19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMU2 2002 CUMARTESİ HABERLERIN DEVAMI CLPVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada yoıiar. Kımi TV'lerin "değişmez" program sahiplerinin kımılei, yorumlarında 3 Kasım'ı artık içlerine sin- dirdıler. Şimdi bu Meclis'in giderayak AB uyum yasalarını çıkarması için işlerine gelen eski büyü- kelçıleri, siyaset adamlarını, sıkıştılar mı Karen Fogg ağzıyla konuşan yazsr çizertakımından bi- rilerini ekrana misafir ediyorlar. Son günlerde ANAP lideri Mesırt Yılmaz'ı AB yasalarını sahipleniyor diye kolluyor, yüceltiyor- lar. Dediklerine göre; Yılmaz'ın son çıkışından son- ra "ince siyaset" başlamış! Neymiş ince siyaset? ANAP Genel Başkanı, li- derlerturunda düş kırıklığına uğradıktan sonraki basın toplantısında; ya destek verirler paketime ya da ben seçim propagandası boyunca deme- diğimi bırakmam, dedi ya... "öteki partiler" fena halde korkmuş bu gözü pek söylemden! Yelkenleri indirmeye başlamış- lar. Indirmişler de ne yapmaya girişmişler? AB uyum yasalarını görüşmeye yanaşan "yumuşak" kimı açıklamalara girişmişler. Doğrusu böylesi saptırmalar hani siyaset erba- bına uygun düşüyor da gazeteciye pek yakışmı- yor. Ama ne yazık ki; gazeteci devleti idare etme- ye, politikacılara yön vermeye merak sardı. Ka- ren Fogg'un yerini doldurmaya merak saran epey erbab-ı kalem, üstelikçok maaşlı koltuklarda ya- zıyor, konuşuyor. İnce siyaset dedikleri, YTP Genel Başkanı Is- mail Cem'ın liderleri turlarken Mesut Yılmaz'a (daha sonra ANAP liderinin söylentilere yol açma- sı amacıyla saptırarak aktardığı) içtenlikli öneri- sinin ürünü. Cem, beş yıl boyunca dışişleri bakanı olarak sa- vundugu ilkelerden bir günde üç beş oy uğruna vazgeçtiğini gösterecek bir adım atacak kadar dünkü politikacı mı? Elbette hayır! Dediği şu: AB uyum yasalarının gerçekleşmesinı sonuna kadar destekleriz. An- cak görünen o ki; idam cezasının kaldırılmasıyla anadilde öğrenimin Meclis'ten geçmesi zor. O zaman yapılacak nedir? Idamla anadildeki deği- şimleri daha sonraya bırakmak, geri kalan 11 maddeyi Meclis'ten geçirmek! Akılcı biryöntem. AB uyum yasalarından sapma bu önerinin ne- resinde? YTP'yi harcama uğruna Yılmaz'ın değişik bir bi- çimde sunduğu Cem önerisini AKP ıle hatta MHP'nin (bakarsınız DYP'nin) sahiplenmesine ne dersiniz? Görünen köy kılavuz ister mi? Üstelik uyum yasalarında "mutabakat" olmaması da eş- yanın tabiatına uygun. Dün anımsanmamalı, pekâlâ. Üç beş ay önce- sıne bugün vurdumduymazlık egemen. Bu hal- lere düşmemizin asıl sorumlusu hükümet değil- miş gibi; yumurta kapıya gelmiş, Mesut Yılmaz destek vermiyorlar diye muhalefetisuçluyor. Pes! Oysa Brüksel idamlı anadilli uyum yasaları çık- mazsa... Olmaz, diyor. İdamlı anadilli uyum ya- salarını çıkarsak yetmedi, daha daha diye dire- necek. Böyle direnmese uygulamalara bakalım diyecek! • • • Yılmaz'ın uyum paketine tam destek verdiğini söyleyerek övdüğü SP var ya SP, Yılmaz'ı yalan- ladı, paketin kendilerini "bağlamayacağını" ilan ettiği gibi, yan çizmeye çalıştığı 3 Kasım'da se- çim istiyor. Partiler adeta dönme dolap! • • • AB konusunu öteki partilerin -Recep Bey'in de- diği gibi- "Yılmaz'ın kendisine ait birmesele gibi görmeye ve göstermesine karşı vaziyet almalan" doğal hakları değil mı? Pazartesi günü TBMM açılır. Erken seçim iste- yen önerge ya da yasa önerisi Anayasa Komis- yonu'na gider, Başkanlık Divanı'nda uzlaşma olursa 48 saat beklenmeden genel kurula gelir ve.. içtüzük emrine göre "her konudan önce gö- rüşülür", kabul edilir. Işlem tamam ötesi yalan! Emek Platformu'ndan uyarı tş güvencesi yoksa oy dayok ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - E- mek Platformu Baş- kanlar Kurulu, erken seçim sürecine giren si- yasi partileri iş güven- cesi konusunda uyardı. Meclis'in 29 Tem- muz'da yapacağı olağa- rüstü toplantıda iş gü- •vencesinin de yasalaş- nası gerektiğini vurgu- lıyan Emek Platformu, sçim programında anekçilerin istemleri- re yer vermeyen hiçbir syasi partiye destek •vermeyeceklerini de a;ıkladı. Toplam 17 sendika -ve meslek odasının duşturduğu Emek llatformu Başkanlar Lurulu, son siyasi ge- lşmelere ilişkin bir bil- ciri yayımladı. DÎSK »enel Başkanı Süley- aan Çelebi taranndan çıklanan bildiride şu >tem ve uyanlara yer erildi: - Erken seçim ve AB asalannı görüşmek ;in toplanacak olan "BMM, iş güvencesini £ gündemine almab. - Siyasi partiler ve se- çim yasalannda de- mokratik açılım ger- çekleştirilmeden yapı- lacak bir seçim, halkın sorunlanna çözûm ge- tirmekten uzak olacak. Seçimlerde halkın ira- desinin tam ve gerçek olarak parlamentoya yansımasını engelle- yen, başta baraj olmak üzere tüm engeller kal- dınlmalı, seçmenlere milletvekillerini tercih hakkı tanınmalı. Siyasi parrilerin seçim ittifak- lanna olanak sağlan- malı. - Anayasanın 82. maddesi değiştirilerek milletvekilliğiyle bağ- daşmayan görevler lis- tesinden sendika yöne- ticiliği çıkanlmalı. - Emekçilerin istem- leri, siyasi partilerin gündemine almmalı. Program ve seçim bil- dirgelerinde Emek Platformu 'nun alterna- tif programı ve taleple- rine yer vermeyen hiç- bir siyasi partiye, emekçiler destek ver- meyecek. tÜ'ye aıt öörencı kımlığımı ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. SJı\EMYÜCEARDA lC'ye aıt pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. HA\DE K.4RABACAK Paşabahçe işçilerine getirilen yiyecek ve su stoklan içeriye alınmıyor çiye polis ablııkasıtstanbul Haber Servisi- Pa- şabahçe Şişe Cam AŞ'nin Bey- koz'daki fabrikasında işçilerin başlattığı eylem 5. gününe gir- di. Fabrikada "üretimin durdu- rnlması" karan üzerine başla- yan eyleme karşı polis, son iki gündür aldığı güvenlik önlemle- rini arttırdı. Tekzip'e bağlı Sümerbank iş- çilerinin getirdiği yemek ve su stoklan güvenlik güçleri tarafin- dan engellenerek içen sokulma- dı. Beykoz halkının da fabrika- nın önünden geçmesi yasaklan- dı. Çevik ku\-vet, basın mensup- lannın çalışmasına da engel ol- du. Basına uygulanan tecridi protesto eden jşçiler. "Basına özgürlük", "Özgür basın sus- turulamaz" sloganlannı attı. Beykoz'da Paşabahçe Şişe Cam Fabrikasf nda 5 gündür sü- ren eylem nedeniyle fabrikanın giriş kapısı polisler tarafindan bariyerlerle kapatıldı. Işçiler, Hak-Iş Genel Başkanı Salim Uslu ve Türk-Iş yöneticilerinin, tş Bankası Genel Müdürü Er- san Özince ile yaptıklan görüş- meden beri işverenin tutumun- da bir değişme olmadığını be- lirterek, işçilerin çözüm için ye- ni bir görüşme çağnsı bekledik- lerini söylediler. Türk-Iş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak. 5 gündür işyerini terk etmeme eylemı ya- pan işçilere karşı ambargo uy- gulandığını kaydederek, tansiyo- nun her geçen gün yükseldiğini belirtti. Büyükkucak, işçileri bir- tşçilerin ailelerinin ve gazetecilerin fabrikaya girmesine de izin verilmiyor. (Fotoğraf: GÜL SÜLÜN) çok kuruluşun, sivil toplum ör- gütlerinin, sendika ve siyasi par- ti temsilcileriyle millervekilleri- nin ziyaret ettiğirü anlatarak, ko- nunun Meclis'e kadar taşınmış olmasına rağmen fabrikayla il- gili henüz çözüm noktasına ge- linmediğini söyledi. Büyükku- cak, işçilerin, eş ve çocuklanyla ısrarla fabrikada beklemeye de- vam edeceklerini vurguladı. Fabrikaya destek amacıyla gel- diklerini söyleyen Büyükkucak, bir sonuç alınmazsa bu yönetici hareketinin kitlesel işçi hareke- tine dönüşeceğini kaydetti. Türk-tş'e bağlı şubeler adına açıklama yapan Basın-tş Sendi- kası tstanbul Şubesi Başkanı Kenan Kaya da, yıllardır kâr e- den Paşabahçe Fabrikası'nın bu- günkü duruma gelmesinin so- rumlusunun işçiler olmadığını, sorumlulann piyasacılıkta sınır tanımayan ve IMF politikalannı uygulayanlar olduğunu söyledi.. Türkiye Gazeteciler Sendika- sı Genel Başkanı Şükran So- ner, Paşabahçe direnişinde ba- sına sansür uygulanmasını pro- testo ettiklerini vurgulayarak, uygulamanın işçilerin kamu- oyuna ulaşma. gazetecilerin ha- ber alma, toplumu bilgilendir- me hakkının hukuk dışı yollarla gaspedilmesi anlamına geldiği- ni belirtti. TMMOB îstanbul Koordinas- yon Kurulu Genel Sekreteri Münir Aydın da, fabrikanın Pa- şabahçe halkı ile bütünleştiğini belirterek. "Böyle bir kurulu- şu salt ekonomik nedenlerle kapatmak en başta insanlara saygısızlıktır. İşçileri ziyarete gelenlere uygulanan baskı ve yasaklamaları da kınıyoruz" diye konuştu. Türkiye Komünist Partisi Ge- nel Başkanı Aydemir Güler ise işçilere ve ailelerine karşı katı bir tecrit uyguladığını kaydede- rek, "Tecridin gerekçesi 'işye- rınde yasadışı işgal' yapıldığı- dır. Oysa gerçekte fabrikada patron tarafindan yasadışı lokavt uygulanıyor" dedi. Beykoz'da fabrîkalar yeşil alan oluyor tstanbul Haber Servisi - Beykoz'daki Sümerbank Deri- Kundura, Paşabahçe Şişe-Cam ve Tekel fabrikalannın bulunduğu alanlann Büyükşehir Belediyesi'nin yetki alanında olduğu ve söz konusu yerlerin 1994 yılında Fazilet Parti'li (FP) yönetim tarafindan "yeşil alan" ilan edildiği belırlendi. Belediyenin aldığı karar 1995 yılında Recep Tayyip Erdoğan döneminde Büyükşehir'e gönderilerek planlann alınan karar yönünde değiştirihnesi istendi. Beykoz'a ayda yaklaşık 10 trilyon lira gelir sağlayan Sümerbank, Paşabahçe ve Tekel fabrikalannın kapatılmak istenmesi, Beykoz Belediyesi'ndeki yetki sorununu bir kez daha gündeme getirdi. Beykoz'un DSP'li Beİediye Başkanı Alaattin Kösesler. 1983tarihli"Boğaziçi Kanunu" ile ilçenin "Öngörünüm" ve "Geri Görünüm" olmak üzere ikiye aynldığını, bu iki bölümde ayn yasalar ve uygulamalann geçerli olduğunu anlattı. Söz konusu fabrikalann Büyükşehir Belediyesi'nin yetki alanında olduğunu anımsatan Köseler, "Beykoz'a dikilen dar elbise. yasal düzenlemeler, mülkiyet sorunlan ve yapay olarak yaratılan ekonomik darboğazla birlikte yeniden ortaya çıkıyor" dedi. Köseler, Beykoz'un fabrikalanyla bir bütün olduğuna dikkat çekerek, yetkilerinin ve olanaklannın kısıtlı ounasından yakındı. Köseler, aralannda, kapanmaması için işçilerinin günlerdir direnişte olduğu Paşabahçe Şişe-Cam'ın da bulunduğu fabrikalann kapatüması halinde Beykozlulann işini, evini ve ilçesini terk etmek zorunda kalacağuu ifade etti. Alaattin Köseler, 1994 yılında FP'li Beİediye Başkanı Yücel Çelikbilek'ınüç fabrikanın bulunduğu bölgeyi "yeşil alan" olarak değiştiren bir karar aldığını, ancak bu karan alan siyasal çizginin temsilcilerinin bugün fabrikalann kapatılmasına karşı çıktığıru söyledi. "Zaman ve mekâna göre değişen politikalar" nedeniyle sorununun çözümünün gerçekleşemediğine dikkat çeken Köseler, "Yapılan, fabrikalann korunmasını sağlayacak kararlar almak yerine, plandaki turizm konaklama fonksiyonunu kaldırarak burayı yeşil alana dönüşfürmek. Plan tadilatı için karar alma yetldsi olanlar. bu yetkilerini neden fabrikalann korunması için kullanmıyorlar?" diye konuştu. ^oksulluk sınırı 1 milyarı aştı I Baştarafı 1. Sayfada nomik kriz ve uygulanan poli- tikalar sonucu, dar ve sabit ge- lirli kesimlerin geçim koşulla- nnın. her geçen gün daha ağır- laştığına dikkat çekilerek yok- sulluğun yaygınlaştığı vurgusu yapıldı. Türk-tş Araştırma Merkezi'nce yapılan açıklama- da, temmuz ayında mevsimsel özelliklere bağlı olarak bırçok ürünün fiyatının artmadığı be- lirtildi. Buna karşın nohut. ye- şil mercimek, pirinç, tereyağı gibi ürünlerin fiyatlannda ise artış yaşandığına dikkat çekil- di. Ürün fıyatlanndaki mevsimsel etkiye karşın temmuz ayı itiba- nyla 4 kişilik bir ailenin gıda har- caması tutannın 334 milyon 158 bin lira olduğu belirtilen açıkla- mada, geçen yılın aynı dönemin- de bu rutann 222 milyon 356 li- ra olarak hesaplandığı kaydedil- di. 4 kişilik bir ailenin temel ih- tiyaçlan için yapması gereken toplam harcama tutannı gösteren yoksulluk sınınnın da 1 milyar 16 milyon lira olduğu belirtilen açıklamada, gıda harcaması tuta- nndaki artış yılın ilk yedi ayı itı- banyla yüzde 13.8 olarak, son 12 ay itibanyla da yüzde 50.3 olarak belırlendi. 'Krizzedelere yardım edilmeli' TÜKODER'ın Başkanı Se- vim, yoksulluğun yaygırüaşma- sına ilişkin araştırmalann yeter- siz kaldığını savunarak Fak-Fuk- Fon'dan yapılan sosyal dayanış- ma yardımlannın açlık tablosunu gözler önüne serdiğini belirtti. Ekmek, elektrik, su, doğalgaz, köprü geçiş ücreti gibi pek çok mal ve hizmete yapılan zamlara karşı açtığı davalarla bilinen Se- \im, nüfusun yansının yoksulluk sınınnda yaşadığına dikkat çeke- rek "Köklü önlemler alınmak durumunda. Krizle birlikte milvonları bulan işsizin, yerin- de sayan ücretlerle geçinmeye çalışan kitlelerin olduğu bir or- tamda en temel mal ve hizmeı- lere yapılan zamlar, "krizzede- ler' yaratıyor" diye konuştu. Siyasi partilerin bu sürece mü- dahale yönünde bir programlan, somut önerileri ve çözümlere dö- nük politakalan olması gerektiği- ni kaydeden Sevim, "açlıkla sa- vaşan insanların" ne tüketici haklannı ne de insan haklannı koruyamayacaklannı kaydetti. Sevim şunlan söyledi: "Bu- gün işsizliğe itilen insanlar üretmeyen tüketici konumuna geliyorlar. Elektrik, su gibi en temel hizmetleri bile satın ala- nııyorlar. Buna dönük politika- lar geliştirilmeli. Ancak her şeyden önce, asbnda onur kırı- cı sayılabilecek ve sadece dini bayramlarda yapılan yemek yardımları organize edilebilir. Bunun yapılması çok zor değil. Sosyal dayanışma fonlarında yapılacak yardımın adresleri- nin belirlenmesi açısından ye- terli kayıtlar var. Aynca gün- celleştirilebilir." E&ITIM PARKI Beykoz Çayın'nda öğrencişenliğî TEGV'nin etkinliklerinde minikler, yanşmalara katılıp hem eğlendiler hem de aylardır hazırladıkları gösterileıî sundular. (Fotoğraf: CAFER GEZEK) tstanbul Haber Ser- visi - Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakffnın (TEGV)yazetkinlikleri. Beykoz Çayın'nda ger- çekleştirilen şenlikle so- na erdi. 8 eğitim birimiy- le 2 eğitim parkının ka- tıldığı şenlikte ögrenci- ler, müzik, dans, şiir ve tiyatro oyunlan sergile- dtler. TEGV'nin yaz etkin- liklerine kahlan yaklaşık bin öğrenci, dans ve mü- zik eşliğinde doyasıya eğlendi. Şenlikte bir dizı gösteri sunan öğrenciler, ödüllü yanşmalara da katıldılar. Etkinliklere katılan çocuk kitaplan yazan Fatih Erdoğan ise minik öğrencilere ki- taplanndan dağıttı. TEGV'nin tletişim Departmanı Yöneticisi Şule Abra, etkinliklerin sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin 56 noktasın- da yaptldığtna dikkat çe- kerek amaçlannın 7-16 yaş arasındaki öğrenci- lere sosyal aktivitelerle dolu güzel bir yaz tatili sağlamak olduğunu be- lirtti. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada yonun hiç olmaması. ikinci önceliği, olacaksa çok sınırlı ölçülerde kalması. Toplantıda, Türkmenle- rin durumu da gündeme geldi. Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde bu ülke içindeki etnik konulara girmiyordu. Kuzey Irak'ta adı kon- mamış oluşumun ardından Türkiye de Türkmen- lerle doğrudan ılgilenmeye başladı. Bu, yeni bir yaklaşım. 2- Başbakan Bülent Ecevrt, "her şeye karşın Irak teknik ve ekonomik gücünü büyük ölçüde ko- ruyor. Irak, Vıetnam ya da Afganistan'a benze- mez" dedi. Ecevıt'ın iç politikaya ilişkin görüşleri öne çıktı, bu ikinci planda kaldı. Ancak, yabancı ajanslar Ecevit'in bu görüşlerini ayrı haber yaptı- lar ve Türkiye'nin Irak çıtasını yüksek tutarak pa- zarlığı da yüksek tutmaya hazırlandığını yazdılar. Öyle anlaşılıyor ki, operasyonun ciddiye binmesi durumunda Türkiye'nin masaya koyacakları az olmayacak. Ne kadarı ciddiye alınır? Bu, Türkiye'nin pazarlık ciddiyetine bakar. 3-1991 'deki Körfez Savaşı'nı naklen yayın eş- liğinde izledik. Sabah kahvaltımızı yaparken Bağ- dat bombalandı, akşam yemeğinde Basra'nın alevler içınde yanışını izledik. Uluslararası ajans- lar öyle bir haber bombardımanı yaptılar ki, Bush adlı bir melek, Saddam adlı bir şeytanı yok ede- cek. Bu durumda savaş da doğal! Bugün de ben- zer bir hava yaratılmak isteniyor. "Savaş istemi- yoruz" sesleri savaş senaryoları arasında boğu- luyor. Dün de Antalya'dan 6 örgüt, savaşa hayır dedi. Bakalım bu sesler koro olabilecek mı! Şam hani? 4- Irak politikası pek çok uluslararası konuda ol- duğu gibi Londra'da pişıyor, VVashington'da ser- vis yapılıyor. Dün Londra'da Kensington Beİedi- ye Sarayı'nda Iraklı rejım muhalıfleri geçici hükü- met ilan edeceklerdı. Son anda ertelendi. Operas- yon planının parçaları netleşiyor! 5- Yukarıdaki maddeye koşut olarak VVashing- ton'dan gelen haber de ABD Savunma Bakanlı- ğı'nın (Pentagon) Irak'la ilgili bilgilerin basına sız- masına karşı başlatılan soruşturmaya ilişkindi. Savurma, affedersiniz Savunma Bakanı Rums- feld, gizli kalması gereken bilgilerin deyim yerin- deyse izli hale geldiğini vurguladı. ABD kaynaklı haberlerin çoğu şişirme olsa bile, gerçeklik payı- nın olduğu anlaşılıyor! 6- Irak, oğul Bush'a baba Bush tan miras... Ba- basına Saddam rejiminin küllerini armağan etmek isteyen George Bush gözünü karartmış, bir an önce hedefine ulaşma hırsında. Başkanlık seçi- minde Bush'la yarışan Al Gore, ABD'nin Irak po- litikasını eleştirıyor. Körfez Savaşı'nda pek çok ülkeyi arkasına alan Bush'ların, bugün ülke için- de bile blok bir Irak bakışı oluşturamadığı görü- lüyor. 7- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksan- dır Saltanov Ortadoğu'yu dolaşıyor, pazartesi günü Türkiye'de olacak. Gündeminde Irak var. Körfez Savaşı'nda Sovyetler Birliği dağılma süre- cindeydi, Rusya kendı derdıne düşmüştü. Bugün G-7'yi 8'lemiş, NATO'da dengesini kurmuş ve I- rak'a operasyona hayır diyen bir Rusya var. Irak, Rusya'nın uluslararası oyunlara ne ölçüde geri döndüğünü de gösterecek! 8- Ortadoğu'nun bir oyuncusu daha var; Iran. Son olarak Iran Savunma Bakanı Ali Şamhani şu demeci verdi: "ABD'nin Irak saldırısı Ortadoğu'yu istikrarsız- laştırır." Bunun Türkçesi şu: ABD, Irak'ta rejimi değıştirirse benim elim armut toplamaz... Anlaşılan, bölge karışınca soracak Şamhani: - Şam hani? [email protected] Beyaz Enerji1 davası Devlet zarara uğratıldı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Be- yaz Enerji davasının gerekçeli karannda, gecikme zammı ve te- cil faizinden vazgeçile- rek TE AŞ' ın zarara uğ- ratıldığı belirtildi. Sa- nıklann Başbakanlık talimatlanna uymaya- rak devlet aleyhine ka- rarlar aldıklan, "göre- vi ihmal" ve "görevi kötüye kullanma" suçlannı işledikleri kaydedildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Beyaz Enerji davasının gerek- çeli karannı açıkladı. Kararda, sanıklann, TEAŞ ana statüsü gere- ğince, yapmakla görev- li olduklan görevleri nedeniyle basit nitelik- te rüşvet aJdıklan bildi- rildi. Kararda, sanıklara yöneltilen "çete" suç- laması ve bu suçu dü- zenleyen TCY' nin 313. maddesi de değerlendi- rildi. TCY'nin 313. maddesınin "bir tehli- ke suçu" olduğu belir- tilerek şöyle denildi: "Sanıklann düşün- ce ve eylemlerinde sü- reklilik bulunmadığı anlaşılmıştır. Unsurla- n oluşmayan suçtan sanıklann beraatları- na karar vermek ge- rekmiştir." Gerekçede, iddiana- mede sanıklann, özel- lıkle eski TEAŞ Yöne- tim Kurulu üyesi olan Birsel Sönmez aracılı- ğıyla Demir Enerji yet- kilisinden Yamula HES Baraj tnşaatı için şirke- tin menfaatı doğrulru- sunda 200 bin dolar al- dıklan ve bu işin TEAŞ Yönetim Kurulu'ndan geçmesi karşıhğında aynca makine parkının Birsel Sönmez'e teklif edilip beraber yapılma- sı amacıyla verildiği, Sönmez'in de bu amaç doğrultusunda eski TE- AŞ Genel Müdürü Mu- zaffer Selvi'ye iki se- ferde 10 bin dolar, Ü- nal Peker'e 15 bin do- lar verildiğinin iddia edildiği anımsatıldı. Kararda, Muzaffer Sel- vi ve Ünal Peker' in rüş- vet aldıklannı beyan et- tiklerine işaret edildi. Kararda, TEAŞ ile KayseriveAKTAŞfir- malan arasında yapılan mahsuplaşmada TE- AŞ'ın zarara uğratıldığı kaydedildi. Sanıklann, Başbakanlık talimatla- nna uymadıklan, gö- revli şirketler lehine ve devlet aleyhine sonuç- lar oluşmasına sebebi- yet verdikleri anlatılan gerekçeli kararda, göre- vi ihmal ve görevi kötü- ye kullanma suçlannı işledikleri belirtildi. Mahkeme, davada, 16 sanığı 7 ay 15 gün ile 11 yıl2ay5günarasın- da değişen hapis ceza- lanna mahkûm etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle