14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA w • EGITIM Türkiye'de kitap okuma alışkanlığı yok. Ülkemizdeki kitap okuma oranı yüzde 4.5'leri geçemiyor Dünyaokuyorbiz bakıyoruzFİGENATALAY "Fürkıye'de kitap okuma oranı yal- aızca yüzde 4.5. Japonya'da bir y-ılda 4 milyar 200 mılyon kitap basılnken "Tür- kiye'de bu sayı yalnızca 23 milyon 3 86. Yanı, Türkiyeaebiryıldabasılankitap, Jap>onya'da neredeyse bir günde t>ası- lıyor. Kitap okuma alışkanhğının ise çok küçük yaşlarda başladığı bir gerçek Çocuğunuzun "kitap kurdu" olma- 5U11 istiyorsanız, ışe. ona oyuncakla birlikte kitaplar alarak, kitaplık oluş- turarak, birlikte kitap okuyarak başla- yabilirsiniz. FMV Özel Ayazağa Işık îlköğretim Okulu Türkçe Öğretrnerıi Ferhat Özen, "Türkiye'deki Okuma AiışkanhğT konulu bir araştırma y ap- tı. Araştırması, kitap olarak da yayım- lanan Özen, Türkiye'detoplumsal ya- şamda kitabın yerinin olmadığını, yıl- lardır kitaba ve kitap okuyana karşı yürütülen düşmanlığın sonuçlannın alındığını vurguluyor. Özen'in araş- tırmasına göre Türkiye"de ûniversıte bitirenlerin sayısı son yıllarda 14 kat arttığı halde kitap okuyanlann sayısı 1965 yılındaki oranın onda birine ge- nledi. Öğretmenler de okumuyor Araştırmadan çıkan sonuca göre okullar, okuma alışkanlığı kazandır- ma konusunda son derece başansız. Tûrkçe programı, ısrarla okuma alış- kanlıgının kazandınlması gereğini vur- guluyor ama.. programı uygulaması gereken öğretmenlerin sorumluluğu burada ortaya çıkıyor. Kitapta yer alan Eğitim- Sen'in bir araştırmasına göre öğretmenlerin yüz- de 8'i hiç kitap okumuyor. Yüzde 39'u ıse bu konuda bilgi vermek istemiyor. Yüzde 28'i ayda bir kitap alıyor. Okuma zevki nasıl gdişir? Öğretmen Ferhat Özen. bu soruyu Çetin Altan ın bir yazısından yaptığı alıntıyla yanıtlıyor: "Okuma zevki Idşinin kendi düzeyi- ne ve kendi eğüimine uygun romanla- nnözentivazıhnışolanlarınıokunıasıy- la geüşir. Diyetim ki okulda çetimsiz ve albenisiz. kkaplardan nefret etnıiş 25 yaşlannda genç bir adam, dünyayı da- ha iyi algdayabilmek için yavaşyavaş bir şeyleröğrenmegereği duyuyor. Bu gen- ci, okulda nefret ettiği kitaplara benzer kitaplarla okuma zevkmin içine çeke- meyiz. Bu gencin önce iyi yazılmış po- lisiye romanlar denemesi yerinde olur. Birkezklasiklereyöndmedeniyi yazıl- nuş polisiye romanlarla kötü yazılmış olanlan ayıracak düzeye gelmetidir. Polisiye roman tutkusundan çok ko- lay geçffir DostoyevskTnin Suç ve Ce- Japon yurttaşlan okumayı se\iyor. Bu yûzden filkede kişi başma bir ydda basdan kitap sayreı 25'i buluyor. Türldye okumada 83. sırada Özen'in kitabında yer alan Birleşmiş Milletler Insani Gelişim Raporu, Türkiye'nin Malezya, Libya, Ermenistan gibi ülkelerin de bulunduğu 173 ülke arasından 86. sıraya düştüğünü belirtiyor. Batı'da okuma oranını araştırmanın yeni bir bilim dalı kabul edildiğini söyleyen Özen, "Türkiye'de bir yılda yayımlanan kitap sayısryla ilgili rakamlan doğru yorumlayabiîmek için, sadece bir önceki yıhn rakamlanyla karşdaşürmak yetmez. Bir de diğer ülkelerin rakamlanyta karşılaşürmak gerekir" dedi. Türkiye'de yayımlanan kıtaplann baskısını Japonya'yla karşılaştıran Özen, "Türkiye'de bir ydda yayımlanan Idtaplarm toplam sayısı 23 milyon 284 iken, Japonya'daki rakam 4 milyar 280 milyon. Yani Türkiye'de bir yıida basdan kitap, Japonya'da neredeyse bir günde basıhyor'' diye konuştu. Araştırmaya göre kişi başına bir yılda basılan kitap sayısı Japonya'da 25, Fransa'da ise 7. Oysa Türkiye'de 12 bin 89 kişiye bir kitap düşüyor. Araşurmada, Birleşmiş Milletlerin Insani Gelişim Raporu'nda 173 ülke arasında Türkiye'nin Malezya, Libya, Ermenistan gibi ülkelerin arasında 86. sıraya düşmesinin nedeni olarak, öncelikle kişi başına bir yılda basılan kitap sayısının düşmesi gösteriliyor.Özen, Türkiye'de okur- yazar nüfusun yüzde 86 olmasına karşın, kitap okuyan nüfusun hızla azaldığı belirtti. Neden okumuyorlar Özen'in araştırmasında yer alan bir anketin sonuçlanna gö- re kitap okumayı en çok tele- vizyon engelliyor. Daha sonra okumama alışkan- lığının nedeni olarak "okul eği- timinde okuma alışkanhğı veril- memesi" gösteriliyor. Cniversite ve dengi okul me- zunlannm "Niçin okumuyorsu- nuz" sorusuna verdikleri yanıt- lar şöyle: ^ Kitaplar pahalı.. yüzde 10.3 •" Okul eğitiminde okuma alış- kanlığı verilmiyor.. yüzde 19.7 • Televizyon, insanları kitap okumaktan uzaklaştınyor.. yüz- de 30.3 • Kitaba karşı yasakçı tutum.. yüzde 4.3 •^ Öğrenci ödevlerinin fazlalı- ğı.. yüzde 5.3 • Geçim koşullanrun ağır olma- sı.. yüzde 15.6 • Okuyan insanlara değer ve- rilmemesi.. yüzde 4 ^ Diğer nedenler.. yüzde 11.1 za's ile Budala'sına-. Ondan sonra da Tolstoy'un Kreutzer Sonaü'na. Ayda bir ikirvi yazılmış polisiye roman oku- ma koşuluyla bir kez DostoyevskTye geçildi mi edebiyat zevltiyle tutkusu kı- pn-danmaya başlar. Ondan sonra Bal- zac, Zola, Flaubert ve Stendhal daha koiay okunur." Her yaşm kitabı ayn Özen, evde anne-babasım kitap-ga- zete okurken gören çocukta, "yaşam- da kitap da \-arnus" imajının uyandı- ğını vurguluyor. Evin bir köşesinde ki- taplığın olması, çocuğun da isterse kendi kitaplanm bu kitaplığa koyma- sı, hatta kendi kitaplığının olması, ço- cukta kitap okuma ahşkanlığını sağla- mak açısından büyük önem taşıyor. Yaşlara göre kıtaplann özellikleri ise şöyle sıralanıyor: 1-2-3 yaş: Yan oyuncak, yan kitap- tır. Konu içermeyen eşya, insan, hay- van kitaplandır. 4-5 yaş: Gerçekçı öykülerden oluş- maya başlar. Mekân gerçektir. Punto- lar iri olmalı, resimler konuyu anlat- malı. Bu yaş çocuklan, kendilerine re- simli öyküler okunmasından hoşlanır. 6-7 yaş: Kitabın ana fikri, konunun mesajı olmalı, metin uzun olmamalı. Bu yaş çocuklan, doğa, hayvan ve di- ğer çocuklann da içinde yer aldığı bol resimli kısa öykülerden zevk duyarlar. Bu dönem, bir çocuğun okumaya olan ilgisinı kamçılamak için en uygun dö- nemdir. 8 yaş: Konular doğa, insan yaşamı olabilir. Gezi, serüven, coğrafya, ilk çağlara ait öyküler, okuma konusun- daki en belirgin ilgi alanlarım oluştu- rur. 9-10 yaş: Cinsiyet farklılaşması be- lirginleşmeye başlar. Bu nedenle öy- külerde yeni sözcükler yer almaya baş- lamah. Giriş, gelişme, sonuç bölüm- lerine önem verilmeli. 11 -12 yaş: Erkekler bilim ve buluş- lara, kızlar okul ve aile yaşamını içe- ren konulann yanında aşk öykülerine ilgi duymaya başlarlar. Özgür okuma saatleri Bir Anadolu lisesinde 75 öğ- renciye iki yıl boyunca "özgür okuma saaöeri" uygulandı. Oğ- rencinin dilediği bir kitabı sı- nıfta kendisi sessizce okuması bi- çimindeki bu uygulama sonu- cunda, öğrencilerin, "Bir önce- ki yıl kaç kitap okudunuz" so- rusuna verdiği yanıtlar şöyle: 29 kişi: 1-5 kitap arası. 41 kişi: 6-20 kitap arası. 5 kişi: 20'den fazla kitap. Aynı öğrencilerin,"Okuma sa- atleri hakkmda ne düşünüyorsu- nuz" sorusuna verdiği yanıtlar da şöyle: Yararlı: 35 öğrenci Çok yararlı: 30 öğrenci Hiçyaran.yok: 10 öğrenci. Ferhat Özen, ilköğretim okul- lannda Türkçe derslerinde, li- selerde edebiyat derslerinde haf- tada bir saat. "Ozgür okuma sa- ati"olarak ayırmanın yarannm tartışılmaz olduğunu vurguladı. UYGULAMA GELECEK YIL Liseler kademeli olarak 4 yıla çıkanlacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), liselerin eğitim süresini gelecek yıldan itibaren 4 yıla çıkarmaya hazırlamyor. Buna göre. liseler, 2003-2004 eğitim-ögretim yılından itibaren, 1 yılı yabancı dil hazırhk srnıfi olmak üzere 4 yı".a çıkanlacak. Aynca liselerde bölüm seçimi de, eskisi gibi "sosyal buunler" ve "fen bflimleri" olmak üzere 2 kategoriye aynlacak. Bu uygulamayla, bütün liselerin Anadolu lisesi statüsüne kavuşturulması hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kırulu Başkanhğı, liselerin 4 yıla çıkanlmasına ilçkin esaslan belirledi. Eğitim sisteminin niteliklerini arttırarak kültürlü bireyler yetiştirmeyi hedef alan pıogram, ortaöğretimde birçok yeni yapılanmayı kıpsıyor. Programda şu esaslar bulunuyor: V Ortaöğretim kunımlannda, en az bir yabancı dil eiituni verilebümesi için hazırhk sınıfi olacak. tkinci yıbancı dil de zorunlu ders olarak öğretim p-ogramlanna konulacak. Yabancı dil dersleri 9'uncu snıftan itibaren kademeli olarak verilmeye taslanacak. v' Ortaöğretim kurumlanndaki haftalık ders çzelgeleri yeniden düzenlenerek ders türü ve yükü aaltılacak. »' Belirlenecek ders çizelgeleri ve öğretim jrcgramlanna göre, ilköğretimden ortaöğretime geçiş yeniden düzenlenecek. { Lıse programlan, eskiden olduğu gibi, fen bilimleri •e sosyal bilimler olmak üzere iki ana alan olarak ^enıden belirlenecek. Buna göre "eşit ağuiık'' bölümü fTtadas kalkacak. /Genel ve mesleki ortaöğretimin 9. sınıf genel kültür kBİen ortak olacak biçimde düzenlenerek, bu sayede •grencılerin programlar arasındaki yatay ve dikey :eçışine olanak sağlanacak. /Mesleki ve genel liselerden mezun olanlara, stedikleri takdirde diğer alanlarda telafı egitımi îlznağı sağlanabılecek. / \nadolu lisesi öğretim programlannm uygulandığı -esni ^e özel liselerde, matematik ve fen dersi. .ealenn isteğine göre yabancı dille öğretilebilecek. me engellilerin spor aşkı Kayserfde daha önce futbol takunı kuran Görme EngeUliler Spor Kulübü sporculan, şimdi de tekvando öğreniyor. Kulüp sekreteri Ümmet Ekuıci, >r apüğı açıklamada, kulüp üyeierinden gekn talep doğrumısunda düzenledikleri tekvando kursunda, 1^ aydır eğitim aldıklannı söyledL Görme engelli olarak tekvando öğrenmekte zoıianmadıklaruu ifade eden Ekinci "*.\zmin eünden hiçbir şey kurtulamaz. Biz bunu kanıthvoruz"' dedL (Fotoğraf: AA) DUZYAZI ORHAN BİRGİT Ek smav, 18 Ağustos Pazar günü 11 il merkezinde gerçekleştirilecek AÖL öğrencilerine müjdeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Milli Eğitm Bakanlığı (MEB), Açık Öğretim Lisesi'nde (AÖL) öğrenim gören ve mezun olmak için gerekli krediyi sağ- layamayan öğrencilere ek smav olanağı tanıdı. Sınav 18 Ağus- tos Pazar günü 11 il merkezin- de gerçekleştirilecek. MEB'den alınan bilgiye göre sınava girecek öğrencilerin, 2001-2002 eğitim ve öğretim yılının 2'nci döneminde kayıt yenilemiş olmalan gerekecek. Smava, genel lise programına • Öğrenciler, sınava giriş bilgilerini içeren ek sınav öğrenci bildirimlerini, 12 Ağustos'tan itibaren, illerdeki Eğitim Hizmetleri Merkezi müdürlüklerinden alabilecek. kayıth öğrencilerden en az 5 dö- sonra AÖL'ye kayıt yapttranlar nem eğitim ve öğrenim görmüş olanlar ile mesleki açıköğretim programlannda en az 6 dönem eğitim ve öğrenim görerek sta- jını tamamlamış olanlar katıla- bilecek. Aynca sınavdan, mezun ola- bihnesi için 1 dönemlik kredisi (40 kredi) eksik olanlar ve lise ara sınıflanndan aynlıp daha arasından sınava en az 1 kez ka- tılmış olanlar da yararlanabile- cek. Sınav gideri olarak Vakıf- bank"a 12 milyon lira yatıracak olan öğrenciler, sınava giriş bil- gilerini içeren ek sınav öğrenci bildirimlerini, 12 Ağustos'tan itibaren, illerdeki Eğitim Hiz- metleri Merkezi müdürlüklerin- den alabilecekler. "18 Ağustos Pazar günü; İstanbul. Ankara. İzmir,Bursa,Konya, Adana, An- talya, Erzurum, Van, Malatya. Trabzon ve Samsun" il merkez- lerinde yapılacak sınavm sonuç- lan 2 Eylül'de açıklanacak. Sı- nav sonrası, herhangi bir yükse- köğretim programına kayıt hak- kı kazanan öğrencilerin mezu- niyet belgeleri 9 Eylül 2002 ta- rihinde dağıtıunaya başlanacak. Smav bılgileri aynntıh olarak **www. meb.gov.tr" internet ad- resinden de öğrenilebilecek. Kasıma Doğru... Kararsız Kemal Derviş ın kendisini yürekten destekleyen gazeteleri bile nasıl bıktırdığını istifa sabahının manşetlerinde görmek mümkündür. Sadece medyanın değil, Derviş ile nikâh tazele- yeceklenni söyleyen YTP'lilerin de sabıriannın taş- tığı, Cem ve Özkan'la yaptığı görüşmelerin per- de arkasını anlatan haberlerle su yüzüne çıkıyor. Ama acaba Kemal Dervış, gerçekten o kendi de- yimi ile "Merkez Sol" dediği çizginın çevresinde buluşanlan geniş biryelpazeyeyaymak mı istıyor? Yoksa, henüztam açıklığa kavuşturamadığı bir baş- ka hesabın mı peşindedir? Bu soruyu yöneltmek için, son İstanbul temas- lanna bakmak gerekiyor. Ismail Cem, eski Cumhurbaşkanı Demirel'in icazetini sağlayarak DTP ile güçbirliği yapacakla- nnı, bu partinin genel merkezinde ve Adnan Men- deres'in buyük boy portresinin önünde açıkladı. Beklenirdi ki, iki merkez sağ partisinin yetkili or- ganlannın bu konuda nasıl bir yol izleyeceklerini saptamak amacı ile önce ayrı ayn çalışmalar sür- dürülsün; daha sonra temsılcıler bir araya gelip or- tak çalışma grubu oluştursunlar. Benim kuşağım, demokrasinin ülkeye yeni ye- ni geldiği, ama kurumların çok ciddiye ahndığı 1960 öncesi döneminde, CHP'nın, Fevzi Lütfi Karaosmanoölu, Ekrem Alican, RarfAybar.Tu- ran Güneş ve Ibrahim Öktem'lerin yönettıği Hür- riyet Partısi ile Bölükbaşı, Fuat Arna'lann Cum- huriyetçi Köylü Millet Partisi'nin öyle bir güçbirli- ği için sürdürdükleri çalışmanın ne kadar şeffaf yü- rütülduğünü anımsamaktadır. O gırişım, başanya ulaşamamıştı; ama kamuoyu ne olup brttiğini adım adım izleyebıliyordu. Aslında bu tür seçeneklerı yaşama geçıımek için gündemlerine alanlann, herkesten önce seç- menlerin sabah akşam bilgi sahibi olma hakkını taşıdıklannı akıllarından çıkartmamalan gerekiyor. Ama, sadece seçmene değil, kendileri ile bir- likte gemilerini yakmakta sakınca görmeyen "yoz milletvekillen"n\n de olup bitenlerden yeterince ha- berli olmadığı biliniyor. Yönetimi elinde tuttuğu söylenilen "troyka"da bir kişi resmen partinin li- deri. Ikincisinin ikinci adam koltuğuna oturacağı üan edilmişti. O şimdılik sadece istanbul Milletve- kili ve her görüşmeden sonra gazeteciler karşısın- da gülümsemek, arkasından da teşekkür ederim arkadaşlar demekle durumu ıdare ettiğini sanıyor. Troykanın üçüncü adamı, bence düpedüz va- ziyeti idare ederek, bu işin olmayacağını anladı- ğını açıklamak için sürekli devam kazanmak isti- yor. Belki hayatı boyunca hiç risk almamış bir var- sıl ailenin gözbebeği olarakyetiştirilmiş olduğu için, bugün de kendisınden ıstenilen bir misyonu yeri- ne getırmek için yola çıkması söylendiğinde, ha- vanın bulutlu olup olmadığı, yağmurun yağma olasıhğı karşısında şemsiye alınacaksa, kendisi dışında birisine taşıtmak için kımin bu görevi üst- leneceği gibi tiiriü seçenekler kafasında dolaşıyor. Ya tutmaz ıse sorusu, akşam başını yastığa koy- duğu zaman, aklına takılıp sabaha kadar kendi- sini bırakmayan bir burgaç olmalı. Girse ne olur, girmese ne? Tek kelime ile Kemal Derviş, artık YTP ye gırse de, girmese de, 3 Kasım seçımlerinın, Rrfat Hi- sarcıklıoğlu nun bile dün açıktan söylediği gibi, Türk halkına dayanmayan bir hareketin taban bu- lamayacağının kokusunu almış görunüyor. Bir aylık bir geçmişi olan Yeni Türkiye'nin bu- güne kadar örgut kurabıldiği ıl sayısı sadece 23. Genel Başkan, 20 il için de lıstelerın yolda oldu- ğunu söylüyor. 83 ile ve elbette tüm ilçeleri ile, o ilçelerin mahalleleri ile tabana yaymak için, bir Derviş sabn bile çatlayacak aşamaya gelmek üze- re. Yıne Hisarcıklıoğlu, artık kendilerinin her parti- ye eşit uzaklıkta olduğunu söyleme gereğini duy- maya başlamış. Derviş'in, siyasete girse de, gire- ceği partinin seçimi kazanmasının yeterii olmaya- cağı, iktidara gelmesi halınde Derviş'in çantasın- daki varsayımlar dosyasının işlerlik kazanabile- ceğini söylüyor. Görülüyor ki, troykanın üçüncü ayağının önün- de gerçekten aşılması zor dağlar var. Otürzorluklan.ancakçekirdektenyetişmışpo- litikacılar seviyoriar. O tur siyaset adamlanna, o yü- ce engeller birer moral desteği olabıliyor. Bunun son ve somut ömeği, Başbakan Ecevit'te kendisini göstermiyor mu? Siyasal rakipleri ve medyanın kimı kalemlerı, vasiyetini yazmasını is- tiyorlardı. Geçen haftaTBMM'de Iş Güvencesi Yasası gö- rüşülürken, görüşmeleri başından sonuna kadar izleyen, DSP milletvekillerine taktik ve moral ve- ren Ecevit'e o sabaha karşı bazı arkadaşlan, "Sa- at 04.00 efendim. Nasıl o/sa, oyunuzu birbaşka bakan arkadaşınıza kullandırma hakkınız da var. Artık evinize gidip istirahat etseniz" diyecek ol- muşlar. Ecevit, çevresini süzmüş ve "Bakın arkadaşlar" demiş, "burada tek Genel Başkan benim. Hükü- met sıralannda da Çalışma Bakanı dışında sade- ce DSP'Iİ bakanlar oturuyor. Bu yasanm çıkartıl- ması için verdiğimiz sözü gerçekleştirmek, elbet- te birtakım güçlükleh aşmayı gerektiriyor". "Güç- lükleri aşmak için uğraşmanın tadı başkadır." Faks: 0212- 677 07 62 obirgit« e-kolay.net Özel okullar Yeni tabanpuanları bugün açıklanıyor Eğitim Servisi - Yedek liste kayıtlan dün sona eren özel okullardan kontanjanını dolduramayanlar, yeni taban puanlannı bug^in açıklıyor. Boş kontenjanı olan özel okullar, ön kayıtlara da bugün başlıyor. 29 Ağustos tarihine kadar sürecek bu dönemde, salı taban puan ilanı ve ön kayıt, çarşamba ön kayıt, perşembe saat 15.00'ten sonra listede olup okulda bekleyenlerin kesin kayıtkn yapılacak, Bu kayıt döneminde de kontenjanlannı dolduramayan özel okullar için 2 Eylül tarihinde Son Kayıt Dönemi başlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle