19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SArTA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2002 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGÜN -ALt StRMEN M. Toker de Yok Artik Sevgilı, Türkiye gibi, taa Imparatorluktan başlayarak, gazetecilerin köprü üstünde, sokak köşesinde ya ciaevierinin önünde vuruld ukları ve çoğu zaman dagerçek faillerin, hele hele perde arkasındakile- rh neçhul kaldığı bir ülkede, seksenine merdiven dayamış bir ünlü gazetecinin evinde tabii eceliy- le (ie demekse!) ölmesi bir şans sayılabilir. Metin Toker'in durumuı aynen öyleydi; ama şanslılığı bu olgudan değil, 78 yaşının son günle- rinde, ölümünden bir ay öncesine kadar hep can- lı gûnü yakalayan ve pınltısını yitirmeyen bir kişi ol- rnasından kaynaklanıyordıj. Ben onlu yaşlanmda Metin Toker'in okuyucusu oldum. Ellili yıllarda, Metin Toker'i tanıyıp bilme- yen yoktu. 0nun çıkardığı ve bir avuç adamla yürüttüğü Akis dergisi satış rekorian kınyor, kimi günlük gazete- leri bile solluyordu. Akis, dergicilikte bir yenilikti. Akis bir siyasi dergi olmanın da ötesinde bir si- yasi mücadele dergisiydi. Bizim eve her hafta gi- rerdi. Ben ilk siyasi bilincimi Cumhuriyet, Akis ve Va- tarîda edindim. Keşke zamanla bizler de karşıt görüşleri öğre- nebilseydik. Ama dönemin Türkiye koşullan buna izin ver- miyordu. Vermeyenlerin başında da kendinden olmayan herkesi hain ilan eden, "Vatan Cephesi" ve benzeri uygulamalar ile Türkiye'yi ikiye bölen Menderes geliyordu. ••-* Aradan zaman geçtikten sonra, olaylara sonra- dan okuduklanmı ve öğrendiklerimi de katarak, bir kez daha uzaktan bakınca da, Akis'in doğru bir mücadele yürüttüğüne inanıyorum. Metin Toker'in bu mücadeleyi böylesine yürek- li ve amansız biçimde yürijtmesinde Ismet inö- nü'nün damadı olmasının etkisi olupolmadığını bi- lemem. Ama şunu belirtmek isterim ki o, damatlık sta- tüsünü, siyasi kariyere tebdil etmenin, gazeteci- likten siyasete atlamanın bir aracı olarak kullan- madı. Bu yüzden hapse girmeyi bile göze aldı. Bu ger- çeği gözden uzak tutmamak gerekir. Metin Toker'i hapisten kurtarmak üzere, doku- nulmazlık zırhına büründürmek için ona milletve- killiği teklif edenleri, "Hayır ben gazeteci kalaca- ğım" diye redderken, yerine Bülent Ecevrt i öner- miş olmasından dolayı tarihi bir töhmet altında bı- rakmak doğru olur mu? Siyasal yaşamının kötü bir dönemini yaşamak- ta olan Ecevit'in yalnızca bugününe bakarak, tüm geçmişini bir kalemde silmek doğru mudur? Sonra gerek Ecevitler'in gerekse Türkiye'nin içi- ne düştüğü bu durum, sart Bülent Bey ile Rahşan Hanım'ın kişisel nrtelikleri veya eksikliklerinin ürü- nü müdür? Türkiye'de siyasetin onlardan bağımsız yapısı- nın da bu oluşta bir payı yok mudur? • • * Ister siyasetçi olsun, ister gazeteci.. bir insanın yaşamı hakkında birfikiredinirken, onun bütünü- ne bakmak, belirli kesitleri alıp soyutlayarak so- nuca varmaktan daha sağlıklı olur. MetinToker, 1950-60 döneminin gözü pek, acar, hünerli ve iyi gazetecisi, bir muhalif yazanydı. O günün koşullannda, toplumda en ileri nokta buydu. Sosyal içerikli yaklaşımlar, sınıfsal tavırlar, ekonomik haklardan sözetmek olanaksızdı. Dönem değişip, bizim gibi, ilk siyasal bilincini CHP-DP çekişmesinden aJan, tek ufku hukuk dev- leti ve planlı ekonomi olan gençler, görüşleri ge- nişledikçe, sola karşı hırçın tavnnı hiçbir zaman bir türlü anlayamadığım Metin Toker ile ters düşme- ye başladılar. Ama Metin Toker ile ilgili bir yargıya vanrken, bu dönemle sınırlı kalmak yanıltıcıdır. Nitekim son yirmi yıldır, yazılannı büyük bir dik- kat ve keyifle okuduğum gazetecilerin ön saflann- da geliyordu Metin Toker. Yahya Kemal, "ölüm değil hayatın en zor İşi/Müşgül odur ki, ölmeden önce ölür kişi" diyor. Metin Toker, ölümün bu türtüsünü tatmadı, ken- di sınırtan içindetavsamadan, eskimeden, bir ke- narda küskün kalmadan, hep etkin ve üretken ya- şadı. Işte onun yaşamının en büyük mutluluğu bu idi ve belki bir de muhterem eşi Özden Toker... Galatasaraylı gazeteci ağabeyim Metin Toker'in kaybı üzerine bütün Galatasaray camiasına, muh- terem eşine ve sevgili evlatlarıyla birlikte basın ca- miasına da başsağlığı diliyorum. Onu hep son Galatasaray balosunda aynı pist- te, ikimiz de yaşımızdan çok genç fıgürlerle dans ettiğimiz geceki görüntüsüyle anımsayacağım. Avrupa ADD Başkanı Atılgan: Halk iradesi devlete yansımalı HaberMerkezi- Son günlerde DSP içinde gerçekleşen olaylann tüm Türkiye'yi ilgilen- dirdiğini belirten Av- rupa Atatürkçü Düşün- ce Dernekleri Federas- yonu (Avrupa-ADD) Genel Başkanı Dursun \tılgan. "Sorunvardır ama çözümü de vardır. Bu çözüm, koltuk kay- betme kaygısryla pani- ğekapıinıakla değilöz- veri yürekliliğinde ve sağduyulu istişarelerde aranmahdır" dedi. Türkiye'de yaşanan sonsiyasal gelişmeler- le ilgili yazıh bir açık- lama yapan Atılgan, si- yasal ve ekonomik so- runlann, 50 yılı aşkın süreden beri yapılan si- yasal hatalardan ve halk iradesinin yeteri dere- cede devlet yönetimine yansımamasından kay- naklanan bir birikimin doğurduğunu söyledi. Devletin geleceğin- de söz sahibi olanlann ve olmak isteyenlerin seçimleri değil, devle- tin yannmı göz önün- de bulundurmak zorun- da olduğunu vurgula- yan Atılgan "Atatürk- çütükgörevisterken de- ğil, görev başındayken uygulaıur"diye konuştu. 3 Kasım tarihine karşı çıkan Başbakan, diğer parti liderleriyle de görüşeceğini açıkladı EcevitseçimedireniyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milletvekillerinin yansını kaybe- den Başbakan Bülent Ecevit erken genel seçime direniyor. Ecevit, DSP olarak seçimin gelecek yıl içinde, "hatta en iyisi" 2004 yılınuı Nisan ayrnda yapılmasını tercih ettiklerini belirterek parti grubundaki yöneti- cikrin, diğer siyasi partilerinbu ko- nudaki görüşlerini saptamak için ça- hşmalara başlayacaklannı bildirdi. Başbakan Ecevit, DSP Parti Mec- lisi (PM) toplantısının ardından yap- tığı açıklamada, partiden aynlma- nın yalnızca grup bazında olduğu- nu, örgütlerin ise sapasağlam yerin- de durduğunu söyledi. Ecevit, "3-5 kişiyi geçmez örgütten aynlanlar. O nedenle Türkiye'nin ve DSP'nin ge- leceğine güvenle batayorum" diye konuştu. Ecevit, DSP'nin bütün gü- cüyle seçime hazırlanacağmı ve se- çimden belki de eskiden daha iyi so- nuç alacağını savundu. '2004 daha uygun' PM üyelerinin erken seçimin bu yıl değil, 2004'te yapılmasının daha uy- gun olacağını düşündüklerini vurgu- layan Ecevit, seçimlerin 1.5-2 yıl sonra yapılmasının, halkın daha ya- ranna olacağını kaydetti. Ecevit, bu arada pek çok yeni örgütlenme giri- şimlerinin bulunduğunu belirterek "Çok erken bir seçim olmazsa onlar da seçimlerde etkin duruma gelebi- leeeklerdir. Onlan da bu haklanndan yoksun bırakmamak gerekir" dedi. Başbakan Ecevit, şöyle konuştu: " Bizim tercihimiz, erken seçimin bu yü içindedeğü,önümüzdekiyi için- de bir tarihte yapılmasL Hatta en ryi- si Nisan 2004'e kalmasL Bugün akb- ğunız karar; bizim grup yöneticisi arkadaşlanmız, TBMM'de grubu bulunan partikrin yetkilileriş le gö- rüşeceklerve ordann seçim tarihi ko- nusundakiistekleriniaynnüholarak saptayacaklar. Bu şekilde demokra- • Başbakan Bülent Ecevit, DSP olarak seçimin gelecek yıl içinde, "hatta en iyisi" 2004 yılımn Nisan ayında yapılmasını tercih ettiklerini söyledi. Ecevit, parti grubundaki yoneticilerin. diğer siyasi partilerin bu konudaki görüşlerini saptamak için çalışmalara başlayacaklannı da bildirdi. tik açıdan daha uygun bir çözümle karara varmış olacağumzı düşünü- yoruz. Bugünden itibaren arkadaş- larunız bu görevi yerine getirmeye başlayacaklar. Seçim hangi tarihte yapıhrsa yapdsın, biz partimize, ör- gütümüze ve DSP'lilere güveniyo- ruz." Ecevit, seçim için yeni bir tarih mi önereceklerinin sorulması üzeri- ne, seçim konusunun ele alındığı li- derler zirvesinde kendisinin bu yıl seçim yapılmasına karşı olduğunu ve bu konuyu yetkili organlanna götü- receğini söylediğini anımsattı. DSP PM'nin görüşünü aldığını, şimdi de diğer partilerin görüşünü alacağını anlatan Ecevit, koalisyon ortaklan olarak bugüne dek verdikleri hiz- metlerden bir kısmını henüz uygu- lamaya geçirmeden seçime yaka- lanmanın Türkiye'nin aleyhine ola- cağını savundu. Ecevit, "Biraz da- ha zamana ihtiyacuruz var. Bu yap- tıgımız hazırlıklan uygulayabilmek için zamanında seçim istiyoruz, ama daha erken seçimde de kendimize güveniyonız. ÖzeOikle yeni kurulan partilerin bu konudaki görüşlerinin de belirlenmesinde yarar görüyo- ruz" dedi. Ecevit, meydanlara çıkıp çıkma- yacağına ilişkin bir soruyu yanıtlar- ken u Tabiçıkacağım, buras»da me> - dandır" diye konuştu. PM'nin seçim karan konusunda Başbakan Etevit, DSP Parti Mectisi sonrası yapöğı açıklamada erken seçime karşı olduğunu söyledi. (Fotoğraf. AA) kendisine yetki verdiğini belirten Ecevit, seçim tarihinin ertelenmesi halinde hükümetin devam edeceği- ni kaydetti. Genel Merkez'den açıklama DSP Genel Merkezi. son günler- de yaşanan gelişmelere sert bir açık- lamayla yanıt verdi. Uluslararası bo- yutta bir kundaklama hareketiyle partinin çökertilmek istendiği, ancak başanlamadığı belirtilen açıklama- da, kundakçılann hüsrana uğrayaca- ğı savunuldu. DSP'den ancak "yü- reği mücadeleye yetmeyen baa in- sanlann" kopanlabildiği \Tirgula- narak, bundan sonra partinin gücü- nü olağanüstü kurultay çalışmala- nyla zaafiyete uğratmak yerine yak- laşan seçime hazırlaması gerektiği bildirildi. DSP'li 9'lar hareketinin de eleştirildiği açıklamada, "Baa arkadaşlanmız kurgulanan oyunun farkına \armaksızın olağanüstü ku- nıltayın toplanması için kamuoyu baskısı oluşturmaya çahşr>Y>rlar. An- cak koşullar buna uygun değU" de- nıldı. DSP Parti Mechsi (PM) iki ayı aş- kın bir süre sonra Başbakan Bülent Ecevit'in başkanlığında toplandı. PM toplantısında Hasan Gülay'ın istifa- sıyla boşalan genel sekreterliğe Sü- leyman Yağız getırildi. PM toplantısı sürerken DSP Ge- nel Merkezı'nden yapılan açıklama- da, ülke çok kritik bir süreçten ge- çerken hükümetin yıkılması için iç ve dış güç odaklannm çeşitli senar- yolar üretmeye çahştığı belirtildi. Açıklamada. "Bunlar hükümeti yı- kamadılar ama bunlarla işbirüği ya- pan içimizdeki bazı kimseler parti- mizin bölünmesi için çeşitli vaatler- le, sayısı azunsanma>Bcakkadar mü- letvekilimizin istifa etmesine ve ül- kenıi/in çok zamansız bir seçime sü- rüklenmesine sebep ohnaktadırlar" denildı. Kabinenin yeni ismi Mehmet Kocabatmaz, DSP'den kopuşlarda menfaat çevrelerinin etkisi olduğunu savundu Fırtına dhıince geri dönecelderEBRUTOKTAR ANKARA-DSP'den istifa eden Mustafa Yıhnaz'ın yerine atanan Devlet Bakanı Mehmet Kocabat- maz, erken seçimden DSP'nin da- ha güçlü çıkacağını "maydanoz örneği'' ile açıkladı. u Maydanozu keserseniz dahagür vegüçlüçjkar" diyen Kocabatmaz, birilerinin düğ- meye basarak, AB yasalan için sabahlara kadar çalışan arkadaş- lannı DSP'den kopardığıru savıan- du. Kocabatmaz, partilerine yeni- den dönüşün gerçekleşeceğini öne sürerek "Bu firtına durulduğun- da akhselim arkadaşlar yeniden ak güvercinin kanaüan ahuıa sı- ğmacak" dedi. DSP'deki istifa furyasının ar- dından kabineye giren yeni ba- kanlardan Mehmet Kocabatmaz, partisine ve bakanlığına ilişkin ça- lışmalannı Cumhurryet'e değer- lendirdi. SelçukÜniversitesi Mes- leki Eğitim Fakültesi Dekanlı- ğı'ndan emekli olduktan sonra 1999 yılında DSP'den aday olarak parlamentoya gıren Prof. Dr. Meh- met Kocabatmaz, yeni oluşuma tepki gösterirken, DSP'nin erken seçimde daha başanlı olacağını savundu. Kocabatmaz, sorulanmızı şöy- le yanıtladı: - DSP'deki kopmalan ve yeni ohışumu nasıl degerlendirûorsu- nuz? - Bundan 10-15 gün önce ülke- nin bir yerlerinden düğmeye ba- sıldı. Düğmeye basdmasıyla, bu ar- ceklerini umuyorum. Bu firtına durulduğunda, akhselim galebe çaldığı gün, bu arkadaşlanmızın ak güvercinin kanatlan altına sı- ğınacağını düşünüyorum. Önü- müzdeki seçimden biz daha güç- lü çıkacağız. Bir maydanozu ke- serseniz altından daha güçlü ve gürçıkar! • Kocabatmaz. DSP'deki istifa sürecine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: Bundan 10-15 gün önce ülkenin bir yerlerinden düğmeye basıldı. Maalesef dıştan ve kısmen de içeriden bazı güçler, düğmeye bastılar. Bu güçler, menfaati temsil eden güçler. kadaşlanmız belli başka kulvarda hizmet etme düşüncesine kapıl- mış olabilir. Maalesef dıştan ve kısmen de içeriden bazı güçler, düğmeye bastılar. Bu güçler, men- faati temsil eden güçler. Partiden aynlan arkadaşlanmızı olası bir kızgınlık etkilemiş olabilir. An- cak istifa eden arkadaşlanmızın çok kısa bir süre sonra doğru yo- lubularak, DSP'ye yeniden döne- - Yeni ohışumun siyasi gelecegi- ni nasıl görüyorsunuz? - Demokratik sol kültürlü ge- nel başkanımız ve başbakanımız Ece\it'uı insana olan sevgisi, ba- nşa olan özlemi ve uzlaşmacı ya- pısı bizleri birleştiriyor. Yeni olu- şuma gelince, ne tüzükleri ne de programlan var. Şu an bir parti göremiyorum. - 3 Kasım'da erken seçimin ger- çekleşmesi durumunda, bakanhk- tayapacağımzçahşmalar için önü- nfizdesadece3 ayvar. Bu kadar kı- sa süredeverimM çahşmalaryapa- bilecek misiniz? - Köy Hizmetleri Genel Müdür- lüğü ve GAP'tan sorumlu bakanım. Önümdeki süreyi en etkin şekil- de değerlendirmeye çalışıyorum. Bu nedenle göreve gelir gelmez 48 saat içinde tarafıma bağlı tüm ku- ruluşlardan brifıng aldım. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile yaptığrm toplantılarda, G AP böl- gesine ve köylere götürülecek yol, su, kanalizasyon. gölet gibi alan- larda yapılacak çalışmalada ön- celiklerin belirlenmesi ve bitiril- mesi için talimat verdim. Başba- kan Ecevit'in 1970'lerden bu ya- na hayali olan köykent projeleri- nin hızla hayata geçırihnesi gere- kiyor. 300 günde bitirilen ve Dün- ya Bankası tarafindan örnek pro- je olarak gösterilen Mesudiye köy- kent projesinin tamamlanmasınrn ardından, 2 yeni projeye daha he- men başlanacak. Van- Özalp-Do- ruktay ile Düzce-Kaynaşh-Çamo- luk-Tavak köykent projeleri sü- ratle bitirilecek. Daha sonra da 8 projeye geçilecek. GAP'ın eksikleri giderilecek - Çahşmalarnuzda üzerinde duracağmız konular ne olacak? Köykentlerde üretime dönük altyapı hizmetleri için başta Milli Eğitim Bakanhğı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklar ile üst düzey temasa geçilerek, gecikmelere yol açan kopukluklar giderilecek. GAP bölgesindeki yatınmlarda öngörülen hedefierin düne kadar ancak yüzde 48'i gerçekleştirildi. Bu nedenle tempo arttınlacak. GAP dünyanm en büyük kırsal kalkınma projesi. Bu nedenle projenin eksiklikleri giderilecek. Çok amaçlı toplum merkezlerinde de kadınlann eğitimine hız verilecek. Burada kız çocuklannın okul eğitimi almalan ve hamile kadınlann dengeli beslenme konusuda bilgilendirilmeleri sağlanacak. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Fransız gezgin Jean Baptiste Taver- nier (1605-1689), Anversli bir coğrafya harita satıcısının oğluydu. Haritalarda gördüğü yerleri dolaşma tutkusu onu gençyaştasarmış, 22 yaşındayken Fran- sa, Ingiltere. Hollanda, Almanya, Isviç- re, Polonya, Macaristan ve Italya'yı gez- mişti. Daha sonra yolu Avrupa'nın do- ğusuna yönelmişti. 1630 yılında 25 ya- şındayken Istanbul'a geldi. Tavemier, Osmanlı topraklarını daha sonra birçok kez dahaziyaret etti. Top- kapı Sarayında Yaşam" adlı kitabında o dönem Osmanlı Imparatoriuğu'nun yö- netim düzenini anlatır. Bir yabancının gözüyle saray oldukça ilginç görünûyor. O dönemde Osmanlı'da iktidar padişa- hın çevresinde ve günlükyaşamının et- rafında şekillenmiştı. Bu nedenle iktidar üzerinde en etkin kişiler padişahın gün- lük işlerini yapanlardı. Saltanat kayığın- da kürek çeken bostancının tayin ve ter- fileri ayarlaması ilginç değıl mi? Tavernier'in Yeniçerilere ilişkin anlat- tıklan, günümüz Türkiye'sini anlamaya Rikabdar ve Bostancılar da yardımcı olabilir: "Kuruluşlannın te- melini I. Osman'dan ve büyük aynca- lıklannı III. Murat'tan edinen gerçekye- niçerilerin sayısı bugün yiımı beş bini geçmez... Yeniçeriler askerden çok bir din adamı gibiyaşarlar. Evlenmeleriya- sak değildır, ancak evlenmeleri ender- dir. Yeniçerilerin zamanla imparatorluk üzerinde ne ölçüde etkin hale geldiği- ni hepimizbiliyoruz: (Yeniçeriler) Impa- ratortuğun içinde büyük ayncalıklar el- de edip büyük saygı görürier. Bu durum vergi ödemekten ve bazı kamu ödevle- rinden kurtulmak isteyen birçok kişinin kendilerinikoruyan ve yeniçeri gibi gös- teren bazı subaylan parayia satın alma- lanna neden olur. Fakat bu sahte yeni- çeriler padişahtan hiçbir ödenek ala- mazlar. Onlann tüm kazançlan, çokbu- yük ayncalıklara sahip olmaktır. Böyle- likle gerçek ve sahte yeniçerilerin kan- sımıyla bugün sayılanyüz biniaşmıştır." Tavernier, yeniçerilerin padişah üze- rinde büyük ağıriığından söz eder. Yeni- çeri ayaklanmalarında birçok padişah, tahtından ve canından olmuştu. "Ger- çek yenıçenlerin bölüklerinin bazen kor- kunç birgöriJnüm içinde ayaklanarakOs- manlı hükümdariannı tahtlanndan indi- rip, bir süre için imparatoriuğun gidişa- tını bile değiştirdikleri görülmüştür. Ye- niçeri ağasının ise büyük ayncalığı var- dır. Hatta hiç kimsenin onun gibi padi- şahın huzuruna gkmadığı da birgerçek- tir. Çünküyeniçeriağası, padişahın hu- zuruna son derece rahat bıryürüyüşle ve kollannı sallayarakgelir. Oysa aynm- sız tüm devlet büyükleri, hatta sadrazam bile, padişahın huzuruna çıkarken kol- lannı mide hizasında, bir elıni diğerinin üstüne tutarak kavuştururiar." ••• Osmanlı sarayının en ilginç tiplerin- den birisi bostancılardır. Bostancılar, sa- rayın bahçesinde çalışıriardı. Aralann- dan bazılan, padişah balıktutmakyada boğazdagezmek istediğinde Sattanat ka- yığına kürek çekmek için alınıriardı. Ta- vernier'in, günümüz iktidar ilişkilerinin bu topraklarda 500 yıl önce de benzer durumda olduğunu gösteren saptama- sı ilgi çekicidir "Bu kayıkta sağ tarafta kürek çeken- lersaraydaki en önemligörevlerden bi- ri olan bostancıbaşıgörevine kadaryük- selebilirler. Fakat solda kürek çekenler ise ancak bahçelerde ufak tefek görev- ler elde edebilirier... Saltanat kayığının dümenine geçen bostancıbaşı, böyle- likle onunla samimi bir şekilde konuş- ma fırsatı elde eder. Bu sırada, padişah da başlannı istediği bazı paşalara buy- rukiannı bildırmekiçin bostancıbaşından yararianır. Tüm devlet büyükleri bos- tancıbaşından çekinirierve armağanlar- la onun sevgısıni kazanmak isterier." Saray'da en ilgi çekici görevlerden bi- risi "rikaödar"ınkidir. Rikabdar da sara- yın en önemli yardımcılanndan birisidir. îşi, padişah atabindiğinde, üzengiyitu- tup ona yardım etmekti. • • • Siyasi mucadelenin kızıştığı veyeni ik- tidar hesaplannın yapıldığı günümüzde, Osmanlı sarayındaki görevlilerin neler yaptığını gözden geçirmekyarariı olur di- ye düşünüyorum. Meseia bugünkü par- ti liderlerine birer rikabdar iyi gelebilir. Kilercibaşı ise yiyeceklerin nasıl dağıtı- lacağına karar verirken suyun başını tut- tuğu için başka bir iktidar gücü olarak karşımıza çıkıyor. Aradan beş yüz yıl geçti. İktidar, ikti- dardır. Günümüzde derikabdarlar,bos- tancıbaşılar. ıbrıkçibaşılar görevlerini sür- dürüyorlar. Bu seçim ortamında bu tir> leri saptayabilirsinız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle