Katalog

ı âjurros 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA TURIZM »AMPANYA Çocuklar cevreyi îemidiyor IEMER (AA) - Antalya'nın tvistık ılçesı Kemer'de citzenlenen. Sahıl ve Deniz Tmiziiği Kampanyası'nın I<xomoüfî çocuklar oldu. TIMA Kemer Şubesı, Belediye veMavi Bayrak Komıtesi taafindan düzenlenen Sahil ve D<nız Temizliği Kampanyası'da çceuklar temiziık yaparken bivükfer, onlan motive etmekle yeindıler. Belediye yetkilileri tanfindan Türkçe, Ingilizce, Ahıanca \e Rusça olarak yajılan anonslarla tunstlerin de kanpanyaya destek vermesı istendi, ancak yerlı ve yabancı tunstler kampanyaya kaılmadılar ve çocuklann yaptığı temizliği yattıklan şezlonglardan ızledıler. Kemer'de "Görefim denizimiz ne kadar temiz" sloganıyla Halk Plajı'nda düzenlenen "Deniz ve Sakil Temizliği Kampanyası"na saöece Kemer Optımıst Kulübü sp>orculan ıle TEMA ve belediye yetidlilen kanldılar. Kampanyaya katılan büyüklerin yeterli çaba sarf etmemesine içerleyen çocuklar, "Onlar Idrietiyor, biz temizfiyoruz" şeklinde konuştular. BAŞKONSOLOS BRETH: Ege zengin bir bölge MUĞLA (AA) - Almanya'nın Izmir Başkonsolosu Raîf Breth, Ege'nin dinamik ve zengin bir bölge olduğunu söyledı. Başkonsolos Breth, Muğla Valisi Hüseyin Aksoy'u makamında ziyaret ederek, yaklaşık 4 ay önce Ege ve Akdeniz Bölgesi'ndeki 11 ilden sorumlu olarak Almanya'nın tzmir Başkonsolosluğu görevine atandığını ve bu çerçevede ilk defa geldiği Muğla ve yöresini çok beğendiğini söyledi. Muğla'da yaşayanlann yanı sıra turist olarak bulunan Almanlarla görüşerek ilin turistik ve kültürel potansiyeli, alternatıf turizm faaliyetlerı ve sağlık durumu gibı konularda bılgı aldığıru kaydeden Başkonsolos Breth, Ege Bölgesi'nin dinamik ve zengin bir bölge olduğunu, Muğla'da ise ilgınç yerlerle ve farklı güzellıklerle karşılaştığım kaydetti. Turizmin dünyada sûrekli geüştiğine ve yeni şekiller aldığına değinen Başkonsolos Breth, Muğla'nın mevcut turizm yapısı ve turizmin çeşitlendirilmesi konulannda yapılan çahşmalan öğrenmek istedığini de bildirdi. ALMANYA Oger'e övgüler HAMBURG (AA) - Almanya Içişleri Bakanı Otto Schily, ülkenin önde gelen seyahat şirketi Öger Tours'un Yönetim Kurulu Başkam Vural Öger'in, "olağanüstü bir Idşi ve büyük bir Avrupah" olduğunu söyledi. Schily, Alman 1. televizyon kanalı ARD'nin tamnmış sunuculanndan LTrich Wickert ile birlikte Hamburg kentinde Öger'in, Rowohlt Yayınevi tarafmdan piyasaya sürülen "Benim Almanyam, benim Türidyeın- Boğaziçi ile Elbe arasuıdaki yaşanüm" adh kitabınm tamtım gecesine katıldı. Schily, Öger hakkında yaptığı konuşmadan sonra, Türk gazetecilerinin çeşitli konulara ılişkin sorulannı yamtladı. Türkıye'deki gelişmelerin umut verici olduğunu belirten Schily, "Asimilasyon en iyi uyum şekhdir" şeklindeki sözlerin ıtırlatılması üzerine de, "Ben_ burada asimilasyon kefimesiyle, Almanya'da uzun zamandan bn yana yaşayan yabancdann, kendi künliklerini kaybetmeden Abnan toplumuna tümüyle uyum sağlamalan gerektiğini vurguiamak istedûn" dedi. Tüm fiyatların yabancılara göre belirlendiği beldeye gitmek, Türk tatilciler için artık lüks haline geldi Bodrum yerlituriste cehennem S PAHALIBELDE - Türkrye'de olduğu kadar dünya turizminde de adından söz ettiren Bodrum'da aşın ha- yat pahahnğının yanı sıra son zamanlarda hırsızhk olaylannın artması yerleşik halkın bir başka sıkuıbSL OLCAY AKDENİZ BODRUM - Türkiye'de tu- rizm denilince ilk akla gelen yerlerden biri olan Bodrum, dövız karşılığı verilen hizmet- ler yönünden yabancı tunst ıçin adeta cennetken Bodrum'da ya- şayanlar ıçın bir cehennem. Bodrum'dakı yüksek fıyatlar nedeniyle yerli tunstler planla- dıklan tatil sürelerinı kısaltır- ken süreklı yaşayanlar ise ev- lerinden çıkamaz hale geldiler. Türk Lirası'nın yabancı pa- ralar karşısında değer yıtirme- si ve bu durumun yabancılann gözünde Türki- ^ ^ - ^ ^ ye'yi güzel bir ta- til geçinlebilecek en ucuz ülke duru- muna getırmesi, yabancı tunst sayı- sını arttırdı. Türkiye'de oldu- ğu kadar dünya tu- rizminde de haklı bir saygınlığa sa- hip olan Bodrum da bu turist artışın- dan payını aldı Ancak gelen turistlerin çoğunun kendi ül- kelennde orta veya ortadan alt durumdakı gruplardan ohnası Bodrumlü turızmcileri pek memnun etmedi. Buna karşın bozdurduklan dövizle ülkelerinden çok ucu- zapek çok mal satın alabilen ve- ya hizmetten yararlanabılen tu- ristler için Bodrum adeta bir cennet haline geldi Yabancı tu- rist ıçın bir cennet olan Bodrum, yerlı halk ve burada çalışmak zorunda kalanlar için ise bir cehenneme dönüştü. Tüm fiyatlann turiste göre belirlendiği Bodrum'da yaşam. özellıkle memurlar ve sabit ge- lırlıler ıçinzorlaşh. Deniz kena- nndakı kahvehanelerin, pastane- lenn fıyatlanna yetişemeyen yö- re halkı, deniz kiyısuıda bir yer- de bir bardak çay içebılmek için fiyatlann göreceli olarak düşe- ceğı kış sezonunu beklemeye başladı. Bodrum'un özellıkle memur- lar ıçın çok zorlu bir kent oldu- ğunu söyleyen öğretmen Serap Kefeli, "Bodrum'da yaşamak çok zor. Hele memur maaşryla. Ev kiralan 250 miryon Kradan başbyor. Daha ucuz meyve, seb- unduğu renkli yaşamla pek çok kişinin hayallerini süsleyen Bodrum, içinde yaşayanlar için sadece zorlu bir yaşam mekânı. Bodrum'da yaşayanlar, flyatlann düştüğü kış mevsimini gözlüyor. Öte yandan yazın gözde tatil beldesi tüm pahalılığına karşın pek çok tutkununu kendisine çekmeyi sürdürüyor. bir arkadaşıruzla oturup çay içe- miyorsunuz. Mütevazı bir ak- şam yemeğinin maliyeti 20 mU- yon liradan aşağı olmaz. Büyük markederde çeşit boL ancak fi- yatlar yüksek. Bodrum'da giysi- ler de ateş pahası. Ben ghsi al- mak istedigimde İzmir'e auemin yanma gidiyorum" dedi. Bodrum'da yaşayan birisi için denıze gırmek de başlı başına lüks. Otellenn ve dıskolann önü olduğu için pek rağbet edilme- se de hıç masrafsız denize giri- lebılen tek yer Kumbahçe ıle Pa- şatarlası. Gümbet \ eya Bıtez gi- bı yakın koylarda denize gırmek isteyen bir Bodrum sakınının ödeyece- ğımıktar lOmilyon lırayı buluyor. Bodrum'daki aşı- n hayat pahalılığı- nın yanı sıra son za- manlarda hırsızhk olaylannın da art- ması yerleşiklenn bir başka sıkıntısı olarak ortaya çıktı. Yaz nüfusunun art- ze almak için ghtiğimiz pazardan 20-25 milyon Bra harcamadan dönmek mfimkün değiL Grvsi- ler de çok pahah. Bir arkadaşı- mın İstanbul'dan 2.5 mihon li- raya satın aldığı bir bluz burada 22 milyon. Biz bir an evvel kışın geimesini istryoruz. Çünkü fryat- larozaman birazotsun düşüyor" dıye konuştu. Bir turistik tesısın muhasebe bölümünde çalışan Öznur Gö- çer de sabit gelirlı bırisının Bod- rum'da yaşayabılmesının ger- çek bir başan olduğunu kayde- derek "Burada her şey çok pa- hah. Ev kirası, ulaşım, meyve- sebze. Deniz kenannda bir yere masıyla bırhkte denetimlenn artması, aynca sıcaklar nede- niyle kapılann ve pencerelenn açık bırakılması da hırsızlık olay- lannın artmasındakı dığer et- kenler arasında göstenliyor. Yüksek hra ödedıklen gerek- çesıyle bazı ev sahıplennın ev- lennı yabancı uyruklu hayat ka- dınlanna kiraya vermelen de Bodrumlulann bir başka sıkın- tısı. Sunduğu renkli bır yaşam- la pek çok kışının hayallenni süsleyen Bodrum, içinde yaşa- mak zorunda olanlar ıçın sade- ce zorlu bir yaşam mekânı hali- ne gelse de pek çok tutkununu kendisine çekmeyi sürdürüyor. Bakan Mustafa Taşar, turizm sektöründe uyulacak yeni ahlak ilkelerini içeren bir kitapçık hazırlattı Turizmde alılakk dönem başladı OKTAYEKİNCt Tunzm Bakanı MustafaTaşaı;1997'den bu yana Dünya Tunzm Orgütü'nün (DTÖ) çalışma programnıda yer alan ve geçen yıl (2001) Kasım ayında Bırleşmış Mıl- letler Genel Kurulu'nda da onaylanan "Dünya Turizm Ahlak YasasTndakı te- melhedeflenTürkıye'nınde "Turizm Ah- lak İlketerT olarak ilan ettı... Taşar, bır mektup ekinde basına ve ıl- gili kişilere gönderdiği Temmuz 2002 tarihli kitapçığın "önsözünde" dıyor kı: "Turizm Ahlak İlkelerl turizm faahyet- lerine aülan tüm kesimlerin uymalan ge- reken tavsiye niteliğindeki temel kuralla- rm bir bütünüdür.J' Tunzm hızmetinde davranış biçimle- nnden kültür ve doğa mirasının korunmasına, yerel halkın katılı- mından inanç ve geleneklere say- gıya kadar, hemen tüm alanlarda "evrensel >-aklaşımlan" içeren ıl- kelenn nasıl yaşama geçirileceği- ni ise aynı önsözünde şöyle özet- lıyor: "Her kesimin. görev ve sorum- hıhıklannı en ryi şekilde yerine ge- tirmesi, turizmdeki bedefkrimize ulaşümasmda en büyük katkryı ohışturacakür-." Uyarılar ahlak ölçütü' Bakanın işte bu çağnsıyla bır- likte ilettiğı 10 maddelık ılkeleri inceledığımızde. özellikle "top- hımla turizmin bütünJeşmesi" ve turizm yattnmlannda "tarihsel dokuve çe\Tenin gözetflmesi" ko- nulanndaki ıhmal ve yanlışlara karşı yıllardır dıle getırdığimız uyanlann şimdi "abJak" ölçütü olduğunu görüyor ve seviniyo- ruz... Ne var kı yıne yıllardır aynı ko- nularda süregelen bu "ahlak dışı" turizm politikalan ve uygulama- lannın bundan böyle terk edılebil- mesı ıçın asıl yapılması gereken "yasal ve yönetsel değişikhkler" hakkında ne btapçıkta, ne de Ta- şar'ın mektubunda bir açıklama var... Yanı "bizJer", aşağıda özetlenen Turizm Ahlak Ükeleri'ni savunsak bile, yasalar ve siyası erk bu ilke- lenn tersını yaşama geçirme yö- nünde "örgütlenmiş'' olduğu sü- rece, Taşar"ın lOmaddesıgerçek- ten "tavsiye" olmaktan öteye ge- çemeyecek... Bu tavsiyelere hükü- metlerin ve TBMM'nın de uya- rak, aynı ılkelerle çelişen tunzm mevzu- atını "abJakta" kılmalan ıçınse kim bılir hangi "yeni oluşumun" iktidannı bekle- mek gerekecek. Ilkelenn "flk" maddesınde turistlere yönelik tavsiyeler var.. "Yerel halkın inanç vegeleneklerinesaygrya''davetedi- len yabancı tunstlenn. "örfveâdetlere uy- malan, buhınulan ülkenin \asalanna a>- km hareketetmemeleri ve suç işlememe- lerL_"isteniyor... Tunstlerin, örneğin camılere şortla gir- memelen, ya da plajda açılıp saçıhnama- lan gibı tavsiyeleri de çağnştıran bu "gi- riş" maddesıyle sanki bir "munafazakâr evsahipüğT anlayışını yansıtan ahlak ıl- kelennın "ikmci" maddesınde de yıne konuk olduklan ülke yasalanna uyma- yanlar hakkında kendi ülkelennın de "ön- lem ahnası" gerektığı vurgulanıyor... Tunzm Ahlak îlkeleri'nın "DTÖ ya- sasmdan aynen ahndığı'' anlaşılan 3. ve 4. maddelerine göre ise Türkiye'deki özellıkle 1980'lerden sonra gerçekleştı- rilen tunzm yatınmlannın büyük çoğun- luğu ıçın "ahlak wksunuyaünrnlar" de- nebılır... Çünkü 3. maddede, •'Turizmin gefişme- sinden sorumlu olanlann". tunzm altya- pısı ve faalıyetlennde, "Kryılar, orman- lar,nemB bölgeler. (sulakalanlarotanalu.) doğal parklar ve koruma bölgeleri gibi, özellikle hassas alanlarda uygulanacak sınniama \¥ yasaklan kabol ermelerL." gerektığı belırtıliyor... Özellikle 1982 tarihli "Turizmi Teş- vik Yasast'yta" bu-lıkte, neredeyse 20 yıl- dır "yer ve tür seçinüeri" hep bu tür ko- ruma kaygılan bır kenara itılerek belır- lenen turizm yatınmlan aynı çevre değer- lerrine en büyük tahribatı yaptığı gibi, do- ğayı ve tarihsel dokuyu gözetmek iste- yen Koruma Kurulu üyelen ıle dığer ka- mu görevlilen üzerinde yaratılan "yab- nmawsiyasetçibaskılannın"'dahâlâar- dı arkası kesilmiyor... İşte bu yağmacı sürecın \e boylesı çı- karcı tutumlann da artık "ahlak dışTılan edildiği ilkelenn 4. maddesinde ise "tn- sanhğın kültürel mirasmnı kuDanıhna- sında" uyulması gereken temel kurallar özetle şoyle belirlenıyor: "lurizm faaü- yetfcri, turizmin de kaynağı olan ve gele- cek kuşaklara aktarümalan gereken sa- ORMAN YAĞMASI DA SORGULANIYOR İlketeri'ne göre, 'ahlak dışı' Turizm Ahlak kabul edilen uygulanıalardan onnanlann' çok >ıldızh tesiskrle tahrip edflmes^. Marmarts'teki bu örnek, halka açık Pamucak orman mesûre yerinia tabsis edflmesivte gerçekleşmiştL. f Ahlak tlkeleri kitapçığımn ilk, maddesinde turistlere yönelik tavsiyeler var. Yerel halkın inanç ve geleneklerine saygıya davet edilen yabancı turistlerin, 'örf ve âdetlere uymalan, bulunulan ülkenin yasalanna aykın hareket etmemeleri ve suç işlememeleri isteniyor. T GELENEKLERE SAYGELITURİZM İÇİN - Turizm Bakanlığu Türkiye'nin turizm değerlerini bu afişle tamürken, ya>ımladığı ahlak ilkelerinde turistleri 'mabedlere saygıb' obnaya davet ediyor. natsaL arkeolojik ve kültürel nıirasa say- gı gösterilerek, StT'lerin korunması ve yerel-folklorik değerlerin yozJaşmadan yaşatüması hedefiyle biriikte sürdürül- meMr" Yıne 1980'lerden bu yana ızlenen ve halkın tunzmle olan ıhşkısını "evsani- bi" konumundan hızla çıkartan "paket turizminin" de ashnda hıç de "anİaklT olmadığı, Turizm Bakanı Taşar'ın ilan ettığı ılkelerdekı "5. maddeden" anlaşı- lıyor... Bu maddedeki. "Yerel halk turizmin, sosyaL kültürel ve ekonomik kazançla- nndan pay abnahdu-.»" vurgulamasıyla, Turizm Bakanhğı'nın 20 yıldır ızledıği; u Aik pansivoncuhığunun köreltümesi ve bunun yerine, halkla iUşkisi kopuk, dtşa kapah çok >^taklı tesislerin teşvik edflmesi" pohtıkası kıyaslandığuı- da, bu maddenin de "radikal bir özeteştiri" anlamma geldiği anla- şılıyor... Nitekim aynı ahlak ilke- lerinin 6 maddesinde de "sorum- lulann yükümlülükleri'* sıralanır- ken, daha ilk fikrasuıda; "TVırizm- ciler, turistlere tarafsn bOgi sağla- mahdırlar" denerek, ülkeyi ziya- ret edeceklerin öncelıkle "halk- tan izoie edilnüş konaklama tesis- lerini" değil, "yöresel ve kültürel değerleri" seçerek o bölge halkıy- la da kaynaşmalannm sağlanma- sı öngörülüyor... Ahlak ilkelennin diğer 4. mad- desmde ise turizmin de "nerke- sin" yararlanması gereken bir "hak" olduğu ve devletle birlikte ilgili tüm kesimlerin bu hakkın kullanılabihnesını "kolaylaştma önlemler" ahnalan gerektığine yö- nelik tavsiyeler var... Bu sektörde çalışanlann ve gi- rişimcilerin de haklannrn gözetil- mesinı anımsatan ilkelenn 10. ve son maddesinde de bütün bu ku- rallann "ahlaki kodlar" şeklinde uygulanarak yaşama geçınlebil- mesi için "ilgili herkesin işbiıüğj yapması" istemyor... Bakalım Mustafa Taşar'ın bu küçük ama "vizyonu büyük" kitap- çığı için öncelikle Turizm Bakan- lığı ne yapacak? Eğer, söz gelimi StT'lere göz— koyan yatınmlan özendiren Tu- rizmi Teşvik Yasası'nı değiştir- mek ve aile pansıyonculuğunu öl- düren politıkalan yenıden gözden geçırmekle işe başlarlarsa, en bü- yük desteğı de yıne son maddede çağn çıkardıklan "bizlerden" gö- receklerdir..