Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2002 PAZAR
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
O
Halit Akçatepenin 60. Sanat yılı Nasreddin Hoca'mn kavuğuyla taçlandı
yunculuk acı işiıGAMZE AKDEMİR
Halit Akçatepe. Perdelerin gü-
len. güldüren, yaşlanmayan yüzü.
65 yaşında olduğuna iııanmak çok
zor. Sanat yaşamında 60 yılı devir-
diğine de... Tiyatro sanatçüan Sıt-
kı Bey ile Leman Haıum'ın oğul-
lan olarak îstanbul'da dünyaya gel-
dıkten beş yıl sonra 'Nasreddin Ho-
ca Düğünde' adlı sinema filmiyle
çocuk oyuncu olarak adım attığı
kariyerinin 60. Yılında, kaderin cil-
vesi, Nasreddin Hoca'nın kavuğu-
nun da sahibi şimdi.
'43. Uluslararası Nasreddin Ho-
ca Şennği'nde kavuğu, son on yıl-
dır sahıbı olan usta sanatçı Erol
Günayduı'ın elinden alan Akçate-
pe, bu devir olayını omzuna kon-
muş bir yıldız. bır terfi olarak nı-
teliyor. MünirÖzkul. ErolGünay-
dın,Nejat Uygur, Gazanfer Özcan
gibi ustalann yolundan gıderek.
ortaoyunu. meddah, karagöz gıbı
geleneksel Türk oyunlanna olan
inancını ve baglıhğını hiç yitirme-
yen sanatçı için, ilerde birbaşka sa-
natçıya devretmek üzere ödünç al-
dığını söylediği kavuğun değen
çok büyük. Nasreddin Hoca onun
da kahramanı... Özellikle de gü-
nümüzdeki kötü örnekler göz önün-
de bulundurulduğunda önemi da-
ha da artan bir değer.
'Ortaoyununda da
müstehcenllk vardır'
"Nasreddin Hoca örnek ahnarak
yola çıkıldığında işin doğrusu y apı-
byor. Güldürü soytanlık değildir.
Güklürii birtakmı gariphareketter-
le seyirciyi güklürnıck ya da sade-
ce belden aşağı espriler vapmak de-
ğildir. Olay müstehcenlikse orta-
oyununda da müstehcenhk vardır.
Eskiler bu noktada 'müstehcen'
başka birşey,'müstekreh' başkabir
şeydir aynmını vurgulayarak bir
çizgi koymuş ve kaüteyi hiç düşür-
memişlerdir.
Ortaoyununda müstehcen var-
dır ama müstekreh yoktur. îğrenç-
Iik,sululuk.\o/Juk.basittik\t)ktur.
Nasreddin Hoca ditini çıkararak
güldürmüyor khnseyi,'Yorgan gıt-
ti, kavga bitti' derken bir şey anla-
tryor, bir mesaj veriyor. O yüzden
Nasreddin Hoca'dan yola çıkıldı-
ğında güldürü düşündürülerek ya-
pılan güldürüdürT
Ramazan'ın, Güdük Necmi'mn
can arkadaşı, tertibi, süt kardeşi,
tnek Şaban'ı Kemal Sunal'ı çok
özlüyor. Aralanndaki başanlı do-
ğaçlamanın, uyumun sihrini, sır-
nnı sorduğumuzda "Bu soruyu en
güzel şeldlde Ertem Eğilmez ce-
vaplayabinrdi" dedikten sonra ek-
liyor: "Ertem Eğilmez'in yapüğı
kimi fümlerin başında 'Eskı orta-
oyunu ve tuluat geleneklerine sa-
dık kahnarak yapılmış bir filmdir'
diye yazdığmı görürsünüz. O,orta-
oyunu ve tuluat geleneğini asla ih-
mal etmedi. Kemal ile beni buldu-
ğunda, kendisi gibi bu tarza yatkın
adamlar olduğumuzu fark etmişti.
O fîlmlerin başansmın amnda müt-
hişbir gözlemcilikyeteneğiyatıyor.
BunJar halkm gerçegidir, geçmişi-
dir, dolayısry la halka yakm işlerdir.
Kemal ile birHkte veya ayrı ayn yap-
üğnnız kimi çahşmalar doğrudan
ortaoyunu ohnasa da bir şekilde iz-
ler taşryor ve bu öz bir şeldlde dışa-
vunıyor."
Dehasını, ruhunu kendileriyle
paylaşan, güvenen, öğreten, firsat
veren, bir araya getiren ve sonra da
ayırmayan ustası Ertem Eğilmez'in
disipliniyle bugünlere geldığini
vurguluyor Halit Akçatepe: "Ertem
Abi'yeyanhşyapmaktan korkardık.
Yanüş yapıldığında çok kızardı.
Çünkü o kimseye karşı yanhş yap-
mazdL lşini doğru ve profesyonel-
ce görürdü. Bugün Ertem Eğihnez
ekolündengeleninsanlar digerlerin-
den hemen aynhr. tşlerine saatin-
de geh'ıier, senaryo çabşmalannda
etkin biçimde yer ahrlar, kostüm-
leriaksamaz,makyajlan gecikmez,
set disipunleri tamdır.
O oyunculanna olanaklar sağla-
yan bir yönetmendi. Sabahın er-
ken saatinde Ertem abinin evinde
toplann-, işimiz olsun ohnasın se-
Yeniden çekilecek 'Hababam Sınıfi 'fîlminde sürprizlere hazır olun
GüdükNecmiöğretmen oluyor.Hangi rolü canlandınrsa canlandırsın
kendisiyle özdeşleşen. Hababam Suun'nın
en baba karakterlerinden, İnek Şaban'ın
başının belası 'Güdük Necmi', Haht
Akçatepe'nin kartviziti gibi.
Akçatepe 28. yılıru dolduran efsane serinin
tekrar tekrar izlenmesinde, hiç eskimemesinde
yine yiğidin hakkını yiğıde teslim ediyor.
Kendilerine komedinin. mizahın ciddiyetini,
gücünü öğreten. asılayan Ertem Eğilmez'e.
"Komedinin ciddiyet olduğu, ciddi olanın
komik olduğuna duyduğu inançla Ertem
Eğilmez, serinin ilk filmine başladığımızda
eğer konuyu ciddi bir ola>ın üzerinden
örmezsek olaym o zaman sadece öğrenci
öğretmen şakalaşmasma gideceğini ve
bunun da seyirciyi sıkacağnu söyleyerek
Hababam Sınriî serisinin zeminindeki
mesajlan güçkndirdi.
Birinci Hababam'da, haüıiayın: 'Yanhş
öğrenci yoktur, yanhş öğretim sıstemi vardır.
Bu yanhş öğretim sisteminden dolayı bu
çocuklar yanlış yetişiyorlar'; ildnci
Hababam'da 'Hatalı öğrenci yoktur, hatalı ana
baba vardır'ı işlerken; üçüncü Hababam'da da
"Sevgi en yanhş öğrenciyı bıle dogru yola
getirir'i vurguladı. Mizahı ciddi düşündük,
ciddi uyguladık, gücünü göz ardı etmedik.
Türkiye'de tüm fibnler yeniden yapıhr,
Hababam Smıfi yeniden yapılamaz.
Yani Güdük Necmi'yi, tnek Şaban'ı, Kel
Mahmut'u, Hafize Ana'yı düşünün; kiın
oynayabitir bu roDeri orijinalinde olduğu gibi.
YıDarca Kemal ile bana kırk tane teklif gekti.
Hababam Sınıfını yeniden yapahm diye.
Ne o İnek Şaban ne de ben Güdük Necmi
olabilirdik. Oynarlar ama aynı ilgiyi görmezler.
Fakat şimdi iki yıkur yeşeren bir proje var.
• • •
Hababam Sınıfi yeniden çekilecek. Ama nasıl
çekilecek.
Ferdi Eğilmez'in çekeceği filmin en önemB
özelhği, bir kere öyküsü eski filmi
yinelemeyecek ve smıfta aynı karakteıier
arük olmayacak. Hababam Sınıfi yine
Hababam. Ama bu Hababam Sınıfi'nda
khnse tnek Şaban'ı, Güdük Necmi'yi, Kel
Mahmut'u, Hafize Ana'yı aramayacak.
Öykü farkh kurulacak çünkü. Sürprizlere
haar olun. Yeni filmde yine benim
canlandıracağım Güdük Necmi yaşlannuş
ve okula öğretmen olarak gehniş olacak.
Perran Kutman, Mehmet Alı Erbıl. yaşlannuş
halleriyle Tulum Hayri, Paytak Ahmet tnek
Şaban ile Güdük Necmi'yi alaylanyla deurten
yaramaz Tuncay yer alacak. Ve... Münır Özkul
ustamız. Fakat Slünir Özkul'un hangi rolde
yer alacağı tam bir sürpriz.''
. Uluslararası
Nasreddin Hoca
Şenliği'nde kavıığu, son
on yıldır sahibi olan usta
sanatçı Erol
Günaydın'ın elinden
alan Halit Akçatepe, bu
devir olayını omzuna
konmuş bir yıldız, bir
terfi olarak niteliyor.
Bugünlere gelmesinde
ise en büyük payın,
kendisini sadece oyuncu
olarak değil,
montajından çekimine,
dublajına kadar her işi
öğretip tam bir sinema
adamı olarak yetiştiren,
ortaoyunu ve tuluat
geleneğini asla ihmal
etmeyen, ustası Ertem
Eğilmez'e ait olduğunu
söylüyor.
naryo konuşurduk; sinema, sanat,
gelecek vesaireçeşitli konularda ka-
fa patlatır, birşey ler paylaşır. çok
şeyler öğrenmiik. Sete çıktığunız
zaman neçekeceğimizitambihrdik.
Ertem abi biziy almzca oyuncu ola-
rak yetiştirnıedi. Ba/ılanmızı tam
teşekküllü sinema adamı olarak ye-
tiştirdi. Montajından, çekimine,
dublajına her işi ögretti."
'Tiyatro turfanda.
sinema konserve...'
Tiyatro onun ıçin çok özel. Tüm
sanat dallanna saygı duymakla bır-
likte tiyatroyu daüna kayırdığını
söylüyor. Çünkü ona göre "Tîyat-
ro turfanda, sinema konserve. T\-
yatronun o taptaze tadını başka hiç-
bir alanda ahnak mümkün degiL"
Oyunculuk özellikle de mızah ona
göre çok kaygan bır zemin.
Bu konuda AMan Erbulak'ın "Bu
işi şöyle düşüneceksin. BDT motosik-
lete binmişsin son süratgidiyorsun.
Frenlerin patlamış, karşıda duvar
\ar. Kurtar kendini!.." ve babasırun
"Bir oyuncunun üç gözü, üç kula-
ğı olacak. Çünkü bir gözü ve kula-
ğıyla karşısmdaki oyuncuyu, bir gö-
zü \e kulağıyla kendisini, bir gözü
ve kulağıyla da seyirciyi görüp du-
yacak.Vbksazırvahğagider iş" söz-
leri hep kulağında.
'Okumuş yazmış serserl'
"Bu ülkede oyunculuk yapan de-
ndir.Oyuncuhıkacıişi" dıyor. Ken-
disi de o dehlerden bın. Ve çok şü-
kür kı ardına baktığı zaman koşa ko-
şa gelen başka delıler görebıliyor.
Ona göre bir tiyatro bunca olum-
suz şartlara karşın bu yüzden ölmü-
yor. Bu bir gönül işi ne de olsa. Bır
sevgi işi. Çetin Altan'ın dedığı gi-
bi... "Ünlüobnak başka,önenüi ol-
makbaşka."
Devletin sanatı ihmal etme gele-
neğinin doğal sonucunun yozluğa
kurban verilecek yenı yeni liışak-
lar. olacağını söyleyen Akçatepe
tepkili.
"Bu kadar başı boş bıraküan sa-
natta tabii ki abuk subuk işler ya-
pılacaktır, herkes sanatçı olacaknr.
Tanımlar anlamını yitirecektir. Ba-
bam bu yüzden tiyatrocu obnamı hiç
istemiyordu. Her ne kadar beni
Fransız okullannda okutup başka
alanlara yördendinneye çahşüysa
da nafüe, ben tiyatrocu oldum. Ba-
na 'okumuş yazmış sersen" diyor-
du. Acı çekmemi. hayal lankhğuıa
uğramanu istemrşordu."
L PVP / VCP Asli SELÇUK
Time Machlne (Zaman Maki-
nesl) / Yön. George Pal / Oyn: Rod
Taylor, Alan Young, Yvette Mimi-
eux/1960,99 dakika, Renkli /War-
ner Home Entertainment - Tiglon.
Ünlü yazar H.G.Wells'in ölümsüz ya-
pıtından George Pal'ın perdeye uyar-
ladığı çalışma bilim-kurgu sineması-
nın en önemli klasiklerinden. Dijital ola-
rak restore edilip yenilenen çahşma-
ya Dolby Stereo ses de eklendi. 1960'ın
özel efekt Oscar'ını kazanan filmin
özel bölümlerinde Clyde Lucas'ın
1993 yapunı, 50 dakikalık "Geçmi-
şeYblculuk" adlı R. Taylor'un sundu-
ğu kamera arkası belgeselinde zaman maki-
nesinin tasanmı, özel efektlerin yaratılış aşa-
malan, öykü çizımleri, Pal'ın sinemacı kişi-
liği, Zaman Makinesi'nin restorasyonuyer alı-
yor.
Aynca oyunculann, teknik kadrosunun lis-
tesi, ödülleri, fragmanı da var. Bu ünlü sine-
ma klasiğinin yüksek standarttaki görüntü
ve sesle yenilenmiş diskini edinmeyi ihmal
etmeyin.
FUİI Metal Jacket / Yön: Stanley
Kubrick /Oyn. Matthevv Modine, Adam
Baldwin, VVincent D'Onofrio / 1987,
112 dakika, Renkli /VVarner Home Enter-
tainment-Tiglon.
Kubrick, Amerikan ordusunun insan-
lık dışı yanını ve Viernam Savaşı'nın ür-
kütücü boyutunu vurguluyor. Yönetmen,
Gustav Hasford'un "The Short- runers"
adlı öyküsünden esinlenmiş. Sonradan
gelen tipik Vietnam filmleri düşünülür-
se onlardan çok daha etkilı, unutuhnaz
bir çalışma bu. Dijital olarak restore
edilerek yenilenen filmi bir sinema sa-
lonukonforunda izleyebilirsiniz. Ayn-
ca 5.1 Dolby Digital ses de içeren ça-
hşmanın müzik, ses ve efektleri çev-
renizi kuşatıyor ve sizi adeta fihnin
ıçine çekiyor.
RIU
METAL
JACKFT
OKUMALAMBASI
ENİS BATUR
Ancak Rûmun
Şuarası...
Olümü bırçevreyi rahatlatmış olmalı. Üstlerin-
den görünmeyen bir yük kalkmış, onları hafiflet-
miştır. Sabit bir vicdan azâbı arük eskısi kadar omu-
rılıklerinde zonklamayacak. Durduğu, son dö-
nemde zorunlu olarak geri durduğu noktadan ka-
falarına kakmayı sürdüremeyecek bundan böy-
le - yerine kimseyi bırakmadı, bırakamazdı: Aslı-
na bakılırsa, türünün tek orneğiydi.
Bundandır, bir başka çevreyi öksüz bıraktı bir
bakıma. Gerçi gövdesi çoktan "uzatmalı tatıle"
çıkmıştı, ama zıhnı saat gibi çalışmayı sürdürü-
yordu: Bazen, kurduğu tek bır cümleyle, uzakta-
ki birdenızfenen, gecenin karanlığının ıçınden par-
lıyordu: O işaretlerı arayacağız.
Berbat, çekılmez, melûn bın olduğu söylendi-
ğinde kıskıs gulerdı: O. lyi olduğunu hiçbır vakrt
savunmadı, yalnızca haklı olduğuna ınandı. Öy-
le miydı gerçekten de? Unutulmamalı: Hak, bi-
raz da ıktidar işıdir; şımdı bakınca daha net gö-
rülebilir: Muktedir olmuştur. Reddetmenın gücü-
nu ölçmek kolay olmasa gerek.
Şiırlerı, yazıları, son yanm yuzyıl içınde, bu di-
lin en billur örneklerı arasında yeraldı - onun de-
yişiyle, kimi vasat ıdrak'lılar tersinı savunmaya
kalkışsalar da. Çapraz atkılar attı. Şiş ve saldır-
ma kullandı. Ikıde bır kılıcını kına soktu çıkardı, ka-
lem ucundan kan damladığını az buz gormedık.
Dilin kestanesıni çızdi. Butün bunlan teraziyle
yaptı, ölçüsüzluğü handıyse kusursuz ölçülere
dayanıyordu: Damıtılmamıştek satınna rastlaya-
mazsınız.
Olanaklarını her dönemde zorladı, kendını aç-
mayı sürdurdü. Müzığe, sinemaya, resme sokul-
maktan caymadı hiç: tanh'le, ekonomi'yle, siya-
sa'yla kavga ederek uğraştı. Ayrıntılardan bütü-
ne, butunden ayrıntılaragiden genış bıryelpaze-
y\ ufku saymaktan gerı durmadı. Ne nakış çalış-
masıydı.
Insanlarla geçinemedi. Onlara kötüluk. uğursuz-
luk, nankorlük yaptığı ılerı süruldüğünde, "ayna-
ların sırn olur" demeye getirdi. Şımdı Cemal'iy-
le, Idrisyle, Mustafa'sıyla. Mim Kaf la yeniden
kaynatacaktır. Çoğu oradaysa, azı buradadır.
Toplumla hiç geçinemedi. Son yıllarında, seçe-
nek varken 'huzurevı'm yeğlemesi bana kalırsa
anlamlıydr. Bu denlı köklu huzursuzluk başka ne-
rede bannabılirdi? Çarçabuk kınldığı içın. çarça-
buk kırmaya kendini alıştırmıştı. Ama. ınsanlara
ve insan topluluklarına guven duymasa da, Tür-
kıye'ye inanmıştı. Yoksa, bu kadar didiklenemez-
di.
1975'te. Zürih'ten Mustafa Irgat'a gonderdi-
ği bır kartpostala, izgan Baz'ın kırılan bacağının
alçısına yazdığı cümleyi aktarmış: "Insanlarölü-
me karşı da örgütlenmişlerdır". Dahaağırı, insan-
ların hayat'a karşı örgütlenmeleri değil mıydi?
Şaırler ölür, arkalannda yapıtlan kalır. Ece Ay-
han'dan sımsıkı bir şiır kaldı. Gökkuşağımızın en
ısyankâr rengı. Büyük bir çavlan uğultusu.
Yort savu(lun)!
Not: Yazılarıma birkaç hafta ara veriyorum. Ya-
zar neden "izin" alır? Işın tuhafı: Gene yazmak için.
Eylül'de gorüşmek dileğıyle.
«P filmlepine dört yilda 39 Oscar
I Kültür Servisi - 1999 yılından bu yana
Oscar'ın en önemh kategonlerdeki ödüllenni
UIP fılmlen aldı. 1999'da 'Âşık Shakespeare' en
iyı fılm ve en iyı senaryo uyarlaması ödüllenni,
2000'de 'Amerikan Güzeh' en iyi fılm, Sam
Mendes en iyı yönetmen, Kevin Spacey en iyi
erkek oyuncu ödüllenni alırken. 2001'de
'Gladyatör" en iyı fılm. Russell Crowe en iyi
erkek oyuncu ve bu yıl da 'Akıl Oyunlan' ile Ron
Howard en iyı yönetmen ödülünün sahibi oldu.
Çizgi fılm alanında ise 1999'da "Pnnce of
Egypt', 2000'de 'Tarzan' ve bu yıl 'Monsters
Inc." en iyi özgün şarkı ödülünü alırken bu yıluı
en iyı uzun metrajlı çızgı fılm ödülünü de
'Shrek' kazandı.
Erzurum Devlet Tıyatrosu Kore'de
• ANKARA (ANKA) - Erzurum Devlet
Tiyatrosu'nun hazırladığı 'Masal Kaduılar'
oyunu. Güney Kore Uluslararası Chuncheon
Tiyatro Festıvalı'nde Türkıye'yı temsil edecek.
Devlet Tiyatrolan Opera xe Balesi Çalışanlan
Vakfı'ndan (TOBAV) yapılan açıklamaya göre,
15 ülkenin katılacağı Chuncheon Tiyatro
Festivalf nde Türkıye ılk kez yer alacak.
Yönetmenlığinı Tamer Levent'in üstlendiği
'Masal Kadınlar' adlı oyun 23-31 Temmuz
tanhlen arasında gerçekleşecek festıval
bünyesinde iki kez sahnelenecek. Oyun
sonrasında Güney Koreli tiyatro ve kültür
adamlan ile görüşülecek ve kültür ilişkilerinin
devamı konusunda projeler oluşturulacak.
Biret, Emek şenliklerinde
• ÎZMİR (AA) - Dünyaca ünlü pıyano sanatçısı
tdıl Biret, İzmır'ın Aliağa ılçesınde bu yıl 13. kez
düzenlenecek Emek ve Banş Şenliklen"ne konuk
olacak. Aliağa Beledıye Başkanı Hakkı Ülkü,
şenhklenn bu yıl 30-31 Ağustos-1 Eylül'de
düzenleneceğinı ve en önemli konuklanndan
birinin de sanatçı îdıl Biret olacağını bıldırdi.
Ülkü, emek, banş ve çevre konulannın
irdelendıği şenliklerin. farkh konu ve
konuklanyla. Ege'nın kültür-sanat ve
politıkalanna damgasuıı Miracağını kaydettı.
BUGÜN
• BEYOĞLU SİNEMASFnda 'Ferruh Doğan
anısma'kapsamında 12.15. 14.30, 16.45, 19.00
ve 21.15 te Jean Pierre Jeunet'nin 'Amelie'
fılminin gösterimi. (0 212 251 32 40)
• BAŞKA KÜLTÜREVtnde 15 OO'te — —
Costa Gavras'ın 'Z/Ölümsüz' fılminin
gösterimi. (0 212 249 12 84)
• RUMELİHİSARrnda 21.00 de
Erol&Murat Evgm konseri.
(Bıletix:0 216 454 15 55)