Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET SAYFA
ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13
KLa:ak cenneti İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nde KOBİ'ler elektrik kesintisi ve susuzlukla boğuşuyor
Hemorganize hem kaçakBEL5DİYE MAĞDURLARI
Bakaıılık
inceliyor
BedKttin Dalan' ın bebdiye başkan-
Uğı döıeminde, Haliç'inemizlenme-
si projrsi kapsamında krulan ikitelli
Organze Sanayi Bölgea. belediyeler
arası aılaşmazlığın ve il|tsizliğin kur-
bam.
îkıtelı Kooperatifler Bırliği Başka-
nı Yıısıf Akgün, altyapne inşaat çalış-
m a l a n 19967
da tamamknan bölgeyi
kaçak renneti haline geıren gelişme-
leri şöjle anlatıyor:
u
Befcdiyeler arası pasbşmalarm kur-
baıu oUuk. Dalan'ın iznyle başladığı-
nuz k»>peratif inşaaünn inıar planla-
n Nurectın Sözen dönenude iptal edü-
di. Söztn yeni bir ırygulama planı yap-
ü, amaplan yükselen inşjarlaraı çoğu-
nun yıkümasını gerektirhordu ve uygu-
lanabiEr değildi. Koopentifler planı ip-
tal ettirip 1994'te yeni birplan hazuia-
dı. 19%'da anakent 1/fflOO'lik planı
onayladı. Ama Küçükçekmece Beledi-
yesi onjy vermedi. Küçikçekmece Be-
İediyesi'nin hazuiadığı planlara da
AnakeatBelediyesi onay vermedi," iki-
telli deki "belediyemağdurluğu" 2000
yıhnda çıkan bir kanurla OSB'lerin
imar planlanndan OSB yönetiminin
yetkili kıhnmasıyla bitti. Ancak bölge-
nin "taühi" bundan sonn da değişme-
di. OSB yönetiminin yaptığı planlar,
Sanayi Bakanhğına bu yıl nisan ayın-
da verildi. Ancak Bakarlık inceleme-
lenni "hâlâ" bitiremedi. Akgün, bu du-
ruma "Bu ülkede Sanayi BakantağL, sa-
nayiyi teşvik için değil engellemek için
bulunuyor" sözleriyle tepki verdi.
GÜLŞAH KARADAĞ
Krizle birlikte, ekonominin
"can damarT ilan edilen KOBt'le-
re venlen destek sözleri, îkitel-
li'deki 1 bin dönümlük "kaçak
cennetij'le" yalanlanıyor. 30 bin iş-
yeri kapasiteli tkitelli Organize
Küçük Sanayi Bölgesi'nde (OSB),
15 yıldır işyerleri imar planı olma-
dan çalışıyor. Sanayinin "organi-
ze olması" için kurulan bir alanda,
"her yağmurda elektriklerin kesil-
mesi sonucu triKonlarca lirahk za-
rara giriliyor, susuzluk ve trafik sı-
kışıkhğı yaşamyor."
Ortaya çıkan trajikomik tablo,
krız sonrası işyerlerinin düştüğü
• Dalan döneminde hayata geçirilen İkitelli Organize Küçük
Sanayi Bölgesi'nde işyerleri, belediyeler arası anlaşmazlıklar
yüzünden 15 yıldır imar planı olmadan çalışıyor. Pek çok
siyasetçinin ziyaret ettiği bölgede bulunan 15 bin KOBİ, her
yağmurda kesilen elektriklerle ve susuzlukla boğuşuyor.
batık ve "sözü edilen ama bir tûr- ayakta duruyor.
lü görülemeyen" teşviklerin yarat-
tığı zor durumla birleşiyor.
7 bin dönüm arazi üzerinde 36
meslek grubundan 30 bin işyerine
hizmet edebilecek olan sanayi si-
telerinde. bugün 15 binin üzerin-
de üretici bannıyor. Tam kapasi-
teyle çahşıldığında 300 bin kişiye
isrihdam sağlayan bölge, KOBİ'le-
rin devlet desteği olmaksızın yap-
tığı 2 milyar dolarhk yatınmla
ikitelli Kooperatifler Birliği
Başkanı Yusuf Akgün, bölgenin
imar planı kazanması için yıllardır
mücadele verdiklerini, ancak so-
nuç alamadıklannı belirtiyor ve
ekliyor: "ÜdtelH'de Anakent Bele-
dıyesi'nin Başak Konunan'ıu, Kü-
çük çekmece Belediyesi'nin ise
Onur Konutlan'nı yapma girişimi
vardı. Bu çaüşma yüzünden biri-
nin onayladıgı imar planlannı bir
30 bin işyerinin bulunduğu İkitelli Organize Sanayi Bölgesl tam kapasiteyle çahşabilse 300 bin kişiye istihdam sağlayacak.
diğeri reddeTOV
Etektriksiz tiretim
îkitelli'de şu anda işyerlerinin
yüzde 6O'ı aktif dunımda. Ancak
kriz sonrası düşen talep oranı nede-
niyle birçok işletme kapasitesini dü-
şürmüş. Akgün, 100 işçiyle çalışan
işletmelerin istihdamı 20 kişiye dü-
şürdüğünü, kapasitelerin ise yüzde
15-20'sinin kullanıldığını ifade etti.
Sanayi sitelerinden Tormak'ın
Başkanı Elektrik Yüksek Mühendi-
si Doğu Bulutsuz. düşük kapasite
kullanımına karşın her yağmurda
elektrik kesintilerinin yaşandığına
dikkat çekti. Bulutsuz, kesintiler yü-
zünden işyerlerinin günlük 400 mil-
yon 1 milyar lira arasında zarara gir-
diğini belirtti.
OSB sakinlerinden kalıp üretimci-
si TamerDemirde son yağmurlar sı-
rasuıdaki kesinti yüzünden bazı iş-
yerlerinde hammaddenin dahi don-
duğunu belirterek "1 saat dektrikke-
sildiginde 4-5 saatim gidiyor. makine
parçalan lanhyor" diye konuştu.
Vergi vermek istiypnız
Bulutsuz, gerekli teşvikler veril-
mediği için, belirli meslek gruplan-
nın bölgeyi terk edip maliyetlerin
daha düşük olduğu, eşit bir rekabe-
tin yaşandığı eski yerlenne gittiğine
de dikkat çekti. Bulutsuz, "Devletin
ben burayı sahipleniyorum demesi
laam. Biz vergi verelini istiyoruz" di-
ye konuştu. Yusuf Akgün. "Taşıma
su İSKÎ suyundan ucuza geldigi için
siteler suya baglanmak istemiyor. IS-
Kİ'yle görüşrük. ancak ne teşvige ne
de indirime gidilmiyor* dedi.
OSB'de aynca iş çıkışında yoğun bir
trafik sorunu yaşandığı, Başak Ko-
nutlan nedeniyle artan trafiğin
Olimpiyat Stadı'nın kullanılmasıy-
la tamamen kilitleneceği belirtildi.
Üçüncü dünya borç içinde
ANKARA (AA) - thracatta bu
yıl yaşanan olumlu gelişmeye
karşın ihracat gelirleri, yıllık dış
borç servisine ancak yeter hale
geldi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ik-
tisadi ve Idari Bilimler Fakülte-
si (IIBF) Öğretim Üyesi Dr. Nej-
la Adanur Aklan' ın araştırması-
na göre, 1991 d e Türkiye'nin ih-
racat gelirlerinin yüzde 55.2'si
dış borç servisine giderken, ge-
çen yıl bu oran yüzde 88.2'ye
ulaştı.
Dr. Aklan'm Dış Ticaret Müs-
teşarlığı'nın yayın organı Dış Ti-
caret dergisinin temmuz sayısmda ya-
yımlanan "Dış Borçlanma Geaşmek-
te Olan Ülkeler tçin Etkin Bir Finans-
man Yöntemi midir" başlıklı değer-
lendirmesine göre, 1991 'de ihracat
gelirlerinin yüzde 5 5.2 sı dış borç ser-
visinin yapılmasına yetiyordu.
1991-2001 döneminde ihracat ge-
lirleri yüzde 90 artarak 13.5 milyar
Türkiye yalnız değil
Dış borçlannın ihracat gelirlerine oranı (%)
Clkeler
Brezılya
Şili
Meksika
Venezûela
Çın
Endonez>a
Güney Kore
Malezya
Fılipinler
Ta>land
1971-1980
2U.6
281.0
250.5
271.7
80.7
4.1
185.8
135.0
42.6
168.8
77.2
1981-1990
497.2
361.7
316.1
299.8
212.2
62.2
192.8
97.5
90.3
281.3
127.2
1991-1995
93.2
295.9
153.0
215.9
194.3
83.3
214.1
47.4
43.5
174.5
88.0
dolardan 25.9 dolara çıkarken, dış
borç servisindeki artış yüzde 200 ol-
du. 1991de 7 milyar 510 milyon do-
lar olan yıllık dış borç servisi, geçen
yıl 22 milyar 914 milyon dolar düze-
yinde gerçekleşti.
Türkiye'nin dış borç stoku da ihra-
cat gelirlerinin 3.5 katına ulaştı.
Dış kaynak kullanımının büyüklü-
ğünün ülkenin gelir kaynaklannın
üzerinde olmaması gerektiği-
ne, aksi takdirde dış kaynakla-
nn geri ödenmesi sorununun
makroekonomik ıstikrarsızlık-
ların kaynağını oluşturacagına
işaret eden Dr. Nejla Aklan,
değerlendirmesinde şu görüş-
leri dile getirdi:
"Dış borç stoku ve ihracat v«-
rilerindcn harekerle. bazı Latin
Amerika ve Asya ülkelerinde
olduğu gibi Türkiye'de de dış
borçlanmanın sınınna ulaşıl-
mıştır. Söz konusu ülkeler, öde-
me güçlerinin temel belirieyici-
si olan ihracat gelirlerinin üze-
rinde borçlanmaktadıriar. Bu nokta-
dan hareketk, ülkelerde gelir kaynak-
lan ile orantıh dış borçlanma politika-
laruun izlenmesi geregi vardır. Aynca
dış borçlanma vadelerinin uzatuarak
borçlanma faizlerine eklenen risk
primlerinin sağlanacak ekonomik is-
tikrar doğrultusunda azaltıhnası ge-
rekmektedir."
2.2 milyon işsizin çoğu 25-34 yaş arası
Gençler iş bulamıyor
ANKARA (ANKA) - Türki-
ye'dekı işsızlerin büyük bölümü,
çalışma hayatı açısından en ve-
rimli çağ olarak değerlendinlen
25-34 yaş grubundan oluşuyor.
Devlet lstatistik Enstitüsü'nün
hanehalb ve işgücü \en tabanın-
da yer alan verilerden yaptığı be-
lirlemelere göre Ha-
ziran 2002 sonu itiba-
nyla 2 milyon 217
bin olarak açıklanan
Türkiye'deki işsizle-
rin 674 binle en bü-
yük bölümünü 25-34
yaş grubundakiler
oluşturuyor. Bu gru-
bun toplam işsizler içerisindeki
payı son 1.5 yıl içerisinde önem-
li ölçüde arttı. 25-34 yaş grubun-
daki işsizler 2000 sonunda 369
binle toplam işsizlerin ancak yüz-
de 27'sini oluşturuyorlardı. 2001
başmda başlayan ekonomik kri-
• Kriz
döneminde
artan işsizlikten
en fazla 35-54
yaş grubu
etkilendi.
zin en fazla etkilediği yaş grup-
lanndan ikincisinin 25-34 yaş
grubu olduğu belirlendi.
2000 yılı sonunda 262 bin
olan 35-54 yaş grubundaki iş-
sizlerin sayısı ise kriz içerisinde
geçirilen son 1.5 yıllık sürede
615 bine yükseldi. Bu yaş gru-
bunun toplam işsizler
içerisinde yüzde 19.2
olan payı, yüzde
27.7'yekadarhrman-
dı. Kriz döneminin en
fazla etkilediği yaş
grubunun 35-54 ara-
sındaki grup olduğu
hesaplandı.
Haziran 2002 sonu itibanyla
Türkiye "deki işsizlerin 325 bini-
ni 15-19 yaş arasındakiler, 544
binini 20-24 yaş grubunda bulu-
nanlar, 59 birum ise 55 ve üze-
rindeki yaşlarda olanlar meyda-
na getiriyor.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA erginyıjî tr.net
Bush'un geçen hafta Birleşmiş Mil-
letler'de yaptığı konuşmanın konusu
"terorizme karşı uluslararası savaş"
değildi. Usame bin Ladin'e hiç de-
ğinmedi, hep Saddam'dan söz etti. O
şimdi Irak'ı ışgal etmek istiyor! New
YorkTimes, konuşmayı, "ABDsava-
şı tırmandınyor, Saddam'ı da birnu-
maralı düşman ilan etti" başlığıyla ver-
di. CNN'e göre konuşmanın mesajı,
"Eğer BM davranmazsa biz davrana-
cağız" idi. Nereden, nereye geldik?
'Bir metafor olarak savaş'
Önce "terorizme karşı uluslararası
savaş" ilan edildi. Sonra? Afganis-
tan'da, Orta Asya'da, Uzakdogu'da
hatta Ortadoğu'da yeni askeri üsler,
derken "şer ekseni" ve "terorizme
karşı savaş" süreciyle ilişkisi (bırakın
kanıtlanmayı), mantıksal düzeyde bi-
le kurulamayan bir Irak işgali humma-
sı. Başkan Yardımcısı Cheney, Milli
Güvenlik Sekreteri Rice, Savunma
Bakanı Rumsfeld, onun yardımcısı
WoHowitz, Kagan, Kristol gibi ya-
zarian National Review, VVeekly Sa-
tandard gibi yayınları da içeren milita-
rist bir blok "Işgal hemen şimdi" di-
yor ve ekliyor: Bunun için gerekli as-
keri kapasite var, Irak halkı Sad-
dam'dan nefret ediyor. İş kolay, Avaı-
pa, BM ne derse desin.
Buna karşılık Dışişleri Bakanı Po-
well, eski savunma bakanları, birçok
üst düzey general Kissinger, Brze-
zinski gibi dış politika duayenleri,
aman diyortar, yalnız gitmeyin, BM'yi
es geçmeyin, neyaparsanızyapın "te-
rorizme karşı savaşı aksatmayın"\
Geçenlerde edebiyat eleştirmeni
Suzan Sontag, The New York 71-
mes'taki yazısında "terorizme karşı
İpotekli İmparatorluk
savaş" kavramını sorguladı. Bu savaş,
bildiğimiz savaşlardan çok farklı. Bir
devlete, düzenli orduya karşı değil,
hangi koşullarda sona ereceği de bel-
li değil. Adeta kansere karşı verilen
"savaş" gibi bir şey, yani bir metafor.
Üstelik "terorizm" kavramının, üzerin-
de anlaşılmış hukuksal bir tarifi de yok.
Öyleyse "terorizme karşı savaş" aslın-
da boş bir kavram. Bu yüzden Bush
yönetiminin 11 Eylül'ün arkasından
uygulamaya koyduğu impara-
torluk stratejisinin hertürlü tak-
tik gereksinimıni bu kavramın
içine koyarak sunmak müm-
kün. Dün Afganistan, bu gün
Irak, belki yarın Iran? Diğer bir
deyişle asıl sorun, Irak'ın işgali
değil. Bu bulanık suda tartışılan
esas konu "imparatorluk kur-
ma girişimi".
Maço men...
ABD sağının Maço men'leri-
nin başını döndüren de işte bu ">:
imparatorluk kurma hayali. Her
fırsatta, "ABD'nin öyle bir aske-
ri gücü varkı" diye söze başla-
yıp sonra "Vizyon 2020, füze kalkanı,
uzayyalnız bize açık olmalı; uluslara-
rası anlaşmalar da neymiş, bizi kim-
se tutamaz..." alıp başlannı gidiyorlar.
Rumsfeld1
e göre "dünyada küresel
çıkarlan olan tek ülke" ABD! Adeta,
geri kalan herkes aynntı, yerel sorun...
Kagan'a kalsa ABD'nin ittifaka filan
gereksinimi yok. Bush "uygarlığın
ayakta kalmış biçiminin en ileri tem-
silcisi olduklanna" inanıyor; BM 'ye gi-
dip (ihtiyacım yok ama neyse, hava-
sıyla) ültjmatom veriyor. Maço men'le-
rin gazetesi The VVashington Tımes.
11 Eylül'ün yıldönümde "Emperyal
dönem başladı" başlıklı biryorum ya-
yımlıyor: "El Kaide'ye yataklık eden
Afganistan'ı fethettik (evet aynen bu
deyimle E.Y). Pakistan veSuudiAra-
bistan 'a medreselere para verme de-
dik. Eğitim sistemlerini beliriedik. Bü-
tün ülkelere baskı yapıp para hareket-
lerini bize rapor etmek üzere banka-
cılık prosedürierini değiştirttik. özel
timlerimiz Endonezya'dan Filipinlerie,
Sudan'dan Gürcistan'a, Yemen'den
Somali'ye terörist avına çıkıyor."
Bu maço kasılmalar iyi de ortada
ufak bir sorun var! Borçla imparator-
luk kurulmaz. Olsa olsa ingiltere'nin
son döneminde olduğu gibi ipotek
edilir. VVılliam Grieder, The Nation'da
hatırlattı, Ingiltere. 1956'da Süveyş
Kanalı'nı işgal etmeye kalktığında,
ABD, IMF kredisini bloke etti, steriin
çöktü. ingiltere de kuyruğunu kıstırıp
Süveyş'i terk etti. Ortadoğu'yu
ABD'ye bıraktı. Bugün bu senaryo,
ABD için çok mu gerçek dışı?
1987'de ABD'nin hiç dış borcu yok-
tu. Şimdi dış borcu 2.5 trilyon dolaria
GSMH'sinin yüzde 25'ine ulaştı. ABD
yılda 400 milyar dolara ulaşan dış ti-
caret açığını, bu borçlarlafinanse edi-
yor. 1990'larda bu borçlar borsayı
ayakta tuttu, teknolojik askeri yenilen-
meye, ekonomik büyümeye
olanak sağladı. Bugün cari açı-
ğını finanse edebilmek için
ABD'nin günde 1 milyar dolar
sermaye ithal etmesi (borç al-
maya devam etmesi) gerekiyor.
Bu yüzden sermaye hareketle-
ri yön değiştirmeye başlarsa,
dünyanın bu en borçlu ekono-
misi çok zor durumda kalacak!
11 Eylül'den sonra ayda or-
tama yüzde 11 artan savaş har-
camalan ve büyuk şirketlere ya-
pılan transferier son on yılın
toplam 5 trilyona ulaşan bütçe
fazlasını, bu yılın eylül sonu iti-
banyla 157 milyar dolar açığa
dönüştürdü. Borsa gerilerken
yabancı sermayenin hükümet kâğıtla-
rına yönelmesi, ABD'nin şimdi bütçe
açığını da yabancı sermayeyle finan-
se etmeye başladığını gösteriyor.
Bu ne kadar devam edebilir? Geçen
hafta Kongre'de konuşan FED Başka-
nı Greenspan'a göre uzun süre de-
vam edemez, faizler yükselmeye baş-
lar. Bu, ekonomik büyümeyi boğar
borsayı krize sokar. Daha şimdiden,
yabancı yatırımcının ABD'den uzak-
laşmaya başladığını gösteren geliş-
meler de var. Suudi yatırımcılann ge-
çen aylarda, siyasi nedenlerle 200 mil-
yar doları ABD'den çekmiş olması (Fi-
nancial Tımes) bir yana, net portföy
yatırımlan bu yılın ilk beş ayında bir
önceki yıla göre yüzde 28 geriledi. Bu
dönemde Euro bölgesi geçen yılın 35
milyarlık net alımına karşılık, bu yıl net
68 milyar dolarlık ABD kâğıdı satmış.
Japonya'dan gelen net giriş 13 milyar
dolardan 9 milyar dolara düşmüş. As-
ya'dan gelen sermaye girişi de aylık
ortalama 9 milyardan 1.5 milyar dola-
ra gerilemiş (Global Economic Forum
01/08).
Bugün ABD piyasalarında yaban-
cı yatırımcı için hâlâ cazip alanlar
var. Buna ek olarak. Japonya örne-
ğinde olduğu gibi kendi bölgelerin-
de egemenliklerini pekiştirene ka-
dar ABD'nin dünyanın geri kalanıy-
la ilgilenmesi kimi ülkelerin işine ge-
liyor. Ama yarın, artık ABD'ye borç
vermek riskli olmaya başlar ya da
borç veren ülkeler ABD'nin dış po-
litikasını etkilemek isterse durum
hızla değişebilir. Belki de "maço
men "lerinacelesi bu yüzden: Bir an
evvel her yeri, özellikle enerji kay-
naklarını askeri denetim altına almak
istiyorlar. Ama bu bir kâğıttan şato
kurmaktan farksız. Baksanıza ge-
çen hafta Stratfor, "ABD askeri gü-
cü ihtiraslanna cevap veremeyebi-
lir" diyordu. İmparatorluk kurma
düşlerinin sonu hep aynı nedenle
hüsranla biter. İmparatorluk sürekli
yayılır ve nihayet geri dönemeyece-
ği noktaya geldiğinde mali kaynak-
ları da tükenmeye başladığı için bir
anafor yaratarak batmaya başlar.
Ipini bu imparatora bağlayanlar da
onunla birlikte batmaktan kurtula-
mazlar.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Altıncı "Altın Yıl'
ODTÜ Ekonomi Araştırmaları Merkezi (ERC) tarafın-
dan düzenlenen 6. Uluslararası "ODTÛ Ekonomi
Kongresi", geçen hafta, 11-14 Eylül günlerinde yapıl-
dı. Toplam 40'a yakın ülkeden katılımcı tarafından,
yaklaşık 120 oturumda, 350'nin üzerinde bildiri su-
nuldu.
ODTÜ Ekonomi Kongresi, başlı başına bir başan
öyküsüdür.
Kongre'yi düzenleyen ODTÜ Ekonomi Bölümü öğ-
retim üyeleri (soyadlarına göre abecesel) Alper Güzel,
Erdal Özmen ve Erol Taymaz, yıllardır. büyük bir
uyum içinde çalışıyorlar. Hiç kuşkusuz Kongre hazır-
lıklanna araştırma görevlileri ve diğer çalışanlann da
büyük katkısı bulunuyor; ancak işin çekici gücünün bu
üçlünün işbirliği ve uyumu olduğu yadsınamaz. Ülke-
mizde hemen hiç karşılaşılmayan bir birlikte iş yap-
manın en güzel örneğini veriyorlar.
Kongre, her yıl olduğu gibi bu yıl da kapitalizmin
aşırı sayılabilecek yanlılannın olduğu kadar konuya iş-
çi sınıfı açısından bakan emek değer kuramı yanlıla-
nnın da katılımına tanıklık etti. önde gelen bir yaban-
cı iktisatçının da vurguladığı gibi, böyle bir özgür tar-
tışma ortamı, şu sırada dünyada çok az karşılaşılan
ya da bulunmayan bir dunjmdu. Bu olağanüstü özgür
tartışma ortamı, hiç kuşkusuz, genç iktisatçılara yep-
yeni düşünsel açılımlar sağlıyordu. Bu özgüriük orta-
mı, geleceğin çok verimli ve ileri düzeyde bilimsel
üretimlerinin tohumlannın ekilmesine olanak veri-
yor.
Kongrenin en önemli kazanımlanndan biri de ülke-
mizin büyük kent dışı üniversrtelerinden katılan genç
bilim insanlannın sağladığı kazanımlardır. Anado-
lu'nun uzak yörelerinde, çoğu kez çok olumsuz koşul-
larda bilimsel çalışma yapmaya çalışan bu gençler,
gereksunuşlan ve bildirilerinin tartışılması, gerekse de
önde gelen yabancı bilim insanlanyla yaptıklan görüş-
melerle, kendileriniyenilemeolanağı buluyor; çalıştık-
ları bilim dalının en önde gelen düşünürlerini bire bir
tanıyor.
Kongrede altı çizilen önemli konulardan biri de bir
bilim dalı olarak ekonominin öbür bilim dallannı gi-
derek artan oranda etkilediği veyine diğer bilim dal-
larından etkilendiğiydi. Geleneksel olarak, ekonomi,
sosyal bilimlerin prensesi sayılır; diğer bilim dallan-
nı etkiler. Son yıllarda olan bunun ötesinde bir durum-
dur. Ekonomi, yalnız öbür sosyal bilim dallarını değil,
biyolojiden fiziğe, astronomiden matematiğe temel bi-
limleri de bir biçimde etkiliyor bunun tersi de doğru-
dur; onlar tarafından daha çok etkileniyor Biyolojiden
kaynaklanan evrimci kuramın ekonomik değişim-
leri açıklamada kullanıldığı bilinir. Bu süreç. hiç kuş-
kusuz, son yıllarda yaşanan iki önemli gelişmeden
kaynaklanıyor Bunlardan birincisi bilimsel calışma-
lann. gıderek artan bir oranda disiplinlerarası bir özel-
lik kazanması; ikincisi de ekonomik büyüme bağlamın-
da bilim ve teknolojinin içselleşmesidir. denilebilir.
Kongre, bu yıl da en soyut kuramsal yaklaşımlar-
la en somut ve güncel sorunların tartışılmasına tanık-
lık etti. Başı çeken konular arasında, bankacılık ve fi-
nansal bunalımlar vardı. Bu alanın uluslararası düzey-
de en önde gelen uzmanlan ile ülkemizin uygulayıcı- '
ları aynı sorunlan derinlemesine irdelediler. Vanlan or-
tak sonuçlardan biri. verimlilik ve büyüme odaklı poli-
tikalann başarıst için güçlü birfinansal sistemin gerek-
T
liiiğiydi. Ek olarak. bankalann eskisinden daha çok ser-
mayeye gereksinimi bulunduğu vurgulandı.
Küreselleşmeye bağlı bunalımlar da enine boyuna
tartışma konusu oldu. Küreselleşmenin yarattığı olum-
suzlukların giderilmesi için krizin nedenlerinin daha
çok irdelenmesi ve bunlara karşı çözümler üretil-
mesi gereği üzerinde duruldu. Özellikle küreselleşme
karşısında, ulusal düzeyde, dış ticaret ve sanayileşme
politikalarının etkisizleşmesi; stratejik sektöıier için ya-
pılabileceklerin sınırlanması; gelir dağılımını düzenle-
yici politikalann yok olacak düzeye gelmesi; ekonomik
dalgalanmalara karşı önlem alınamaması; sıcak para-
nın dolaşımı ve bilginin üretimi ve dağılımı vb konular,
yeni araştırmaları bekliyor. Gelecekyıla kadar bilim in-
sanlannın üzerinde araştırma yapacağı o kadar çok
konu var ki...
Bu durumda ODTÜ ERC Ekonomi Kongresi'ne nice
yıllara demek gerekiyor.
Iran'dan doğalgaz tepkisi
• Ekonomi Servisi - Iran Petrol Bakanı Bijan
Namdar-Zangeneh, Türkiye'nin Iran'dan gaz
ithalini durdurma yönündeki tavnnı sürdürmesi
halinde, zararlannı karşılamak zorunda
kalacağını söyledi. Ithalatı durdurma karannın,
iddia edildiği gibi gazın kalitesiyle ilgili
olmadığını söyleyen Zangeneh, gerçek sebebin
Türkiye'nin ekonomik problemleri olduğunu
ifade etti. Öte yandan, Tahran Radyosu, kış
aylannda Iran'dan doğalgaz alan Türkiye'nin,
ithalatı durdurma gerekçesinin gerçekçi
olmadığını savundu. Tahran Radyosu'nun dünkü
yorumunda, "Türkiye'nin Iran'dan doğalgaz
ithalini kesmesi dostça değil" denildi.
Devlet VEDOP için dünyayı
8 kez turladı
• ANK\RA (ANKA) - Vergi dairesi
işlemlerinm tümünün bilgisayarlarla yapılması
ve sağlıkh bir yönetim bilgi sisteminin
oluşturulmasını amaçlayan 'Vergi Dairesi
Otomasyon Projesi'nde (VEDOP), bugüne
kadar 350 bin kilometrelik yol kat edildiği
bıldirildi. \^EDOP 1 in, 200 adet bellek
kapasitesi oldukça büyük olan ana bilgisayarlar
ile desteklendiğini kaydeden Gelirler Genel
Müdürlüğü, henüz birinci aşamada olan
sistemin sağlıkh işlemesinin sağlanması için
350 bin kilometre yol kat edildiğini, bunun da
"dünya çe\Tesinin 8.5 kez turlanması" anlarruna
geldiğini ifade ediyor.
IFC Türkiye'den umutlu
• İSTANBUL (AA) - Dünya Bankasf nın yan
kuruluşu olan Uluslararası Finans Kurumu'nun
(IFC) Türkiye Müdürü Sujata Lamba, "IFC'nin
portföyünden yararlanan üçüncü büyük ülke
olan Türkiye'yi, iyi bir yatınm ortamı olarak
görüyoruz" dedi. IFC'nin doğrudan KOBl'lere
yardım ettiğini, ancak yerel kurum ve bankalan
bu iş için devreye sokmaya çalıştıklannı belirten
Lamba, "Şubat krizi sonrasında da uluslararası
fonlardan ve uluslararası sermaye
piyasalanndan Türkiye'ye kredi sağlamada ön
ayak olduk" dedi.