Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SArTA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
-ALt StRMEN
M. Toker de Yok Artik
Sevgilı,
Türkiye gibi, taa Imparatorluktan başlayarak,
gazetecilerin köprü üstünde, sokak köşesinde ya
ciaevierinin önünde vuruld ukları ve çoğu zaman
dagerçek faillerin, hele hele perde arkasındakile-
rh neçhul kaldığı bir ülkede, seksenine merdiven
dayamış bir ünlü gazetecinin evinde tabii eceliy-
le (ie demekse!) ölmesi bir şans sayılabilir.
Metin Toker'in durumuı aynen öyleydi; ama
şanslılığı bu olgudan değil, 78 yaşının son günle-
rinde, ölümünden bir ay öncesine kadar hep can-
lı gûnü yakalayan ve pınltısını yitirmeyen bir kişi ol-
rnasından kaynaklanıyordıj.
Ben onlu yaşlanmda Metin Toker'in okuyucusu
oldum. Ellili yıllarda, Metin Toker'i tanıyıp bilme-
yen yoktu.
0nun çıkardığı ve bir avuç adamla yürüttüğü Akis
dergisi satış rekorian kınyor, kimi günlük gazete-
leri bile solluyordu.
Akis, dergicilikte bir yenilikti.
Akis bir siyasi dergi olmanın da ötesinde bir si-
yasi mücadele dergisiydi. Bizim eve her hafta gi-
rerdi.
Ben ilk siyasi bilincimi Cumhuriyet, Akis ve Va-
tarîda edindim.
Keşke zamanla bizler de karşıt görüşleri öğre-
nebilseydik.
Ama dönemin Türkiye koşullan buna izin ver-
miyordu. Vermeyenlerin başında da kendinden
olmayan herkesi hain ilan eden, "Vatan Cephesi"
ve benzeri uygulamalar ile Türkiye'yi ikiye bölen
Menderes geliyordu.
••-*
Aradan zaman geçtikten sonra, olaylara sonra-
dan okuduklanmı ve öğrendiklerimi de katarak, bir
kez daha uzaktan bakınca da, Akis'in doğru bir
mücadele yürüttüğüne inanıyorum.
Metin Toker'in bu mücadeleyi böylesine yürek-
li ve amansız biçimde yürijtmesinde Ismet inö-
nü'nün damadı olmasının etkisi olupolmadığını bi-
lemem.
Ama şunu belirtmek isterim ki o, damatlık sta-
tüsünü, siyasi kariyere tebdil etmenin, gazeteci-
likten siyasete atlamanın bir aracı olarak kullan-
madı.
Bu yüzden hapse girmeyi bile göze aldı. Bu ger-
çeği gözden uzak tutmamak gerekir.
Metin Toker'i hapisten kurtarmak üzere, doku-
nulmazlık zırhına büründürmek için ona milletve-
killiği teklif edenleri, "Hayır ben gazeteci kalaca-
ğım" diye redderken, yerine Bülent Ecevrt i öner-
miş olmasından dolayı tarihi bir töhmet altında bı-
rakmak doğru olur mu?
Siyasal yaşamının kötü bir dönemini yaşamak-
ta olan Ecevit'in yalnızca bugününe bakarak, tüm
geçmişini bir kalemde silmek doğru mudur?
Sonra gerek Ecevitler'in gerekse Türkiye'nin içi-
ne düştüğü bu durum, sart Bülent Bey ile Rahşan
Hanım'ın kişisel nrtelikleri veya eksikliklerinin ürü-
nü müdür?
Türkiye'de siyasetin onlardan bağımsız yapısı-
nın da bu oluşta bir payı yok mudur?
• • *
Ister siyasetçi olsun, ister gazeteci.. bir insanın
yaşamı hakkında birfikiredinirken, onun bütünü-
ne bakmak, belirli kesitleri alıp soyutlayarak so-
nuca varmaktan daha sağlıklı olur.
MetinToker, 1950-60 döneminin gözü pek, acar,
hünerli ve iyi gazetecisi, bir muhalif yazanydı.
O günün koşullannda, toplumda en ileri nokta
buydu. Sosyal içerikli yaklaşımlar, sınıfsal tavırlar,
ekonomik haklardan sözetmek olanaksızdı.
Dönem değişip, bizim gibi, ilk siyasal bilincini
CHP-DP çekişmesinden aJan, tek ufku hukuk dev-
leti ve planlı ekonomi olan gençler, görüşleri ge-
nişledikçe, sola karşı hırçın tavnnı hiçbir zaman bir
türlü anlayamadığım Metin Toker ile ters düşme-
ye başladılar.
Ama Metin Toker ile ilgili bir yargıya vanrken, bu
dönemle sınırlı kalmak yanıltıcıdır.
Nitekim son yirmi yıldır, yazılannı büyük bir dik-
kat ve keyifle okuduğum gazetecilerin ön saflann-
da geliyordu Metin Toker.
Yahya Kemal, "ölüm değil hayatın en zor
İşi/Müşgül odur ki, ölmeden önce ölür kişi" diyor.
Metin Toker, ölümün bu türtüsünü tatmadı, ken-
di sınırtan içindetavsamadan, eskimeden, bir ke-
narda küskün kalmadan, hep etkin ve üretken ya-
şadı.
Işte onun yaşamının en büyük mutluluğu bu idi
ve belki bir de muhterem eşi Özden Toker...
Galatasaraylı gazeteci ağabeyim Metin Toker'in
kaybı üzerine bütün Galatasaray camiasına, muh-
terem eşine ve sevgili evlatlarıyla birlikte basın ca-
miasına da başsağlığı diliyorum.
Onu hep son Galatasaray balosunda aynı pist-
te, ikimiz de yaşımızdan çok genç fıgürlerle dans
ettiğimiz geceki görüntüsüyle anımsayacağım.
Avrupa ADD Başkanı Atılgan:
Halk iradesi
devlete yansımalı
HaberMerkezi- Son
günlerde DSP içinde
gerçekleşen olaylann
tüm Türkiye'yi ilgilen-
dirdiğini belirten Av-
rupa Atatürkçü Düşün-
ce Dernekleri Federas-
yonu (Avrupa-ADD)
Genel Başkanı Dursun
\tılgan. "Sorunvardır
ama çözümü de vardır.
Bu çözüm, koltuk kay-
betme kaygısryla pani-
ğekapıinıakla değilöz-
veri yürekliliğinde ve
sağduyulu istişarelerde
aranmahdır" dedi.
Türkiye'de yaşanan
sonsiyasal gelişmeler-
le ilgili yazıh bir açık-
lama yapan Atılgan, si-
yasal ve ekonomik so-
runlann, 50 yılı aşkın
süreden beri yapılan si-
yasal hatalardan ve halk
iradesinin yeteri dere-
cede devlet yönetimine
yansımamasından kay-
naklanan bir birikimin
doğurduğunu söyledi.
Devletin geleceğin-
de söz sahibi olanlann
ve olmak isteyenlerin
seçimleri değil, devle-
tin yannmı göz önün-
de bulundurmak zorun-
da olduğunu vurgula-
yan Atılgan "Atatürk-
çütükgörevisterken de-
ğil, görev başındayken
uygulaıur"diye
konuştu.
3 Kasım tarihine karşı çıkan Başbakan, diğer parti liderleriyle de görüşeceğini açıkladı
EcevitseçimedireniyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Milletvekillerinin yansını kaybe-
den Başbakan Bülent Ecevit erken
genel seçime direniyor. Ecevit, DSP
olarak seçimin gelecek yıl içinde,
"hatta en iyisi" 2004 yılınuı Nisan
ayrnda yapılmasını tercih ettiklerini
belirterek parti grubundaki yöneti-
cikrin, diğer siyasi partilerinbu ko-
nudaki görüşlerini saptamak için ça-
hşmalara başlayacaklannı bildirdi.
Başbakan Ecevit, DSP Parti Mec-
lisi (PM) toplantısının ardından yap-
tığı açıklamada, partiden aynlma-
nın yalnızca grup bazında olduğu-
nu, örgütlerin ise sapasağlam yerin-
de durduğunu söyledi. Ecevit, "3-5
kişiyi geçmez örgütten aynlanlar. O
nedenle Türkiye'nin ve DSP'nin ge-
leceğine güvenle batayorum" diye
konuştu. Ecevit, DSP'nin bütün gü-
cüyle seçime hazırlanacağmı ve se-
çimden belki de eskiden daha iyi so-
nuç alacağını savundu.
'2004 daha uygun'
PM üyelerinin erken seçimin bu yıl
değil, 2004'te yapılmasının daha uy-
gun olacağını düşündüklerini vurgu-
layan Ecevit, seçimlerin 1.5-2 yıl
sonra yapılmasının, halkın daha ya-
ranna olacağını kaydetti. Ecevit, bu
arada pek çok yeni örgütlenme giri-
şimlerinin bulunduğunu belirterek
"Çok erken bir seçim olmazsa onlar
da seçimlerde etkin duruma gelebi-
leeeklerdir. Onlan da bu haklanndan
yoksun bırakmamak gerekir" dedi.
Başbakan Ecevit, şöyle konuştu:
" Bizim tercihimiz, erken seçimin
bu yü içindedeğü,önümüzdekiyi için-
de bir tarihte yapılmasL Hatta en ryi-
si Nisan 2004'e kalmasL Bugün akb-
ğunız karar; bizim grup yöneticisi
arkadaşlanmız, TBMM'de grubu
bulunan partikrin yetkilileriş le gö-
rüşeceklerve ordann seçim tarihi ko-
nusundakiistekleriniaynnüholarak
saptayacaklar. Bu şekilde demokra-
• Başbakan Bülent Ecevit, DSP olarak seçimin gelecek yıl içinde, "hatta en iyisi" 2004
yılımn Nisan ayında yapılmasını tercih ettiklerini söyledi. Ecevit, parti grubundaki
yoneticilerin. diğer siyasi partilerin bu konudaki görüşlerini saptamak için çalışmalara
başlayacaklannı da bildirdi.
tik açıdan daha uygun bir çözümle
karara varmış olacağumzı düşünü-
yoruz. Bugünden itibaren arkadaş-
larunız bu görevi yerine getirmeye
başlayacaklar. Seçim hangi tarihte
yapıhrsa yapdsın, biz partimize, ör-
gütümüze ve DSP'lilere güveniyo-
ruz."
Ecevit, seçim için yeni bir tarih
mi önereceklerinin sorulması üzeri-
ne, seçim konusunun ele alındığı li-
derler zirvesinde kendisinin bu yıl
seçim yapılmasına karşı olduğunu ve
bu konuyu yetkili organlanna götü-
receğini söylediğini anımsattı. DSP
PM'nin görüşünü aldığını, şimdi de
diğer partilerin görüşünü alacağını
anlatan Ecevit, koalisyon ortaklan
olarak bugüne dek verdikleri hiz-
metlerden bir kısmını henüz uygu-
lamaya geçirmeden seçime yaka-
lanmanın Türkiye'nin aleyhine ola-
cağını savundu. Ecevit, "Biraz da-
ha zamana ihtiyacuruz var. Bu yap-
tıgımız hazırlıklan uygulayabilmek
için zamanında seçim istiyoruz, ama
daha erken seçimde de kendimize
güveniyonız. ÖzeOikle yeni kurulan
partilerin bu konudaki görüşlerinin
de belirlenmesinde yarar görüyo-
ruz" dedi.
Ecevit, meydanlara çıkıp çıkma-
yacağına ilişkin bir soruyu yanıtlar-
ken u
Tabiçıkacağım, buras»da me> -
dandır" diye konuştu.
PM'nin seçim karan konusunda
Başbakan Etevit, DSP Parti Mectisi sonrası yapöğı açıklamada erken seçime karşı olduğunu söyledi. (Fotoğraf. AA)
kendisine yetki verdiğini belirten
Ecevit, seçim tarihinin ertelenmesi
halinde hükümetin devam edeceği-
ni kaydetti.
Genel Merkez'den açıklama
DSP Genel Merkezi. son günler-
de yaşanan gelişmelere sert bir açık-
lamayla yanıt verdi. Uluslararası bo-
yutta bir kundaklama hareketiyle
partinin çökertilmek istendiği, ancak
başanlamadığı belirtilen açıklama-
da, kundakçılann hüsrana uğrayaca-
ğı savunuldu. DSP'den ancak "yü-
reği mücadeleye yetmeyen baa in-
sanlann" kopanlabildiği \Tirgula-
narak, bundan sonra partinin gücü-
nü olağanüstü kurultay çalışmala-
nyla zaafiyete uğratmak yerine yak-
laşan seçime hazırlaması gerektiği
bildirildi. DSP'li 9'lar hareketinin
de eleştirildiği açıklamada, "Baa
arkadaşlanmız kurgulanan oyunun
farkına \armaksızın olağanüstü ku-
nıltayın toplanması için kamuoyu
baskısı oluşturmaya çahşr>Y>rlar. An-
cak koşullar buna uygun değU" de-
nıldı.
DSP Parti Mechsi (PM) iki ayı aş-
kın bir süre sonra Başbakan Bülent
Ecevit'in başkanlığında toplandı. PM
toplantısında Hasan Gülay'ın istifa-
sıyla boşalan genel sekreterliğe Sü-
leyman Yağız getırildi.
PM toplantısı sürerken DSP Ge-
nel Merkezı'nden yapılan açıklama-
da, ülke çok kritik bir süreçten ge-
çerken hükümetin yıkılması için iç
ve dış güç odaklannm çeşitli senar-
yolar üretmeye çahştığı belirtildi.
Açıklamada. "Bunlar hükümeti yı-
kamadılar ama bunlarla işbirüği ya-
pan içimizdeki bazı kimseler parti-
mizin bölünmesi için çeşitli vaatler-
le, sayısı azunsanma>Bcakkadar mü-
letvekilimizin istifa etmesine ve ül-
kenıi/in çok zamansız bir seçime sü-
rüklenmesine sebep ohnaktadırlar"
denildı.
Kabinenin yeni ismi Mehmet Kocabatmaz, DSP'den kopuşlarda menfaat çevrelerinin etkisi olduğunu savundu
Fırtına dhıince geri dönecelderEBRUTOKTAR
ANKARA-DSP'den istifa eden
Mustafa Yıhnaz'ın yerine atanan
Devlet Bakanı Mehmet Kocabat-
maz, erken seçimden DSP'nin da-
ha güçlü çıkacağını "maydanoz
örneği'' ile açıkladı.
u
Maydanozu
keserseniz dahagür vegüçlüçjkar"
diyen Kocabatmaz, birilerinin düğ-
meye basarak, AB yasalan için
sabahlara kadar çalışan arkadaş-
lannı DSP'den kopardığıru savıan-
du. Kocabatmaz, partilerine yeni-
den dönüşün gerçekleşeceğini öne
sürerek "Bu firtına durulduğun-
da akhselim arkadaşlar yeniden
ak güvercinin kanaüan ahuıa sı-
ğmacak" dedi.
DSP'deki istifa furyasının ar-
dından kabineye giren yeni ba-
kanlardan Mehmet Kocabatmaz,
partisine ve bakanlığına ilişkin ça-
lışmalannı Cumhurryet'e değer-
lendirdi. SelçukÜniversitesi Mes-
leki Eğitim Fakültesi Dekanlı-
ğı'ndan emekli olduktan sonra
1999 yılında DSP'den aday olarak
parlamentoya gıren Prof. Dr. Meh-
met Kocabatmaz, yeni oluşuma
tepki gösterirken, DSP'nin erken
seçimde daha başanlı olacağını
savundu.
Kocabatmaz, sorulanmızı şöy-
le yanıtladı:
- DSP'deki kopmalan ve yeni
ohışumu nasıl degerlendirûorsu-
nuz?
- Bundan 10-15 gün önce ülke-
nin bir yerlerinden düğmeye ba-
sıldı. Düğmeye basdmasıyla, bu ar-
ceklerini umuyorum. Bu firtına
durulduğunda, akhselim galebe
çaldığı gün, bu arkadaşlanmızın
ak güvercinin kanatlan altına sı-
ğınacağını düşünüyorum. Önü-
müzdeki seçimden biz daha güç-
lü çıkacağız. Bir maydanozu ke-
serseniz altından daha güçlü ve
gürçıkar!
• Kocabatmaz. DSP'deki istifa
sürecine ilişkin şu değerlendirmeyi
yaptı: Bundan 10-15 gün önce
ülkenin bir yerlerinden düğmeye
basıldı. Maalesef dıştan ve kısmen
de içeriden bazı güçler, düğmeye
bastılar. Bu güçler, menfaati temsil
eden güçler.
kadaşlanmız belli başka kulvarda
hizmet etme düşüncesine kapıl-
mış olabilir. Maalesef dıştan ve
kısmen de içeriden bazı güçler,
düğmeye bastılar. Bu güçler, men-
faati temsil eden güçler. Partiden
aynlan arkadaşlanmızı olası bir
kızgınlık etkilemiş olabilir. An-
cak istifa eden arkadaşlanmızın
çok kısa bir süre sonra doğru yo-
lubularak, DSP'ye yeniden döne-
- Yeni ohışumun siyasi gelecegi-
ni nasıl görüyorsunuz?
- Demokratik sol kültürlü ge-
nel başkanımız ve başbakanımız
Ece\it'uı insana olan sevgisi, ba-
nşa olan özlemi ve uzlaşmacı ya-
pısı bizleri birleştiriyor. Yeni olu-
şuma gelince, ne tüzükleri ne de
programlan var. Şu an bir parti
göremiyorum.
- 3 Kasım'da erken seçimin ger-
çekleşmesi durumunda, bakanhk-
tayapacağımzçahşmalar için önü-
nfizdesadece3 ayvar. Bu kadar kı-
sa süredeverimM çahşmalaryapa-
bilecek misiniz?
- Köy Hizmetleri Genel Müdür-
lüğü ve GAP'tan sorumlu bakanım.
Önümdeki süreyi en etkin şekil-
de değerlendirmeye çalışıyorum.
Bu nedenle göreve gelir gelmez 48
saat içinde tarafıma bağlı tüm ku-
ruluşlardan brifıng aldım. Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile
yaptığrm toplantılarda, G AP böl-
gesine ve köylere götürülecek yol,
su, kanalizasyon. gölet gibi alan-
larda yapılacak çalışmalada ön-
celiklerin belirlenmesi ve bitiril-
mesi için talimat verdim. Başba-
kan Ecevit'in 1970'lerden bu ya-
na hayali olan köykent projeleri-
nin hızla hayata geçırihnesi gere-
kiyor. 300 günde bitirilen ve Dün-
ya Bankası tarafindan örnek pro-
je olarak gösterilen Mesudiye köy-
kent projesinin tamamlanmasınrn
ardından, 2 yeni projeye daha he-
men başlanacak. Van- Özalp-Do-
ruktay ile Düzce-Kaynaşh-Çamo-
luk-Tavak köykent projeleri sü-
ratle bitirilecek. Daha sonra da 8
projeye geçilecek.
GAP'ın
eksikleri
giderilecek
- Çahşmalarnuzda üzerinde
duracağmız konular ne olacak?
Köykentlerde üretime dönük altyapı
hizmetleri için başta Milli Eğitim
Bakanhğı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili
bakanlıklar ile üst düzey temasa
geçilerek, gecikmelere yol açan
kopukluklar giderilecek. GAP
bölgesindeki yatınmlarda öngörülen
hedefierin düne kadar ancak yüzde
48'i gerçekleştirildi. Bu nedenle
tempo arttınlacak. GAP dünyanm en
büyük kırsal kalkınma projesi. Bu
nedenle projenin eksiklikleri
giderilecek. Çok amaçlı toplum
merkezlerinde de kadınlann
eğitimine hız verilecek. Burada kız
çocuklannın okul eğitimi almalan ve
hamile kadınlann dengeli beslenme
konusuda bilgilendirilmeleri
sağlanacak.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Fransız gezgin Jean Baptiste Taver-
nier (1605-1689), Anversli bir coğrafya
harita satıcısının oğluydu. Haritalarda
gördüğü yerleri dolaşma tutkusu onu
gençyaştasarmış, 22 yaşındayken Fran-
sa, Ingiltere. Hollanda, Almanya, Isviç-
re, Polonya, Macaristan ve Italya'yı gez-
mişti. Daha sonra yolu Avrupa'nın do-
ğusuna yönelmişti. 1630 yılında 25 ya-
şındayken Istanbul'a geldi.
Tavemier, Osmanlı topraklarını daha
sonra birçok kez dahaziyaret etti. Top-
kapı Sarayında Yaşam" adlı kitabında o
dönem Osmanlı Imparatoriuğu'nun yö-
netim düzenini anlatır. Bir yabancının
gözüyle saray oldukça ilginç görünûyor.
O dönemde Osmanlı'da iktidar padişa-
hın çevresinde ve günlükyaşamının et-
rafında şekillenmiştı. Bu nedenle iktidar
üzerinde en etkin kişiler padişahın gün-
lük işlerini yapanlardı. Saltanat kayığın-
da kürek çeken bostancının tayin ve ter-
fileri ayarlaması ilginç değıl mi?
Tavernier'in Yeniçerilere ilişkin anlat-
tıklan, günümüz Türkiye'sini anlamaya
Rikabdar ve Bostancılar
da yardımcı olabilir: "Kuruluşlannın te-
melini I. Osman'dan ve büyük aynca-
lıklannı III. Murat'tan edinen gerçekye-
niçerilerin sayısı bugün yiımı beş bini
geçmez... Yeniçeriler askerden çok bir
din adamı gibiyaşarlar. Evlenmeleriya-
sak değildır, ancak evlenmeleri ender-
dir.
Yeniçerilerin zamanla imparatorluk
üzerinde ne ölçüde etkin hale geldiği-
ni hepimizbiliyoruz: (Yeniçeriler) Impa-
ratortuğun içinde büyük ayncalıklar el-
de edip büyük saygı görürier. Bu durum
vergi ödemekten ve bazı kamu ödevle-
rinden kurtulmak isteyen birçok kişinin
kendilerinikoruyan ve yeniçeri gibi gös-
teren bazı subaylan parayia satın alma-
lanna neden olur. Fakat bu sahte yeni-
çeriler padişahtan hiçbir ödenek ala-
mazlar. Onlann tüm kazançlan, çokbu-
yük ayncalıklara sahip olmaktır. Böyle-
likle gerçek ve sahte yeniçerilerin kan-
sımıyla bugün sayılanyüz biniaşmıştır."
Tavernier, yeniçerilerin padişah üze-
rinde büyük ağıriığından söz eder. Yeni-
çeri ayaklanmalarında birçok padişah,
tahtından ve canından olmuştu. "Ger-
çek yenıçenlerin bölüklerinin bazen kor-
kunç birgöriJnüm içinde ayaklanarakOs-
manlı hükümdariannı tahtlanndan indi-
rip, bir süre için imparatoriuğun gidişa-
tını bile değiştirdikleri görülmüştür. Ye-
niçeri ağasının ise büyük ayncalığı var-
dır. Hatta hiç kimsenin onun gibi padi-
şahın huzuruna gkmadığı da birgerçek-
tir. Çünküyeniçeriağası, padişahın hu-
zuruna son derece rahat bıryürüyüşle
ve kollannı sallayarakgelir. Oysa aynm-
sız tüm devlet büyükleri, hatta sadrazam
bile, padişahın huzuruna çıkarken kol-
lannı mide hizasında, bir elıni diğerinin
üstüne tutarak kavuştururiar."
•••
Osmanlı sarayının en ilginç tiplerin-
den birisi bostancılardır. Bostancılar, sa-
rayın bahçesinde çalışıriardı. Aralann-
dan bazılan, padişah balıktutmakyada
boğazdagezmek istediğinde Sattanat ka-
yığına kürek çekmek için alınıriardı. Ta-
vernier'in, günümüz iktidar ilişkilerinin
bu topraklarda 500 yıl önce de benzer
durumda olduğunu gösteren saptama-
sı ilgi çekicidir
"Bu kayıkta sağ tarafta kürek çeken-
lersaraydaki en önemligörevlerden bi-
ri olan bostancıbaşıgörevine kadaryük-
selebilirler. Fakat solda kürek çekenler
ise ancak bahçelerde ufak tefek görev-
ler elde edebilirier... Saltanat kayığının
dümenine geçen bostancıbaşı, böyle-
likle onunla samimi bir şekilde konuş-
ma fırsatı elde eder. Bu sırada, padişah
da başlannı istediği bazı paşalara buy-
rukiannı bildırmekiçin bostancıbaşından
yararianır. Tüm devlet büyükleri bos-
tancıbaşından çekinirierve armağanlar-
la onun sevgısıni kazanmak isterier."
Saray'da en ilgi çekici görevlerden bi-
risi "rikaödar"ınkidir. Rikabdar da sara-
yın en önemli yardımcılanndan birisidir.
îşi, padişah atabindiğinde, üzengiyitu-
tup ona yardım etmekti.
• • •
Siyasi mucadelenin kızıştığı veyeni ik-
tidar hesaplannın yapıldığı günümüzde,
Osmanlı sarayındaki görevlilerin neler
yaptığını gözden geçirmekyarariı olur di-
ye düşünüyorum. Meseia bugünkü par-
ti liderlerine birer rikabdar iyi gelebilir.
Kilercibaşı ise yiyeceklerin nasıl dağıtı-
lacağına karar verirken suyun başını tut-
tuğu için başka bir iktidar gücü olarak
karşımıza çıkıyor.
Aradan beş yüz yıl geçti. İktidar, ikti-
dardır. Günümüzde derikabdarlar,bos-
tancıbaşılar. ıbrıkçibaşılar görevlerini sür-
dürüyorlar. Bu seçim ortamında bu tir>
leri saptayabilirsinız.