Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK
ÇocuMapı
Asprîı uysrısı
• ISIA1SBUL (ANKA) -
Saağnsı teda.isinde
sıiilda kullanJan aspirin
degeri dönüşı olmayan
başığnsına yd açabiliyor.
rîiidye Kızılîy Derneği
ya\ımladığı Ikyardım El
KJabı 'nda zetirlenmelere
karn yurttaşlan uyardı.
Bırada yer alaı bilgilere
göre, ev ortarnnda
özellikle küçik
çocuklarda (14 yaş)
sindirim sisteni yoluyla
zehırlenme ka^alan,
önemli bir yertutuyor.
İstatistiklere gire, 1 yaşın
altındaki çocudarda
görûlen ölümlerin
yansından faz.ası bir
zehırlenme sonucu
gelişiyor. Çocuklarda
sıklıkla bir zehirlenmeye
yol açan maddelerin
başında aspirin ve uyku
ilaçlan geliyor. Uzmanlar,
çocuklann ilaçlan
şekerlemelerle
kanştırdığına dikkat
çekıyor.
Genç doktora
TÜBfTAK ödülü
• ANKARA (AA)-
TÜBİTAK'ın Bilim,
Hizmet ve Teşvik
Ödülü'ne sağlık alanında
Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hematoloji
/Onkoloji Bilim Dalı
Öğretım Üyesı Prof. Dr.
Taner Demirer layık
görüldü. Demırer'in 115
yabancı yayınından 66'sı
Science Citation Index'e
girerken bu çalışmalanna
Ocak 2002 itibanyla bin
913atıfyapıldı. 1961
Ankara doğumlu olan
Taner Demirer, Türkiye'de
sağlık alanmda TÜBtTAK
ödülü alan en genç tıp
doktoru unvanını da aldı.
Demirer, özellikle kemik
iliği kök hücre
transplantasyon alanında
yaptığı çalışmalar ve
yayınlan ile tanınıyor.
Demirer, 23-30 Mart
2003'te yapılacak Avrupa
Kemık Iliği
Transplantasyon
Komitesi'nin bilimsel
sekreterhğini yürütüyor.
Şüphe, kanseri
optaya çıkardı
• BURSA(AA)-Bursa
Sağlık Müdürlüğü'nün,
Orhaneli, Harmancık ve
Büyükorhan ilçelerinde,
son dönemde verem
tedavisi gören hasta
sayısında belirgin bir
azalma yaşanması üzerine
başlattığı taramada, 3
verem hastasının yam sıra
11 şüpheli kanser vakasına
rastlandı. Bursa Sağlık
Müdürü Dr. Hüseyin
Hüsnü Serdar, 3 ılçeye de
hizmet veren Orhaneli
Verem Savaş Dispanseri
aracılığıyla son dönemde
takip edilen verem hastası
sayısında belirgin bir
düşüş yaşanması üzerine
konuyu araştırmak üzere
\erem taraması
başlathklannı ve akciğer
kanseri şüphesi uyandıran
11 kişinin tanı konulması
anacıyla sağlık
kuruluşlanna
TÖnlendirdiklerini bildirdi.
Nlobîl' cenaze
yıkama
• ANTAKYA(AA)-
.Vntakya Belediyesi,
teledıyenin araç parkında
hılunan bir minibüsü
'eniden düzenleyerek,
•eyyar cenaze yıkama
ıracıhalinegetirdi.
îeledıye Basın Yayın ve
-lalkia llişkiler Müdürü
Vhmet Akseven, nüfusun
ırtmasıyla birlikte
^atacdaşlann
htıyaçlannın da
;eşıt!endiğini belirterek
'Bebdiyemizin araç
3aricııda atıl durumda
suiuıan minibüsü yeniden
iüzealeyerek, seyyar
reıaze yıkama aracı
rıaore getirdik. Bu hizmeti
vaaıdaşlanmızdan gelen
talq: doğrultusunda
ge-çekleştirdik" dedi.
Ceiizenin bulunduğu
yext yıkanarak defıne
tıaahale getirilebildiği
ança, tek bir cenaze için
m.n bölümü ve atık sular
âçE )ir de depo
Inhnduğu bildirildi.
Şehir yaşamınm aynlmaz bir parçası haline gelen ses kirliliği sağlığımızı tehdit ediyor
Gürültü îstanbul'uboeuvorW m/
SAADET USLU
Çalıştığımız bürodan eğlendiğimiz
diskoya, evimizdeki odalardan din-
lendiğimiz parka dek gürültü hayatı-
mızın her alanına girmiş durumda. Ya-
şamın modernleşmesiyle birlikte gün-
lük yaşantımızın bir parçası haline ge-
len gürültü, bazılanmızda yalnızca
stres yaratırken, bazı insanlarda işit-
me kayıplanna bile neden oluyor.
Türk Akustik Derneği (TAKDER)
Başkanı Prof. Müjgan Şerefhanoğhı Sö-
zen, tstanbul'un temel sıkınhsının plan-
sız kentleşme oldugunu söyledi.
1986 yılında kabul edilen yönetme-
likte olmasına karşın hâlâ kentin bir
gürültü haritası bulunmadığını da ifa-
de eden Sözen, "Üniversitelerde kişi-
sel çalışmalar var ancak tüm İstan-
buTu kapsayan planlı bir çalışma yok.
Bu çalışma yerel yönerinıler tarafin-
dan yapılmak. Bölgelerin gürültü dü-
zeyleri beiirlenince o yerdeld yapılar-
da ahnmas gereken önkmler de ahna-
IZOLASYON ŞART
Bireysel
korunma
yöntemleriİnsan sağlığını ve yaşam
kalitesini ciddi olarak tehdit
eden gürültüye karşı
alınabilecek önlemler şöyle
sıralanıyor:
- tşyerlerinde gürültü
yaratan maddeler daha az
gürültü çıkaranlarla
değiştirilmeli. Eğer bu
mürnkün onnuyorsa bu
madde izole edilmeli,
- Gürültüye direkt olarak
maruz kalan kişinin
korunması gerekir. Kulak
tıkaçlan 10-15 dB, maşonlu
kulak koruyuculan
r. ise 20-35 dB'e
r—0
r
_ kadar gürültüyü
azaltır.
- Çok gürültülü
: ortamda
bulunan kişinin
çalışma süresi
gürültünün derecesine göre
avarlanmah,
- Çevrede gürültü varsa
pencerelere çift cam
takılmah, mümkünse
duvarların izolasyonu
sağlanmalı. Hiçbiri
yapılamıyorsa yatak odası
yol tarafında olmamalı,
- tşletmeler kendi içlerinde
teknolojilerini insan
sağhğına uygun olarak
yenilemelL
- Trafik de önemli bir
gürültü kaynağı. Araç
bakımı düzenli olarak
yapıhnalı. Yol kenarlanna
dikilecek ağaçlar ya da
duvarla da gürültünün
yayılması azaltır.
- Toplum bilinçlenmeli. Her
birimizi gürültü yapmak için
adeta yanşıyoruz.
• Günlük yaşantimızın bir parçası haline
gelen gürültü, bazılanmızda yalnızca stres
yaratırken, bazı insanlarda işitme kayıplanna
bile neden oluyor. Istanbul'de gürültü
kirliliğinin önlenmesi konusuda planlı bir
çalışma yapılmadığını belirten Prof. Dr.
Müjgan Şerefhanoğlu Sözen'e göre rant
uğruna çok güzel bir şehir mahfediliyor.
bifir" diye konuştu.
Asıl olması gerekenin planlamanın
baştan yapılıp, yerleşim yerlerinin ona
göre belirlenmesi oldugunu da kay-
deden Prof. Sözen, kentte gürültü de-
netiminin olmaması nedeniyle yapı
içlerindeki sorunun da büyük oldugu-
nu söyledi.
Akdeniz insanı gürültücü
Kent içindeki seslerin yansıyarak
etkisinin daha da arttığını vurgulayan
Müjgan Şerefhanoğlu Sözen, Istan-
buldaki kirliliğin boyutu hakkında
şöyle konuştu:
"Burası kabalahk ye plansız bir kent
Yollar dar, trafik çok fazla. Yapılar-
dan yansryan sesler, gürültüyü artûn-
yor. Yeşflalan ohnamaa da sorunun bü-
yüklüğünde bir etken. Araçlar bakun-
sız, asfalün niteliği kötü, sokak saücı-
lan, iç içe evlerdeki güriiHüler, yol ça-
hşmalan, pazar yerleri, okul bahçele-
ri,inşaaüar_ Bunlartabikiolacakşey-
ler ama planb yapdmah. Örnegin okul-
lar geniş ve ağaçlandınlmış bahçeler
içinde olsa gürültü etraftaki ev lere git-
mez. Akdeniz insanı da gürültücü. In-
sanlann birbirine saygısı yok. Bir de
kentteki son 10 yılda yaşanan yapılaş-
ma var. Çevre yoDaruun kenarlanna
Moklar yapıldı. O> sa bunlann önüne
önce geniş ağaçlandırnıa olmalıydı ki
yolun gürültüsü gitmesin. Rant uğru-
na çok güzel bir şehir mahveditiyor."
Denetim mekanizması yok
Gürültünün önlenmesi konusunda
denetim mekanizmasının olmadığmı
da ifade eden Sözen, yurttaşlann ken-
di konutlannda alabileceği küçük ön-
lemleri ise şöyle anlattı: "Yeniyapıla-
cak evier gürültüye karşı izole edilerek
inşaa edilebihr. Zaten mevcut olanlar-
da ise gürültüye karşı enzayıfnokta pen-
cerelerdir. Buralann çift cidariı olma-
9 öneml.AİDyumuşak haUaraşağıkat-
lara ses gitmesini önleyebilir. Tesisatiar
gürültü yapar. Bozuk olanlar düzeltil-
meli."
Aşın ses, stres ve öfkeyi körüklerSesinyük-
sekliği kadar
osestene ka-
dar süre ka-
lındığı da in-
san üzerinde-
ki zarann derecesinı belırliyor.
Günlük 8 saat süreyle maruz
kalınabüecek gürültü 90 desibel
(dB) olarak kabul ediliyor. Ba-
zı kişilerde eşik 60 dB'e kadar
iner. Buna göre, 95 dB'de 4 sa-
at, 100 dBde 2 saat, 105 dB'de
1 saat, 110 dB'de 30 dakika ve
115 dB'de 15 dakikadan fazla
sürekli kalmak zararlı. 140 dB
ise kabul edilemez bir seviye-
dir. Alkol de gürültünün etkisi-
niarttınr.
Organizmaya direkt etki eden
gürültünün insan sağhğına za-
rarlan saymakla bitmiyor. Uz-
manlar gürültünün etkilerini
özetle şöyle sıralıyor:
Gürültü 30 desibelden (dB)
sonra sorun yaratmaya başlı-
yor.
- 30- 65 dB arası, öfke, kız-
gınlık, işe konsantrasyon bo-
zukluğu ve uyku bozukluğu,
- 65-90 dB, fızyolojik tepki-
ler, solunumun hızlanması, kalp
atışlannın azalması ve beyin sı-
vısındaki basıncın düşmesine
neden oluyor,
- 90-120 dB arası, fizyolojik
rahatsızhklar artarken, başağ-
nlan başhyor.
-120-140 dB arası, iç kulak-
ta ciddi hasarlar görülüyor,
- 140 dB'in üzeri, meydana
gelen tahribatlar doğrudan doğ-
ruya beyinle ilgili oluyor.
- Gürültü, stres, kas kasıhna-
sı, dikkatsizlik, öfke, saldırgan-
lık emziren annenin sütünün
kesilmesi gibi sorunlar yaratı-
yor
Dünyada her yıl 40 milyonu aşkın insan, önlenebilir körlükle karşı karşıya kalıyor
Gözlerinizi iluııal etmeyin
• Glakom, diyabet. küçük
çocuklarda göz tembelliği, göz
içi kanamalan, retina
kanamalan gibi hastalıklar
zamanında teşhis ve tedavi
edihnezse körlüğe kadar
gidiyor. Ekonomik kriz
nedeniyle insanlann sağlık
sorunlannı ihmal ettiklerini
belirten Göz Nurunu Koruma
Vakfi Başkanı Yıldınm Nuri
Giray, vakıf olarak önlenebilir
körlüklere karşı çalışmalar
yaptıklarmı vurguladı.
tstanbul Haber Servisi - Dünyada
her yıl 40 milyonu aşkın insanm ön-
lenebilir körlükle karşı karşıya kaldı-
ğını belirten Göz Nurunu Koruma
Vakfı Başkanı Yıldınm Nuri Giray,
bu durumun ülkemiz için de çok iç
açıcı olmadığını belırtti. Vakıf olarak
önlenebilir körlüklere karşı çalışma-
lar yaptıklarmı \urgulayan Giray, "Yıl-
da 300 bin tarama yapıyonız, 300 bi-
nin üzerinde insanı da çeşitli biçimler-
de bilgüendiriyoruz" dedi.
Özellikle ekonomik imkânlan kıt
kırsal kesim ınsanlannın sağlık gider-
Belirli aralıklarla yapılacak kontroller göz sağlığının korunması ve görme
kayıplannın önlenmesi konusunda büyük önem taşıyor.
lerine harcama yapamadıklanna dik-
kat çeken Giray, "Glakom, diyabet,
küçük çocuklarda göz tembelliği, göz
içi kanamalan, retina kanamalan gi-
bi hastalıklar zamanında teşhis ve te-
davi edilmezse körlüğe kadar gidiyor.
Imkânı obnayan insanlar, gö/Jerine ka-
ra su indi, aksu geldi, çocukken şaşı ol-
du diye başlanna gelene katlanıyor-
lar" diye konuştu. Bunlara karşı hal-
kı bilinçlendirmek ve etkm tedavinin
sağlanması için çalışmalar yaptıklan-
nı kaydeden Yıldırım Giray, vakıf ça-
lışmalanm şöyle anlattı:
"Yılda 300 binin üzerinde insana bfl-
gi veriyoruz. tstanbul ve Bursa'da yıl-
da 300 bin çocuğu tanyonız. Durumu
iyi obnayan çocuklann tedavüerini kar-
şıbyoruz. Okul döneminin dışında ma-
hallelerdc dolaşarak tarama yapıyo-
ruz. İstanbul'da yedi ve bir adet de
Bursa'da olmak üzere sekiz merkezde
hizmet veriyoruz. 18 yıldır taramala-
nmızsürüyor. Bir de tstanbul çevresin-
de durumu kötü olan 120 köyde tara-
ma ve sağhk hizmeti verdik. 0-6 yaş
grubu çocuklar için de göz tembelliği
v e gizK şaşıhğa karşı kreşlerde tarama
yaprvoruz. Bizim gibi sürekli tarama
yapan başka kurum yok. Bizim ün-
kânlanmız kısıth olduğu için bu ka-
dar yapabihyoruz. Arzumuz tarama-
lan tüm Türkiye'ye yayabilmek."
Göz sağlığı için tavsiyeler
Giray, çocuklarda en sık miyop, hi-
permetrop gibi kırma kusurlan, yetiş-
kinlerde ise glakoma rastlandığını da
söyledi. Insanlann erken yaşlarda he-
kime giderek daha sonra yaşanacak
önemli sorunlardan kurtulabilecekle-
rini de ifade eden Yıldınm Giray, göz
sağlığı için şu tavsiyelerde bulundu:
- Sorununuz yoksa da yılda bir kez
heldme kontrol olun,
- Yeni doğmuş bebekler birkaç ay-
lıkken ilk kontrolleri yapılmalı,
- Okul dönemindeki çocuklar her yd
kontrol olmah,
- Sokakta satılan güneş gözlüğü ya
da numarah gözlükler ciddi hasarlara
yol açabilir,
- Küü elle gözleri kanşünnak zarar
verebilir.
GÖRÜŞ
Prof. Dr. TURKAN SAYLAN
ÇYDD Genel Başkanı
Çağdaşlaşma ve
Tüpkiye Cumhupiyeti
Son gunlerdeki yenı oluşum gınşimleri sırasında,
"çağdaş" sözcüğü ve kuşkusuz ıçerdığı anlam yeniden
güncelleşıp, medyada sürekli geçer oldu.
Bırsözcük, sözlükteki açıklaması dışında, nerede ve
nasıl kullanırsanız ona göre de anlam yüklenebilir, çağ-
daş sözcüğü de bunlardan biridir. Kendisine son dö-
nemlerde yüklenilmiş anlamlar, sımgeler ve eyfemler ne-
deniyle, toplumun pek çok kesiminde, son derece
olumlu, coşku ve umut veren bir sözcük olduğu, ka-
muoyu yoklamalannda her kesımden insanm verdiği ya-
nrtlardan anlaşilıyor.
"Çağdaş" sözcuğünün, "aynı çağdayaşayanlar" an-
lamı dışında bir ülküyü (ideali) paytaşmadığı, yerine
"çağcıl" sözcuğünün uygun oiduğunu yazanlar, söy-
leyenler varsa da. bize gbre "çağdaş" tümüyle, toplu-
mumuzun çoğunluğunun beklentı, umut ve geleceğe
bakışını kapsayan, kavrayan birtanım olarak çoktan gün-
lük dilimızde, söylemlerımızde yenni almıştır. Belki de
onümüzdeki dönemlerde insanlığın yarattığı ve üretti-
ğı tüm ortak evrensel değerleri de üstlenerek daha da
genişleyecektir.
Kuşkusuz, "çağdaş" sözcüğü, tam da içerdiği ve
yüklendiğı özdeğerler nedeniyle, dürüstçe kullanıldığın-
da, potitik beklentileri ve hırslannı ınanç sömürüsüyie,
örneğin yapay başörtüsü kavgalanyia, cumaya gitme
gösterileriyle... vb. yürütmekten başka ufuklan olma-
yanlar ıçın "maıjinal" olarak değeriendırılecektır. Ne
yapalım, bu da onlann bileceğı bir şey!..
"Çağdaş" sözcüğü, 1989'da kurulan "Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Demeği"nm ve ardından gelen bir-
çok değerli sivil toplum örgutünün ozgorevini (mısyon)
de tanımlamaktadır.
Anımsarsınız, o tanhlerde, hoşgörü ıle karşılanan ra-
dıkal Islamcılar, yerel yönetimlerin çoğunu ele geçirmiş-
ler ve insanlarda inanılmaz bir panıkle "Nereye götü-
rülüyoruz?" korkusu oluşmuştu.
Atatürk ilke ve devrimlerinin, cumhunyetimizin laik
düzenınin ciddi tehlikelere girergibi olduğu bu dönem-
de, Ankara'mızda, kara görüşun canına kıydığı, öncü
insanlarımızdan Prof. Dr. Muammer Aksoy, "Atatûrk-
çü düşünce"y\ yaşatmak, savunmak ve unutturulmuş
olduğu kıtlelere yaymak amacıyla, ADD'yı kurmaktay-
dı. Bizler de kendıni bu ülkeye borçlu sayan ve bilgisı,
deneyımi, üretimi ve yureğiyle Atatürk ilke ve devrim-
lerıni korumak, geliştimnek, özgörevinı yerine getırmek
ıçın çağdaş eğitimin temellenmesine çalışmak amacıy-
la, İstanbul'da ÇYDD'yı oluşturmaktaydık. Tıp faküfte-
sinde, Çapa'daki odamda bu unutulmaz değerdeki in-
sanla bir araya gelip ıkı dernekle, bıryandan fıkirsel, öte
yandan eylemsel üretimlerle, laik ve çağdaşTürkiye'nin
gelişmesıne yararlı olma kararlılığını tazeledığimiz gün-
lerdün gibi gözümüzün önünde...
1989'larda, ÇYDD'nin özgörevıni, bakış açısını ve
amaçlannı anlattığımız zaman bize en çok sorulan,
"çağdaş" sözcuğünün anlamıydı ve şöyle yanıtlardık:
"Bizler Ahmet, Mehmet, Ayşe, Emine.. bu ülkenin iyi
eğıtım almış şanslı insanlan, kendımiz, ailemiz ve ço-
cuklanmız için nasıl, bılimden, teknolojiden, eğitimden,
ekonomiden, doğadan en iyi şekılde yarartanmayı is-
tiyor, en iyi koşullarda yaşamak için çaba gösteriyor-
sak, aynı şekilde, ülkemizin dört biryanında, bizlerden
hiç farkı olmayan, belki de bizden çok daha fazla ye-
tenekli olabilecek tüm insanlann, kadınlann, çocukla-
nn ve gençlerin de aynı fırsat eşitiiğine ve olanaklara
kavuşmalannı ıstemeyi ve bu eşittik için çaba göster-
meyi, emek vermeyi çağdaşlık olarak algılıyonız."
Işte "çağdaş" olma ve bu sıfatı benimseme bize, bu
sorumluluğu yüklemektedır; bu nedenle de kullanımı,
kararlılık ve özgüven gerektirir.
"Çağdaş insan", kendisi için istediği tüm iyi şeylerin
herkesın de hakkı oldugunu bilır; hukukun üstünlüğü-
ne, eşitliğe, laiklığe, sorumluluk taşımaya, çalışarak
üretıme katılmaya öncelık tanır; insan onurunun en bü-
yük değer olduğuna inanarak varlığını sürdürür ve bu
ilkelerle donanmış insanlaria el ele vererek, "örgütlü ve
çağdaş bir topluma" ulaşmayı hedefler.
"Çağdaş "lık, bilimin ve uzmanlığın yol göstericiliği-
ni planlamayı, birbirini sabıria dinlemeyi, başkalannın
görüş ve düşüncelerine saygı göstermeyi, birlikte üret-
meye ve paylaşmaya yatkınlığı, etrafı saran pohpoh-
çulann, yandaşlann, yardakçılann yönlendiımetuzağı-
na duşmeden ortak aklı ortaya çıkarmayı simgeleyen,
yaratıcı-yapıcı, sorun değil çözüm üretici vesonuca ulaş-
mak için eylemlı, sabıria emek veren insanlan ve onlar-
dan oluşan bir toplumu anlatır. Bu nedenle de evren-
seldır.
Bugun, Anadolumuzun dört bir yanında, en zor ko-
şullarda bile çağdaş çocuklar, çağdaş genç kızlar eği-
time katılarak gelecekte karar mekanizmalannda yer al-
maya hazırlanıyoriar. "Su insanlar geri kalmıştır, gele-
neksel toplumda kızlar okutulmaz" önyargısını köşe-
mızden mınldanıpdurmayı bırakıp •7mece"yteyaptıra-
bildiğimız her kız yurdu, bu söylemi yalanlarcasına anın-
da dolup taşıyor. Kımse kırsal ınsanımızı küçümseme-
sin, onlar "çağdaş"lığın mum ışığını bile görseler ko-
şup gelir, yoksulluğun kısrtlamalanndan seve seve kur-
tulmak isterler, yeter ki onlara bu güvenceyi verelim.
Mustafa Kemal'ın aydınlattığı ve açtığı yol, "çağdaş
düşünce"yi beyninde veyüreğındetaşıyan "çağdaş in-
san "ların alçakgönüllülükle ve yoğun çalışmayla döşe-
diği taşlarla ilerleyecek ve Türkıye Cumhuriyetımizi
geleceğe, evrenselliğe taşıyacakttr. Kimsenin bundan
kuşkusu olmasın!
İngiliz bilim adamlari:
Genetik hastalıkhın
ana rahminde
tedavi edebüiriz
LO\DRA(AA)-Ingi-
liz bilim adamlan, ana
rahmindeki fetusa ilk 3
ayda uygulanacak gen
tedavisiyle genetik has-
talıklann önlenebilece-
ğini öne sürdüler.
Bir grup îngiliz birinı
adamı, genetik hastahğı
bulunan fetustan ilk 3 ay-
da alınacak, kanda ser-
best dolaşan kök hücre-
lerin genlennın sağlıklı
genlerle değiştırilmesiy-
le, genetik hastahklann
önüne geçilebileceğini
savundu. Fetusun kök
hücrelerinin kanda ser-
best dolaşıyor olmasının
bir avantaj oldugunu be-
hrten bilim adamı Prof.
MckFlsk, bu kök hücre-
lerin fetustan alınıp la-
boratuvar ortamında bo-
zuk genlerin sağlıklıla-
nyla değiştinldıkten son-
ra yeni-
den fetu-
sa enjek-
te edüebileceğini söyle-
di. Prof. Fisk, ahnan hüc-
relerin yahıızca ıç yapı-
sında değişiklikyapılaca-
ğı için fetusun bu hücre-
leri yabancı kabul etme-
yeceği ihtimannin de çok
yüksek oldugunu belirt-
ti. Prof. Fisk, bugüne ka-
dar yapılan testlerin yüz-
de 99'luk bir başanya
işaret ettiğini ifade em'.
Bilim çevreleri ise yön-
temin uygulanabilmesi
halinde, genetik köken-
li pek çok hastahğın ön-
lenebıleceğini kaydedi-
yorlar. Ancak yöntemin
yaygın olarak uygulana-
bilmesi ıçın en az 5 yıl da-
ha araştırmalann yapıl-
ması gerektiği beürtili-
yor.