahil, 22 il başkanı, başvurmalanna karşın. üstelerde • Görevden alınan CHP tstanbul II Başkanı Canpolat, parti yönetiminin geçmişte görülmemiş biçimde oldu bittiyle örgütü kenara ittiğini, tek seçici mantığıyla atama yaptığını söyledi. yer almadı. Son kurultayda delegelerin üç- te birinin oyunu alan Ertuğrul Günay, lis- teje konulmadı. Fakat örgüt CHP'vi, tüm olumsuzluklara karşın iktidara taşıyacak- ür" diye konuştu. Milletvekili aday adayı olan, ancak lis- telere konmayan önceki il başkanı Cemal Özdemir de. "Kemal Derv iş'in partiye ge- tirdiğj Kberal- sosyal sentez doğrultusunda, örgütten onay görmeyenlere ve Uberal isim- lere listelerde yer açıldı. Örgüt dışlandı, ön- seçim geleneği olan partide, önseçim olma- sı durumunda sıralanıaya bile giremeye- cek isimler, liste başlaruıa ko- nuldu" dedi. 1999 genel seçimlerinde is- tanbul 1. bölge 4. sırada aday gösterilen, ancak adayhktan çekilen, bu kez ise aynı böl- gede 5. sırayı kabul eden AH Topuz'u, il kongresinde ye- nerek il başkanlığına seçildiğini anımsa- tan Özdemir, "CHP yönetimi, partinin ve örgütün önünde set oluşturuyor. Elebette partimiz için çalışacağız. Ama CHP yöne- timinin bu tavmu da gözden geçireceğiz" diye konuştu. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde ger- çekleştirildiği söylenen operasyon- da 10 genç insan yaşamını yitirmiş- ti. Bu ölümlerin içeridekilerin tüfekler- le karşılık vermesi sonucu gerçek- leştiği iddia edilmişti. Inandırıcı ol- mayan bu iddia TBMM İnsan Hakla- nnı inceleme Komisyonu'nun rapo- ruyla, olay sonrası çekilen fotoğraf- laıia yalanlanmıştı. Operasyonu jan- darma güçleri yürütmüştü. O olayla ilgili yaşanan korkunç işkence ve öl- dürme sahnelerini anlatan mektup- ları bu köşede yayımlamıştım. Ben zaman zaman bu köşede, "öfe- kiler" diye kabul ettiğim siyasi tutuk- lu ve mahkûmlann mektuplarını ya- yımlarım. Orada yaşananları kamu- oyuna duyurmak ısterim. "Teröhst" olarak görülen ve birçoğunun çok basit nedenlerle ağır cezalar aldığını bildiğim bu insanlann dertlerini kamu- oyuna aktarmak için onlar gibi düşün- mem gerekmez. Bu ülkede öyle bir kamplaşma ve katı bir kutuptaşma an- layışı yerleşmiş ki, kimin derdine sa- hip çıksanız, sanki siz onunla aynıy- mışsınız gibi kabul edilir. Azınlık vakıflarının mallarının an- O Çocuklar Öldü Ama... lamsız bir gerekçeye dayanarak gasp edilmesini onaylamadım. Bu ülkede ezan sesinin yanında çan sesinin de duyulmasını bu ülkenin bir zenginli- ği olarak düşündüm. Birileri benım bu tutumumaöfkelenince "Sen Ermeni misin" diye sorabildiler. Sabetaycıla- ra, yani yüzyıllar önce din değiştirmiş ve Islamiyeti seçmiş Yahudilere bu ül- kenin bazı kesimleri bağnaz saldın- larda bulununca ben de doğal olarak bu ilkel tutuma karşı çıktım. O za- man bazıları benim Sabetaycı olabi- leceğimi yazdılar. Kürtlerin kimlik talebi haklı ve insa- ni bir talepti. Bu talebin demokratik birortam içinde çözülememesi, Gü- neydoğu'daki yaranın kaşınmasının zeminini yarattı. Faili meçhul cina- yetler, yargısız infazlar, adam kaçır- malar, Susurluk çetesinin yaptıklan üst üste gelinceTürkiye bir cehenneme döndü. O dönemde demokrasiyi ve insan haklarını savunmakla Kürt so- rununun çözümü arasında ciddi bir paralellikoluştu. Kürt sorununun sertleşmesi Türk milliyetçiliğini körükledi. Türk milli- yetçiliği prim yaptı, daha önce birçok çevrenin reddettiği milliyetçilik, Kürt sorununun demokratik çözümünü de engelleyen bir güce dönüştü. Kürt kimliğini savunmak için Kürt olmak ge- rekmiyordu. Kadınlan savunmak için kadın olmak, eşcinselleri savunmak için eşcinsel olmak gerekmediği gi- bi. ••• Cezaevinde on genç insan dövü- lerek öldürüldü. Çok sayıda tutuklu ve hükümlü de yaralandı ve bunların bir kısmı sakat kaldı. Bu artık mah- keme kararıyla kesinleşmiş bir olgu. Halbuki 3 yıl önce 26 Eylül'de bu operasyon gerçekleştiğinde birçok devlet görevlisi yalanlar söyleyerek ka- muoyunu aldatmıştı, gazeteler de on- lara çanak tutmuştu. Ankara idare Mahkemesi önceki gün, öldürülen iki gencin ailelerine tazminat ödenme- sine hükrnetti. Ismet Kavaklıoğ- lu'nun ve Önder Gençaslan'ın aile- lerine beş ve on milyar liralık tazmi- nat ödenecek. 19 Aralık 2000 yılındaki operas- yonda da 30'un üzerinde insan ya- şamını yitirdi. O zaman da ölenlerin örgüt emriyle kendilerini yaktıkları öne sürülmüş ve asıl sorumlunun ör- güt liderleri olduğu söylenmişti. Bu id- dia medya tarafından da büyük bir kampanya ile desteklenmişti. Daha sonra yayımlanan savcılık ve bilirki- şi raporlan ise bunların da birer vah- şet olduğunu gözler önüne serdi. Ölüm orucunu bir eylem biçimi ola- rak hiçbir zaman benimsemedim. Bu tutumum cezaevindeki devlet uygu- lamalarını desteklediğim anlamına gelemezdi. F tipi cezaevlerinde sür- dürülen tecrit ve izolasyon uygulama- lannı da doğru bulmuyorum. Insan- ların siyasi neden\er\e tek kişilik hüc- relere kapatılmalarını ve orada yıllar sürecek bir yaşama mahkûm edil- melerini insanı bulmuyorum. Nite- kim, birçok genç bu hücrelerin için- de bunalıma girdiler. Içlerinde intihar edenler oldu, intihar girişiminde bu- lunanlar oldu. Hâlâ bir kısım insan bu nedenle ölüm orucunu sürdürüyor. ••• Türkiye, bir değişim ihtiyacı için- de. Kamuoyu araştırmalan da gös- teriyor ki halk bu sistemden, bu sis- temin partilerinden tamamen soğu- muş durumda. Değişim istiyor. Fa- kat, Türkiye'ye yön veren adalet an- layışı hâlâ, duvara yazı yazan, afiş ya- pıştıran, yürüyüşe katılan liseli, üni- versiteli genci "terörist" olarak gör- meye ve ağır cezalar vermeye devam ediyor. Ankara Beşinci ve Ikinci İdare Mah- kemesi, Ulucanlar Cezaevi'nde öl- dürülen gençlerin ailelerine tazmi- nat verilmesine hükmetmiş. Bu pa- rayı kim ödeyecek: Devlet. Yurttaşa kötü muamele edip öldürenin be- delini yine bu yolla halka ödetmiş oluyoriar. Onlar ödese ya! O gençler öldüler. Daha sonra da ölenler oldu. Bu ülkenin üzerinden ölümün acısı ne zaman kalkacak? 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Öğrenmeyi Neden Öğrenemiyoruz?.. Çocuk her şeyı öğrenmek ıster. Soru sorar, çevreyi araştınr, bulduklannı kanştırır, kurcalar, ağzına götürür, tadar, eller, içini açmaya ça- lışır. Çocuğun öğrenme ısteğindeki anahtar kavram "merak"t\r. Çocuk çok meraklıdır ve onun dünyayı tanıma ara- cı budur. Biz büyükler bu merakı yavaş yavaş körettiriz. Sorulannı duymazdan gelerek, "çok soruyorsun ama" diyerek, "büyüyünce öğrenırsin" diye akıl ve- rerek, "anlatsam da anlamazsın" diye küçümseye- rek çocuklann meraklarını köreltinz. Sonra da çocuk soru sormayı bırakır, bizim yanıt- lanmızı ezberler. Biz anneler babalar böyle yaparak çocuklann me- raklannı köreltinz. Sonra da okullanmızda öğretmenlerimiz bu yolda yürürler. Onlar da anlatır ve öğrencilerin bunlan bil- melerini isterler. Dersler anlatılır, öğrencilerin dikkat- leri çekilmeye çalışılır, ödevler verilir, sınavlar yapılır, notlar verilir. Eğitimimiz "merak edilenleri" değil, "ders müfre- datı"nı yetiştirmeye yöneliktir. Öğretmen yıl boyun- ca buna çalışır, öğrencilerinden bunlan öğrenmele- rini (yoksa ezberlemelerini mi deseydik) ister, sınav- lar ve notlar da bunlara göre düzenlenir. Geçen geçer, kalan kalır, bir eğitim yılı daha böy- lece bıter. Öğrenciler bilgi sahibi olmuşlardır ama öğrenme- yi öğrenmemişlerdir. Çünkü, "öğrenmenin öğrenil- mesi" amaç edinilmemiştir. • • • Öğrenmek, bilmek değildir. Öğrenmek, bilgiyi işlemektir. Bilgiyi işlemek de, onu arayıp bulmak, onun ne olduğunu düşünmek, ne işe yaradığını anlamak, nerede kullanılacağını kav- ramak, hangi bilgilerle birleşeceğini, onlarla nasıl bir bileşim yapacağını görebilmektir. Öğrenmek, üzerinde düşündüğünüz bilginin sürek- li işleriik kazanmasıdır. Onun için de "bilen ama öğrenmeyenler" bilgiyi gerektiği zaman yineleyen bir bant kaydına sahiptir- ler. Ama "bilmeyen ama öğrenenler", bilgiyi her yön- de işleyen, gerektiği zaman onu değiştiren, daha başka çözümlemeler ve bileşimler (analiz ve sentez- ler) için kullanan kişilerdir. Ezber bilgiye sahip olanlar onun hamallandır Öğrenmeyi öğrenenler ise bilginin kullanıcılandır. Aradaki fark, sanıldığından çok daha büyüktür. Birçok konudaki davranışlara bakarak bunu göre- biliriz. "Biliyorum ama yapamıyonım" diyenler, öğrene- meyenlerdir. "Biliyorum ama ne bileyim gene aynı şeyleri ya- pıyorum" demek, "ben öğrenemiyorum" demektir. Alkollü araç kullanmanın yanhş olduğunu bilen ama gene aracını alkollü kullanan sürücü "öğrene- meyenler"dend\r. "Çalışmak gerekiyor biliyorum ama işte bir tühü kendimi veremiyorum" diyenler öğrenemeyenlerdir. "Elbette biliyorum, zamanında gelmek gerekiyor ama hep de geç kalıyorum" demek, öğrenememek- tir. Biz, her şeyi bilen ama hiçbir şeyi öğrenemeyen birtoplum olmamalıyız. Böyle birtoplumun 21. yüz- yılda başarı şansı olmadığını bilmeliyiz. • • • Oysa öğrenebilmek için: * Dinlemeyi bilmek gerekiyor. * Okumak, okuduğunu anlamak, okuduğunu de- ğeriendirmek gerekiyor. * Bakmayı değil, görmeyi bilmek gerekiyor. •k Yazma alışkanlığı kazanmak gerekiyor. * öğrendiğiyle ödüllendirilmek gerekiyor. * Örneği olmak gerekiyor. * Neden-sonuç ilişkisi kurabilmek gerekiyor. * Nedenleri anlayabilmek gerekiyor. * Sonuçlan hesaplayabilmek gerekiyor. * öğrenmenin yararını kavramak gerekiyor. Bize böyle bir eğitim gerekiyor. Çocukluktan yaşamın sonuna kadar öğrenmeyi destekleyen, öğrenmeyi ödüllendiren. öğrenmeyi öğ- reten bir eğitim gerekiyor. Bunun için de, böyle bireğitimin değerini bilen, böy- le bir eğitimi isteyen toplum gerekiyor. e-mail: erdalatak" superonline.com faks:0212-513 90 98 Bina sahibine tehdit iddiası Sürt'te DEHAP'ye örgütlenme engeli DtYARBAKIR(Cum huriyet Bürosu) - HA- DEP"EMEPveSDP'nın Demokratik Halk Parti- si(DEHAP)çansıaltın- da seçime gireceğınin açıklanmasının ardından bu partiye yönelik ilk en- gelleme iddiası Siirt'in Aydınlar ilçesinden gel- di. Üçe örgütünün açıl- maması için Kaymakam ve Emniyet Müdürlü- ğü'nün çeşitli girişimler- de bulunduğu, bina sa- hibinin tehdit edildiği ile- ri sürüldü. Siirt'in Aydınlar ilçe- sinde parti örgütlenmesi- ni yürüten Metin Beydo- ğan, ilçe teşkilatı kurul- ması için binasını kiraya veren NecatiCan'ın Em- niyet Müdürlüğü'ne ça- ğınlarak tehdit edildiği ileri sürdü. Can'ın Ay- dınlar-Siirt arasında yol- cu taşıyan ticari aracına haksız yere defalarca ağır trafik cezalan kesıldiği- ni, koruculann evini sü- rekli rahatsız ettiğini sa- vunan Beydoğan, baskı- lann son bulması için yaptıklan tüm girişimle- rin sonuçsuz kaldığmı belirtti. Defalarca kay- makamla görüşme tale- binde bulunduklannı an- cak randeMi alamadıkla- nnı arüatan Beydoğan. "Hiçbir hukuki gerekçe olmadan burada ilçe ör- gütü açamayacağımız sövleniyor.Bututuma bir türlü anlam veremedik" dedi. Emniyet yetkilileriyle de görüştülderini anla- tan Beydoğan, "Orada, sorumlu komiser bizim- le bir sorunu olmadığını, bizeyerini ki ral a\an şah- sm her şeydensorumlu ol- duğunu söyledi. Bir so- run varsa bunun muha- tabuım biz olduğunu,Ne- cati Can'ın olmadığını betirttik ama buna rağ- men baskılar devam edi- yor" diye konuştu. Beydoğan, seçımlerin en güvenli şekilde geç- mesi için devletin ken- • dilerine olanak sağlaması gerektiğini vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle