23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15EYLUL2002PAZAR 12 PAZAR KONUGU Doç. Dr. ]%dustafaAdak 'la ortaya çıkardıkları bilinmeyen Likya antik kentini konuştuk S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOCLU ieyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr Antaîya'daAkdeniz LJniversitesi EskiçağDilleri ve KültüHeri Bölümü el&manları şimdiye kadar hiç bilinmeyen bir Likya antik kentini ortaya çıkardılar. Bölüm Başkanı Prof Sencer Şahin 'in önderliğinde çalışan eskiçağ uzmanlan, bulduklan Likya kentinin esas Olimpos kenti olduğunu saptadılar. Kıyıda Olimpos adıyla bilinen liman kentinin de Korikos olduğunu belirlediler. Akdeniz Üniversitesi EskiçağDilleri ve Kültürleri Bölümü öğretim üyeleri, 1999dan beri sürdürdükleri bu çalışmaları "Likya Incelemeleri" adlı bir kitapta dayayımladılar. Bölüm elemanlarındanDoç. Dr. MustafaAdak'la, hâlâ Olimpos olarak anılan Korikos 'ta bu çalışmalarla ilgili aynntılı bir söyleşiyaptım. Doç. Dr. Adak, bu çalışmalarda ve kitabın yayımlanmasında yörede tanınmıs turizmci ve çevre koruma uzmanı Ziya Şimşek'ten maddi-manevi her türlü desteği aİdıklannı da sözlerine ekledi. Olimpos kentini yeniden keşfetmek- Akdeniz Üniversitesi Eskiçağ Dilleri ve Kül- türleri Bölümü elemanlan olarak siz şimdiye ka- dar hiç bilinmeyen bir Likya kentini ortaya çı- kardınız. Bunun öyküsünü aniatır mısımz? ADAK - Evet. Patara kentinde 1994 yılında ya- pılan bir kazıda yol güzergâhlarLnı gösteren ve Im- parator Claudius dönemine, yani M.Ö. 40'h yılla- ra ait Stadiasmus adlı bir anıtuı üzerindeki bir ya- zıt bulundu. Bu anıt harika bir şeydi. -Nasıl? -Tüm Likya kentleri arasındaki yol mesafeleri- ni gösteriyordu. Böylece biz bu Likya yanmada- suıda 70 tane kent bulunduğunu öğrendik. Bu kent- lerin arasındakı yol mesafelerini de böylece öğren- mış olduk. Bu kentlerın aşağı yukan 20 tanesi da- ha hiç bilinmiyordu. Yani bunlan arazide bulrna- mız gerekiyordu. Biz böyle bıriş yaptık. Yıllardır tek tek bu kentleri geziyoruz ve bunlann lokahzas- yonunu yapıyoruz. - Bu çalışmalar tam olarak ne zaman başla- dı? - Bu çalışmalar 1999 yılında başladı. Zaten bi- zim bölüm de yeni bir bölüm. Elemanlanmız ye- ni yetişiyor. Ben de 1999'da Almanya'dan buraya dönmüştüm. -Almanya'dahangiüniversitedegörevliydiniz? -Ben Freiburg, bölüm başkanımız Prof. Dr. Sen- cer Şahin Köln üniversitelenndeniz. Biz kıtap ıçın bu yayını hazırlarken bütün Likya'yı gezmek zo- rundaydık. Ve biz doğudan başladık. - Nereye göre doğudan başladınız? -Yani, Antalya'da yaşadığımız içinenyakın me- safe Doğu Likya oluyordu. Yani Kumluca'dan bu- günkü Olimpos'a, Antarya 'ya kadar olan bölge. Bu- rasını tanımaya yöneldik ve orasının iyi araştınl- madığını gördük. Bu çalışmalanmız sırasında da gerçekten müthiş şeyler bulduk. Bu yaptığımız araştırmalarda örneğin Eski Lik- ya'nın doğuyla sınınnm nereden geçtiğini ispatla- dık. Aşağıda Gelidonya Burnu vardır. Gelidonya Burnu'yla Tahtalı Dağı arasındaki dağ kütlesi Lik- ya"nın doğuya doğru olan kültür smınnı çiziyor. - Peki, bunu nasıl ispatladtmz? - Bu hatta birçok Likya tipi kaya mezan var. Böylece Eski Likya'nın hem küJtürel hem de sı- yasi sınınnı çizdik. Bllmece glbl - Şimdi, öteden beri Olimpos adıyla bildiğimiz antik Likya limanı gerçekten Olimpos mu, yok- sa Korikos mu? - Biz Doğu Likya'da araziyi gezdik. Demin de- diğim gibi kaya mezarlannı, bir de kent bulduk. Bu, yörenin en eski kenti. Yeri de Erentepe adı verilen bir tepede. Oraya biz gidinceye kadar hiçbir bilim adamı ayak basmamış. tki yıl önce o yörede bir or- man yangını olmuş. 0 orman yangını nedeniyle bu kent ortaya çıkmış. Biz gittik, baktık. Erken döne- me, 5., 4. yüzyıla ait Likya lahitleri bulduk. Kar- şımızda koskoca bir kent duruyordu. Tabii o ken- ti araştırmak da bizim görevimizdi. Sonra, burada bir de Korikos-Olimpos sonmu vardı. - O nasıl ortaya çıkmıştı? - Çünkü, o sözünü ettiğim Stadiasmus anıtında demin de söylediğim gibi yol güzergâhlan verili- yordu. Eski adıyla Koridalİa, yani bugünkü Kum- luca'dan yolu Gagay kentine, yani Mavi Kente vermiş. Gagay'ın Mavi Kent olduğu yazıtlardan do- layı iyi biliniyor. Stadiasmus Amtı'ndaki yol güzergâhı Olim- pos'a doğru değil de, Korikos'a doğru. Yani, yu- kanya, Antarya'ya doğru giderken... Buraya kay- naklann hepsini getirdim. Öyle güzel bir bilmece ki... Üstelik de bilmecenin parçalan birbirine çok güzel uyuyor. M.Ö. 43 yılında Stadiasmus Anıtı'na Korikos ya- almış. Olimpos hiç verilmiyor. - Bu garip değil mi? - Tabii ki. Çok da şaşırtıcı. Çünkü Olimpos bu anıtın yapılışmdan bir-iki kuşak önce Likya'nın al- tı büyük kentinden birisiydi. Nüfusunu da 10 bin civannda olarak düşünmeniz gerekiyor. Öyle bir kent muhteşem olmalı. Surlarla çevrili, büyük bir kent yapısına sahip bir kent olması gerekiyordu, Olimpos'un... Fakat Olimpos kenti Stadiasmus Anıtf nda yer alrruyordu. Sadece Korikos vardı. Bu bizi çok şaşırttı. Böylece de biz,"Bu Olimpos •erede?" diye aramaya başladık. Bir şey daha ek- lemek istiyorum. Stadiasmus Anıtı Korikos'tan sonra Phaselis'i veriyor. Böylece de biz Korikos'un Gagay, yani Mavi Kent'le Phaselis arasında aranması gerektiğini çı- kardık. Başka kaynaklara da baktık. Örneğin eli- mızde eski coğrafyacılann çalışmalan vardı. Bun- lardan birisi, Gelidonya Burnu'nu saydıktan son- ra Krambuza Adası'nın geldiğini belirtiyor. Kram- buza Adası Uluada... Buna göre Uluada'dan sonra büyük bir Olimpos kenti ve kentle aynı adı taşıyan büyük bir dağ var. Kentin de bu dağın üzerinde olması gerekiyor. Yi- ne bu kaynağa göre, Olimpos'tan sonra kıyı şeri- dı olan Korikos geliyor. Üstelik de bunun bir kum- sal olması gerekiyor ki bu kumsala gemiler çeki- lebilsin. Korikos'tan sonra Phaselis'in, Phaselis'ten sonra da çok büyük, Zolima adlı bir dağın geldi- ğini aynı kaynak belirtiyor. - Yoksa bu Zolima Dağı Tahtalı Dağı mı? - Evet. Öyle olması gerekiyor. Çünkü haritaya göre konumu hemen Phaselis'ın üzerinde. Dola- yısıyla da Olimpos Dağı'nı Phaselis yakınlannda aramak mantıklı değil. Başka kaynaklar da bu Korikos kentini bir liman kenti, emporion olarak tanıtıyor. Başka bir kaynak da Korikos'u Ghımaira, yani Yanartaş'la eşleştiri- yor. "Oras Korikos DağTdır" diyor. Böylece bır sürü bılgi topladık. Yam Korikos bu civarda, bir li- man kenti, kumsalı bulunmalı ve Yanartaş'la bir ilişkisi olmalıydı. - Bu bilgilerle Korikos 'u nereyeyerleştirebili- yoruz? -Tüm bilım adamlan kaynaklan iyi değerlendır- memişler ve Korikos'u hep Olimpos sandıklan içın esas Korikos'u kuzeye, Phaselis'e doğru At- bükü Koyu'na yerleştirmişler. Çünkü orada da kü- çük bır doğal liman var. Ama baktık, orada hiçbir kalıntı yoktu. Üstelik de Korikos'u aramak için o kadar kuzeye gitmeye hiç gerek yok. Bu Olimpos-Korikos meselesıne gelince... Bizim kanımızca Olimpos ve Korikos'un gerçek konumlannı ispatlayan Musa Dağı'nın üze- rinde başka bir antik kentin bulunması... Ama şim- diye kadar bu kent hiç bilinmiyordu. Biz bu ken- te iki-üç kez gittik. Binalarına, ne kadar büyük ol- duğuna baktık ve böylece yukandaki kentin, bu Olimpos adıyla tanınan aşağıdaki kentten daha es- ki ve Helenistik dönem kenti ve büyük Likya ken- tinden birisi olduğunu saptadık. Korsanlar kralı Keniketis - Bunlan nasıl saptadınız? - Mimarisinden, tam kent dokusundan... Şimdi size bu kentle ilgili aynntılı bılgi vermek istiyo- rum. Burası çok ilginç bir kent. Kentin üzerinde bulunduğu Musa Dağı bin met- re yüksekliktedır. Zirvesinden çevre çok güzel gö- rünür. Bu zirvenin aslmda askeri bir önemi de var. Tüm Antalya, ya da Pamfilya Körfezi'ni kontrol edebiliyor. Gelidonya Burnu'na kadar her yer gö- rüş alam ıçinde. Kumluca'ya doğru gemılerin Ge- lidonya Burnu'dan geçişlennı görebihyorsunuz. Dolayısıyla stratejik önemi çok fazla olan bir yer. Bu zirvenin altında bir platform var. Burası kent kurulması için çok uygun bir yer. Bır taraftan Ad- rasan'a, bir taraftan da Tahtalı Dağı'na hâkim. Ya- ni Doğu Likya'dan bir saldın durumunda hazırlık- sız yakalanmanız mümkün değil. Bu kent orada. 14-15 hektarlık bir alana kurul- muş. Çevresinde Helenistik döneme ait muhteşem surlar var. Kentin içine bir agora, çok güzel cad- deler ve yüzlerce de ev yapmışlar. Dolayısıyla da burasının çok büyük bir kent olduğu görülüyor. - Peki, aşağıdaki, Olimpos adıyla bildiğimiz kente kıyasla büyüklüğü ne kadar? -Arazi açısından, tahminen beş kat daha büyük. Ben Phaselis'in de yüzölçümüne baktım. Phaselis buranın en büyük ve en eski kenridir. Yukandaki kentin arazisi Phaselis' in arazisinden biraz daha da DOÇ. DR. MUSTAFA ADAK 1968, Meseü Köyü, Adapazan doğumtu, Lisans eğitimini eskiçağ tarihi ve klasik arkeohji alarunda Almanya 'da Freiburg Cniversitesi'nde tamamladu Doktorasını da aynı alanda Freiburg Üniversüesi'nde yaptu VzunyıUarFreiburg Üniversüesi'nde araşürma görevtisi olarak çahşttktan sonra, 1999'da Türkiye'ye dönerek Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat FaküüesiEskiçağ Dilleri ve Kühürieri Bölümü öğretim görevlisi oldu. 2000-2001 döneminde aynı bölümdeyarduna doçent, sonra dadoçent olarak görevakb. Eski Yunanca, Latince, Almanca, tngüizce, Fransızca büiyon Pek çok makalesi, yurt içindevedışındayayımlandL büyük. Biz bütün bunlan görünce şu sonuca var- dık: Mademkı Olimpos kenti var ve kendisiyle ay- nı adı taşıyan bir dağın üzerinde, büyük olasılıkla bu kent o kent. Burada sıze ilginç bir tarih kesiti vermek istiyo- rum. M.Ö. 100 yılı dolaylannda Romalılar Hele- nistik dönem krallannı yeniyorlar; onlann güçle- rini yok ediyorlar. Bu nedenle Doğu Akdeniz'de bir güç boşluğu oluşuyor. Bu güç boşluğunu da kor- sanlar dolduruyor. Bu korsanlar devletler kuruyor- lar. Burada çok önemli bır kral, Keniketis adında bir kişi. Kendısim korsanlann kralı olarak tanıtı- yor. - Peki, Roma İmparatoHuğu bu korsanlann böy- lesine başıboş kalmalanna nasıl gözyumdu? - Bir süre göz yumdu. Ama M.Ö. 75 yılında Ro- ma tmparatorluğu aldığı bir kararla bu korsanla- nn saltanatına son vermek için harekete geçmiş. Ve müthiş bir orduyu Doğu'ya göndermiş. Bu or- du Olimpos kentini fethetmiş. Kral Keniketis de Roma'ya karşı kaybettiğini görünce intihar etmiş. Bundan sonra bazı kaynaklarda görüyoruz ki korsanlarla işbirlığı yapma suçu işleyen Olimpos kenti Romahlar tarafindan ağır biçimde cezalan- dınlmış. Halkın büyük kısmı köleleştirilmiş. Kent yağmalanmış: ne varsa Roma'ya götürülmüş. Ara- zileri de satılığa çıkanlmış. Böylece yukandaki kent önemini kaybetmiş. Bizim Stadiasmus Anıtı iki kuşak sonra o kenti artık anmıyor. - Neden? - Çünkü kent artık önemini yitirmiş de ondan. Ancak 150 yıl kadar sonra aşağıda, kumsalda bir kentin Olimpos adını taşıdığını görüyoruz. Bun- lan da yazıtlardan öğremyoruz. Olimpos ortaya çıktı - Yani biri aşağıda liman kenti, birisi de dağın üzerinde olmak üzere iki kent var ve ikisi de Olimpos öyle mi? - Öyle. Ama bir de Korikos var. Kaynaklara bak- tığınızda hemen görüyorsunuz. Dağın ûzerindeki Olimpos. Çünkü Olimpos Dağı'nın üzerinde ve çok büyük bır kent. Aşağıdaki liman kenti de Korikos olmah. Üstelik çok önemli bir liman kenti olduğu için sürekli birilen tarafindan fethediliyor. Önce Ko- rikos olan, ama sonradan Olimpos ismini alan li- man kentmı gezınce birtakım şeyler görüyorsu- nuz. Kentin ortasından bir dere akıyor. Derenin bir kuzey, bir de güney kısmı var. Ken- tin o kuzey kısmında Helenistik döneme ait hiçbir kalıntı yok. Hepsı ya Roma, ya Bizans dönemin- den kalma... Demek kı tepedeki büyük kent var- ken aşağıdakı liman kentinın sadece güney bölü- mü kullanılıyordu. - Yani kenti hangi dönemde kim işgal etmişse kendine göre kent üzerine kent mi kurmuş? - Aynen öyle. Kuzey kısmında Roma, güney kıs- mında Helenistik tabakayı görüyorsunuz. Yani so- nuç olarak, Korikos limanı küçük bir kentti, yuka- nda da büyük bir kent vardı. Bunun adı da Olim- pos'tu. Bu kent Olimpos Dağı'nın üzerinde oturu- yordu. - Demek kiAkdeniz Vniversitesi eskiçağ uzman- lan ilk kez bu kenti ortaya çıkardu.. - Evet. Biz, elimizdeki bir haritadan yola çıka- rak Korikos'u ararken asıl Olimpos'u bulmuş ol- duk. - PekibulunanyazıtlarLikçe mi,yoksa eski Yu- nancaya da Latince mi? - Ben size Likya'nm kültürel ve siyasi sınırla- nndan söz etmiştim, demin. Yani, Gelidonya Bur- nu'ndan Tahtalı Dağı'na bir çizgi çizdiğimızde do- ğusunun Likya olmadığını söylemiştim. Eski Lik- çe yazıtlar Likyalılann yaşadığı bölgede bulunu- yor. Eski Likçe M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllarda kullanıl- mıştır. Ondan sonra kullamlmadı. Çünkü Likyalı- lar da Grekleştiler; eski Yunanca yazmaya başla- dılar. Zaten o dönem artık bütün Alcdeniz eski Yu- nanca konuşuyor. Bu nedenle de artık M.Ö. 300'den sonra eski Likçe yazıtlar bulunamıyor. Fakat bu bölge hiçbir zaman tam olarak Likya olmamıştı. Asıl Likya dağlann arkasında. Tahtah Dağı'nın doğusunda, Pha- selis, Olimpos, Korikos olsun, Doğu Şent denız yol- culuğunda, ticarette çok önemli rol oynadığı için de Likyalılardan çok Finikeliler ve Yunanlılann il- gisini çekmiş ve bunlar tarafindan kolonıze edil- miştir. Doğu Şerit'e Likya dememek lazım. Çün- kü burası çok geç Roma döneminde Likya oluyor. Diplomasiyle bağımsız kaldılar - Peki orada yaşayanlar kimlerdi? - Kolonistlerdi. Kaynaklara baktığımızda burasının bir çekişme bölgesi olduğunu görüyoruz. Burada Finikelilerie Yunanhlarticaret merkezleri kurmaya çahşıyorlar. Bakın, Phaselis kenti M.Ö. 7. yüzyüda Rodoslulartarafindan çok güzel limanlara sahip olduğu ve Mısır'a, Suriye'ye ve daha uzak ülkelere giden bütün ticaret gemileri oradan geçtiği için kurulmuştur. Korikos da böyle bir kent olmalı. Kaynaklara baköğımızda burada Yunan ve Finik isimleri olduğunugörüyoruz. Tahtalı Dağı'nın adı Zolüm. Dilbilimciler bu sözcüğün selam sözcüğüyle bağlantıh, Finik kökenli bir sözcük olduğunu söylüyorlar. Üstelik oradaki derenin adı da Olimpos olmadan önce Finike Deresi'ymiş. Olimpos Dağı olmadan da Musa Dağı'nın adı Finike Dağı'ymış. Bu toponimlerin, yani yer isimlerinin hepsi Finikelilerin bu bölgeye çok büyük ilgi duyduklannı ve belki de burada koloni kurduklannı gösteriyor. Fakat Yunanhlar daha ağır basarak Finikelileri buradan kmınuş ve kendi kolonilerini kurmuşlar. - O yüzden mi burada Likçe doğru dürüst yerleşmemiş? - Evet. Burada üstelik çok değişik halklar yaşamışlar. Üstelik bunlar karadan çok denize yönelik insanlarmış. Özetle buradaki çok kanşık bir halkmış. - Siz bu çalışmalannızdan elde ettiğiniz bilgilerin bir kısmını Likya İncelemeleri 1 adlı kitapta topladınız. Buyaymlara devam edecek misiniz? - Ne yazık ki Türkiye'de çok fazla yayın yapılmıyor. Kamuoyu da bu çalışmalarla ilgili fazla bilgilendirilmiyor. Biz, "Bölüm olarak bir kitap çıkarahm vekendi araşürmalanmızı biraz bOiııısel, birazda halka yÖneükolarak tanıtahm" dedik. Bu fikir iki yıl kadar önce doğdu. Zaten bölümün kuruluşundan beri var da kadrolaşma, insanlan yetiştirme çok zaman aldığı için zamanımız olup buna eğilmeyi ancak geçen yıl becerebildik. Bu "Likya Incelemeleri 1* bir dizi kitabın ilk cildi olarak düşünüldü. Bu epigrafi ve tarihsel coğrafya dizıni oluyor. Zarnan oldukça başka bölgeleri ve bunlann özelliklerini hem halkımıza hem de bilim dünyasına tamtmak istiyoruz. Dili de Türkçe oluyor. Kitapta Likya bölgesiyle ilgili çeşitli açılardan kaleme alınmış makaleler yer alıyor. Roma, M.Ö. 189 yılından sonra Akdeniz'in hâkinü oluyor. tşin ilginç yani Likyalılann biraz diplomasi, biraz şansla Roma tmparatoriuğu'nun dostluğunu kazanmış ohnalan. Aşağı yukan 250 yıl boyunca da Roma'nın dostu olarak en azından iç bağımsızhklanm koruyabilmişler. Anadolu'da her yer Roma eyaleti olurken Likyahlar M.S. 43 yılına kadar bağımsız kalabibnişler. Roma'nın eyaleti Likya - Peki, bunca zaman bu koşullardabağımsız nasıl kalabilmişler? - Örneğin Likyahlar Roma imparatorlanna onur yazıtlan dikmişler, sikkelerine isimlerini almışlar. Müthiş bir diplomasiyle işi götürmüşler. Ama sonunda Roma burasını ele geçirmiş, çünkû Likya'da kanşık bir dönem yaşandığını, aristokrasiyle halk arasında bir çatışma yaşarup, bunun iç savaşa dönüştüğünü biliyoruz. Aristokratlar Roma'dan yardım istemişler. Bunun üzerine Roma, aristokratlann imdadına koşmak üzere büyük bir ordu göndermiş. Bundan sonra Roma'nın Likya'yı eyaleti yaptiğını öğreniyoruz. Bunun için önemli bir kaynak da bu Stadiasmus Anıtı. Bu anıt sadece yol güzergâhlannı göstermekle kalmıyor, artık Roma'nın Likya'yı yönettiğini gösteriyor. Anıtın tam ortasında Likyalılardan Imparator Çlaudius'a ithaf edilmiş bir yazı var. Bu yazıda, "ImparatorOaudiııs bizi anarşiden, iç savaşlardan, korsanlardan kurtardığın için sana şükran borçluyuz" yazılı. Böylece Likya'nın neden Roma eyaleti haline geldiğinin arka plan bilgisini de anıtın ûzerindeki bu yazıdan öğrenmiş oluyorsunuz. - Yani Likya Birliği her döneminde iyi bir performans gösterememiş, öyle mi? -Evet. Özellikle son dönemlerinde gerçekten bir felaket yaşadığım öğreniyoruz. Ancak Likya'nın son dönemlerinde neden bu sorunlann patlak verdiğıni, halkın neden birbirine düştüğünü ve halkın bir bölümünün neden Roma'dan yardım isteyerek Roma'ya ilhak olduğunu bize anlatacak bir kaynak yok. Ama bu Likya kentlerinin oligarşik bir yapıya sahip olduklannı biliyoruz. Bu kentleri yöneten üst düzey aileler başka kentleri yöneten ailelerle akrabaydüar. Sanıyorum bu aristokrat ailelerin altında daha küçük aileler bu yönetimlerden yeterince pay alamadıklan için halkla işbirliği yaparak yönetici ailelere karşı isyan çıkardılar. Böylece de iç savaş başladı. Zengin sınıf zaten bunun üzerine Roma'dan yardım istedi. Böylece de bağımsız Likya'nın sonu geldi. Bu kitap dizininin arkası gelecek. Önümüzdeki yıllarda yayımlanacak bu kitaplar Likya ile ilgili de olabilir, Likya'dan başka konulan da içerebilirier.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle