Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
Apo
siyaseti• Baştarafı 1. Sayfada
şimleri tiikürükle boğanz" dedi.
Turizm Bakanı Mustafa Taşar,
Bahçeli'nin sözlerinin anımsatıl-
ması üzerine, "Söylenmemiş bir
söz olarak kabnl ediyorum, dil
sürçmesi olduğunu düşünmek
istiyonım" diye konuştu. DSP
Genel Sekreteri Süleyman Yağız,
MHP lideri Bahçeli'nin sözlerini
eleştirdi. Yağız, suçlamamn ciddi-
yetle bağdaşmadığını belirterek
"Apo'yu yakalatan hükümetin
başbakanının partisine böyle
bir suçlama yöneltmek ciddiyet-
le bağdaşmaz. Diğer partilerle
de bağdaşmaz, ama bizimle hiç
bağdaşmaz" diye konuştu.
'Son derece yakışıksız'
DSP Grup Başkanvekili AydınTü-
men de, Bahçeli'nin sözlerini
"son derece yakışıksız" diye ni-
teledi. "Devİet Bahçeli'nin ve
partisinin, seçime gidilen bir or-
tamda terörist başının üzerin-
den siyaset yapmaya ve diğer
partileri suçlamaya kalktığını"
savunan Tümen, "Terörle müca-
delenin sokaklarda bağırarak
yapılmadığını" kaydetti.
Tümen, AB yasalannı öcalan'a
indirgeyerek suçlamalarda bulun-
manın Meclis'e hakaret olduğunu
vurgulayarak "Sayın Bahçeli,
hangi siyasi partileri kastettiği-
ni, bu partilerin PKK yanlısı ol-
duğuna dair varsa kanıtlarını
bir an önce kamuoyuna açıkla-
malıdır" dedi.
DYP: Kınıyornz
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Ufuk Söylemez, Bahçeli'yi eleş-
tirerek "Bahçeli'yi, her seçim dö-
nemi geldiğinde Apo'nun ipine
sarılarak siyaset yapmaktan
vazgeçmeye, laflannı seviyeü bir
üslnpta kullanmaya davet edi-
yor ve beyanından ötürü kınıyo-
ruz" dedi.
Devlet Bakanlığı görevinden
önceki gün istifa eden Kemal
Derviş de Bahçeli'ninaçıklamala-
nnı "Kendi döşüncesi, olabilir"
diye değerlendirdi.
Cenel Kurul toplantısı
YDFkiartşm
•• M
suruyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yeniden Doğuş Partisi'nin
(YDP) 2 Ağustos'ta gerçekleştirilen
kongresinde genel başkana partinin
adı ve amblemini değiştirme yetki-
si verilmediği bildirildi. Evrakta
sahtecilik yapılarak Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcıhğı'nın yanhş bil-
gilendirildiğini gerekçe gösteren
genel kurul divan üyeleri suç duyu-
rusunda bulundular.
Başkana yetki verilmedi
Divan Başkanı Ahmet Büyük-
kaşlar, başkan yardımcılan B. Or-
man, H. Özdemirli ile kâtip üyeler
tlhami Özmen, Turgay Çelik'in
dün yaptıklan yazılı açıklamada,
genel başkanın, parti adınm Genç
Parti ve amleminin de Genç Par-
ti'nin amblemi gibi ohnası yönün-
de karar alarakYargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı ve Yûksek Seçim Ku-
rulu'na (YSK) başvuruda bulundu-
ğu anımsatıldı. Genel kurulda, ge-
nel başkana partinin adı ve amble-
mini değiştirme ya da partiye katıl-
mak isteyen siyasi oluşumlar hak-
landa karar verme yetkisi verilme-
diğine işaret edilen açıklamada şöy-
le denildi:
"Divan rutanağı incelendiğinde
genel başkana böyle bir yetki ve-
rilmediği, böyle bir oylamanın ya-
pümadığı açıkça görülecekrir. Bu
nedenle Yargıtay Başsavcılığı ve
Yüksek Seçim Kurulu Başkanlı-
ğı bilgilendirilerek sahte ve haya-
li evraklara dayalı haklann kulla-
nılmasını önleyici kararlann alın-
ması ve gerekli işlemlerin yapıl-
ması ile ilgililer hakkında suç du-
yumsunda bulunulması divan he-
yerimizce talep edilmişrir. Aynca
divan kâtip üyesi tlhami Özmen
tarafından Ankara Cumhuriyet
Savcıuğı'na suç dtıyurustı ile ÂB-
kara Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nde tutanağın sahtelik içeren
yetki maddesinin yok hükmünde
olduğu ve hükümsüzlüğüne karar
verilmesi için dava açılmıştır."
Derviş'ten yine net açıklama yok
tstanbul Haber Servisi - Yeni
Türkiye Partisi (YTP) Genel Baş-
kanı Ismail Cem, devlet bakanlı-
ğı görevinden önceki gün istifa e-
den Kemal Derviş ve Istanbul
Milletvekili Hüsamettin Öz-
kan'la Istanbul'da bir araya geldi.
Görüşmenin ardından açıklama
yapan Derviş, parti seçimi konu-
sunda basın mensuplannın ısrarlı
sorulan yanıtlamayarak "4 Ka-
sım'dan sonraki sürecin de güç-
lü, çok yapıcı ve Türkiye'ye iyi-
lik getirmesi gerekir" diye ko-
nuştu. Cem ise YTP'nin büyüme-
ye devam ettiğini söyledi.
TarabyaNurol Sitesi'ndeki evin-
den saat 10.30 sıralarında çıkan
Kemal Derviş, Ismail Cem'in oğ-
lu Kerem Cem'in Bebek'teki evi-
ne gitti. Derviş, kendisinden önce
eve gelen Hüsamettin özkan ve
Cem'le 3.5 saat süren bir görüşme
yaptı.
Görüşmenin ardından Cem,
Derviş ve özkan, Deniz Apartma-
nı'nın önüne birlikte çıktılar. Öz-
kan konuşmamayı tercih ederken
Kemal Derviş, ekonomik, sosyal
ve siyasal gelişmeleri gözden ge-
çirdiİderini ifade etti. "Çok güzel
bir çabşnıa oldu" diyen Derviş
söyle devam etti: "Birlikte çaüş-
maya devam ediyoruz. Mutlaka
Türkiye için en iyisini hepimiz
birlikte bulmaya çalışıyoruz. Sa-
dece bugün değil, yarın değil, 4
Kasım'da değil, 4 Kasım'dan
sonraki sürecin de güçlü, çok ya-
pıcı ve Türkiye'ye iyilik getirme-
si gerekir. Onun için stratejik dü-
şünmemiz lazım. Ciddi çauşma-
mız lazım."
Bir gazetecinin "Bundan sonra
YTP'de misiniz? Net bir cevap
istiyoruz" şeklindeki sözleri üze-
rine Derviş, tüm güçleriyle çalış-
maya devam ettiklerini söyledi.
Derviş, bir gazetecinüı MHP Ge-
nel Başkanı, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Devlet Bah-
çeli'nin AB uyum paketinin yasa-
laşmasma destek veren partileri
PKK'ye hizmet etmekle suçlayan
sözlerini anunsatması üzerine de,
"Kendi düşüncesi, olabilir" de-
di.
Cem: Atışma değil yanşma
YTP Genel Başkanı Cem, baş-
kalannın söylediği sözler üzenne
konuşmayacağını belirterek şöyle
devam etti: "Çünkü biz siyaseti
bir atışma değil, yarışma yap-
mak iddiasıyla siyaset sahnesine
çıkan bir partiyiz. Bugün, Sayın
Derviş'in belirttiği gibi ve her
zaman olduğu gibi gayet değerli
bir çalışmamız oldu. Biz ayrıca
partimizin gelişmesini de gözden
geçirdik. Hüsamettin Bey'Ie de
konuşmamızda daha önce onu
gündeme almıştık. 23 il teşkila-
tını kurmuş vaziyetteyiz. Tahmin
ediyorum, önümüzdeki hafta
buna 20 il başkanı ve il yönetimi
eklenecek, partimiz büyümeye
devam edecek. Sonra başka gö-
rüştüğümüz konular; Sayın Der-
viş'in belirttiği gibi, biz Türkiye
için var olan bir partiyiz. Türki-
yemizin geleceğini, çocuklanmı-
zın geleceğini,Yeni Türkiye Par-
tisi'nin -zaten başlamış olan, da-
ha çok işin başlangıcındayız- de-
vam eden büyümesinde ve ikri-
dar olmasında görmekteyiz. Bu
konuyu da erraflıca değeriendir-
dik."'
DTP lideri Bayar'la görflştü
Üçlü görüşmenin ardından Ye-
niköy'deki Poyraz Sitesi'ne giden
Kemal Derviş, Demokrat Türkiye
Partisi (DTP) Genel Başkanı Meh-
met Ali Bayar ile yaklaşık 2 saat
süren görüşme yaptı.
Derviş'in, Hüsamettin Özkan'ın
hükümetten ve DSP'den istifasın-
dan bu yana beklenen siyasi parti
karan üçlü görüşmenin sonunda
da netlik kazanmadı.
Istifasının ardından önceki gün
îstanbul'a gelen Kemal Derviş,
ışadamı Bülent Eczacıbaşı, araş-
tırmacı yazar Tarhan Erdetn ve
eski danışmanı Oya Ünlâ ile
görüşmüştü.
Kaçakçılık sımr tammıyor
ANKARA (AA) - Gümrükler-
de ortaya çıkanlan kaçakçılık
olaylan, domuz etinden çocuk be-
zine, süpürgeden karabibere ka-
dar çok sayıda ürünün Türkiye'ye
yasadışı yollardan sokulmak is-
tendiğini ortaya koydu.
Gümrük Muhafaza Genel Mü-
dürlüğü verilerine göre yıl başın-
dan bu yana gümrüklerde 59 tril-
yon 926.8 milyar lira değerinde
kaçak eşya yakalandı. 11 olayda
ele geçen 21 trilyon 727.2 milyar
liralık uyuşturucu ile birlikte ka-
çakçıhğın boyutu 81 trilyon 654
milyar liraya ulaştı.
Kaçakçılığa başvuranlar son dö-
nemde daha çok fiyatı dışanda u-
cuz, yurtıçinde pahalı, 'yükte ha-
fif, pahada ağır' mallara yöneldı.
Bu çerçevede, sigara ve cep tele-
fonu kaçakçıhğmda tam anlamıy-
la bir patlama yaşandı. Çin, Ma-
lezya, Gürcistan, Bulgaristan, Yu-
nanistan gibi ülkelerde sahte ola-
rak üretilen başta Marlboro obnak
üzere çeşitli marka sigaralar, baş-
ka eşya olarak transit geçiş yapar-
ken ya da serbest bölgelerden Tür-
kiye'ye kaçak olarak sokuluyor ve
iç piyasada satıhyor.
Giderek boyutu artan cep tele-
fonu kaçakçılığı ise daha çok
Uzakdoğu'da üretilen değişik
markalardaki cep telefonlannm
havayolu ile yolcu beraberinde el
bagajlan ya da kargoyla yurda so-
kuhnası şeklinde gerçekleştirili-
yor.
Uyuşturucuda durum
Gümrükler Muhafaza Genel
Müdürlüğü'nce verilen bilgiye
göre uyuşturucu üretim bölgeleri
olan altın hilal (îran, Afganistan,
Pakistan) ve altın üçgen (Laos,
Tayland, Burma) ile Avrupa tüke-
Yasadışı göçle mücadele kapsamında bu yıl 78 olayda 536 kişi ele geçirildi. tnsan kaçakçılığımn en
fazla Edirne, tstanbul ve tzmir-Çeşme üzerinden yapümak istendiği tespit edildi.
tim bölgesi arasında uyuşturucu
transit yolu üzerinde olan Türki-
ye'de bu alanda tüm birimler aza-
mi hassasiyet içinde.
Türkiye'de bu işle mücadelede
görevli kurumlarm çalışmalaruıa
rağmen son 2 yıldır Türkiye'den
geçen ayhk uyuşturucu miktan-
nın 4-6 ton arasında olduğu, bu-
nun da Avrupa'ya ulaşan uyuştu-
rucu miktannın yüzde 75 'ini oluş-
turduğu tahmin ediliyor.
Uyuşturucu kaçakçılığına karşı
yürütülen mücadele kapsamında
2002'nin bugüne kadarki bölü-
münde 21.7 trilyon liralık uyuştu-
rucu madde ele geçirildi.
tnsan kaçakçılığı
Diğer yandan insan kaçakçılığı
da sorun olmaya devam ediyor.
Yasadışı göçle mücadele kapsa-
mında bu yıl 78 olayda 536 kişi ele
geçirildi. Bunlann 265'inin Irak,
127'sinin Türkiye, 59'unun Afga-
nistan, 47'sinin Filistin, 21'inin
îran, 11 'inin Burma, 4'ünün Fas,
2 'sinin de Cezayir uyruklu olduğu
belirlendi. însan kaçakçılığımn
en fazla Edirne, Istanbul ve tzmir-
Çeşme üzerinden yapılmak isten-
diği tespit edildi.
Bu arada gümrüklerde ortaya çı-
kanlan kaçakçılık olaylan her tür-
lü eşyanın kaçak yollarla Türki-
ye'ye sokulmak istendiğini de
gözler önüne serdi. Ele geçen eş-
ya listesinde otomobilden gemi-
ye, sigaradan puroya, iç badem-
den karabibere, domuz etinden y-
er fıstığına, tanm ilacından lens
solüsyonuna, tişörtten çorap örme
makinesine, çakmaktan çocuk be-
zine, plastik hasırdan süpürgeye
kadar her türlü mal bulunuyor.
Kürtçe içîn model aranıyor
AYHAN ŞtMŞEK
ANKARA - Türkiye;
anadilde yayın reformunun
ardından uygulamaya dö-
nük düzenlemeler için AB
ülkelerindeki modelleri in-
celemeye aldı. AB üyeleri-
nin "azınlık ve kültürel
haklar" konulanndaki
yaklaşım farklılıklan nede-
niyle Ankara, öncelikle
kendisine yalon gördüğü
Fransa modeline yöneldi.
Fransa'daki gibi özel yayuıa
onay çıkması durumunda
RTUK, anadilde yayın için
başvuran kuruluşlar ile ulu-
sal birliğe aykın yayın ya-
pılmamasını güvenceye ala-
cak sözleşme imzalayacak.
Yayınlarda belirli oranda
Türkçe kullanımı, Türkçe
öğretim programlan zorun-
lu olacak. Türkçe altyazı
kullanılacak.
Avrupa Birliği, tam üye-
lik müzakerelerine geçmek
için Meclis'in kabul ettiği
son reformlann bir an önce
uygulamaya geçirilmesini
isterken, Türkiye, anadilde
yayında düzenleyici yönet-
melik çalışmalanna başla-
dı.
Bu amaçlaAB ülkelerin-
deki uygulamalar inceleme-
ye alınırken hem ulusal bir-
liğe zarar vermeyecek hem
de AB'nin beklentilerini
karşılayacak bir yönetmelik
hazırlanmaya çalışılıyor.
Diplomatlann bu amaçla
hazırladıklan veAB üye ül-
kelerinin "azınlıklara Uiş-
kin tutumlan" ile yayın
konusunda uygulamalannı
inceleyen çalışmaya göre
AB ülkeleri kendi aralann-
da son derece farklı yakla-
şımlara sahip bulunuyor.
Fransa'nın Türkiye'ye en
yakın model olarak ele ahn-
dığı bu çalışmaya göre çe-
şitli üye ülkelerde durum
şöyle:
- Fransa: Anayasada
"Cumhuriyet'in dili
Fransızcadır" ifadesi vur-
gulanıyor. Bununla birlikte
"bireysel temelde farkh-
hk" hakkı tanınıyor. Fran-
sızca'nın dışında bazı "ma-
halli dillerin" kullammına
belli oranlar dahilinde izin
veriliyor. Bu konuda Fran-
sa'nın RTÜK'ü konumun-
daki Audiovisuel Yüksek
Kurumu ile yayın kuruluşu
arasında sözleşme imzala-
nıyor.
Uygulamada Brötanca
bir tek TV kanalı bulunu-
yor. Bölgesel dillerde gün-
de azami 40 dakikalık rad-
yo yayım yapılabiliyor.
- Yunanistan: Yayın dili-
nin Yunanca olacağı konu-
sunda bir kanun hükmü bu-
lunmuyor. Ancak Yunanca
dışında yapılacak yayınlar-
da yayın süresinin en az
yüzde 25'i Yunanca olmak
zorunda.
Bu yayınlarda Yunanca
altyazı kullanılması ve Yu-
nancanın doğru kullanılma-
sı esas alımyor. Yunancayı
bilmeyenlere bu dili öğret-
mek amacıyla altı aylık ya-
yın döneminde otuzar daki-
kalık asgari 15 programa y-
er verilmesi gerekiyor. Yu-
nanca dışında özel olarak
yabancı dilde yayın yapan
Yunan televizyon kanalı bu-
lunmuyor.
- Lüksemburg: Anadil-
de yayın, etnik ve kültürel
haklar çerçevesinde, birey-
sel haklar temelinde, ulusal
birliğe aykın olmamak ko-
şuluyla, herhangi bir kısıtla-
maya tabi bulunmuyor,
-Almanya: Resmi dil Al-
manca olmakla birlikte,
azınlıklar kendi kültürlerini
koruma, geliştirme ve öğ-
retme hakkına sahip bulu-
nuyorlar. Basın - yayın ko-
nulannda Alman mevzu-
atında herhangi bir kısıtla-
ma bulunmuyor.
-Avustnrya: Cumhuriye-
tin devlet dili, azınlık dille-
rine ilişkin haklar saklı kal-
mak koşuluyla Almanca.
Sloven, Hırvat, Macar. Çek,
Slovak ve Romanlan, azın-
lık olarak tanıyor. Azınlıkla-
nn anadilleri, Almanca ile
beraber resmi dil olarak ka-
bul ediliyor.
- Ingiltere: Kanun önün-
de eşitlik ilkesi çerçevesin-
de, farklı dinî, kültürel ve
etnik kökenden gelen kdşiler
yurttaşlara ait haklara sa-
UZUN SÜREDIR TEDAVİ GÖRÜYORDU
Gündoğar yaşammı yitirdi
Spor Servisi - îstanbulspor Kulübü
i başkanı ve eski gazeteci Tayfmr
Gündoğar, dün akşam yaşammı
yitirdi. International Hospital'da
uzun süredir tedavi gören Tayfun
Gündoğar'm, akşam saatlerinde
hayata gözlerini yumduğu bildirildi.
60 yaşmda vefat eden Gündoğar'm
cenazesinin iragün ^yüp^'aıni
ikindi namazınm ardmdan
kılınacak cenaze namazından
sonra toprağa verileceği
kaydedildi. Tayfun Gündoğar,
evli ve 2 çocuk babasıydı.
hipler. Etnik ve kültürel
azınlıklann kendi dillerin-
de yayın yapma hakkı bulu-
nuyor.
- ltalya: Resmi dil ttal-
yanca. Ancak Arnav-ut, Ka-
talan, Alman,Yunan, Sloven
ve Hırvat topluluklan ile
Fransızca, Provence Fran-
sızca, Ladino, Frulince,
Sardunyaca konuşan nüfus-
lann dil ve kültürleri koru-
nuyor. Koruma altındaki
dillerde radyo - televizyon
yayınlan yapılabiliyor.
- tspanya: Resmi dili îs-
panyolca, ancak diğer Is-
panya dilleri de özerk toplu-
luklarda resmi dil konu-
munda. Radyo-TVyayınla-
n önünde engel bulunmu-
yor.
- Portekiz: Çingeneler
dışında etnik ya da kültürel
azınlık bulunmuyor. Çinge-
nelerin kültürel haklanna
saygı gösterilirken, azınlık
haklan bulunmuyor.
- tsveç: Finliler, Samiler,
Museviler ve Romanlar,
azınlık olarak kabul edili-
yor. Bu azınlıklann dilleri
ile Toraedal'da konuşulan
yerel dile azınlık statüsü ta-
nıyor.
- Danimarka: Almanlar
azınlık dil, eğitim, dini ve
kültürel haklardan yararla-
nıyor.
- Finlandiya: Fince ve Is-
veççe ulusal dil. Aaland
Adalan'nda Isveççe tek res-
mi dil durumunda. Samile-
re kültürel otonomi sağladı.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
öngörüde bulunmuştuk:
Aralarında idamın kaldırılmasının da bulunduğu
bu yasaların çıkmasını MHP, çıkmamasını ANAP
istiyor. ÇünküçıkarsaMHP kullanacak, "Onlarva-
tanısattı, en vatanseverbenim" diyecek; çıkmaz-
sa ANAP kullanacak, "Türkiye'yi AB'ye sokmak
için çaba harcadım yetmedi, beni seçin Avrupalı
olalım" diyecek...
Bu aşamaya geldiğimizi görüyoruz... AB yasa-
ları çıkınca MHP seçim siyasetini neredeyse salt
bu duruma oturtmuş görünüyor. İl başkanlannın
alkışlarıyla da gaza gelen Devlet Bahçeli, MHP
dışındaki partilerin tümünü PKK yandaşı ilan etti,
çıktı.
Diyalektik, aynı suda iki kez yıkanılmaz der a-
ma, MHP aynı aşla iki sofra kuruyor. 1999 seçim-
lerinin propagandasını Apo'nun ipine dolayan
MHP, 2002 seçimlerinde de aynı iple dolaşacak.
MHP, "Bizi karşı kampa iterlerse, bu durumun
sorumlusu olmayız" diyerek cepheleşmenin işa-
retlerini veriyor. Dileriz bu bakış derinleşmez ve iç
banş yara almaz.
MHP'nin ters basımını DYP kullanıyor. Çiller de
Konya'da örttü başını açtı ağzını:
"Onlar Apo'yu kurtardı, ben AB'yi kurtardım..."
Arkasını da şöyle getirdi:
"Biz olsaydık Türk yargısının karannı ertesi gün
Meclis'e indirirdik. Uyardım ama, bizi dinlemedi-
ler..."
Anlaşılan MHP ve DYP karşılıklı sicimleşecek.
Arkadaşlar için seçim, sicimi kullanmaya bağlı!
Tahtası eksik siyaset
SP, AKP cephesinde de içten ıçe sert tartışma-
lar yaşanıyor. Necmettin Erbakan, SP Genel
Başkanı Recai Kutan'la birlikte 50 ili dolaşacak.
Otobüsün üzerine çıkıp on-ur konuğu olarak ko-
nuşacak. Erbakan'ın ilk hedefi AKP görünüyor.
Onlar sahte Müslüman, kendisi gerçek. Ger çek,
ger çek... Erbakan'da değişen bir şey yok. Yine
bir numaralı propaganda malzemesi din!
Erdoğan'ın televizyon konuşmalarındaki vitrin-
sel cilalar kazındığında şu mesajlar çıkıyor:
- Seçim sistemi adilmiş değilmiş, beni ilgilen-
dirmez. Bunu yapanlar düşünsün, istediğim gibi
yararlanırım.
- Ben değişmedim, geliştim. Bazı şeyleri söyle-
yiş ve yapış biçimimi geliştirdim, o kadar. Sistem-
le çatışmak gerekirse, onu da yaparım.
- Anketlerde, kesinlikle AKP'ye oy vermem di-
yenlerin oranı çok düşük. O zaman bize oy ver-
meyenlerin oranını toplayıp, "halkın şu kadan sizi
istemiyor" diyemezsiniz.
Daha baştan söyleyelim, bu söylemler hayra
alamet değil!
ANAP, henüz kendi derdinde olduğu için öteki-
lere nasıl çatacağını açıklamış değil.
DSP, solu kullanacak. Yeni Türkiye'nin kendini
ifade etme arayışı DSP'nin solu yeniden keşfet-
mesine neden olmuş görünüyor! Geçen seçimler-
deki, "inançlara saygılı laiklik" gitti.. yerine, "en
tehlikeli parti AKP " geldi.
Son sözü Derviş'e ve onunla birlikte gelecek
arayanlara söyleyelim. Derviş'in istifasıyla birlikte
onunla ilgili haberlerin dozu da değişiyor. Artık
ekonomiden sorumlu, IMF destekli bakan değil,
siyasetin neresinde ne olur ona bakan bir kişi.
Derviş son çıkışlanyla, çekim merkezi olmanın ya-
nı sıra hedef tahtası olmayı da kabul etmiş görü-
nüyor. Etse de etmese de böyle...
Derviş siyasete evet derse, hedef tahtası olma
yönü daha ağır basabilir...
Bu durumda ne diyelim?
Siyasetin zaten bir tahtası eksikti...
O da tamamlanmış olur!
[email protected]
Trafiğe yoğun
denetim
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Içişleri Bakanlığı, son
aylarda trafik kazala-
nnda yaşanan artışlar
nedeniyle valilikleri
uyardı. Denetimlerin
arttırılmasını isteyen
bakanlık, trafik şube
müdürleri ile bölge
trafik denetleme istas-
yon amirlerinin de
kontrollere katılması-
nın zorunlu olduğuna
dikkat çekti.
Trafik kazalarında
yaz aylannda meyda-
na gelen artışlar, İçiş-
leri Bakanlığı'nı hare-
kete geçirdi. Bakan-
lık, valiliklere gönder-
diği genelgede, çalı-
şanlann ve yurtdışın-
daki soydaşlann yaz
aylannda tatil bölge-
lerine yolculuk yap-
tıklannı anımsatarak
karayollanndaki ön-
lemlerin arttrnlmasuıı
istedi. Genelgede
özetle şu uyanlara yer
verildi:
- îl merkezlerinden
ilçelere ya da ilçe mer-
kezlerinden belde ve
köylere yolcu taşıma-
cıhğında kullanılan
minibüs ve otobüs gi-
bi araçlar ile sürücüle-
ri, kalkış ve vanş nok-
talan ile güzergâh
üzerinde denetlene-
cek, denetimlerde
araçlann özellikle ışık
ve fren donanımlan,
lastikleri kontrol edi-
lecek, taşıma sının üs-
tünde yolcu alınması
kesinlikle önlenecek-
tir.
- Aşın yükleme ne-
deniyle sürücü, araç
ve çevre olumsuz et-
kilenmekte ve kara-
yollan çökme ve bo-
zulmalar sonucu tah-
rip olmaktadır. Aşın
yüklemelere bağlı ola-
rak meydana gelen
trafik kazalannı önle-
mek amacıyla, kara-
yollannın görevlileri
ile birlikte değişik yer
ve zamanlarda ağırlık
kontrolleri yapılacak-
tu-. Traf iğin yoğun ol-
duğu yerlerde, kam-
yon ve TIR rürü araç-
lar, kısa sürelerle bek-
lemeye almacaktır.
- Kazalann gece sa-
atlerinde yoğunluk
kazanması nedeniyle,
video kameralı radar
araçlan ile yapılan ge-
ce hız denetimleri art-
tınlacaktu-. Yol kulla-
nıcılara karşı saygılı
davranılmasına özen
gösterilecek, uykusuz
ve yorgun olduğu an-
laşılan sürücülerin
mutlaka dinlenmeleri
sağlanacaktır.
- Başta trafikten so-
rumlu il emniyet mü-
dür yardımcılan ol-
mak üzere trafik şube
müdürleri, bÖIge tra-
fik denetleme istas-
yon amirleri ve diğer
trafik birim amirleri-
nin kontrollere bizzat
katılmalan sağ-
lanacaktır.
O'i