Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAY=A CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2002 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
MUMTAZ SOYSAL
Giizel Cepheleşme
HARİKA br şey oluyor Türkiye'de şu sıra.
Mlı pullu rnedyanın verdiği adla "thumvira"eliy-
le <urvlacak parti Türkiye'nin siyasal ufkunda bir
guıeş gibi doğuy or diye değil. Orada harikalık
manzara yot. Tam tersine, o olay, tek başına alın-
dığında, siyasal arenadakı insan tipleri ve dav-
ranış biçimleri açısından hayli düşündürücü.
Harika oJan,olup» brtenlerdolayısıyla Türkiye'nin
önJnü açacek, d^üşünceleri berraklaştıracak,
nevm ne olduğunu gözler önüne serecek bir
cepheleşmenn başlamakta oluşudur.
Belkı "ulusslcılıfc-mandaalık"diye adlandırı-
labilece)< dan fcxı cepheieşme henüz tam ola-
rak belirginleşmiş değil; yeni oluşmakta. Baş-
layan süreç, DIU b«lirgin duruma getirecek olan
bir süreçtir.
Böyle oldı^u içindir ki, şu aşamada, "ulusal-
cılık" cephesnde Ecevit'çi DSP ile MHP var
denek, "maıdacıfar"\ da DSP'den kopanlar ile
ANAR DYP ve şim dılık onlara eklenen Saadet-
AKP ikilisi olarak sıralamak yanlış olur. Başla-
yan sürecin en büyük etkisı, bu partilerin yapı-
sındaki değişk eğ ılimli insanlan çok temel bir
tercihe zorlayacalc olmasıdır: Türkiye'nin bu-
lunduğu yol ayrımında kimden ve neden yana-
sınız?
Görünürde Avru pa Birliği'ne tam üyelikten
yana olmak veya b>una karşı çıkmak biçıminde
özetlenmek istenen bırtercihın getırdiği basıt bir
yol ayrımı değil bu. Insanlar, Avrupa Biriiği'ndşn
yana da olab lirler, b u konuda tereddütler, hat-
tâ karşı düşürcefer de taşcyabrlirler. önemli olan,
bu ve benzer konu lara nasıl baktıklandır: Ulu-
sunuzunçıka^lannı, halkınızın mutluluğunu öne
çıkararak, kendi akl ınıza ve bağımsız düşünce-
nize güvenen bir bakış mı, yoksa kişisel çıkar-
lannızı "müstevlilerin emelleriyle" birleştirerek
dıştan önerilen reçeteler peşinde sürüklenen
bir yaklaşım mı?
Bu bakımdan, bütün partilerin, Meclis içinde
ve dışında, tutumlan nı gözden geçirmeleri ve ye-
ni cepheleşmenin r»eresinde yer aldıklannı be-
lirlemeleri gerekiyor.
Doğru yerin ne olduğunu belirlemeyi, işadam-
larından oluştukdarı halde kendilerine "sivil
fop/um"etiketniyataştıran birkaç kuruluşa, "ka-
muoyu"nu temsıl iddiası taşıyan bir-iki gazete-
ye, "halkın sesı"ymiş gibi konuşan iki-üç tele-
vizyon kanalına bırakmak büyük yanılgı içine
düşmek olur. Halk, onlar değil. Anadolu'yu şöy-
le bir dolaşmak, halkı n temel tercihini çoktan yap-
tığını ve kimin kendinden, kimin dıştakilerden ya-
na olduğunu belırlernekte sanıldığından çok da-
ha sağlıklı düşünebildiğini gösteriyor.
Bütün o kuruluş, gazete ve televizyonlara rağ-
men.
Seçim Sistemi Kesinlikle Değişmeli... 1 Mustafa
Ertuğml GÜNAY£s/fef CHP Genel Sekreteri
KADIKÖY 2. ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No 2001 825
Davacı Songül Çağlar vekili tarafından davalılar Ali
Çağlar Adeviye Çağlar ve Nüfüs Müdûrlüğü aleyhıne
açılan gaıplik davasının yargılaması sonunda; Karar To
kat jlı Merkez ilçesi Derekışla köyiı C. 96 S. 6'da nüfûsa
kayıtlı olan Ali oğlu Adeviye'den doğan Fuat Çağlar en
son 1994 yılmda Afganistan'a savaşmak üzere gıttığinı.
gıdişinden birkaç ay sonra ölüm habennin bırtakım ga-
zete ve dergilerden öğrenildığınden bahisle 4721 sayılı
MK'nın 33 ve 131'ncı maddeleri gereğınce gaıplığine
Aynca gaıp olan Fuat ÇTağlar'ın eşı Songül Çağlar ara-
sında daha evvel icra edilen 16.05.1994 tanhh evlıliği-
run feshıne, Dair Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı
vekilının yüzünde davalılann yokJuğunda venlen karar
işbu ilanın yayın tanhinden ıtibaren 7 gün sonraki 15
günlük sürede dosvaya müracaat edılmediğı takdirde
gaıplik kararının kesinleşeceği hükmü ılan olunur.
11.07.2002 Basın: 43855
D
emokratik rejim-
lerde, seçim siste-
mini belirleyen
yasaJann önemi
açıktır: Toplum-
daki siyasal eğilimlerin temsi-
li, iktidar ve muhalefet yapıia-
nnın oluşumu büyük ölçüde
seçim sisteminin sağlıklı işle-
yişine bağlıdır. O nedenle seçim
yasaları, anayasalar kadar
önemli temel hukuk metinleri-
dir.
Bugün, demokrasi anlayışı-
mızın eriştiği düzey ve dünya-
mızdaki yeni gelişmeler karşı-
sında, tam ve kusursuz bir se-
çim sistemi bulmak kolay de-
gildir. Ancak, iyi bir seçim sis-
teminin ülkede sağlıklı bir ik-
tidar oluşumuna yönelik siya-
sal kararlılık (istikrar) ilkesi
ile, siyasal eğilimlerin aldıkla-
n oya uygun temsilini öngören
adalet ilkesini birlikte içeren
ve dengeleyen bir yapıda ol-
ması gerektiği. ilke olarak söy-
lenebilir.
1982 Anayasası'nın 67. mad-
desine de, 1995 değişiklikleri
sırasında, bu anlayışı benim-
seyen bir hüküm eklenmiş, "Se-
çim kanunlan, temsilde adalet
ve yönerimde istikrar ilkelerini
bağdaştıracak biçimde dözen-
lenir" denilmiştir.
Anayasalann bir seçim siste-
mi tanımı yapmalannın yerin-
de olup olmadığı, öğretide tar-
tışılmaktadır. Ancak; Türkiye
gibi, her seçimin eşiğinde se-
çim sisteminin, iktidar grupla-
rının çıkarlan doğrultusunda
eğilip büküldüğü ülkelerde, bu
rür hükümlerin gerekli ve ya-
rarlı değil, zorunlu olduğu da
söylenebilir.
Ulkemizde, siyasal partiler
ve seçim hukuku üzerinde tar-
tışmalar son zamanlarda yine
yoğunlaşmıştır. Yaşadığımız
ekonomik bunalımın (krizin),
bir ölçüde siyasal sistemden de
kaynaklandığına -hakh olarak-
inanan çeşitli çevreler bu tar-
tışmalara katılmaktadır.
• Bu tartışmalar içinde, ül-
ke gerçeği ile bağdaşması ola-
naksız görüş ve öneriler de za-
man zaman ortaya atılmaktadır.
Bunlardan birincisi tek adaylı
dar bölge sistemidir. Tek aday-
lı dar bölge sistemi -ister tek tur-
lu. ister iki turlu olsun- sonuç-
ta bir çoğunluk sistemidir. Böl-
gelerde tek tek çoğunluğu ka-
zanan adaylar seçilirken önem-
li bir oy kitlesi hiç temsil edil-
memiş olmaktadır. Oysa. de-
mokrasi yalıuzca çoğunluğun
iktidan değil, azuıhkta kalanla-
ruı da temsili ve haklannın ko-
runmasıdır. Demokrasi bir ço-
ğunluk yönetiminden öte, ço-
ğulculuktur.
Aynca tek adaylı dar bölge
sistemi, ülkemizin eğitim, eko-
nomik gelir ve gelir dağılımı öl-
çütleri karşısında sağlıksız so-
nuçlar verecek bir sistem ola-
rak görünmektedir.
• Buna karşıhk, seçim böl-
gelerinde miiletvekili sayısmın
iki haneli rakamlara doğru ço-
ğalması da, seçmea'vekil iliş-
kisini olumsuz etkilemektedir.
Tek adaylı dar bölge sisteminin
sakıncalarından kaçarken bu-
gün olduğu gibi yirmiye varan
miiletvekili sayılı seçim böl-
geleri. bu ilişkinin bir yaban-
cılaşmaya dönüşmesine yol aç-
maktadır. O nedenle, bir bölge-
den seçilecek miiletvekili sayı-
sını uygun bir sayı ile sınırla-
yan 'daraltümış bölge' sistemi,
daha uygun görünmektedir.
• Bugün, siyasal sistem ko-
nusunda tartışanların üzerin-
de durduğu temel konulardan
biri de ön seçimdir. Partilerin
adaylannı kendi içlerinde en
geniş katıhmla beliriemeleri,
bugünkü uygulamalardan el-
bette daha doğru ve demokra-
tik bir işleyiştir. Ancak, parti-
lerin kendi içlerinde yapacak-
lan işlemlerin -ne ölçüde katı-
lımcı olursa olsun- yeterince
sağlıklı olduğu söylenemez.
Delege ya da üye yapıları,
sonuçta, bir ölçüde dışandan
yönlendirilebilir sınırlı sayılar-
dır. Oysa seç'men sayısı, her se-
çim bölgesinde, en örgütlü par-
tinin bile üye ve delege sayıla-
rından çok fazladır.
• Onun için, partilerin aday-
lannı kendi içlerinde nasıl be-
lirlediklerinden daha önemli
olan, seçmenlerin miiletvekili
seçim sürecine doğrudan ve et-
kili biçimde katılmalannın sağ-
lanmasıdır. Bunun yolu da ter-
cihli oydur.
Tercihli oy, önceki seçimler-
de Türkiye'de talihsiz deneme-
lere konu olmuştur. 1991 genel
seçimlerinde 'bir kişiye tercih
OJTI' uygulaması, listedeki aday-
lar arasında kişisel yanşmala-
n haksız ve kıncı boyutlara ta-
şımıştır. Tercih oyunun doğru
uygulaması, partinin gösterece-
ği iki kat aday arasında, o par-
tiye oy veren seçmenin. seçile-
cek kadar adayı işaretlemesidir.
Bu durumda. parti merkezle-
rinin ya da delegelerin hazırla-
dığı listeleri onaylamak zorun-
da kalmaktan yakınan seçmen
kitleleri. oy verdikleri partile-
rin lıstesinin oluşumuna doğru-
dan ve etkili biçimde katılma
olanağı kazanmaktadır. Öte
yandan, bu yöntemle, hem lis-
tedeki bütün adaylann seçim
kampanyası boyunca çalışma-
sı sağlanmış olacaktır hem de
adaylar arasında dayanışma zo-
runlu hale gelecektir.
• Bu uygulama, birden çok
partinin adaylan arasında kar-
ma oy lcullanma yöntemiyle da-
ha da geliştirilebilir. Bu durum-
da seçmen, dilerse iki partinin
adaylar arasmdan seçilecek sa-
yıya kadar karma tercih oyu
kullanabilir. Karma oy, ülke-
mizde 195(V54 genel seçimle-
rinde uygulanmış, çoğunluk
sistemi içinde, o günlerin okur-
yazarlık ve sayım koşullan kar-
şısında bile yer yer başanlı so-
nuçlar vermiştir. Ancak. 1957
genel seçimlerinin eşiğinde
Menderes iktidan, partiler ara-
sında her rtirlü 'seçim güç bir-
liğini' yasaklamak amacıyla,
karma oy uygulamasını kaldır-
mıştır.
Bu rür bir karma oy uygula-
ması, benzer partileri tabanda
birbirine yakınlaştıran, gide-
rek bütünleşmeye doğru yön-
lendiren olumlu etkiler yapabi-
lir. Kişisel çekişmeler ya da bi-
linen uyumsuzluklar nedeniy-
le, ana siyasal akımlann ikiye,
üçe bölündüğü bugünkü Türki-
ye koşullarında, böyle bir sis-
temin yararlan göz ardı edile-
mez.
• Öte yandan. genel merkez-
lerin gereksinim duyduğu ve
genel tercihten seçilemez kay-
gısı taşıdığı, çeşitli alanlarda
uzmanlaşmış adlar, sınırlı bir
kontenjan uygulamasıyla par-
lamentoya taşınabilir. Bu kon-
tenjan oranı, miiletvekili tam sa-
yısmın yüzde 5'ini aşmamalı-
dır.
• Seçim yasası konusunda
üzerinde durulması gereken
önemli bir nokta da yurtdışın-
daki seçmen yaşına gelmiş yurt-
taşlanmızın durumudur. Bu-
gün, yoğunluğu A\Tupa ülke-
lerinde olan bir milyonu aşkın
seçmen çağmdaki yurttaşımız,
oy hakkım yeterince kullanama-
maktadır.
Oysa, demokratik külrür dü-
zeyi Türkiye'nin gerisinde olan
bazı ülkelerin yurttaşlan bile
daha kolay yöntemlerle oy kul-
lanma olanağı kazanmışlardır.
Yurttaşlanmızın da. smır kapı-
lanna taşınmaksızın, konsolos-
luk bölgelerinde kolay yöntem-
lerle oy kullanmaları sağlan-
malıdır. Üstelik. 21. yüzyılın
başında artık sadece oy kullan-
ma hakkını kolaylaştırmak yet-
mez, yurtdışını bir seçim böl-
gesi saymak ve seçmen sayısı-
na uygun biçimde bir temsil
olanağı sağlamak da, artık gün-
deme gelmeli ve yasal çözüme
kavuşturulmahdır.
Sonuç
Türkiye siyasetine, bir süre-
dir halkın gözünde -hakh hak-
sız- yitirdiği saygınlığı yeni-
den kazandırmak TBMM'nin
elindedir. TBMM'nin sayın
üyeleri, milletvekillerini lider-
lerin ve genel merkezlerin de-
ğil, doğrudan milletin seçece-
ği bir sistemle. bu yolda önem-
li ve anlamlı bir adımı atmış
olacaklardır. Seçim sistemi de-
ğişmez, önceki alışkanlıklar sü-
rer ve yine seçimin eşiğinde
yapay zorlamalara gidilirse,
halkın siyasete ve siyasal par-
tilere olan güvensizliğini orta-
dan kaldırmak olanaksızdır.
Tv'ler de Ağaçlar Gibi Ayakta...
Zafer KARALAR öyküçû
-^ *-y Ikemizin, tarihinin
I I en ağır ekonomik
V-^ bunalımını yaşadı-
ğını, iki yüz milyar dola-
n aşan korkunç bir borç
batağına sürüklendiğini,
buna baglı olarak borç ve-
'KUÇU
ren dış güçlerin iç işleri-
mize kanştıklannı ve ba-
ğımsızlığımızm tartışılır
duruma geldiğini hiç kim-
se yadsımıyor.
Bugünlerde ulus olarak
yanıtını aradığımız tek bir
soru var: Bu sorunlan na-
SJI aşacağız, ulusal onuru-
muzu nasıl kurtaracağız?
Bu yazıda, yukandaki
sorunlann aşılması süre-
cinde medyaya düşen gö-
rev ve sorumluluklara de-
Çöpünüz kaç watt?
Çöp Gazından Elektrik Enerjisi Üretim Tesisimiz'in açılışına,
tüm İstanbullular'ı bekliyoruz.
ğinmek istiyorum. Hepi-
miz bilıyoruz ki, gazete
ve televizyonlanmızın
büyük bir kısmı aymaz-
lık içindedir. Kimi özel te-
levizyonlar, asli görevle-
rinin 'Halkı doğru bilgj-
lendirmek' olduğunu
unutarak, tam tersine ha-
lkı uyurmak için ellerin-
den geleni geri koymu-
yorlar. Televizyonlann en
çok izlendiği saatlerde
sözde eğlence programı
adı altında tiksindirici ya-
yınlar yapıyorlar. Ülke
sorunlannm tartışıldığı
az sayıdaki nitelüdi prog-
ramlan da halkın uyudu-
ğu geç saatlere sarkıtı-
yorlar.
Izleyenler bilir, Flash
Tv.'de pazar günleri saat
22.30'da yayınlanan
'Flash Gündem' adında
bir program vardı. Bu
programda, Ferhan Şay-
îıman övgüye deger bir
televizyonculuk sergili-
yordu. Konuşmacı olarak
çağırdığı gerçek yurtse-
ver aydınlar, bilim insan-
lan, sivil toplum örgütle-
rinin temsilcileri, sistemi
sorguJuyor, sorunlan irde-
liyor ve seçenek çözüm-
lerüretiyoriardı. Öbürhol-
ding televizyonlanndaki
uyutma politikalanna kar-
şın, Flas televizyonu seçe-
nek bir görev üstlendiği
için takdir topluyor. büyük
bir beğeni ile izleniyor-
du.
Sayın llhan Selçuk da
bir yazısında Flash Gün-
dem programını ö\TOüştü.
Ne yazık ki. son günler-
de Flash televizyonu sö-
zünü ettiğimiz bu sıradı-
şı yayınını bozdu.
Flash Gündem progra-
mınuı formatı değiştiril-
di, hangi nedenlerle prog-
rama çağnldıkJanru bile-
mediğimiz kimi siyası-
lere çanak sorular soru-
larak onlann reklamı ya-
pıunaya başlandı. Oysa,
Flash Tv'nin yıllarca sür-
dürdüğü tarafsız, korku-
suz bir yayın politikası
vardı. Refahyol Hükü-
meti'nin sona erdirilme-
sinde büyük katkısı ol-
muşru. Bu yüzden bina-
lan basılmış, cihazlan kı-
nlmış, yayınlan durdu-
rulmuşru.
Bunlan yaptıranlar, şim-
dilerde Flash televizyo-
nunda sütten çıkmış ak
kaşık gibi konuşmalar ya-
pıyorlar. Daha acısı, "Böy-
le sanatm için rükürnim,
ahlaksızJığın adııu sanat
koymuşlar" diyerek bü-
yük tepki toplayan, RE-
FAHYOL döneminde
Flash'da program yapan
iki değerli tiyatro sanat-
çısına canlı yayında 'Sfeal-
çak değil, büjiik bir çu-
kursuzunuz!' diye haka-
ret eden, 1. Melih Gökçek
bile, 21.06.2002 Cumaak-
şamı Flash Gündem prog-
ramında özel olarak ağır-
landı, onurlandınldı...
Televizyonlar durduk-
lan yere, yaphklan halk-
tan yana yayınlanna gö-
re izlenir, izlendikleri
oranda reklam alarak...
Ali Müfît Gürtuna
Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Yer: Eski Kemerburgaz Çöplüğü/Hasdal
Tarih: 16 Temmuz2002 Salı • Saat-.ıı.oo
İ S T A ^ B U L B Ü Y Ü K Ş E H İ R B E L E D İ Y E S İ
KARASU ASLİYE HUKUK
HÂKtVILİĞİ'NDEN tLAN
Esas No: 2002'193
Davacı: Karasu Belediye Başkanlığı - Karasu '
Sakarya
Veküi: Av. Ayhan Ulucan - aynı yerde.
Davalılar vekili: Av. Bekir Sanoğlu
Konu: Kamulaştırma hak.
Sakarya ili, Karasu ilçesi Köprübaşı mevkii,
555 ada 3 parseldeki gayrimenkulün tamamı ka-
mulaştınlacağından (283.93 n\2) hususu 2942
sayılı Kamulaştırma Kanunu gereği, ilanen du-
yurulur. Basın: 42807
Güvercin, Kurt, Bir de An
Ele Geçirince İktidan...
poütik fabl
6500000-TL
Mustafa Balbay, tıpkı La Fontaine masallarındaki gibi,
orman kahramanlarının kılığına büründürdüğu
politikacılarımızın serüvenlerini esprili eleştirilerle
dile getiriyor.
www.bilgiyayinevi.com.tr
BİLOI YAY1NEVI IVeşojtyet Cad Mo 46 A Yenışe^ır - 06420'ANKARA
Teı (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58
BİLfi! DA6ITIM Narfıbahçe Sok No 17, Kat 1 Cağaloğlu - 34360/İSTANBUL
Tel (0-212) 522 52 01 • 520 02 59 Faks (0-212) 527 4119
BILOI KİTABEVİ Sakatya Cad No 8/AKızüay-06420/ANKARA
Tel: (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks (0-312) 433 19 36
Seçme şiirler, 1973-2002
Enis Batur'un bugüne kadar yayımlanan
şiir kitaplanndan seçilnıiş 88 şüri bir araya
getiren Papirüs, Mürekkep, Tüy.
bir yandan şairin 30 }illık şiir yaşamı'm
anahadanyla sergileyip dönüm noktalanna
işaret ediyor, diger yandan da yeni kuşat
okurlan için iyi bir başlangıç olma
özelligi taşryor.
ODO
M HÜKÜMHIICIN TE20AH
TUSIAD'IN
AB DARBESI
Adfm adım TÜSİAD'ın
AB dorbesi, darbeciler,
hedefleri
Gökçe Fırot Var mı darbecılerı «;erı tıltmayı göîe alacak?
Doğon Avaoğlu Porlomenfoculnk
Öner Yoğcı Mehmet Ali Aybor Devnmcı bir du?unce odomı
Koyo Atoberk Kıbrrs'to seçrmlerı AB'oler mı korondıZ
Giırhon Özer AB propogondası rengınlenn fokiflılc edebıyafı
Murat Ozkon Gvn«y Kore kırrtn dos'u?
Sıbel Korucu 8M nm ceza mohkemesı 8oi yonet ve yorgıla'
Veysı Sevığ Turtıye ekonomıl çokuşun bedelmı
coÇralt olarak odeyecek
Cemal Korkmoı Sevr çope 812 'orıhı Lozan'da yO2dıM
YÖN Seçım Meclıslı dıktanın meşruloşmosı
DUŞÜNÇİZI Musiofo Izberk
httnbul (Q2<2) 293 72 92245 61 30-292 73 00
Ankara (0312) 232 46 22 izmlr ıO232ı *65 10 37
f2S«i 242 26 59 «-po«t»
www.turksdu.org
8.sayı bayilerde 750.000 TL
«Theı
ENGLISH CENTRE
L a n g u a g e S c h o o f
Genel rgıhzce Program.an
Şırketler ve Kuruluşlar İçin Oze' Programlar
ş Ingılfzcesı Program an
TOEFL-IELTS-FCE Sınavlanna Haari* Programlan
Çocukiara Ozel Hafta !ç Gündûz Yaz Programlan
Bıre-btr Ingılızce Eğıtırmen
Ev Hsnımlanna Özel Programlar
OğrencSenrmze Ücretsiz Aktıvıteler
Rumalı <M. No:92 M229 Ommtey Istanbul
TM (0212) 22S 91 H • 247 M t l • 241 20 34