12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFtt CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ HABERLER Surfye'den tazmfnat istemi • A>JKARA(AA)- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrii SinaGürel, Suriye'deki Zeyzun Barajı'nın yıkılması sonucu Asi Nehri'ndeki taşkından etkilenen Hatay 'da hasar tespit çalışmalan tamamlandıktan sonra tazminat istenecegini bildirdi. Gürel, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Sezal'ın soru önergesini yanıtlarken Dışişleri Bakanlığı'ndan bir birimin başkanlığında, oluşturulan heyetin 6-8 Haziran tarihleri arasında bölgede incelemelerde bulunduğunu, ön incelemelerin ardından Suriye'nin Ankara Büyükelçiliği'ne bir nota verildiğini ve 'oluşan hasar sonucunda tazminat isteminin sakJı tutulduğıınun' bildirildiğini anlattı. Kumcuoğlu'nun başvumısu • ANKARA (AA)- DSP Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu, hiçbir görevinde hukuka aykın işlem yapmadığını belirterek yargı organlan önünde süratle aklanabilmek için yasama dokıînulmazhğımn kaldınlması talebiyle TBMM Başkanlığı'na başvurduğunu bildirdi. Kumcuoğlu, yaptığı yazıh açıklamada, son iki gündür basında 'hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal' iddiasıyla yasama dokunulmazhğuun kaldınlmasının istendiği yönünde haberler yer aldığını anımsattı. BBPden iki farklı açıklama • GAZİANTEP (AA) - BBP Genel Başkan Yardımcısı Akif Bindal, partisinin Gaziantep'teki genişletiİrniş il divanı toplantısında, BBP'nin seçimlere tek başma ve kendi amblemiyle katılacağını bildirirken, Genel Başkan Yardımcılanndan Musa Serdar Çelebi, partisinin Zonguldak II Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, "Parttmiz, kendi adı ve amblemı altmda başka partilerle işbirliği yapmaya açıktır" dedi. TBNM'nin çahfma takvimi • A\KARA (ANKA) - TBMM Başkanı Murat Söknenoğlu, ekim ayınca ABD'nin Irak'a müdihale etmesi durununda TBMM'nin toplaıacağını belirterek "Bu;okciddibiriştir. Hükünet ve TSK'nin arkasnda siyasi otorite olmaı gerekir" dedi. Söknenoğlu, Genel Kum'u 13 Ağustos'ta Şebiıkarahisar, Inegöl ve Sışehri ilçelerinin il olmaı hakkındaki olağaüstü toplantı çagnı gereğince saat 15.0te açacağını söyldi. Sökmenoğlu, yetesayısı bulunmazsa olağaüstü toplanma çağnı düşeceği için Mecs'i 1 Ekim'de toplamak üzere kapacağını söyledi. 3 Kasım seçimleri için partilerin harcamalan trilyonlan bulacak Ekonomiye seçimdopingiEkonomiServisi - Üç ay son- ra yapılacak erken seçim, eko- nomik durgunlugun aşılama- dığı Türkiye'de, pek çok sek- tör için yeni bir umut oldu. Si- yasi partilerin seçim kampan- yalannı etkili kılmak amacıy- la yapacağı çalışmalann rek- lamdan ulaşıma, ses- ışık sis- temlerinden baskı-matbaaya pek çok alanda canlanma ya- ratacağına kesin gözüyle bakı- lıyor. Hazine'nin partilere verece- ği 64 trilyon liranın yanı sıra milletvekili adaylannın cep- lerinden yapacağı harcamalar- la seçim dönemindeki toplam harcamaların 1 katrilyon lira- yı aşacağı öne sürülüyor. 64 trilyon harcanacak 23 partinin katılacağı seçim için, Hazine'nin partilere ve- receği 64 trilyon lira, seçim kampanyalan için kullanıla- cak. El bildirilerinden bez afiş- lere, bayrak ve süslemelerden ses ve ışık sistemleri ve ulaş- tırmaya kadar, bu işleri yapa- cak şirketler de hazırhklara başladı. Henüz hazırlığa baş- layamayan, ama seçimi önem- li bir kazanç kapısı olarak dört gözle bekleyen bir kesim de seyyar satıcılar. Miting ve açık hava toplantılannda 'müşteri- lerine' sudan meşrubata, borek- ten çiğ köfteye kadar oldukça bol seçenek sunan satıcılann da bu dönemde işlerinın arta- cağı belirtiliyor. Lider ve ittifak arayışlan, reketleneceği görüşünde birle- şiyorlar. Siyasilerin zorunlu harcamalannın başında, toplan- tılar için kiralanacak salonlar, propagandanın kalbi konvoy- lar ve afişler geliyor. Nüfus sayımı sonuçlanndan yütecek sektörlerin başında reklamcıhk geliyor. Türkiye'de büyük çoğunluğa sahip "karar- sıdar''ı etkilemek için reklam sektörüne başvuracak siyasi partiler, bütçelerinin büyük kısmını da buraya ayıracaklar. Partiler baştaflama,bayrak ve afiş olmak üzere seçimde 64 trilyon lira harcayacak. aday isimlerinin belirlenmesi gibi hazırlıklar siyasilerin gün- demini oluştururken, pastası- nı büyütmek isteyen sektörler de bu bekleyişin içine girdi. Şirketler, adaylann belirlen- mesinden sonra piyasanın ha- ortaya çıkacak milletvekili aday sayısınuı 12 bin 500'ü geçece- ği belirnlirken, partilerin har- camalannı, Hazine'den alına- cak paranın yanı sıra bağışlar ve kışisel harcamalar olustura- cak. Seçimlerde pastasını bü- Büyük şehirlerde bulunan bü- yük reklam panolan fiyatlan- nın aylık kirası 1000 ile 1500 dolar arasında değişirken, bil- boardlann haftalık kiralan yak- laşık 200 dolar. Reklamcılar Derneği Genel Koordinatörü Çetin Ziylan, pastanın büyüyeceğini ifade ederek naylon süsleme, bayrak ve basın ilanlannın seçimler- den büyük payı alacağını ifa- de etti. Siyasilerin seçim çahşması için basvuracağı araçlardan bi- ri de anketler. Anket sonuçla- noın hem kendilerini yöolen- direceğini hem de seçmemn karannda etkisinin olacağını düsünen partiler, erken seçim tartışmalannın yaşandığı dö- nemden itibaren anlaştıklan araştırma şirketleriyle anket çahşmalanna hız verdı. Sektörde bellrslzllk Seçim karannın çıkmasm- dan sonra yogunlaşan anketle- rin araşürma konulannda da çe- şitlilik olacağına dikkat çeki- liyor. Yönelim Araştırma Şir- keti Genel Müdürii AH Eçref Turan, daha önceden de par- tilerin bu şirketlere talebi ol- duğuna dikkat çekerek, seçim çalışmalanmn hız kazanmaya başladığı bugünlerde bunun daha da artacağını bildirdi. Türkiye'de bir kriz ortamı- nın mevcut olduğunu da ha- tırlatan Turan, eski seçimlere göre sektörde yine de bir belir- sizliğin hâkim olduğunu dile getirdi. Paslayı 70 otobüsfirmasıpaylaşacak Ekonomi Servisi - Siyasi partilerin vazgeçilmezlerinden olan otobüs ve minibüsler, seçim çalışmalannda hem propaganda hem de ulaşım aracı ola- rak kullanılıyor. 32 ilçede, 23 partinin seçime gireceği îstanbul'da, 3 bine ya- kın araç kullanılacak. ÎTO Servis ve Okul Taşımalan Mes- lek Komitesi Başkanı Ersoy Erol, ula- şım araçlannın seçim çalışması için çok önemli olduğunu ifade ederek, bu araç- lara olan talebin 15 Eylül'den itibaren hız kazanacağını belirtti. 1500 tasıma flrması var Otobüslerin sokak aralanna girmek- te zorlandığuıa dikkat çeken Erol, "Ar- ük seçim çahşmalan için 'grvdirihniş' araçlann minibüs ya da midibüs olma- sına dikkat ediliyor" diye konuştu. îs- tanbul'da 1500 taşımacılık firması ol- duğunu ve seçimlerde pastanın 60-70 ÎTTÎFAK BELİRSÎZLİK DOĞURUYOR Seçimde işleryüzde 25 artacak Seçim çalışmalannın vazgeçilmezlerinden birisi de kâgıt ve matbaa sektörii. Bildirilerden afişlere ve promosyonlara kadar büyük bir alanı kapsayan sektör, reklamlann da ana materyalini oluşturuyor. îstanbul'da falliyet gösteren büyük matbaalardan biri olan Stil Matbaa'nın sahibi İsmail Öz, seçim karanyla sektörde canlanmanın başladığını belirterek 20 Ağustos'tan itibaren işlerinin yüzde 20-25 oranuıda artacağını bildirdi. "Şu anda bir beKrsizlik var. İttifak yapmayı dile getiren partiler yapacak mı, yapmayacak mı beDi değiL Bu yüzden dağrülacak biktirilerin, afişlerin nasıl yapdacağı da beDi değil. Takvim, ajanda gibi promosyonlar da yapacağn" diye konuşan öz, tekliflerin 15 gün önce başladığını söyledi. firma tarafından paylaşılacağını kay- deden Erol, günlük minibüs kiralan- nın 75 milyon lira, midibüs kiralanmn da 100-120 milyon lira arasında ola- cağını tahmin ettiğini söyledi. Yakıt harcamalannın da partiler ta- rafından karşılanacağını belirten Erol, bu seçimlerde sadece araç kiralayan de- ğil, araçlann süslemelerini yapacak şirketlerin de olacağını ifade etti. Şir- ketlerin 30-50 otomobillik konvoy hiz- meti de vereceğini söyleyen Erol, "ts- tanbul yaklaşık 70 miDetvekili çıkara- cak ve harcamaların 3'te 1 'i burda ya- pılacak. Biz de taşunacıhk şirketleri olarak sabahtan akşama kadar yapı- lacak olan propagandaişleri ve akşam- dan gece yarısma kadar yapılacak ye- mekler ve toplanülar için hizmet vere- ceğK" diye konuştu. Gerek araçlara takılarak propagan- da yapılacak, gerek mitinglerde ses düzenini sağlayacak, gerekse salon toplantılannda ışık düzenini sağlaya- cak ses ve ışık sistemleri firmalan da seçim çalışrnalanndan pay alacak. "R- zim gibi firmalar, adaylar beDi olduk- tan sonra çahşinaya başlayacak" diye konuşan FM Ses ve Işık Sistemleri Şirketi'nin sahibi Fahir Matit, parti- lerin ittifak yapması durumundatalebin artacağını söyledi. YSK Başkanvekili: Seçim sistemi adil değüANKARA (Cumhuriv«tBürosu)-Yüksek Seçim Ku- rulu (YSK) Başkanvekili Ahmet Hamdi Ünlü, seçim sistemıni eleştirerek "Eksikleri olan, adilofanayan birsis- tem. Enine boyuna eleahnıp tarbşdmasıgereldyor.AB'ye üyelik sürecindebuyöndebirçahşmaolacaksanrvorum" dedi. Seçımin rnaliyetının 80 trilyon liraya kadar çıka- cağını belirten Ünlü, seçimlerde kullanılrnak üzere her biri 25 cc'lik 160 bin şişe boya siparişi verdiklerini söy- ledi. YSK Başkanvekili Ahmet Hamdi Ünlü dün TRT- 1 'de yayımlanan "PazarPanorama"programında seçim sürecine ilişkin değerlendirmeler yaptı. SEKA'nın seç- men kâğıtlannı tamamlamak üzere olduğunu anlatan Ünlü, basım işlemlerinin de Türk Tarih Kurumu Bası- mevi'nde yapılacağını söyledi. Türkiye'deki kurulu 48 partiden 23'ünün seçimlere katılacağını belirten Ünlü, seçmen pusulasının boyunun da 97 cm. olacağını kay- detti. Ünlü, YSK'nin "şanssız" bir kurum olduğunu, se- çimden seçime hatırlandığını vurgularken ödeneksiz- likten yakındı. YSK'nin, 1986 yılında Bilgisayar Des- tekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi'ni (SEÇSlS) ge- liştirdiğini anlatan Ünlü, sistemin seçmenlerin bilgisa- yar ortamında kaydını ve seçmen kütüklerinin güncel- leştirilmesini öngördüğünü söyledi. Ünlü, "Bu sstem için 10 milyon dolar gerekryor. 3-4 seçimde boyava harcad»- ğmnzparayla bu proje>i bitirme olanağı var. Ödenek ol- ması durumunda projenin 1 yıl içinde bitirilebfleceğini tahmin edjyorum" dedi. Seçimlerde kullanılan boyanın Hindistan'dan ithal edildiğine işaret eden Ünlü, bu seçimlerde, her biri 25 cc'lik 160 bin şişe boya kullanılacağını kaydetti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Türk Ticaret Bankası (Türk- bank) çahşanı olsanız, devleti nasıl değerlendirirdiniz? 20'li yaşlarda diyelim ki Türkiye'nin üçüncü büyük bankasına gir- diniz. Banka çok başarılı. Ban- kanın sahipleri ise bankanın çalışanları. Ne patron var ne de devlet. Büyük bir gayretle kazançtan kendinize de pay düştüğünü bilerek çok çalıştı- nız. Banka çalışanlarının sen- dikaa da var, yarclım sandığı da. Her kazanılan para sizin gele- ceğiniz. Yıllarca böyle çalıştı- nız. Emeğinizi, enerjinizi, za- manınızı Türkbank'ın gelişme- sine harcadınız. Emekli oldunuz. Size biriktir- diğiniz parâlardan kıdem taz- minatı verdiler. Yardım sandı- ğınız sağlık giderlerinizi karşı- lamaya devam etti. Emeklilik- te ınsan gibi yaşayacağınız bir emekli maaşınız vardı. Bunu da kendi çabanızla elde ettiniz, devletin hiçbir katkısı olmadı. Aslında, Türkiye'de devlet dı- şındaki emeklilikte alışık olun- mayan olanaklarınız vardı, bu daTürkbank'ı büyüten sizlerin emekleriyle oluşmuştu. • • • Her şey yolunda giderken, Türkbank'lılann Gözünde Devlet hükümet bankanın tepesinde sizlerin destekleriyle seçilen genel müdürlerle samimi bir ilişki içine girdi. Hükümet yet- kilileri onları bazı kişi ve ku- rumlara kredi vermeye yönlen- dirdiler. Erol Evcil'ın Eze Zey- tincilik'i bunlardan sadece bi- risiydi. Krediler verildi, karşı- lıkları yok oldu. Bir gün geldi, yönetimi yanlış kredilere yön- lendiren devlet, "Bankanız bat- tı, bankayı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devrediyo- rum" dedi. Devlet bu, ne ya- pacaksınız, razı oldunuz. Bu arada, bankada biriktir- diğiniz paralar, banka çalışan- lannın hisseleri uçup gitti. Dev- let adına bankayı yöneten bü- rokratlar, karşılıksız kredi ver- me işini hızlandırdılar. Birileri bankanın sırtından para sahi- bi olurken banka batıyordu. Devletin el koymasıyla birlikte Türkbank'ın babşı da hız kazan- dt. Yöneten devtetti, battran da devlet. Fakat fatura çalışanla- ra çıkıyordu. Bir gün oidu dediler ki, "Türk- bank'ın mevduat toplama hak- kı kaldınldı". Kim adına, ne adı- na böyle biryola başvurulmuş- tu. Kredi toplamayan banka yok olurdu. Banka çalışanları idare mahkemesine başvur- dular, bu anlamsız karan dur- durdular. Banka mevduat toplamaya başladı. Ancak, açılırken, ka- patılırken banka müşterilerini yi- tirmişti. Bu kadar üzerindeoyun oynanan bir bankaya kim pa- ra yatırırdı ki! Türkiye'nin en büyük üçüncü bankasının so- nu görünmüştü. ••• Türkbank'ı yıllardır devletin atadığı görevliler yönetiyordu. Bankayı onlar batırdılar. Üste- lik, büyük mal varlıklanna sa- hip, çok geniş bir müşteri ağı- na sahipti bu banka. Yıllarca ça- lışanlannın oluşturduğu birikim kötü yönetim nedeniyle çarçur olup gitti. Birkaç gün önce BDDK (Ban- kactttk Düzenteme ve Denetle- me Kurulu) Türkbank'ı bir ge- nel kurulla tasfiye etti. Bu ara- da gazetecilere konuşan bu kurulun biryetkilisi, tasfiye ge- rekçesinişöyleaçıklıyordu: "Bu bankanın çalışanlannın, emek- lilerinin sağlık hizmetlerini bir görseniz, nelere nelere para harcıyortar. Yazık değil mi bu devlete bunlann bu giderleri- ni karşılıyor." Bana bu sözleri bir gazete- ci arkadaşım aktardığında, çok öfkeye kapılmıştım. Insanlar yıllarca çalışıyorlar, birikimleri- nin bir kısmını sandıklanna ya- tırıyorlar ki yaşlılıkta bir güven- ceye sahip olsunlar. Sonra dev- let gelip bütün bunlara el ko- yuyor, bankanın iyi yönetilme- diğini iddia edip kendi bürok- ratlarını atıyor. Banka tama- men iflas ediyor. Karşılıksız kre- dileri alanlar keyif içinde ya- şamlannı sürdürürken BDDK yetkilisi gözünü Türkbank emeklisinin üç kuruşluk sağlık hizmetine dikiyor. ••• Türkbank çalışanlannın elle- rinden bankalan alındı, birikim- leri alındı. Şimdi gelecekleri ko- nusunda kaygı içindeler. Ma- aşlan ne olacak? Sağlık hiz- metleri ne olacak? SSK'nin ha- lini biliyoruz. Oradan bir hiz- met almaya kalkmak için sağ- lıklı olmak gerekiyor. Yoksa ne kuyruklara dayanabilirsiniz ne de istediğiniz ilacı alabilirsiniz. Siz bir Türkbank çalışanı ol- mak yerine bir ordu mensubu olsaydınız, ya da devlet me- muıiuğundan emekli olsaydı- nız, ya da polis emeklisi olsay- dınız, hiç böyle kaygılannız ol- mazdı, devlet batsa bile sizin emekli maaşınız düzenli birşe- kilde ödenirdi. Devlet hastanelerinden hiz- met alabilirdiniz. llacınızı da he- men hemen bütün eczaneler- den. Devlet görevlisi olmak si- zin yaşamınızı ve geleceğinizi en asgarisinden garanti eder- di. Etmeliydi de; doğru olan bu. Bu ülkenin yurttaşı kendi ken- dine tasarruf edip kendi gele- ceğine yatırım yapamaz mı? Devleti yönetenlerin hatalannı ve yolsuzluklannı hep yurttaş mı ödemek zorunda? Kendisi milyarlarca lira maaş alan bir BDDK yetkilisi Türkbank'tryı sokağa atma yetkisini kendisin- de nasıl görüyor? Siz Türkbank'lı olsanız bu devlet için ne düşünürdünüz? 20009 Iİ YILLARDA ERDAL ATABEK Uyganlığın Coğrafyası Var mı? Uygariık bir cografya sorunu mu? Avrupa Topluluğu dünyanın belirli bir bölgesini mi simgeliyor? Bu bölgenin dışında uygariık yok mu, olamıyor mu? Biz, uygar olabilmek için mi Avrupa Topluluğu'na girmek istiyoruz? Biz, Avrupa Topluluğu'na neden girmek istiyo- ruz? Doğu-Batı aynmının temei ekseni nedlr? . 'Kadercilik', Doğu toplumlarının temel ekseni sayıiırdı. 'Akılcriık' da Batı toplumlarının temel ekseni. Ama 'Batılı toplumlar', kadercilikten akılcılığa geçebilmek için yıllar süren, kimileri kanlı müca- deleler verdiler. Ortaçağın karanlıklanndan kurtul- mak, din bağnazlığının katı baskısı altındaki akıl tu- tulmasını yenmek, toplumların önyargılan içinde- ki bireyi özgürleştirmek yüzyılları aldı. Avrupa tarihi bu serüvenin iniş çıkışlanyla dolu- dur. Yeni çağla başlayan Rönesans, aydınlanma kül- türü, din bağnazlığına karşı laiklik, matbaanın bu- lunuşu, üniversitelerin kuruluşu ve hepsinin üs- tünde yükselen endüstri çağı Avrupa'yı bugünle- rin uygariığına ulaştırdı. Uygariık bir cografya sorunu değildir, bir kültür sorunudur. Kültürünüz 'akılcılığa', 'özgür düşünceye', 'in- sanın yaratıcı varoluşuna', 'kendinden başkası- nın hakkınada saygı duymaya', 'toplumsaldaya- nışma vepaylaşma'ya, 'çalışmayı biryaşam biçi- misaymaya', 'sürekli eğitim isteği'ne dayanıyor- sa, siz uygariık yolunda güvenle yol alıyorsunuz de- mektir. Ama kültürünüz 'açık ve örtükkaderciliğe'', 'baş- kalan tarafından yönetilmeye', 'insanın kaderine bağlı oluşuna', 'kendinden başkasına aldırmama- ya', 'bendümenimebakanm'a, 'çalışmadanavan- tadan yaşamaya', 'eğitimden olabildiğince kaçma- ya' dayanıyorsa, sizi hiçbir görüntü uygar yapamaz. Onun için de bizi uygar yapacak olan, Avrupa Topluluğu'na uyum yasalan değil, uygarlığa yöne- lik eğitim ve kültür değişimidir. Bunu biz, Avrupa için değil, kendimiz için yap- malıyız. Ama ne acıdır ki, 'kendimiz için' yapmayı aklı- mıza bile getirmediğimiz değişiklikleri 'Avrupa için' şaşırtıcı bir hızla yapıverdik. Peki, yaptık da inandırıcı ve güvendirici oldu mu? Elbette ki olmadı. Kendine değer vermeyi bilmeyenler, başkalan- nın değer venmesini nasıl bekler? Bizim bir özelliğimiz de 'kendinden olana değer vermemek', 'kendi dışındakilere çok değer vermek' değil mi? Kendimizi tanımayı, kendimizi öğrenmeyi neden başaramıyoruz? Neden kendimizi olduğumuz gibi kabul ettirme- ye çalışıyoruz? Çünkü, kendi eksiklerimizi görmek, kendi yan- lışlanmızı kabul etmek zor geliyor. Çünkü, bunu yapmak cesaret istiyor ve bu ce- sareti gösteremiyoruz. Entanınmışyöneticilerimizin bile 'doğruları gör- mek ve göstermek cesareti' yok. Neden başımıza gelen her felakette 'başsağlığı ve geçmiş olsun dilekleh' ile yardım etmekten başka bir şey yapamıyoruz? Neden başımıza gelen her felakette 'felakete uğrayanlann düzeltmemekte direndikleriyanlışla- n' dile getirilemiyor? Neden başımıza gelen felaketler bizim için uya- n, bizim için ders olamıyor? Neden gerçekleri bilenler bunlan söylemek ye- rine 'rıosa giden geçici destekler' vermekle yeti- niyor? Çünkü, doğrulan söylemek yerine hoşa gitmek yeğleniyor da ondan. Çünkü, doğrulan kabul etmek başka bir cesa- ret istiyor da ondan. Doğrulardan.korkanlar, yalanlarla yaşamak zo- runda kalırlar. Uygariık bir cografya sorunu değildir, her adımı bilinçli emek isteyen biryoldur. Uygarlığı Avrupa'da değil, kendi içimizde aradı- ğımız zaman bulabiliriz. Geri yanı, 'beni al, ne iş olsa yapanm abi'den ibarettir. e-mail: [email protected] faks: 0212-5139098 Cedikli, eyleminin 35. gününde İflas eden esnaf açlıkgrevinde tstanbulHaber Servi- si - Ekonomik kriz yü- zünden malvarlığını yi- tiren esnaf Ferhat Ge- dildi, hükümete tepkisi- ni dile getirmek içinbaş- lattığı açlık grevi eyle- mini ölüm orucuna çe- vireceğini söyledi. Ata- türkçü düşünceye sahip olduğunu ve Türkiye'de meydana gelen çarpık- hklara karşı tek başına eylem yaptığı için din- ci kesimin hedefı oldu- ğunu anlatan Gedikli, iki fabrikasının aynı gün sabotaj sonucu yakıldı- ğun iddia etti. Beşiktaş'taki işyerin- de 35 gündür açlık gre- vi yapan Gedikli, hükü- met temsilcilerinin gelip kendisiyle görüşene dek eylemine de\ am edece- ğıni beürtti. Düzce Göl- yaka ve îstanbul Arna- vutköy'deki ayakkabı fabrikalannın 1998 yı- lında faili meçhul kdşi- lertarafından yakıldığı- nı anlatan Gedikli, bu- nun üzerine Kıbns'ayer- leştiğini söyledi. Daha sonra Türkiye'ye döne- rek Beşiktaş'ta lokanta açtığını ifade eden Ge- dikli, burada da ekono- mikkriz nedeniyle iflas ettiğini vurguladı. Hü- kümet temsilcilerine dükkânınrn anahtannı vermek isteğini anlatan Gedikli, "Onlaryiizûn- den bu haflere geldim. Buraya gefipbenimte ko- nuşana dek açhk grevi- ne devamedeceğnm" de- di. Si\il toplum örgütle- rinin kendisini yalnız bı- raktığını da ileri süren Gedikli şunlan söyledi: "Hükümetyüzünden kolejde okuyan 3 çocn- ğumuokuldan abnak zo- runda kaktam. Tepkimi dile getirmek için öime- yehazuTm."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle