10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ DEPREM Ece, anne ve babasam depremde kaybeöniştL Minikdepremzede 3yaşında Ece bebek geleceğe bakıyorCANHACIOĞLU ESKİŞEHtR - O, yaşamının henüz başında, 17 Ağustos depreminin simge isimlerinden biri oldu. 4 aylıkken enkaz altında 9 saat yaşam mücadelesi veren Ece Erkafa, kurtanldığında hem annesiz hem de babasızdı. Şimdi 3 yaşında. Elinde kaybettiklerinin fotoğrafianyla yakınlannın yarnnda, geleceğe hazırlanıyor. Depremin hemen ardından Gölcük'ün Albay Burak Caddesi'ndeki enkaz kaldırma çalışmalannı sûrdûren sivil savunma ekipleri, yıkıntılar altında bebek ağlaması duydular. Çalışma tam 9 saat sürdü. Deniz Astsubay Ugur Erkafa ve eşi Derya Erkafa'nın ûzerlerine bir kolon düşmesi sonucu yaşamlannı yitirdikleri anlaşıldı. Çiftin 4 aylık bebekleri Ece ise hayattaydı. Enkazdan çıkanlan Ece, Eskişebir'deki yakuılanna teslim edildi.Ece bebek, artık anneannesi MeKha Ünlüer ve dedesi GürbüzÜnlûer'le birlikte yaşıyor. Üç yaşına basan Ece Erkafa, anne ve babasını fotoğraflanndan tanıyarak büyüyor. Afetsonmsına hazıriık AykutBarka parkı açıldı tstanbul Haber Servisi - Beşıktaş Belediyesi'nin Ulus'ta düzenledigi "Prof. Dr. Aykut Bartu Afet ÖncesiDinlenme, Afet Sonrası Barmma Parkı'' öncekı gün törenle açüdı. Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara törende yaptığı konuşmada siyasal iktidar değişikliklerinden etkilenmeyecekbir "Ulusal Afet StratejisPnin hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, soz konusu projenin önemiıe dikkat çekti. Beşiktaş Belediye Başka.ııYusuf Namoğlu da normal zamanlarda nefes alınacak, spor yapılacak şekilöe düzenlenmiş olan parkın, afet zarranında ise bannma amaçh olarak lallanılabileceğini vurguladı. Daha sonra îstanbul Valisi ErolÇakır, Namoğlu ile parkın açıhşını yaptı. 18 bin mrtrekare üzerine kurulu olan park, olasıbir depremde, küçük değişikliklerle cepremzedelere bannma hizmeti verebilecek. Parkta bulunan kafeterya aşevitenis kortu ve basketbol sahası, sahra hastanesi, yeşil alanlar ise çadır alanı olarak kullanılabilecek. Veli Göçer ÇamlıkSitesi Başkanlar da yargûanmalı ÖZLEMGÜVEMLİ Büyük Marmaradepreminde toplu olarak en çok ölümün dduğu "Veli Göçer Çamhk SöesPnin sahibı ve müteahhidi Veü Göçer ile onun kaçak bt yapmasına göz yuman bir dönem önceb Çınarcık Belediye Başkanı Turgut'îCurt ve şu anki Belediye Başkanı Yaşar Brinci'rün de yargılanması isteniyor. Çınaı.ık'ta resmi kayıtlara göre 168 kişinin ölününe, onlarca kişinin de kahcı olarak saJatlanmasına neden olan Veli Göçer'in "flüm eYİerinin" geçmişi 1994 yüına kadff dayanıyor. Çmarcık Belediye Meclis tutanaklan, Göçer'in kaçak ve çürük: nnalan yaparken yalnız olmadığını orta^a koyuyor. 27 Mart 1994 tarihli tutanaktaı dönemin belediye başkanı Turgut Lurt'un 2 kata kadar olan imar iznini, Göer için 6 kata çıkardığı anlaşıhyor. Kurtan sonraki belediye başkanı Yaşar Brinci'nin de 3194 sayılı îmar Kanunu'nm yıkım ve para cezası talcdere karşın bilinçliJ şekilde uygulauadığı, Göçer'in kaçak katlanm affettimek için Belediye Meclisi'ne süredi telkin ve taleplerde buhınduğu ortara çıkıyor. Vergiler faiz ödemesine5 katrilyon 270 trilyon liralık deprem vergisi toplayan hükümet, bu kaynağm yalnızca 2 katrilyon 147 trilyon lirasmı deprem bölgesindekilere harcadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, deprem bölgesi içm topla- dığı vergilerle, faiz ödemelerini fi- nanse etmeyı tercih etti. Vatandaşın Vergisim Koruma Derneği'nin (VA- VEK) araştırmasına göre toplam 5 katnryon 270 tnlyon lira deprem ver- gisi toplayan hükümetin bütçe kaynak- lanyla bölgeye yapöğı harcama ise 2 katnlyon 147 trilyon lirayla sınırlı kaldı. Deprem sonrasında, 75 proje- de kullanılmak üzere Türkıye'ye sağ- lanan uluslararası kaynak da 3.5 mil- yar dolara ulaştı. Vatandaşın Vergisını Koruma Der- neği, 17 Ağustos depremı sonrasın- da toplanan deprem vergilennin kul- lanılış bıçimini araştırdı. Buna göre 1999 yılından itibaren ahnmaya baş- lanan deprem vergileriyle mayıs ayı sonuna kadar 5 katrilyon 270 trilyon 568 milyar liralık gelır elde edildi. Bu tutann 2 katrilyon 52 trilyon 167 milyar lirası gelirler içindeki faiz ver- gisüıden, 3 katrilyon 218 tnlyon 401 milyar liralık kısmı da 4481 sayılı ya- saya bağh olarak alınan deprem ver- gılerinden sağlandı. Aynı dönemde, depreme ılışkin olarak yapılan harcamalann tutan ise 3 katnlyon 349 trilyon 597 mil- yar 496 mılyon lirayla sınırh kaldı. Bu tutann da yalnızca 2 katrilyon 147 trilyon 313 milyar 819 mılyon liralık kısmı bütçeden karşılandı. Ka- lan tutann 250 tnlyon 268 milyar 321 milyon lirası bütçe dışı fon har- camalanndan, 166 trilyon 866 mil- yar 140 milyon lirası bağış ve hibe- lerden, 662 trilyon 47 milyar 395 milyon lirası dış kredilerden, 9 tril- yon 831 milyar 754 milyon lirası sı- gorta, 113 trilyon 270 milyar 67 mıl- yon lirası ise KİT ve dığer özel büt- çeli kurumlardan karşılandı. VAVEK'in araştırması, deprem harcamalan için toplanan vergilerin faiz ve maaş ödemelerine gittiğini de ortaya çıkardı. Buna göre bütçeye aktanlan 5 katrilyon 270 trilyon 568 milyar hralık deprem vergısınin, 2 kat- rilyon 147 trilyon 313 milyar liralık kısmı deprem harcamalannda kulla- nıldı. Deprem vergileriyle, bütçe kap- samındakı harcamalar arasmdaki 3 katrilyon 123 trilyon 254 milyar 181 milyon liralık farkın ise faiz ve ma- aş ödemelerine aktanldığı belirtildi. oral da Itlraf etti Maliye Bakanı SümerOralda dep- rem vergilerinin tümünün deprem bölgesinde kullamlmadığını itiraf et- ti. DYP Milletvekili OğuzTezmen'in soru önergesine mayıs ayı içinde ya- mt veren Oral, 1999-2001 yıllanara- srnda toplam 4 katrilyon 718 trilyon 318 milyar liralık deprem vergisi tah- sil edildiğini, bölgeye bütçe kaynak- lanyla yapılan harcamanm ise 2 kat- rilyon 27 tnlyon 663 milyar lirayla sı- nırlı olduğunu kabul etti. Oral, vergi gelirleriyle harcamalar arasındaki farkın, deprem hizmetle- rinin tamamlanmasıyla ortadan kal- kacağını savundu. Deprem sonrasında, çeşitli ülke ve uluslararası mali kuruluşlardan 3.5 milyar dolarlık kaynak sağlandı. Ha- zine Müsteşarlığı verilerine göre ül- ke ve uluslararası kuruluşlann sağla- dığı yardım ve krediler, deprem böl- gesinde başlatılan 75 projenin fınans- manında kullanıhyor. 17 Ağustos 1999'un yıldönümünde seçime girecek partiler depremi de kullanmaya çalışıyor 'Depremi yenecek' parti aranıyor iik Depremin 3. Tıldönümü Deprem günlerinde \ardım dağıtan partikr, şimdi oy için yanşıyorlar; ancak, depreme karşı hemen hiç bir önlem için çahşmadılar. / ktidar ve muhalefet partileri, yeni kurulan partilerle birlikte seçim yanşında bu kez "depremi" de kullanıyorlar... Ne var ki hemen tümü deprem yıkımımn temel nedeni olan "rantçı imar politikalannda" pay sahibi olduklanndan, toplumu yine bilim dışı söylemlerle oyalıyorlar. ~r\ artilerin büyük #—* çoğunluğunun 'sıkıntıya' ~A. düştükleri konu daha önceki hemen tüm seçimlerde başlıca 'oy potansiyelini' oluşturan 'imar affi' söylemleri. Partiler, artık imar affını eskisi kadar açık ve kesin bir dille seslendiremiyor... OKTAYEKtNCİ Türkiye'yi sarsan 17 Ağustos 1999 depreminin 3. yıldönümü "seçim ortammda" yaşanıyor... llk iki yıldan farklı olarak, depremi ele alan etkinliklere bu kez "siyasi partilerin ügisi" çok daha fazla... Özellikle Bolu-Düzce-Sakarya-İzmit ve Yakjva kuşağındakı "felaket havzasmdan" milletvekili adayı olanlar, sıvil toplum kuruluşlan ve meslek odalannca düzenlenen değişik toplantılann "konuşmacdan'' arasında yer almak için bu kesımlerle "sıcak temas" halindeler... İstanbul'dakı seçim yanşının öncelıkli gündemı de "eB kulağmdaki depreme" yönelik eleştiriler ve vaatler... Ne var kı bu siyasal hareketlilik içinde, "depremi felakete dönüştüren" temel nedenlere yönelik olarak partilerden ve çoğu adaydan "gerçekleri dfle getiren" bir söylem hâlâ duyulabilmiş değıl... 17 Ağustos sürecindeki "iktidar" partileri ve adaylan, depremin ardından yapılanlan "abartarak" seçime hazırlanırlarken, aynı süreçte muhalefette olup şimdi "iktidan devTalma" umudundaki partiler ve adaylan ise yapılanlardakı hata ve yolsuzluklan öne çıkartarak "depremden sryasal rant" peşindeler... Oysa gerek yapılanlar, gerekse bunlara ait kimi beceriksizlik ya da "kayırmacı" tutumlann tümü, övülse de yerilse de sonuçta hiç önemi yok... Çünkü, depremlerin böylesi felaketlerle yaşanmasmdaki temel neden olan "rantçı ve plansız imar potitikalan" sorgulamp terk edilmediği sürece, yer sarsıldıkça "fay kuşağma yığdan denetimsiz binalar" da yıkılacak... •İmar affr yok ama var... 17 Ağustos ve öncesinde iktidar olan partilerle, şimdi iktidara geçrne yanşındaki partilerin büyük çoğunluğu, işte bu "arsa ve arazi ranü imarcıhğının" ekonomık ve siyasal örgütlenmesini de içerdıkleri için, seçim sürecindeki bu deprem yıldönümünü de "içi boş nutuklarla" geçiştiriyorlar... Bu yönde en çok "sıkmüya" düştükleri konu ise daha önceki hemen tüm seçimlerde başlıca "oy potansryefini" oluşturan "imar affl" söylemlerini artık eskisi kadar açık ve kesin bir dille seslendiremiyor olmalan... Ne var ki buna karşın deprem yıkımlannrn asıl "panzehiri" olan ruhsatsız ve yasadışı yapılaşmayı "ortadan kaldırma" konusunda da açık ve kesin bir söz hemen hiçbir partiden ve adaylanndan işitilmiyor... tmar yağmasma karşı bu "genel suskunluk", bir bakıma bu seçim döneminde de "deprem öncesi rantçı siyasetten" hâlâ vazgeçılmedığını gösteriyor... Iktıdar ve muhalefet partileri, yapılann yüzde 70'inin plansız yer seçimleriyle ve "kaçak" inşa edıldiği bir Türkiye'nin yıllardır süregelen "popülist potitikalanna" yaptıklan katkılarla birlikte, bu çoğunluktakı bir "o>r tabanırun" beklentılenni de sandığa çekebilecek bir "imar affi" umudunu şundiki seçim söylemlerine "sessizce" bile olsa yansıtabiliyorlar... ışıkara ANAP'taL. tşte bu siyasetin özellikle 1980 sonrasındaki "imar talaru affi" yasalanna yıllarca önderlik eden partisi ANAP, büyük depremin 3. yıldönümünde en büyük "transferi" yaparak, aynı 3 yıldır Türkiye'nin "Deprem Dede'â" olan Kandilli Rasathanesı Müdürü Ahmet Mete Işıkarayı partinin "miBtam" yaptı... Kuşkusuz Işıkara'mn tercıhiyle gerçekleşen bu "birleşmejie" birlikte, yine bu ülkeye ANAP'ın etkin çabalanyla egemen olan; "Bölge planlamasuıın iptal edflmesi", "\aûnmlarda plansız yer seçimlerinin siyasetçi-girişimci kararianyla yapdması", "plansız ve kaçak yapüaşmarun Islah tmar Planı UkeDiğrvie yasaDaşünhnası" ve hatta "fay üzerindeki kryı arazüerinin bile dev fabrikalara bedava verflmesi" vb. gıbi, depremleri felakete dönüştüren hemen tüm bilim dışı ve "spekülatif" politikalar. Işakara'nuı temsil ettiğı "srv-asi erke çatmavan mnmlu akademisyenlik''le de bütünleşmiş oluyor... Tabii bu arada yine Deprem Dede'mizin sayısız kez dile getirdiği; "tnsanlan deprem değiL binalar öldürür" ve "Sağlam zemin yerine çürük yerde yapı yapmak cahiDiktir«" şeklmdeki uyanlannm da bundan böyle "partisi" tarafindan nasıl ele L Deprem yıkımlan 'inanç dünvasııu" da etkiledL- Dıncı partiler umudannı bu görüntülere bağladılar. alınacağı merakla bekleniyor... Çünkü ANAP'm bu sözleri dikkate alabilecek bir polıtika izleyebilmesi için, örneğin yine 1985"teki kendi ürünü olan "denetimsiz imar mevzuaüm" artık değiştireceğini ilan etmesi, imar planlannı, SÎT'leri ve çevre değerlerini hiçe sayan "arazi tahsisleri"nden vazgeçildiğini duyurması, yine 1984'te "lağvettikleri" bölge planlama bürolannın yenıden kurulacağını söylemesi ve aynı yıllarda belediyelere verilen "rant planlaması" yetkilerine de çe\Te ve toplum yaranna bir bilimsel ve kamusal denetim getirihnesini açıkça savunması gerekiyor... Hazlne arazllerl 'oy pazarında' Ahmet Mete Işıkara'nın bu siyasal tercihi böylesine "taröşmah" olsa bile, 1980'lerden günümüze ANAP'la birlikte bu ülkeyi yöneten "diğer partiler" açısmdan da durum pek farklı sayıhnaz... Çünkü gerek 12 Eylül yönetiminde, gerekse izleyen ANAP yıllannda yürürlüğe giren ne kadar "depreme, mimarhğa, mühendisliğe ve şehircüiğe duyarsız" yasa ve uygulama varsa, hemen tümü "\em benzer düzenlemelerle" birlikte diğer partilerin de katkı ve destekleriyle bugünlere dek geldiler... Bunlar arasmda, şimdi yeni bir seçime hazırlanan ve TBMM'de temsilcileri bulunan hemen tüm partilerin "ittifakla" yürürlüğe soktuklan uygulama ise "Hazine arazflermin imar ve şehirciük kurallan gözetilmeden pazarlanması".. Şimdi yine tüm partiler ve adaylan. bu arazilerin satışı yerine "sağhkh kentkşme ve çevrenin korunması için değeriendirihnesini'' savunmak yerine, eğer iktidar olurlarsa "sryasal destekçikrine yararlandıracaklan" mesajmı vererek oy toplamaya çalışıyorlar... Sözün kısası, 17 Ağustos 1999 depreminin bu kez "seçim ortamma" rastlayan yıldönümünde, iktidara aday onlarca siyasal parti var; ama bundan böyle depremleri felakete dönüştürmeyecek bilimsel politikalan yaşama geçirmeyi açıkça ve ödünsüz savunarak "barajı aşma olasıhğı bulunan" bir parti ortalarda görünmüyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle