19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN Emekli amiral Baker, riskli olduğunu düşündüğü, ABD'nin Irak'a yönelik saldın için haklı gerekçe göstermesi gerektiğini savunuyor: Neden kılıcınıçektiğiniaçıldaSTEPHEN H. BAKER* Bır an ıçın, ABD'li uzmanlann Sad- dam Hüseyin'ın psikolojisi hakkında 1979'dan beri yaptıklan, akılcı karar- lar alan, rasyonel dengeli bır kişilık ol- <iuguna ilişkın saptamayı kabul edin. "Ve, şimdı kendinizi onun yerine ko- yun. Aşın güce sahip olmayı, Küba'da üretilen purolar ve havuzlu başkanlık saraylanna bayılıyorsunuz. Tüm savaş- lann üstesınden gelip hayatta kalma- yı başardınız. Harıka lider ve Irak'm ömür boyu devlet başkanısınız. Son günlerde ABD basınında Irak'a yönelik kaçınılmaz bir harekâtın ufuk- ta göründüğü ve ülkede rejim değişik- liği olacağına ilişkin haberlen oku- muş ya da duymuşsunuzdur. Tüm gös- tergeler, hayatın ramazan sonrasında hızla kötüye gideceğine işaret ediyor. Saddam Hüseyin'in yerinde olsaydı- nız ne yapardınız? Önce, ABD'nin saldınsını haklı çı- karacak hiçbir şey yapmazdınız. Cüvenllöl arttırır Irak'ta kitle imha silahlan olduğu- nu inkâr etmeye devam edersiniz. Te- rör eylemleriyle olan her türlü bağlan- tıdan kaçınırsınız. Komşulannızı teh- dit etmezdiniz. Bireysel ve ulusal güvenlik konusu- na daha fazla önem verir, güvenliği sı- kılaştınrsınız. Akrabalann görevlen- dirildiği gardiyanlardan oluşan bir kü- çük halka ve güvenilir korumalann yer aldığı daha büyük bir güvenlik halkasıyla ailenin güvenliğini garan- ti altına alırdınız. Hiçbir zaman aynı yerde durmaz, özellikle geceleri yer değiştirirdıniz. ABD'nin saldınsrna olan uluslararası desteğin önünü kes- • Emekli amiral Sîephen Baker 'a göre Saddam Hüseyin, olası bir ABD saldırısma karşı alması gereken tüm önlemleri almıştırya da alıyordur. Bu nedenle saldın bebek işi değil ve çok riskli. ABD yönetimi başka alternatifler düşünmeli, ille de saldıracaksa kılıcını neden kuşandığım haklı gerekçeler göstererek dünyaya anlatmah. meye çalışırdınız. Filistin sorununu kendi işınize gel- diği gibı kullanırdınız. tntihar saldı- nsı düzenleyenlere 25 bin dolar tek- lif eder, yanımza çekerdiniz. Avru- pa'daki komşulannızın gözünde olum- lu bir imaj edinmeye çalışırdınız. BM lle temasa geceblllr Kuveyt ile ülkenin toprak bütünlü- ğünü korumayı vaat eden bir anlaşma imzalardınız. Bırleşmiş Milletler (BM) Genel Sek- reteri Kofi Annan ile denetçilerin Irak'a dönmeleri için görüşmeleri başlatırdı- nız. BM Güvenlik Konseyi üyesi ül- kelerle -Çin, Fransa, Almanya, Rus- ya- olan petrol anlaşmalannızı geniş- letirsiniz. 75 ülke ile petrol tıcareti ilışkisi kurarsınız. Son olarak da saldınya karşı hazır- lık yaparsınız. Tüm bölge komutan- lanna acil olarak harekete geçmek için emir verirsıniz. Askerlennızi, uçak ve tanklannıza korunak olacak merkez- ler kurmaya başlardınız. Tüm kırsal alanlara asker takviyesi yapardınız. Hastane, okul ve camile- n hava saldınsından korumak, gerek- tığinde yaralı tedavisi yapmak üzere hazırlardınız. Tüm Scud füzelerinin iyi saklanmış ve kullanılmaya hazır du- rumda olmasını sağlar, onlara kimya- sal ve biyolojik savaş başlıklan takar- dınız. ABD'nin Katar, Kuveyt, Körfez ve Bahreyn'deki üslerini hedef alacak şe- kilde füzelen programlardınız. Hatta füzelerin yansıyla Israil'in önemli kentlerini hedeflerdiniz. çok riskli Maalesef, Saddam büyük olasılık- la yukanda beyın cünnastiği yaparak saydığımız tüm önlemleri almıştır. Ya da kısa zamanda alacaktır. Peki, bu olası bir ABD saldın planı ıçın ne an- lama geliyor? tlk ve en önemlisi askeri harekâtın "bir parça kek" kadar yenilir yutulu- nur bir şey olmadığına işaret ediyor. Çok ciddi riskleri var. ABD'li yöne- ticilerin büyük bir saldınya alternatif düşünmeleri gerektiğini gösteriyor. Örneğin, BM'nin Irak'ta yeniden kıt- le imha silahlannı denetlemesine des- tek vermek bir alternatif olabilir. Ve, eğer harekât planı 2003'ün ilk aylan düşünülerek yapılıyorsa, Penta- gon önümüzdeki aylarda "Iraktan çı- kış. stratejisi ve sonun oyununa" yöne- lik alternatıfleri de düşünmeli. Son olarak da ABD eğer Irak'ı ış- gal ederse bu saldınnın risklenni gö- ze almaya değer olduğuna yönelik haklı gerekçeler göstermeh. Şu anda Bush yönetimi bu noktaya yakın de- ğil. Amerikan halkı ve dünya, yerkü- renin askeri anlamdaki tek süper gü- cünden ağır kılıcını neden çektiğini açıklaması konusunda bu şefFaflığı ve açıklığı hak ediyor * The Washington Tîmes Transseksüellere özelkanuna gerekyok TOMUTLEY Babamın bir arkadaşı vardı. îyi bir avukatu. Galler'de, James olarak yaşamına başlayan ve ileride Jan Morris kımlığine büriinen ünlü yazardan bir sokak ötede çiflik evi vardı. Bu arkadaşı bir gün komşusunu ziyarete gitti. Kapıyı Morris erkekken doğan bir çocuk açü. Babamın arkadaşı bir an bocaladı ve çocuğa "Annen, pardon baban evde mi?" dedı. Tabii, "Jan evde mi?" diyerek sorunu çözebilirdi. Ancak, insanlann cinsiyet değiştirmesi kafa kanşnrabilecek bir şey. Ve, insanın ne düşünmesi ya da söylemesine karar vermesi de kolay değil bu durum karşısında. Sanıyorum hepimizin en son yapmak isteyeceği şey Jan Morris gibi nazik bir insana bir erkek olarak seslenerek onu incitmek olur. 0, kesin olarak bir kadın görüntüsü içinde, tipik bir kadın gibi giyiniyor, son derece nazık ve akıllı bir insan ve her şeyden önemlisi bir kadın gibi düşünüyor. Tüm nezaket ve centilmenlik kurallan transseksüellerin kendi tercihleri olan cinsiyete göre muamele görmeleri gerektiğine işaret ediyor. Erkek kimliğinde yaşamak istiyorlarsa erkek, kadın kimliğinde yaşamak istiyorlarsa kadın olarak kabul etmeli onlan toplum. Bütün bunlar iyi, hoş. Ancak, iş kendilerine özel kanun çıkartmaya geünce durmak gerekir. Geçen hafta Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin 17 hâkimi dört çocuk babası Christine Goodwin'e bir erkekle evlenme izni verdiğinde hiç şüphem yok ki "naak" davranmaktan başka 7' bir istekleri yoktu. ransseksüeller Ancak, hâkimlerin işi nazik olmak değil, kanunlan yorumlayıp uygulamaknr. Budurumda hâkimlerin kanuna ilişkin yorumu yanhştı. Ingiliz mahkemelerinin Goochvin'in evlenmesine karşı çıkmasının Avrupa insan Haklan Sözleşmesi'nin ild maddesine aykın olduğu karanna vanldı. Bunlardan biri aile ve özel yaşama saygıyı öngören 8'inci madde, diğeri ise erkek ve kadınlann aile kurma ve evlenme haklan olduğunu öngören 12'nci madde. Hepimiz Sözleşme'yi hazırlayanlann, kadın ve erkeklerin evlenip aile kunrıa haklanna ilişkin maddeyi kaleme alırken insan kopyalama tekniğıni akıllanndan geçirdiklerini biliyoruz. Ancak, hali hazırda erkek doğanlann anne, kadın doğanlann ise baba olmasını sağlayacak bir yöntem henüz oluşturulamadı. Bu ild maddenin Goodwin'in durumuyla ilgisini göremiyorum. Avrupa'daki hâkımlere göre Goodwin'in özel yaşamı ihlal edildi ve mahkeme önünde şimdi kadın olduğu, ancak erkek olarak doğduğunu kabul etmesinin şart koşulması bir transseksüeli kırabüir, utandırabilir, zor duruma sokabilir. Aynca, mahkemeye göre kadın ve erkek kavramlan bundan böyle sadece biyolojik kriter olarak değerlendirilmemeli. Bu Tiın Henman'ın önümüzdeki yıl erkekler yerine Wimbledon'da bayanlar turnuvasına katılabileceği anlamına mı geliyor? Hem Goodwin erkek olarak doğduğunu söylemekten utanıyorsa nasıl konuyu Avrupa însan Haklan Mahkemesi'ne taşıyıp kameralann karşısına geçiyor? tşin gerçeği Ingiltere'de çok az sayıda transseksüel var -5 bin. Baskı altında bir azınlık grubu değiller, Ulusal Sağlık Sistemi, cinsiyet değiştirme operasyonu yapmaya hazîr ve kanunda onlara özel bir ayncalık tanımanın ya da onlara özel kanun çıkartmanın gereği yok. ransseksüeller baskı altında bir azınlık grubu değiller, Ulusal Sağlık Sistemi, cinsiyet değiştirme operasyonu yapmaya hazır ve kanunda onlariçin kanun çıkarmanın gereği yok. KOSOVA SORUNU ÇOZUMSUZ BIRAKILDI Gerçekçi olmayan banş süreci CARL BILDT * Ortadoğu'da Oslo banş sürecinin yok olmasının etkileriyle uğraşhğımız bir dö- nemde, Balkanlar'da oluşmaya başlayan zorluklara da bakmak gerekir. Kosova'da- ki asıl sorunun çözümü zordu ve bu ne- denle çözümsüz bırakıldı. NATO güçleri 3 yıl önce Kosova'ya girdi ve bölgede geçici bir BM yönetimi kuruldu. Savaş, hiçbir anlaşmaya vanl- madan sona erdi ve BM Güvenlik Kon- seyi, 1244 sayıiı kararla, bölgede Yugos- lavya Federal Cumhuriyeti'nin egemen- liğini onayladı, ancak gelecekteki statü- , sünü tam olarak belirlemedi. BM Geçici Yönetimi, bazı konularda başanlı, bazılanndaysa başansız oldu. Yaklaşık 500 bin Kosovalı Arnavut evi- ne geri döndü; Sırp ağırlıklı azınlık top- luluklanndan yaklaşık 250 bin kışi Ko- sova'yı terk etti veya terk etmeye zorlan- dı. Seçimler yapıldı ve kâ- ğıt üzerinde bir Kosova hü- kümeti kuruldu. Zamanla her şeyın yolu- na gireceğine ve atılan kü- çük adımlann, banş anlaş- masıyla sonuçlanacağına ilişkin umutlar vardı. Insan- lar, bir Oslo sürecinin baş- lanabileceğini bile düşün- müştü. Sırbistan'da demok- rası, Kosova'da da özerklik olsaydı, Rambuillet'de başa- ramadığımız anlaşmaya va- rabilirdik ve konu da kapan- mış olurdu. Ancak bu basit adım atı- lamadı. Ana sorunlaryerin- de durduğu sürece, bir taraf için sonuca varma beklentilerinin, diğer taraf için nasıl korkuya dönüştüğünü gö- rebiliriz. Kosovalı Arnavutlann büyük çoğunluğu bağımsızlık istiyor. Azınlık- lann büyük bir çoğunluğuysa buna şid- detle karşı çıkıyor. Geniş bir bağlamday- sa, konu her iki taraf için de tartışmah. Kosova'nın nihai statüsü ve bölgenin yapısı artık kaçınılmaz konulardır. Ulus- lararası kamuoyu, Slobodan Mfloşeviç'in düşüşünden sonra sorunlan çözmek için elindeki fırsatı kaçırdı. Şimdiyse, Os- lo'yabenzerbirçöküşüntehhkelerininfar- kına varmahdır. osovalı Arnavutlann bü yük çoğunluğu bağımsızlık istiyor. Azınhkların büyük bir çoğunluğuysa buna şiddetle karşı çıkıyor. Geniş bir bağlamdaysa, konu her iki taraf için de tartışmah. Güvenlik Konseyi'nin, genel bir çer- çeveyi içeren Ortadoğu'yla ilgilı 242 ve 338 sayıh kararlannı, her ıkı taraf da ka- bul etti. Balkanlar'da. taraflan ayıran uçu- rum çok daha geniş ve 1244 sayıh karar bu uçurumun kapanmasını engelledı. Bölgenin, uzun dönemde gerçekleşe- cek biçımde adım adım Avrupa'yla bü- tünleşmesi gerekiyor. Ancak, bugünkü du- rumun sürmesi halinde bu adımlar hiç an- lamayabilir. Hangı devletlerin var oldu- ğu, hangı topraklann kımin olduğu ve devletlerin ılişkilerinin nasıl olacağı üze- rine tartışmalar sürerse, devletler hiç bü- tünleşemeyebilir. Avrupa Birliği, Sırbistan ve Karadağ ile Istikrar ve Işbirliği Anlaşmasf nı so- nuçlandırmada şimdiden zorluk çekıyor. Bu anlaşma, 1244 sayıh kanun gereğin- ce Kosova'yı da kapsayacak mı? Yoksa, Kosova bu sürecin dışında mı tutulacak? Tüm bu tartışmalan kış uykusuna yatır- mak, durumu daha kötüye götürebilır. Bütünleşme girişımi ve aynlma karan arasında seçim yapılmalıdır. Balkanlar'da iyi bir seçim yapabılmek çok zordur. Öte yandan, durumu ol- duğu gibi kabullenmeme- nin, yapılabilecek en kötü seçim olduğunu görmek zo- rundayız. Nihaı çözümler- den Oslo'da olduğu gibı ka- çılmasının, sorunlan çözebi- leceğine inanmaktan vaz- geçmelıyız. Dikkatlerinı Balkanlar'dan uzaklaştıran Washıngton ve Moskova, bölgenin lıderlı- ğini AB'ye de\xetmek isti- yor. Ancak temel sorunlan görüşmeye yönelik ciddi bir adım atmakta çekimser da\ranan AB, Ortadoğu'da hiçbir işe yaramayan Oslo formülünün, Balkanlar'da başanlı olaca- ğı hayaliyle yaşıyor. Bunun gerçekleşe- ceğıne inanmıyorum. Yaralann ıyıleş- mesi yenne, hastalığın daha da yayılma tehlikesi vardır. Savaşın sona ermesinden 3 yıl sonra Kosova banş konusunu dile getirmeliyiz. Banş konusunda başka ba- şansızhğa tahammül edemeyız. * Isveç 'in eski başbakam Bildt, 1995- 1997'de AB Balkanlar özel temsilcisi ve 1999-2001 yıllarında da BM Balkanlar özel temsilcisi olarakgöre\ yaptı.I kına varmalıdır. ozel temsilcisi olarakgore\ yaptı. Segall, Israil yönetiminin işgali sonsuzlaştırmayı amaçladıklarma ve savaşın tek taraflı olduğuna inanıyor: Filistin'in umutlannı yok ediyorlar THEGUARDIAN ŞLOMl SEGALL* însamn, ışgal altında yaşamaya bu denli ko- lay alışabilmesinin gerçekten takdir edilmesi ge- rekir. Doğduğumda, Israil'in Filistin topraklann- daki işgali 3 yılı aşmıştı. 18 yaşıma geldiğimde, işgal tüm hızıyla yürüyordu ve Filıstinliler de ger- çekten bıkmış usanmıştı. O zaman ilk intifa- da başlamıştı ve ben de diğerleri gibi demir yum- ruğumu sıkmış, Filistin direnişini yıkmaya ha- zırdım. Dünyanın diğer ülkelenndeld gençler, üni- versiteye gitmeyi ya da dünyayı gezmeyi düşü- nürken ben ve diğer genç Israilhler, kendimızi Ce- beliye ve diğer mülteci kamplannın dar sokak- lannda bulduk. Aslında daha fazla şey biliyor ol- malıydık ama.. Bılmiyorduk. Yaklaşık 8 yıl sonra, aynı topraklarda yedek asker olarak görevliydim. Bir kontrol noktasın- da durarak Filistinlilerin, düşük ücretle çalış- mak için Israil'e ait "köle pazarlanna" geçme- • Şaron, Israil 'in hayatta kalması için kana susamış bir düşmana karşı savaşıldığım söyleyecektir. Bu doğru değil. Şaron ve yandaşlan, Israil işgalini sonsuzlaştırmak ve Filistin topraklannı fethetmek için sömürge savaşını sürdürüyor. Bu, Filistin devleti umutlannı yok eden, tek taraflı savaştır. lerini engelliyordum. Bir gün başka bır askerle, u Füistinli bir babanın, çocuğuna yemek götüre- bilmesinin tek yolunu engelleyen" bir politıkay- la neden işbirliği yaphğım konusunda tartıştığı- mızı hatırlıyorum. Artık bitti. Artık hiçbir baha- ne yok. Biz, "Cesur CM, Reddefin üyeleri ve iş- gal altındaki topraklarda görev yapmayı redde- den yedek askerler olarak, sivil gıysiler içinde zıyaret dışında, 1967sınırlanndan içenadımat- mayacağız. Tek taraflı savaş Şaron size, Israil'in hayatta kalması için kana susamış bır düşmana karşı savaşıldığım söyle- yecektir. Bu doğru değil. Şaron ve yandaşlan, yer- leşim planlannı korumak, Israil işgalini sonsuz- laştırmak ve Filistin topraklannı fethetmek için sömürge savaşını sürdürüyor. Bu, Filistin dev- leti ve bağımsız bir hayat umutlannı yok eden, tek taraflı savaştır. Şaron, tsrail'deki her intihar saldınsını, 3.5 milyon Filistinlinin acısını art- tırmak için bahane olarak kullanıyor. Ve inti- har saldınlan son bulursa Şaron'un, terörist ol- duklan öne sürülen kişiler yerine intihar saldı- nlannı kışkırtacağına emın olabilirsiniz. Bu sözde savaşta, ikinci bir Nakba yaratmak için her şey kullanıhyor (1948'deki felaket). Fi- listin Kültür Bakanlığı, Istatistik Bakanlığı, Eği- tim Bakanlığı 'nuı ahlaksızca yıkıhnasına bakın; Filistin Havaalanı ve Filistin'in Sesi radyosu gi- bi ulusal simgelerin yok edilmesine bakın. Ara- fat'ın ev hapsinden söz etmeye bile gerek yok. Tüm bunlar, bir terörist altyapıya yönelik değil, bağımsızlığını kazanma mücadelesi veren ve îs- rail çizmesinden kendini kurtararak geleceğini kurmaya çalışan bir ulusa karşı yapılıyor. Bu sa- vaşta bilinçli Israilliler yer almak istemiyor. Şaron'un gücü, Israil toplumunu itaatkâr bir sürü haline getiriyor. 20 yıl önce bizı Lübnan'a soktuğunda bunda başanlı olmuştu, ancak bu sefer değil. Şaron, bu savaşı sürdürmek için ar- tık bize güvenmemesi gerektiğini bilmelidir. Şaron ve hükümetı, Israil Devletı'nin yasal temsilcileri olsa da yönetim Israillılerin, Arap- lann ve Yahudılerin inandığı değerlen temsil et- nuyor. Bu nedenle, Israil hükümetını eleştirmek, Israil halkına saldırmak anlamına gelmez. Kimin Yahudi olduğuna kimin olmadığına karar vermek, Kibya (1953), Sabra ve Şatila (1982) ve Cenin (2002) katliamlannın "kahramanına*" düşmez. * Segall, yedek paraşütçü yüzbaşı ve Cesur Ol, Reddet örgiitü üyesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle