Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
—I3AĞUST0S 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA
J V U l_j 1 U M\ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
IBu yıl 56'ncısı düzenlenen ve 23 gün süren festival, görkemli ve zengin bir programa sahipti
Avignon'da yaşanan tiyatroB.NECMİÖZTÜRK
Küçûk, surlarla çevrili bir kent dü-
şünün. Ya\-aş yürüseniz bile bir ucun-
dan ötekine 20 dakikada ulaşabilir-
siruz. Surlannın, saraylannın, kilise-
lcnnin bakımlılığıyla, kendinizi 14.
yüzyılda hissetmenizi sağlayan şırin
aına görkemli bir kent...
Bu kente bir de tiyatro festivalinin
dinamizmıni, coşkusunu eklerseniz,
ortaya görkemli bir "tiyatro serası"
yani Avignon Tiyatro Festivali çıkı-
yor Böylesine görkemli ve zengin
bir tiyatro festivali Avignon dışında
yapılsaydı yazık olurdu, çünkü Pla-
tonov'u Papalar Sarayı'nın 30 metre
yüksekliğinde ve 650 yıllık surlan-
nın önünde izleme zevki başka han-
gi ortamda yaşanabilirdi, bilemiyo-
rum...
Bu yıl elli altıncısı düzenlenen ve
23 gün süren Avignon Tiyatro — •
Festivali, "Festival IN" ve
"Festival OFF" olmak üzere
ikiye aynlıyor. "Festival EV"de
daha "profesyonel" oyunlar
sergileniyor, oynanacak her
oyun Festival Komitesi Başka-
nı Bernard Faivre d'Arcier ta-
rafından seçiliyor, dolayısıyla
da biletleri biraz daha pahalı.
"Festival OFF"ta ise bir seçim
söz konusu değil. Dünyanın dört bir
yanından gelmiş topluluklar oyunla-
nnı sergiliyorlar. Çok daha fazla
oyun gösteriliyor, çok daha geniş bir
tür yelpazesi var. Katılan her oyuncu
ya da yönetmenin (el ilanı dağıtmak
ve bilet kesmek başta olmak üzere)
oyunu olduğu kadar kendini de yaşa-
tabilmek için emek harcaması gere-
kiyor.
Bu yıl "Festival IN"de 44, "Fes-
tival OFF"ta ise 710, evet tam 710
oyun sergilendi. Bu iki festivalin ay-
nı anda başlayıp bittiğini, birbirlerin-
den hiç de kopuk olmadıklannı, ade-
ta birbirlerini tamamladıklannı söy-
lemek olası. Bunlara bir de Avig-
non'un tarih kokan o ünlü sokakla-
nnda yürürken hemen her an karşı-
ruza çıkan sokak oyunculannı da ek-
leyebilirsiniz... Avignon'u büyük bir
fılm setine ya da büyük, tek bir oyun
sahnesine benzeten en önemli öğe
ise sokaklarda el ilanı dağıtarak ken-
di oyunlanmn tanıtunını yapan ger-
çekoyuncular...
Platonov'un ayncahğı
Gerçekten de herkes oyuncu Avig-
non'da. Oyunculann dinamizmi ve
coşkusu içinize işliyor. Bir şeyler ya-
pamadığımız, bu devasa çarkın bir
parçası olmadığınız, kısacası bir
oyun sergilemediğiniz için kendini-
zi suçlu, hatta beda\r
acı hissediyorsu-
nuz kimi zaman. Ama elbette söz ko-
nusu Platonov gibi son derece pro-
fesyonel bir oyun olduğunda, bu duy-
gu, yerini hayranlığa bırakıyor.
• Buyıl 'Festival IN'de 44,
'Festival OFF'ta ise 710 oyun
sergilendi. Bu iki festivalin aynı
anda başlayıp bittiğini,
birbirlerinden hiç de kopuk
olmadıklannı, adeta birbirlerini
tamamladıklannı sövlemek olası.
Papalar Sarayı'nın "Cour d'Hon-
neur" denilen geniş sahnesınde iz-
leme şansı bulduğumuz Çehov'un
Platonov adlı oyunu, gerçekten de
beklentiler yüksek düzeyde de olsa,
beklenen kalitenin de fazlasını ba-
nndıran bir gösteriydi. 5 saatlık bir
oyunun sabah 03.15'e kadar bir salı-
se bile göz kırptırmadan kendini se-
yirciye izletmesı ve birçok sahnede
insanı, tüylerini ürpertecek kadar
çok etkileyebilmesi bu aynntılan
unutturuyor.
Çehov'un 20 yaşında başlayıp 22
yaşına doğru bitirdiği sanılan ve ölü-
münden 16 yıl sonra bulunmuş olan
bu ilk esennin, birçok yönetmeni onu
sahneye koyma isteğiyle dolduran bir
diğer etken de, oyunun elyazmala-
nnda sahneye koyma üzerıne hiçbir
teknik bilginin yer almaması. Oyun,
karakterlerin konuşmalanndan olu-
şan bir düz yazı gibi kalmış adeta.
Metinde karakter adlanndan sonra
ne "bağırarak" ne de "silahı Pla-
tonov'a doğrultur" gibi aynntılar
yeralıyor...
Çehov bu ılk yapıtında, istemedi-
ği halde Don Juan olan ve bu özel-
liğinden pek hoşlanmayan, ama baş-
tan çıkanlması da pek kolay, yakı-
şıklı, birçok kadının hayran olduğu,
evli bir işletmecı olan Platonov adlı
karakteri merkez alarak 14 kişinin
birbiriyle bağmtıh yaşamından bir
kesiti, ama kavgalann edildiği, ger-
çeklerin artık saklanmak istenmedi-
ği, kıskançlığın, aşkın, aldatmanın
önemli yere sahıp olduğu, çarpıcı bir
™"~ kesiti sunuyor.
Ünlü ve dâhi bir koreograf
olan Nosef Nadj'ın 2. Dünya
Savaşı'nın iğrençlikleri sonu-
cu eserlerinin çoğu yakılmış,
bu yıllarda öldürülmüş ve ken-
dini dünyaya az tanıtabilmış
bir hazine olan Polonyalı yazar
ve ressam Bruno Schulz'un
günümüze kalan yapıtlanndan
""""" esinlenerek yarattığı "Les
Philosophes" (Filozoflar) adlı, için-
de resimden müziğe, sinemaya ve en
başta da dansa kadar birçok sanat da-
lını banndıran sözsüz gösterisi kaçı-
rümaması gerekenlerdendi.
Yeni bir Çehov uyarlaması
Daha önce Çehov'un Platonov
|1996'da) ve Ivanov (1998'de) adlı
oyunlannı sahneye koyan yönetmen
Claire Lasne'ın yine bir Çehov
uyarlaması olan L'Homme des Bo-
is (Orman Adamı) da kaçınlmama-
sı gereken bir oyundu. Çehov,
L'Homme des Boıs'da yine çok sıcak
ve içten görünen insan ilişkilerinin
ashnda çok ınce, zayıf iplerle birbi-
'Aptallar Karnavah' adlı bu el ilanını, ilandaki maskeli oyuncular dağıtryor.
rine bağlı olduğuna, aşkın ise asla
kolay ve dogru yer ve zamanda elde
edilemediğine, msanlann ıstedıkleri-
ni elde etmek için ne kadar basitle-
şip küçülebileceklerine dıkkat çeki-
yor ve gülmemize de firsat veriyor.
Sanat yönetiminı Phüippe
Chabry'nin yaptıgı "Les Gûmes"
(Sebzeler) adlı yapıt ise yaklaşık 10
dönümlük sahnesi ve doğal dekoruy-
la her tiyatroseverin yaşaması gere-
ken bir deneyimdi... Açık havada,
rüzgârh bir günde ızledığimiz Les
Gûmes'ü ve esprilerim unutmak el-
de değil.
Sasha VValtz'm koreografisini
yaptığı Nobody (Hiçkimse) ile Ma-
urice Maeterlinck'in aynı adlı ese-
rinden uyarlanan Les Aveugles
(Körler) de çarpıcı gösterilerdi.
Katy Jurado, Amerikan film endüstrisine ulusal kimliğini yansıtan ilk Meksikalı oyuncuydu
Meksika sineması bir soyluyuyitirdi
• 5 Temmuz'da kalp krizi
sonucu yaşama veda eden
Jurado, soylu bir aileden
gelmesine karşın
çevresindekilere ve
halkına sevgi, saygı ve
anlayışla yaklaştı...
ASLI SELÇUK
Otuzlu yıllann sonundan ellile-
rin başına dek Meksika sineması,
tspanyolcanın konuşulduğu ülke-
lerin arasında önde yer alan, yılda
125 film üreten bir endüstnydi.
1943'te Meksika sineması tam al-
tın çağını yaşarken Kat>' Jura-
do'da kariyerine başladı. 16 Ocak
1927'de Guadalajara'da doğan
Maria Cristina Jurado Garcia,
büyük topraklara sahip bir ailenin
kızıydı. Devrimle birlikte toprak-
lannın bir bölümü ellerinden alı-
nan ailesinin yine de varsıl sayıla-
cak ortamında yetişen Katy hiçbir
zaman aristokrat davTanışlar için-
de ohnadı.
Sinemaya çok genç, 15 yaşın-
dayken girdi. Kimilerince onu yö-
netmen Emilio Fernandezin, ki-
milerine göre de oyuncu John
Wayne'in keşfettiği söylenen Ju-
rado, 1950'ye dek pek çok yapım-
da oynadı. 1951 'de Amerikalı yö-
netmen Budd Boetticher'ın Mek-
sika'da gerçekleştirdiği "The
BuUfighter and the Lady'Me
(Boğa Güreşçisi ve Hanımefendi)
Gilbert Roland'ın canlandırdığı
matadorun önce eşi, sonra dulu
Chelo karakteri ile de Hollyvvo-
od'a ilk adımını attı. Ingılizce tek
bir sözcük bilmeyen Jurado diya-
loglannı fonetik olarak ezberle-
mişti. Bu Amerikan yapımında
John Wayne ve Gilbert Roland ile
oynayan Jurado böylece uluslara-
rası ününe kavuştu. ABD ve Avru-
pa filmlerinde çalışmaya başladı.
'Güzel fakat bir kaplan gibi'
1952'de "High Noon"da (Kah-
raman Şerif) Grace Kelly'ye kar-
şı oynadığı Gary Cooper'ın eskt
sevgilisı rolündekı performansı
onu unutulmaz kıldı. Bu filmiyle
altın küre en iyi yardımcı kadın
oyuncu ödülünü kazandı.
1954'te yer aldığı "Broken
Lance"'teki (Kırık Mızrak) rolü
Jurado'yu Oscar'a aday gösterilen
ilk Meskikalı oyuncu yaptı. Luis
Katy Jurado'nun 1952'de Lloyd Bridges ile oynadığı 'High Noon' (Kahraman Şerif) fUminden bir sahne.
Bunuel (El Bruto. 1952), Fred
Zinnemann (High Noon 1942),
Edvvard Dmytryk (Broken Lan-
ce, 1954) Caro Reed (Trapez,
1956), Marlon Brando (One-
Eyed Jacks/Aşk ve Intıkam, 1961),
Richard Fleischer (Barabbas,
1962), Sam Peckinpah (Pat Gar-
rettandBıllytheKid. 1973), John
Huston (Under the Volcano,
1984), Arturo Ripstein (La Se-
duccion, 1980) gibi sinemanm
önemli yönetmenleriyle çalıştı.
John Wayne, Marlon Brando,
Clark Gable, Burt Lancaster,
Spencer Tracy, Elvis Presley, ilk
akla gelen rol arkadaşlan oldu.
Delmer Daves'ın yönettığı "The
Badlanders" (1958) filmınde bir-
likte oynadığı, kendisini "güzel
fakat bir kaplan gibi" olarak ta-
mmlayan oyuncu Ernest Borgni-
ne ile 1959-63 yıllan arasında ev-
li kaldı. Marlon Brando ile etkilı
bir gönül ilişkisi de oldu.
Amerikan film endüstrisine
Meksika bayrağını taşımayı başa-
ran, ulusal kimliğini güçlü bir bi-
çımde yansıtan ilk Meksikalı
oyuncuydu, ülkesi Meksika'yı
ABD ve Avrupa'da onurlu ve ba-
şanlı bir noktada tuttu. 5 Temmuz
2002'de Cuernavaca'dakı (Meksi-
ka) evinde kalp krizi sonucu yaşa-
ma veda eden Katy Jurado, Mek-
sika'nın soylu bir aılesinden gel-
mesine karşın çevTesindekilere ve
üDcesinin halkına daima sevgi, say-
gı ve anlayışla yaklaştı...
'THE HOURS' VENEDİK FİLM FESTİVALÎ'NE YETlŞEMEDt
Oscar'ın iddialıyapımları arasında
LONDRA (BBC) -
Yönetmenliğini Stephen
Daldry'nin yaptığı ve Altın
Aslan iyin yanşacağj
açıklanan 'The Hours',
Venedik Fihn Festivali'nden
çekildi. Yapımcı firma
Miramax, filmin post-
prodüksiyonunun
tamamlanamadığmı ve
gereken zamanda hazır
olamayacağını açıkladı. The
Hours, tiyatro yönetmeni
Stephen Daldry'nin ikinci
sineına fibrri. Daldry, itk fîtmi
Billy Elliot'la
eleştirmenlerden tam not
almıştı. Başrollerini Nicole
Kidman, Julianne Moore ve
Meryl Streep'in paylaştığı
"The Hours'un da aralannda
olduğu üç fihn, Tom
Hanks'in başrolde olduğu
Sam Mendes'in son filmi
'Road to Perdition' ve
Stepheıı Frears^m EHrty Pretty^
Things adlı filmleri, Altın
Aslan için en güçlü adaylar
arasında gösterüiyordu. 'The
Hours'un, bu yılın Oscar
ödüllerinde de iddialı
yapımlar arasında yer alacagı
öngörülüyor.
YAPI KREDrDEN YENÎLER
New York'tan
sokak resimleri
Kültür Servisi - Editörlüğünü Cem
Akaş'ın yürüttüğü yenı kıtap dızısi
tzdüşümler- Düş tzleri dızisının
üçüncü kıtabı olan \ew York Kapı
Dışı Sanatı. Yapı Kredi
Yayınlan'ndan çıktı. Çağdaş Türk
bestecilennden tlhan Mimaroğlu'nun
bu son çalışması; 'sanat', 'yapıt',
'sanatçf kavramlannın geçerîiliğini
sorguluyor. Bunu yaparken de;
duvarlan, kapılan, kaldınmlan, boş
bulduklan her yeri boyayan, bunlan
resimlerinin zemini olarak kullanan
kimi tanınmış, kimı anonim
sanatçılann yapıtlanndan yararlanıyor.
Yanm yüzyıla yakın bir süredir New
York'ta yaşayan llhan Mımaroğlu'nun
araştırdığı kapı dışı resimlerini yapan
ressamlar, bunlann günün birinde
ortadan kalkacağı endişesini
taşımıyor. Hepsı, olabildiğince çok
insanın yapılan resimlerı görmesini
amaçlıyor. Başka bir deyişle
'sokaktaki adam'ı hedefliyor. Ancak,
kapılann dışuıdaki sanat sokaktaki
adamın pek gözüne çarpmıyor. Çünkü
sokak, müze ve galerilere gitmenin
törensel yanından dolayı, şimdiük,
ınsanlara gösterişsiz gelıyor.
Sokaktaki adamın, alışkanlıklan
gereği, kapı dışı sanatını
değerlendirmesi için bu sanatın
kurumsallaşması gerekiyor. Belki de
bu yüzden kapı dışı sanatı, hiçbir
zaman açılmayacak bir serginin ön
gösterisi izlenimi yaratıyor. Aslmda,
karşılanna çıkan her tür yüzeye resim
yapanlar, bir anlamda isimsiz kalmayı
seçiyor. Sokaklarda sanat yapmayi^
seçmiş sanatçılar, çoğunlukla
sokaklarda yetennce sanat olmadığı
için, insanlann bu durumu
yadırgadığmı düşünüyor. Bu kalıplan
yıkmak içinse, sokakta yürüyen
insanlann, gündelik işlerden annmış
olarak bir an durup bakması gerekiyor.
'Yeni Öneriler / Yeni Önermeler'
• Kültür Servisi- Borusan Sanat Galensi 15
Ağustos - 28 Eylül tarihleri arasında Yeni
Öneriler / Yeni Önenneler - 9 sergisine ev
sahipligi yapacak. Her yıl yaz aylannda
düzenlenen sergi, genç sanatçılann çalışmalanna
yer veriyor.Yenı önerilere ve önermelere açık olan
bu sergiler sanatçının; meslek yaşamının belki de
en önemli kavşağını oluşturan gençlik yıllannda
'yeni'yi arayışı ve kendine özgü bir dil
oluşturabilme çabasını paylaşmaya bir tür çağn.
tki aşamalı olarak gerçekleştırilen ve ilk bölümü
14 Haziran - 3 Ağustos tarihleri arasında
gerçekleştirilen serginin, ikinci bölümünde Filiz
Azak, Burak Deh'er, Cemile Kaptan, Yelda
Çamcı Köhler, Buket Uygur - Işık Kavuzlu ve
Melike Özkarakahya'mn çalışmalan
sergileniyor.
Aspendos konsenleri sürüyor
• ANKARA (ANKA) - Dünyanın en iyi
durumdaki dört antik tiyatrosundan biri olan
Aspendos Antik Tiyatrosu'nda 15 Mayıs-15
Temmuz arasında Devlet Opera ve Balesi'nin
gerçekleştirdiği programla başlayan sanatsal
etkinlikler ekim ayı sonuna kadar devam
edecek. Aspendos'ta 17 Ağustos'ta,
Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı'nca
düzenlenen Mustafa Sandal konseri
gerçekleştirilecek. 27-28 Ağustos'ta Antalya
Devlet Opera ve Balesi'nin gösterisi, 1-6 Eylül
ve 1-11 Ekim'de Antalya Devlet Senfoni
OTkestrası'nın, 14-25 Eylül'de Antalya Devlet
Opera ve Balesi'nin, 13-19 Ekim'de de
Çukurova Devlet Senfoni Orkestası'mn
programı izlenebilecek.
Amerikan Pastası 3 geliyor
• Kültür Servisi - Vızyona girdiği ilk andan
itibaren gişe rekorlan kıran 'Amerikan
Pastası'nm devamı geliyor. Yönetmenliğini
Adam Henz'ın yapacağı fılmde Jason Biggs,
Seann VVilliam Scott ve Alyson Hanigan rol
alıyor. Film, 2003 yılının yazında vizyona
girecek.lUc filmde liseyi bitiren, ikincisinde
yetişkinliğine ve üniversite hayatuıa adım atan
karakterleri, hiç kuşkusuz bu kez yaşamlannın
yeni bir döneminde izleyeceğiz. Üçüncü
bölümün muhtemelen evlilik temasım
işleyeceği belirtüiyor. Sadece 11 milyon dolarla
kotanlan ilk 'pasta' hiç beklenmedik bir başan
ile ABD'de 101, dünya çapında ise 235 milyon
dolar kazandııdığında yapımcılar hemen
ikincisi için kollan sıvamışlardı. Böylece ortaya
çıkan 30 milyon dolarlık yapım, daha da ileri
giderek birincisinden daha çok para
kazandırmıştı.
Avustralya ve lick Cave...
• Kültür Servisi - Avustralyalı ünlü sanatçı
Nick Cave, 'The Good Son' isimli bir serginin
temasım oluşturuyor. Sergi, Avustralya sanatı ve
popüler kültürünün son 30 yıldaki gelişmesinde
Nick Cave'in yerini
konumlandırmayı
amaçlıyor.
Melbourne'un
1970'lerdekipunk
dönemi ile başlayan
sergide ressamlar,
fotoğrafçılar. moda
tasanmcılan
çalışmalannı sergiliyor.
Sergide aynca Cave'in
kendi çalışmalan,
posterleri ve
hayranlannın
arşivlerinden toplanan
pek çok eser de
bulunacak. 15 Eylül'e
dek izlenebilecek olan sergi ile ilgili detaylara
www.mornpen.vıc.gov.au/gallery'den
ulaşılabiliyor.
üefi Yürek' Avustralya'da
• SYDNEY (AA) - A\nstrah/a'nın Sydney ve
Melbourne kentlennde 1 Ağustos'tan itibaren
gösterime giren 'Deli Yürek Bumerang
Cehennemi' filmi, sinema severlerin büj^ük
ilgisiyle karşılaştı. Kısa bir süre önce 'Vizontele'
fihniyle başlayan Türk yönetmenler ve sinema
sanatçılannın filmleri, bu kez "Deli Yürek
Bumerang Cehennemi' ile gişe rekorlan kınyor.
Türkçe ve îngilizce altyazılı olarak gösterime
giren Türk filmleri, Avustralya1
nın Hoyts
sınemalannda gösteriliyor. Yönetmenliğini
Osman Sınav'ın yaptığı, Kenan îmirzalıoğlu,
Melda Bekcan, Selçuk Yöntem, Oktay Kaynarca
ve Zara'nın rol aldığı filmde, terör örgütü
Hizbullah, köstebekler ve gizli senisler
üçgeninde Güneydoğu dramının gizli yüzü
anlatılıyor.
Midas kansı tamamlandı
• ANKARA-POLATLI (AA) - Gordion
Örenyeri'nde bulunan 'Midas Tümülüsü'nde
sürdürülen korumaya yönelik çalışmalar
tamamlandı. 2700 yıllık olduğu tahmin edilen
ve özgün haliyle bugüne gelen en eski ahşap
bina olan mezar, çelik sütunlarla desteklendi.
Yapı, mayıs ayında başlayan çalışmalar
nedeniyle ziyarete kapanmıştı. Midas tümülüsü,
300 metrelik çapı, 55 metrelik yüksekliği ile—»
yöredeki en büyük tümülüs
niteliğinde.Haziran'da başlatılan destekleme
çalışmalan kapsamında, beton ve ağaç destekler
çıkanlarak, çelik sütunlar konuldu. Mezar odası
büyüklüğünün 80-100 metrekare olduğu
tümülüsten çıkanlan eserlerin büyük bölümü,
Ankara'daki Anadolu Medemyetleri
Müzesı'nde sergileniyor.