Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAZİRAN 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kurtur(« cumhuriyet.com.tr 15
Örümcek Adam : Çağımızın sıradan insanlan için üretilen bir çağdaş masal daha beyazperdede
Daha gerçek bir kahramanKölrür Senisi-Kimbirörümceğinyaptığı herşeyiyap-
m a k ister? Marvel Comicsin çizgi karâkteri 'Örümcek
Adam'ın bu denli sevilmesinin nedeni, yalnızca bir süper
kcahrarnan olması değildi. Çızgi-diziyi herkese biraz daha
yakınlaştıran Peter Parker, yani maskenin ardındaki kişi
oünuştu.
Bu durum, Sam Raimi'nin yönettiği fılm için de geçer-
li. 'Örümcek Adam'ınkınden çok, Peter Parker'ın öyküsü
üzerine kurulu olması, fılmı cazip kılıyor. Alıştığunız vur-
dhıhı kırdılı fılmlerden değil. Bu, tabii ki fılmde özel efekt-
lere ve hareketli sahnelere yer verümediği anlamına gelmi-
yor. Bu tür fılmler incelendığinde sorulması gereken soru,
**Ozel efektler göz ardı edildiğinde, filmden geriye ne
kaldığı?" dır. Örümcek Adam söz konusuysa, filmin çiz-
gi-romandan uyarlanmış fılmlerde olmadığı kadar güçlü
b>ir etkiye sahip olduğu görülür.
"Örümcek Adam", silik bir lise öğrencısinin özel giy-
silerini giyerek kahramana dönüşmesinin anlatıldığı çağı-
rrıız masallanndan biri. Kahramanımız, May Teyzesi (Ro-
s e n a n Harris) ve BenAmcasf yla (Cliff Robertson) New
York'un Queens banliyösünde yaşamaktadır. Parker, tam bir
kitap kurdudur, serserilerin fena halde dikkatini çekmekte-
dir, ama Peter, kızıl saçlı güzel Mary Jane Watson'ın (Kris-
ten Dunst) dikkatini bir türlü çekemez. Arkadaşlannm kı-
saca MJ dediğı Mary Jane, Peter'ın altı yaşından beri âşık
olduğu ve yan apartmanda oturan komşu kızıdır. Utangaç
bir âşık olan Peter, MJ'nin adıru bile telafruz etmekten çe-
kinir. Yaşamı
boyunca çevre-
si tarafından
küçük düşürül-
meye alışan Pe-
ter'ın sıradan
vaşamı, Calı-
f o r n i a
Ünıver-
sitesi'nin araş-
tırma laboratu-
vanna yapılan
bir okul gezi-
sinde, genleriy-
le oynanmış bir
örümcek tara-
findan sokul-
masıyla altüst
olur.
Ertesi gün
uyandığuıda,
olağanüstü bir
güç, görme ve
tırmanma yeteneğiyle donanmış olduğunu, hatta el bilek-
lerinden örümcek ağı nrlatabildiğinı fark edecektir. Film,
herhangi bir gencin süper kahramanlık öyküsünün yanın-
da, bir gencin ortalama bir süper kahramana dönüşmek için
verdiği uğraşın öyküsü. David Koeppin senaryosu, ergen
kişinin süper güç sahibi olmanın, genç bir adamın sorunla-
n için mükemmel bir çözüm olabileceği yolundaki kanıyı
tartışmaya açar nitelikte. Parker, başkalannda hayranlık
uyandıran süper güçlerinin kendisine özgürlük değil, yeni
sorunlar getirdiğini görecektir. Bir 'Örümcek Adam' ola-
rak kendini geliştirmek onu fazlasıyla meşgul eder. Velile-
ri olan teyzesi May ve amcası Ben de Peter'da bir değişik-
lik olduğunun farİandadırlar. Sorumhıluk sahibi bir insan
olan Peter, evle ilgili işleri aksatmakta, saatlerce odasına ka-
panmaktadır. Ben, yeğeninin büyük bir insan olma yolun-
da ilerlediğine ınanmaktadır. Benimsenen biri olmak için,
kişinin kendi çıkarlanndan vazgeçip topluma hizmet etme-
si gerektiği, filmin ana fıkrini oluşturuyor. Parker'ın seçi-
mi de istekleri değil, görevleri yönünde.
Bu durumda filmin eski moda olduğu söylenebilir. Gü-
nümüz New Yorku'nda geçse de filmin öyküsü, 1960'lann
Amerikasf na ait olacak türden. Sam Raimi, fılmi günümü-
ze ait öğelerle sırurlandırmamış olması memnunluk verici.
'Örümcek Adam', 'Batman'da olduğu gibi karanlıkbir-
şeyler çağrıştıran bir yapım değil, daha çok okullu bir
kahramanın öyküsü...
(Culture'dcmderieyen SELCENAKSEL)
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
1
1
I
İ
1
Her öykü ortasından yeniden başlar ve yön değiştirir. Hayat geldiği gibi gitmez, rastlantılarla sürer ve insan yeni yönlere açüır.
Lucia'nın öyküsü..."Romanmızı okudum. Romamnız
içime işledi ve orada kaldı." Lucia, ta-
ntşmak istediği yazara burılan söyler.
Ona âşık olmuştur, onun da kendisine
âşık olmasını istemektedir. Madrid'de
bir restoranda garson olarak çalışan Lu-
cia, yazarla yaşamaya başlamıştır, âşık-
tır ve mutludur. Ama yaşam, yaşandı-
ğından daha karmaşıktır, rastlantılarla
doludur ve karşımıza nelerin çıkacağı-
nı hiçbir zaman bilemeyiz. Bu da "sec-
reto"dur, gizlerimiz, yaşamın gizleri ve
bizim gizlerimiz.
Yazann da bir "secreto"su vardır. Bir
adada bulunduğu sırada aym yusyuvar-
lak olduğu bir gecede bir genç kızla de-
nizde çınlçıplak sevişmişlerdir. Loren-
zo (yazann adı budur) yaşgününü kut-
lamaktadır ve hayatında bu denli mutlu
olduğu bir sevişmeyi anımsamamakta-
dır. O gece sevişmesi orada kalır, birbir-
lerini bir daha görmezler. Ancak, o ge-
cenin sevişmesi güzel bir kız çocuğunun
doğumu ile sonuçlanacak ve çocuğun
adı Luna konacaktır, "Ay". Lorenzo,
yeni romanında bu konuyu büyük bir
duyarlılıkla işlemektedir, Lucia da on-
dan habersiz bu yeni romam okumakta-
dır. Yazar bir kızı olduğunu öğrenir, gi-
der ve onu bulur, annesiyle de görüşme-
ye başlar.
Öykünün içinde birbirine geçmiş ye-
ni öyküler vardır ve bütün öykülerde
cinsellik özel bir yer tutmaktadır. Lu-
na'nın annesi, kendi annesinin sevgili-
siyle birlikte oturmaktadır ve orada da
yeni bir öykü başlayacaktır.
Bu karmaşık doku içinde Lorenzo bu-
nalıma girer. Sorunlannı çözemez ve
kendini dağıtır. Tam da bu sırada bir tra-
fik kazasına uğrar ve ölür. Şimdi Lucia
bunalımdadır ve Lorenzo ile sözü edi-
len adaya tek başına giderek duygula-
nyla başa çıkmaya hazırlanır.
Yönetmen ve filmin senaryosunu da
yazan Julio Medem, filmin ana tema-
smı burada açıklar. Her öykü ortasından
yeniden başlar ve yön değiştirir. Hayat,
geldigi gibi gitmez, yeni rastlantılarla
sürer ve insan yeni yönlere gider. İnsan
sürprizlere açık olmalıdır, kendini yeni
öykülere ve yeni yönlere hazır tutmalı-
dır. Lorenzo, Lucia'ya adadaki bir de-
likten söz etmiştir. Bu delikten aşağıya
inenler yeni bir yaşama kavuşacaklardır
ve Lucia bu deliği bulur.
2001 tarihli Ispanyol yapımı bir film
olan Lucia, yönetmenin iç içe geçmiş
öykülerin çevresinde insan duygulann-
da gezindiği duyarlı bir yapım. Yer yer
uzamış olmasma karşın duyarlıhkla iz-
lenen Lucia, cinselliğin ışlenişinde de
farklı boyutlar taşıyor.
EDEBÎYAT DERGİLERİ - 2
Oyküler arasında yaşamakHÜRRtYET YAŞAR
• Yaba Edebiyat: tki aylık der-
gilerden Yaba Edebiyat'ın ağırlıklı
konusu, derginin öykücü Hakkı
Özkan amsına düzenlediği "So-
kaktaki Jnsan Öyküleri" konulu
öykü yazma etkinligi ve sonuçlan.
Bu sayıda, ödül alanlardan Beyazıt
H. Akman, Nilgün Erdem, Gül-
den Akkanın öyküleri ve Haşim
Husrevşahi'nin çevirisiyle Mani-
ru Revenipur'dan bir îran öyküsü
yer alıyor. Sedat Umran, Osman
Serhat Erkekli, Emrah Altınok,
Anü Meriçelli son sayuıın şairleri
arasında. "68 Kuşağı diye bir ga-
rip kuşak çıktı. Ne olduğu belir-
siz. (...) Bu kadar dönek hiçbir
kuşaktan çıkmadı. (...) Dönekler
ya dönek değilse. Ya öyle görü-
nüp ortalığı karıştırdılarsa!" Her
zamanki Attilâ llhan ilginçliğin-
deki bu söyleşi de Yaba Edebi-
yat'ta. (Tel: 0212. 293 36 06)
• Kül: Yaz 2002 tarihli 25. sayı-
sı tümüyle öykülere aynlmış. Ka-
pağındaki "Oykü Özel Sayısı (1)"
yazısından, en az bir sayının daha
böyle çıkacağı anlaşılıyor. Oykü-
cüler: Gökhan Tok, E. Bülent
Yardımcı, Yusuf Karaçay, Tan
Tolga Demirci, Fatma Karataş,
Bilal Kolbüken, Burcu Burdur-
lu, Ayşe Güzel ve Serap Gecü.
(Tel: 0312.223 63 15)
• Evrensel Kültür: Sadık Ayte-
kin'in, geçen ay yitirdiğimiz büyük
halk ozanımız Aşık Mahzuniye
ilişkin yazısını, Selma Ağabeyoğ-
lu, Atılcan Saday, Arif Berberoğ-
lu, Selim Şen, Kemal Özer, Enıi-
ne Boynukısa'mn şiırleri ile Yelda
Eroğlu'nun öyküsü izliyor. Aynca,
Cafer Türkmen'in 1950'li yıllar-
dan Doğu ve Güneydoğu Anadolu
fotoğraflan; 1970'li yıllan resim,
heykel, yayın ve afişlerle yansıtan
"Pankart" sergisi (Istanbul) tanıtı-
hyor. (Tel: 0212.361 09 07)
• Kum: t. Mert Başat'ın "Gü-
nümüz Şiirine Itirazlar", Hüse-
yin Atabaş'ın "Attilâ tlhan'ın Şi-
iri ve Arabesk Meselesi", Celal
Hafıfbilek'in "1980 Sonrası Türk
Romanı Yüz Yılhk Hüzün" baş-
lıklı yazılannnı yanında; Mehmet
Taner, Ahmet Uysal, Ayten Mut-
lu, Timuçin Özyürekli. Tuğrul
Keskin ve Mehmet Kıyat'ın şiir-
leri, Zeynep Aliye ve Handan
Gökçelik'ın öyküleri yer alıyor.
(Tel: 0312.425 87 11)
• Bahçe: Antalya'da çıkan dergi-
de Ahmet Günbaş'ın "Nâzım
Hikmet'in tlk Şiirleri", Hasan
Efe'nin "Özjürekli'nin Son Şiir-
lerinde Ölüm", Aydın Şimşek'in
"Şiir mi: lsimsizleş(tir)me-lde-
olojisizleş(tir)me", Ayten Mut-
lu'nun "Antik Çağdan Günümü-
ze Şiir ve Kadın" başlıklı yazılar;
Hüseyin Alemdardan Ayten
Mutlu'ya, Gülseli İnaldan Ber-
tolt Brecht'e degin birçok yerli ve
yabancı şairden şiir var. (Tel:
0242.248 00 08)
• Agora: Afşar Timuçin in
"Doğu Batı Karşıtlığı", Feridun
Andaç'ın "Sözcüklerin Çalıntı-
sı", M. Sadık Aslankara'nın "Ce-
mil Kavukçu'nun Yalnız ve Aşk-
sız tnsanlan". Burhan Günelin
"Yaratıcı Gizin Labirentlerin-
de...", Cumhur Aslanın "Top-
lumsal Bir Şizofreni Olarak
Kar" başlıklı yazılan, Hüseyin Pe-
ker'in Timuçin Özyürekli, Sevgi
Özcan Güven, Hilmi Haşal, Salih
Aydemir ve Fadıl Kocagöz'ün şi-
ir kitaplannı değerlendirdiği yazı-
sı, bu sayıyı merak ettirecek ürün-
lerden kimileri. Agora'nın bu sayı-
sının şairleri arasında ise Arif Ma-
danoğlu, Timuçin Özyürekli, tl-
yas Tunç, Fergnn Özelli, Arzu K.
Ayçiçek, Altay Ömer Erdoğan,
Mehmet Arilla da var. öyküler E.
Bülent Yardımcı ile Şahin Yıldı-
nm'dan. (Tel: 0232.489 57 41)
* Eski: tçinden düşen yaprakla-
nna sinirlenip okumayanlan da bu-
lunan Eski'nin 8. sayısının ağırlık-
lı konusu Nâzım Hikmet. Tarık
Dursun K., Yüksel Pazarkaya,
Jale Sancak, Yasemin Yazıcı,
Oğuz Özdem, Nihat Ateş bu sayı-
nın yazarları arasında. (Tel:
0212.243 67 78)
* Türk Dili Oergisi: Türk Dil
Kurumu'na ve onun dil ve yazın
dergisi Türk Dili'ne karşıdevrimci-
lerce el konulmasmdan sonra Istan-
bul Kadıköy'de yayın yaşamına atı-
lan dergi, 15. yılında ve 90. sayısın-
da. Vedat Günyol, Ömer Demir-
can, Eray Canberk, Nevra Bu-
cak, Fatma Gürel, Ulviye Alpay,
Naim Tirali de bu sayınm yazarla-
n arasmda. (Tel:0216.330 31 21
VECDÎ SAYAR
KEDIGOZL
Ney, Zen ve Say
Artık yeni kahramanlarımız var. Televizyonlarımız
sayesınde onlarla ilgili tüm ayrıntılan ezberledik.
Nerede doğmuşlar, kimlerle arkadaşlık etmişler,
saçlarını nasıl kestirmişler. hepsini hepsini biliyoruz.
Gençlerimiz, bir gün gelip onlar gibi meşhur olma-
nın hayaliyle yanıp tutuşuyor. Genç kıztar için ide-
al koca adayları yeniden belirleniyor... Artık, solu-
muza soğan, sağımıza sarmısak asmamıza gerek
yok, iki tarafa da birer top asıp durumu idare ede-
bilirız. ÖSS'ye, "Biri Bizi Gözetliyor"a falan gerek
yok. Gençlerimiz için dogru yolu bulduk. Erkek olur-
sa futbolcu, kız olursa manken... Türkiye kupayı
alacak. En güzel kızlar futbolcuya gidecek. Başka
yolu yok!
Gene de bir sorun kalıyor: Her futbolcuya bir
manken, her mankene bir futbolcu bulabilecek mi-
yiz?
•••
Kedilerin futboladüşman olduğunu düşünüyor-
sunuz, değil mi? Hayır, düşman falan değiliz... Biz
de keyif almasını bilirizfutboldan, yarışmadan. He-
le, bazılarımız hastalık derecesinde meraklıdır bu
spora. Ama. bazı değerler yüceltilirken başka de-
ğerlerin tümüyle göz ardı edıldığini görmek canımı-
zı sıkıyor işte...
Tabii anladınız, gene sanattan söz açacağım, ül-
kemizi çağdaş dünyayla buluşturan yaratıcılardan...
Sahi, sporcular uluslararası karşılaşmalara giderken
"yurtdışına çıkış harcı"ndan muaf oluyor da, ulus-
lararası etkınlıklere katılan sanatçılar neden olmu-
yor? Futbola verilen destek ve teşvikler ne kadar,
sanata verilen destek ne kadar? Bilmek istiyorum.
"Futbolla sanat kıyaslanır mı? Futbolda para var.
Futbolculanmızı satarak ülkemize döviz kazandıra-
bilinz" diyebilirsinız. Dünya Kupası'ndaki başarımı-
zın. ülke tanıtımına ciddi katkıları olduğunu da söy-
leyebılirsınız. Doğrudur. Belki de, sırf Kupa'daki ba-
şarımız nedeniyle daha çok turist gelecek Türki-
ye'ye önümüzdeki yıl. Peki ama, her şey para mı
sevgili arkadaşlar? Gençliğe futbol kahramanları-
mızdan başka gösterecek modelimız, kahramanı-
mız yok mu? Devletımizin, sermayemizin ve de
medyamızın tek kurtarıcısı futbol mü?
Neyse ki, sermaye cephesinden farklı sesler de
gelıyor. Istanbul'a görkemli bir müze kazandıran
Sabancı aılesine, gerçekleştırdiği "Yaz Festiva-
// "nde bizı Gotan Project'le, Manu Chao ile buluş-
turan Efes Pilsen'e, Istanbul Kültur ve Sanat Vak-
fı'nın düzenlediği müzik festivalinin ana sponsoru
Eczacıbaşı'na ve festivale destek veren öteki
sponsorlara ne kadar teşekkür etsek az. Kolay imaj
peşinde koşmadıkları; futbolla yetinmeyip "öteki"
Turkiye'yi de düşündüklerı için...
•••
Ne güzel, ne anlamlı bir rastlantı: Futbolumuzun
Japonya karşısında zafer kazandığı gün, sanatımız
da ikı büyük ustası aracılığıyla Japonya ile karşıla-
şıyordu. Fazıl Say, o büyülü parmaklanyla kendi
bestelerini çalıyordu Japonya'da. Aynı gün Kudsi
Erguner, Istanbul'da Japon sanatçılarla tek nefes,
tek yürek olmuş uflüyordu ney'ini, Japon davulla-
rının eşliğinde.
Kudsi Erguner'in Istanbul'da verdiği konser, ta-
savvufla zen'i buluştururken Fazıl Say Japonya'da
konserlerle iki kültür arasında köprüler oluşturu-
yordu. Onları dinleyenlerin, futbolda kazandığımız
başarıyı daha daha farklı bir gözle değerlendirdik-
lerine hiç kuşkum yok. Türkiye'nin ulusal onurun-
dan başka bir şey düşünmediklerini iddia edenler
ise önlerine gelen bu fırsatı değerlendirmeyi akıl
edemediler. Japonya'da ise şu başlığı birileri mut-
lak atmıştır: "Türklerden korkulur. Sahada da rüz-
gâr gibi estiler, sahnede de."
Bugün Dünya Müzik Günü. Yarın ise Senegal ile
maçımız var.
Başta sevgili Kudsi ve Fazıl, tüm dünya müzis-
yenlerınin bayramını kutluyor, futbolcularımıza ba-
şarılar dıliyorum.
vecdisayar « yahoo.com
Stiidyo Drama EskişehiP'de
• Kültür Servisi - Stüdyo Drama Sanat
Kurumu Tiyatro Birimi. bugün saat 20.00'de
Eskişehir'deki Yunus Emre Kültür
Merkezi'nde, Ahmet Cemal ve Onur
Bayraktar'ın yazdıklan 'Ben, Nâzım,
Yaşarken ve Ölürken' adh tek perdelik oyunu
sergileyecek. Onur Bayraktar ve Melis
Birkan'ın rol aldüclan oyunu, Onur Bayraktar
yönetiyor. 'Ben, Nâzım, Yaşarken ve Ölürken'
daha önce, Nâzım Hikmet'in yaş günü olan 15
Ocak tarihinde, Eskişehir Tepebaşı Belediye
Başkanı Ahmet Ataç'uı daveti üzerine yine
aynı yerde sergilenmiş ve çok büyük ilgiyle
karşılanmıştı. Aynca topluluk iki sezon önce
Anadolu Üniversitesi'nin daveti üzerine Onur
Bayraktar'ın yazıp yönettiği 'Kaos' adh oyunu
da Eskişehir'de sergilemişti.
BUGÜN
• BEKSAV da 'Michael Haneke fılmleri'
kapsamında 15.00'te 'Yedinci Kıta', 17.30'da
'Tesadüfı Bir Kronolojinin 71 Parçası',
19.30'da 'Piyanist' filmlerinin gösterimi. (0
216 349 91 55)
• BABYLON'da 23.00'te 'Fujifilm Music
Week-Ends' kapsamuıda Los Amigos
Invisibles konseri. (0 212 292 73 68)
• ASPENDOS ta 'Uluslararası Opera ve
Bale Festivali' kapsamında 21,30'da Prag
Devlet Operası'nın 'Nabucco' adlı operası. (0
2427357337)
• GtTARCAFE'de 'Gitarcafe Gökkuşağı
Müzik Festivali' kapsamında 18.00'de
Slowride, 20.00'de Vokal tstanbul'un
konserleri. (0 216 346 82 08)
• BAŞKA KÜLTÜREVİ'nde 19.30'da
Bernardo Bertolucci'nin 'Paris'te Son
Tango' fihninin gösterimi. (0 212 249 12 84)
MÜZÎK FESTtVALÎ'NDE BUGÜN
• tŞ SANAT KONSER SALONTJ'nda
19.30'da Idil Biret (piyano) konseri. (Biletix:
0216454 15 55)