23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JVYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2002 PAZARTESİ z OLAYIAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr AÇI MUMTAZ SOYSAL Pişmanlık AVRUPA'DAN müzakere tarihi koparmaya kilitlenmiş birTürkiye daha ötesini düşünmeye gerek duymuyor. Tarihin niteliği bile sorgulan- mamakta. Ya tarih de koşula bağlanır ve "Şunlar olursa şu tarihte" denirse? Koşullar yerine getirilip o tarihe gelinse de, mü- zakerelerde başka koşul ileri sürülmez mi? Başlamak, sonucun olumlu olacağı anlamı- na gelmeyecek. Üstelik, AB'ye katılım, şimdiki ve sonraki üyelerin hepsince ulusal parlamen- tolann onayından geçirilmekzonjnda. 27'lerden kimbilir hangisi nasıl nazlanıp neler isteyecek? Vade ne kadar uzun? Keynes'in dediği gibi, "Uzun vadede hepimiz öleceğiz..." Ya üyelik hiç olmazsa? Şimdi "haziran sonu" telaşıyla apar topar yapılanlar, onlann yanına kâr, torun- lanmıza pişmanlık olarak kalırsa? Kıbns, sanılanın aksine, AB istese de isteme- se de, Ankara'nın zaten çözüme bağlama- yı istediği bir sorundur. Ama, sağlam, güvenilir bir çözüme. Bu ise, üç koşul ister. Birincisi, kuruluşa gidişte KKTC "egemen ctev/efsayılmalı ki, egemenlik devredilerek ku- rulacak "yeni ortaklık"ta eşrt payı bulunsun. Ikincisi, Türkiye'nin güvencesi kalmalı ki, Kıb- nslı Türfcler ezilmesin. Üçüncüsü, Türkiye AB'ye girmemiş olsa bi- le, çözümden sonra adayla ilişkilerinde AB üye- leriyle aynı haklara sahip olmalı kı, orası zaman- la Yunanistan'la bütünleşmesin. Eşzamanlı gir- meyiş ancak böyle telafi edilebilir. Tehlike şurada: Türkiye'nin tam üyelik koşu- lu sayılan konulardan bazılan, başkaları için ne anlam taşırlarsa taşısınlar, bu toplum ve bu ülke için sıkboğaz edilerek karar vermeye gel- meyecek kadar önemli sorunlardır. örneğin, anadil konusu: öğrenim mi, öğretim mi? özgüriük hakkı mı, devletin ödevi mi? Top- lumun geleceği açısından etkisi ne olabilir? örneğin, Kıbrıs: Yeterli güvenceler sağlan- madan, Türkiye de üye olunca herşeyyertiye- rine oturur" umuduyla iğreti bir çözüme razı ol- mak neye yarar? öyle sorular ki, her gün degişik sinyaller ve- ren, başka uygariıklann insanları topraklanna geldikçeeski sömürgeciliğin günahlarını unutup sinirlenen ve bu yüzden gitgide dar kafalı ikti- darlann yönetimine kayan bir Avrupa karşısın- da hiçbirini gönül rahatlığıylayanıtlamak müm- kün degil. Böyle olunca, günün birinde ulusça büyük hayal kırıklığına uğradığımızda, şimdi itile kakı- la yaptıklarımızı düşünüp birbirimizin yüzüne aval aval bakarak, ünlü fıkrada olduğu gibi, "Pe- ki ama, biz bu şeyi niçin yedik?" demez miyiz? ANTALYA2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLAMSIZ TAKtPLERDE ÖDEME EMRİ 1- Alacaklı ve varsa vekılı adresı: Kayalar Isıtma San. Tic. Ltd. Şti. Av. Erhan Tunç 2- Borçlu ve adresi: îbrahim Kail Alkan Fener Mah. 1968 Sk. Aylin Apt. Antalya. 3- Alacağın tutan ve faizi: 919.000.000 TL aslı, 156.859.452 TLfaiz 1.075.859.452 TL ash, % 70 faız, vekâlet ücreti. giderler. 4- Borcun sebebi: 12.10.2000 tarihli fatura. 5- Bir terekeye karşı yapılan takiplerde mırasçılann adı, soyadı, şöhreti ve ikametgâhlan: Ödeme emrinin ilan tarihinden ıtıbaren borcu ve ta- kip masraflannı 20 gün içinde ödemeniz, borcun ta- mamına veya bır kısmına veya alacaklının takıbat ic- rası hakkına dair bir itirazınız varsa ıcra dairesine ya- zılı ve sözlü olarak 10 gün içinde bildinmenız, bildı- rilmedıgi takdirde borcun size ait sayıiacagı ve 10 gün içinde llK madde 74 gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi halde hapisle cezalandınlacagınız. borç ödenmez ve itiraz edilmezse cebri ıcraya devam olunacağı ihtar olunur. Basın: 31349 Aydmlanma Devriminin Son Halkası: 27 Mayıs I Mustafa Baibay H. BaSIİ ÂKGİRAY Hukukçu, Eski Parlamenter H erulusungeçmişin- de, kıvanç ve coş- kuyla arulacak bel- li günler vardır. Bu konuda ıdusumuz oldukça varsıl bir geçmişe sahip- tir. Örneğin, 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim günlerini her yıl ulusal bay- ram olârak kutlanz; her biri, ay- dınlanma döneminin meşalesi olan, Atatürk'ümüzün önderli- ğinde başardığımız devrimleri gu- rur ve kı\ r ançla ananz. 42 yıl önce olgulanan ve toplu- mumuza, özlemini çektiğimiz öz- gürlükleri getiren 27 Mayıs Dev- rimi'ni de 20 yıl sûreyle ulusal bayram olarak kutlamıştık. Ne ki, devrim sözcüğüne bile dayana- mayan 12 Eylül darbecileri, bu kıvancı ulusa çok gördüler. Oysa 27 Mayıs, ne demokrasi ve özgüriük karşıtı kafalann da- yattığı bir 12 Mart Muhtırası idi; ne de biçimsel Atatürkçü beş pa- şanın, çağdışı kalrruş 12 Eylül dar- besi... 27 Mayıs gerçek birdevrim- di ve ulusal bayram olmaya değer- di. Gerçi seçümiş olmayı, ulusun salt egemeni olma hakkı sanan DP yöneticileri ve onlann iktida- nndan çıkar sağlayanlar, 27 Ma- yıs'ı hiçbir biçimde haklı görme- mişler ve sürekli eleştirmişlerdir; ama aslında bu kabul etmeyiş, bir baJama, üısanın doğası gereğidir. Şundan ki, her suçlu kendini hak- h görür. Gerçekten de ben, 31 yıl- hk yargıçhk ve savcıhk yaşamım- da, hiçbir suçlunun suçunu kabul ettiğine tanık ohnadım. Aslında, seçimle iktidar olmuş bir siyasal gücun, zor kullanılarak yönetimden uzaklaştınlması, kuş- kusuz, hiçbirbiçimde demokrasiy- le bağdaşır bir davranış olmadığı gibi, bağışlanacak bir rutum da degildir. Ne var ki, meşnriyetinivi- tirmiş bir iktidarakarşı, seçimle de gelmiş olsa, güç kullanmak ya da baş kaldırmak haklı olabilir. De- mokrat Parti iktidaruıın hukuk- sallığını (meşruiyetini) yitirmiş olup olmadığını ve dolayısıyla 27 Mayıs'ın hakhhğını, o on yılhk dö- nemi yaşayan bizim kuşak çok iyi değerlendirebilir. DP'nin iktidar olduğu 14 Ma- yıs 1950'de ben, Artvin ilınin Yu- sufeh' ilçesinde genç bir cumhu- riyet savcısı olarak görev yapıyor- dum. Ulusumuzu, 2. Dünya Savaşı belasına bulaştırmayan, çok par- tili demokratik yaşama geçmemi- zi sağlayan, SevgfliAtatürk'ümü- zün can yoldaşı, silah arkadaşı ve Lozan kahramanı L tnönü'yü çok seviyorve takdirediyordum. Ama, özJeminiçektiğim yargı bağımsız- bğmı. basm Özgüıiüğünü ve öteki özgürtükleri getireceğini "yeter, söz milletindir!" diye haykıran DP'nin iktidar olmasını isriyor- dum. Ilçede benden başka hemen füm kamu görevlileri, CHP'nin seçimi kazanması yanlısıydılar. Kaymakam ve öbür arkadaşlarla coşkulu tartışmalar yapıyorduk; bu tartışmalar kimi zaman birbi- rimızi kıracak kadar sertleşiyordu da... Seçimler yapüdı ve DP bü- yük bir çoğunluİda iktidar oldu. Ar- tık yeni bır demokratik yaşam baş- layacaktı; daha özgür, daha mut- lu bir toplum olacaktık. Ama ol- madı, umutlanmız söndü, düşle- rimiz yıkıldı. Hükümetin kuruhnasından çok kısa bir süre sonra ilçenin kayma- kamından, orman işletme şefli- ğindeJd kâribe kadar varan bır sür- gün fiıryası başladı. DP ılçe baş- kanı ve yandaşlan, kaşını gözünü beğenmedikleri kamu görevlileri- ni bir gecenin sabahmda yerlerin- den ediyorlardı; yalnız bana do- kunmadılar ama ben onlardan so- ğudum. Ankara'dakilerin ise ilk işleri ezanı yeniden Arapçaya çe\Trmek oldu. "Yeter, söz minetindir!" di- yenler, basın özgürlüğü için söz ve- renler, önce basını susturdular, halkm sesini kestiler. tl, ilçe par- ti yöneticileri, "deviet benim" şı- mankhğıyla vali, kaymakam, sav- cı, yargıç gibi kamu görevlileri hakkmda gizli sicil dosyalan dü- zenlediler. 31 yıllık bir yargı gö- revlisi olarak, 10 yıllık DP iktida- n döneminde, yargı bağımsızlığı ilkesine ters düşen keyfi uygula- malardan. sadece benim yaşadığun olaylan bile, burada sergilemek olanaksız. O dönemi yaşayanlar tanıktır- lar: ezanı ve anayasa dilini Arap- çaya çeviren, \atancephesi-husu- metcephesioluşturarak ulusu kar- şıt cephelere bölen: yüksek yargıç- lan, generalleri, bir gecenin saba- hında görevden alan ve bağışlan- ması olanaksız, anayasal bir suç olan Tahkikat Komisyonu oluş- turmak suretiyle yargıya el atan bir siyasal ıktidann yasalhğı söz ko- nusu olamazdı. Gerçekten, ışık içinde yatsın de- ğerli hocamız Tank Zafer Tuna- ya'nın deyişiyle tt Iktidar=kuv- vet+kanun"dur.(l) Kanuna say- gılı olmayan, onu dışiayan ikti- darlar, sadece kuvvettir. ama meş- ru olmayan bir kuvvettir. Böyle olunca da ulusun başkaldın hak- kı meşru duruma gelir. Nitekim, tahkikat komisyonu kurulması hakkındaki yasa tasarısının TBMM'degörüşüldüğü 18 Nisan 1960 günü. 1. tnönü nün "«Şart- hr tamam olduğu zaman miletiçİD ihtilal meşru bir haknr..." uyansı bu yargıyı doğrulamaktadır. As- lmda. bu doğru yargı günümüzün ve geleceğin iktidarlan için de unutulmaması gereken bir düstur ohnalıdu". DP ıktidannın hukuksallığını yitirdiğinin bır başka bilimsel ka- nıa da ünlü hukukçu OttL Pro£ Sıd- dık Sami Onar ın başkanlığında kurulan\eOrdProf.H.VektetVe- BdedeogJu. Prof. Dr. Naci Şensoy, Prof. Hüseyin \aiB Kubah, Prof. RagıpSanca,Prof. T. Zafer Tuna- ya ve Doç. LGiritiü'den oluşan Bı- İim Kurulu'nun düzenlediğı 28.5.1960 günlü raporda da görül- mektedir. Söz konusu raporda "..Hakvehukııkaaykırıdevletflk- riyle hiçbir ilgisi olma>an bu gibi harekederi \apnran birzümrear- ok miDeti temsil eden bir müesse- se sayilamazdı. (.«) Eski iktidar BMM'yi de, gerçek kanun koyu- cu ve müdahaie edidi organ oimak- tan çıkanp, şahıs ve zümre men- faaöne bizmet eden bir parti haü- ne getirmek suretrvie bu MecHs'in meşnıhetini yok eöniştir. Böylece anayasadakidavanaguu tamamen kaybeden Mecüs, hukuken kendi kendine yok otanuştur-." Görüldüğü gibi. gerek siyasal, gerekse bilimsel açıdan meşru- iyetini yitirmiş bir iktidara karşı ulusun başkaldın hakkı meşru ola- rak kabul edilmiştir. Şimdi önem- li olan. bu hakkın nasıl kullanıla- cağıdır. Bu hak. Spartaküs ya da Şeyh Bedrettinyöntemiyle de kul- lanılabilirdi. Ama ulus, böyle bir yanlışa düşmedi. tşte 27 Mayıs bu hakkın en doğru ve başanlı bi- çimde kullanıldığuTi gösteren bir davTanış ohnuştur. KutiamalıjTZ 27 Mayıs Devrimi'ni, doğru- dan TSK'nin eseri olarak kabul et- mek de doğru degildir. Bu devrim, ulusun istencine dayanan, sivil- asker gençlerin, daha öz bir deyiş- le, Türk gençliğinin yaşamlan pa- hasuıa başardıklan bir yengidir. O günlerde, meydanlarda, sokak- larda. haykınlan "Ordu-millet el ele, ordu-gençlik el ele" özdeyiş- leri arumsanmalı, trdelhun, Ar- güç, Onat v e ötekı üst düzey as- kerlerin devrime karşı tutumlan unutuhnamalıdu". Bu nedenle 27 Mayıs hıç kuş- kusuz, ulusun istencine dayalı si- vil-asker gençliğin eseridir. Tit- ran Emeksiz'lerin, Nedim Özpo- Jat'lann şahaderj. Hüse>inOnur'la- nn yaralanması ve yüzlerce gen- cin zindanlara kapatılması bu bir- likteliğm çimentosunu oluştur- muştur. 27 Mayıs, eylemsel başa- nsı ve getirdiği kurumlarla ayduı- lanma döneminin son halkası ol- muşrur ve bu nedenle her yıl kut- lanması gereken bir gündür. lsa'nuı doğumunu coşkuyla kut- layan, yılın 7 gününü dinsel bay- ram olarak yaşayan, yabancı kay- naklı. tüketime dönük, analar, ba- balar günleriyle coşkulanan ın- sanlanmıza, 27 Mayıs gibi ulusal bir devrimi yasaklamanm, 1 Ma- yıs gibi emekçi bayramını kısıtla- mamn anlamı voktur. (lj Tarık Zajer Tunaya "SıyasıMü- esseseler ve Anavasa Hukııku. Sayfa 323 •' Adana'da Unutulan Şair Ziya Paşa TtaıcerUÇAROL --? *-p nlü şairimiz Ziya I I Paşa'nın mezan V-/ Adana'da! 1867 yıhnda Avrupa'ya birhktekaçnklan, 1876'da Kanuni Esasi Encüme- ni'nde birlikte çalıştıklan NamıkKemal ın mücade- le arkadaşı koca Ziya Pa- şa'nın mezan, Adana'da! Düşünsel huzursuzluk- larla siyasal ve toplumsal sorunlanmızı şiirinuze ilk getirenlerden, yazı ve şür dilimizin sadeleştirihne- sinin öncülerinden, Tan- zimat edebiyatı ile günü- müz Türk edebiyannın ku- ruculanndan koca Ziya Paşa'nın mezan, Ada- na'da! Bugün kaç Adanah; be- yitleri atasözü gibi hâlâ dilden dile dolaşan Ziya Paşa'run sürgünde Adana vahsiyken 17 Mayıs 1880 günü Adana'da sıtmadan öldüğünü, mezannın Ada- na'da olduğunu bilir? Bundan kırk yıl önce, 10 Kasım 1959'da Yeni Adanagazetesinde, ''Ada- na'daUnutulanZiyaPaşa" diye biryazı yazmışhm. O Philip Morris/Sabancı DUYURU ŞİRKETİMİZİN TORBALISİGARA FABRİKASCNDA İMAL EDİLEN YENİ ÜRÜNLERİ MARLBORO MENTHOL BOX, MARLBORO LIGHTS MENTHOL BOX, 27 MAYIS 2002 PAZARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN SATIŞA SUNULMUŞTUR. MARLBORO MENTHOL BOX MARLBORO LIGHTS MENTHOL BOX 1.800.000 T L PHILSA Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş. zamandan bu yana, me- zannınbulunduğu Ulu Ca- mi arkasındaki Ziya Paşa Parkı'na, sadece bir büs- tü dikildi, hepsi o... Geçen yıl mayıs ayında Adana'ya gittiğimde de, Ziya Paşa'yı yine mezann- da ziyarete gittim, yine fo- toğraflannı çektim. Bu kez de parkı, şairimizin ölüm gününde bile (sözde güzel- leştiribnek üzere). toprak ve gübre yığuılan arasın- daydı! O yığınlann aylar- dır orada olduğu da söy- lendi... Parkta, Ziya Pa- şa'nın güzel bir mermer altlık (kaide) üzerinde bronz büstü var ama, alt- lık üstündeki demir yazı- larpaslanıp dökülünce üst tarafina güzel bir plaket takıhnış; ama bu kez de o paslanıp yer yer dökülen harflerden kalanlarsökü- lüp yok edibnemiş! Öyle duruyorlar orada... Parkla- ra, anıtlara Adana Beledi- yesi mi bakıyor, yoksa Adana Vahliği Kültür ve Turizm müdürlükleri mi?.. Bu ilgisizliğe, zevksizli- ğe de üzülmez misiniz? Istanbul'da kahnası sa- kmcah göründüğü için IL Abdülhamit çe önce Su- riye, Konya valiliklerine, 1878 yılında da Adana Va- liliği'ne sürüldüğünden beri. Ziya Paşa bir Adana- lı... Belki de AdanaUarm ona 123 yıkhr tam sahip çıkmamalannın basit bir nedeni var! Ugili ve yetki- li Adanahlann, öğretmen- lerin, onun beyitlerini ez- berlemiş Adanahlann ço- ğunun onun mezannın Adana'da olduğunu bil- memeleri._ Eskiden Ulu Cami haziresi olan şimdi- ki Ziya Paşa Parkı içinde- ki tek mezar, onun, ancak yanında, parkımn girişin- de. bu mezann şairimize ait olduğunu açıklayan bir plaket yok... 1880'deki tüm Osman- h yönetici ve aydınlannı utandıran bu mezar taşın- da (esld Türkçeyle) ne ya- zıyor, onu da bilemiyor gelenler... Adana'da Ziya Paşa adı- nı taşıyan okul, bul\ r ar, ma- halle,parkvar. Birzaman- lar Ziya Paşa Tiyatrosu da vardı... Ama Adanalı, onu kentinin henüz ünlü, önemli bir parçası edine- medi, kent kimliğinin bir parçası yapamadı!.. Yapa- bilse, paşa değil, Adana kazanacak... 123 yıllık hemşerısini tanımıyor, okumuyor da Adanalı... Oysa paşanın, iki yıl ka- dar süren valiliği sırasm- da, Adana'ya önemli kat- kılan da oldu. Değerbilir ildeşimiz !VL Demirel Ba- bacanoğtuda Adana Eksp- res gazetesinde (17.5.2001) belirtmiş. Adana'da ilk tiyatroyu, ilk basımevini açtı... Adana topraklannın sulanması için Seyhan Irmağı üze- rinde çarklar kurdurdu, ka- nallaraçurdı... Kenrin yok- sullanm koruyucu çalış- malaryapü... Düşünce suç- lulannı (bu arada şair Ada- nalı Ziya'yı) hapisten çı- kardı, onu Istanbul'a gön- dererek okumasını sağla- dı... Ziya Paşa'ya, Adana Belediyesi, Adana Valili- ği, Çukurova Üniversite- si. basın ve yayın, Kültür ve Turizm bakanhkları (Tarsuslu Kültür Bakanı- mız Sayın İstemihan Ta- lay), onu sevenler, ögret- menler sahip çıkmalı... Adını taşıyan okullar, bul- varlar, parklar, mahalle- ler, bu çe\Telerdeki esnaf ve tacirlerle dernekler, va- kıflar onu yaşatmalı. KAKTAL BİRİNCİASIİYE HUKÜK HÂKİMLİĞİ'NDEN Savı: 2001-810 Mahkememızın yukanda esas numarası belırtilen davasında da\acı Çoşkun Baba tarafın- dan davalı Fıgen Baba ale\hıne mahkememize şiddetlı geçımsızhk sebebi ile da\a açılmış olup, davalı Figen Baba"va tebiigata yarar açık adresi tespit edilerek da\etı>e teblığ edıle- mediğinden, ilanın gazetede yayımlandığı tarihten 7 gün sonra teblığ \apılmış sayılacağın- dan davalı Fıgen Baba'nın tebliğden ıribaren 10 gün içinde da\aya karşı cevaplannı bıldır- mesı, tayin edilen 2.7.2002 günü saat 11.20'dekı onırumda hazır bulunması veya kendısıni bır \ekılle temsil ettırmesı, duruşmada hazır bulunmadığı veya kendısıni bır vekille temsil ettırmedıği takdirde HUMK'nın 213. \e 3""7. maddelen uvannca yargılamanın yokluğunda yapılarak karar venleceğı hususu davetıve yenne geçmek üzere ılan olunur. Basın: 31897 1.800.000 TL KARTAL 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı. 2001 1258 Da\acı Atıla Karan tarafından davalı Suzan Berker alevhıne açılan \erasetın ıptalı da- vasının mahkememızde yapılan açık duruşmasmda verilen ara karan gereğince; Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 15 02 2001 tarih ve 2001 132 Esas. 2001 184 Karar sayılı muris Alı Rıza Çankaya'nın \eraset ilamında davacı annesınin is- minın yanlış yazılmasından dolayı mırasçı olarak göstenlmedığınden bahisle veraset ila- mının ıptaline karar verilmesi talebi ile \erasetin ıptalı davası mahkememize açılmış olup, davada davalı Emine Füsun Kutay adına çıkanlan tebligat yapılamamış, tüm arama- lara rağrnen tebiigata yarar açık adresi de bulunamamış olduğundan yukanda dava dilek- çesi özeti belirtılen davalı Emıne Füsun Kutay'a teblığıne karar venlmış olmakla, adı ge- çen davalının duruşma günü olan 20 06-2002 günü saat 09.30'da dava ile ilgili tüm belge- leri ile birlikte mahkememiz duruşma saionunda hazır buiunması veya kendısıni bir vekıl ile temsil ettirmesı. aksi takdirde yargılamanın HUMK'nin 509uncu maddesi uyannca yokluğunda devam edilerek karar venleceği hususu dava dilekçesı \erine kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur 22 05 2002 Basın. 31906 Güvercin, Kurt, Bir de An Ele Geçirince İktidarı... politik fabl 650OOO0T. Mustafa Balbay, tıpkı La Fontaine masallarındaki gibi, orman kahramanlarının kılığına büründurdüğü politikacılarımızın seruvenlerini esprili eleştirilerle dile getiriyor. www.bilgiyayinevi.com.tr BJLGİ YAY1NEVI Meşmtıyet Cad Ho 46ıA Yenışehır - O6420 ANKARA Tel tO-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 5B BİLCİ DAfifTIM Nartıtıahçe Sot No 1 T, Kat 1, Cağaloğlu - 34360/1STANBUL Tei (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks (0-212) 5274119 BİLGI KİTABEVI Sakarya Cad No 8/A Kızılay - 06420, ANKARA Tel ( 0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks (0-312) 433 19 36 Işık Kansu ÇOCUKLUĞA YOLCULUK Işık Kansu Çocukluğa Yolculuk'ta, Kerim Afşar'dan Ahmet Taner Kışlalı'ya, Ayla Kutlu'dan Mümtaz Soysal'a, ülkemizde farklı alarüarda -*- farklı özellilderJe tanınmış kişilerin, çocukluklarının yaşamöykülerine olan izdüşümlerini ele alıyor. Kitap fotoğraflarla bezeli bir belgesel aynı zamanda. www.bilgiyayinevi.com.tr BİLGİ YAY1NEVİ Meşnjtıyet Cad. No 4&A Yenışehır - 06420/ANKARA iel (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58 BİLGİ DAĞITIM Nartıbahçe Sok. No 17 Kat.1, Cağaloğlu - 34360/İSTANBUL Tel 0-212} 522 52 01 - 520 02 59 Faks (0-212) 527 4119 BİLGİ KİTABEVİ Sakarya Cad. No:B/A Kızılay - 06420,ANKARA Tei |0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 433 19 36 mmmzfffiif.n P «f8SlMMS JMÜZIK J.FKTİVAÜ Cumhurbcfkam Sayın /Uımet Necrfd Seıtrtn Yükstk HimaytltniKİt Tarih Etkinirk Salon 071-1^5.5* EIUCENTSB^OIOKKESTMS (SfVvPeT. BUD»fESTIÇJGANSt>*OMO«KBTKAS "lOIKemr" l O M ^ G m ı MEJS»1HOOOSSMNCaö TANGOOOKESTHAS l2M^=.Paa- OdfîONOrMKOROSU I3M^KPIBI NUCVACOMPAGMfOI CANTöPOKHAM I 4 M ^ K M 4MAUTY l5r^s.Çırv VVPeSALOMCBl I'^S»L A i f i A l s O f r A W â l8Mşo.Cns TIU0aETXI3 &tıı-Seçkr. Oau * V-nmr ^ ^ ^ ^ ^ ^ | ÇAGDAŞPtrANORSTAÜ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ M 2if"b^S» MOO«NDANBTCPWIUĞU ^ ^ ^ ^ ^ ^ | 22MayE.Cn C A N A T U A N M Ç C ^ ^ ^ ^ ^ ^ H 23>TS.PB> OKHANAHSKAli ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ | 24rfeys.Gım CRAGOOAORKBTRA3 ^ ^ ^ ^ ^ ^ | 26>rvP!ar OKL05&tW3SA4JMAGn'AftR£!n'AlJ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H 27hb^.Pas KAZ^OOAOftKBmASl ^ ^ ^ ^ ^ ^ | 2 8 I V . S İ )ANAAUEAKKOVAFIrANORe9TAlJ 2 9 I > I Ç J T . KUOC5Sff*ONlO(«BTOA9 MS f B MB MB MB MB RHM MB RHM CTOA MB MB MB MB MB RHM MS MB KAVAKLIDERE Sevdi-Cerap Aad Müzk Vık* •M- Sıo; vc Halkn lltşkıler herVcz Tjnaiı HJ~ıı Cı- I4r76 Kıt I Tel (OJ12) 427 08 55. 448 07 44 Fax:(0312)46731 59 8<fet Saajhn Hafarın Her Gunu Sü". I0OC-l8 3Oıru: K1ZILAY MıHJ Pfyıngo [dıresı Gqes GMK 8giwn No 4 Tel (O3'2|4I7JI«! Brfec Sjtrjlın Har Hanç Her Gun SUC0900- 1700 ıns BİLKENT SlV0A-C£NArAND SCA MUSIC (OUNDMKJN <onser Salonu Gıfesı Tel-(0312) 2*643 82-290 1775 Bıkt Sjo)ttn Ptar Hıriç Her Gûr SucO90O- 12.00/ 1300- 1700 ı r u BEŞEVLER MEB Sur? lito^ Btlet Satıf Gtfe« Bılel SjDjUr Pmr Hın; Her Gun Sut0900- I700ınsı bu ılon Cumhuriytt GazettsTran koMoırfia yaymlanmtjar european festivals | association : musıc-theatre-dance
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle