25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF* CUMHURİYET 14MAYIS2002SALI DtZt Ankara Mamak'ta direniş başlatılmıştı. Biz de karara uyduk; ranzalan, dolaplan koğuş kapısına dayadık Soba borusundan megafon AYŞEEMELMESCİ Polisteki soıgulama biokten sonra, Selimiye Kış- lası'na getirildim ve merdrven altındaki bır hüc- reye kapaüldım."Yaşamnıın ilk hücresi" idi. ts- tanbul Şehir Tiyatrosu'ıda kadrolu sanatçıydım ve konesrvatuvann bale jölümünden yeni mezun olmuştum. Bir dönemeanıklık edecektim... Po- lis deneyi ve hücre, yaşama karşı bakışımı değiş- tümişti. Koridor boyunca yanan san glob lamba- lar, hücre kapılannda bekleyen, saat başı nöbet değiştiren askerler, ta§ \e samanJa doldurulmuş yatak, US A damgalı kaşık ve metal tabaklarda ve- rilen çayla somun ekmec.. Gecenin bır vaktinde "Ah! Gel teskere gd" dıyen askerin sesi... Tuvalete, süngünün scğuk ve srvri ucu sırtımı- za dayanarak götürülüycrduk. Tuvaletin yanında- ki hücrenin kapısı süreüi açık tutuluyordu. Ma- hir Çavan'ın yaralı bedeni yataga zincirlenmişti. Bizi gördüğünde başmı hafifçe kaldınp dirençle gülümserdi... Ulas'a ellnl uzattı îlk duruşma günü, Mahir'in solgun yüzü biz- leri görünce aydınlandı. Cevahir'in öldüğü ken- disine söylenmemişti. Ulaş'a sanldı ve Hûseyin'ı sordu. Öldüğünü öğrenınce birden gözleri doldu, dudaklannı ısırdığıru görüyordum. Öfkeliydi. .Ulaş'a elini uzattı, bir sûre öylece kaldılar... i Duruşma sonrası, Mahir'i asker nezaretinde hücreye götürüyorlardı. Bizlerse CMS'lerle uzun konvoylar halinde Maltepe'ye dönüyorduk. Öğle yemeğini hep birlikte biiyük bir koğuşta yerdik. Bazen, bir gün ıçinde bırkaç ayn mahkeme görü- lürdü. Başka dayalardan arkadaşlarla konuşma şansı bulurduk. Öğle yemekleri tam bir gırgır şa- rnataydı, okul kantini gıbi. Yemekte Ulaş'la bir- likte otururdum. Onunla ve Kâmil Dede'yle bir- likte çok gülerdik. Ulaş çok zeki, neşeli, şakacı ve sakindi. tçlerinde en gençlen bendim, heyecan- lı ve ataktım. Ulaş beni sakinleştirmeye çalışırdı. "Önemli olan dışanda olabümek, sen bu gidişle 5 seneyersm". Gerçekten de 5 sene almıştım. Ulaş, sık sık "Ben zaten darağacmın tiryakisi ohnuşum" türküsünü söylerdi gülerek. Kâmil De- de'nın sesi çok güzeldi, o da Ulaş'a eşlik eder, ba- zen de uzun havalarla bizleri hüzünlendirdi. Mah- kemelere giderken ve dönerken hep birlikte marş- lar söylerdik. "Gün doğdu hep uyandık/Bağımsz- hk uğruna da al kanlara boyandık"; kaldınm ke- narlannda, otobüs duraklarında bekleyen halk, şaşkın şaşkın konvoylara bakardı. Enbüyüğümüz 25yaşuıdaydL Esas hakkındaki mütalaa için mahkeme 9 gün ara vermişti, sonra savunmalara geçilecekti. Uzun bir bekleyişten sonra, Mahir duruşma sa- lonuna getirildi. Gazetecilere ve izleyicilere dö- nerek seslendi; "8 aydır bir hücrede yatağa zin- cHenmişbekfctirvorum.Kitap\ok,gazete_H)k.AvTi- kadanmla görüştürülmüyorum. Bu mahkemeter bağunsız değOdir. 9 gfindür ölüm orucundayım. Bu antidemokratik uygulamaya son vermezseniz, hücreden ölüm çıkacakbr" dedi. Savunmalar için 17 gün ara verilmişti. Gece ya- rısı bir teğmen Mahir'in Maltepe'ye getirildiği haberini verdi. Mahir'in savunmasıru SinaÇüadu-ve Ulaş Bar- dakçı birlikte yazmışlardı. Mahir,ftıtboloynuyor ve koğuşa gelmenin sevincini yaşıyordu. Kısa sü- rede sağlığına kavuşmuştu. Yaşar Kemal en gözde ziyaretçilerimizdendi. Görüş günlerinde, sepetler dolusu yiyeceklerle gelır, "Kıziar size babçeferi getinnm" diye bağı- nrdı. Bir gelişinde, pikap ve klasiklerden oluşan bir seri plak getirmişti. Ben zaman zaman arka- daşlann ısranyla bale yapardım. Kulelerdeki nö- betçiler merakla seyrederdi... Maltepe Askeri Ceza ve Tutukevi'nde, yük- sekçe bir tepe üzerindeki barakadan, erkek hapıs- hanesinin avlusunu görebıliyorduk. Mahkemeye gitmek üzere hazırlık yapnğımız bir sabah, ceza- evi çevresinde telaşla askerler koştunryordu. Nö- betçi erlerden biri duvann dibindeki çukura düş- müş; ne olduğunu anlayamamıştık. Etrafimız sa- nldı. Askeri helikopterler, cezaevinin üzerinde turluyordu. Teğmenlerden birinin silahı yanlış- lıkla ateş almışh: Kâmil Dede'nin sesi durumu ay- Mahir Çayan. THKP-C davasından Ulaş Bardakçı, Necmi Demir, itkay Demir, Ziya Yılmaz, Necati Sağır ve Kamil Dede Ue biıükte. dınlattı: "Arkadaşlar. Ankara'da Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın srvasi savunma haklan kısıtianmış- ur. Bu nedenle Mamak'ta direniş başlaülmışür. Sa- vunma haklanmızı ekleedinceve kadar mahkeme- lere gitmeme karan aldık. Koğuşjara barikat ya- pın. içeriye kimsevi sokmayın." Falk Türun tehdlt ettl Direniş kararına uyduk ve ranza, dolap ne var- sa koğuş kapılanna dayadık. Kısa süre içinde tank- çısı topçusu, tüm garnizon, cezaevinin çevresin- de toplanmıştı. FaikTürün megafonla seslendi: " 10dakikaiçindedtşanyaçıkmazsanız,ateşaçmak zorunda kaJacağtz." 12 Mart'ın komutanı karar- lıydı. Askerler silahlanna şarjörlen sürdüler. Koğuşun ortasındaki demirdöküm sobanın bo- rulanru söktüm ve pencereye çıkûm. Gençliğin ver- diği gözü dönmüş kararlılıkla bağırmaya başladım: "Askerler, kardeşler, bizkr sizJer için savaşryoruz. Sflahlanmzı halk düşmanlanna çcvirin" Asker- ler etkılenmişti. Sürekli tekrarlıyordum. Sonuçta bando mızıka takımını getırdiler, askerlerle ara- mıza yerleştirdiler. Marşlar aniden kesildi. Faik Tü- rünbize seslendi: "Arkadaşlannızdireniştenvaz- geçtüer, mahkemeye gftme karan alddar". tnan- mıyorduk. Kâmil'in sesi karan onayladı. "Ama- cımıza ulaşnuş bulunuyoruz, mahkemeve gidiyo- ruz." Süngülerin gözetiminde CMS'lere bindirildik. O gün THKO'nun da duruşması vardı. Gazeteci- lerdışında kimse salona alınmamıştı. Mahir, Ulaş ve Ziya Yılmaz cezaevinden kaçmışlardı. Duruşma sonrası, Maltepe'ye geldiğimizde Necmi Demir ve Kâmil Dede, ayn bir ciple bil- mediğimiz bir yere götürüldüler. Bizi zorla erkek koğuşlannın bulunduğu yerde eskiden çay ocağı olarak kullanılan küçiik bir odaya kapatmak istedıler. Rüçhan Manas; "Bizi buraya kapatamazsınız" dıye dıklenince, görev- lıden şiddetli bır tokat yedı. "Sen arkadaşımıza nasdvurursun" sesleri yükseldi: karşı koğuşun ka- pısı kınldı ve diğer koğuşlann... Tutuklular ceza- evuıı işgal ettiler. Cezaevi komutanı ve idaresi Orol Çalıjlar, tlkay Demir, Necmi Demir, Tuğrul Eryılmaz, Oğuz Bçı Atrlio Keskm, Ertjğrul Kûriıçü, Oğuzhan Mûfeoğkj, Muzafier Oruçoğlu, Ülltü Snğır, Teslim Töfe ve Mustala Yolçıner • Yaşar Kemal en gözde ziyaretçilerimizdendi. Görüş günlerinde, sepetler dolusu yiyeceklerle gelir, "Kızlar size bahçeleri getirdim" diye bağınrdı. Bir gelişinde, pikap ve klasiklerden oluşan bir seri plak getirmişti. Ben zaman zaman arkadaşlann ısranyla bale yapardım. Kulelerdeki nöbetçiler merakla seyrederdi... Ayşe E. Mesci yargüama sonucu beş yd ceza akü. gözaltına alınmıştı ve biz cezaevini işgal etmiş- tik. Tünel 60 kdşilik koğuşun içindeki bir bölüm- de açılmıştı. Koğuşun girişine, akademinin hey- kel bölümünde okuyan bir arkadaş, çıkan kırmı- zı (killi) çamurdan kocaman bir kadın heykeli yapmıştı. Çıkan çamur yataklann içine ve dolap- lara doldunümuştu. Tünelin ağzı çok küçüktü. 5 kişinin, özellikle Cihan Alptekin'ın oraya nasıl gir- diğıru anlayamamıştım. Tünelin içi ampullerle ışıklandınhnıştı. Arka- daşlar, direniş sonrasını anlattılar. Faik Türün, sa- yım sırasında komutanlarla içeriye girmiş; Mahir, Ulaş, Ziya, Cihan ve Ömer'in adlan okunurken içerdekiler hep bir ağızdan, "Tahnye okhı" diye bağınyorlarmış. Faik Türün "Defiği görelim, deB- ği" demiş. Işıklandınlmış tüneli gördüklerinde si- nirlenerek: "HeriflertüneldeğiLmetrokazınışlaıf Zafere ulaştığımızı düşünüyorduk, hiçbir şey umurumuzdadeğildi.Koridordavoltaatıyordum. Karşımdaki koğuşta düşünceli oturan tDıan Set- çuk dikkatimi çekti. Yüzü allak bullak olmuştu. Gergin ve temkinliydi. Bu kapışmanın sonu nereye varacaktı? Okta> Kurtböke ve Ilhan Sel- çuk, gençlerle tartışıyorlardı. Sabaha dek hiç uyumadan bekledik. Ertesi gün cezaevi idaresi değişmiştı, subaylar tutuklanmış, sorgulanmak üzere götürülmüş ve çok daha sert olan başkalan gelmişti. Bizi koğuşumuza götürdüler. Saat başı aranıyorduk. Görevliler özel eğitimli kurt köpek- leriyle dolaşıyorlardı. Duruşmadan "oyçokluğu" ile tahliye edildim. Özgürlüğüm ancak 4 gün sürdü. Bir sabah uy- kudan uyandınlıp bir sorgu için götürüldüğüm 2. Şube'den, gece yansı alınıp srvillerle birlikte bil- mediğim bir semtte tarihı bir binaya getirildim. Kapıdan girerken ışıklar söndü. Karanlıkta bir odaya kapatıldım ve gaz lambalan altında üç kişi tarafindan sorguya çekildim. "Koğuşta bale yap- öğım. askerierin dikkatiniçektiğim,böylece kaçışa yardım ettiğim "iddia edilhordu. Sorgu sabaha dek sürdü. Ertesi gün öğle saatJerinde savcüık ifadesi için SeKmhe've götürülüp yerin iki kat al- ünda bir başka hücreye kapaüldim. Hücre soğuk- tu, iisriım çokince\ di. Hazırhksızdım. Karara dek o hücrede bekletiküm. (Benden sonra" Yılmaz Güney de aynı hücrede kahruştı.) Hakkımda ikin- ci bir dava açıldı. Kaçan beş kişi ve ben... Durum çok komikti, neyse ki ikinci dava kısa sürede düştü. Karar için duruşmaya çıkanldığım- da arkadaşlar şaşırmıştı, hücrede olduğumu bil- miyorlardı. Karar okunurken annem bayılmıştı. 5 yıl hapis. 1 yıl 8 ay Isparta'ya sürgün. 3.5 yıh 5 değişik cezaevinde geçirdim. Maltepe, Selimiye hücrelen... Selimiye askeri hapishanesi, Sağmal- cılar ve Adapazan shil cezaevi. 1974 affiyla tah- liye edildim. Cezaevi okulundan yüzümün akıy- la mezun olmuştum. İİTTİ SALI ORHAN BURSALI Galatasanay Galatasaray UEFA şampiyonu oldu. Başında Fatih Terim vardı. Arkasından, Terim gitmesine rağmen o ruh haliyle Süper Kupa'yı aldı. Ertesi yıl lig ikincisi oldu. Avrupa şampiyonasında yenilmedi, ama galibiyet de alamadı, elendi. Şimdi Terim yeniden takımın başına döndü. Hedefi şampiyon kulüpler kupasını almak. Başarabilir mi? Evet, başarabilir. • • • İçinde yaşadığımız ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ilişkiler, yatay düzlemde, çok sayıda bireye, gruba, şirkete (ülkeye?!) dikey çıkışlar yapma, yani yükselme izni veriyor. Sistem, biraz da bunun üzerinde kurulu. Doğuştan yeteneği, zaten tutamazsınız. Çok çalışkan birisinin de yetenek geliştirmesini ve yükselmesini engelleyemezsiniz. Bir fikir yakalamış birey veya şirket de başanyla kendi kozasını örer. Batık şirketleri yeni fıkirler, örgütlenmeler ve yapılar kurtarabilir. Kendi halinde şirketleri veya kurumları, yeni fıkirlerle havalandırabilirsiniz. öyle olmasaydı, bugün dünyanın tepesinde hep bildik şirketler, kurumlar olurdu. Futbolda da hep büyük bellenmiş takımlar kupaları götürürdü. Birinci olgu: Dünya bir batma-çıkma dünyasıdır. 100 yıllık bir kurum veya şirket, 1000 yıllık bir ülke batabilir. Yerlerine yenileri kurulabilir veya tepelere tırmanabilir. Dünya tarihi bu döngünün tarihidir. İkinci olgu: Küçük sistemlerin yükselmesi, yaşadıkları yerle doğrudan ilişkili değildir. Yani Türkiye'nin genel yapısının kötülüğü, zemininin, koşullarının elverişsizliği, bu topraklardan "Adam'ın", "Kurum'un", "Şirket'in", irili ufaklı sistemlerin çıkamayacağı, küresel nitelikte "Oyuncu" yetişemeyecegi, bunlann küresel nitelik ve özellikteri sahiplenemeyecegi anlamına gelmez. Ülke koşullarının elverişsizliği, herkesin bildiği gibi, gerçi küresel yükselmetere sayısal sınıriamalar getJriyor, niteliklerin kazanılmasınaengellerçıkanyor, ama bunu yok edemiyor. Üçüncü olgu: önemli olan fikirdir. Bir fikri örebilmek, geliştirebilmek, dal budak sardırabilmek, büyütebilmek, küresel nitelik ve yapı düzeyine yükseltebilmektir; bunun için gerekenleri yapabilmektir. Dördüncü olgu: Fikrin yani sıra önemli olan ruh hali'dir. Ruh hali, fikrin kuluçkası, aura'sıdır. Böyle bir aura olmazsa fikir cepte, kasada kalır; aura fikri büyütecek ortamdır. • • • Fatih Terim, iyi, nitelikli ve büyümeye erverişli bir fikir yakalamıştır. Bu kesin. Fakat Galatasaray'da da bu fikrin temelleri atılmış ve auranın oluşması için uygun ortam yaratılmıştı. Bu, Galatasaray Kulübü'nün, yönetim- lerinin hanesine yazılmalıdır (diğer kulüplerden farkhlığı). Fatih Terim, yakaladığı fikri, kulüpte var olan uygun koşullann desteğiyle, dört yıllık bir süreçte adım adım uygulayarak, büyüterek Avrupa'nın zirvelerinden birine taşıdı. Kulüpte yarattığı aura ve oyunculara kazandırdığı ruh hali, bu fikri şampiyon yaptı. Nitelikli fikrin, büyük paralara gereksinimi yoktur. Nitekim, öte yanda birkaç yüz milyon dolarlık Avrupa kulüpleri, bu yanda, söz konusu ölçeklere göre, 100 milyon dolar bile "etmeyen" Galatasaray. Burada beşinci olgu karşımıza çıkıyor: Fikrin parasal ağırlığını bilemez, kestiremezsiniz. İyi bir fikri olan yoksul adam, şisman bir para babasını evire çevire dövebilir, sudan çıkmış eşeğe döndürebilir! Galatasaray bunu gerçekleştirmiştir. Ama henüz tam olarak değil. Şimdi Terim bize bunun ömeğini verme vaadinde bulunuyor. Biz de keyifle seyredeceğiz... Not: Galatasaray örneğinde, aynı zamanda, "arkadan gelenler^n yükselmesi yasasının işlediğini görüyoruz. Bu, başka bir yazı konusu. obursali(5 cumhuriyet.com.tr T.C. İSTANBUL ÜNİVERSlTESt REKTÖRLÜĞÜ AYDINLANMA KONFERANSLARI No: 19 Konuşmacı Gülgim FEYMAN Konu Tophım Yaşanaında tletişimin Onenıi Gün : 15 Mayıs 2C02 Çarşamba Saat : 15.00 Yer : Î.Ü. Fen FaJküitesi, Ord. Prof. Dr. Cemil BÎLSEL Konferans Salonu Aydmbk yar-mlar özlenıi içindeki tüm yurttaşkrunız davetüdir. HEKİMHAN ASLİYE HUKUK MAHKEME- Sİ'NDEN Dos\aNo:200191 Davacı Hasan Otlu tarafindan mahkememize açılan gaiplık davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara kararı geregınce, Hekimhan ilçesi (Malatya ili). Güzelyurt. Karamahmut Ma- hallesi nüfusuna kayıth Hasan ve Zevnep'ten olma 27 12.1958 d.lu Yılmaz Otlu'nun kayıp olduğu ve mahkememızden gaiplık karan talep edildığınden bu kışıvı tanıvan ve bilenlerın mahke- memize gelıp duruşma günü olan 24.05.2002 günü saat 9.15'te mahkememiz duruşma salonunda hazır olmalan \e ifadelerin (beyanlarının) ahnması hususu ilan olunur. 01.03.2002 Basın 18313 MALATYA1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİ- Ğİ'NDEN Esas No: 2001 575 Davacı Hacı Yalçın vekilı A\. Basri Sanca tarafindan davalılar Ali Zencirlı Özel Aslantepe Ilköğretim Okulu \ e l Iş Bankası aleyhlenne açılan menfi tespit davasının venlen ara karan gere- ğince, Davalı Ali Zencirli Özel Aslantepe Ilköğretim Okulu adına çı- kartılan davetiyenin teblığ edılemediği. yapılan zabıta araştrrma- sında da adresı bulunamadığından, adı geçen da\alının mahkeme- mızde yapılacak olan 30.05.2002 tanhli duruşmaya katılması ve- ya kendisini bir vekille temsil ettirmesı aksı takdirde yokluğunda karar venleceği hususu ılan olunur. 01.05.2002 Basın: 27416 ÇARŞIBAŞI ASLİYE HUKUK MAHKEME- St'NDEN EsasNo: 2002'48 Davalı Mehmet Yılmaz adına tapuda kavıılı Trabzon ılı, Çarşıbaşı ılçe- si. Fener Köyü, Pafta: 3, Parsel No: 582 sırasında kayıth 1050 m2 şüzölçü- mündeki ze>1ınlik vasfmdaki taşınmazın tamamı Karayollan Genel Mü- dürlüğü tarafindan Karadeniz Sahıl Yolu ıyıleştırme projesıne binaen \ol inşaatı ve emniyet alanı tesıs etmek amacıyla 02.03.2001 tarihınde kamu- laştınlmasına karar \enlmıştir. Kamulaştırma karan verilen taşınmaz için 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası"na 4650 sayılı yasa ıle değişik 8 madde- ye göre oluşturulan kı>Tnet rakdir komisvonu tarafindan taşınmazın tahmi- nı bedeli 16.414.395.586.-TL olarak tespit edılmiştir. Aynı madde uyann- ca taksıtle ödeme. pazarlıkla satın alma ve trampa yolu ıle devır alma ko- nulannda anlaşmaya vanlamadığmdan kamulaştırmayı yapan idare tarafm- dan 2942 S.Y.'nın 10. maddesı gereğince taşınmazın kamulaştırma bedeli- nın tespiti \e ıdare adına tapuya tescili ıçın 03 04.2002 tanhınde mahke- memize dava açılmıştır. 2942 S Y."nın 4605 S.Y. ile değişik 10. maddesinin 4. fıkrası gereğince ilan olunur. 03.04.2002 Basın: 22695 LAPSEKt ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo. 2001 102 Davacı Erdal Yüksel tanftndan davalılar Hazıne, Orman ve Harmancık Köyü Muhtarlığı hakkında açılan tescil davası nedeniyle, Dava konusu. Lapsekci ı,sesi, Harmancık Köyü, Kocagöynük mevkiı, doğusu kadim dere ve dere ile birlikte yol. ondan sonra Hasan Hüseyın tarlası, batısı cincsı köy yolu olup, şu anda asfalt yol, kuzeyi tarla yolu ıle yoldan sonra Mehmet Ali Aslan tarlası, güneyı Mehmet Ali Aslan'ın ziırai ettiği tarla ile çevrili, 52413 74 m2 miktarlı taşınmazın davacı Ali oğlu, Erdal Yüksel adına tapuya tescili talep edıldiğinden, ttirazı olanlann 3 ay iscersinde yukanda numarası belirtilen dava dosyasına itiraz etmelen ilan olunur. 30.04.2002 Basın: 28023 TRABZON 2. ASLİYE HUKUK MAHKEME- St'NDEN Esas No: 2000 282 Davanın kabulü ile Trabzon, Merkez. Subaşı Köyü. Cilt: 0075. Sayfa: 3, Kütük: 0003 "te nüfusa kayıth bulunan Turan \e Ulve'den olma 21.11.1977 doğumlu Derya Hekımoğİu ıle Ali oğlu Nediman'dan olma 13.08.1974 do- ğumlu Bülent Hekimoğlu'nun boşanmalarına, Harçlar kanununun hükümlen gereğince 4 960 000.-TL harçtan davacı- dan peşın alınan 2.08O.0OO.-TL harcın mahsubu ıle bakiye 2.880.000.-TL harcın davalıdan alınmasına, Davacı tarafça nafaka, tazminat istenmediğınden takdirine yer olmadığı- na. Avukathk asgari ûcret tarifesi gereğince 175.000.000.-TL vekâlet ücreti- nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Davacı tarafindan yapılan 34.792.000.-TL mahkeme masrafının davalı- dan alınarak davacıya verilmesine, kanun yollan açık olmak üzere davacı vekılınin >iizünde davalının yokluğunda karar venlmiş olup davalı Bülent Hekimoğlu'nun tüm aramalara rağmen adresı bulunamadığından davalmın yasal süre içinde karan temyız etmediği takdirde kesınleştırıleceğı hususu karar tebliği yerıne geçerli olmak üzere ılan olunur. Basın: 17374 KELKİTKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1990/70 Karar No: 1996' 188 Karar Tanhi: 04.06.1996 Da\acı Rüşan Yalçın tarafindan davalılar Sallı Korkmaz ve arkadaşları aleyhine açılan kadastro tesbitine itiraz davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen karar gereğince; Davalılardan Kelkıt ilçesi. Çamur köyünden Sallı Korkmaz, Yaşar Yal- çm. Hacı Bektaş. Veysel Bektaş, Neşat Bektaş, Saadet Yalçm, Ayşe Bektaş, Ayşe Yalçın, Hayrullah Yalçın, Niyazı Yalçın. Zahıde Sakar, Güler Açar, Ayser Taşcıoğlu. Aynur Korkmaz. Özdemır Yalçın ve Nevzat Yalçın'ın açık adreslerinin tesbit edilemediğinden. Adreslen tesbit edilemeyen ve yukanda isımlen yazılı şahıslann ılanen teblığ tarihinden ıtibaren 15 gün içerisinde gıyaplannda verilen karan tem- yız etme haklannın bulunduğu, temyiz etmediklen takdirde dosyanın kesin- leştirilerek Tapu Sicil Müdürlüğü'ne venleceği hususu tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 16410 KIRŞEHİRİCRA DAİRESİ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI Dosya No: 2002 96 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cıns, mıktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Binncı arttırma 23.05.2002 günü saat 11 00-11.05'te Kırşehir Beledıye Garajı'nda yapılacak ve o günü kıymetlerin yüzde 75'ine istekli bulunmadı- ğı takdirde 24.05.2002 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılaca- ğı. Şu kadar ki, arttırma bedelınin malın tahmın edılen kıymetimn yüzde kırkını bulmasının ve satış isteyenm alacağma rüçhanı olan alacaklının top- lamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann pay- laştırma masraflannı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzenn- den yüzde . .. . oranında KDV'nin alıcıya aıt olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceğı, masrafı verildığı takdirde şartnamenin bir ömeğinin ısteyene gönderilebileceği, fazla bılgi almak isteyenlenn yukanda yazılı dosya numarasıyla daıremize başvurmaları ılan olunur. 30.04.2002 Muhammen kıymeti Ura: 10 000.000.000.-TL Adedi: 1 Adet " Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 66 KD 370 plaka sayılı 2000 model 285 S tipi kırmızı renklı TS2142-G 248 005224 Motor, 271 TU 285 005224 Şasi No'lu M. Ferguson marka traktör. Basın: 27816
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle