25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURfYET 10 TEMMUZ 2002 ÇARŞAMBA SIYASETTE SARSINTI Ecevitler'e isyan bayrağı açan vekillerin çoğu, 1999 seçimlerinde DSP'nin gözde adaylanydı Listebaşındanistifaya Ecevit'le son görüsme Özkan emaneti teslim etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan BülentEcevit ile 11 yri son- ra yolları aynlan Hüsamettin Ozkan, partiye iüşkin önemli belgeleri önce- ki gün Başbakan'a teslim etti. Özkan, Başbakan Ecevit'e DSP'nin 24 trilyon liralık hesabının bulunduğu Ziraat Bankası cüzdanını, Başbakan'ın evi- ne ait tapulan ve Başbakan'ın kişisel banka hesap cüzdanını iade etti. Başbakan Ecevit'e en yakın isim olan Hüsamettin Özkan, Başbakan- lık Konutu'nda son kez bira raya gel- diği Başbakan'a kendisinde bulunan emanetleri de verdi. Ecevit'in ve DSP'nin özel evraklanyla ilgilenen Hüsamettin Özkan, kendisinde bulu- nan hesap cüzdanlannı içine koydu- ğu bir çantayla iade etti. Hüsamettin Özkan'ın Ecevit'e tes- lim ettiği çantada; DSP'nin yıllar için- de Hazine'den aldığı yardımlarla bi- riken 24 trilyon liralık TBMM Ziraat Bankası Şubesi hesap cüzdanı da bu- lunuyordu. Partinin giderteri az DSP'nin Hazine'den gelen parayı çok fazla kullanmaması, partinin gi- derlerinin son derece az olması ve pa- ranm değerlendirilmesiyle hesabmda bu kadarpara biriktiği öne sürülüyor Hüsamettin Özkan, bunun yanı sıra Ecevit'in kişisel banka hesap cüzda- nı, Oran Sitesi'ndeki iki eve ait tapu- lan ve vergi beyannamelerini de iade etti. Hükümetteki işlerinin yanı sıra Ece- vit'e banka işlemlerinde de yardımcı olan Özkan'ın, Başbakan'ın maaşı- nın yattığı Ziraat Bankası hesabını da yakından izlediği kaydedildi. Başba- kan Ecevit'in özel evraklannı ve DSP hesap cüzdanlannı emanet edecek ka- dar güvendiği Özkan, 11 yıl birlikte- liğınden sonra dün son kez Başbakan tarafindan uğurlandı. Ozkan-Ecevit görûşmesi Özkan-Ecevit görüşmesinde duy- gulu anlar da yaşandı. Özkan'ın ko- nuşması sırasında Ecevit'e "11 yıkür sizink büükte oklum ve size hiçihanet etmedün" dedığı öğrenıldı. Başbakan Yardımcısı Özkan, hiçbır zaman Ece- vit'in dışında üretilen senaryonun için- de yer almadıgını da söyledi. Hüsamettin Ozkan, siyasette duygu- salhğın olmadığını Başbakan Bülent Ecevit'ten öğrendiğini, istifa ettikten sonra kendisinin de artık siyasetçi ola- cağını ve duygulara yer vermeyeceği- ni söylediği kaydedildi. Ecevit'in artık kendisiyle çalışmak istemediğini anladığını dolayısıyla is- tifa edeceğini belirten Özkan, "11 yrt sizinie birtikte çok değerti çahşmalar yapüm. Hakkınızı helaJ edin" dedi. Bunun üzerine, Ecevit'in de "HelaJ olsun, sizdeheial edin" karşılığını ver- diği kaydedildi. BARIŞ DOSTER Başbakan Bülent Ecevit ile bir dönem DSP Genel Başkanlığı da yapan, eşi ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in birlikte kurduklan DSP yol aynmında. TBMM'ye ilk kez 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde 7 milletvekiliyle giren, 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde solun birinci, Meclis'in dördüncü partisi olan, yükselişini sürdürerek 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde sandıktan birinci çıkan DSP kan kaybediyor. 37 milyon 495 bin 217 kayıth seçmenden 32 milyon 656 bin 70'inin oy kullandıgı son seçimlerde, 31 milyon 184 bin 496 geçerli oyun 6 milyon 919 bin 670'ini (yüzde 22.19) alarak 136 milletvekili çıkaran DSP'de istifalar sürüyor. DSP'den istifa eden 5 bakanın ve bazı milletvekillerinin, seçim bölgelenndeki durumu şöyle: Hüsamettin Özkan (Istanbul): 1991 seçimlerinden bu yana Ecevit'e en yakın isim olan. kulislerde Ecevit'lerin manevi evladı olarak anılmakla birlikte, Rahşan Ecevit'le yıldızı hiçbir zaman tam olarak banşmayan Özkan, 2. bölgede, DSP listesinin ilk sırasındaydı. 69 milletvekili olan kentte DSP oylann yüzde 29.66'suıı alarak 26 milletvekili çıkarmış ve rakiplerine büyük fark atmıştı. Bir milletvekilinin 71 bin 649 oyla seçildiği Istanbul'da, DSP 2. bölgede oylann 30.13'ünü almıştı. lstemihan Talay (Içel): 866 bin 832 seçmeni ve 12 millervekili olan kentte, DSP yüzde 19.35 oyla üç milletvekili çıkarmıştı. DSP, MHP'den sonra ikinci partiydi. Talay da DSP listesinin ilk sırasındaydı. Recep Önal (Bursa): Kentin 1 milyon 289 bin 774 seçmeni, 16 milletvekili vardı. DSP yüzde 32.04 oy alarak en yakın rakibine, iki kat fark atmış, 6 milletvekili çıkarmıştı. Önal da listenin 3. sırasındaydı. • 37 milyon 495 bin 217 kayıth seçmenden, 32 milyon 656 bin 70'inin oy kullandıgı 18 Nisan seçimlerinde, 31 milyon 184 bin 496 geçerli oyun 6 milyon 919 bin 670'ini (yüzde 22.19) alarak 136 milletvekili çıkaran DSP'de istifalar sürüyor. istifa eden vekillerin aldıklan oy oranı ve listedeki konumlan göz önüne ahndığında bu isimlerin son seçimde DSP'nin en gözde isimleri arasında olduğu ortaya çıkıyor. Mustafa Yılmaz (Gaziantep): Ecevit'in SHP kökenli olup da kabul ettiği az sayıda isimden bıri olan Yılmaz, 618 bin 27 seçmeni, 9 millervekili olan kentte, oylann yüzde 19.52 sinı alan DSP'nin, TBMM'ye yolladığı iki isimden biriydi. Yıhnaz, kentte ikinci parti olan DSP'nin listesinin başındaydı. Hasan Gemici (Zonguldak): 410 bin 444 seçmeni, 6 millervekili olan kentte, oylann yüzde 39.30'unu alarak diğer partilere açık fark atan DSP, 3 milletvekili çıkarmıştı. Gemici DSP listesinin ilk sırasındaydı. Gaffar Yakın (Afyon): ANAP kökenli olan Yakın, 404 bin 132 seçmeni, 7 milletvekili olan kentte, oylann yüzde 12.60'ını alan DSP'nin çıkarabildiği tek milletvekiliydi. Hakan Tartan (Izmir): iki seçim bölgesi, 2 milyon 150 bin 970 seçmeniyle 24 milletvekili çıkaran Izmir, DSP'nin en çok oy aldığı kentlerdendi. Izmir'de DSP, oylann yüzde 40.27'süıi alarak 14 millervekili çıkarmıştı. Tartan da 1. bölgede. partisinin 2 numaralı adayıydı. , Atilhksoy (Gaziantep): Mustafa Yılmaz'lâ birlikte. DSP'den seçilen iki millervekilinden biriydi. ABGünay(Hatay): 693 bin 725 seçmeni ve 10 millervekili olan kentte, DSP'den seçilen 2 kişiden bıriydı. Günay'ın liste başı olduğu Hatay"da partisi, oylann yüzde 13.97'sini almıştı. tbrahim Yavuz Bfldik (Adana). 1 milyon 56 bin 15 seçmenle. 14 millervekili çıkaran kentte, DSP oylann yüzde 25.90'ını alarak 5 miliervekili çıkarmıştı. Bildik, DSP listesinin başındaydı. Tahsin Boray Baycık (Zonguldak). Kentin çıkardığı 6 millervekilinin yansını alan DSP'de Baycık. listenin 2. sırasındaydı. Cihan Yazar (Manisa): 798 bin 578 seçmeni, 10 milletvekili olan kentte DSP oylann yüzde 25.29unu alarak 3 millervekili çıkarmıştı. Yazar, partisinin 2 numaralı adayıydı. Hösamertin Ozkan lstemihan Talay Recep Önal Metin Bostancıoğlu Mustafa Yılmaz Partiden istifa edenlerin sayısı 33'e ulaştı... 6 bakanı Bülent Ecevit'ten koptu DSP'de 6 Ozkan depremf sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DSP'de Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın istifasıyla başlayan sarsıntı sürüyor. DSP'den dün gerçekleşen istifalarla parti- den aynlanlann sayısı 33'e ulaştı. DSP'nin sandalye sayısı MHP'nin altına düşerken iki parti arasında- ki fark da açıldı. Milli Eğitim Ba- kanlığı görevinden ve partisinden istifa eden Metin Bostanaoğhı. DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in "partivi tarihin karanhk derinliklerine gömmek istediğini" söyledi. Devlet Bakanı Hasan Gemici beklenen ıstifasını dün açıklarken Metin Bostancığlu, istifa karannı dün NTV canlı yayınında verdi. Bostancıoğlu, Rahşan Ecevit'e ağır eleştirileryöneltirken "Rartiyi Rah- şan Ecevityönetiyor. 'Benden son- ra tufan" diyor. 'Bizden sonra DSP olmasa da olur' diyor. DSP'yi ta- rihin karanlıklanna gömmek isri- yor. Bunun için benim yardımıma gerek yok" dedı. Bostancıoğlu, Bülent Ecevit'in saygın bir lider olduğunu, ancak "yaşamm yaş sı- nın" dikkate alındığında fınal sah- nesine geldiğini belirterek "Final sahnesi muhteşem obnahdn-.Ancak içinde bulunduğumuz şartlarda, bu finalin hiç de muhteşem olma- vacağmı görüyoruz" dedi. Aynlan millervekılerinin yeni bir oluşum kurmalan durumunda katılıp katılmayacağı sorusunu da Bostancıoğlu, istifa karannı alma- dan önce Özkan ve istifa eden ar- kadaşlan ıle görüşmediğinı söyle- di. DSP ıle MHP arasındaki san- dalye farkı dün daha da açıldı. DSP'nin sandalye sayısı dün öğ- le saatlerinde 94'e düştü. Ancak Is- tanbul Milletvekili ZaferGüler is- tifasını akşam saatlerinde geri al- dı ve DSP'nin millervekili sayısı yeniden 95'e yükseldi. Kulislerde, MehmetAğar'ın, Özkan ile birlik- te hareket ettiği ve istifalann art- ması için çaba gösterdiği haberle- rinin milletvekıllerinı çok rahatsız TBMM'de sandalye dağılımı MHP: DSP: DYP: 127 95 85 ANAP: AKP: SP: 79 53 ' 48 BAĞIMSIZ: BOŞ: TDP: BBP: 46 13 3 1 ettiği belırtildi. Bu çerçevede bu- gün de bazı millervekılerinin isti- falannı geri alabılecekleri değer- lendinnesi yapıldı. DSP'den son iki gün boyunca istifa eden millet\'ekillerinin adla- n şöyle: Hüsamettin Özkan, lstemihan Tala\; Recep Önal, Hasan Gemici, Mustafa Yılmaz, Ali Ilıksoy,Cihan Yazar, Bahri Sipahi, Tunay Dik- men, Perihan Yılmaz, Tamer Kan- ber, Hakan Tartan, Hasan Özgö- bek, AH Günay, Gönül Saray Alp- han, Abdübamet Turgut Tahsin Boray Baycık, Yavuz Bildik, Halit Dikmen, Akif Serin, Bülent Ersin Gök, Eyüp Doğanlar, Mustafa Ke- mal Tuğmaner, Turhan İmamoğ- lu, Gaffar Yakın, Faruk Demir, Fikret Uzunhasan, Mustafa Gü- ven Karahan,Şenel Kapıcı, Fahret- tin Gülener, Metin Şahin, Metin Bostancıoğlu ve Hadi Dilekçi. Birkaç saat önce Ecevit'e sahip çıkalım diyenlerden bazılan, istifa sırasmda da ön sırada yer aldı Vekillerin nabzı saatbaşı değiştiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP'de yaşanan "deprem", mil- letvekillerini şaşkına çevirdi. Bir- kaç saat önce "Kafa göz yanp Bde- rimizi savunahm" diyenlenn parti- den kopması, liderine bağlılık açık- lamasını unutanlann istifaya koş- ması siyasi etik açısından "ibret" örnekleri olarak siyasal tarihe geç- tı. DSP kulislerinde birkaç gündür en çok kullanılan sözcük "vefa" ohır- ken"Nankör kedi kim" sorusudil- lerden düşmedi. 1985 yılında kurulan DSP, 17 yıl- lık tarihinin en büyük sarsıntısını yaşıyor. Bu sarsıntı, milletvekilleri- iıi de sarstı. DSP'li vekillerin "nab- ^ı". gelen çeşitli haberlere, söylen- tüere bağlı olarak saat başı değişti. DSP'deki büyük depremle ilgili ba- zı ilginç notlar şöyle: * DSP genel merkezinde önceki gün düzenlenen ve 80 dolayında mil- lervekilinin katıldığı toplantıdan son- ra "birtik ve berabeıiik" açıklama- • DSP'nin son iki günde yaşadıklan siyasi etik açısından ibret örneği olarak tarihe geçti. DSP kulislerinde birkaç gündür en çok kullanılan sözcük "vefa" olurken "Nankör kedi kim" sorusu dillerden düşmedi. lan yapıldı. Ancak bu toplantının üzerinden 5 saat geçtikten sonra top- lantıya katılanlann da aralannda bu- lunduğu bazı milletvekilleri istifa kuyruğuna girdi. En hızlı dönen Baycık oldu * Zonguldak Millervekili Tahsin Boray Baycık "en hızlı dönen" mil- lervekili sıfatını kazandı. Önceki gün saat 12.00'de genel merkezde- ki toplantıda Rahşan Ecevit'e "Şûn- diye kadar saldınlara karşı hep sus- kıin kaldık. Artık izin verin, kendi- mizi konıyahm. MHP'de Türkeş'e, Bahçeli'ye karşı bir tepki ohmca he- men kafa gözyanp işi bıtiriyoriar. Biz de gerektiğinde kendimizi böyle sa- vunmabyız" diye seslenen Baycık, akşam üzeri fikrini değiştirdi. İlk istifa eden miUervekilleri arasında yer aldı. * İlk istifacılar arasında iki kadın milletvekilinin de yer alması ilginç- tı. Perihan Yıhnaz ile Gönül Saray Alphan. çok değil. birkaç gün önce diğer kadın milletvekilleriyle birlik- te bir açıklama yaparak Ecevitler'e karşı saldıralan kınamış ve destek- lerini ortaya koymuşlardı. Eker yerine kim imzaladı? * Muş Milletvekili ZekiEker'in du- rumu da iki gündür tartışma konu- su oldu. Önceki gün akşam istifa et- tiği açıklanan ve Hüsamettin Özkan ile birlikte yemek yiyen Eker, gece yansına doğru "istifa etmediğuü" bildirdi. Ancak dün TBMM Baş- kanlığı'na gelen istifalar arasında Eker' inki de vardı. Eker, bunun üze- rine yeni bir açıklama yaparak "İs- tifa dilekçesindeki imza benim de- ğü" dedı. * tki gün içerisinde üç kez konuş- tuğumuz bir millervekilinin görüş- leri vekillerin şaşkınlığını ortaya ko- yuyordu. Bu milletvekili sırasıyla şugörüşleridilegetirdi: "Elbette ge- nel merkeze gideceğim. Hüsamettin Ozkan'ı Başbakan getirdi, almak da onun hakkı. Özkan'ın da birçok ha- taları oldu", "Rahşan Ecevit parti- yi bitiriyor. O/kan'a büyük haksız- lık yapıldr, "Başbakan bir formül gösterecektir. lsmaiJ Cem'in önüaçı- lacalc" * Özkan ekibi, dün gün boyu isti- fa edenlerin sayısını arttırmak için kulis yürüttü. Bu arada, muhalifler- den kopan Sakarya Milletvekili Ra- mis Savaş'ı da aradılar. Savaş, "Bu anlayışta olan insanlaria birlikte ol- maktansa siyaseti bırakmayı yeğle- rim" yanıtını verdi. Umuflar Cem ve Derviş'te * Özkan'ın arkasından gitmeye hazırlanan millervekilleri. dün gün boyu ofisten bir açıklama bekledi- ler. Bu milletvekillerinin parride kal- mak için son umudu. Başbakan Ece- vit'in Dışişleri Bakanı tsmaiICem'ı partide tutacak bir formül bulması ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'i partiye çağırmasıydı. * DSP'den istifa ettirilen, ancak da- ha sonra bizzat Rahşan Ecevit tara- findan geri çağnlan Istanbul Millet- vekili Bülent Ersin Gök de istifa edenlerarasındaydı. Ecevit'in "Fet- hullahçı" eleştirilerini göğüsleye- rek milletvekili yaptığı Gaffar Yakm da DSP'yi terk edenler arasında yer aldı. AVRUPA'DAN GURAY OZ Gerçeğin Rengi Her şeyın bir rengi olmalı. Çok eskiden okuduğum bir kitapta renklerin ger- çekte varolmadfklannı, yainızca ışığın biroyunu ol- duklarını iddia eden bilim adamı-yazara ne kadar çok kızmıştım. Sonra kızgınlığım geçti. Var olan şey- lerden var olmayan, ama yıne de var olmaya de- vam eden şeyler yaratmak ya da en azından on- lan görmek, keşfetmek bize mahsustur ve bızi mut- lu eder. Mutluluğumuz biraz boyle sanrılara, böy- le umutlu gölgelere, esrarlı kabukları içındeki mey- velere benzeyen aşk eseıierine bağlıdır. Aşk gelince her şeyin iyi gideceğine, "cümle eksiklerin biteceğine" inanırız biz. Aslında aşkı da biz yarattık. Hormonlarımızın dürtükleyip durduğu bir maceranırrsonunda keş- fettik onu. İyi de oldu. Ruhlanmızın biraz zengin- leşmesınde bu tuhaf keşfımizin payı var. Hep iyi şeyler yarattığımızı ya da keşfettiğimizi söylemekse zor. Yurtlarımızı keşfettık. Topraklarımıza bağlandık ve onlan sevdik. Şehirlerimızi başka şehirlerden da- ha çok sevdik. Yurtseveriiğimizi bağnazlık nokta- sına kadar götürüp birbırimizi boğazladığımız da bir tuhaf gerçektir ve şu tarih denen hikâyeler de- metinin her yanında, her sayfasında hâlâ yazılıdır. Şehirlerimızi, bizım olan, bizım olduğunu sandığı- mız zenginliklerimizi elimizden almak isteyenlere karşı kahramanca savaşırken, gül renginde aktı kanımız, hâlâ da akıyor. Şimdi sessızce ve biraz da gönüllü bir boyun eğiş- le kaybederken bağımsızlığımızı; hep söylediğimiz ve söylemeye devam edeceğimiz gibi, parıltılı bir ortaçağın ortalanna doğru, ivmesi gittikçe artan bir hızla ilerliyoruz. • • • Estetiği keşfimiz bir büyük mucize. Onu doğa- dan öğrendik. Cinayetlerimizde bile estetığin ren- gıni arar ve çoğunlukla buluruz. Sürülerimize gıp- ta ıle bakan komşumuzu bir kalın sopa yardımıy- la halledıp, onun sürülerine de sahıplendiğimiz günden bu yana elimizden düşürmedığimız sopa ve keşıflerimizin sonsuz hızıyla mükemmelleştirdi- ğimiz silahlarımız ne güzeldi. Fatıhlerımizin, kah- ramanlarımızın kan dökücülüğü ıle bugün biraz belki buruk bir şekilde övünüyoruz. Ama hâlâ geç- medi övüngenliğimiz. Uçaklarımızla yağdırdığımız bombalarla yerle bir ettiğımiz şehirterin yenne yeni şehirler kurarken, git- tikçe uzayan boylarıyla gökdelenlerimiz şehirleri- mızi boğdu. Ama onlarda da bir estetik görmek ve şehirlerimizı bu kez yeni halleriyle sevmek beceri- sini bizden başka kim gosterebilir? • • • Yeniliklerden hep korktuk ve hep yeniliklere doğ- ru koştuk. Kimi zaman ışığa doğru koşan ve ateşle kavru- lan pervaneler gibiyiz. Şimdı herkes geride bıraktığımız bınyılda -ger- çekte bizim için bu bin yıl sadece bir hikâyedir; biz onun sadece son üç çeyreğınin tanığıyız- çektiği- miz acılardan soz ediyor. Olsun, biz bu acılanmız ve saymakla bitmez ahmaklıklarımızdan sonra na- sıl da koşuyoruz yeni ortaçağımızın panltılı karan- lığına. Tembel bir kedi gibi sobanın yanında kıvn- lıp kaldığımızı söyleyenler de var. Bize ait işleri baş- kalarına havale ettığımizi, "demokrasi", "özgür- lük" gibi kavramları ya eskimiş ya da bize arma- ğan edilmesi gereken "şeyler" gibi gördüğümü- zü iddia edenler de. "Bu günler geçecek ve in- sanlar kazanacak sonunda" diyenler de var. Her şeye rağmen kazanacağımızı iddia ederken kuru- sıkı atmak belki kötüdür; ama hayal hep gerekliy- dı ve hâlâ her zaman olduğundan daha fazla ge- reklidir bize. Gerçeğı tam keşfettiğimizi sandığımız anda ıçi- ni dışını değiştıriveren gerçek karşısında çaresiz- liğimızi tanımlama ihtiyacı neler de söyletiyor biz- lere. "Kafamız karmakanşık oldu bu son yüz- yılda, özellikle de son çeyreğinde bu yüzyılın." "Olmuyor, eğer şuraya giremezsek, buradan kre- dilergelmezse, şunlarla aramız iyi olmazsa kö- tüdür işler." "Bitti artık işimiz, artık beyaz bir bayrak çekmenin zamanıdır." Şimdı ortalıkta böyle sözler dolaşıyor. Aslında doğ- ru değil bu! Beyınlerımiz gittikçe gelişiyor. Sorun- lanmıza bulduğumuz her çarenin, yeni çaresizlik- ler ürertiğını anlamaya başlayah daha çok olmalı ve bu yüzden de umudumuz her gün biraz daha artmalı. Kimi katı gerçeklere boyun eğerken, o ger- çeklerin içinde yeniden keşfedeceğımızgücumüz- le, gerçeği yeniden biçımlendireceğimize inancı- mızı kaybetmek herhalde ölümcül keşif olurdu. Gerçekte hikâye öyle değil. Benim yazdığım gi- bi. Tarihin acı, tatlı, gülünç ve kimi zaman pek katı hikâyelerine karşı, aşkın içten içe yanmayı hep sür- düren, kendi sonsuz çeşitlemesıyle bize umut ve- ren ışığı varoldukça insanın macerası sürüp gider. Panltılı orta çağların sonu gelir. Ve inanın, sırtımız yere gelmez bizim. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Hükümetin devamı Başbakan hn kararı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TOBB Başkanı RifatHisarcık- boğlu. ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in pıya- saların tepkisinden memnun olduğunu söy- ledi. Derviş'in hükü- metin devam edip et- memesi konusunda bir görüş belirtmediğini vurgulayan Hisarcıklı- oğlu, "Hükümetin de- vamı ise Başbakan'ın karandır" dedı. Hisar- cıklıoğlu, Merkez Ban- kası ve Hazine'yi de göreve çağırdı. Derviş, son gelişme- leriTOBBheyetiylede- ğerlendirdi. Hisarcık- lıoğlu. görüşme sonra- sında yaptiğı açıklama- da. Derviş'le siyasi ko- nulara girmediklerini belirtti. Ekonominin hassas dengeler üzerin- de oturduğunu ve siya- si behrsizliğin ekono- miyi etkilememesi için uyan görevinde bulun- duklannı vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Biz Sayın Başba- kan'ı da uyarmıştık. Hazineve Merkez Ban- kası'nı, ekonominin hassas dengekrinin bo- zubnaması için görevi- ni yapmaya çağırmış- nk. Bu konudaki göriiş- lerimizi Sajın Derviş'e de aktardık. Siyasi be- Ursizüğin giderilmesi konusunda Deniş'le bir görüşmemiz ounadı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle