Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15EYLUL2002PAZAR
4 HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİSİRMEIV
Eyliil Sevinci
Sevgili,
Charies Aznavour'un, "Bir gün, birden gidi-
veriraşk" şarkısında söylediği gibi, bir gün gibi ani-
den gidiverdi yaz. Eylül sonbahan getirdi.
Gökyüzündeki mavi griye dönüşür, erken bas-
tıran karanlık gecenin günü amansızca kemirdi-
ğinin ayırdına vafmanı sağlarken, içindeki yaşam
sevinci de, bir ölçüde de olsa, yerini hüzne bıra-
kır.
Htç değilse yetişkinlerin çoğu için böyledir bu.
Genç yaşında yefem olan Mehmet Rauf, bu hüz-
nü yaşarken içinde taşıyor olmalı ki,romanınadı-
nı Eylül koymuş.
Ben eytül hüznüyle çok erken tanıştım. Çok kü-
çük yaşta gittiğim yatılı okulu sevmek ne demek,
kâbus gibi algıladım. O zamanlar ancak bir bu-
çuk gün olan hafta sonu ve uzun yaz tatilleriydi
şölenim.
Ve pazar akşamüstleri ile eylülün ortasından
sonraki günler, ben geçtikten sonra üstüme ka-
panacak ve bir süre açılmayacak olan kâbus ka-
pısının hüznünü yaşattı bana.
- Herhalde ölüm de böyle bir şey olmalı, bir ba-
kacaksın ki bir gün sonuna gelmişsin, derdim
kendi kendime.
Heracının, herhüznün birkarşılığı olan birödü-
lü de vardır. Yaşam yalnız zevk ve sevinçten oluş-
muyor. Erken gittiğim yatılı okul ve hüznünün ba-
na kazandırdıklan da, hapislik yaşamımı kimi ar-
kadaşlanma oranla daha rahat geçirmem, daha
kolaylıkla göğüslemem oldu.
Ne de olsa alışmışlık vardı.
• •
Bu yrl yine aynı duygularla başladı eylül.
Günler kısalıyor, topl um ve kaçınılmaz olarak si-
yaset kirleniyor, çevrede tutunacak bir şey bulmak
zorfaşıyor, her şey sanki avcumuzun içinden ka-
yıp gidiyordu.
Hafta içinde, evde yalnız olduğum bir gece, ge-
ride bıraktığımız yazın hüznü, bütün yoksunluk-
lann acısıyla birleşmiş içimde, dudaklanmda bir
şarkı "Yine bu yıl Ada sensiz, içime hiç sinme-
di...", mihaniki bir hareketle bardağıma buz ko-
yup, duvardaki dolabın kapağını açmaya doğru
yönelirken, kulaklanmda, "Böyle olmaz, hüznü-
ne boğularak, kendinle kavga ederek, yaşama kü-
serek, biryere vanlmaz" diyen birses... Birden
zınk diye durdum!
Hüznü denetleyernediğin zaman, o seni küskün-
lüğe itiyordu, küskünlük seni yaşamla kavgalı ha-
le getiriyordu, yaşamla kavga, senin için yaşamın
kendisi bizatihi sen olduğuna göre, kendinle kav-
ga demekti.
Peki o zaman nereye vanyordun?
Oysa yaşam önündeydi ve sağlıklı olduğun sü-
rece, sana birçok şeyi sunuyordu, alıp alama-
mak, olanaklan değerlendirip değerlendireme-
mek sana kalmış bir şeydi.
Şanslı sayılırdın, yaşam sana iyisi ile kötüsü ile
çok zengin şeyler sunmuştu. öyleyse bu kavga,
bu eylül hüznü niyeydi?
Giderek etraf aydınlanıyor, mahur şarkılar uş-
şaka, hicaz nihavende, nihavent rasta, oradan
valse dönüyordu.
• • •
Eylül hüznünü aymak için yanm yüzyıl beklemiş,
ama sonunda aşmıştım.
Bardağı bıraktım, dolabın kapağına hiç dokun-
madım. Buz eriyip suya dönüşürken, içimi bir se-
vinç kaplamıştı.
Yaşıyordum ve yapacak işlerim vardı.
Yaşam herkes gibi, belki çoğundan daha az bir
süre için de olsa, beni bekliyor ve şimdiye degin
olduğu gibi, hâlâ bir şeyler sunuyordu. Onlann ne
kadannı kucaklayabileceğim, kendimle ne kadar
banşık olduğuma bağlıydı.
Eylül gelmişse ne olmuştu ki?
Güzel günler vardı önümüzde, daha kısa ve ka-
ranlık olsalarbile...
Yanlış anlama Sevgili! Arada bir açacak, ilikle-
rimizi ısıtmaktan çokteselli verecek olan güneşin
parladığı günlerde değildi umut.
Umut yaşanan bütün günlerde ve bizzat ken-
dimizdeydi.
Daha bizim olan çok şey vardı, yeter ki, şairin
dediği gibi "solmasındı sol memenin altındaki
cevher".
Sen yürüyorsan eğer, eylül gelmiş, sonbahargel-
miş, kış gelmiş sana ne!
Eylül geldi Sevgili, ve yünüyorsun.
Nereye?
Nereye olursa olsun!
Yeter ki, sen yürü!
Yaşasın Eylül sevinci!
Güleken: Daha da güclendik
150 üniversüeli
CHP'ye katıldı
HaberMerkezi- An-
kara'daki çeşitli üniver-
sitelerden 150 öğrenci,
dünCHPGençlikKol-
lan'na üye oldu. Genel
SekreterYarduncısı Bü-
lentBaratah, gençlerle
birlikte çok çalışacak-
lannı belirterek "Tek
suçlan Sıvas'ta semah
dönmekolancanlanya-
kanlardan hesap sor-
mak, Çorum'da katii-
am yapaıuan Medisten
atmak için beraber ola-
cağE" dedi.
CHP Parti Meclisi
Salonu'nda düzenlenen
törende "Başbakan
Baykal", "Gendz,güç-
lüyüz, Atatürkçüyüz"
sloganlannı atan genç-
lere bir konuşma yapan
Baratalı,"Sizferie birlik-
te çok çahşacağjz, bfi-
yük mücadeteye Ynanr
ohın" diye konuştu.
Ankara tl Başkanı Fa-
ai Güleken de,CHP"nın
Türkiye'nin en köklü
partisi olduğunu belir-
terek gençlerin
katılımının partiye güç
kattığını söyledi.
Öktemetepki
Haktanda "Resmiev-
rakta sahtekârnk, göre-
vi kötüye kullanma, do-
landmcıhk" gerekçele-
riyle davalar açılan ve
bunlarm birkısmının ha-
len sürdüğü Otel, Lo-
kanta, Eğlence Yeri Iş-
çileri Sendikası (OLE-
YÎS) Genel Başkanı En-
verÖktem'in CHP'nin
tzmir 1. bölge, 2. sıradan
aday gösterümesi tepki
ve tartışmalara neden
oldu.CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal tara-
fından Izmir 1. bölge-
nin ilk sırasına yerleşti-
rilen Öktem'in mahke-
me dosyalannda adı sık
geçen sanıklardan biri
olduğu iddia edildi.
Başbakan Bülent Ecevit, hükümet ortaklan ANAP ve MHP'ye 'Barışın' çağnsında bulundu
SeçimAB içinengeldeğilANKARA (Cumhııriyet Bürosu) -
Başbakan Bülent Ecevit, seçimin
AB'ye uyum düzenlemelerinin çıka-
nlması için engel olmadığını, seçim
karanndan dönülmesinin zor oldu-
ğunu belirterek Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezerin bu yöndeki gö-
rüşlerine katıldığını söyledi. "Eğer
seçim veortaklar araandaki sorunlar
olmasaydı ekonomi 2004'te güçlen-
mişotacakn" diyen Ecevit, ANAP ve
MHP'ye "Banşm" çağnsında bulun-
du.
Başbakan Bülent Ecevit, seçim bil-
dirgesini açıkladığı basın toplantısın-
da, gazetecilerin sorulannı da yanıt-
ladı. Ecevit'in toplantı sırasında sık
sık dili sürçerken "koaHsyon" yerine
"ortakbirliği'', "8 yılhkeğitiıır yeri-
ne "8smıflıeğitim'', "Apo'nunyaka-
teşmı" yenne "Apo'nun yaJahşı" de-
mesi dikkat çekti.
Hükümet hakkında verilen genso-
• Son aylarda kendisi ve partisine yönelik eşi görülmedik entrikalar çevrildiğini
anlatan Ecevit, bu beklentilerin gerçekleşmediğini, DSP'nin sapasağlam ayakta
olduğunu söyledi. Ecevit, YTP'lileri de bu oyunlara gelmekle eleştirdi.
ruyu desteklemeleri durumunda
ANAP liden Mesut Yılmaz ve ba-
kanlarını azletmeyi düşünüp düşün-
medığinin sorulması üzerine Ecevit,
"Hayır düşünmüyorum. Ama bun-
dan birkaç a> öncesine kadar olduğu
gibiönümüzdeki 1.5 ayıda kendi ara-
lannda banşla geçirmelerini temen-
ni ediyorum" dedi.
Ecevit, seçim sonrasuıda siyaseti
bırakıp bırakmayacağının sorulması
üzerine de "DSP'nin başında olaca-
ğıbir hükümetiÖ7jüvorunr dedi. Si-
yasetın çok kaypak bir zemine girdi-
ğini, sağlıklı bir ortama girilebilme-
si için DSP'nin siyasal etkinliğine
gereksinim duyulduğunu savaınan
Ecevit,u
Başında ben olayım obnayt-
viın, DSP, Türkiye'nin bütün gerek-
sinmelerini karşılayacak giiçtedir. Ar-
kadaşlanma öylesine güveniyorum
ki, ben bugün görevden aynbyor ol-
sam, partimizin, grubumuzım büyük
bir başan ve güçle devlet işlerini yü-
rüteceklerine inanıyorum. O bakım-
dan en küçük bir kaygun yok, parti-
min geleceğine güveniyorum" diye
konuştu.
Son aylarda kendisi ve partisine
yönelik eşi görülmedik entrikalar çev-
rildiğini anlatan Ecevit, bu beklenti-
lerin gerçekleşmediğini, DSP'nin sa-
pasağlam ayakta olduğunu söyledi.
Bazı arkadaşlannın birtakım oyunla-
ra gelerek DSP'den aynlmalanna üzül-
dügünü belirten Ecevit, "Ama bir te-
settim \-ar. demek ki o arkadaşlanmız,
demokratik sol kültürü yeterince be-
ninısememişler. Zaten DSP've bekle-
dikleri kadar katkıda bulunacak dü-
zevde olmadıklan anlaşıkü" görüşü-
nü dile gerirdi.
Cumhurbaşkanı AhmetNecdet Se-
zer'in seçimin ertelenmesiyle ilgili
açıklamalannın anımsatılması üzeri-
ne Ecevit, "Saym Cumhurbaşkanı,
bildiğim kadanyla erken seçimden
kesinlikle vazgeçilmemesi düşünce-
sinde ki, biz de o düşünceye kaObyo-
ruz" dedi. Ecevit, erken seçimin
AB'ye uyum tüzük ve yönermelikle-
rinin çıkarılması içuı engel oluştur-
madığuu vurguladı.
Ecevit. YTP'lilerin ilerleyen gün-
lerde ANAP'a katılacaklan yönün-
deki iddialann anımsatılarak bunu
nasıl karşılayacağınuı sorulması üze-
rine, "Kamuoyu nasıl karşdarsa ben
de öyle karşılaJnm" demekle yetındi.
Ecevit. U
3 Kasım'da seçimlerin yapı-
lacağma inanıyor musunuz?" soru-
suna ise "Bu ıMeclis karanndan dön-
mek ve sağhkh bir döneme girmek
çok zor. Seçim kararnun gerçekleşe-
ceğineinanıyorum'' dedi. Başından be-
ri erken seçime karşı çıktıklanru. an-
cak koalisyon ortaklannın bu konu-
da daha sonra fikir değiştirdiğini kay-
deden Ecevit, "Eğer erken seçim söz-
konusu olmasaydı ve îld koatisy on or-
tağnnız arasında sorunlar olmasay-
dı, Türkije Nisan 2004'e geldiğimiz-
de ekonomik bakımdan son derece
güçlü durumda olacakn. Bu nrsat,
maalesef kaçırıkn. Bir daha da ele ge-
çirflmesi maalesef kolay deği" diye ko-
nuştu.
Ecevit, DSP'nin çalışmalannı ve projelerini içeren seçim bildirgesini açıkladı:
Sessiz devrim sürecekANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DSP'nin "sessiz devrim"
başlığını taşıyan seçim bildirge-
sinde, ulusal uzlaşmayı sağlaya-
cak yeni bir anayasa hazırlan-
ması, adil bir seçim sistemine
geçilmesi ve kamunun yeniden
yapılandınhnasına yönelik pro-
jeler yer aldı. Bildirgede, eko-
nomıde "ulusal srratcjik plan"
oluşturulacağı, kamu çahşanla-
ruıa grevli toplusözleşme hak-
knıın verileceği ve sağlıkta ba-
samaklı sisteme geçileceği kay-
dedildi.
Başbakan Ece\it, dün Hilton
Oteli'nde düzenlediği basın top-
lanhsuıda, partisüıin seçim bil-
dirgesini açtkladr. "Sessiz dev-">
rim* başlığını taşıyan bildirge--'
de, DSP'nin içindeyeraldığıhü-' '
kümetler döneminde gerçekleş-
tirdiği çalışmalar ve DSP'ye yö-
nelik komplo girişimi anlatıldı.
"Sessizdevrim sürecek" başlığı-
nı taşıyan bölümde ise 22. yasa-
ma dönemine yönelik şu proje-
lereyerverildi:
Ulasal birlik: DSP'nin ulus
kavramında ve milliyetçilik an-
layışında ırk ve soy aynmcılığı-
nın da din ve mezhep aynmcılı-
ğnıın da bölgeciliğin de yeri yok-
rur. DSP, Güneydoğu Anado-
lu'nun ve bazı Doğu Anadolu
yörelerinin çağdışı yapısuıı te-
melinden değiştirecelc bölgede-
ki yoksulluğa ve işsizlığe somut
ve etkili çözümler getirecektir.
AB veKıbns: AB politikasının
bundan sonraki ilk hedefi, aday
ülke Türkiye ile AB arasında ka-
tılun anlaşması görüşmelerinin
bir an önce başlanhnasıdır. DSP,
AB'nin Rumlar lehine olumlu
yaklaşımını Kıbns sorununun
çözümü açısuıdan uluslararası
hukuktan ve gerçeklerden uzak
ve talihsiz bir yaklaşım olarak
değerlendirmektedir.
Demokrasi ve insan haklan:
Ulusal uzlaşmayı sağlayacak ye-
ni bir anayasa hazırlanacaktır.
Milletvekili olabihtıe yaşı 25'e in-
dirilecek, sendika ve meslek oda-
sı yöneticilerinin aynı zamanda
milletvekili olabilmelerinin yo-
SIRALAMAYA TEPKlLER
DYP'de liste
istifaları
Başbakan Ecevit, dün Hilton Oteli'nde düzenlediği basın toplannsında. partisinin seçim bildirgesini açıkladı.
lu açılacaktır. Seçim yasalan da-
ha demokratik bir düzenlemeye
kavuşturulacaktır.
Hukukve yargı: Davalann kı-
sa sürede sonuçlanması için ge-
reklı yasal düzenlemeler yapıla-
cak. 15 ilde bölge adliye mahke-
bakanlığına dönüştürüleceği sap-
tanıp bunlarla ilgili kuruluş ya-
salan en bsa zamanda çıkanla-
cak, devlet bakanlıklarrrun sayı-
sı, hizmet bakanlıklannın en çok
üçte birini geçmeyecek bıçimde
azaralacaktır.
Ecevit'in açıkladığı seçim bildirgesindeki bazı
hedefler: t/ Ulusal uzlaşmayı sağlayacak bir anayasa
hazırlanacak • Adil bir seçim sistemi getirilecek
^ Bakanlık sayısı 23'e indirilecek y' Engelliler
bakanlığı kuruiacak • Okullara 'Alevilik' dersi
getirilecek »/Kamu çalışanlanna grevli toplusözleşme
hakkı verilecek.
mesi ile aile mahkemeleri kurul-
masına ilişkin yasa değişiklikle-
ri yaşama geçirilecektir.
Kamunun yeniden yapüandı-
nbnası: DSP iktidannda halen
devlet bakanlddanna verilmiş
görevlerden hangilerinin hizmet
Eğhım ve kültür: Okul öncesi
eğitim yaygınlaşnnlacak, okul-
laşma oranı AB ve OECD ülke-
leri düzeyine çıkanlacak, zorun-
lu eğirimde tüm çağ nüfusu okul-
laştınlacak ve sınıf mevcutlann-
da AB standartlanna uygun ola-
rak denge sağlanacaktır.
AleviKk-Bektaşilik: Nev şehır'de
Hacıbektaş adıyla bir üniversite
açılması için başlatılan girişım-
ler sürdürülecek, Alevi-Bektaşi
kuruluşlanna bütçeden aynlan
ödeneklerin yükseltihnesi ve ce-
mevleri yapımında devlet tarafin-
dan arsa desteğinin verilmesi
sağlanacaktır. Cemevlerine elekt-
rik ve suyun bedelsiz sağlanma-
sı için yasal düzenlemeler yapa-
caktır. Alevi-Bektaşiliğin okul-
larda öğretilmesi sağlanacaktır.
Engelliler bakanlığı kurulacak-
tır Ekonomi: Büyüme ve kalkın-
ma stratejilerini gerçekleşrirmek
için "katılımlı ulusal stratejik
plan" oluşturulacak, hakça ver-
gi düzenlemeleri gerçek bir har-
cama reformu ile eş zamanlı ola-
rak yürürlüğe konacaktır.
Enerji: Bor ve toryum maden-
leri etkin biçımde işletilerek
ekonomiye kazandınlacak.
SER1METÇU114DAR
KAHRAMANMA-
RAŞ-DYP'ninKahra-
manmaraş milletvekili
aday listesinde Yakup
Hamdi Bozdağın 5. sı-
raya yerleştirilmesi so-
nucu Pazarcık Belediye
Başkanı olan babası AB
Bozdağ , Narlı beldesi
Belediye Başkanı tbra-
him Ergücen, meclis
üyeleri ve parti yöneti-
cileri topluca istifa etti.
4. sıradan aday göste-
rilen DTP Genel Sekre-
teri Tacettin Ylnanç da
haberi olmadan aday
gösterildiğinden yakı-
narak listeden çekildi.
3 Kasım'da yapdacak
erken genel seçim için
DYP'nin Kahramanma-
raş'ta oluşturduğu mil-
letvekili aday sıralama-
sı tepkiyle karşılandı.
Sıralamanın Genel Baş-
kan Yardımcısı Prof. Dr.
Mehmet Saglam'ın çı-
karlan doğrultusunda
hazırlandığun öne süren
Pazarcık Belediye Baş-
kanı Ali Bozdağ, oğlu
Yakup Hamdi Bozdağ'ın
5. sıraya yerleştirihnesi
nedeniyle parriden isti-
fa etti. Pazarcık'ta 7-8
bin oy potansiyeli bu-
lunduğu öne sürülen
Bozdağ ailesinin istifa-
sının ardnıdan Pazarcık
ilçe örgütü, gençük ve
kadın kollan, 700 üye
ile Narlı belde Belediye
Başkanı Ibrahim Ergü-
cen ve yandaşlan da par-
riden aynldı.
PROF. ERSANLI ÇEKİLDİ
MHP'li adayın
yolsuzluk öjkesi
SAMSUN(Cumhuıi-
yet>- MHP listesinin 7.
suasuıda yer alan On-
dokuz Mayıs Üniversi-
tesi (OMU) Eğitim Fa-
kültesi Öğretim Oyesi
Prof. Dr. Kutman Er-
sanh, adı çeşitli usülsüz-
lüklere kanşan eski rek-
törProf.Dr.OsmanÇa-
kır'ın 1. sıradan göste-
rilmesini protesto ederek
adaylıktan çekildi.
19 Mayıs Gazeteciler
Cemiyeti'nde basuı top-
lantısı düzenieyen Prof.
Dr. Ersanh, "Rektörlü-
ğü döneminde yapmış
olduğu ileri sürülen ih-
malveyolsuzluklarnıed-
yadayayımlananbirza-
tm \İHP gibi bir parti-
den liste başı yapılması
herkesiderinden düşün-
dürmektedir" dedi.
MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçehnin üke-
li ve tutarlı olduğuna
inandığuTi belirten Prof.
Ersanh açıklamasını
şöyle sürdürdü:
"Saym Genel Başka-
nınun nasıl yaıultddtğı-
nı anlamış değflim. Ger-
çi "beyin beş duyunun
getirdiğini işler' Bu ne-
denlesaym genel başka-
nmı yanılmadı,Samsun
il teşldlatmca yanütddL
Tabanın tercibi olarak
sunuldu. Böyle birinin
liste başında bulunması
nedeniyle ona kefil ola-
mayacağun için listeden
çekilmeyi uygun bul-
dum."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
"Meclis'i feshedebilir misiniz?"
Genç gazeteci, Ahmet Necdet Se-
zer'e bu soruyu yöneltti. Cumhur-
başkanı'nın cevabı: "Şartlar oluşur-
sa edebilirim." Derken bir tartışma
koptu. Cumhurbaşkanı feshedebilir
mi, edemez mi. ederse hangi koşul-
larda eder. Bütün TV kanalları karşı-
lanna bir uzman alıp Meclis'in nasıl
feshedıleceğini tartışıyorlar.
Iş çığırından çıktı. Parlamentersis-
temleri savunurken sık tekrarlanan
bir tümce vardır: "En kötü pariamen-
to olmayan parlamentodan iyidir."
Şimdi tam biz böyle bir durumu ya-
şıyoruz. Zaman zaman askerin taraf
olduğu tartışmalarda da şöyle söy-
lenir, "Askeriyıpratmayalım. O bütün
ülkenin kurumudur." Peki Meclis'in
hali ne olacak? önüne gelen Meclis
iradesinı masaya yatırmayı bir iş sa-
nıyor. Bunu en kötü bir şekilde de
medya yapıyor.
"Seçimi erteleme karan önünüze
gelirse onaylar mısınız?" diye gaze-
tecinin sorusuna Sezer net bir ce-
vap veriyor. "6u benim önüme gel-
Meclis'i Feshetmeyi Tartışmak
mez." Sebebi de çok belli, çünkü
Meclis'in 3 Kasım seçimleriyle ilgili ka-
ran bir kanun değıl, Meclis kararı. Bu
nedenle Cumhurbaşkanı'nın önüne
gitmeyeceği gibi, Anayasa Mahkeme-
si'ne de gitmez. Cumhurbaşkanı bu-
nu söylüyor, gazeteci anlamıyor, ama
mesleki dürtülerle, "Meclis'i feshe-
debilirmisiniz" diye soruyor, Sezer'in
cevabı yine yasalar içinde, "Şartlar
oluşursa feshedebilirim" şeklinde
oluyor.
• • •
Medyanın bu açıklamayı büyütme-
sı, parti liderlerinin de çok hoşuna
gidiyor. İlk açıklama beklendiği gibi
Deniz Baykal'dan geliyor. Baykal,
Cumhurbaşkanı'nın, seçimi ertele-
mek isteyenlerin oyunlannı bozma-
ya kararlı olmasından memnuniyet
duyduğunu açıklıyor. Onu Devlet
Bahceli nın ve Bülent Ecevit'in açık-
laması izliyor. Cumhurbaşkanı, ma-
nasız bir soru üzerine bir cevap ve-
rıyor. Aslında Cumhurbaşkanı'nın da
bu abuk soruya böyle bir cevap ver-
mesı gerekmiyordu. Diyelim ki, biri-
si abuk bir soru sordu, sorunun ora-
da kalması en iyisiydi.
Burada partilerin Meclis'in tems/l
yetkisi ve gücünü aşağılamaya neden
olacak bir tartışmanın içine girme-
meferi ve Meclis'i savunmaları ge-
rekmez mi? Her aklına gelen kurum
ve kışi Meclis'i küçük görmeyi ve
göstermeyi. Meclis'in gücü üzerine
ipotek koymayı bir "vatani görev"
sayıyor.
Meclis'teki milletvekillerinin ve ik-
tidar partilerinin çalışmalarından şi-
kâyetçi olabiliriz. Bu yönetime karşı
muhalefet örgütleyip mücadele ede-
bılirız. Bugünkü iktidara karşı böyle
bir mücadeleyi yürütmek en doğal
hakkımız.
Ancak yönetime kızmak, iktidar
partilerine haklı olarak öfke duymak;
seçilmiş bir Meclis'i istendiği zaman
kapatılabilen, bürokratların ve atan-
mışlann Meclis üzerine ipotek koya-
bileceklerini çağnştıran bir anlayışı
haklı göstermez. Tayyip Erdoğan,
Necmettin Erbakan. Murat Boz-
lak ve Akın Birdal'la ilgili yapılanlar
da benzer bir anlayışı destekliyor. Er-
doğan ve Erbakan şu an yürüıiükte
olmayan değiştirilmiş bir kanun mad-
desinden ceza aldılar. Üstelik bu ce-
zalar daha sonra çıkanlan bir yasa ile
ertelendi.
Cezalan benim gibi infaz aşama-
sına gelmeyenler Erteleme Yasası'yla
yasal haklarını korudular. Ancak Er-
doğan, Erbakan, Bozlak ve Birdal
cezalan infaz edildiği için bir anlayı-
şa göre "sabıkalı" sayıldılar. 0 za-
man onlar da gıdıp mahkemelere
başvurdular ve sicil kayıtlannı sildir-
diler. Tartışmanın burada bitmesi ge-
rekirdi. Yargıtay Başsavcısı son ola-
rak devreye girdi ve Yüksek Seçim
Kurulu'na başvurarak bu sıyasetçile-
rin adaylıklannın iptal edilmesini is-
tedi.
•••
Evet, bir ülkede yargı kurumlannın
önemli görevleri var. Cumhurbaşka-
nı önemlidir. Fakat bütün bu kurum-
lann içinde en önemlisi Meclis'tir. Hal-
kın iradesi önce Meclis'te temsil edi-
lir. Bu nedenle Meclis'in saygınlığının
korunması, Meclis'in kurumsal var-
lığının önemi pariamenterrejimin ol-
mazsa olmazıdır. Her önüne gelen,
Meclis'i, seçilmişlerihedefalırve yar-
gı adına halkın iradesine sürekli el
koymaya kalkarsa -ki bu son yıllar-
da Türkiye'de çok moda oldu- yaşa-
dığımız tablo ortaya çıkar.
Kamuoyu böyle oluşturulursa, as-
keri darbelere de meşruiyet zemini ha-
zırlanır. En tehlikelisi de bu. İçinde
yaşadığımız krizin en temel neden-
lerinden bırisinin 12 Eylül askeri dar-
besinin bıraktığı miras olduğunu unut-
mayalım.