Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
&AYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2002 SALI
14 UAÎ. kultur@cumhuriyet.conn.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GURÜN
Genç Oyuncular'aselam...Her yıl olduğu gibi bu yıl da
Genç Oyuncular 9 Ağustos tari-
hinde bir araya geldiler ve bu kez
45. kuruluş yıldönümlerini kutla-
dılar. Yıllar içinde, aralanndan
aynlanlar veya tiyatro dünyasın-
dan kopanlar olımıştu, ama yine
de onlar sonsuza dek Genç Oyun-
cular'dı; belli bir dönemin, belli
bir oluşumun ürünü olan iddiah
gençler.
Genç Oyuncular 9 Agustos
1957'de on üç amatörtiyatrocu ta-
rafından kuruldu. Atila Alpöge,
A>1a Alpöge (Ödekan), Sevil Ak-
doğan, Aysd Ataman, ArifErkm,
Genco Erkal, Çetin tpekkaya,
Aram Gümüşyan. Mardik He-
kirman,İ stün Kırdar,Ergıın Kök-
nar, BeyhanTürer,ErolLnaL Eki-
be daha sonra katılanlar arasında
MehmetAkan, Oya Kaynar (Ba-
şak),Anitpekkaya, Hasan Kuru-
yazx3, Çiğdem Sebşık gibi isım-
leri saymak mümkün.
Yeni Mr arayış
Bu pazar buluştuğum zımba
gibi dört "genç" oyuncu (Atila
Alpöge, Genco Erkal, Arif Er-
kin, Üstün Kırdar) dünden bugü-
ne, bugünden yannlara uzanıyor
ve Genç Oyuncular'a ihşldn ola-
rak belirgin niteliklerin altını çiz-
mek gerektiğini vurguluyorlar.
Bu niteliklerin en önemlilerinden
biri, topluluğun yenilikçi bir tiyat-
ro olması ve bir yandan avant-
garde oyunlar sahnelerken, öte
yandan geleneksel tiyatromuza
yönelik araştırmalar yapmasıdır.
O dönemde, gençlik tiyatrolan-
nın bir nevi konservatuvar özel-
liği taşıdığı gerçektir. Yapılan ti-
yatroyu zorlama ve yetersiz bu-
lan gençler, kaçınılmaz olarak
kendi arayışlanna yönelecek ve ye-
ni alanlara doğru yayılacaktır.
Genç Oyuncular'ın yenilikçi ça-
lışmalannın, geleneksel tiyatro-
nun çağdaş bir sentezini yakala-
mak yolunda harcadıklan çaba-
lann temelinde yatan olay budur.
Birlikte ûretilen "VatandaşOyu-
nu" bu çizgide bir oyun olmanın
ötesinde, sansürün hışmına uğ-
rayan ve komünizm propaganda-
sı yapıldığı gerekçesiyle I4l-
I42'den yargılanan oyunlar ker-
vanında başı çekenler arasında
yer alacaktır.
Genç Oyuncular, 1950'Ierin
sonlarında Halkevleri'nin kapa-
tılmasıyla ortaya çıkan bir oluşum
olarak değerlendırilir Alpöge,
Erkal, Erkin ve Kırdar tarafin-
dan. Aynca, bu uygulamamn
gençlik tiyatrolannın ateşleyici-
si olduğu gerçeği üzerinde de du-
rulur. 0 dönemde gençlik tiyat-
rolannda yaşanan patlama kuş-
kusuz 1960'lardaprofesyonelti-
yatrolar fıtilini ateşleyecek ve gi-
derek Arena,AST,Donnen,Dost-
ummmen büyükgereklerindenbi-
ri olarak görüyorlardı sanaû."
Genç Oyuncular bu amaçla, bel-
li biryerde oynamakyerine kam-
yonayükledüeri dekorlanyla, se-
yirci iskemleleriyle sokak sokak
gezer, evlerin kapılarim çalarak in-
sanlan oyunlanna çağınrlar ve
"bövietikle Erdek'in kryı mahal-
kferinden oidukçaaynbirhalkkit-
lesine, Yukan Mahalle halkına
ulaşmava çahşırlaı? Bu yaklaşım,
bir noktada Muhsm Ertuğrul'un
bölge tiyatrolan projesiyle örtü-
şürken, bir yandan da sokak tiyat-
rosu kavramının özümsenmesi
bağlamında göz ardı edilmeme-
si gereken bir çahşmadır.
Erdek Şenliği'nin bir başka
özelliği sadece tiyatroya değil,
orkestra konserlerine, edebiyat
Her. eryıl olduğu gibi buyıl da Genç Oyuncular 9 Ağustos
tarihinde bir araya geldiler ve bu kez 45. kuruluş
yıldönümlerini kutladılar. Yıllar içinde, amlanndan
aynlanlar veya tiyatro dünyasından kopanlar olmuştu, ama
yine de onlar sonsuza dek Genç Oyuncular 'dı; belli bir
dönemin, belli bir oluşumun ürünü olan iddiah gençler.
lar. HO (Halk Oyunculan) gibi
profesyonel tiyatrolann kurul-
masında etkili rol oynayacaktır.
Bu tiyatrolar, gençlik tiyatrolan-
nın devamı olarak aynı taze kanı
taşırlar. Bu açıdan bakıldığında
da Genç Oyuncular'ın bu gelişim
içindeki önemli yeri yadsınamaz.
Erdek Şenüği
Kendilerini Türk aydınlanma-
sının neferleri olarak gören Genç
Oyuncular'ın amaçlanndan biri de
tiyatroyu tiyatroya yabancı olan-
laraulaştırmaktır. Erdek Şenliği,
1958 'de biraz da bu nedenle baş-
latılır. Topluluk şenliğin hedefle-
rini şöyle özetler: "Genç Oyun-
cularErdekŞentikkri'ni. tiyatro-
dan uzak kaİnuş halk khklerine
tiyatroyu ulaşörmak, sevdirmek
için dûzenledfler. Çünkü halkeği-
buluşmalanna, şiir matinelerine,
sinema gösterilerine de yer ver-
mesidir. Bir avuç gencin düzen-
lediği çok yönlü bir şenliktir bu
ve 1958-1962 yıllan arasında ba-
şanyla sürer. 1959'da ikinci Erdek
Şenliği'nde ilk Türk tiyatro ese-
ri olan Şüıasi'nın "ŞairEvlenme-
sPnin yazıhşının 100. yılı kutla-
nır.
Nâam Hikmet'in adımn bıle
anılamadığı yıllardır bu yıllar.
Ama, yine bu şenlikte kamuya
açık ilk okumayı da bir şiir mati-
nesinde dinleyiciler arasında bu-
lunan Yıldız Kenter gerçekleşti-
rir. "MaviGözlüDev"i okur(şa-
irin adını açıklamadan)... Öte yan-
dan HBanetŞimşek.SunaKan, Fa-
rukGüvençgibi sanatçılar büyük
bir heyecanla konservermek üze-
re kanlırlar etkinliklere ve konse-
re başlamadan önce orkestrayı,
çaldıklan parçalan, enstrüman-
lan halka tanınrlar... Hoş anekdot-
lar, zarif anılar... Daha da önem-
lisi, anlamlı buluşmalar, gelişme-
ler...
Dünden bugüne
Genç Oyuncular'ın biraz da İs-
tanbul seyircisinin dışınataşmak
için gittiğı Erdek'te ya da İstan-
bul içinde fabrikalarda, hastane-
lerde, meydanlarda verdiği tem-
sillerde yine eleştirmenler. sanat-
çılar, kemikleşmiş bir grup seyir-
ci tarafindan izlenmesi, etkinlik-
lerinin çok yönlü irdelenmesi üze-
rinde durulması gereken bir olay-
dır. Bugün bu anlamda yaşanan
ukanıklığın, kopukluğun çok yön-
lü ele alınması gerekir diye düşü-
nüyorum.
Genç Oyuncular üstüne o ka-
dar çok şey konuşuldu ki pazar sa-
bahı... Keşke hepsini aktarabil-
sem... Bu konuşmalann temelin-
de özellikle iki nokta dikkatimi
çekti. Genç Oyuncular dinamik ve
iddiah bir topluluktu. yaptığı her
işin hesabını verebilecek altya-
pıya sahip, araştırmacı ve tiyat-
roya gönül vermiş gençlerden olu-
şuyordu. Bir diğer önemli nokta
da o günün Türkiyesi ile bugünün
Türkiyesi arasındakı farkhhktı.
O günün Türkiyesi tüketim top-
lumuna geçmiş, değer yargılan
altüst olmuş bir Türkiye değildi
kuşkusuz.
Son söz yine dört Genç Oyun-
cu'dan: "Bugün değişıniş bir Tür-
kiye var. Ama yine de amatör ti-
yatrolar yeni bir doğuşun tohunı-
lannı atabilirler. Onlarda bu gü-
cün \-ar olduğu birgerçek, ama şu
an için bir genellemeye gidecek
olursak süreklilik yok. Bu sürek-
HKği sağlav^bfliıier. 19501i >ıllar-
da gençler o dönüşümü yapölar.
200CKyıDarda da bö>1ebir göre\
düşüyor gençlere."
Dünün, bugünün yannın Genç
Oyuncular"ına selam...
Genç O>ııncular"ın amaçlanndan biri de thatrodan uzak
kalnuş kitlelere ti\atro\u ulaştırmaktı.
LOCARNO - tSVİÇRE (AFP) - lsviçre
Locarno'da düzenlenen 'Lluslararası
Locarno FOm FestivaB', tutucu Taleban
rejimi süresince ülkenin sinema mirasım
korumak için yaşamıru tehlikeye atan
görevlilere adanan 'Afgan Filrnleri'
gösteTİmiyle kapandı.
Afgan Ulusal Film Enstitüsü çalışanlan.
Taleban yanlısı güçler JCâbıl'i ele
geçirdiğinde 1996 yılına dek çekilmiş olan
filmlerden bir bölümünü kaçrrmayı başardı.
Yedi yıl boyunca hiç de uygun olmayan
şartlarda bulundurulmak zorunda kalınan
A%an fihnleri Isviçre'defilmlerin, teknik açıdan büyük zarar görmüş
olsa da son derece değerli olduklan
belirtildi. Festival yetkilileri, filmlerin,
Taleban öncesi Afganistan'ını
belgelediklerine de dikkat çektiler. Filmlerin
gösterildiği festivalin son günü düzenlenen
oturuma, Afgan Kültür Bakanı Sayad
Mahmud ve Afgan Film'in başkanlığmı
yürüten Sıddık Barmak katıldılar. Taleban'm
başa geçtiği 1996 yılında, ülkedeki film
üretimi durmuş, sanatçılar ve yönetmenler
ise ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardı.
Kabil'e girildiği gün, sembolik bir eylem
yapan Taleban yanlılan, iki filmi kentin en
büyük sinema binasının önünde yakmışlardı.
Taleban döneminde yalnızca Afgan yapımı
olanlar değil, 8 bin kadar yabancı film de
yok edilmişti. Barmak, ülkenin film
endüstrisinin, yönetmenlerden
teknisyenlerine, 1980 yılındaki Sovyet
işgalinden bu yana ayakta kalma savaşı
verdığini, film üretiminin Sovyet işgali
süresince durma noktasına gelmese de
büyük ölçüde azaldığını ve o dönem
çekilenlerin çoğunlukla propaganda amaçh
olduğunu, Taleban'm başa geçmesıyle de
son bulduğunu belirtti. Yeni Afgan
hükümeti. Afgan Film'i destekliyorsa da.
enstıtünün etkm olabihnesı için bağımsız bir
parasal kaynağm varlığı söz konusu değil.
Amerika ve Fransa'da yaşamakta olan bazı
Afgan işadamlan ise, ülkelerinde sinema
sanatınm canlanması için destek veriyorlar.
• Yönetmenliğini
Rıza Baloğlu 'nun
yaptığı 'Dünya
Kültürü Mirasında
Anadolu hleri'
belgeselinin
senaryosu
arkeolog, sinema
yazarı, gazeteci
ve senarisî
Burçak Evren ile
senarist Sevinç
Baloğlu 'na ait.
2O.YılKonseri
Belgeselin çekimlerine Troya ve Bergama'da başlandı
Dünya kültüründe Anadolu 'nun izi
Kültür Senisi - TÜRSAK Vak-
fi'nın, Birleşmiş Milletler'in 1972'de
Malta'da yapmış olduğu konvansi-
yon sonrası yayımladığı bildiri doğ-
mltusw<İ2i-(Ülkelerin doğa, tarih
ve kültürel zenginlikleri bulunduk-
lan ülkelere ait olmadan önce bir
insanlık mirasıdır; bulundukları
ülkelerde korunmalan ve çıkanl-
dıklanyerlerde çevreyle uyum için-
de sergilenmeleri gerekir, ancak
bu şekilde tüm insanhğa ve gele-
cek kuşaklara doğnı bilgiler akta-
nlabilir.)- iki yıldır hazırlıklannı
sürdürdüğü 'DünyaKültür Mirasm-
da Anadolu tzleri' belgeselinin çe-
kimlerine, TC Başbakanlık Tanıt-
ma Fonu ile lş Bankası'nın ana
sponsorluğu ve TC Kültür Bakan-
lığı'nın desteğiyle, Troya ve Berga-
ma'da başlandı.
TÜRSAK Vakfi'nın amacı, bel-
geselin ulusal ve uluslararası alan-
daki konuyla ilgili tartışmalara gör-
sel kanıt oluşturarak kamuoyu bi-
linci yaratması; bu doğrultuda ken-
di kültür mirasımızın yanında, tüm
dünya ülkelerinin kültür miraslan-
nın da ait olduğu topraklarda ser-
gilenebilmesini ve bundan sonra da
ait olduğu topraklardan kopanhna-
masını sağlamak.
Korfinann ve Radt danışman
Belgeselin Troya bölümünün da-
nışmanlığını, 22 yıldrr ülkemizde
Troya kazılanna başkanlık yapan
Tübingen Üniversitesi arkeoloji pro-
fesörlerinden Manfred Korftnann;
Bergama bölümünün danışmanlığı-
m ise Bergama Kazı Başkanı Prof.
Dr. \Yolfgang Radt üstlendi.
Yönetmenliğini Rıza Baloğlu'nun
yaptığı belgeselin senaryosu arke-
olog, sinema yazan, gazeteci ve se-
narist Burçak Evren ile senarist Se-
vinç Baloğlu na ait.
Görüntü yönetmenliğini Uğurtç-
bak'ın, Sanat yönetmenliğini Ani
Pertan ve NataH Yeres'in yaptığı
belgeselin anlatıcılığını ise Troya
sevdalısı, araştırmacısı rolünde si-
nema ve tiyatro oyuncusu Tflbe Sa-
ran üstleniyor.
Troya ve Bergama'da sürmekte
olan kazı çahşmalannın da belge-
leneceği filmde, konunun uzman-
lanyla yapılan söyleşilerin yanısı-
ra pek çok canlandırmalı bölüm de
yer alacak.
Bunlann birinde, belgeselin öz-
gün müziklerini de gerçekleştiren
ünlü D J Mercan Dede (ArkmADen)
belgeselin giriş sahnesi olan, İda
Dağı'ndaki (bugünkü Kaz Dağı)
ünlü tannçalar arası güzellik çekiş-
mesinde Troyalı Çoban Paris'i can-
landıracak.
Belgeselde, Almanya'da henüz
kapanmış bulunan 'Troya Düş ve
Gerçek Sergisi'nde yer alan yapıt-
lann Çanakkale Müzesi çekimleri
de yer alacak. Ve Istanbul Arkeolo-
ji Müzesi, Babıâli ve yurtdışında
Moskova ve Berlin'de yapılacak
çekimlerle 'Dünya Kültür \Iira-
smda Anadolu tzleri' belgeseli ta-
mamlanacak.
stos Cumartesi
aat : 20.00
Harbiye Açık Hava Tiyatrosu
Bilgi için: 253 36 36
Cumhuriyet ISV1CRE HASTANESI
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Mimari
Bir Akşam Alacası'nda mimariden söz açarken,
ayna benzetmesini kullanmışım. Yirmi yıl önce.
Mimarinın birtoplumun aynası olduğunu söylü-
yorum. Mımariye baktıkça o toplumdaki hayatı
kavrayabileceğimizi ileri sürmüşüm.
Nerden varmışım bu kanıya. Ahmet Haşim'i
okuduktan sonra varmış olabilir mıyim?
Bireyci olduğu ileri sürülmüş, siyasetten hep öte
durduğu sanılmış Ahmet Haşim'in nefis bir yazısı
vardır. Ya Istanbul kitaplarımda, ya Perisi Kaçmış
Yazılar'da değinmiştim:
Ahmet Haşim, IttihatveTerakkı'nin.SultanHa-
mid baskısına karşı özgürlükler getirdiği düşünül-
müş yeni iktidarın hem edebiyatı, hem de mima-
riyi nasıl zaptırapta aldığını anlatır.
Incebiralaylayazılmışbuyazıda, mimari 'birör-
ne/c'bırgörünümedinerekbirörnekyaşamalarta-
lep etmektedir...
Ahmet Haşim'in yazısını ne zaman okudum?
Hatıriamıyorum. Hatırladığım, beni gerçekten çarp-
mış olmasıdır.
Konutlar, işyerleri, resmı daireler, okullar, hasta-
neler, eğlence yerleri, tapınaklar, hepsi yapıldıkla-
rı dönemin birer sözcüsüdür. Hepsi bir öykü söy-
ler durur.
Miman, kendi dönemine ya özdeş bir söylem ge-
lıştirmiştır ya da ıtiraz etmektedir.
Stefan Zvveig, Dünün Dünyası adlı eserinde, Bi-
rinci Dünya Savaşı sürüp giderken Isviçre'ye ge-
çer. Isviçre'de her şey güllük gülistanlıktır. Sava-
şın bırdenbire kararttığı kentlerde mimari göçmüş,
ama Isviçre'de bahçe içi evlerde mutlu insanlarya-
şamaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllanndaki Türkiye'yi saptayan
fotoğraflarabakın; 'yeni', 'umutlu', 'ü/kü/ü'birmi-
mariyi kıyısından köşesinden görürsünüz.
Şurada harap bir evın az ötesinde cumhuriyet
ilkokulu gülümsemektedir. Bir başka fotoğrafta
Ankara düzenli, eskilerin deyişiyle 'muntazam' yol-
lanyla başkent olmaktadır.
Ressamlarda saptamış: Avni Lrfîj'in bazı resim-
Ieri belediyenin bayındırlıkçalışmalannı yansıtıyor.
Imparatorluğun sonundaki mimari Doğu-Batı
sentezi.arayışı içinde.
Sanat tarihimızin her nedense burun kıvırdığı
Balyan ailesinin Doğu-Batı sentez arayışı bana
bugün için de çok geçerli bir 'söz' gibi geliyor. Her
önünden geçişte, Balyan ailesinden bir mimann
eseri olan Dolmabahçe Camii'ne hayranlık duya-
rım. Çünkü bu cami, iki kültürü bir arada ve bize
en yakın şekliyle söylemektedir.
Bir Akşam Alacası'nda Pendik'ten konuşuyor-
muşum. Pendik'in bitki örtüsünün, denizinin ve
yeşilinin ortadan kaldırılışına değiniyormuşum.
Pendik, Istanbul'un özellikli sayfıye yörekentle-
nnden biriydi. Bugün, kalabalık, yoksul ve mutsuz
Istanbul'un kirli denizli, kapkaççı ekonomisinin
simgesi, yeşili silme tahrip edilmiş, hazin bir böl-
gesı.
Kendi döneminin erinçli ve iyimser havasını söy-
leyen mimariden bir iki yıkık yıprak hâlâ ayakta dur-
maya çalışıyor Pendik'te.
Geçmiş güzel günterini nereden saptayabiliriz der-
seniz, o da hazın: Edebiyat tarihimizin 'piyasa ro-
manı' saydığı bir kitaptan, Kerime Nadir'in Aşka
Tövbe'sinden.
Kerime Nadir, Pendik'e pikniğe gıdişleri tatlı tat-
lı anlatıyor. Keşke biz de öyle bir yer bulup gitsek
diyorsunuz. Piknik sepetinizi hazırlayacağınız ge-
liyor.
Bugünün Istanbulu'nudörtbıryandamantar gi-
bi biten gökdelenler dıle getiriyor. Demokrat Par-
ti'nin ideali 'küçük Amerika' olmaktı. Şimdi olunu-
yor...
Takvimde İz Bırakan:
"Yalnızlığı bütün dünyaya ulaşıyor, biruçtan bir
uca bütün hayatını aşıyor." Stefan Zweıg, Dünya
Fikir Mimarlan, Gürsel Aytaç'ın çevirisi, lş Ban-
kasıYay., 1989.
GodzHla'ya devam
• Kültür Servia - Japon sinemasının
'korkunç' kahramanı canavar dinozor
'Godzilla' 26. macerasıyla beyazperdeye
dönüyor. Radyasyon altında kalıp ciddi
bıçimde büyüyen dinozor 'Godzilla', 'Mecha
Godzilla'ya karşı' adlı filmde, en azılı düşmanı
'robot Godzilla' ile mücadele ediyor. Film,
aralık ayında gösterime girecek.
Üç gece üç parti
BİLET SATIŞ NOKTALARI î, i-
Bakırköy Arkadaş Kitapevi (0212) 542 72 71 - Beyoğlu Metropol Müzik (0212) 249 49 16 = 'J J
Kadıköy Seyhan Müzik (0216) 414 73 64 - Şışlı Sağlam Optik (0212) 234 35 71 î N
Sarıgazi Bağlıca inşaat (0216) 621 85 09
;
• Kültür Servisi - FG 93.7'nin, üçüncü yıl
partisi 16 Ağustos'ta Maslak Venue'de başlayıp
18 Ağustos'ta Kih/os'ta sona erecek. Dünya
çapında DJTerin kahlacağı FG Birthday Party,
Ibiza'yı Istanbul'a taşıyacak. Deep Dish ve
Pete Tong, muhteşem partinin ağu- toplan.
Türkiye'nin en ünlü DJ'lerinin çalacağı FG
Birthday Party'nin program akışı şöyle: 16
Ağustos'ta saat 22.00'de Venue'de başlayacak
olan etkinlik 17 Agustos'a dek non-stop
müzikle devam edecek. Parti pazar günü Kilyos
Solar Beach'e taşınacak. Kumsala kurulacak
dev sahnede FG 93.7 DJ'leri öğlen 12.00'de
başlayarak gece 24.00'ye kadar farklı müzikler
çalacaklar. Uhr, BeeGee, Tangun, Cure-Shot,
Tarkan, Fuchs, AgentOrange, Kiwi, Macit,
Mousse. Hakan Henry, Mithat Can, 7-Erhan,
SoulPower, Hassan, Mr No Name, Ser-Touch
gibi Türkiye'nin en iyi DJ'lerinin yanı srra
Deep Dish ve Pete Tong da Guest DJ olarak
Kilyos Plajı'ndaki beach partide yer alacaklar.
Venue'nün kombine biletleri 38 milyon 500 bin
lira olup Biletbc noktalanndan temin edilebilir.
Kilyos'taki parti için birçok noktadan ulaşım
sağlanacak.
BUGUN
• AKŞAM SEFASI'nda 21.00'de
'Şürlerİe Can Yücel Oturumu'.
(0 212 244 53 84)
• RUMELÖdSARI'nda 21.15'te Sertab
Erener konseri. (0 216 454 15 55)
• BEYOĞLU StNEMASI'nda Philip
Kaufman'ın "Düşlerin Efendisi' filmi
11.30,14.00,16.30,19.00, 21.00'de gösterilecek.
( 0 212 251 32 40)8