11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15EYLUL2002PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİSİRMEIV Eyliil Sevinci Sevgili, Charies Aznavour'un, "Bir gün, birden gidi- veriraşk" şarkısında söylediği gibi, bir gün gibi ani- den gidiverdi yaz. Eylül sonbahan getirdi. Gökyüzündeki mavi griye dönüşür, erken bas- tıran karanlık gecenin günü amansızca kemirdi- ğinin ayırdına vafmanı sağlarken, içindeki yaşam sevinci de, bir ölçüde de olsa, yerini hüzne bıra- kır. Htç değilse yetişkinlerin çoğu için böyledir bu. Genç yaşında yefem olan Mehmet Rauf, bu hüz- nü yaşarken içinde taşıyor olmalı ki,romanınadı- nı Eylül koymuş. Ben eytül hüznüyle çok erken tanıştım. Çok kü- çük yaşta gittiğim yatılı okulu sevmek ne demek, kâbus gibi algıladım. O zamanlar ancak bir bu- çuk gün olan hafta sonu ve uzun yaz tatilleriydi şölenim. Ve pazar akşamüstleri ile eylülün ortasından sonraki günler, ben geçtikten sonra üstüme ka- panacak ve bir süre açılmayacak olan kâbus ka- pısının hüznünü yaşattı bana. - Herhalde ölüm de böyle bir şey olmalı, bir ba- kacaksın ki bir gün sonuna gelmişsin, derdim kendi kendime. Heracının, herhüznün birkarşılığı olan birödü- lü de vardır. Yaşam yalnız zevk ve sevinçten oluş- muyor. Erken gittiğim yatılı okul ve hüznünün ba- na kazandırdıklan da, hapislik yaşamımı kimi ar- kadaşlanma oranla daha rahat geçirmem, daha kolaylıkla göğüslemem oldu. Ne de olsa alışmışlık vardı. • • Bu yrl yine aynı duygularla başladı eylül. Günler kısalıyor, topl um ve kaçınılmaz olarak si- yaset kirleniyor, çevrede tutunacak bir şey bulmak zorfaşıyor, her şey sanki avcumuzun içinden ka- yıp gidiyordu. Hafta içinde, evde yalnız olduğum bir gece, ge- ride bıraktığımız yazın hüznü, bütün yoksunluk- lann acısıyla birleşmiş içimde, dudaklanmda bir şarkı "Yine bu yıl Ada sensiz, içime hiç sinme- di...", mihaniki bir hareketle bardağıma buz ko- yup, duvardaki dolabın kapağını açmaya doğru yönelirken, kulaklanmda, "Böyle olmaz, hüznü- ne boğularak, kendinle kavga ederek, yaşama kü- serek, biryere vanlmaz" diyen birses... Birden zınk diye durdum! Hüznü denetleyernediğin zaman, o seni küskün- lüğe itiyordu, küskünlük seni yaşamla kavgalı ha- le getiriyordu, yaşamla kavga, senin için yaşamın kendisi bizatihi sen olduğuna göre, kendinle kav- ga demekti. Peki o zaman nereye vanyordun? Oysa yaşam önündeydi ve sağlıklı olduğun sü- rece, sana birçok şeyi sunuyordu, alıp alama- mak, olanaklan değerlendirip değerlendireme- mek sana kalmış bir şeydi. Şanslı sayılırdın, yaşam sana iyisi ile kötüsü ile çok zengin şeyler sunmuştu. öyleyse bu kavga, bu eylül hüznü niyeydi? Giderek etraf aydınlanıyor, mahur şarkılar uş- şaka, hicaz nihavende, nihavent rasta, oradan valse dönüyordu. • • • Eylül hüznünü aymak için yanm yüzyıl beklemiş, ama sonunda aşmıştım. Bardağı bıraktım, dolabın kapağına hiç dokun- madım. Buz eriyip suya dönüşürken, içimi bir se- vinç kaplamıştı. Yaşıyordum ve yapacak işlerim vardı. Yaşam herkes gibi, belki çoğundan daha az bir süre için de olsa, beni bekliyor ve şimdiye degin olduğu gibi, hâlâ bir şeyler sunuyordu. Onlann ne kadannı kucaklayabileceğim, kendimle ne kadar banşık olduğuma bağlıydı. Eylül gelmişse ne olmuştu ki? Güzel günler vardı önümüzde, daha kısa ve ka- ranlık olsalarbile... Yanlış anlama Sevgili! Arada bir açacak, ilikle- rimizi ısıtmaktan çokteselli verecek olan güneşin parladığı günlerde değildi umut. Umut yaşanan bütün günlerde ve bizzat ken- dimizdeydi. Daha bizim olan çok şey vardı, yeter ki, şairin dediği gibi "solmasındı sol memenin altındaki cevher". Sen yürüyorsan eğer, eylül gelmiş, sonbahargel- miş, kış gelmiş sana ne! Eylül geldi Sevgili, ve yünüyorsun. Nereye? Nereye olursa olsun! Yeter ki, sen yürü! Yaşasın Eylül sevinci! Güleken: Daha da güclendik 150 üniversüeli CHP'ye katıldı HaberMerkezi- An- kara'daki çeşitli üniver- sitelerden 150 öğrenci, dünCHPGençlikKol- lan'na üye oldu. Genel SekreterYarduncısı Bü- lentBaratah, gençlerle birlikte çok çalışacak- lannı belirterek "Tek suçlan Sıvas'ta semah dönmekolancanlanya- kanlardan hesap sor- mak, Çorum'da katii- am yapaıuan Medisten atmak için beraber ola- cağE" dedi. CHP Parti Meclisi Salonu'nda düzenlenen törende "Başbakan Baykal", "Gendz,güç- lüyüz, Atatürkçüyüz" sloganlannı atan genç- lere bir konuşma yapan Baratalı,"Sizferie birlik- te çok çahşacağjz, bfi- yük mücadeteye Ynanr ohın" diye konuştu. Ankara tl Başkanı Fa- ai Güleken de,CHP"nın Türkiye'nin en köklü partisi olduğunu belir- terek gençlerin katılımının partiye güç kattığını söyledi. Öktemetepki Haktanda "Resmiev- rakta sahtekârnk, göre- vi kötüye kullanma, do- landmcıhk" gerekçele- riyle davalar açılan ve bunlarm birkısmının ha- len sürdüğü Otel, Lo- kanta, Eğlence Yeri Iş- çileri Sendikası (OLE- YÎS) Genel Başkanı En- verÖktem'in CHP'nin tzmir 1. bölge, 2. sıradan aday gösterümesi tepki ve tartışmalara neden oldu.CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal tara- fından Izmir 1. bölge- nin ilk sırasına yerleşti- rilen Öktem'in mahke- me dosyalannda adı sık geçen sanıklardan biri olduğu iddia edildi. Başbakan Bülent Ecevit, hükümet ortaklan ANAP ve MHP'ye 'Barışın' çağnsında bulundu SeçimAB içinengeldeğilANKARA (Cumhııriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, seçimin AB'ye uyum düzenlemelerinin çıka- nlması için engel olmadığını, seçim karanndan dönülmesinin zor oldu- ğunu belirterek Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezerin bu yöndeki gö- rüşlerine katıldığını söyledi. "Eğer seçim veortaklar araandaki sorunlar olmasaydı ekonomi 2004'te güçlen- mişotacakn" diyen Ecevit, ANAP ve MHP'ye "Banşm" çağnsında bulun- du. Başbakan Bülent Ecevit, seçim bil- dirgesini açıkladığı basın toplantısın- da, gazetecilerin sorulannı da yanıt- ladı. Ecevit'in toplantı sırasında sık sık dili sürçerken "koaHsyon" yerine "ortakbirliği'', "8 yılhkeğitiıır yeri- ne "8smıflıeğitim'', "Apo'nunyaka- teşmı" yenne "Apo'nun yaJahşı" de- mesi dikkat çekti. Hükümet hakkında verilen genso- • Son aylarda kendisi ve partisine yönelik eşi görülmedik entrikalar çevrildiğini anlatan Ecevit, bu beklentilerin gerçekleşmediğini, DSP'nin sapasağlam ayakta olduğunu söyledi. Ecevit, YTP'lileri de bu oyunlara gelmekle eleştirdi. ruyu desteklemeleri durumunda ANAP liden Mesut Yılmaz ve ba- kanlarını azletmeyi düşünüp düşün- medığinin sorulması üzerine Ecevit, "Hayır düşünmüyorum. Ama bun- dan birkaç a> öncesine kadar olduğu gibiönümüzdeki 1.5 ayıda kendi ara- lannda banşla geçirmelerini temen- ni ediyorum" dedi. Ecevit, seçim sonrasuıda siyaseti bırakıp bırakmayacağının sorulması üzerine de "DSP'nin başında olaca- ğıbir hükümetiÖ7jüvorunr dedi. Si- yasetın çok kaypak bir zemine girdi- ğini, sağlıklı bir ortama girilebilme- si için DSP'nin siyasal etkinliğine gereksinim duyulduğunu savaınan Ecevit,u Başında ben olayım obnayt- viın, DSP, Türkiye'nin bütün gerek- sinmelerini karşılayacak giiçtedir. Ar- kadaşlanma öylesine güveniyorum ki, ben bugün görevden aynbyor ol- sam, partimizin, grubumuzım büyük bir başan ve güçle devlet işlerini yü- rüteceklerine inanıyorum. O bakım- dan en küçük bir kaygun yok, parti- min geleceğine güveniyorum" diye konuştu. Son aylarda kendisi ve partisine yönelik eşi görülmedik entrikalar çev- rildiğini anlatan Ecevit, bu beklenti- lerin gerçekleşmediğini, DSP'nin sa- pasağlam ayakta olduğunu söyledi. Bazı arkadaşlannın birtakım oyunla- ra gelerek DSP'den aynlmalanna üzül- dügünü belirten Ecevit, "Ama bir te- settim \-ar. demek ki o arkadaşlanmız, demokratik sol kültürü yeterince be- ninısememişler. Zaten DSP've bekle- dikleri kadar katkıda bulunacak dü- zevde olmadıklan anlaşıkü" görüşü- nü dile gerirdi. Cumhurbaşkanı AhmetNecdet Se- zer'in seçimin ertelenmesiyle ilgili açıklamalannın anımsatılması üzeri- ne Ecevit, "Saym Cumhurbaşkanı, bildiğim kadanyla erken seçimden kesinlikle vazgeçilmemesi düşünce- sinde ki, biz de o düşünceye kaObyo- ruz" dedi. Ecevit, erken seçimin AB'ye uyum tüzük ve yönermelikle- rinin çıkarılması içuı engel oluştur- madığuu vurguladı. Ecevit. YTP'lilerin ilerleyen gün- lerde ANAP'a katılacaklan yönün- deki iddialann anımsatılarak bunu nasıl karşılayacağınuı sorulması üze- rine, "Kamuoyu nasıl karşdarsa ben de öyle karşılaJnm" demekle yetındi. Ecevit. U 3 Kasım'da seçimlerin yapı- lacağma inanıyor musunuz?" soru- suna ise "Bu ıMeclis karanndan dön- mek ve sağhkh bir döneme girmek çok zor. Seçim kararnun gerçekleşe- ceğineinanıyorum'' dedi. Başından be- ri erken seçime karşı çıktıklanru. an- cak koalisyon ortaklannın bu konu- da daha sonra fikir değiştirdiğini kay- deden Ecevit, "Eğer erken seçim söz- konusu olmasaydı ve îld koatisy on or- tağnnız arasında sorunlar olmasay- dı, Türkije Nisan 2004'e geldiğimiz- de ekonomik bakımdan son derece güçlü durumda olacakn. Bu nrsat, maalesef kaçırıkn. Bir daha da ele ge- çirflmesi maalesef kolay deği" diye ko- nuştu. Ecevit, DSP'nin çalışmalannı ve projelerini içeren seçim bildirgesini açıkladı: Sessiz devrim sürecekANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DSP'nin "sessiz devrim" başlığını taşıyan seçim bildirge- sinde, ulusal uzlaşmayı sağlaya- cak yeni bir anayasa hazırlan- ması, adil bir seçim sistemine geçilmesi ve kamunun yeniden yapılandınhnasına yönelik pro- jeler yer aldı. Bildirgede, eko- nomıde "ulusal srratcjik plan" oluşturulacağı, kamu çahşanla- ruıa grevli toplusözleşme hak- knıın verileceği ve sağlıkta ba- samaklı sisteme geçileceği kay- dedildi. Başbakan Ece\it, dün Hilton Oteli'nde düzenlediği basın top- lanhsuıda, partisüıin seçim bil- dirgesini açtkladr. "Sessiz dev-"> rim* başlığını taşıyan bildirge--' de, DSP'nin içindeyeraldığıhü-' ' kümetler döneminde gerçekleş- tirdiği çalışmalar ve DSP'ye yö- nelik komplo girişimi anlatıldı. "Sessizdevrim sürecek" başlığı- nı taşıyan bölümde ise 22. yasa- ma dönemine yönelik şu proje- lereyerverildi: Ulasal birlik: DSP'nin ulus kavramında ve milliyetçilik an- layışında ırk ve soy aynmcılığı- nın da din ve mezhep aynmcılı- ğnıın da bölgeciliğin de yeri yok- rur. DSP, Güneydoğu Anado- lu'nun ve bazı Doğu Anadolu yörelerinin çağdışı yapısuıı te- melinden değiştirecelc bölgede- ki yoksulluğa ve işsizlığe somut ve etkili çözümler getirecektir. AB veKıbns: AB politikasının bundan sonraki ilk hedefi, aday ülke Türkiye ile AB arasında ka- tılun anlaşması görüşmelerinin bir an önce başlanhnasıdır. DSP, AB'nin Rumlar lehine olumlu yaklaşımını Kıbns sorununun çözümü açısuıdan uluslararası hukuktan ve gerçeklerden uzak ve talihsiz bir yaklaşım olarak değerlendirmektedir. Demokrasi ve insan haklan: Ulusal uzlaşmayı sağlayacak ye- ni bir anayasa hazırlanacaktır. Milletvekili olabihtıe yaşı 25'e in- dirilecek, sendika ve meslek oda- sı yöneticilerinin aynı zamanda milletvekili olabilmelerinin yo- SIRALAMAYA TEPKlLER DYP'de liste istifaları Başbakan Ecevit, dün Hilton Oteli'nde düzenlediği basın toplannsında. partisinin seçim bildirgesini açıkladı. lu açılacaktır. Seçim yasalan da- ha demokratik bir düzenlemeye kavuşturulacaktır. Hukukve yargı: Davalann kı- sa sürede sonuçlanması için ge- reklı yasal düzenlemeler yapıla- cak. 15 ilde bölge adliye mahke- bakanlığına dönüştürüleceği sap- tanıp bunlarla ilgili kuruluş ya- salan en bsa zamanda çıkanla- cak, devlet bakanlıklarrrun sayı- sı, hizmet bakanlıklannın en çok üçte birini geçmeyecek bıçimde azaralacaktır. Ecevit'in açıkladığı seçim bildirgesindeki bazı hedefler: t/ Ulusal uzlaşmayı sağlayacak bir anayasa hazırlanacak • Adil bir seçim sistemi getirilecek ^ Bakanlık sayısı 23'e indirilecek y' Engelliler bakanlığı kuruiacak • Okullara 'Alevilik' dersi getirilecek »/Kamu çalışanlanna grevli toplusözleşme hakkı verilecek. mesi ile aile mahkemeleri kurul- masına ilişkin yasa değişiklikle- ri yaşama geçirilecektir. Kamunun yeniden yapüandı- nbnası: DSP iktidannda halen devlet bakanlddanna verilmiş görevlerden hangilerinin hizmet Eğhım ve kültür: Okul öncesi eğitim yaygınlaşnnlacak, okul- laşma oranı AB ve OECD ülke- leri düzeyine çıkanlacak, zorun- lu eğirimde tüm çağ nüfusu okul- laştınlacak ve sınıf mevcutlann- da AB standartlanna uygun ola- rak denge sağlanacaktır. AleviKk-Bektaşilik: Nev şehır'de Hacıbektaş adıyla bir üniversite açılması için başlatılan girişım- ler sürdürülecek, Alevi-Bektaşi kuruluşlanna bütçeden aynlan ödeneklerin yükseltihnesi ve ce- mevleri yapımında devlet tarafin- dan arsa desteğinin verilmesi sağlanacaktır. Cemevlerine elekt- rik ve suyun bedelsiz sağlanma- sı için yasal düzenlemeler yapa- caktır. Alevi-Bektaşiliğin okul- larda öğretilmesi sağlanacaktır. Engelliler bakanlığı kurulacak- tır Ekonomi: Büyüme ve kalkın- ma stratejilerini gerçekleşrirmek için "katılımlı ulusal stratejik plan" oluşturulacak, hakça ver- gi düzenlemeleri gerçek bir har- cama reformu ile eş zamanlı ola- rak yürürlüğe konacaktır. Enerji: Bor ve toryum maden- leri etkin biçımde işletilerek ekonomiye kazandınlacak. SER1METÇU114DAR KAHRAMANMA- RAŞ-DYP'ninKahra- manmaraş milletvekili aday listesinde Yakup Hamdi Bozdağın 5. sı- raya yerleştirilmesi so- nucu Pazarcık Belediye Başkanı olan babası AB Bozdağ , Narlı beldesi Belediye Başkanı tbra- him Ergücen, meclis üyeleri ve parti yöneti- cileri topluca istifa etti. 4. sıradan aday göste- rilen DTP Genel Sekre- teri Tacettin Ylnanç da haberi olmadan aday gösterildiğinden yakı- narak listeden çekildi. 3 Kasım'da yapdacak erken genel seçim için DYP'nin Kahramanma- raş'ta oluşturduğu mil- letvekili aday sıralama- sı tepkiyle karşılandı. Sıralamanın Genel Baş- kan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Saglam'ın çı- karlan doğrultusunda hazırlandığun öne süren Pazarcık Belediye Baş- kanı Ali Bozdağ, oğlu Yakup Hamdi Bozdağ'ın 5. sıraya yerleştirihnesi nedeniyle parriden isti- fa etti. Pazarcık'ta 7-8 bin oy potansiyeli bu- lunduğu öne sürülen Bozdağ ailesinin istifa- sının ardnıdan Pazarcık ilçe örgütü, gençük ve kadın kollan, 700 üye ile Narlı belde Belediye Başkanı Ibrahim Ergü- cen ve yandaşlan da par- riden aynldı. PROF. ERSANLI ÇEKİLDİ MHP'li adayın yolsuzluk öjkesi SAMSUN(Cumhuıi- yet>- MHP listesinin 7. suasuıda yer alan On- dokuz Mayıs Üniversi- tesi (OMU) Eğitim Fa- kültesi Öğretim Oyesi Prof. Dr. Kutman Er- sanh, adı çeşitli usülsüz- lüklere kanşan eski rek- törProf.Dr.OsmanÇa- kır'ın 1. sıradan göste- rilmesini protesto ederek adaylıktan çekildi. 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'nde basuı top- lantısı düzenieyen Prof. Dr. Ersanh, "Rektörlü- ğü döneminde yapmış olduğu ileri sürülen ih- malveyolsuzluklarnıed- yadayayımlananbirza- tm \İHP gibi bir parti- den liste başı yapılması herkesiderinden düşün- dürmektedir" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçehnin üke- li ve tutarlı olduğuna inandığuTi belirten Prof. Ersanh açıklamasını şöyle sürdürdü: "Saym Genel Başka- nınun nasıl yaıultddtğı- nı anlamış değflim. Ger- çi "beyin beş duyunun getirdiğini işler' Bu ne- denlesaym genel başka- nmı yanılmadı,Samsun il teşldlatmca yanütddL Tabanın tercibi olarak sunuldu. Böyle birinin liste başında bulunması nedeniyle ona kefil ola- mayacağun için listeden çekilmeyi uygun bul- dum." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] "Meclis'i feshedebilir misiniz?" Genç gazeteci, Ahmet Necdet Se- zer'e bu soruyu yöneltti. Cumhur- başkanı'nın cevabı: "Şartlar oluşur- sa edebilirim." Derken bir tartışma koptu. Cumhurbaşkanı feshedebilir mi, edemez mi. ederse hangi koşul- larda eder. Bütün TV kanalları karşı- lanna bir uzman alıp Meclis'in nasıl feshedıleceğini tartışıyorlar. Iş çığırından çıktı. Parlamentersis- temleri savunurken sık tekrarlanan bir tümce vardır: "En kötü pariamen- to olmayan parlamentodan iyidir." Şimdi tam biz böyle bir durumu ya- şıyoruz. Zaman zaman askerin taraf olduğu tartışmalarda da şöyle söy- lenir, "Askeriyıpratmayalım. O bütün ülkenin kurumudur." Peki Meclis'in hali ne olacak? önüne gelen Meclis iradesinı masaya yatırmayı bir iş sa- nıyor. Bunu en kötü bir şekilde de medya yapıyor. "Seçimi erteleme karan önünüze gelirse onaylar mısınız?" diye gaze- tecinin sorusuna Sezer net bir ce- vap veriyor. "6u benim önüme gel- Meclis'i Feshetmeyi Tartışmak mez." Sebebi de çok belli, çünkü Meclis'in 3 Kasım seçimleriyle ilgili ka- ran bir kanun değıl, Meclis kararı. Bu nedenle Cumhurbaşkanı'nın önüne gitmeyeceği gibi, Anayasa Mahkeme- si'ne de gitmez. Cumhurbaşkanı bu- nu söylüyor, gazeteci anlamıyor, ama mesleki dürtülerle, "Meclis'i feshe- debilirmisiniz" diye soruyor, Sezer'in cevabı yine yasalar içinde, "Şartlar oluşursa feshedebilirim" şeklinde oluyor. • • • Medyanın bu açıklamayı büyütme- sı, parti liderlerinin de çok hoşuna gidiyor. İlk açıklama beklendiği gibi Deniz Baykal'dan geliyor. Baykal, Cumhurbaşkanı'nın, seçimi ertele- mek isteyenlerin oyunlannı bozma- ya kararlı olmasından memnuniyet duyduğunu açıklıyor. Onu Devlet Bahceli nın ve Bülent Ecevit'in açık- laması izliyor. Cumhurbaşkanı, ma- nasız bir soru üzerine bir cevap ve- rıyor. Aslında Cumhurbaşkanı'nın da bu abuk soruya böyle bir cevap ver- mesı gerekmiyordu. Diyelim ki, biri- si abuk bir soru sordu, sorunun ora- da kalması en iyisiydi. Burada partilerin Meclis'in tems/l yetkisi ve gücünü aşağılamaya neden olacak bir tartışmanın içine girme- meferi ve Meclis'i savunmaları ge- rekmez mi? Her aklına gelen kurum ve kışi Meclis'i küçük görmeyi ve göstermeyi. Meclis'in gücü üzerine ipotek koymayı bir "vatani görev" sayıyor. Meclis'teki milletvekillerinin ve ik- tidar partilerinin çalışmalarından şi- kâyetçi olabiliriz. Bu yönetime karşı muhalefet örgütleyip mücadele ede- bılirız. Bugünkü iktidara karşı böyle bir mücadeleyi yürütmek en doğal hakkımız. Ancak yönetime kızmak, iktidar partilerine haklı olarak öfke duymak; seçilmiş bir Meclis'i istendiği zaman kapatılabilen, bürokratların ve atan- mışlann Meclis üzerine ipotek koya- bileceklerini çağnştıran bir anlayışı haklı göstermez. Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan. Murat Boz- lak ve Akın Birdal'la ilgili yapılanlar da benzer bir anlayışı destekliyor. Er- doğan ve Erbakan şu an yürüıiükte olmayan değiştirilmiş bir kanun mad- desinden ceza aldılar. Üstelik bu ce- zalar daha sonra çıkanlan bir yasa ile ertelendi. Cezalan benim gibi infaz aşama- sına gelmeyenler Erteleme Yasası'yla yasal haklarını korudular. Ancak Er- doğan, Erbakan, Bozlak ve Birdal cezalan infaz edildiği için bir anlayı- şa göre "sabıkalı" sayıldılar. 0 za- man onlar da gıdıp mahkemelere başvurdular ve sicil kayıtlannı sildir- diler. Tartışmanın burada bitmesi ge- rekirdi. Yargıtay Başsavcısı son ola- rak devreye girdi ve Yüksek Seçim Kurulu'na başvurarak bu sıyasetçile- rin adaylıklannın iptal edilmesini is- tedi. ••• Evet, bir ülkede yargı kurumlannın önemli görevleri var. Cumhurbaşka- nı önemlidir. Fakat bütün bu kurum- lann içinde en önemlisi Meclis'tir. Hal- kın iradesi önce Meclis'te temsil edi- lir. Bu nedenle Meclis'in saygınlığının korunması, Meclis'in kurumsal var- lığının önemi pariamenterrejimin ol- mazsa olmazıdır. Her önüne gelen, Meclis'i, seçilmişlerihedefalırve yar- gı adına halkın iradesine sürekli el koymaya kalkarsa -ki bu son yıllar- da Türkiye'de çok moda oldu- yaşa- dığımız tablo ortaya çıkar. Kamuoyu böyle oluşturulursa, as- keri darbelere de meşruiyet zemini ha- zırlanır. En tehlikelisi de bu. İçinde yaşadığımız krizin en temel neden- lerinden bırisinin 12 Eylül askeri dar- besinin bıraktığı miras olduğunu unut- mayalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle