13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1i AĞUSTOS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 UAYATIN ÖTE YAKASI FERtDUN ANDAÇ Yar olmayı daöğrenir insanYersiz yurtsuz yolcuyduk onunla. ^\lsız) zamansızdık! îmgelerde, bel- l e t t e yer edengünün sırdaşıydık. Di- 1. e. söze gelmez acıların bendinde y- o\ alıyorduk. Bakışlanmızdan önce fcciapİanmız buluşmuştu masada. IBrbinmizi tanımaya çalışırcasına, orıda ipıldetiyorduk gözlerimizi. Tren, Isveç topraklanna gireli beri cloğadaki renk değişiminden alamı- yordum bahşlanmı. Karşımdakinin fadana varmam bu kitapla olmuştu: L e s villes iırvisibles. ttalo Calvino. Çekicı gelen Calvino adı, ortak bir ciilin sınır tanımazhğını anlatıyordu ilkten. Nereden gelip nereye gittiği- mizi sormak yerine, bu dilin anlanu- ımı iconuşmaya başladık. Sonra sonra aynmına vardıklanmızla aynı dil, b»enzer duygu haritasında gezindiği- mizi kavramıştık. Bizim, Agneta Ig- vas ile tanışmamız böyle olmuştu. '^feden Calvino', yerine; 'Niçin Calvino'yu konuştuk daha çok. Cal- vino, yeni-gerçekçi edebiyatın dili- rai kurup, tözünü var eden biri. Ye- rıi'ye kattığı anlam, kurduğu üstdi- lin /üstsöylemin vazgeçilmez bırbe- lirtisi olarak öne çıkar. Yoğunlaştın- cı biçimle düşünsel özü kurup açım- lar. öncelikle nesne'yi / görüntü'yü bunun üzerine oturtur, buradan ha- reketle gerçekliğin dilini yakalama- ya ' kurmaya çalışır. ••• Stockholm'e vardığımızda, kar- şımda bir dünya kenti gibi duran bu yerin anlamını, Calvino'nun simya- cı edası ile dile getirdiği kentsel za- manın görünen/görünmeyen yanla- nyla kavramaya çalışacaktım. Ag- neta'nın, bir pusula, kaybolmadan gidebileceğim bir yol haritası gibi yazıp çizip elime verdiği o küçük defterdeki notlara dönüyordum sık sık. Sonra, biz, onunla kentler katet- tik birlikte: Atina, Paris, Viyana, Brüksel, Üsküp, Erzurum, Mardin... Derdimiz, tasamız ayruydı. Adı kon- mamış yiten bir zamanın peşindey- dik. lçte ve dıştakilerin suretine iz düşüren bir serüvendi gidip gidip döndüğümüz. Calvino, hep vardı ha- yatımızda. Varolmayan Şövalye, Görünmez Kentler, Bir Kış Gece- si Eğer Bir Yolcu, Amerika Ders- leri bir bir dilimize kazandınlmıştı. Gene bir gün, bir Calvino okumasın- dan başını kaldınp şunlan söylemiş- ti: "Biz aklı, siz tutkuyu simgeli- İ1TU.HU"» 1 399 ILLesvüles invisibles 1i •• HM£> CALV1NO j V*RCXMAYAN ŞÖVALYS 11J Ltalo Calvino hayatın öte yakasında olanlan anlatırken gerçekle düşü buluşturarak var olmanın dayanılmazlığmı var olunamayan durumlarla açımladı. Calvino'suz yaşamak, biraz da insanın var oluşunun anlamını bilmeden yaşamaktır diye düşünüyorum. Bunu görebilmek içinse Varolmayan Şövalye'den başlamak en iyisi. yorsunuz. Anıa Doğu'ya doğru yürüdükçe insan, varolmayı da öğreniyor; çö/ülmenin dilini öğre- nip acının suretini çıkarıyor..." Meşa Selimoviç'in Derviş ve Ölüm'ünü okuyordum o günlerde. Onun sözlerinin bütün anlamı bura- da yatıyordu sanki, Ahmet Nuret- tin'in anlatımında... Safranbolu'da arastada bir kahvede zamanın ötesi- ne geçmiştik ikimiz de. Varlık ve yokluk, zaman ve mekân, düş ve ger- çek yazının hem varoluş nedeni hem de vazgeçilmeziydi bize göre. Daha- sı, Calvino'dan başlayan her söz ge- lip buradaki söz labirentlerinde yo- ğunlaşıyordu. Görünmez Kentler'in Türkçesi elimdeydi artık.. Bana hep o tren yolculuğunu anımsatan, bir sı- zıya dönüşen an'lann esintisini ge- tiren CaK ino'nun bu benzersiz ya- pıtı; çıktığımız uzamsal yokulukta kentlerin binbir yüzûnü anlatıyordu. Derin, yoğun, metaforik bir yazının sesini' tınısını hissediyordunuz her yol alışta. Işte. o Calvino, gelip de Amerika Derslen ile karşınıza çık- tığında; bir yazın esteti/düşünürü ile yüzleştiğinizin tam aynmına van- yordunuz. Calvino, salt yazan/anla- tan biri değildir. Yazdığı üzerine dü- şünen, yorum getirendir de. Bunun göstergesel dilini somutlayandır üs- telik. Hayatın ve kurmacanın dilini böylesine benzersiz yakalayan; ya- zınsal yaratıcılığın aurasını hiçbir yapaylığa, sıradanlığa kaçmadan ku- ran; 'yeni' / 'değişken' olanın ger- çekligini bu örgü ile veren usta an- latıcımn her bir sözü / yapıü bizi var olmanın hem bilincine, hem de bil- gisine götürür. Açın Varolmayan Şövalye'yi okuyun, orada sırlı ola- na ezilerek bakacaksınızdır. Ağaca Tüneyen Baron neyın ironisidir siz- ce? Ya Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yol- cu? Onun ne yaman bir yazın düşü- nürü olduğunu da anlatmaz mı bi- raz?! Bu romanın yazılma nedenini / biçemini dile getirdiği metni oku- duğumuzda ilk an'da gözünüze ili- şen Calvino'nun anlatı kurmadaki yetkinliğidir. Amerika Dersle- ri'ndeki beş metnin ('Hafiflik', 'Hızlılık', 'Kesinlik', 'Görünür- lük', 'Çokluk') açımlanıp yorum- lanışı bir yazın insanının gelebilece- ği noktayı, yazınsal uğraşındaki va- roluş çizgisinin anlamını da anlatı- yor bizlere. OKUMA ÖNERILERI * ttalo Calvino 'nun yapıtları Can Yayınları tarafindan yayımlanmaktadır. tşte bunlardan birkaçı: Roman: Ağaca Tüneyen Baron, Çev.: Aydın Emeç, 1990; Varolmayan Şövalye, Çev.: Güllşık, 1997; Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu, Çev: Ülker İnce, 1990; tkiye Bölünen Vıkont, Çev.: Rekin Teksoy, 1991; Palomar, Çev.: R. Teksoy, 1991. Oykü: Kozmokomik Oyküler, Çev.: Eren Yücesan, 1990; Zor Sevdalar, Çev.: R. Teksoy, 1991; Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler, Çev.: Rekin Teksoy, 1991. Deneme: Amerika Dersleri, Çev.: Kemal Atakay, 1994; Üç Deneme, Çev.: Bilge Karasu, 1993, Yapı Kredi Yay.; Görünmez Kentler, Çev.: Işıl Saatçıoğlu, 1990, Remzi Kitabevi. Giorgio Manganelli: Centuria Yüz Küçük Irmak Roman, Çev.: Sema Rifat, 2002, Tavanarası Yay:; Düzyasının tnce Sesi, Çev.: Şadan Karadeniz, 2002, Yapı Kredi Yay. BELLEK KUTUSU "Edebiyatı bir bilme araytsı olarakgörmeye alışmış biri olarak, varoluşsal alanda hareket edebilmem için bu alanı antropolojiye, etnolojiye, müolojiye uzanan bir ~ alan olarak değerlendirmek gereksinimini duyuyorum." ttalo Calvino / Çev.: Kemal Atakay Abdurrahman İnceefe 'UDDY!' albümüyle önemli bir adım attıklarmı söylüyor l yuşturucuyla mücadelede müziğin gücü Anne Holland'ın sergisi Fotoğrafevi-Koç Allianz Fotoğraf GalerisFnde. Türidye veIrlandaf dan objektifeyamıyanlar... Kûltür Servisi - Irlandalı sanatçı Anne Holland'ın fotoğraf sergisi 28 Ağustos'a dek Fotoğrafevi-Koç Al- lianz Fotoğraf Galerisi'nde görülebi- lir. Sanatçınm dijital ortamda kan- vas üzerine dijital baskı yaparak ha- zırladığı fotograflardan oluşan sergi- sinde 35 adet çalışması yer ahyor. Fotoğraflann bir kısmı daha önce zi- yaret ettiği Türkiye'de çekilmiş. Di- ğerleri ise İrlanda'da özellikle arala- nnda tutucu Hıristiyan kesimin ya- şadığı mahallelerde çekilen görün- tülerden ohışuyor. Galerinin birinci katında Dande- lion Geometry, Glandore Moss, Sahildeki Yakamoz (4 fotoğraf), Imprint (8 fotoğraf), Corragb (3 panel), Pamukkaie Kaya, Frozen Pothole yer alıyor. tkinci katta ise St Bridgets Holy WeU (7 fotoğraf), Jesus, Mary, Dolmuş Bekleyen Çift, Fethiye Tespih, İstanbul, Ayasofya, tstanbul, Çoban ve Pa- mukkaie başlıklı çalışmalar bulunu- yor. Limerick School of Art and De- sign okulu seramik tasarunı bölümü- nü bitiren Holland, yıhn genç tasa- nmcılannın katıldığı ilk sergisini 1994yılmdaLondra'daaçtı. 1998 yı- lında Japonya'da katıldığı 'Eski ve Yeni' isimli fotoğraf sergisinin konu- sunu geleneksel ve modern Japon hayatındaki karşıtlıklardan esinlene- rek oluşturan sanatçmın, Havana'da çektiği fotoğraflar, trlanda televiz- yonunda yayımlanan 'Coco Televi- sion' programının hazırladığı 'Bu- ena Vista Social Club Presents.r adlı bir prodüksiyonda kullamldı. Sanatçının son dönem çalışmal- anndan oluşan sergi, 28 Ağustos ta- rihine kadar pazar günleri hariç her gün 09.00 ile 19.00 arasında gezile- bilir. (0 212 249 02 02) • Almanya, Hollanda, îsviçre ve Türkiye gibi değişik ülkelerden 19 müzik grubunun birer parçayla yer aldığı 'UDDY! 'de ağırlıklı dil olarak Türkçe kullanılıyor. Bu albümle özellikle uyuşturucunun gençlik içinde yarattığı tahribatı önlemek amaçlanıyor. FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Günü- müz dünyasında gençliğin en önemli sorunlanndan biri, "UDDY!" adıyla ve "çok kültürlü ve çok ül- keli" bir müzik albümü olarak işlendi. Adını "Uyuştunıcuya Dur Diyen Yokî" sloganının baş harflerinden alan bu yeni CD, HipHop sahnesinin tanınmış adlannın katkılanndan oluşuyor. Almanya, Hollanda, îsviçre ve Türkiye gibi de- ğişik ülkelerden gelen 19 müzik grubunun birer parçayla yer aldığı""UDDY!"de ağırlıklı dil olarak Türkçe kullanılıyor. Projeyi gerçekleştiren eski Cartel grubu üyelerinden Abdurrahman tnceefe,bu çalışmanın, özellikle uyuşturucunun gençlik içinde yarattığı tahriba- tı önlemeyi amaçladığını be- lirtti. Genç müzik adamı, şöyle konuştu: "Biz katkımızı müzi- ğimiz ve şarkı sözleri- mizle dile getiriyoruz. Bunu Türkçe ağırlıklı olarak yapıyoruz, ama elbette hedef kitlemiz sa- dece Türk gençleri değil, tüm dünyadaki gençler- dir. Yani uyuşturucunun bedef kitlesine biz müzik ara- cılığıyla müdahale ederek dünya ölçeğinde bir işaret vermiş oluyoruz." "UDDY!"" ıçindekı çahş- malardan biri olan "Anı- lar", bundan bir süre ön- ce single olarak piyasaya verilmiş ve olumlu eleş- tiriler almıştı. Abdurrahman înce- efe, gençlerin giderek zorlaşan bir çağda ya- şadığına inanıyor ve onlara yeni sınırla- nn zorla kabul etti- rilmesinden yakı- nıyor: "Her gün yeni bir uyuşturucu türü ile karşı karşıyayız. Bu işin tacirleri bu kötü pazarda artık hedef kitle- ye göre uyuşturucu dağıtır oldu. Ne yazık ki son 10 yıl içinde uyuşturucuya kurban gidenlerin sayısında önemli bir artış var. Çok yakın iki ar- kadaşımızın uyuşturucudan hayatlarını kaybet- meleri bizi çok etkiledi. Arkadaşlarımız ve mü- ziğimiz adına bu projeji başlattık." Albümün önümüzdeki günlerden itibaren Al- manya'da müzik marketlerde olacağıra kaydeden inceefe, Türkiye'yle ilgili araştırma ve çalışmala- ruun sürdüğünü, Türkiye'deki dinleyiciye en kısa zamanda ulaşacaklannı söylüyor. Avrupa turnesine hazırhk Abdurrahman İnceefe Cartel proje- si ile gelen başannın ardından ge- leceğe yönelik planjarını da şöyle anlatıyor: "Öncelikle çalışma arkadaşlarım, hedeflerimiz ve bu he- deflere ulaşma yolları- mız konusunda çok çaba harcıyorlar. Geç- mişte yaşananlardan ders aldık. Cartel be- nim başlangıcım ol- du.. artık profesyonel bir ekiple uzun vadede iş- ler yapmak istiyorum. Bu bir takım işi ve ben çok iyi bir takımda yer aldığımı dü- şünüyorum. UDDY! proje- miz eylül ayında bir Avrupa turnesi ile devam edecek, hemen sonrasında Li- sanz'ın (Amsterdam VVestsite) albümü var. Sonrasında Suikast'ın bir toplama albümü çı- kacak. 2003 yılı için ça- lışmalanmızı daha yoğun planlıyoruz. Sihir ve Sindikat yeni dönemde dinleyi- cileriyle buluşacak." ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sinema ve Edehiyat Edebiyatın sinemaya aktarılması, sanatta güncet- liğini hep koruyan bir konu. Bu bağlamda en temel sonjlardan ikisi de bu aktarmadan ne anlaşılması ge- rektiği ve başarının ya da başansızlığın ölçütünün ne olabileceği. Genç yaşta yaşamını yitiren ünlü Alman fılm yönet- meni Rainer Wemer FaBbinder, Jean Genet'nin "Cluerelle de Berest" romanını sinemaya aktarmak için yaptığı ön çalışmalar sırasında kaleme aldığı not- larında, bu konuda rehber olabilecek düşüncelere yer vermiş. FaBbinder, notlarına önemli bir sapta- mayla başlıyor: "Edebiyatın sinemaya uyarianması, alışılagelmiş anlayışın aksine, gerekçesini asla birile- tişim ortamının (edebiyatın) olabildiğince örtüşmeyi sağlayacak biçimde birbaşka iletişîm ortamına (sine- maya) çevhlmesinde bulmaz. Demek ki bir edebiyat esenyle sinema açısmdan ilgilenme çabasına anlamı- nı kazandıran şey, edebiyatın okurda oluşturduğu im- geleh en ileri ö/çüde sınemada gerçekieştirmek de- ğildir." FaBbinder bu saptamasında konunun odak nok- tası sayılabilecek bir özelliğine parmak basıyor ve i- ki ayn iletişim ortamının varlığından söz ediyor. Her iletişim ortamı iletilerini iletme işlevini kendi doğasın- dan kaynaklanma kurallar ve yöntemler çerçevesin- de yerine getirebileceğinden. herhangi bir iletişim or- tamından çıkma bir iletide ancak farklı bir iletişim or- tamıyla gerçekleştirilebilecek özelliklert aramak, ola- yı daha çıkış noktasında yanlış bir yörüngeye sürük- leyecektir. Yazarın yazı dili aracılığıyla yarattığı imge- lerin ancak yazı ortamında kaldıklan sürece taşıyabi- lecekleri nitehkleri, görüntülerin diliyle çalışan sinema ortamında da körii körüne korumaya çalışmak, sine- manm iletişim ortamından olanaksızı talep etmekten başkaca bir anlam taşıyamaz. FaBbinder, edebiyattan filme aktanmda izlenmesi gereken yol üzerinde düşünürken önce yapılmama- sı gerekeni vurguluyor: "Bir edebiyat esehnin kesin nesnel gerçekliği diye bir şey yoktur; o yüzden ecte- biyatla hesaplaşan bir filmin amacı da biryazann im- geler dünyasını farklı imgelemlerin kesin uz/aşma nok- tası niteliğiyle sergilemek olamaz. Sinemayı birparça edebiyatın yerine geçen bir şeye dönüştürme girişi- mi, kaçınılmaz olarak sıradanlıkla noktalanacaktır." Bu alıntıda"rıesap/aşan"sözcüğu,birsanateseriylekar- şılaşmanın ne anlama geldiğı bağlamında önem ta- şıyor. Sanat tarihçisi Arnold Hauser'e göre her sa- nat eseri, bir meydan okumadır. Sanat eseriyle kar- şılaşana düşen ise böyle bir meydan okumayla ken- di birikimleri ve koşullan doğrultusunda hesaplaş- maktır. Böyle bir hesaplaşma sonucu, her okur ede- biyat eserinden kendi gerçekiiğini türeteceği için, edebiyattan sinemaya giden yolda edebiyat eserinin o/mayan nesnel gerçeklığinin peşine düşmek, çok yanlış olacaktır. Bu durumda FaBbinder'e göre sine- mada yapılması gereken, şöyle tanımlanabilir: "Ede- biyatla ve dil ile hesaplaşan bir film, bu hesaplaşma- yı çok açık ve saydam gerçekleştirmekle yükümlüdür, film, hiçbir evresinde kendi imgeiemini genelleştir- memeli, kendini yine her evrede.. bir olasılık olarak sergilemelidir." FaBbinder, bu anlattıklannı Genet'nin "dünya ede- biyatının belki de en radikal romanı" diye intelendir- diği "ûuerelle de Brest"inden yola çıkarak şöyle so- mutlaştırır: "Jean Genet'nin imgelerdünyasından kcy panldığı takdirde olaylar, ancak üçüncü sınıf bir poli- siye öyküdür. Yazann anlatım biçimiyle, son derece olağandışı birimgelemle hesaplaşmayı buna değerkı- lan asıl nokta ise söz konusu imgelemin ilk bakıştaya- bancı, içinde kendine özgü yasalann geçehı olduğu birdünyanın ortaya çıkmasıdır. Bu yabancı dünyanın bizim doğal olarak yine öznei duysadığımız gerçekli- ğimizle nasıl bir ilişki kurduğunu vebu gerçeklikten ne denlişaşırtıcı doğrularürettiğini ortaya çıkartmak, son derece heyecan vericidir... Bu, aynı zamanda giderek kendi kimliğimizle özdeşleşmemizdirt" Okurun bir edebiyat esennden ancakkendigerçek- iiğini türetmesi gibi, film yönetmeninin de o eserden -sinema ortamında- yalnızca kendi gerçekiiğini türet- me çabasında olması, yönetmenlik yaparken öznel okuma özgürtüğünden özveride bulunmaya kalkma- ması, sinema ile edebiyat ilişkisinin belki de temeli- dir. e posta: ahmetcemala superonline.com acem20iahotmail.com Erdoğan Başol'un yapıtı Italya'öa • Kültür Servisi - Italya'nın başkenti Roma'da festival etkinlikleri kapsamında sergilenen ve her yıl nisan ile eylül ayları arasında birçok turistik ve kalabalık bolgeleri de içine alan Uluslararası gezici karikatür sergisinde bu yıl Türk karikatürcüsü Erdoğan Başol da bulunuyor. Sergisinin organizasyonu îtalya'nın profesyonel organizatörlerinden Julio Lubetkin'e ait. Serginin poster ve kataloğunu ise tanınmış illüstrasyon ve karikatürist Marco De Angelis hazırlamış. Sergiye aynca Quino, îsaac, Ajubel, Kosobuküı, Altaan, Bucchi, Trojano, Palomo, Pancho, Skiaffino, Isca, Contemori, Bruna, Mangosi, Tabare, Effat ve Lauzan gibi karikatüristler katılıyor. (www.wittyworld. com) BUGÜN • İFSAK'ta saat 19.00'da Güneydoğu Anadolu fotoğraf çekim gezisi tanıtımı ve saat 19.30'da 'Aynlığın Yurdu Hüzün' ile 'Bahğın Günlüğü' adlı belgesel filmlerin gösterimi. (212 292 42 01) • PARK ORMAN'da saat 22.00'de Uğur Yücel'in canlı perküsyon gösterisi. (212 328 20 00) • BEYOĞLU StTVEMASI'nda 12.15, 14.30, 16.45, 19.00 ve 21.15 saatlerinde Wim Wenders'ın 'Buena Vista' adlı filmi izlenebilir. (212 251 32 40) • tŞ SANAT'ta 12.00, 14.15, 16.30 ve 19.00 seanslannda Ted Demme'nın yönettiği 'Beyaz Şeytan' adlı film. (212 316 10 83) • ANTALYA KONYAALTI AÇIKHAVA TİYATROSU'nda Mazhar-Fuat-Özkan konseri. (0 242 243 30 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle