22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-I4WIS2002SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Isnail Cem, Azeri ve Ermeni meslektaşlanyla NATO toplantısı sırasında özel bir oturumda buluşacak Reykjavik'te tarihirandevu• Iianda'nm başkenti Reyk- ja^vil'te 14-15 Mayıs'ta îsmail Cerr'in çağnsıyla düzenlen- mesıplanlanan Türkiye, Azer- baycın. Ermenistan dışişleri baJeaılan diyalog toplantısırun ardırdan Gürcistan'ı da içine alan >ir "dörtlü" kültür ba- kanlaı buluşması, Kafkas- lar'da banş ve istikrar yolunda yeni hr süreç başlatabilir... OKTA EKİNCt Ejgertersıne bir rüzgâr esmezse Tür- kiye, /zerbaycan ve Ermenistan dı- şişleri bakarüan "yıllaruı özteminden sonra" ıihayet bir araya geliyorlar... Dışişleri Bakanımız Îsmail Cem, Azeri rreslektaşı VilayetGuliev ve Er- meni meslektaşı Vartan Oskanyan, 14- 15 Mays'ta, NATO'nun Reykjavik'teki dışişleribakanlan toplantısı sırasında üçlü ve özel birotunımplanladılar. Bu tarihsel randevuda öne çıkacak konu "diyalog ve işbirtiği sürecinin başlanl- maa" okcak. Buluşmalann sürmesi için dilekler Delırtilecek... Böylesi bir "flk" görüşmenin hemen ardından Ermenistan'la "dipkımatik UişkJlerüı kurulmasT beklenmese bi- le özellikle Karabağ dramına artık bir son verme sürecini başlatmak üzere, hiç değilse bazı "insancü adımlann" da atılması ı;in gereklı ortam var gıbı gö- rünüyor. Nitekim toplantının ilk girişimdsi ve biranlamda"davetsahibi"olan Cem. geçen yıl TESEV'in düzenlediğı ''Kaf- kasya'da İstikrarAnrçışT konulu kon- feransta bu önerisini açıklarken Kara- bağ sorununun da aynı üçlü buluşma- Iarla çözümlenebileceğini belirtmişti. Izlanda'daki görüşme, aynı önerinin diğer ülkelerce de benimsendiğını *ka- nıtiamasT kadanyla bile umutlann fi- lizlenmesine yetiyor... Trabzon doruğu... Reykjavik randevusu öncesinde, Tür- kiye ve Kafkas ülkelerinin daha yakın ilişkiler içinde olmalannı sağlayacak bir başka önemli üçlü buluşma 29-30 Nisan 2002'de Trabzon'da gerçekleş- ti. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Komşu Kafkasya Ardahan'da doğan Kura IrmağL, Tiflis'in ortasından geçiyor (solda). Azerbaycan'dakî halkoyunlan ve giysileri, Ermenistan. Gürcistan ve Kars'ta da farkfa değil (yukanda). Haydar ABjev ile Gürcistan Cumhur- başkanı Eduard Şevardnadze'yi ağır- layarak teronzm ve kaçakçılıkla mü- cadele ile petrol ve doğalgaz boru hat- lannın güvenli geçişiyle ilgili ortak yükümlülükleri içeren sözleşmelerin imzalanmasma ev sahipliği yaptı... Kura ve Aras'ın bereketlyle Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenis- tan, Kafkas halklannın ortak kültür de- ğerlerini nasıl banndınyorlarsa, Ana- dolu'da da bu üç ülkedeki aynı değer- lerin yansımalan var. Hatta, denebilir ki bu uygarlıklann "bereket kaynak- lanndan" biri Kafkasya'nın kendi zen- gin coğrafyası. Hazar ve Karadeniz esintileri ise diğeri de bizzat Anado- lu'dur. Ardahan'dan doğan Kura Irma- ğı, Gürcistan'a geçip güzel Tiflis ken- tine kimlik verdikten sonra Azerbay- can'la kucaklaşarak Hazar Denizi'ne yalnız başına değil, Aras'la "defeve- rerek" kavuşuyor. Çünkü Aras da Er- zurum yaylalanndan doğduktan son- ra, Kars'ın Kafkas duygulanyla yoğ- rulmuş ezgilerini Arpaçay'dan alıp Iğ- dır'a koşuyor, sının geçince de Nah- çıvan ile Ermenistan'a çiçekler arma- ğan edip derin derin "Karabağ Şikes- tesni" söyleyerek ufukta Hazar'ı gör- düğünde Kura ile de birleşmiş oluyor... Ne var ki ta 19. yüzyılda Batılı em- peryalistlerin Çarhk Rusyası 'nı da kul- lanarak bu bölgede hep "kendilerine peyk olacak "sömürgeci bir siyasi dü- zen yaratmak istemeleriyle başlattık- lan ve sürekli kışkırttıklan "'ırkçı-şo- ven ve djnsei aynmcılıkla beslenmiş milliyetçi'' çekişmeler yüzunden, bu- günlere dek gelen gerilimler kardeş Kafkaslar'a banş vizyonu AYHANŞİMŞEK ANKARA - Türk, Azeri ve Ermeni bakanlar ilk kez bir araya gelecek. Dışişleri Bakanı tsmail Cem, Erme- nistan Dışişleri Bakanı Oskanyan ile ıkıli bir görüşme de yapacak. Diplomatik kaynaklardan elde edilen bilgi- ye göre, îsmail Cem'in meslektaşlanna ileteceği Kafkas- lar'da banş vizyonuna yönelik öneriler şunlar: -Banş için ortak vizyon: Türkiye, Kafkaslara bir bü- tünlük içerisinde bakıyor. Bölge ülkeleri arasmda anlaş- mazlıklann çözümlenmesi ve banşuı yerleşmesini isti- yoruz. Bunun için ortak vizyon oluşrurabiliriz. -11 EyKiI sonrası istikrar: 11 Eylül olaylan sonrasın- da Kafkaslar'da istikrann önemi arttı. Önceliğimizi is- tikrara vermelıyiz. Bu çerçevede Kafkas istikrar Paktı"nın canlandınlmasını düşünüyoruz. - Ermenistan'a örnek işbirtiği: Türkiye, Kafkas îstik- rar Paktı düşüncesiyle paralel olarak, iki önemli bölge ülkesi olan Gürcistan ve Azerbaycan ile işbirliğinde her geçen gün ilerliyor. Bu işbirliği her hangibir üçüncü ül- keyi hedef almamakta, tersine dıger ülkelere örnek oluş- turmaktadır. -Türkiye'nin banşa katkısı: Ermenistan ve Azerbay- can arasuıdaki sorunlann çözümü için Türkiye elinden gelen katkıyı yapmaya hazır. Diyaloğu güçlendirebile- cek üçlü görüşmelerin bundan sonra düzenli olarak sür- dürülmesinin olumlu etkide bulunabileceğini düşünüyo- ruz. Bu görüşmeleri AGlT MtNSK grubunun çabalan- na alternatif olarak görmüyoruz. Türkiye MtNSK gru- buna desteğini sürdürüyor. Kafkas halklannın yakasını birtürlü bı- rakmıyor. Aynı nedenle Anadolu ile Kafkasya arasındaki tarihsel kültür bağlan da tam olarak kurulamıyor. Er- menistan'la olan sıyasal soğukluk ve Gürcıstan'a yönelik "temkinli yakla- şımlar". Azerbaycan'la süregelen sıcak kucaklaşmayı da hep "eksk" bırakıyor. •Dörtlü' Kardeşliğin özlemi... İşte şimdi, artık güçlendirilmesi ge- reken diyalog sürecinde, "iki yeni açF nunla" yola devam etmenin öncülüğü- nü de Türkiye, yani "AnadohT yapma- lı. Birincisi, bundan sonraki buluşma- lar artık "dörthı" olmalı ve Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenis- tan'dan değişik alan ve sektörlerdeki gruplar, kendi konulannda işbirliği ve yakınlaşmayı başlatacak calışma ve et- kinlık programlan geliştirmeli... Ikincisi ise bu sürecin ülkeler arası siyasal altyapısı yine dışişleri bakan- lan, gerektiğinde dev let\e hükümetbaş- kanlan tarafindan güçlendirilırken öz- lenen "dörtiü vakınlaşmanın'"tanhten gelen bağlannı yeniden kurmak için de "kültür bakanhklarT devreye girme- li ve "Anadohı-Kafkasya Lygarhklan KardeşliğPnin insan sıcaklığındaki ya- şam ortaklıklan yeniden filizlenmeli. Sıra kültür bakanında Evet... Sözün özü, Anadolu ve Kaf- kasya, artık "eksiksiz buluşmalar" is- tiyor ve bunun kalıcı bir banş ile istik- rara dönüşebilmesi için de "kültürdku- caklaşmanırT özlemini çekiyor... Acaba Kültür Bakanımız İstemihan Talay da işte bunun önderliğini üstle- nemezmi? Ismail Cem'in Dışişleri Ba- kanı olarak başlatnğı siyasal diyalog sü- recini, Gürcistan'ı da bu birlikteliğe katarak "dörthı" bir zenginlik içinde "kültürkrin davanışmaa" coşkusuna kavuşturamaz mı?.. Inanıyorum ki Talay, bunun için An- kara'da kollannı sıvadığı anda, Ba- kû'da da, Tiflis'te de ve Erivan'da da "srvanmayı bekleyen" kollar bulacak- tır. Çünkü her üçünde de Kura ve Aras için yazılmış sayısız şarkı var; aynı ez- gileri Anadolu motifleriyle de sarma- layan o> r unlar var. Geriye sadece bun- ları "biriikte söylemek ve oynamak'' kahnıyormu?... Yıllarca halı atölyesi olarak kullanılan Aziz Paulus-Aziz Petros Kilisesi kültür merkezine dönüştürüldü Urfah Santa Lucia'ya hayran kaldı \aB Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezi'nde konser veren Mersin Devlet Opera ve BaJesi sanatçılan ayakta alkışlandL Piyanist Ahad Askerov, u Ne nıutlu biz sanatçılara ki. Urfaniar bu salonu doldurdu" dedi. MEHMETFARAÇ ŞANLIURFA-Süryani kaynaklanna göre Hı- ristiyan dünyasının en önemli 56 aryasının bestelendiği Şanlıurfa, kültür merkezine dönüştürülen Aziz Paulus-Aziz Petros Kilise- si'ndeki coşkulu şankonserine sahne oldu. Ken- tin "hoşgörü aJanı" olarak adlandınlan kilise, ilkokul ve hilaferin kaldınlması için Meclis'e ilk önerge>ı veren Urfa milletvekilı Şeyh Saf- fet'in tekkesinin de bulunduğu alanda yankı- lanan konserde, Urfalılar, Çay-kov'ski, Puccini, Beethown,Schubertve Mozart'ın eserlerini din- ledi. Hıristiyan dünyasında "Hz. tsa'nın kııt- sadığı kent" olarak tanımlanan Urfa'da ayak- ta kalan kiliselerin tamamı işle\i dışında kul- lanıldı. Azınlüdann 1940'a kadar terk etriği kentte Fırfirlı. Kızıl \e St. John kıliseleri ise camiye dönüştürüldü. 1861 'de Süryani Yaku- biler tarafindan tahnp olan bir ibadethanenin üzerine yeniden inşa edilen Aziz Paulus-Aziz Petrus Kilisesi de uzun yıllar TEKEL'in üzüm ve tütün deposu olarak kullanıldı. Yapı, bu yüz- den hah\ arasında Reji (TEKEL) kilisesi ola- rak adlandınldı. Laiklik karşıh eylemleri ne- deniyle merkeze alınan dönemin valisı Şena- bettinHarputtarafindan 1997 yılında halı atöl- yesine dönüştürülen yapıda tahribat da arttı. Kentte 2000 yılının Ağustos ayında atanan Va- li Muzaffer Dilek kültür atılımı başlattı. Resmi açılışı Yücelen yapacak Yıkılan köprüler, tahrip olan tarihi yapılara yönelik yoğun bir restorasyon çalışması yürü- ten Dilek, son olarak Aziz Petrus Kılisesi'ne el attı. Hınstiyan dünyasının en önemli ıbadet- hanelerinden olan yapı boşaltılarak yeniden restore edildi. Endüstri Meslek Lisesi'nde ya- pılan koltuklarla döşenen kiliseye, Urfa'ya Atatürk Ormanı 'nı kazandıran "VaB Kemalet- tin Gazezoğlu Kültür Merkea" adı verildı. Resmi açılışı 24 Mayıs'ta Içişleri Bakanı Rüş- tü KâznnYücelen tarafindan yapılacak olan mer- kez, öncekı akşam ilk kez bir kültürel etkinli- ğe sahne oldu. Urfalılann doldurduğu salonda şan konseri veren Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçı- lan tarihi mekânda nostaljik bir gece yaşattı. Müziğin başkenti olarak tanımlanan kentte ilk kez bir kilisede klasik müzik dinleyen yöre in- sam, Çaykov ski'nin "NapoBtenŞarkısı'', Puc- cini'nin "Musetto Arya"sı, Beethoven'in "Vab"i, Coharau'nun l4 SantaLuda"sı ve Mo- zart'ın "Türk Marşı''nı da ilgiyle izledi, coş- kuyla alkışladı. Yüzlerce yıl sonra aryalann hüzunlü tınıla- nnın yankılandığı tarihi kiliseye coşkulu bir ge- ce yaşatan piyanist Ahad Askerov, keman sa- natçısı Encan Yalçın. çelloda Hakan Gürkan, opera sanatçılan DenizYılmaz. Funda l yanık, Ayşe Pmar Bala>' ve Mustafa Özer yöre insa- nının klasik müziğe olan duyarlıhğı karşısın- da şaşkmlıklannı gizleyemediler. Özellikle Coharau'nun ünlü bestesi Santa Lucia'ya hay- ran kalan Urfalılar, konser sonunda seslendı- rilen Onuncu Yıl Marşı'na ayakta eşlik ettiler. Sanatçılara çiçek veren Vali Muzaffer Dilek. kilisede önümüzdeki hafta Dünya Tarihi Kent- ler Kongresi'nin de düzenleneceğini belirterek "Urfa bir kültür- sanat şehri. Bövle bir mekâ- na gereksinim vardı. Farklı amaçlarla kullanı- lan mekân gerçek işlevine kavuştu" dedi. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Denktaş'ın Yerinde Yılmaz Olsaydı... Mesut Yılmaz, sıradan bir yurttaş değil. 1982 yıhndan bu yana politikanın içinde ve hatta adım adım önünde yer alıyor. Özal'la biriikte Anavatan Partisi'ni kuranlar arasında. Bu partinin Rize mil- letvekili. TBMM'ye girer girmez, Turizm, Devlet ve Dışişleri bakanı. Daha sonra, başbakan ve bugün de başbakan yardımcısı. Devletin tüm belgeleri hakkında bilgi sahibi. Çoğu dönemde, Millı Güvenlik Kurulu'nda, ulusal stratejinın belirlenmesınde sözü ve oyu var. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın. Kıb- ns Rum Yönetimi lideri Klerides ile yaptığı gorüş- melerde, daha uzlaşmacı olmasını ısterken herhal- de önerilerinın dayanağını da önceden belırlemiş olmalı. Başbakan Yardımcısı Yılmaz'ın bu açıklaması, Türkiye'nin AB'ye katılması ıçin Brüksel'in gecik- me nedeni olarak ortaya koyduğu engeller arasın- da en aşılması zor görunen Kıbns sorununun ha- ziran ayına kadar alacağı durumu yerinde görme amacı ile bu hafta ortasında adaya gelmesi bek- lenen BM Genel Sekreterı Annan'ın ziyaretınden bırkaç gun önceye rastlıyor. Yanı bir bakıma ge- nel sekreter ve elbette AB yetkililen, Denktaş'ın ye- teri kadar uzlaşmacı olmadığı konusundakı argü- manları Türkıye'nin başbakan yardımcısının bu ta- lıhsiz demecıne de dayandırabılirler. Yılmaz'ın açıklamasını, Cumhurbaşkanı Sezer'ın konuğu olarak Ankara'da öğrenen Denktaş, baş- bakan yardımcısını, kendisının Klendes'e götürdü- ğü 29 Nisan tarihli öneri paketinı okumamış olmak- la suçlarken haklı bir iğnelemede de bulunmuyor mu? KKTC Cumhurbaşkanı, Türk Başbakan Yar- dımcısf na verdiği yanıtta, paketin Türk hükümeti ile biriikte hazırlandığını eklemeyi de zorunlu gö- rüyor. Denktaş'ın Klerides'e götürdüğü 29 Nisan tarih- li öneriler, elbette Millı Güvenlik Kurulu'nun da ona- yından geçmiştır. Mesut Yılmaz, bu öneriler için Denktaş'tan daha uzlaşmacı bir tutum beklediği- ni söylerken KKTC Cumhurbaşkanı, şaşkınlığını giz- leyemeyen bir tutum içinde önceki gün CNN Türk'ün "Kafe Siyaset" programında, önce adanın Türki- ye için stratejik önemini bir kez daha anlatmak ge- reğini duyuyor. Daha sonra da yumuşatılması is- tenilen 29 Nisan paketınin öncesıne, 1960 Lond- ra-Zürıh antlaşmalarına giderek Türk kamuoyu- nun, o arada Mesut Yılmaz'ın hafızalarını sarsma- ya çalışıyor. Denktaş'ın söylediklerinin satırbaşlarını özetle- yelim: * 1960 Anayasası, Türk kesimini de kurulan or- tak devletin kurucu ortağı olarak görüyordu. 15 Tem- muz 1974 olayı bu ortaklığı yıktı. Adanın tümünu Rum egemenliğine sokmak için 103 köy yerle bir edildi. Toplu mezarlar açıldı. * İki ayn halkm varlığı ve iki ayrı bölgenın zo- runluluğu 20 Temmuz 1974'ten sonra BM belge- lerine girdi. Yine aynı belgelerde mal varlığı dağı- lımı da kabul edildi. Bız, Türkiye'nin adadaki ga- rantörlüğünun devamını istiyoruz. * Görüşmelerden çekilmeyı düşünmedik. AB'yi, medenıyetin merkezinı teşkıl eden ulkelerın birlığı olarak gorüyor ve elbette bizim de bu birliğin için- de yer almamızı istiyoruz. Ama, yeniden azınlık kimliğine girmeyı, 39 yıldır bütçeden dışlanmış bir halk olmayı istemiyoruz. Kıbrıs'ta Belçika örneği- nin uygulanmasından yanayız. Acaba Yılmaz, Denktaş'ın konumunda olsay- dı... Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu üstlenen 57. hükümet, gerçekten giderek garıp bir görunüme giriyor. Bir koalisyon hükümetinde, elbette her ko- nuda tam anlaşma sergilenmesı düşünulemez. özellikle ton farklarını sindirmek anlayış ile karşı- lanmalıdır. Ama, Kıbns gibi bir yanı Türkiye'nin stratejik sa- vunması açısından yaşamsal önem taşıyan. ote yan- dan oradaki soydaşların can ve mal güvenceleri ile doğrudan ilgili bir konuda, sergilenmek ıstenen çelişkiler komedisi için ne söylenecektir? AB'nin genişlemeden sorumlu üyesı Verhe- ugen'ın ya da Bayan Fogg'un yaptığı saçmalık- lara kızanlar, 57. hükümetin üçüncü ortağı parti- nin genel başkanının, Denktaş'tan nasıl bir uzlaş- macı politika bekledığinın ayrıntılannı öğrenmek is- teyeceklerdir. Evet Sayın Başbakan Yardımcısı!.. Siz şu anda KKTC Cumhurbaşkanı olsaydınız, Klerides'e götürdüğünüz öneri paketınin içinden hangılerini uzlaşma adına ayıklamayı öngörürdü- nüz? Ya da şu anda Türkiye Cumhuriyeti hüküme- tınin başbakanı siz olsaydınız, KKTC Cumhurbaş- kanı'na "Klerides ile uzlaş" derken hangi konular- da ödün vermesini isterdıniz? Biz Türk vatandaşlannın bunları bilme hakkı ol- duğunu söylersem. bana lütteder yanıt verir misi- niz? Faks: 0212- 677 07 62 obirgitf« e-kolay.net I enter, ENTERNET /MEHMETSUCU mehmet(a cumhuriyet.com.tr Bilişim Şûrası-Bilişim Danışma Kurulu MEHMET StCl Bilişim Türkçe bir kelime, şû- ra ise Türk- çe değil Arapça; Türk Dıl Kuru- mj Sözlüğü'ne göre anlamı, da- nışma kurulu. Bilişim Şûrası'nın arlamı ise Bilişim Danışma Ku- ruu. Bilinmez neden, büyükle- nniz geçen hafta duzenledikle- ntoplantıya Bilişim Danışma Ku- ruü yerine Bilişim Şûrası demış- \er Herhalde daha oturaklı bir ismdıyedüşünmüşler. lyi niyet- lı ve Türkiye açısından ufuk açı- a Dir girişim olan Bilişim Şûra- snın açılışında Cumhurbaşka- n Ahmet Necdet Sezer ve Baş- ba<an Ecevit'in mesajlan okun- IT.Ş. Sezer mesajında, "bilgi toplu- m.nun dünyada yarattığı dö- niişümün, sanayi devnminin ge- tırz : ğiköklü değişıkliklerden da- ha ıızlı olduğunu" belirterek "bi- *iş ~ı teknolojilerindeki hızlı ge- 'iş ~ıle biriikte yaşamın herala- nında büyük değişimlerin ya- şandığını, ülkelerin bu alandaki başarılarının gelişme sürecinde belirteyici olduğunu" ıfade etti. Sezer, "Ülkemizde kısa birge- lecekte bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılması, internet ağı- nın tüm kurum ve kişilere ulaş- tırılabilmesi sağlanmalıdır" de- di. Başbakan Bülent Ecevıt ise Türkiye'nin dünyaya yön veren ülkeler arasına girmesi, bilgiyı ve bilişim teknolojilerini hem kul- lanan hem de üreten bir konu- ma gelebilmesiyle gerçekleşece- ğinı ifade etti. Ecevit: Bilgi ve ile- tişim alanının internetteki hiz- metlerin yaygınlaştırılması, ka- litesinin arttırılması ve fiyatlann düşürülmesi, öncelikli hedefle- rimiz arasındadır. Bilgiyi kullana- rak ürün ve bilgi üretebilen, gı- rişimcı ve yaratıcı bireylerin ye- tıştirilmesi, ancak böyle sağla- nabilir" dedi. E-devlet uygulamalannın plan- lı bir bıçimde yaşama geçırilme- sini amaçladıklarını belirten Ece- vit e-Türkiye projesıne verdıkle- n önemi dile getırdi. TBMM Başkanvekıli Murat Sökmenoğlu, e-devlet oturum- da Türkıye'de internet kullanı- mının ucuzlatılması için Ulaştır- ma Bakanı Oktay Vural'a tek- lifte bulunulmasını istedı. E-dev- let panelinde konuşan Koç Bil- gi Grubu Başkanı Ali Koç da "Bilişim vizyonu, firmalann ini- siyatifine bırakılamaz, devlet viz- yonu şart" dedi. Koç Bilgi Grubu Başkanı Alı Koç, dünyada bilgi üretimi ve paylaşımı açısından büyük bir adaletsizlik bulunduğunu, bu alanda büyük bir savaş yaşan- dığını belirterek bilişim teknolo- jısine yatınm yapan ülkelerin gay- ri safi milli hasılalannın çok da- ha hızlı buyüdüğüne dıkkati çek- tı. Bilgisayar sahipliği ve internet kullanımı açısından Türkiye'nin durumunun oldukça gerılerde olduğunu anlatan Koç, "Dünya- da zengin ve fakirarasında pay- laşımı tehdit eden en önemli uçurum artık dijital uçurumdur" dedi. Koç e-devlete ulaşmak için, ulusal stratejinin oluşturulması, elektronik ortama erişimi arttır- mak ıçin fiyatlann düşürülmesi, bılgı üretimini ve paylaşımını art- tırmak gerektiğini anlattı. Bilişim Danışma Kurulu'nun (Bilişim Şûrası) toplantılarından çıkartılacak dersleri birkaç haf- ta boyunca inceleyeceğiz. Ancak görüldüğü gibi devletin en üst ka- demelerinden özel sektöre uza- nan zincir içinde herkes inter- net hizmetlerinin pahalılığından yakınarak ucuzlatılmasını istiyor. Öte yandan özel kurumlann bir aylık fiyatına bir yıl boyunca internet aboneliği veren TTNET engellenmeye çalışılıyor. Ancak görülen o ki artık inanılmaz fiyat- larla internet aboneliği veren ku- rumlann işi lyice zorlaşacak. E-devlette yurttaş devlet ilişkisi Başbakanlık Müsteşarlığı ve si- vil toplum kuruluşlarının biriikte ] düzenlediği Bilişim Danışma Ku- ] rulu'nun en önemli toplantılann- ; dan btrisi e-devlet paneliydi. Bu pa- i nelde konuşan Dış Ticaret Müste- şan Kürşad Tüzmen, e-Türkiye'yı oluşturacak çalışmalan yürütmek için, Başbakanlık'a bağlı, müste- şarlık gibi ayrı bir kurumsal yapı oluşturulması gerektiğini söyledi. "24 saat çalışan, kamu organlan- nın ve hizmetlerinin elektronik or- tama taşındığı bir devlet hayal et- tiğini" belirten Tüzmen. sadece vatandaşla olan ilişkiler değil, dev- letlerarası ilişkilerin de elektronik ortama taşınabileceğini kaydetti. Nüfusunun yüzde 50'sinde bil- gisayar bulunan, bunların 4'te bi- ri de internet abonesi olan Singa- pur'da vatandaşın devletle olan işlemlerini 15 dakikada hallettiği- ni, ABD'de plaka alma işlemlerinin maliyetinin 100 dolardan, elektro- nik ortama geçince 18 sente indi- ğini anlatan Tüzmen, e-devlet kul- lanımında, 27 ülke arasında Tür- kiye'nin 24'üncü sırada olduğunu vurguladı. Bilişim Danışma Kurulu'nda e- devletin hukuksal altyapı gerekle- ri de dile getirildi: Bilgi toplumuna geçişte ülkele- rin hukuk sistemlerini değişime ve yanıt bulmaya zorlayan birçok hu- sus saymak mümkündür. Tüketi- cinin korunmasından borçlar ve ceza hukukuna, vergi ve gümrük mevzuatlarından, kişisel bilgilerin vefikri haklann korunmasına, dev- let ıhale mevzuatına kadar pek çok hukuk alanında yeni düzenleme- ler yapılması zorunludur. E-devlet açısından bakıldığın- da, yukanda sayılan konuların ka- mu hizmetlerine has şekilde orta- ya çıktığı görülmektedir. Ömeğin, e-imzaya ait yasal düzenlemelerin yapılması, elektronik kamu hiz- metlerinin yürütülmesi için de ge- çerli olan temel bir ihtiyaçtır. Do- layısıyla, siyasal ortamda hukuki açıdan vatandaş-devlet ilişkisinin yeniden ele alınması kaçınılmaz- dır. Çeşitli alanlarda yapılacak olan düzenlemeler hem birbiriyle uyum- lu olmalı hem de eşzamanlar içe- risinde yapılmalıdıriar. Ömeğin, ki- şisel bilgilerin gizliliği yasal olarak koruma altına alınmadan sözleş- me hukukunda e-imza ile ilgili ola- rak yapılacak düzenlemeler, yapı- lan işlemin doğası gereği sözleş- me üzerinde birçok kişisel ya da ticari bilgi el değiştireceğinden ya- sal sorunlara neden olabilecektir Bir başka örneğe göre, e-imza ve- rilmesi ile ilgili işlemleri yürütmek üzere oluşturulması gereken onay kurumlarının idari ve yasal altya- pısı hazır olmadan e-imza mevz- tuatının düzenlenmesi sorunlara neden olabilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle