10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13EYLUL2002CUMA OLAYLAR VE GORUŞ[email protected] 4CI HUMTAZ SOYSAL kinci Perde YARIM kalmışbır oyundu; Derviş'ce damdan üşer gibı edilen ve herkese "ne ilgisi var" de- irten o tuhaf sözle, "ekonominin sağlığı için se- rm tarihı belihens/n" sözüyle başlamış, sonu etirilememişti. AB'nin ve ABD'nin istediği konularda DSP ile IHP'nin "ulusalcı" tutumlan yüzünden mırın kı- n eden hükümetı seçimle değiştirmek ve ülke- in "medeniyetyolu" üzerindekı engelleri orta- an kaldırmak amacı güdülüyordu. "Medeniyet yolu" deyimi, Mesut Yılmaz'ın- ar. Hâlâ bu iri sözü çok sık tekrarladığı içın, gi- rşimın arkasındada onun olduğu hep söylenir. Başlangıçtaki hesap böylece hazırlanacak bir rken seçimde "Avrupa davasının şampiyonlu- çjnu yaparak" oy toplamaktı ama, en başta is- ttnbul'dakı iş çevrelerinin baskısıyla girişimci- kr sabırsızlığa süruklendiler. Feci şekilde AB, ABD \e IMF kokan girişırn, erken seçimi beklemeden rjkümetı bozma ve seçime komploculann ikti- carıyla gitme amacına yönelmişti artık. Bahçe- linin bunu sezip daha da erken bir seçim restı- n yapması, Derviş-Özkan-Cem üçlüsünün DSP icındeki komplolannı su yüzüne çıkardı ve ça- hjklaştırdı. Fakat, komplonun amaca erişmeden yanda (alması bu hesapları bozduğu için birinci per- cfe girişımciler açısından tam bir başansızlık, pe- ri^anlık ve iç ihanet tablosuyla kapanmış, Tür- kye de seçim malzemesi olarak kullanılmak ürere apar topar çıkarılan yarım yamalak Avru- pa yasalarıyla baş başa kalmıştır. O i m d i oyunun ikinci perdesi oynanıyor. wAktörier aynıdır. istanbul ağırlıklı "sivil top- ILrn örgütleh" yine ülkenin "kalkınma" çaresini A3'ye yamanmakta gören bir vakfın öncülüğüy- letoplanarak "eylem planı" yapmış, Verheugen üç gün önceki olumsuz sözlerini unutup Brük- sel'den "3 Kasım seçirnlerinde Avrupa yanlısı is'ikrartı bir hükümetin gelmesini diliyorum" di- ye seslenmiş, Yılmaz MHP'nin uyum yasaların- daki aykınlıklar için Anayasa Mahkemesi'ne gi- dişini bahane ederek yeniden hükümet bunalı- rm yaratan bir tutuma girmiş, Cem de ona ka- tıl-nıştır. Ne var ki, AB'nin Kıbrıs'ı kopanp Türkiye'yi yi- ne açıkta bırakmaya yönelik politikası artık olan- ca açıklığıyla meydana çıktığı için, seçimlerde Avrupa kartını oynamanın getirisi hayli azalmış, hatta götürüye dönüşmüştür. Türkiye'yi yönetmeye kalkanların Avrupaaş- kı, kara sevdayla tutulduğu tek öğretmenın dersine çalışıp öbür derslerini unutarak sınıfta kalan toy liselilerı anımsatıyor. Oysa bu cumhuriyet, umutsuz sevdalar peşin- de sürüklenip dağıtmak yerine kendi aklıyla ken- disine çekidüzen verebilecek kadarolgunlaşmış olmaJıydı. Atatürk'ün Vasiyeti Uzerine Prof. Dr. Ayduı AYBAY A tatürk'ün Vasıyetı konusu, ara- dan geçen altmış yıla karşın gün- celliğini koruyor. Çünkü. vasi- \etname ile CHP'ye bırakılan T. işBankaapay senetlennın nema- sının kullanılma ya da harcanma şeklı ile ilgi- lı vasiyetçinin buyrukJan ûzennde farkJj birta- kım yorumlar yapılıyor. Bu bakımdan. yorum farklanndan ıleri gelen kımi tereddütleri gıder- mek ve kimi sorunlann çözümüne de katkjda buJunmak üzere. Türk miras hukukunun temel ılkelen ile ılgılı kısa bıraçıklama yapılmasınm yararlı olacağını sanıyonım. Önce şunu belirteyım: Sözünü ettiğim te- reddütleri gıdermek için. ülkemızde. mıras hu- kuku alanında yaalmış çok değerli yapıtlara baş- \iırulabılır Prof Cönensav. Prof İmre, Prof. kocayusufpaşaoğtu. Prof. Oğuzman. Prof. İnan. Prof. DuraL Prof. Erman gibi akademisyenle- rin ve başta E. Şener olmak üzere kımi uygu- layıcılann y apıtlan bu alanda, sıstematık. doğ- ru veaynntılı bılgi edinmek ısteyenler ıçın \az- geçilmez temel kaynaklardır. Burada. sözünü ettiğim kaynaklardakı bılgilen kullanarak. Ata- türk'ün Vasiyeti ile ılgilı sorunlar üzertnde özet açıklamalar vapmak istiyorum. 1) Bilindiği gibi mıras hukukunun "çddrdek" ka\Tamı u mirasçıhk"tır. Bu sıfat ya doğrudan yasadançıkar(yasal mirasçılık); yada mıras bı- rakanın yaptığı hukuksal işlemden(ölume bağ- lı tasarrruftan) doğar. Mıras bırakanın istencin- den (yaşarken yaptığı hukuksal işlemden) do- ğan. yani onun ölüme bağlı tasarrufuna daya- nan. mirasçılık sıfatının kaynağı da yasada ikı- ye aynlmıştır: •'.Vlirasçı atanmasr \e "Belirfi mal bırakma »asıyeti"" Bu ikı ayn kaynaktan doğan mirasçılık bırbınnden farklı hükümlere tabidir. En önemli fark şu noktadadır: Atanmtş mirasçı (eskı yasada buna mansup mirasçı de- nıyordu) tüm tereke ya da terekenin oransal bir bölümü üzerindeki mirası,miras bırakanın ölü- müileaynıandakendiliğindenkazanır. Buka- zanım "külEhakflik" şeklındegerçekleşir. Be- lirli mal bırakma vasiyeti yoluyla mirasçı olan kımse (buna eskı yasada musaleh denıyordu) ıse kendısıne bırakılan mal (eşya. alacak. gelır vb.) üzerinde doğrudan bir hak değil, bunun ye- rine getirilmesine yönelık bir "alacak hakkı" kazanır. Buradaki mirasçılık sıfatı da küllî de- gil "cüzî haleflik"tir. Bu temel çerçeveyı doğru olarak algılayıp. kavramadıkça. mıras hukukunun en çetrefîl so- runlannın kaynağı olan ölüme bağlı tasarruf- lar üzennde kalem oynatmada yanılgılara düş- mek kaçınılmazdır. 2) Bu çerçevede ilk olarak belırtilmesi ge- reken nokta şudur: CHP. \asiyetname uyann- ca. Atatürk'ün atanmtş mirasçısı \e külfihale- fidir. Partınin, bu sıfatla. İş Bankası pay senet- len üzenndekı hakkı çıplak mülkhet filan da değildir;\asiyetnameuyanncaCHP,busenet- ler üzerinde tam hak(mülkıyet) sahıbi olmuş- tur. Çünkü. mırasın geçışi (mıras bırakanın ölümü) tarihinde, bu senetler üzerinde, mülki- yeti kayıtlayan üçüncü kişıler lehine bir intifa hakkı yoktur ki. bir çiptak mülkiyet söz konu- su olsun. Tanh ve Dil Kurumlan lehine yapıl- ması söz konusu olan irat (gelır) kazandırma- lan ise zaten intifa değil -adı üstünde- irattır. Dil ve Tarih Kurumlan'nın (ve vasiyetname- de adı geçen gerçek kişilerin) lehlenne yapıl- mış olan vasıyet mannca iktisab ettikJeri, yu- karda degindığımız gıbı alacak haklandır Ku- rumlar. kül lî halef CHP'den. İş Bankası pay se- netlerinden elde ettigi nemanın. ırat {gelir) ola- rak kendılerıne "ödeıımesini" takp hakkına sahiptirler. Bunu doğrudan bankadan da iste- yemezler Yasavagörebutürkazandıımalann muhatabı (borçlu süjesı). vasiyemamenin hü- kümlerine göre, kural olarak, yasal ya da atan- mış mirasçı olabilir. 31 CHP'nin vasnetname ile çıplakmülkiyet- le atanmış mirasçı, kurumlann da avnı vasıyet- name ile intifa hakkı sahıbi olarak \ine atan- mış mirasçı savılabileceğı yolundakı konstrük- siyon. bu açıdan, tam bir "hukuksal ucube"dır. Ölüme bağlı tasarrufla mıras bırakan. senetler üzennde üçüncükişiler lehinedaha önceme\- cut olmavan bir intifa hakkının, mirasçı atan- ması voluvla kurulmasını sağlayamaz. Yasada mirasçı atamanın ancak "mirasın tamamı \-a da beffi bir oranı( eskı yasadakı tenmle şa>i bircü- zü)" ıçın >apılabileceğı açıkça yazıhdır. Bunun dışında bir atama (hele. hak sahıbıni sadece cüa halef vapacak intifa hakkı kurulması yo- luyla mirasçı atanması) mümkün değıldır 4) Ölüme bağlı tasarrufla CHP'nin atannuş mirasçı; kurumlann ise irat (gelir) alacaklısı mirasçı olduğu biçimındekı kesm çözüm orta- da iken. CHFnın söz konusu pay senetlen üze- rindekı hakkının bir "temsil yetkjsinden" ıba- ret olduğu yolundakı savın. hıçbir dayanağı yoktur. Böyle bir açıklama miras hukukunun temel kuraİlannı altüst etmekten başka bir işe yaramaz Bir mahkemekaranndabuyada bu- na benzer bir çözüm yer almışsa, vapılacak iş, bu karan etnsalolarak zikretmek değıl. bu \a- him yanlışı düzeltmeye çalışmaktır. Nıtekim Yargıtay. özellikle "kanun yararma bozma" yoluyla \ erdiğı bırçok kararda ycrd\argı>ı uya- rarak. atanmış ya da \asal mirasçı \ arken, "be- lirB mal \asjyeti" bıçımındeki kazandırmala- nn, hak sahibıne atanmış \a da yasal mırasçı- ya karşı sadece bir alacak hakkı verdiğıni: bu- nun ötesınde bir yetkı sağlavamayacağını vur- gulamaktadır. Bunun anlamı. ölüme bağlı ta- sarruflardan doğan mıras ılışkilerinin. tam hak \e alacak hakkı olarak aynlması \e çözümle- rin bu aynm üzerine ınşa edilmesıdır. Bunun dışında. atanmış mirasçının terekedekı hakkı- nın bir "temsil >etkisinden~ ibaret olduğunu ileri sürmek. yıne bir "hukuksal ucube" > arat- mak demektir. 5) CHP'nin bu \asıyetname\ le gerçekleşen atannuşmırasçılığımn "şartabağlı mirasçılık" olduğunu ilen sürmek bir hukukçu ıçın bağış- lanması güç bır yanılmadır. Şartın "âtideki vu- kuu meşkûk o hadise" (gelecekteki, \ııku bu- lup bulmav acağı kıışkulu ola\) şeklindeki (Borç- lar hukukundada yinefenen) evrensd tanımı kar- şısında. böv le bir sa\ ın geçerli olması olanak- sızdır. Doğrusu şu ki, burada (iradîşartda da- hil olmak üzere) bir şart söz konusu değıldir. CHP, atanmış mirasçı olarak. terekeyi, (teknik anlamda) şartsızolarak ıktısap etmiştir. Belır- li mal vasıvetı lehtarlanna karşı yükümlülüğü ıse şart değil sadece ("bir alacak hakkına karşı) borç yükümlülüğüdür 6) Bedetsiz pay lann pay senetlennın CHP'ye verilmeyeceği yolundaki yargısal çözümün her- halde yeniden gözden geçırilmesi gerekır. Is- v içre ve Almanya yüksek mahkemeler başta ol- mak üzere bırçok ülkenin üst mahkemesi. za- manla geçerliğinı yitiren eskı kararlannı orta- dan kaldıracak, içtihat değişikliği kararlan ver- mektedır. Atatürk'ün \'asıyeti ile ılgili olarak verilmiş olan karar da kırk y ıllık eski bır karar- dır. Irat borcu devam ettiğıne göre. bu konuda yenı bır \argisal gırişımde bulunulabilınır. 7) T. fş Bankası'nın bu miras ılişkisi içinde. "vasiyeti tenfiz memuru" (\asiyeti yerine ge- tirme göre\ lısı) olduğu y a da say ılacağı yolun- da bır görüş ılen sürülemez. Anglo-Sakson hu- kukundan esinlenerek bankanın irat tasarrufu bakımından trustee rolü oynay acağuıı söy le- mek yanlış olur; böyle bir durum yoktur. Kal- dı ki. nukud (para) bır yana fki. bugün önemi kalmamıştır) hisse senetJerinin banka tarafından "nemalandınlmasTnm bır anlamı da yoktur. Çünkü bu senetler bankanın ortaklanna aıt pay senetleridın bunlann "ncmalandınlmasr. he- sap dönemı sonunda bunJar için tahakkuk ede- cek •*temettü"nün hak sahıplerine (bu mey an- da CHP'ye) ödenmesinden ibarettır. Bunun dı- şında bankanın senetlerin "işledlmesi" gibi bır faalıyeti kesınlıkle söz konusu değildır ve ola- maz. Çünkü senetler mansup mirasçı olan CHP'nin mülkiyetindedir. 8) Bu vesıleyle, son olarak önemli bir nok- taya da değınmek istiyorum: Daha önce (198O'lı yıllardan başlayarak)çeşıtli biçimierde(yazıy- la ve sözlü olarak) ileri sürdüğüm gibı. CHP'nia 1980 sonrasmda bırer kamu kurumu olarak kurulmuş Tarih ve Di Kurumkn'na. Atatürk' ün vasiyeti uyannca bır gefir ödeme borcu yoktur. Çünkü bu kuruluşlar. Atatürk'ün Vasiyetna- mesi 'nin uygulanması açısından, 1980 öncesı- nın özel hukuk hükümlerine tabi olan deroek- lerin ardılı (halefi) değüdir. Yasada (hatta ana- yasada) böyle bu- ardıllık öngörülmüş olsa bi- İe, bu çözüm. mıras bırakanın ölüme bağlı ta- sarrufuy Ia kendi istcnciyle kimliği belirlenmiş hak sahibinin yerine bir başkasının gecirilmesi ya da geçmesi sonucunu doğurmaz. Miras bı- rakan böyle bırçözüm istenıişotsa idi, bunu. ken- dısı \ asıyetnamesınde Artniirasçı atama (fe\ - kalade ıkame) tasarrufu yaparak gerçekleştirir- dı. N'asıyetnamede bu tür bır çözüme "deialet eden" en küçük bır dayanak bıle yoktur. Bu durumda. yasak koyucu da dahil hiç kımsenın tstenci (iradesı). bu konuda vasiyetçinin istend yerine geçemez. Ömeğin. mıras bırakan vasi- yetinde. ad belırterek "Ahmet'e şu iraduı bağ- lanmasını istiyorum" demışse, bu ıradın lehta- n (alacaklısı) sadece Ahmet'tır. .Ahmet öldüğünde. yasa koyucu "Ahmet'in yerine Mehmet'i ardıl yapum" dese de bu de- ğişıklik Mehmet'in ırat alacaklısı olması sonu- cunu doğurmaz. Çünkü bu, yapıldığı zaman- daki koşullara göre oluşmuş vasiyetçinin isten- cine göre kimlıği belirlenmiş kişinın değışme- si anlamma gelir ki. bu hem hukuksal bakım- dan, hem de istence saygı yönünden yanJıştır PENCERE Erken Seçim Değil, Seçimsizlik... Eski meseldir, herkes bilir, Frengin biri bizim halimize bak- mış: - Bizde, demiş, bir laf vardır: 'Durum ciddı, ama, umutsuz değil' denir; sizde durum umut- suz, ama, ciddi değil... Ülke sözüm ona seçime gi- diyor... Peki, ne biçim seçim bu?.. • Kargaşanın bu türlüsü belki dünya seçim tarihinde görül- medi, kim kimi seçecek, nasıl seçecek?.. Halkın dudağı uçuk- lamış, aklı şaşmış, seçmen ne yapacağını bilmezleşmiş, ga- rip sandığa gidip kıme oy ata- cak?.. • önce hiçbir partinin kendi- ne özgü ekonomik programı yok!.. Sağcısı, soicusu, dincisi, laikinin eli kolu bağlanmış; san- dıktan kim çıkarsa, IMF prog- ramını uygulayacak... Peki, bu seçimin sebeb-i hik- meti ne?.. • Seçilecek milletvekili aday- lannın yüzde doksanını liderler yukardan saptadı... Sabah gazetesi manşetini at- mış: "Beş kişilik demokrasi". "Her lider, üç-beş adamıyla kapanıp liste hazırladı; halka da onların seçtiklerıne oy ver- mekkaldı.." Gerçek bu!.. Parti içi demokrasi yok!.. Bır kez parti yönetimini ele geçiren açıkgöz ömrü billah ör- gütü kılitliyor; sol bu yüzden ya- malı bohça; bölük pörçük, umarsız!.. Erken seçimde yine solun bir parçası Meclis dışın- da, bir parçası Meclis içinde kalacak mı?.. • Seçime gidiş olmadık bir senaryo iletezgâhlandı; herke- sin parmağı ağzında kaldı. DSP'yi nasıl parçaladılar?.. Kim tezgâhladı bu işı?.. Düğmeye kim bastı?.. CIA solda sıfır ka- lır!.. Holivut'un en ünlü yönet- menleri on para etmez!.. Se- çim bu senaryonun bölümü ya da bir parçası mı?.. • Gündeme birdizi ilginç par- ti girdi. En başta Takıyye Parti- si!.. Tam bir soru işaretı!.. Geç- mişte hiçbir sınavı yok!.. Ama tek başına iktidara aday!.. Neden?.. Çünkü görünmeyen birel mer- kez sağı ve merkez solu pa- ramparça, un ufak etmiş... Tür- kiye bir 'meçhul'e doğru yol alı- yor. Kimi çiçeği burnunda par- ti, örgütünü bile tamamlayama- dan seçmen sandığa koşacak... • Seçim ve savaş; iç ıçe, ku- cak kucağa, soluk soluğa!.. San- ki ikisinin takvim yapraklannı iskambıl kâğıtlan gibi birbirine karıştırmak isteyen bir el var!.. Dikkatler saçılıp savruluyor!.. Halk seçime dönükken kim sa- vaşa karşı duyarh olabilir, uya- nları algılayabilir, direnç göste- rebilir, banşı savunabilir?.. Kom- şumuza açılacak savaşta er- ken seçimin Türkiye'nin kulla- nılması sürecine rastlaması ne anlam taşıyor?.. • Ülkenin en değerli, deneyim- li, birikimli insanları, erken se- çim furyasının, partiler keşme- keşinin, liderler sultasının ana- forunda harcandılar, saf dışı kal- dılarya da bu kargaşaya girmek- ten kaçındılar. Seçimde halkın önüne konan oy pusulalan in- san kıyımının listeleridir... • Yüzde 10 barajının altında kalacak partilerin oylannın tüm- den boşa gitmesi, halkın irade- sinı hıçieyip Meclis'e olmadık sonuçlan taşıyacak!.. Seçmenin attığı oy, isteğinin dışında ve amacının tersine kullanılacak!.. • Laiklik demokrasinin 'ol- mazsa olmaz' koşuludur. Bu seçim Türkiye Cumhuriyeti'nde laikliğin karşısındaki cephenin ekmeğine tereyağı sürecek bir zamanlamada, irtıcayı iktidara taşıyacak elverişli koşullarda yapılıyor; üstelik halkın irade- sini irtica yararma saptıracak tuzaklarta dolu bir ortamda han- gı akla hızmet gerçekleşiyor?.. • Yine de halktan umut kesil- mez!.. Biz yazımızın başındaki deyişe dönelim: "Durum ciddi, ama, umut- suz değil!.." Resmi Forma Extra Card SİEMENS fTlobile Be inspired arıa Siemens C45 GsnrriBoa AriaMerkez 444 1 555 www.aria.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle