Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AOUSTOS2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kuttur@cumhuriyet.com.tr 15
HAYATIN ÖTE YAKASI FERtDUN ANDAÇ
Canetti'den hiçkopmadan
ODAK NOKTASI
Körleşme, bir dil, bir bilinç ışığı ta-
şıyor Çağa,zamana, yitirdiğimiz her
an'ın en küçük zerresine bir akkor gi-
bi yansıyor. Yaşadığımız her günün
sırnnı çözen, bize bizi anlatan; yaşa-
nılan onca çelişik, girişik durumun,
iletişimsizliğin, saflığın, yalınlığm,
çüriimenin, yozlaşmanın, aldanışın
ve aldatışın dılini kuran benzersiz bir
yapıt. En bungun, en kederli, en se-
vinçlı anlannızda bile gelip gelip si-
zi bulan; darda, ışıksız, dilsiz, sözsüz
kaldığınızda kapınızı yoklayan, pen-
cerenizi aydınlatan bir söz anıtı.
Her döneme, her çağa, her insana
söyleyecek sözü olan bir yapıtın ku-
ruluşunu, yazannın bunu yazma se-
rüvenini her okuyuşta merak edersi-
niz. Körleşme işte böylesi yapıtlar-
dan. Bunu, öylesine derin meraklar
içinde, onun yazıp tamamladığı üç
ciltlik özyaşamöyküsünün farkında
olmadanokudum.YıI: 1982'ydi. ÜI-
kemizin derin bir 'körleşme'ye yö-
neldiği, birçok alanda kötürümleşti-
rildiği yıllann başlangıcıydı. Yaza-
nn, sözünü ettiğim yaşamöyküsel ya-
pıtlan henûz dilimize kazandınlma-
mıştı.
Körlüğün bütün anlamlannı içeren,
insanın doğada ve evrende olabilece-
ği, yaşayıp edebileceği her türlü du-
rumun bir yansımasmı getiren inanıl-
maz bir yapıtla yüz yüze gelince ür-
pertici bir duyguyu yaşarsınız.
'Körleşme'yle sûren yolculuk
Yakm zamanda, yeniden yeniden
Canetti okumalanma döndüğümde;
Körleşme'yle süren ilk yolculuğu-
mun izlerinde gezindim epeyce.
Soğuk ve yağmurlu bir günde, bir
Istanbul dönüşündeyim gene. Adı gi-
bi yeri yurdu da öyle olan Andınn'ın
yolunu tutmuşum. Çehov'un Altıncı
Koğuş'uyla baş başa kalacağım bir o-
tel odasında soluk alıyorum. Her şey
Çehov'u anlatan bir keder içinde. Ya-
nan odun sobası, kasabanın ıssız çar-
şısı, pastane, yağan yağmur, sokakla-
rın dostu köpelder İcara bir acıyı an-
latıyorduÇehov'labana. Gromov'un
öyküsüne ise dayanılır gibi değildi.
Hemen yanı başımda duran Canet-
ti'nin Körleşme'sinde ise bundan da
acı, bundan da aydınhk bir öykü du-
ruyordu; henüz farkında değildim bu-
nun, ne de Kien'in öyküsünün.
Ertesi gün, Akçadağ'ın kıyısında-
ki dağ köyüne ulaşacağım. Elim ara-
da bir gidip gidip geldiği kült kitap
Körleşme'nin yanına Flaubert'in
Gönül ki Yetişmekte'sini de koymu-
A,. cıysa acı, tasaysa tasa,
kederse keder, iyimserlikse
iyimserlik, yalınlıksa
yalmlık, sevinçse sevinç,
korkuysa korku... Hepsinin
üzerine üzerine götürüyor
beni. Yazı ve hayat adma
ne anyorduysanız her
birini ağdırmıştı
'Körleşme'ye, Canetti.
Elimizden tutuyor bir bir
gezindiriyordu o en izsiz
uzsuz yerleri. Hem
içtekine, hem de dıştakine
benzersiz bir yolculuğa
çıkanyordu bizi.
şum. Nereye ulaşırsam ulaşayım çan-
tam dizlerimde. 'Yangında ilk kur-
tanlacak' gibi sıkı sıkı sanhnışım.
Kınm kıyım günleri. Bir kentten bir
diğerine kolayca gidemiyorsunuz.
Hatta sokaklan, caddelen ve otobüs
garajlannı değiştirmek zorundasınız.
'12Eylül' askeri darbesinin gölgesı
sarmış her bir yanı, korku kol geziyor.
Kontrollerde her şey didik didik ara-
nıyor. Çantamdaki kitaplarla ortaya
çıkmam an meselesi. Öyle de oluyor,
son mola yerinde. Sanp sarmalanıyor
sorguya çekiliyorum ıssız birjandar-
ma karakolunda. Yağmurdan kaçar-
ken doluya tutuluyorum. Issız bir dağ
köyü yolunda bunca kitabın ne işi
vardı!? Aydınhk yüzlü bir asteğmen,
bir ekmeği okşarcasına dokunuyor ki-
taplara; Cansever'in o güzelim şıiri-
ni anımsatan bir dizesini fısıldıyor ka-
ranlığa sanki! Ya da ben öyle algılı-
yorum onun bu sözlerini: 'Bütün
günler yenileşir her bekleyişte.' Çe-
hov, Canetti, Flaubert, ben, bir de o;
dünyanın başkentinde buluşmuş gibi
oluyoruz izbe karakolda.
Sürgûnlûk, parçalanmışlık...
0 bungun geçen günün sonrasında
dönüyorum Körleşme'ye. Acıysa acı,
tasaysa tasa, kederse keder, iyimser-
likse iyimserlik, yalınlıksa yalınlık,
sevinçse sevinç, korkuysa korku...
Hepsinin üzerine üzerine götürüyor
beni. Yazı ve hayat adına ne anyor-
duysanız her birini ağdırmıştı buraya,
Canetti. Her ders zili arasında birkaç
sayfa okumahydım yanımdaki yö-
remdeki insanlara. Ama kim duyardı
ki bu sesi! Ne içimizdeki karanlığın,
ne de körleşmenin farkındaydık. Oy-
sa, Canetti, elimizden tutuyor bir bir
gezindiriyordu o en izsiz uzsuz yer-
len. Hem içtekine, hem de dıştakine
benzersiz bir yolculuğa çıkanyordu
bizi.
Sürgünlüğü, parçalanmışhğı, dil-
ler/kültürler arası yolculuğu, Avru-
pa'nın çözülme sürecine tamklık e-
den belleğinin taşıyıcı ışığım getirip
bu yapıtına yansıtmıştı.
Bugün, Canettti'ye, onun sözünü
ettiğim şu kitaplannm tümünü oku-
duktan sonra döndüğümde; Körleş-
me'yi neden yazdığını daha iyi anlı-
yordum. Size de, önerim; ona doğru
çıkacağınız yolculukta, öncelikle o
üç ciltlik özyaşamöyküsüne yüzünü-
zü dönmeniz. Körleşme'ye buradan
varmalısınız. Hayatrn anlamının böy-
lesi bir edebiyat başyapıhnda nasıl
anlatılabildiğine şaşarak, hayranlıkla
yol aldığınız için benzersiz bir duy-
gudüşünce tufanına kapılacaksınız-
dır. Hadi, bugün kendinize bu roma-
nı armağan edin, şenlikli bir okuma
yolculuğuna çıkın. Zamanın yitme-
yen en sahici görünümünü onun sa-
tırlan arasındabulacağınıza eminim!
Canetti'den hiç kopmadan yaşayaca-
ğınıza da...
OKUMA
ÖNERILERI
*Elias Canetti: Payel
Yayıncvi Canetti 'nin
yapttlannm önemli bir
bölümünü dilimize
kazandırdı: Körleşme,
Çev.: Ahmet Cemal,
Aralık 1981, 546 s.;
Kurtarûmış Dil: Bir
Gençliğin Öyküsü, 1995,
333 s.; Kulaktakı
Meşale: Bir Yaşamın
Öyküsü, 1997, 343 s.;
Gözlerin Oyunu, 2000,
318 s., Çev.: Şemsa
Yeğin; Kulak Misafıri:
ElliKarakter, Çev.: Ş.
Yeğin, 1994; Sözcüklerin
Bilinci, Çev.: A. Cemal,
1984, 294 s. Diğer
yayınevlerince
yayımlananlar ise şımlar:
Kitle ve tktidar, Çev.:
GülşatAygen, 1998,
Aynntı Yay.; Marakes'te
Sesler, Çev.: Kamuran
Şipal, 1999, Cem Yay.
215 s.; İnsanın Süası,
Çev.: A. Cemal, 1996, İyi
Şeyler Yay, 124 s.; Öbür
Dava: Kafka'nın
Felice'ye Mektupları
Üzerine, Çev.: K. Şipal,
1994, Cem Yay., 144 s.
BELLEK
KUTUSU
"Benim kötümserüğim
hiçbir zaman öfkeden
bağımsız değildir. Ben,
hep öfkelenen
yazarlardanım.
Kanıtlamak istediğim bir
şeyyok, ama hep
şiddetle inanınm ve
inancımı yayarım.
Acaba buyüzden midir
StendhaVi
gereksinmem?
Stendhal'in
özgüHüğünde ve
insanlar için beslediği
ölçüsüz sevgide kendimi
buluyorum:"
Canetti / Çev.:
Ahmet Cemal
Jürl bln çocuktan oluşuyordu
Giffoni Film
Festivali
sona erdi
Kültür Servisi - ttalya'nın Giffoni Valle Piana
kentinde düzenlenen Giffoni Çocuk Filmleri
Festivali'nin otuz ikincisi sonuçlandı. Festivalin,
12-14 yaş arası çocuklara yönelik "Özgür Uçan-
lar" başlıklı ana bölümünde birincilik ödülü Nor-
veçli Lars Berg'in "Scars" adh fılmine verildi.
15-19 yaş arası çocuklara yönelik "Avluya Bakan
Pencere" başlıldı bölümde ödülü Alman Chris-
toph Stark'ın "Julietta" adh filmi kazandı. Da-
nimarkalı Hans Fabian Wullenweber ise "Catch
That Girl" adh filmiyle, 8-11 yaş arası çocukla-
ra yönelik "tlk Seyirler" bölümünün ödülünü al-
dı. Festivale katılan yanşmacılann en ünlüsü olan
Ken Loach ise "Avluya Bakan Pencere" bölü-
münde yanşan filmi "Sweet Sixteen" ile festival-
den ödülsüz döndü. Festivalin seçiciler kurulu 8-
19 yaş arası bin çocuktan oluşuyordu.
"Özgür Uçanlar" bölümünün birincisi "S-
cars" yaşamının en mutlu döneminde, kentin ho-
key şampiyonu olan kardeşi Ole'nin kan kanseri
olduğunu ve birkaç ay ömrü kaldığını öğrenen
Viktor adh bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. "Av-
luya Bakan Pencere" bölümünün birincisi "Ju-
lietta"nın konusu ise, Berlin'de yapılan "Aşk ge-
çidi" adlı bir izlenceye katılmak için evden kaçan
yeniyetme bir kızın öyküsü: Genç kız içkili ve
uyuşturuculu bir gecenin sabahında tecavüze uğ-
radığını ve bebek beklediğini anlar. "tlk seyirler"
bölümünün birincisi olan "Catch That GirF'ün
konusu da bir hastalık çevresinde dönüyor: Bu
kez hasta olan, fihnin on iki yaşındaki kahrama-
nı Ida'nın babasıdır.
Festivalin sanat yönetmeni Oaudio Gubitosi
basına verdiği bir demeçte, Londra'da birkaç yıl-
dır yapılan Çocuk Filmleri Festivali'nin 'British
Film Instirut'un tam desteğiyle düzenlendiğini,
32 yıldrr düzenlenen kendi festivallerinin ise, ben-
zerlerinin en iyisi olduğu halde devletten hiç des-
tek görmediğini belirtti. Festival yetkilileri, yal-
nızca 1 milyar eski Italyan lireti ile düzenlenen bu
yılki festivali yüz bin kişinin izlediğini, festivalin
internet sitesine ise bir hafta içinde beş yüz bin gi-
riş olduğunu bildirdiler.
ENKA Vakfı'nın düzenlediği programda sezonun seçkin filmleri gösterilecek
Açık havada sinema keyfîKültür Servisi- Enka Vakfı'nın düzenle-
diği Kültür Programı, Enka Açık Hava Tiyat-
rosu'nda gerçekleşecek yaz programı ile 29
Ağustos'a dek devam edecek. Sezonun seç-
kin filmlerinin yer aldığı gösterimler saat
21.15'tebaşhyor.
Bugün Enka Vakfı'nda yönetmenliğini
Christopher Nolanın yaptığı senaryosu ve
kurgusuyla son derece etkileyici ve sıradışı
bir fıhn olan 'Akıl Defteri' (Memento) izle-
nebilir. Guy Pearce,Carrie-Anne Moss, Joe
Pantoliano, Mark Boone Junior, Stephen
Tobolowsky, Jorja Fox, Harriot Sansom
Harris'ın başrollerini paylaştıklan film Bu
yılın Oscar Ödülleri'nde en iyi orijinal senar-
yo ve en iyi kurgu dallannda aday olmuştu.
6 Ağustos Sah günü John Madden'in yö-
netmenliğini yaptığı 'Yüzbaşı Corelü'nin
Mandolini'(Captain Corellı's Mandolin)
gösterilecek. Sicholas Cage, Penelope
Cruz, John Hurt, Christian Bale, David
Morissey ve Irene Papas'ın rol aldığı film-
de Ikinci Dünya Savaşı' sırasında yaşanan
bir aşk hikâyesi anlatıhyor.
8 Ağustos Perşembe günü 74. Oscar Ödül-
leri'nde en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi
uyarlama senaryo. en iyi yardımcı kadın
oyuncu dallannda Oscar alan 'Akıl Oyunla-
n ' (A Beautiful Mind) izlenebilir. John For-
bes Nash Jr'ın yaşamöyküsünün anlatıldığı
fılmin yönetmeni Ron Howard. Filmde Rus-
sel Crowe, Ed Harris, Jennifer Connelly,
Christopher Plummer. Paul Bettany,
Adam Goldberg oynuyor.
Maguire'dan romantik bir komedi
13 Ağustos Sah günü en çok satanlar lis-
tesinde yer alan Helen Fieldingin aynı adh
romanından uyarlanan 'Bridget Jones'un
Günlüğü' (Bridget Jones's Diary) izlenebi-
lir. Romantik bir komedi olan filrnin yönet-
meni Sharon Maguire. Filmde Renee Zell-
weger, Colin Firth, Hugh Grant, Gemma
Jones ve Jim Broadbent rol alıyor.
15 Ağustos Perşembe günü Steven Spiel-
berg'ın yönettığı, Henry Thomas, Drew
Barrymore ve Dee VValIace Stoneun baş-
rollerini paylaştığı E.T.'nin (Extra-Terrestri-
al) yeni versiyonu izlenebilir.
20 Ağustos Sah günü bu yılki Oscar Ödül-
leri'nde en iyi erkek oyuncu ödülünü Denzel
VVashington'a kazandıran 'tlk Gün' (Tra-
ining Day) izlenebilir. Antoine Fuqua'ın yö-
nettiği filmde Denzel NVashington, Ethan
Hawke, Scott Glenn, Tom Berenger, Cliff
Curtis ve Harris Yulin oynuyor.
22 Ağustos Perşembe günü Steven Soder-
berg'in yönettiği başrollerini George Clo-
oney, Brad Pitt, Matt Damon, Andy Gar-
cia, Julia Roberts ve Don Cheadle'ın pay-
laştığı 'Ocean's Eleven' gösterilecek.
27 Ağustos Sah günü yönetmenliğini Ge-
orge Lucas'ın yaptığı Star Wars serisinin ye-
ni bölümü olan 'Star Wars Bölüm 2-Klon-
lann Saldınsı' (Star Wars Episode 2-Attack
of the Clones) izlenebilir. Görkemli özel
efektleri, ilginç çekim teknikleri ve Londra
Senfoni Orkestrası'nın müziğini seslendirdi-
ği filmde Ewan McGregor, Natalie Port-
man, Hayden Christensen, Ian McDiar-
mid, Pernilla August, Jack Thompson,
Christopher Lee, Samuel L. Jackson,Te-
mura Morrison rol alıyor.
29 Ağustos Perşembe günü ise Avusturya-
lı yönetmen Baz Luhrmann'ın yönettiği,
başrollerini Ewan McGregor, Nicole Kid-
man, John Leguizano, Jim Broadbent,
Richard Roxburgh'un paylaştığı çağdaş ve
görkemli bir müzıkal-komedi olan 'Kırmızı
Değirmen' (Moulin Rouge) izlenebilir.
Bilgi için (0 212 276 22 14-15)
AHMET CEMAL
Bu Yaz, Bizim Orası...
Yazın en sıcak günlerinde, Moda'daki bir çatı ka-
tının perdeleri kapatılmış salonunu dolduran genç-
lere bakıyorum. Sıcağın rehavetinde başka binbir
yerde olabilecek iken, her pazartesi buraya gelip
felsefeyi ve sanatı tartışmayı seçen gençlere. On-
lar varlıklarıyla, bilincin ve iradenin taşıyıcısı olan in-
sanın yaşamın akışı içerisinde ancak seçimleriyle
ve seçimleri ölçüsünde var olabildiğinin canlı ka-
nıtları.
Varolmanın başka biçimlerini de seçebilirlerdi.
Örneğin, bir yaz mevsiminin ortalık yerinde, vakit-
lerini böyle değerlendirmek yerine vakit öldür-
me'nin kısır döngüsüne de kapılabilirlerdi -bir bil-
genin dediği gibi, sanki vakit, her an zaten kendi-
ni öldürmüyormuş gibi. Sanki vakrtlerin ölebilmesi
için bizim de ayrıca çaba harcamamız gerekliymiş
gibi.
Ama hayır. Burayı, bizim "Dergâhı" dolduran -sa-
yıları hiçbir zaman onun altına düşmeyen-, çeşitli
ünıversitelerden gelme ya da yüksekögrenimlerini
tamamlamış olan bu gençler, yaz sıcaklannda da
düşünmeyi seçmek gibi, aslında ortamlarının şim-
di'sine aykırı düşen, fakat o ortamın yann'mm tek
güvencesi olabilecek bir yoldan yürümekteler.
"Bizim oras/"nın bu dergâh niteliği yeni değil. Ay-
nı mekân, şimdi iki yıla yaklaşmakta olan bir süre
önce Stüdyo Drama'nm düşünsel temellerinin atıl-
dığı, o zamanlar daha konservatuvar eğitimlerinin
son yılında olan gençlerce kurulmuş bir tiyatro top-
luluğunun emeklemeye başladığı mekândı. Zaman,
hızlı aktı. "Bizim orası", oyunların kuramsal çalış-
malarının yapıldığı, bu çalışmaların yazıya dökülüp
krtaplaştığı bir atölyeye dönüştü.
0 zamanlar bu kadar kalabalık değildik. Ama,
Stüdyo Drama'nm çıktığı yol boyunca çoğalacağı-
mızdan da emindik. Şimdi dönüp geriye baktığım-
da, yaşamımda -kendi geleceğım de dahil- belki
de hiçbir şeyin geleceğinden bu kadar emin olma-
dığımı görüyorum. Bugün bizi çoğattanlann bir bö-
lümü, geçen yıl TAL'de başlatılan, ama sonra yan-
da kesilen eğitim süreci sırasında tanıştığımız
gençler. Onlar, çok kısa zamanda "bizim oras/"nın
sakinlerıne dönüştip bizden oldular. Ama daha
sonra, suya atılan bir taşın gittikçe büyüyen halka-
ları gibi, başka düşünmek ısteyenlerı de getirdiler.
"Bugünün büyük gerçekleri, dünün büyük düş-
lerinin ürünüdür", der bir düşünür. Geride kalan i-
ki yıl boyunca, böyle bir düşün gerçeğe dönüşme-
sine tanıklık etmenin mutluluğunu yaşadım.
Çıktığımız yolun bir dönemecinde, Prof. Dr. Is-
mail Ersevim gibi bir bilginle ve bilgeyle karşılaş-
mak, bizler için inanılmaz bir şans oldu. Stüdyo
Drama'nm çatısı altındaki tiyatro araştırmaları biri-
mini onun başkanlığında kurduk. Yıllarını Amerika
Birleşik Devletleri'nin en ünlü üniversitelerinde ge-
çiımiş olan bu katıksız bilim adamı, paha biçilmez
birikimini yeni kurulan birimde ülkesinin gençleri-
ne aktarmaya başlamakta bir an bile tereddüt et-
medi. Şimdi bu birim, yürüttüğü bir araştırma pro-
jesinin yanı sıra bir de sanat tarihini konu alan bir
eğitim programını yürürlüğe koymanın hazıriıklan
içersinde.
Kısacası sıcak bir yaz, "bizim orada" çok yoğun
çalışmalarla geçiyor. Pazartesi sabahları araştırma
biriminin toplantısı var. Aynı gün, iki saatlik bir ara-
dan sonra, bu kez artık Stüdyo Drama Çevresi di-
ye adlandırdığımız bir başka birimimizde, gençler-
le toplanıyoruz. Araştırma biriminin birkaç ayiık ça-
lışması, iki kalın klasörü doldurdu. Şimdi buna bir
de 'Çevre'deki gençlerin çalışmaları için açılan
üçüncü bir klasör eklendi.
Evet, bir zamanlar "bizim orası" yalnızca bir ti-
yatro için yola çıkılan bir yerdi. Şimdi ise kabuk de-
ğiştirip daha genel bir bağlama oturdu ve düşün-
ce ile sanatın buluştuğu bir mekân olma özelliğini
kazandı. Yoğunluğu nedeniyle bazen bize çok
uzunmuş gibi görünen bu henüz kısa yolculuğu-
muz boyunca hem katılanlar, hem de ayrılanlar ol-
du. Ama sonuçta hep çoğaldık.
"Yaşamın anlamından çok, kendisini sevmeyi öğ-
renmekgerek", der Dostoyevski. Ben de Stüdyo
Drama çatısı altındaki çoğalmaya baktıkça, yaşa-
mın anlamını aramak yerine oluşturmanın gerçek
anlamda yaşamak olduğuna inanıyorum...
e posta: ahmetcemal@superonline.com
acem20c hotmail.com
Atatürk Müzesi'ne yeni pano
• AIVKARA (ANKA) - Anıtkabir'de Atatürk
Müzesi yeniden düzenlenerek Çanakkale ve
Kurtuluş savaşlannı konu alan bir pano
hazırlanıyor. Atatürk Müzesi'nin yeniden
düzenlenmesini kapsayan projede, Kurtuluş ve
Çanakkale savaşlannı konu alan resimler,
pano haline getirilecek. Genelkurmay
Başkanlığı Sanat Danışmanı Mehmet Özel
tarafından yönetilen proje, Türk ressam Aydın
Erkmen yönetiminde Türk, Azeri ve Rus
ressamlar tarafindan hazırlanıyor. Pano
dışında, Türk ressamlar tarafindan yapılan ve
yine Çanakkale ve Kurtuluş savaşlannı konu
alan tablolar da müzede yer alacak. Atatürk
Müzesi'nde yer alacak pano ve tablolar, 26
Ağustos'tan itibaren ziyaretçilerin beğenisine
sunulacak.
BUGÜN
• ŞÎLE ATATÜRK TİYATROSU'nda
'16. Şile Bezi Kültür ve Sanat Şenliği'
kapsamında Aysun Yıldız konseri.
(0 216 712 12 75)
• CEMİL TOPUZLU AÇIKHAVA
TtYATROSU'nda 21 OO'de MFÖ konseri.
(0 212 296 36 60)
• ES'KANDİL USTALAR SAHNESİ'nde
21.OO'de Nükhet Ruacan (vokal), Neşet
Ruacan (gitar) ve Imer Demirer (saksofon)
konseri. (0 216 332 80 36)
• ÎŞ SANAT'ta 'Sinema Şenliği' kapsamında
12.00, 14.15, 16.30 ve 19.00'da YVöngKar-
Wai'nin yönetmenliğini yaptığı 'Aşk
Zamanı*. (0 212 316 10 83)
• BEYOĞLU StNEMASI'nda 12.15, 14.30,
16.45, 19.00 ve 21.15'te Paul McGugian'ın
yönetmenliğini yaptığı 'Asit Evi'.
(0 212 251 32 40)