Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAB 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
XT3'nun anlcetiae katılanlar, bu yasalarla seçimin bir yarar sağlamayacağı görüşünde
Önce SeçimYasası değişsin^\XtfU(Cumıır)
kcaa Tcret Odası"nn (ÂT3) yapığı an-
k e e gcre. Ankara halkınuı84.8'iieçim-
lerienor.ce siyasi partileıve seçm ya-
saknnr değışmesin istıyor. Ankît, An-
kaalılran yûzde 51 2'siım, erkeı seçi-
m i ı Tir<riye"ye yarar geriımeyeceği dü-
şüıcesüde olduğuıu da crtaya çkardı.
Ankıra Ticaret Ocası"an 3 bın L50 ki-
şinn ksıhmıyla gerçekle>tirdığı anket,
Ancan halkının erken seçimderı önce
siyısi pırtiler ve seçım yisalanıda de-
ğişklıL stediğini ortaya loydu. Kralay,
Ulıs, tarum, Bahçeliervler, Ostm, Gi-
ma, Aüöprü, Migros, Rizgârlı Sokak,
Porta Caddesi ve S.teler'ce yapııanan-
kete kmlımcılara erken seçime ilişkin
6 soru soruldu. Aniette yer alan >orula-
• ATO tarafından gerçekleştirilen anketin sonuçlanna göre,
Ankara halkının yüzde 51.2'si erken seçimin Türkiye'ye yarar
getireceğine inanmıyor.
ra deneklerin verdiği yanıtlar şu şekilde
sıralandı:
Türkrye'de erken seçiminyarargetire-
ceğineinanıyormusunuz: Ankete katılan-
lann yüzde 51.2'si hayır yanıtını verirken,
yüzde 48.8'i "Evet, vararn olacak" ya-
nıtuu verdi.
Seçim zamanı sandık başına gitmeyi
düşünüyor musumız: Ankete katılanla-
nn yüzde 30.5'i erken ya da zamanında
bır seçimde sandık başına gitmeyi düşün-
mediğini belirtti.
Oy vereceğiniz partiyi belirlediniz mi:
Ankete katılanlann yüzde 54.6'sı "ha-
ynr" yanıtı verirken "evet* diyenlerin ora-
nı yüzde 45.4'le sınırlı kaldı.
Olası bir seçimde siyasi tabto değişir
mi: Ankete katılanlann yüzde 56.6'sı
"evet" yanıtını verirken yüzde 43.4'ü
"hayn-" dedı.
Seçim ekonomiyi oiumsuz etküer mi:
Ankete katılanlann yüzde 61.2'si "evet"
yamtını işaretledi.
Siyasi Partüer ve Seçim Yasası: Anke-
te katılanlann yüzde 84.8'si etken ya da
zamanında bir seçimden önce siyasi par-
tiler ve seçim yasalannın değiştirilmesi
gerektiğini söyledi.
ATO Başkanı Aygün: Seçim so-
runlan çözmez:
Anketin, zamanında ya da erken bir
seçimin Türkiye'nin sorunlarını çöz-
mekte çare olmayacağını gösterdiğini
belirten ATO Başkanı Sinan Aygün, se-
çim ve Siyasi Partiler Yasası'nm tartı-
şılması gerektiğini söyledi. Aygün, "Tür-
kiye'ninyaşadtğıkrizekonomikbirkriz
değfl, siyasibir sistem krizidir.Hiçbir si-
yasipartiyiyadaüderinisuçlamadan ar-
ûk bu sistemisorgulamamızgerekmek-
tedir. Seçmen bu sistemle gidilecek bir
seçimden kavgı duyduğunu açıkça or-
tava kovmaktadır" dedi
Pearson-TOBB görusmesi
ABD, seçimyerine
reformlara öncelik
verin görüşünde
ANKARA (Cumhıımet Bürosu) - Amerikan
Büyükelçisi Robert ftarson ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Keınal Derviş'in
gündeme getirdıği erken seçim tartışması
konusunda "Reformlann devam etmesi ve
tanıamlanması ana konu olmah"
değerlendirmesıni yaptı. Pearson'un,
ekonominin durumunun iyiye gittiğini
belirterek, "Bu yüki büyüme hedefı tutar"
dediği de kaydedildi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Yönetim Kurulu üyeleri, ABD Büyükelçisi
Robert Pearsonla geçen hafta içindebaşına
kapalı bir görüşme gerçekleştirdi.
Pearson'un makamında yapılan
görüşmede,
ekonomik
gelişmelerin
değerlendirildiği
belirtildi. Türkiye'nin
ekonomik
durumunun iyiye
gittiğini söyleyen
Pearson'un,
"Büyüme hedefı de
tutar"
değerlendirmesi
yaptığı aktanldı.
Görüşmede,
Devlet Bakanı
Derviş'in gündeme
getirdiği erken seçim
tartışmalannın da ele
ahndığı kaydedildi. Erken seçim
tartışmalanna girmekten kaçınan
Pearson'un konuyla ilgili olarak,
"Reformlann tamamlanması ve devam
etmesi ana konu olmahdır" saptaması
yaptığı öğrenildi. Pearson'un erken seçim
tartışmasıyla ilgili sözleri,
ABD'nin reform süreci tamamlanmadan bir
erken seçim istemedıği yorumlanna neden
oldu. Turizmdeki olumlu gelişmelerin de ele
alındığı görüşmede, nitelüdi sanayi
bölgelerine ilişkin gelişmeler
değerlendirildi. Başbakan Bülent Ecevit'in
Amerika ziyareti sırasında imzalanan
anlaşmayla kurulması öngörülen nitelikli
sanayi bolgelerinde, ABD'nin yüksek
teknolojili ürünlerin üretilmesi yönündeki
ısrannı sürdürdüğü belirtildi. Türkiye'nin
ise, bu bölgedeki ürün yelpazesinin tekstili
de alacak biçimde genişletilmesi taraflan
olduğu kaydedildi. Türkiye. ABD'ye
gümrüksüz ve vergisiz ihracat yapılmasına
olanak sağlayacak nitelikli sanayi
bölgelerindeki ürün yelpazesinin yüksek
teknolojili ürünlerle sınırlandınlrnasından da
rahatsızlık duyuyor.
Çiller: Dünyada böyle YÖK yok
Pearson: Yiizd* 3 bü-
vüme hedefı tutar.
Veniköy Spor Kulübü Tesisleri'nde, partisinin
gençlik kollan üyeleriyle bir araya gelen DYP G«nel
Başkam Tansu Çiller, eğitim ve üretimi Türkne'nin
en büyük meselesi olarak gördüğünü söyledi. BM
Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, bu yıhn temmuz
ayında Kanada'da yapılacak bir zirveyle eğitim
seferbertiği progranunın nihai şekÜni belirleyeceğini
kaydeden Çiller, özeüikle borçlann eğitime
harcanması şarüyla süinmesinin gündeme
gelebileceğini anlarü. Çiller, Türkrye'de bütçe içinde
eğitime aynlan payın yüzde 2, Idşi başına düşen
harcamanın ise 142 dolarhk miktarla tüm Afrika
ülkelerinin altmda olduğunu ifade erti.
Dünyanın hiçbir yerinde YÖK'ün uyguladığı
biçimde bir sınav sistemi obnadığnu da kaydeden
ÇUkr, eğitim konusunda yapdacak çahşmalarda
gençlerden yardun istedL ÇiDer, eğitim için
yurtdışına gönderilen gençlerin, bu bilgjkri Türk
eğitim sisteminin temeüni oluşturan manevi
degerlerie birleştinnesi gerektiğini de ifade ettL
DYP İstanbul tl Başkam Süleyman Soylu ifc
partinin gençlik kollan üyeleri daha sonra
ÇiBer'le birtikte çay içip simit yediler.
(Fotoğraf: AA)
Devletin ciddi kaynaklanndan aldığı haberlerin bu yönde olduğunu söyledi
Gökçek: Tayyip'in önü kapalı
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - Demokrat Parti'ye
(DP) haziran ayında resmen katıl-
madan önce Meclis'te grup oluştur-
maya çahşan Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Melih Gökçek
milletvekilleriyle yaptığı toplantıda
-TavyipBevkesirılikleyasakİanacak,
ona siyaset şansı verümeyecek Dev-
letin ciddi kaynaklanndan aküğun
haberler bu yönde" dedi.
DP'ye haziran ayında "100 Dev
AdanT olarak adlandırdığı kalaba-
lık bir ekiple katılmayı tasarlayan
Melih Gökçek, Meclis'te çoğunluğu
AKPve SP'den,bazılanDYP'den, 3'ü
de MHP'den olmaküzere yaklaşık 25
milletvekiliyle görüştü. Alınan bil-
giye göre Gökçek, toplantılarda ıs-
rarla Tayyip Erdoğan'ın yasaklı du-
rumunun kalkmayacağını, gelecek
aylarda partisinde üyelik bile yapa-
mayacağını savunarak milletvekil-
lerini ikna etmeye çalıştı. Gökçek'in,
"Tayyip Bey'in geçmişi de afle yapı-
sı da yeni bir yelpazeye uygun değîr
dediği öğrenildi.
Milletvekilleri, Gökçek'e geçmiş-
te Tayyip Erdoğan'la birlikte üyesi
olduğu Milli TürkTalebe Birliği'nde-
ki kadrolarla hareket edip etmediği-
ni sordu. Gökçek, "MüH Mücadele-
cfler" olarak adlandınlan ekipten ba-
zılanyla ortak hareket ettiğini, bazı-
lanyla ayn duştügünü söyledi.
Birçok tarikaön Tayyip Erdoğan'a
güvenmediğini savunan Melih Gök-
çek, "BumuhafazakârçevrelerTay-
yip'e eski sıcakhkta durmuyoriar.
Öyle oba ekibinde sadece genç isim-
lerohnazduYanmdaKorkut Özal, Is-
mail Kahraman, Cemil Çiçek gibi
isimkr de olurdu" dedi.
Milletvekillerinin sorulan üzeri-
ne eski Cumhurbaşkanı Süleyman
DemireTle ortakhareket etmediğini,
ancak Demirel'in kendisine sıcak
baktığını kaydeden Gökçek, "Demi-
rel bu hareketin içinde bizatibi yok.
Zaten bir daha siyasete girme niyeti
deyok" değerlendirmesini yaptı.
Yeni parti kuran Hüsnü Doğan'ı
kadrosuna almak için çok çaba gös-
terdiğini, ancak olumlu yanıt alma-
dığınıbeürtenGökçek. bağımsız Ela-
zığı Milletvekili Mehmet Ağar ko-
nusunda *O,buhareketiniçindeyok
Ama aramızda bir probtem de yok"
görüşünü dile getirdi.
IRM1KI AYDIN ENGİN [email protected]
Bizim meslekte, köşesinde
"okur mektubu" yayımlayan
gazeteciyedudakbükerier. He-
le yazının neredeyse tamamını
okur mektubu ile dolduranlar-
la dalga da geçerler. "Akşam-
dan mı kaldı, yazı kabızlığı mı
çekiyor, artık söyleyecek sözü
bitti de o yüzden mi bugünkü
yazıyı şişirivermiş" gibi yakış-
tırmalarla iğnelerler...
Oysa bugün size genç bir
okurun mektubunu sunacağım.
Geleli çok oldu. Yayımlama-
dım. Ama bilgisayarın bellegin-
den silip atmadım da. Sakladım.
Bizler gazete köşelerinde yük-
sek siyaset üstüne ince ağır ah-
kâm döktürürken üniversite
kampuslarında, hele hele taş-
ra üniversitelerinin gözden ırak,
korunmasızkoridorlannda, bah-
çelerinde örselenen, hırpala-
nan, dövülen ve sığıncasız kal-
manın kavurucu öfkesini ve yal-
nızlığını yaşayan gencecik in-
sanların acı çığlığı, haklı serze-
nişleri arada kaynar gider.
Bu mektup kaynamasın. Sa-
karya'dan gelen bu mektup, ül-
kenin dört bucağtndaki üniver-
4
Yardım Edin?
Yok Ediyorlar Bizi...'
sitelerden yükselen öfke çığ-
lıklarının ve dayanışma arayış-
lannın sözcüsü.
Ve adını açık açık yazacak
kadar da yiğit, yürekli.
Ya özenli, çok içten ve alabil-
diğine alçakgönüllü Türkçesi?..
En iyisi okuyun.
• • •
"...Bugün karakoldan bir ya-
zı geldi. Beni sakallı olduğum
bahanesiyle döven okulumuz-
daki ülkücü çetesi hakkındaki
takipsizlik kararıydı bu yazı ve
ben ne ilktim ne de son olacak-
tım, bu ülkedeki faşistlerin he-
defı haline gelen.
Yardım edin, yok ediyorlar
bizi.
Ben, Sakarya Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümü
G.9902.06013 numaralı öğ-
rencisiyim. Ben Ulaş Gürpı-
nar'ım. Ben de bu ülkedeki
eşit, parasız, aynrnsız okuma-
ya çalışan öğrencilerden hiri-
yim sadece.
Yardım edin, yok ediyorlar
bizi.
Her gün güçlerini üzerimiz-
de biraz daha gösteren, üzeri-
mizdeki baskıyı her gün biraz
daha aıttıran ülkücü çetelerin
son kurbanıyım ben. Her yer-
de delikanlılıktan, erkeklikten
bahsedip kavgada birkişiye al-
tı kişigiren egemen gücün son
kurbanıyım ben.
Yardım edin, yok ediyorlar
bizi.
Sakarya Üniversitesi'nde ne-
redeyse her hafta bir öğrenci,
sakalı, bıyığı, giyiniş tarzı, saç
uzunluğu ve hatta okul içinde
beş-a/fı kişi bir arada yürüdük-
leri için dayak yiyor. Kapıdaki
güvenliğinden içerideki profe-
sörüne, karakoldaki polisinden
sokakta yürüyen insana kadar
herkes onlarla aynı kafada ol-
duğundan bizim için durum
her geçen gün biraz daha kö-
tüye gidiyor.
Yardım edin, yok ediyorlar
bizi.
Şuanara tatildeyiz ve tatil bi-
tince okula döneceğiz. Acaba
bu sefer sıra kime geldi korku-
suyla yaşamak ve en küçük bir
tepki gösterememek o kadar
koyuyorkiadama. Kimbiliran-
nem babam bana Ulaş adını
koyarlarken günün birinde bu
kadarçaresiz duruma düşece-
ğimi bilseler ne düşünürierdi.
Yardım edin, yok ediyorlar
bizi.
öğrencilik yıllarında bu acı-
lann çok daha fazlasını, hem de
örgütlü olduğunuz halde çek-
miş sizler; yıl 2002 ve durum o
zamandan daha vahim, inanın
bana.
Karşısında en küçük bir ör-
gütlü güç bulamayan, ağızları
salyalı, sözde vatanseverler,
kavga etmek için değil, öldü-
resiye dövmek için her gün su-
dan bahaneler yaratır oldular.
Ben birkafa, yumruk ve tekme
darbeleriyleyırttım, ama birda-
hakinde başıma birşey gelme-
yeceğinin en küçük birgaran-
tisi yok. Okula şortla geldiğim
için, okul kantininde ramazan
ayında çay içtiğim için, saçım
uzun olduğu için ya da bahçe-
de birkaç arkadaşımla topluca
oturduğum için dayakyemeye-
ceğimin hiçbir garantisi yok.
Yardım edin, yok ediyorlar
bizi.
Bugün ben biryumruklayırt-
tım. Ama yann okuldan geç va-
kit çıkan bir kız arkadaşım (kız
olması da gerekmez aslında),
bu kendini bilmezler tarafın-
dan tecavüze uğrarsa ya da
başka birarkadaşım evinde bı-
çaklanırsa benim kadar şanslı
olacaklarını sanmıyorum. Ve
bana inanın, durum bu kadar
ciddi ve bunlan yapmalan için
durum bir o kadar da uygun-
dur. Dikkatinizi çekiyorum, olay
bir sağ-sol çatışması değildir.
Olay, sıradan serserilik vakala-
rının polis tarafından siyasi bir
olaya çekilme davasıdır. Elini-
zi vicdanınıza koyun ve lütfen
geçmişte sizin yaşadıklannızın
çok daha kötüsünü bizim
yaşamamamız için bizeyardım
edin, yok ediyorlar bizi..."
ANAP ve 'yolsuzlukta
hız sının'
ANAP'ın 19. kuruluş
yıldönümü nedeniyle
Bilkent'te düzenlediği
toplantı, genel başkan
yardımcısı Erkan
Mumcu'nun çıkışıyla
büyük yankı uyandırdı.
Ancak toplantinın basında
yer bulmayan başka ilginç
yönleri de vardı. Toplantıda
ANAP'lı bakanlar "yeniden
yapılanma ve devletin
küçülmesiyle" ilgili
görüşlerini uzun uzun
anlattılar. Daha sonra başta
il başkanları ve belediye başkanlan
olmak üzere teşkilattan gelenlerin
istekleriyle karşılaştılar.
"Devletin küçülmesinden" pek
hazzetmeyen ANAP'hlar. Devlet
Bakanı Edip Safter Gaydalı'ya
"Bizim bölge müdühüklerimiz nıye
kapatılıyor, bu işçilerne olacak?"
diye soruyordu. Uzun konuşmasının
ardından en çok istekle
karşılaşan kabıne üyesi ise Içişleri
Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen idi.
Erkan Mumcu
Bazı teşkilat yöneticileri,
en ısrarlı ıstemlerini "Bizim
seçmen kitlemız tanmla
uğraşıyor, traktör
kullanıyor, amaköylük
yerde çoğunun ehliyeti
yok. Kırsal kesimde de
trafığe jandarma bakıyor
ve hep ceza kesiyor.
Jandarma trafik
denetiminden çekilsin"
diye özetledi. ANAP'lılann
yogunlukta ikinci sırayı
alan istemi de şuydu:
"Şehıherarası yollardaki 90
kilometre hız sınırı biraz daha yukan
çıkanlsın." Erkan Mumcu, partı içinde
büyük sarsıntıya neden oian
konuşmasında,
"ANAP, yolsuzluklarta yan yana ve bir
şirket görüntüsü içehsinde" demişti.
Şimdi ister misıniz ANAP'lılann
istemleri hükümet katında kabul
görsün ve birkaç yıl sonra bir başka
genel başkan yardımcısı çıkıp
"Partimiz trafik katilleriyle yan yana
birgörüntü içehsinde" deyiversin!
Bilardo oynayan 'veliaht'
Başbakan Bülent Ecevrt'in
hastalığının uzaması nedeniyte,
DSP'nin gelecegine dönük
beklenti ve senaryolar dillerden
düşmüyor. TBMM kuüslerinde
bir gün bakıyorsunuz, Orman
Bakanı Nami Çağan "veliaht"
ilan edilmiş, ertesi gün, bu kez
Genel Başkan Yardımcısı
Tayfun Içli'nin adı ortalarda
dolaşıyor. Bir iki gün geçiyor, bu
kez "veliaht" borsasında grup
başkanvekili Emrehan
Halıcı nın adı öne çıkıyor...
Adı geçen milletvekilleri
söylentilerden hem hoşlanıyor,
hem de tedirgin oluyor.
Geçen günlerde Emrehan
Halıcı, DSP'li arkadaşlanyla
ODTÜ tesisierine bilardo
oynamaya gitmiş. Arkadaşlan
kendisine, "Sayın genel
başkanım" diye hitap edip
"veliaht"a saygıda kusur
etmemiş. Halıcı ise "Ya aman
yapmayın, bir duyan olur" diye
kendilerini susturmaya
çalışıyormuş. Bir duyan olmuş!
Yanîanndaki masada bir
gazeteci bilardo oynuyormuş!...
'Al gülüm, ver gülüm'
RTÜK Yasası uyarınca RTÜK'tekı
tüm üyelikler için yeniden seçim
yapılacağından Meclis kulısleri
hareketlendi. Partiler adaylannı
beliıiemeye çalışırken mevcut RTÜK
üyeleri de nabız yokluyor. Daha önce
RP kontenjanından RTÜK üyesi olan
Emin Başer. bu kez AKP'nin adayt
olmak için parti yöneticileriyle
görüştü. Tam bu süreçte duyulan bır
otay ortalığı kanştırdr. AKP Genel
Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'ün
yeğeni Ibrahim Gül, kulis
çalışmalarından kısa süre önce
"uzman denetçi" olarak RTÜK'e
alınmış. Üstelik aldığı derece, üst
kurul üyelerinden sonra en fazla
maaş ödenen kadrolardan biriymiş.
Bazı partililer "Al gülüm, ver gülüm
pazahığı" diye rahatsızlığını
belirtmeye başlayınca iki taraf için
de sıkıntılı günler başladı...
Haberal'dan Çiller'e sitem
Başbakan Bülent Ecevitın
neden "GATA, Numune" gibi
daha donanımlı devlet
hastaneleri yerine özel bir
hastaneyi yeğlediğiyle ilgili
sorular, okurlanmızdan gelen
tepkilerie Parlamento Kulisi'nde
yer almıştı. Hafta içinde bu tür
görüşlerin siyasi lidetierce de
dillendirilmesi, tartışmayı
boyutlandırdı. DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller,
Başbakan'ın hükümeti idare
yetisiyle ilgili kuşkuianns
belirtmek için "GATA gibi tam
teşekküllü bir hastaneden iş
görebilir raporu verilmesini"
istedi. Basınla sohbet
toplantısındaki bu sözler
gazetelere haber olarak
yansıdıktan sonra Başkent
Hastanesi Başhekimi Mehmet
Haberal DYP'den üst düzey bir
yöneticiyi anyor. DYP liderine
sitemlerini belirten Haberal,
"Tansu Hanım neden böyle
dedi anlamıyorum ve kendisine
gücendim. Benim hastanem de
tam teşekküllü, neden kuşku
belirtiyor? Keşke birkaç gün
daha sabretseydi, raporia ilgili
gelişmeleri de görürdü" d'ıyor.
Konuyla ilgilenen DYP'li
yetkililerin edindiği izlemine
göre; Başbakan taburcu
edıldikten sonra "10-15 gûn
evinde dinlenmesi gerektiğine"
ilişkin bir rapor da verilecek...
Vekiller işçi, bakanlar
patron...
Hükümet, Anayasa Mahkemesı'nın
verdiği süre dolmak üzereyken
alelacele kademeli emeklilik yasa
tasansını çıkardı. Iktidar grupları,
muhalefetin önergelerini engellemek
için "dolgu önerge"ler verdi.
ANAP'lı Emre Kocaoğlu'nun
yalnızca sözcüklerin yerini
değiştirmekten ibaret önergeleri
oturumu yöneten TBMM
Başkanvekili Kamer Genç'i çılgına
çevirdi: "Yani dolgu önergeleri
iktidar veriyorsa, hiç olmazsa
dolgunun da bir malzeme taşıması
lazım canım. Verilen önergenın de
bir seviyesi olması lazım. Rica
edıyorum, karşımızdaki /nsan/ann
seviyesi de milletvekilliğidir, böyle
önerge verilirmi?" Genç, karar
yeter sayısı bulunamadığı zamanlar
kabine sıralanna dönerek bakanlara
takıldı: "38 bakandan yalnızca biri
burda. Ben aslında iktidar
gruplarının yerinde olsam Meclis
çalışmalanna gelmeyen bütün
bakanlan grupta düşürürüm." Genç,
iktidar sıralarından "Siz kendi işinizle
meşgul olun" sesleri üzerine laf
atmayı sürdürdü: "Işçiliği siz
yapıyorsunuz, patronluğu onlar."
Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcumı'a ttnet.net.tr